17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Beyaz Saray’dan Yansımayanlar... ABD’nin Türkiye’nin “dost”u olduğunu bilmeyen yoktu. Önceki gün Beyaz Saray’da bu iki dost ülkenin liderleri arasında gerçekleşen görüşmenin sonunda, ev sahibi Obama, Başbakan Erdoğan için “arkadaşım” tanımlamasını da kullanmış. Gazete ve televizyonlarımızın önemlice bir bölümü, ABD Başkanı’nın ağzından çıkan, bu “dost Türkiye” ve “arkadaşım Erdoğan” iltifatlarının altlarını çizerek yayımlamayı ortak görev olarak algılamışlardı. İki arkadaşın Oval Ofis’teki buluşmasında Afganistan, İran, Irak ve Ermenistan ile PKK terörünün yanı sıra Ortadoğu ve Kıbrıs konularında görüş alışverişinde bulunacakları, önceden bildirilmişti. Başkan Obama’nın görüşme sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD’nin yaşamsal önem verdiği İran ve Afganistan konularında, bize yüklemek istediği yeni sorumluluk ve görevin şifrelerinin teker teker çözüleceği beklenilebilir. Afganistan’daki terör de bizdeki ne? ABD’nin aynı duyarlılığı, bize her gün biraz daha ağır bedeller ödetmeyi sürdüren terör örgütüne karşı göstermesini de bekleyenler için, Obama’nın açıklaması bir tür düş kırıklığı olarak görülmelidir. Gerçi bazılarına göre Irak’tan çekilmek için düğmeye basacak olan ABD, boşaltacağı topraklarda, yeni Irak yönetimine sıfır terör bırakacağı için PKK’nin tasfiyesine yönelecektir. Ancak bu amaçla yapacağı katkının, bundan önceki ölçüleri aşmayacaksa, Türkiye için yeterli ağırlık taşımadığı, Başkan Obama’ya, yakın dost ve arkadaşı tarafından anlatılmalı değil miydi? Ya Kıbrıs? ABD Başkanı’nın, Kıbrıs’ın geleceği için iki toplum arasındaki görüşmeleri bilerek tıkayan Rum yönetimine de, onu Ada’nın askersizleştirilmesi gerekçesi altında, KKTC’de garantörlük anlaşmasının gereği olarak konuşlanmış olan Türk Barış Gücü’nün anavatana dönmesini isteyen Yunanistan’a da önceki günkü görüşme sonrasında söyleyebileceği tek kelime olmadı mı? Obama, bu sorun üzerinde konuk arkadaşının kendisine ileteceği düşüncelerin olmasını doğal görüp bir beklentiye mi girdi de Erdoğan, Kıbrıs’ın geleceği için yeni dünyanın büyük patronunun görüşlerini hiç mi merak etmedi? Bunları bilmemiz zor. Bunların bilinmesi için, Talat ile Hristofyas arasındaki buluşmaların yansımalarını mı bekleyeceğiz? Yoksa, evet yoksa Kıbrıs’ın geleceği üzerinde iki dost ve arkadaşın az da olsa birbirlerine söyleyecekleri vardı da, onların üzerine kapkara bir perde mi çekildi? Erdoğan, Annan Planı’nın bizim tarafımızdan kabulü için devreye giren ABD’nin, Türk tarafı plana evet derse, ilk ağızda kuzeye yönelik tecridin kaldırılacağı sözünü verip, bu doğrultuda bir adım bile atmadığını olsun Obama’ya söylemek gereğini de mi duymadı yoksa? Talat’ın koltuğunu Rum oyları ile koruma yasası Önceki gün, Kıbrıs’ta Türk ve Rum liderler arasında sürdürülen görüşmelerin geldiği yeni aşamada, iki taraf yöneticilerinin seçimleri için karşılıklı olarak oy kullanma gibi, ilk bakışta kuzey ve güneydeki Kıbrıslıların birbirleri ile kaynaşmasını sağlayacakmış gibi sunulan bir öneri öne çıkartıldı. Haberi veren kaynak, öylelikle hem Kıbrıs Türklerinin, hem de Kıbrıslı Rumların bu sayede kendi liderlerini ulusalcılar arasından değil, anlaşmaya yatkın olan evrenselciler arasından seçebilecekleri yorumlarını da yaptılar. Bu yaldızlı yorumların altında, nisan ayındaki başkanlık seçiminde, kendi yurttaşlarından oy almak için zorlanacağı apaçık görünen Talat’ın koltuğunun Rum seçmenlerin sandıklarındaki sonuçlarla korunacağı planı yatıyordu. Bu öneriye Erdoğan iktidarının sıcak baktığını bilenler için, önceki gece Oval Ofis’te Kıbrıs sorununun tek kelime ile bile olsa gündeme gelmediğine inanmak gerçekten zor. Hatta sadece zor değil, imkânsız da olmalı. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Emekli generaller Tokat’taki 7 şehitle sonuçlanan terör saldõrõsõnõ değerlendirdi ‘Yayõlmatehdidigündemde’ SERTAÇ EŞ ANKARA - Tokat’õn Reşadiye ilçesinde 7 şehitle sonuçlanan terör saldõrõsõnõ değerlendiren emekli generaller, terörün yayõlma tehdi- dinin ortaya çõktõğõnõ, zamanlama ve yerin dikkat çekici olduğunu, ey- lemin “vekâleten” yapõlmõş ola- bileceğini belirttiler. Emekli Tuğgeneral Nejat Es- len, hangi terör örgütünün eylemi gerçekleştirdiğine yönelik istihba- ri bir tespit olmadõğõnõ belirterek “Ama bu eylemin doğrudan ve- ya bir taşeron aracılığıyla PKK tarafından yapılması olasılığı bü- yüktür. Bunun nedeni de sürdü- rülmekte olan önce Kürt açılımı, sonra da demokratik açılım ola- rak adlandırılan süreçtir” diye konuştu. Hükümetin sürece hazõr- lõksõz başladõğõnõ, ABD’nin Orta- doğu ve Orta Asya’daki yönelimi- ni dikkate almadõğõnõ belirten Eslen, yalnõzca Mahmur ve Kandil’in boş- altõlmak istenmesine dikkat çekti. Yurtiçindeki terör unsurlarõna yö- nelik bir girişimin henüz gündeme gelmediğini anõmsatan Eslen, süreç içinde PKK’de beklenti yüksekli- ğini ve sonrasõnda şehirlere yansõ- yan eylemlerle ortaya çõkan hoş- nutsuzluğa dikkat çekti. Eslen, “Şe- hirlerdeki eylemlerle ve belki de bu son terörist saldırısıyla ayrı- lıkçı Kürtler hükümete bir mesaj vermektedir. Bu süreç arzu et- tikleri şekilde gelişmediği tak- dirde, çatışmayı yayabilecekleri konusunda mesaj vererek Tür- kiye’deki yönetimi tehdit etmek- tedirler” diye konuştu. Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu da eylemin zamanlamasõ- nõn ve yerinin önemli olduğunu vurguladõ. Eylemin yapõldõğõ böl- genin genellikle sol fraksiyonlara mensup DHKP-C, TİKKO gibi ör- gütlerin bulunduğu bölge olduğunu, PKK’nin fonksiyonunun olmadõğõ- nõ belirten Kuloğlu, “Bu eylemin sol fraksiyonlara bağlı örgütler ta- rafından yapılma ihtimali fazla ama net değil. Diğer taraftan bu örgütlere PKK tarafından vekâ- leten yaptırılması da mümkün” dedi. Güvenlik güçlerinin aldõğõ önlemler nedeniye PKK’nin Gü- neydoğu’da böyle bir eylem yap- makta zorlanabileceğini anlatan Kuloğlu, “Operasyonların yoğun olduğu bölgede bu tip sansasyon yaratacak eylem yapma fırsatı, güvenlik güçlerinin yoğunluğu nedeniyle düşük. Yapsalar dahi bulunma imkânları mümkün. O bakımdan kendileri açısından daha güvenli bu bölgeyi seçmele- ri de mümkün” diye konuştu. ‘İnisiyatif teröristte’ Saldõrõlan jandarma timinin te- rörle mücadeleye yönelik değil, hõrsõzlõk, gasp gibi asayiş olaylarõ- na yönelik görev yapan bir birlik ol- duğunu belirten Armağan Kuloğ- lu, “Hiçbir şeyi tanımadığından inisiyatif daima teröristte. Terö- rist bir saldırı da beklemedikle- ri için son derece büyük bir za- yiatla sonuçlanıyor” dedi. Eylemin zamanlama olarak Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’õn ABD ziyareti ve DTP davasõ dö- nemine denk geldiğini kaydeden Kuloğlu, şöyle konuştu: “En azından açılım konusun- da son derece şımarık bir şekle dönüştükleri, beklentilerinin çok yüksek olduğu, bunların karşı- lanmayacağı ortaya çıktığından, açılımı da benimsemez ve tanı- maz hale geldikleri için bu eyle- mi yapmaları mümkün. DTP kapatılırsa şehirdeki bu hadise- ler, eylemler devam eder mi, et- mez mi? DTP kapatıldığı tak- dirde kapatıldığı için eylemler artabilir. Kapatılmadığı takdir- de, biz ne yaparsak yapalım ka- patmaya cesaret edemiyorlar, hukuk işlemiyor, siyaset üstüne çıkıyor diye eylemlerini çok da- ha büyük boyutlara taşıyabilir- ler. O bakımdan DTP davası sürecinde kapatılsa da artar, kapatılmasa da artar.” Emekli Tuğgeneral Eslen, hangi terör örgütünün eylemi gerçekleştirdiğine yönelik bir tespit olmadõğõnõ belirterek “Ama bu eylemin doğrudan veya bir taşeron aracõlõğõyla PKK tarafõndan yapõlmasõ olasõlõğõ büyüktür” dedi. DIŞ BASINDAN TEPKİLER ‘Barış büyük tehlikealtında’ İngiliz Financial Times gazetesi, “Şiddet, hükümetin Kürt hamlesini raydan çõkarabilir” yorumu yaptõ. LONDRA /PARİS/ NEW YORK (ANKA) - Türkiye’deki protesto gös- terileri, Tokat’ta 7 askerin şehit edildiği saldõrõ ile DTP davasõ, Batõ basõnõnõn da gündeminde. Financial Times gazetesi, “Şiddet, hükümetin Kürt hamle- sini raydan çıkarabilir” yorumu yaparken Le Fi- garo, “Türk-Kürt barış- ması tehdit altında” baş- lõğõnõ attõ. İngiliz Financial Times gazetesi, Anayasa Mah- kemesi’nin DTP ile ilgili kararõ öncesi Türkiye ça- põndaki protesto gösteri- leri ve aylardan sonra TSK’ye yönelik ilk büyük saldõrõnõn gerginlikleri art- tõrdõğõnõ kaydetti. Gazete şunlarõ yazdõ: “Yeni şiddet ve mah- kemenin DTP’yi kapat- ması olasılığının, hükü- metin, ayrılıkçı isyancı- lar ile uzun bir süreden beri devam eden ihtila- fa son vermeyi amaçla- yan, Kürt vatandaşla- rının haklarını genişlet- me hamlesini raydan çı- karabilir.” Gazete, Başbakan Er- doğan’õn, “demokratik girişimi” nedeniyle yaz aylarõnda uluslararasõ top- lumdan övgü kazandõğõnõ yazdõğõ haberinde, “ABD, Türkiye’nin huzursuz Kürt azınlığını kazan- ma girişimlerini, komşu Irak’taki istikrar için hayati gibi görüyor. An- cak anketler, hüküme- tin, Türkler, teröristlere taviz olarak değerlen- dirdikleri reformlara karşı çıktığı için Ba- tı’daki illerde destek kaybına uğradığını gös- teriyor” dedi. DTP’nin önde gelenle- rinin, partinin kapatõlma- sõ halinde tüm milletve- killerinin istifa edeceği yönündeki açõklamalarõ- na da dikkat çeken gaze- te, “İlk başta hükümetin reformlarını destekle- yen DTP, tonunu sert- leştirdi ve Kürtlerin Ab- dullah Öcalan’a olan bor- cuna vurgu yaptı” diye yazdõ. İngiliz gazetesi, Türkiye’de Öcalan’dan nefret duyulduğunu vur- gularken de PKK’nin, ABD ve AB’nin terörist gruplarõ listelerinde bu- lunduğunu anõmsattõ. Fransa’nõn önde gelen gazetelerinden Le Figaro ise, “Türk-Kürt barış- ması tehdit altında” baş- lõklõ haberinde protesto gösterileri ve 7 askerin şe- hit edildiği saldõrõya dik- kat çekti. Bu saldõrõnõn, Anayasa Mahkemesi’ndeki DTP sürecinde ağõrlõklõ bir fak- tör olabileceğini öne sü- ren gazete, AKP’nin kõl payõ kapanmaktan kur- tulduğunu anõmsattõktan sonra “Türk siyasi ha- yatının istikrarı, böy- lece, bir defa daha yar- gıçların kararına bağlı” yorumunu yaptõ. ABD’li New York Ti- mes gazetesi de, saldõrõya ilişkin bilgi verirken sal- dõrõnõn 10 yõlõ aşkõn bir sü- reden sonra bölgede en kanlõ saldõrõ olduğuna dik- kat çekti. “Hükümet, Kürtler ve diğer azın- lıkların haklarını ilerle- tecek reformlar üzerin- de düşünürken Türki- ye’de gerginlikler arttı” diyen gazete, Anayasa Mahkemesi’nde görülen DPT davasõna işaret etti. Serap son yolculuğuna gözyaşlarõyla uğurlandõ Küçükçekmece’de, İETT otobüsüne molotofkokteyli atılması sonucu yanarak ağır yaralanan ve 29 gün sürdürdüğü yaşam mücadelesini kaybeden lise öğ- rencisi Serap Eser (17), dün gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlan- dı. Serap’ın yakınları, “Yeter artık. Serap gelmeyecek. Susmayacağız, bay- rak için yaşıyoruz” dediler. Küçükçekmece Orhan Cemal Fersoy Lisesi son sınıf öğrencisi Serap Eser’in cenazesi, Ataköy 5. Kısım Camisi’ne getirildi. Polis ekipleri cami avlusu ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alırken Se- rap Eser’in yakınları da Türk bayrağına sarılı ve üzerinde kırmızı tülbent bulunan tabutun başında nöbet tuttu. Serap’ın okul arkadaşları cenaze tö- reni süresince gözyaşı döktü, ağıtlar yaktı. Törene CHP İstanbul Milletve- kili Çetin Soysal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ba- kırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Ba- buşçu, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Küçükçekmece Bele- diye Başkanı Aziz Yeniay ve çocuk şubeden sorumlu İstanbul Emniyet Mü- dür Yardımcısı Sıtkı Akgül ile çok sayıda yurttaş katıldı. (VEDAT ARIK) Örgüt, Tokat Reşadiye’deki saldõrõyla AKP, MHP, ABD ve yargõya uyarõ yaptõ PKK’den dört mesaj! MEHMET FARAÇ “Kürt açılımı” tartõşmalarõnõn fi- yaskoya dönüştüğü bir süreçte PKK es- ki eylem alanõ Tokat’ta kanlõ bir saldõ- rõ gerçekleştirerek AKP’ye, yargõya, ABD ve MHP’ye gözdağõ vermek is- tedi. Örgüt, 7 askerin şehit olduğu sal- dõrõyõ PKK’nin “toplumsal muhalefeti yükseltin” çağrõlarõnõn hemen ardõndan yaparak 6 ay önce başlattõğõ eylemsiz- lik kararõnõ da bitirmiş oldu. Bu strateji değişikliği, PKK’nin önümüzdeki sü- reçte kent merkezlerinde kaos yarata- rak kazanõm elde etmeye çalõşacağõ an- lamõna da geliyor! PKK Karadeniz bölgesine açõlõm stra- tejisini 1995 yõlõnda uygulamaya koydu. O günlerde Tunceli’de teröristlerin tel- sizlerinden “Halk Savunma Güçleri Türkiye’nin her köşesine ulaşıyor” içe- rikli konuşmalar saptandõ. Güvenlik bi- rimleri 1995 yõlõnõn Ekim ayõndan iti- baren PKK’nin 2 bin 500 kadar teröris- ti yurtiçine sevk ettiğini belirledi. Bu te- röristlerden bir bölümünün Tunceli’nin Aliboğazõ mevkiinden yurdun iç bölge- lerine ulaştõrõldõğõ saptanõnca, örgütün Karadeniz planõ da deşifre oldu. Nitekim çok geçmeden Tokat, Giresun ve Ordu kõrsalõnda ve hatta Trabzon’da bile terör gruplarõna rastlandõ. “Türkiye örgütü” imajõ çizmeye çalõşan PKK, 26 Mayõs 1997’te To- kat’taki Kurtuluş Un Fabrikasõ’na bas- kõn düzenleyerek 3 kişiyi öldürdü. Te- röristler bu eylemin ardõndan başlayan kapsamlõ operasyonlar nedeniyle yer- altõna çekildi. Örgüt üyeleri 1.5 yõl son- ra bu kez Tokat’õn Almus ilçesinde or- taya çõktõ. 4 Ocak 1999’da ilçede gü- venlik güçleriyle çatõşmaya giren te- röristlerden biri öldürüldü. Üç ay sonra güvenlik güçleriyle çatõ- şan teröristler ise TİKKO militanlarõy- dõ. 10 Mart 1999’da Tokat kõrsalõndaki çatõşmada ölen 3 militanõn örgütün üst düzey yöneticileri olduğu belirlendi. 20 Temmuz 1999’da ise aynõ bölge- deki operasyonlarda 2 PKK’li öldürül- dü. Terör gruplarõ Tokat’taki operas- yonlarõn genişlemesi üzerine eylemleri- ni 2000 yõlõnõn başlarõndan itibaren Or- du’da yoğunlaştõrdõlar. 21 Mart 2002’de Ordu’nun Ünye ilçesi kõrsal alanõnda dü- zenlenen operasyonda 3 DHKP/C üye- si öldürüldü. 27 Ekim 2003’te Tokat’õn Almus ilçesi Arsu Köyü kõrsalõnda “Rojhad” kod ad- lõ PKK’li M. Sait Aymak (23) öldürül- dü, “Yılmaz” kod adlõ Yıldırım Yıldı- rım ise yakalandõ. 5 ve 6 Kasõm 2003’te de Tokat-Bin- göl kõrsalõnda düzenlenen operasyonlarda PKK 6 kayõp verdi. Öldürülen militan- lardan birinin 1993’ten itibaren örgüt içinde faaliyet gösteren PKK’nin Kara- deniz sorumlusu “Munzur” kod adlõ Hüseyin Gül olduğu belirlendi. 30 Eylül 2004’te Tokat merkeze bağ- lõ Yağmurlu beldesi yakõnlarõnda DHKP- C’lilerle çõkan çatõşmada 4 terörist öl- dürüldü. Güvenlik güçleri Ordu-Tokat kõrsa- lõnda DHKP-C, TİKKO ve PKK’li gruplarõn uzun süre eylem birliği için- de olduğunu belirledi. Ancak DHKP- C ve TİKKO’nun çok sayõda kayõp ver- mesi üzerine PKK’li gruplar son beş yõl- da kõrsalda yalnõz kaldõ. Bölgeyi çok iyi tanõmayan PKK’li teröristler, eylem yapmakta da zorlanõnca tamamen yer- altõna çekildi. Örgütün 5 yõl aradan sonra Tokat’ta yeniden silaha sarõlmasõ PKK’nin siya- si ve askeri alanda iyice sõkõştõğõ bir dö- neme denk geldi. Örgüt Güneydoğu ve Kuzey Irak’taki askeri abluka nedeniy- le hareket edemezken operasyonlarõn da- ha az olduğu Tokat kõrsalõnda eylem ya- parak aynõ zamanda güvenlik güçlerine karşõ da hedef şaşõrtmõş oldu! Bu eylemiyle MHP’li bir belediye başkanõnõn yönettiği Reşadiye üzerinden muhalefet partileri ve toplumsal direni- şe sert bir uyarõ gönderen PKK, sokak ey- lemlerinde 700’den fazla kişinin gözal- tõna alõndõğõ Güneydoğu’daki tabanõna da ayaktayõz mesajõ vermek istedi. Kürt açõlõmõ tartõşmalarõnõn fiyaskoya dönüşmesi ve AKP’nin geri adõm atmasõ da bu eylemi tetikleyen gerekçelerden bi- ri oldu. Ancak PKK’yi yeniden saldõrõ- lara sürekleyen en önemli etkenlerden bi- ri de DTP üzerindeki yargõ kumpasõ. Şu aşamada DTP’nin kapatõlmasõnõn PKK’nin siyasallaşmasõna darbe vura- cağõndan endişe eden örgüt, “Tabanımız dağa çıkmamızı istiyor” diyen DTP’li Emine Ayna ve çevresinin radikal çõ- kõşlarõna da destek vermiş oldu. Tokat’taki eylemin Tayyip Erdo- ğan’õn ABD’de olduğu bir sürece denk gelmesinin üzerinde de dikkatle düşü- nülmesi gerekiyor. Türkiye-Irak-ABD ta- rafõndan Kuzey Irak’õn Erbil kentinde oluşturulan ve PKK’yi yalnõzlaştõrma stratejisi uygulayan “üçlü mekaniz- ma”nõn daha da daraltõlacağõndan endişe eden örgüt, bu eylemiyle aynõ zamanda hükümete, “ABD’den uzak durun” sinyali gönderdi. Örgüt, 7 askerin şehit olduğu saldõrõyõ PKK’nin “toplumsal muhalefeti yükseltin” çağrõlarõnõn hemen ardõndan yaparak 6 ay önce başlattõğõ eylemsizlik kararõnõ da bitirmiş oldu. ‘12Eylül’Demokrasi Caddesi oldu BELEDİYE MECLİSİ KARARI ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şanlõurfa Be- lediye Meclisi, 12 Eylül Caddesi’nin adõnõ “Demokrasi” Caddesi olarak değiştirildi. Şanlõurfa Belediye Basõn Bürosu’nun açõkla- masõna göre Şanlõurfa Belediye Meclisi aralõk ayõ toplantõsõnõn ilk oturumunu, Belediye Baş- kanõ Ahmet Eşref Fakıbaba’nõn başkanlõğõn- da yapõldõ. Belirlenen gündem maddeleri önce- sinde toplantõda çeşitli konularda meclise sunu- lan önergeler okundu ve yanõtlanmak üzere il- gili müdürlüklere gönderildi. Hilvan Kayma- kamlõğõ’nõn talebi üzerine eğitime destek kap- samõnda, belediyeye ait bir otobüsün 10 yõllõğõ- na Hilvan Kõz Meslek Lisesi’ne tahsis edilme- sini kararlaştõran belediye meclisi, “12 Eylül Caddesi”ne yeni ad verilmesi önerisini yeni- den gündemine aldõ. Konuyu görüşen belediye meclis üyeleri, caddenin yeni adõnõn sivil top- lum kuruluşlarõnõn önerisi doğrultusunda, “De- mokrasi” olarak değiştirilmesini kararlaştõrdõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle