21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İçiniz Yanmadı mı?.. Ellerinde taş, sapan, balta var... Yaşları 7-17 arası... Onlar Kürt yurttaşlarımızın çocukları... Benim, sizin, hepimizin çocukları... İstanbul’da İETT otobüslerini ateşe veren onlar... Polis panzerlerine saldıran onlar... İşyerlerinin vitrinlerini kıran onlar... Diyarbakır’da, Batman’da, Van’da, Siirt’te taşlarla, baltalarla polis otolarına, panzerlerine saldıranlar yine onlar... Hepsi öfkeli... Hepsi burunlarından soluyorlar... Gece yarısı park etmiş otomobilleri yakanlar, belediye otobüslerini ateşe verenler onlar... Belediye otobüsü cayır cayır yanarken ne düşünüyorlar? Otobüslerin içinde kardeşleri, babaları, yakınları olabilir! Onlar yaşadığımız ülkenin çocukları... Benim, sizin, hepimizin hangi ırktan geldiğimiz, dinimiz, mezhebimiz, rengimiz hiç önemli değil. İnsan yüreği taşıyıp taşımadığımız önemli... Çünkü o çocuklar hepimizin! İstediğimiz çağdaş, uygar, aydınlık bir Türkiye... Gelir dağılımında eşitlik, iyi bir eğitim, yarınların umudu olacak çocuklar yetiştirmek tek isteğimiz... AKP’nin “açılım sürecini” yüzüne gözüne bulaştıracağı zaten işin başında belliydi... Arkadaşımız Bahadır Selim Dilek’in, “AKP’nin Kürt Açmazı” kitabını (Cumhuriyet Kitapları) okumadıysanız mutlaka okuyun. AKP Kürt açılımıyla, Türkiye’nin ulusal tümlüğünü, siyasal birlikteliğini, 1923’te atılan Cumhuriyetimizin temel ilkelerinin sorgulanabileceğinin önünü açtı, o kadar. Şöyle bir ay kadar önceye dönüp baktığımda, televizyon ekranlarında, gazetelerin köşelerinde ulus devletin, demokratik yapının, laikliğin temellerinin nasıl oyulduğunu gördüm. Emperyalist küresel güçlerin Türkiye’de bir iç çatışmanın çıkması, Türk-Kürt ayrışmasının gerçekleşmesi için “Kürt milliyetçiliği”ni körüklediklerine tanık oldum. Bir ayağı Washington’da öteki ayağı Brüksel’de olan siyasal aktörler, Türkiye’yi bir ayrışmaya sürüklemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Kirli oyun 25 yıldan beri “terör” adı altında Türkiye’de oynanıyor... 90’lı yıllarda Türkiye’yi yönetenler bu oyunda kullanıldılar... Hizbullah adlı yasadışı terör örgütü, o yıllar PKK’ye karşı kullanılmadı mı? Bugün gelinen nokta, Türk-Kürt ayrışmasının hızla ivme kazandığını gösteriyor. Afganistan bataklığından kurtulmaya çalışan ABD, Irak, İran sorunlarını ikinci plana itip öncelikle Afganistan’a savaşacak asker göndermemizi istiyor. ABD, Afganistan bataklığından, 30 bin değil 300 bin NATO askeri gönderse de çıkamaz. Bir de İran’a 2010 başında ambargo uygulaması gündeme gelirse, Türkiye’yi çok zor günlerin beklediğini söyleyebilirim. ABD, “Kürt Açılımı”nı Türkiye’ye havale etti, dünya petrol üretiminin yüzde 2’sini karşılayan Kuzey Irak’ın güvenliğini ise askerimize vermekten yana. Peki, Kandil’deki teröristler ne olacak? Türkiye çözsün iç sorununu! Dış ve iç güçlerin desteğinde değil mi PKK? Tezgâh Washington ve Brüksel’de kurulduğuna göre... Eli kanlı teröristler Tokat’ta yedi askerimizi şehit etti... İçimiz kan ağlıyor! Sağduyulu Kürtler bu olup bitenlerden kaygı duyuyor, barışı, kardeşliği dinamitleyenleri kınıyor. DTP sağduyusunu yitirmiş, yangına suyla değil, körükle gidiyor. İstanbul’da otomobilleri kundaklayanlar; Adana’da işyerlerini ateşe verenler... DTP’liler düğmeye basanlara niçin “dur” diyemiyor? Türkler ve Kürtler... Bu zor ve sıkıntılı günleri birlikte aşacağız, yaşama sımsıkı sarılacağız. Oyuna gelmeyeceğiz! Çocuklarımızı sokağa salan, kışkırtanları kamuoyuna teşhir edeceğiz!.. Bizi ayrıştırmaya çalışanlardan, birbirimize düşürenlerden hesap soracağız... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com TEKEL işçileri yol kapattı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - İşyerlerinin kapatõlmasõnõ protesto eden TEKEL işçileri E-5 karayolunu trafiğe kapattõ. “Hükümet istifa” diye haykõran işçiler işlerine sahip çõkacaklarõnõ duyurdu. TEKEL Yaprak Tütün İşletmesi Müdürlüğü önünde toplanan işçiler adõna açõklama yapan Tekgõda-İş Sendikasõ Adana Şube Başkanõ Cafer Yaşar, “Ekmek kapõlarõmõzõn kapatõlmasõna izin vermeyeceğiz” dedi. Haksõzlõklara boyun eğmeyeceklerini anlatan Yaşar, 15 Aralõk’ta Ankara’da büyük bir miting düzenleyeceklerini belirtti. Yapõlan açõklamanõn ardõndan işçiler E-5 karayolunu iki yönlü trafiğe kapadõ. “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Direne direne kazanacağõz”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” şeklinde slogan atan işçiler kõsa süren eylemin ardõndan yolu trafiğe açtõlar. ‘Yavaş git’ diyen polisi vurdu ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’nde görevli polis memuru K.C. (39), caddenin karşõsõna geçtiği sõrada, otomobili ile hõzlõ giden Erdinç Polat (28) adlõ sürücüye el işareti yaparak yavaşlamasõnõ istedi. Bunun üzerine sinirlenen Polat ve yanõnda oturan Tuncay Alem (25), araçtan inerek polis memuru K.C. ile tartõştõ. Alkollü olduğu belirlenen Alem, tabancasõnõn kabzasõyla K.C’nin kafasõna vurdu, ardõndan da ateş etti. Polis memuru K.C. yaralanõrken, olaydan sonra kaçan zanlõlar yakalandõ. SHP’den istifalar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski SHP Genel Sekreteri, Türkiye Ormancõlõk Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanõ Cafer Yüksel ile eski Genel Sekreter Yardõmcõsõ Şükrü Barutçu, eski Sinop Milletvekili Barõş Can, eski MYK üyelerinden Ömer Demirci, eski genel başkan yardõmcõlarõndan ve halen Parti Meclisi üyesi olan Bedri Demir partilerinden istifa etti. Cafer Yüksel, “Kurucusu bulunduğumuz parti tamamen başkalaşmõştõr” dedi. ‘İranlı fizikçiyi ABD kaçırdı’ TAHRAN (AA) - İran Dõşişleri Bakanõ Manuçehr Mutteki, ekim ayõnda Suudi Arabistan’a umreye gittiği sõrada kaybolan İranlõ nükleer fizik uzmanõ bilim insanõ Şahram Amiri’nin Amerikalõlar tarafõndan kaçõrõldõğõnõ iddia ederek Riyad’õn bu olaydaki sorumluluğuna işaret etti. Mutteki, “Amiri’nin kaçõrõlmasõnda Amerikalõlarõn rolü bulunduğunu gösteren kanõtlara sahibiz. Onu Amerikalõlar kaçõrdõ” dedi. CHP lideri Baykal, AKP’nin açõlõmõnõn Türkiye’yi bir yangõn yerine çevirdiğini söyledi ‘Hõyanete dönüşüyor’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, grup top- lantõsõnda yaptõğõ konuşmada, “Türkiye’nin kendi içinde derin bir ayrışmaya sürük- lendiğini, derin bir çatışma- nın tohumlarının bilinçli ola- rak ekildiğini” söyledi. “Kürt açılımı politikası- nın Türkiye’yi birbirine kat- maya başladığını” kaydeden Baykal, “Giderek sivil he- defler seçilmeye başlandı. İnsanlar tekrar Madımak olayları mı yaşanıyor telaşı- na girdi. Diyarbakır’da bir genç öldü, Serap Eser kur- tulamadı. Hâlâ hiçbir şey ol- mamış gibi, hiçbir yanlış ya- pılmamış gibi yola devam etmek, artık ‘gaflet ve dalalet’ olmaktan çıkmakta, Musta- fa Kemal’in nutkunda söy- lediği gibi, bir ‘hõyanet’e dö- nüşmek üzeredir” dedi. Baykal, “Kentler yangın yerine dönmüş, vatandaşlar arasında güven bağı derinden sarsılmaya başlanmış bir Türkiye ortamına gelmemi- zin sorumluluğu, durduk yer- de çıkıp da ‘Türkiye tarihi fõr- sat içinde’ diye yola çıkmayı önerenlerin omuzunda değil mi” diye sorarken, açõlõm sü- recinin “PKK-AKP işbirliği ile yürürlüğe konulduğunu, hükümetin bir elinde Kalaş- nikof olanlarla müzakereye başladığını” söyledi. AKP Grup Başkanvekili Ay- şenur Bahçekapılı’nõn ana- yasa değişikliğiyle ilgili açõk- lamalarõnõ anõmsatan Baykal, “Hanımefendi anayasadan ‘Türk milleti’ sözünü çıkarırız, diyor. Bir sor bakalım ‘Türk milleti’ sözü oraya nasıl gir- miş? Fransa’da Zidane, Cum- hurbaşkanı’nın eşi bayan Carla dahil, hepsi anayasanın gözünde Fransızdır. Orada insan hakları, demokrasi problemi oluşturmuyor, Tür- kiye’de mi oluşturuyor? AKP yöneticilerinin ‘Türk milleti’ lafından utancı var” görüşü- nü dile getirdi. CHP lideri, “Yanlış iktidarın yanlışıdır. Ortadan kaldırılması gereken de bizzat bu iktidarın kendi- sidir. Hazmettire hazmettire, demişlerdi. 7 şehidin ölümü de hazmettirilmek istenen- ler arasında mı? Analar ağ- lamasın... Şehitler için, Serap için bütün Türkiye gözyaşı döküyor. Bu iş yanlıştır, der- hal gereği yapılmalıdır” açõk- lamasõnõ yaptõ. ‘Balbay’ın kaçma şüphesi mi var?’ Baykal, üç eski komutanõnõn ifade vermesinin “Türkiye’nin nasıl bir travma yaşadığını gösterdiğini” vurgularken de, şu görüşleri dile getirdi: “Elbette herkes hesabını yargının karşısında vermeye hazır olmalıdır. Hukuk işle- yecektir. Kim olursa olsun, kimsenin parası, diploması, üniforması, asaleti nesi var- sa var herkes hukukun kar- şısında eşittir. Bu çerçevede 2004 yılındaki kumanda ka- demesinde olanların savcılı- ğa gidip sorulara cevap ve- rerek soruşturmayı gerçek- leştirmeye katkı vermiş ol- maları hukuk saygımız ba- kımından bütün milletimizi memnun etmiştir. Ama so- rulması gereken bir soru da akıllarda duruyor. Bir ku- manda kademesi toptan böy- le bir soruşturmanın muha- tabı ise Türkiye nasıl bir travma yaşıyor Allah aşkına? Yani şu olsa; evet bunların suçlu olduğu çok sağlam dos- yayla tespit edilmiştir, bel- geler, iddianameler hazır, elbette gereğini yapacağız. Ama gidildi ifadeler verildi, çaylar içildi, sohbetler ya- pıldı ve komutanlar serbest bırakıldı. Önce açıklama ya- pıldı, kaçma şüphesi bulun- madığı, delilleri karartma imkânı bulunmadığı için ser- best bırakıldı diye. Tabii biz düşündük Mehmet Habe- ral’ın Mustafa Balbay’ın kaçma şüphesi mi vardı? Balbay gözaltına alındı, bı- rakıldı daha sonra çağrıldı gene geldi. Yani kaçmayacağı yaşanarak görülmüş. Rek- tör Hilmioğlu’nun kaçma şüphesi mi var?” Soruşturmalarõn insanlarõn masumiyetini esas alan bir an- layõşa dayalõ olarak götürül- mesinin çağdaş hukukun gere- ği olduğunun altõnõ çizen Bay- kal, sözlerini “Türkiye ko- mutanların savcılığa gidip hesap vermesiyle hukukun üstünlüğü konusunda bir tat- min duygusuna ulaştı. Tür- kiye’de başbakanların da savcının önüne çıkıp hesap vereceği günlerin gerçekleş- mesi lazım. Türkiye’de her- kes hesap verebiliyor, komu- tanlar, yargıçlar. Hatta bir başsavcı 26 yıl hapis cezası is- temiyle mahkeme verildi. Neymiş lojmanın bahçesine kameriye yaparak imar kir- liliğine yol açmış. Başka ne yapmış derseniz ora- sını karıştırmayın. Ne- den dolayı suçlandığı değil de, nelerden dola- yı suçlanmadığını bir araştırırsanız tablo çok daha net bir şekilde çı- kar” diye sürdürdü. Kapatma davası Baykal, “ıslak belge’ tartõşmalarõnõn akõbetini sorarken de “İhbarcının neden ifadesini almı- yorsunuz” sorusunu yi- neledi. Baykal, Anayasa Mahkemesi’nde görüşül- meye başlanan DTP hak- kõndaki kapatma davasõy- la ilgili olarak da, “Siya- setle ilgili bir konu değil, bir hukuk konusu. Ama açık tehditler, şantajlar, kararı baskı altına alma girişimleri var. Hepimiz hukukun elinde kalmış olan saygınlığını -ne kal- dıysa onları- korumak için duyarlılık sergile- yeceğini umut ediyoruz” değerlendirmesini yaptõ. Baykal, gazetecilerin Başbakan Erdoğan’õn ül- keye dönmesi çağrõlarõy- la ilgili sorularõnõ da ya- nõtladõ. Baykal, “Başba- kan, vicdanı, anlayışı eğer izin veriyorsa, el- bette takdir ettiği gibi programını tanzim eder. Yani böyle bir durumda eğer vicdanı, anlayışı bunu izin veriyorsa de- vam edebilir. Takdir onundur” dedi. Deniz Baykal, “Kürt açõlõmõnõn Türkiye’yi birbirine kattõğõnõ” vurgularken “Bu yanlõş yola devam etmek artõk ‘gaflet ve dalalet’ olmaktan çõkmakta, ‘hõyanet’e dönüşmek üzeredir” dedi. Eski komutanlarõn ifade vermesiyle ilgili olarak “Komutanlar, yargõçlar hesap veriyor. Başbakanlarõn da savcõnõn önüne çõkõp hesap vermesi gerekir” değerlendirmesi yapan Baykal, “Mehmet Haberal’õn, Mustafa Balbay’õn kaçma şüphesi mi var” diye sordu. Kritik dava başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesi, DTP’nin kapatõlmasõ is- temiyle açõlan davayõ dün esas- tan görüşmeye başladõ. 12 sa- at süren ilk görüşmenin ardõn- dan Mahkeme Başkanõ Haşim Kılıç, öncelikli olarak usul so- runlarõnõ değerlendirdiklerini ve 141 delili de tek tek irdele- diklerini belirterek, cuma gü- nünden önce karar çõkmasõnõn mümkün olmadõğõnõ söyledi. Anayasa Mahkemesi heye- ti, davayõ görüşmek üzere dün saat 09.30’da toplandõ. Ana- yasa Mahkemesi’nin, DTP’nin raportörün davaya ilişkin ha- zõrladõğõ raporun partiye ve- rilmesi istemini 4 Aralõk’ta reddettiği belirtildi. Anayasa Mahkemesi’nin ilk günkü mü- zakeresi yaklaşõk 12 saat sür- dü. Yüksek mahkeme heyeti, karar verene kadar aralõksõz her gün bir araya gelecek. Mah- keme, dava devam ederken Yargõtay Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’ndan veya DTP’den bil- gi ve belge isteyebilecek. 141 delil inceleniyor Anayasa Mahkemesi Kõlõç, toplantõnõn ardõndan mahkeme önünde bekleyen gazetecilere, “Cuma gününden önce bir karar çıkması mümkün gö- zükmüyor” açõklamasõnõ yap- tõ. Kõlõç, “Mahkeme heyeti- miz delilleri tek tek değer- lendirmek ve bu konudaki düşüncelerini uzun uzun an- latarak sonuç almak duru- mundadır. O nedenle de 141 adet delil ortaya getirildiği bir davada bunun zaman alacağı normal karşılanma- lıdır” dedi. Hazine yardõmõy- la ilgili bir soru üzerine Kõlõç, bu konuda değerlendirme yap- madõklarõnõ söyleyerek, “Usul sorunları var, onları yürü- tüyoruz” diye konuştu. Top- lantõlarõn gece geç saatlere ka- dar böyle devam edeceğini vurgulayan Kõlõç, dün usul so- runlarõyla ilgili bir ara karar ve- rilip verilmediğine ilişkin bir soruya “şüphesiz tabii ki” karşõlõğõnõ verdi. Yargõtay Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, DTP’nin, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölün- mez bütünlüğü aleyhine ey- lemlerin odağı” haline geldi- ği gerekçesiyle temelli kapa- tõlmasõ istemiyle 16 Kasõm 2007’de dava açmõştõ. Kapat- ma kararõ için Anayasa Mah- kemesi’nin 11 asõl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek. ‘Köprüyüz, yıkmayın’ ‘DTP’nin kapatõlmasõ siyasi darbe olur’ diyen Ahmet Türk, 15 yõl önceki 33 şehidi anõmsatõp, Tokat’taki 7 askerin şehit edilmesini ‘provokasyon’ olarak nitelendirdi Kapatma davasının Türkiye demokrasisi açısından bir “sınav” olacağını belirten Ahmet Türk, “Kürtlerin meşru taleplerini dile getiren, Meclis’i bir çözüm yeri olarak gören bir partiyi kapatmak, çözümsüzlüğe ve farklı yollara kapı aralamaz mı?’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, dünkü grup top- lantõsõnda, konuşmasõna, hafta sonu Diyarbakõr’da çõkan olay- larda yaşamõnõ yitiren Aydın Er- dem ve PKK’nin molotofkok- teyli attõğõ otobüste ağõr yarala- nan Serap Eser’in yaşamõnõ yitirmesinden duyduğu üzün- tüyü dile getirerek başladõ. İki olayõ kõnadõğõnõ belirten Türk, son olarak Tokat Reşadi- ye’deki saldõrõda 7 erin şehit ol- masõ nedeniyle de taziyelerini bil- dirdi. Tokat’taki askerlerin “ka- ranlık bir provokasyon olduğu gün gibi ortada olan bir saldı- rı sonucu” yaşamõnõ yitirdiğini belirten Türk, bu provokasyonun bir an önce aydõnlatõlmasõ ge- rektiğini söyledi. Şehit ailelerinin acõsõnõ paylaştõğõnõ kaydeden Türk, DEP’i kastederek 1993 yõlõnda da yine barõşçõl bir süre- cin gerçekleştirilmesi için parla- mentoda yoğun çaba sarf ettik- lerini belirtti ve “Ama bildiğiniz gibi 33 askerin öldürülmesiyle birileri bunu durdurmak için düğmeye bastı. Bugün olan olaya baktığımızda o günleri hatırlıyoruz. Kamuoyunun bu provokasyonu derinden gör- mesini temenni ediyoruz” dedi. ‘Geri dönüş yok’ AKP’nin açõlõmdan kaçmaya çalõştõğõnõ belirten Türk, “Ama kaçamayacaklar. Bu halkın mü- cadelesi eninde sonunda gerçek bir açılımı yapmaya zorlaya- caktır. Bunun yolu açılmıştır. Geri dönüş yok” diye konuştu. Türk, son dönemdeki sokak gös- terileri ve çatõşmalara da dikkat çe- ken İmralõ’daki koşullarõn dü- zeltilmesi girişimerinin sonuçsuz kalmasõyla şehirlerin, sokaklarõn “yangın yerine döndüğünü” söyledi. DTP hakkõndaki kapat- ma davasõnõ da değerlendiren Türk, partinin kapatõlmasõnõn “Kürt halkına demokratik si- yaset kanallarının kapatılması” anlamõna geleceğini ileri sürerek “DTP’nin kapatılması, Kürt halkının demokrasi ve özgürlük taleplerine karşı bir darbe ni- teliği taşıyacaktır” diye konuş- tu. Türk, 2 yõldõr bekleyen dava- nõn birdenbire gündeme alõnma- sõnõn zamanlama açõsõndan dikkat çekici olduğunu belirtti. Türk, partilerinin kapatõlmasõ halinde parlamentoda olmalarõnõn bir anlamõ olmayacağõ yönünde- ki sözlerini yineleyedi. Türk, “Son olarak tarihi bir çağrı yapmak istiyorum; DTP barı- şın, diyaloğun ve kardeşliğin köprüsüdür. Halkların kardeş- liğinin dinamitlenmemesi için bu köprü yıkılmamalıdır” dedi. Büyükelçiliklere mesaj DTP, olasõ kapatma kararõna karşõ uluslararasõ kamuoyundan da destek istedi. Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Sebahat Tuncel imzasõyla AB ülkelerinin büyükelçilerine e-posta yoluyla gönderilen me- sajda, Kürt sorununun çözümü için PKK ve Öcalan’õn muhatap alõnmasõ istendi. DTP’liler me- sajda kapatma kararõna karşõ AB ülkelerinden destek isstediler. DTP’nin kapatılması
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle