Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
9 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
İşsizlik ve
Orta Vadeli Program
Türkiye 2008’in ekim ayından bu yana küresel
krizin olumsuz etkilerini yaşıyor. Gerek başta
sanayi olmak üzere sektörel üretim kayıpları,
gerekse artan işsizlik ve gerileyen ücretler
bakımından Türkiye, gelişmekte olan ülkeler grubu
içerisinde krizden en fazla etkilenen ekonomilerden
birisi olageldi. Daha da ötesi, kriz sonrası
“toparlanma” sürecinde de Türkiye ekonomisinin
gerilerden geldiği ve Türkiye-tipi toparlanmanın
cılız ve kırılgan seyrettiği verilerden açık olarak
izlenebiliyor.
Küresel kriz şiddetini en yoğun biçimde istihdam
ve ücretli kesim üzerinde hissettirdi. Türkiye
İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre
temmuz-eylül ayları ortalamasını yansıtan
“ağustos” ayında işsizlik oranı yüzde 13.4’e, tarım
dışı işsizlik oranı ise yüzde 17’ye yükselmiş
durumda. 2009’un ocak-ağustos dönemini veren
ilk 8 ay verilerini, 2008’in eşdeğer dönemiyle
karşılaştırdığımızda toplam istihdam kayıplarının
1 milyon 242 bin kişiye ulaştığını gözlemekteyiz.
İstihdamdaki bu kayıplara karşın hükümetin
bugüne kadar almış olduğu tedbirler yoğunlukla
“kısa dönemli çalışma ödeneklerinin
genişletilmesi”; “işveren sigorta primlerinin Hazine
ve işsizlik sigorta fonundan karşılanması”; “toplum
yararına çalışma programında geçici istihdam”
programlarına dayandırılmıştır. Söz konusu
tedbirler çoğunlukla “kısa dönemli”, “geçici” ve
“işverenlerin istihdam yüklerini azaltıcı” özellikler
taşımakta; Türk işgücü piyasalarındaki yapısal
sorunların giderilmesinde yetersiz kalmaktadır.
Türkiye’nin 2001 krizi sonrasında hızlı bir
büyüme sürecini yaşadığını biliyoruz. Ancak söz
konusu dönemde işgücü istihdamında benzer bir
başarı yakalanamamış, 2001 krizi öncesinde yüzde
6.5 dolayında olan işsizlik oranı, kriz sonrasında
hızla yüzde 10 platosuna yükselmiş ve yüksek
büyümeye rağmen bu noktada direnç göstermiştir.
Dahası, iş bulmaktan ümidini kesen kişilerin sayısı
hızla artmış ve işgücüne katılım oranı da yüzde
50’nin altına gerilemiştir.
Bütün bu özelliklerinden dolayı Türkiye’nin 2001
sonrasında yaşadığı süreç “istihdamsız büyüme”
olarak anılagelmiştir. Uluslararası ülke deneyimleri
istihdamsız büyüme kavramının Türkiye’ye özgü
olmadığını ve aslında sıcak para akımlarıyla ve dış
borçlanma ile “finanse edilen” spekülatif
büyümenin ayrılmaz bir parçası olduğunu
vurguluyor.
Türkiye ekonomisinin 2001 sonrasının en önemli
ayırt edici özelliklerinden birisi de yüksek oranlı dış
açığı (cari işlemler açığı) idi. Cari açık, nasıl finanse
edilirse edilsin, özü itibarıyla işsizlik sorununun
derinleşmesine doğrudan katkıda bulunmaktadır.
Zira, cari işlemlerdeki açık, nihai olarak yurtiçinde
yerli üretimi baltalamakta ve istihdamı
geriletmektedir. Cari açık ve işsizlik bir
madalyonun iki yüzü gibi, birbirini bütünleyen
olgulardır.
Bu tespiti betimlemek için aşağıdaki ilk şekilde
2001-krizi sonrasında Türkiye ekonomisinde
gerçekleşen cari işlemler açığı sol eksende, toplam
işsizlik oranı (açık artı gizli işsizlik) ise sağ eksende
belirtilmektedir. Görüldüğü üzere Türkiye 2002’den
bu yana giderek artan oranda cari işlemler açığı
vermektedir. Söz konusu açık, özü itibarıyla,
Türkiye’nin dış dünyaya sunmakta olduğu yüksek
reel faiz getirisine dayanmaktadır. Bu şekilde
uyarılan yüksek hacimli döviz girişleri döviz kurunu
ucuzlatmakta ve ithalat talebini kamçılamaktadır.
Türkiye’nin bir spekülatif kazanç ve ithalat
cennetine dönüştürüldüğü bu ortamda, yerli üretim
ve istihdam yerine, dış dünyadaki üretim ve
istihdam beslenmektedir.
Ucuz ithalat diğer bir yandan da yurtiçinde yan
sanayileri ve yerli ara malı ve girdi üreticilerinin
kazançlarını eritmekte, ucuz ithal girdileri yerli
sanayileri piyasadan dışlamaktadır. Bunun
sonucunda orta ve küçük boy işletmeler ve dikey
bağlantılı yan sanayiler teker teker üretimden
çekilirken Türkiye’nin ara ve yatırım mallarında dışa
bağımlılığı artmaktadır.
Dolayısıyla, Türkiye’nin işsizlik ve “istihdamsız
büyüme” sorunlarının ana kaynakları
uygulanmakta olan makro ekonomik politikalarda
ve dışa bağımlı sanayileşme stratejisinde
aranmalıdır. Bu tespitten hareketle Türkiye
ekonomisinin 2009-2012 arasını kurgulayan Orta
Vadeli Ekonomik Program metninde cari işlemler
açığı ile ilgili varsayımlara bir bakalım. Aşağıdaki
iki no’lu şekil OVP’de cari açığın planlanan seyrini
sergilemektedir.
İki resmi yan yana koyunuz. Ekonomi idaresinin
Türkiye ekonomisinin dış ilişkilerine dair
varsayımları son derece açıktır: Bu programın
temel varsayımları dış borçlanma, dış açık ve
yabancı sermaye yatırımlarına dayalı spekülatif-
yönlü büyümedir. 2001 sonrasının gözlemleri
altında, böylesi bir perspektif dahilinde, Türkiye’nin
işsizlik sorununu “çözebilmesi” için atılan adımlar
ne denli gerçekçidir?
Bayrama rastlayan geçen yõlõn ekimine göre iki günlük fark ve stoklardaki erime, sanayi üretim endeksini yukarõ taşõdõ
Ekonomi Servisi - Türkiye İsta-
tistik Kurumu’na (TÜİK) göre,
“Aylık Sanayi Üretim Endeksi”
ekim ayõnda geçen yõlõn aynõ ayõna
göre yüzde 6.5 oranõnda arttõ. Geçen
yõl ağustos ayõndan bu yana daralan
toplam sanayi üretimindeki sürpriz
artõş, ekim ayõnda stoklarõn erime-
si ve mevsimsel etkilerden kay-
naklandõ. Genel beklenti, sanayi
üretimindeki daralma eğiliminin
devam edeceği yönündeydi. Piyasa
gözlemcilerine göre söz konusu ar-
tõş, perşembe günü açõklanacak
‘Kasım Ayı İmalat Sanayii
Kapasite Kullanım Oranı’na iliş-
kin verilerle doğrulandõğõ takdirde,
ekonomideki iyileşmenin beklenti-
lerden önce başlayabileceği sinya-
li olarak değerlendirilebilecek. Bu
nedenle TCMB’nin bundan sonra
faiz indirimlerine devam etmesi
olasõlõğõ da azalacak.
Aylõk sanayi üretim endeksi, 2009
yõlõnõn 7 aylõk döneminde yaşanan
toparlanmanõn ardõndan, ağustos
ayõnda yeniden düşüşe geçmiş, ey-
lül ayõnda ise geçen yõla göre yüz-
de 8.6, bir önceki aya göreyse yüz-
de 0.2 azalmõştõ. Ekimde, bir önce-
ki aya göre de yüzde 13.7 artan sa-
nayi üretim endeksinin toparlan-
masõnda, geçen yõlõn imalat sana-
yiine endeksinin kriz etkisiyle dü-
şük seyretmesinin etkili olduğu
gözlendi. İmalat sanayi sektörü en-
deksi 109.5’ten 116.7’ye yükselir-
ken, 2007 yõlõ ekim ayõndaki 119.3
seviyesini yakalayamadõ.
TÜİK’in dün açõkladõğõ verileri
Reuters’a değerlendiren JPMorgan
başekonomisti Yarkın Cebeci’ye
göre, “Ekim ayındaki sıçramada
üç faktör etkili oldu: İlki, dini bay-
ramlar nedeniyle Ekim 2008’e
göre Ekim 2009’da fazladan iki
çalışma günü vardı. İkinci faktör,
dış talepte iyileşme oldu. İhracat
aylık bazda yüzde 19’a yükseldi ve
ekimde son 13 ayın en yüksek se-
viyesine ulaştı. Üçüncü faktör ise
Türkiye hızlı bir stok eritme sü-
recinden geçti. Veriler iyileşmenin
beklenenden önce başlayabilece-
ği konusunda cesaret veriyor ama
büyüme beklentilerini revize et-
mek için erken.”
Finansbank Başekonomisti İnan
Demir’e göre kasõm ayõ enflas-
yonu ardõndan piyasada azalan
faiz indirim beklentileri daha da
zayõflayacak.
Tera Menkul Araştõrma Direktö-
rü Ayşe Çolak ise Merkez Banka-
sõ’nõn aralõk ayõnda politika faizle-
rini mevcut seviyesinde tutmayõ
tercih etmesini ve ekonomik iyi-
leşme sinyallerini izlemeyi sürdür-
mesini bekliyor.
Sahibi bir Türk olan Alman İsra Vision, Vistek’in yüzde 24 hissesini aldõ
Biri cam, me-
tal ve kâğõt gibi
yüzey tarama sis-
temlerinde dünya
lideri, yapay gör-
me konusunda ise
dünyanõn en büyük
ilk beş şirketi ara-
sõnda yer alan Alman Isra Vision
AG; diğeri Sabancõ Üniversitesi
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fa-
kültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ay-
tül Erçil tarafõndan kurulan tekno-
loji şirketi Vistek... İsra geçen gün-
lerde Vistek’in yüzde 24 hissesini sa-
tõn aldõ. İki şirket arasõnda yapõlan an-
laşma uyarõnca birkaç yõl içinde
Vistek’in tamamõ İsra’ya geçmiş
olacak. Dün iki şirketin yönetim
kurulu başkanlarõ ve Sabancõ Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat
Berker’in katõlõmõyla düzenlenen
toplantõda ortaklõk hakkõnda bilgi ve-
rildi. Ortaklõk önemli. Ancak ben-
ce daha da önemli olan nokta iki fark-
lõ başarõ öyküsünün bu ortaklõkta bu-
luşmasõ. Önce İsra’dan başlayalõm.
Şirket Alman, ancak kurucusu bir
Türk. Enis Ersü İstanbul’da doğup
büyüdü. Alman Lisesi’nde okuduk-
tan sonra Almanya’da otomatik
kontrol mühendisliğini bitirdi. Bir sü-
re Ar-Ge mühendisi olarak çalõştõk-
tan sonra 1985 yõlõnda İsra’yõ kurdu
ve kõsa sürede şirketi robot görüşü ve
yüzey denetimi teknolojisinde dün-
yada pazar lideri haline getirdi. İsra,
15 ülkede toplam 20 iştirakinde en-
düstriyel otomasyonun yanõ sõra üre-
tim ve kalite denetimi için ürün ve
çözümler geliştiriyor. 2007 yõlõnda
Almanya’da en yenilikçi 100 orta öl-
çekli şirket listesinde yer aldõ. 380 ça-
lõşanõ var. Hisseleri Frankfurt Bor-
sasõ’nda işlem görüyor.
Kısa sürede büyüdü
Vistek ise 1997 yõlõnda Sabancõ
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Aytül Erçil ve iki mezun öğren-
cisi tarafõndan kuruldu ve Sabancõ
Üniversitesi’nin üniversitelerde üre-
tilen teknoloji fikirlerinin yaşama ge-
çirilip ticarileşmesi amacõyla kurduğu
İnovent şirketinin çatõsõ altõnda ge-
lişti. Kõsa sürede önemli başarõlara
imza atan şirket Ford, Renault, Ar-
çelik, Şişecam Grubu ve Bosh gibi
büyük şirketler için otomasyon sis-
temleri kurdu. 2009 yõlõnda Endea-
vour AŞ tarafõndan Türkiye 2009 ül-
ke adayõ seçildi. Türkiye’ye 37 yõl-
dan sonra bu ortaklõğõ yapmak için
geri döndüğünü söyleyen Enis Ersü
Türkiye’nin, Ortadoğu, ve Asya pa-
zarlarõ için “anahtar ülke” olduğunu
ve Vistek ile yaptõklarõ ortaklõkla Tür-
kiye, Ortadoğu ve Asya ülkelerine
girmeyi hedeflediklerini söylüyor.
Otomasyonda kalite yönetimi
ve yapay görme, endüstride gi-
derek olmazsa olmazlarõn ara-
sõna giren bir sistem. Bir an-
lamda firmalar açõsõndan başa-
rõ ile başarõsõzlõğõn farkõ haline
geliyor. Yapay görme sistemle-
ri hata oranõnõ düşürürken ve-
rimliliği arttõrõyor ve üretimin da-
ha rekabetçi olmasõnõ sağlõyor.
Vistek Türkiye’de ilk faaliyet-
lerine başladõğõ yõllarda Türki-
ye’deki ortamõn yerli teknoloji-
ye çok açõk olmamasõ yüzünden
önce uluslararasõ projelerde yer
almaya başlamõş. Zaman içinde
sektörleri analiz ederek yapay
görme uygulamalarõ hakkõnda
raporlar hazõrlamõş ve ancak bu
şekilde Türkiye’deki firmalarla
çalõşmaya başlamõş. “Yüksek
teknoloji alanlarında bile ya-
pay görmenin sağlayabileceği
potansiyelin henüz sadece üç-
te biri gerçekleştirilebilmiş
durumda” diyen Erçil, şirketin
İsra ile ortaklõğõnõn kendilerine
dünyaya açõlma fõrsatõ verece-
ğini söylüyor. Öncelikli hedef
uzmanlõklarõ birleştirerek yeni
pazarlar edinmek.
Ekonomi Servisi - Dünya Ambalaj Ör-
gütü’nün (WPO) düzenlediği “World Star
Ambalaj Yarışması”nda Türkiye’den 10
firmanõn ambalajõ “Dünya Yıldızı” unva-
nõnõ kazandõ. Türk Standardlarõ Enstitü-
sü’nden (TSE) yapõlan açõklamaya göre, 16-
20 Kasõm arasõnda Sri Lanka’da düzenle-
nen yarõşmaya bu yõl 35 ülkeden 227 ürün
katõlõrken, 129 ürün dereceye girdi. Türki-
ye’de TSE tarafõndan her yõl düzenlenen Al-
tõn Ambalaj yarõşmasõnda ödül alan firma-
larõn girmeye hak kazandõğõ yarõşmaya, Tür-
kiye’den 14 firma 15 ürünü ile katõldõ.
BM, AB ve diğer uluslararasõ kurum-
larla ortak çalõşan WPO’nun 2009 yõ-
lõ Dünya Yõldõzõ Ambalaj Yarõşmasõ’nõn
jüri değerlendirmesi 17 Kasõm’da ya-
põldõ. Jüri’de, 2’si Türkiye’den olmak
üzere 15 ülke temsilcisi oy kullandõ. Ya-
rõşma; gõda, içecek, sağlõk ve güzellik
ürünleri, ev gereçleri, elektronik eşya,
eczacõlõk ve ilaç ile diğer ürünler olmak üze-
re 7 kategoride düzenlendi.
“Dünya Yıldızı” unvanõ alan 10 Türk fir-
masõ ise şöyle:
Danone Hayat İçecek ve Gõda San. Tic.
AŞ (0.5 litrelik su ambalajõ)
Elda İçecek ve Enerji Hizmetleri San ve
Tic. AŞ (Efe yaş üzüm rakõsõ 70 cl Ehlikeyf)
Kütahya Ambalaj (kah-
ve takõmõ ambalajõ)
Özge Plastik Amba-
laj San. Ltd. Şti. (saplõ
kova)
Sarten Ambalaj San. ve Tic. AŞ (şe-
killendirilmiş aerosol kutu)
Süper Film Ambalaj San. ve Tic.
AŞ (Twist Özelliği kazandõrõlmõş
BOPET filmler)
Tasarõm Üssü Ltd. Şti. (Tekirdağ
Rakõsõ Trakya serisi şişesi)
Tukaş Gõda San. ve
Tic. AŞ (güvenlik düğme-
li kapak)
Unilever Sanayi ve
Tic. Türk. AŞ (Cif Krem şişesi)
Uzay Feza Elektronik (peynir
dilimi ayõrma ve çõkartma aparatõ).
10 Türk firması ambalajda “Dünya Yıldızı” oldu
Ali Pandır, ticari araç ve ağır vasıtanın
hükümettendestekgörmediğinisöyledi.
2010 otomotiv
için zor geçecek
BURSA (Cumhuriyet) - TOFAŞ
Üst Yöneticisi (CEO) Ali Pandır,
küresel krizden en çok ticari araç ve
ağõr vasõtanõn etkilendiğini kayde-
derek, iki grubun da krizde hükü-
metten destek görmediğini söyledi.
Bursa’da düzenlenen Yalõn Zirve’de
konuşan Pandõr, küresel kriz ve oto-
motiv sektörüne etkileri ön plana çõk-
tõ. Sektör temsilcileri 2010 yõlõnõn
2009’dan zor geçeceğini belirtti. Pan-
dõr, otomobildeki ÖTV indirimi teşvi-
kinin tüketimi bir süre için canlandõr-
dõğõnõ ancak, indirimin sona ermesiy-
le kaçõnõlmaz olarak üretim düşüşü ya-
şandõğõnõ dile getirdi. Sektörün bugün
itibarõyla toparlanmaya başladõğõnõ
ancak bunun yavaş gerçekleştiğini
kaydeden Pandõr, “Hükümet ne ya-
pacak bilemiyoruz ama Avrupa teş-
viklerin süreceğini açıklıyor. Bizler
2010’a dair iş planlarımızı yine sis-
li bir ortamda yapacağız” dedi.
OECD: 2009’da
dõş yatõrõm çöktü
Ekonomi Servisi - OECD ulus-
lararasõ yatõrõm aktivitesinin
2009’da çöktüğünü, birçok bü-
yük yükselen ekonominin de bu
alanda ilk şiddetli düşüşlerle kar-
şõ karşõya kaldõğõnõ açõkladõ.
OECD üye ülkelerin doğrudan ya-
bancõ sermaye giriş-çõkõş görünümü-
nü açõkladõ, Türkiye’ye 2009’un ilk ya-
rõsõnda 4 milyar dolarlõk doğrudan
yabancõ sermaye akõşõ yaşandõ. İlk
altõ ayda sermaye çõkõşõ 1 milyar do-
lar oldu. Rakam ABD ve İngiltere için
51 milyar dolar, Meksika için 10 mil-
yar dolar, Slovak Cumhuriyeti için ise
3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Mcdonald’s Çocuk
Vakfõ 10 yaşõnda
Ekonomi Servisi - McDonald’s
Çocuk Vakfõ Yönetim Kurulu Başka-
nõ Hakan Serim, faaliyetleri için bu-
güne kadar yaklaşõk 1 milyon dolarlõk
kaynak ayõrdõklarõnõ ve projelerle bu-
güne kadar 100 binden fazla çocuk ve
ailesine ulaştõklarõnõ söyledi.
McDonald’s Çocuk Vakfõ’nõn 10. yõ-
lõ dolayõsõyla düzenlenen toplantõda ko-
nuşan Serim, vakfõn, çocuklarõn sağ-
lõğõ ve mutluluğu için projeler ger-
çekleştirdiğini ve kendilerine ulaşan
amaçlarõna uygun her projeye destek
vermek üzere kaynaklarõnõ seferber et-
tiklerini dile getirdi.
Yapay görmede stratejik birleşme
Yüksek
teknolojide
iddialõlar
Sabancı
Üniversitesi
Mühendislik
ve Doğa
Bilimleri
Fakültesi
Öğretim Üyesi
Prof. Dr.
Aytül Erçil,
Sabancı
Üniversitesi
Rektörü Prof.
Dr. Nihat
Berker ve Enis
Ersü yapay
görme
konusunda
yeni bir çığır
açacak
birleşmeyi
birlikte
anlattılar.
İki farklõ başarõ
öyküsü bundan
böyle tek bir
teknoloji
şirketinde
birleşecek. Isra-
Vistek ortaklõğõnõn hedefi
Türkiye ve Ortadoğu’da
büyümek.
Ekim ayõnda aylõk sanayi
üretim endeksi sürpriz bir
şekilde yüzde 6.5 arttõ. Artõşta
bu ekimde iki gün daha fazla
çalõşõlmasõ, stoklardaki
erimenin üretimi
hareketlendirmesi ve ihracatõn
kõpõrdamasõ etkili oldu.
Üretim artõşõnda bayram efekti
TÜİK’in açıkladığı sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım ora-
nına ilişkin verileri takvim ve mevsim etkisinden arındırarak değer-
lendiren Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Betam’a göre aylık bazda kayde-
dilen güçlü artışta, geçen yıl ekim ayında görülen büyük gerilemenin payı (baz etkisi) olduğu unutulmamalı.
BAZ ETKİSİ UNUTULMAMALI
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K
Ekonomi Servisi - Aşanteks
Group’un Yönetim Kurulu Başkanõ
Burhan Şahinkaya hayatõnõ kay-
betti. Ev ve ofis mobilyalarõ için dö-
şemelik suni deri ve kumaş üreten
Aşanteks, kuruluşundan bu güne
geçen 21 yõlda dokumada ürettiği
ürünlerle yurtdõşõnda da tercih edil-
di. Hayõrsever işadamõ olarak bilinen
Şahinkaya’nõn cenazesi bugün Gay-
rettepe Nimet Özden Camii’nde kõ-
lõnacak ikindi namazõnõn ardõndan
son yolculuğuna uğurlanacak.
Aşanteks’in
acõ kaybõ