21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN İşsizlik ve Orta Vadeli Program Türkiye 2008’in ekim ayından bu yana küresel krizin olumsuz etkilerini yaşıyor. Gerek başta sanayi olmak üzere sektörel üretim kayıpları, gerekse artan işsizlik ve gerileyen ücretler bakımından Türkiye, gelişmekte olan ülkeler grubu içerisinde krizden en fazla etkilenen ekonomilerden birisi olageldi. Daha da ötesi, kriz sonrası “toparlanma” sürecinde de Türkiye ekonomisinin gerilerden geldiği ve Türkiye-tipi toparlanmanın cılız ve kırılgan seyrettiği verilerden açık olarak izlenebiliyor. Küresel kriz şiddetini en yoğun biçimde istihdam ve ücretli kesim üzerinde hissettirdi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre temmuz-eylül ayları ortalamasını yansıtan “ağustos” ayında işsizlik oranı yüzde 13.4’e, tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 17’ye yükselmiş durumda. 2009’un ocak-ağustos dönemini veren ilk 8 ay verilerini, 2008’in eşdeğer dönemiyle karşılaştırdığımızda toplam istihdam kayıplarının 1 milyon 242 bin kişiye ulaştığını gözlemekteyiz. İstihdamdaki bu kayıplara karşın hükümetin bugüne kadar almış olduğu tedbirler yoğunlukla “kısa dönemli çalışma ödeneklerinin genişletilmesi”; “işveren sigorta primlerinin Hazine ve işsizlik sigorta fonundan karşılanması”; “toplum yararına çalışma programında geçici istihdam” programlarına dayandırılmıştır. Söz konusu tedbirler çoğunlukla “kısa dönemli”, “geçici” ve “işverenlerin istihdam yüklerini azaltıcı” özellikler taşımakta; Türk işgücü piyasalarındaki yapısal sorunların giderilmesinde yetersiz kalmaktadır. Türkiye’nin 2001 krizi sonrasında hızlı bir büyüme sürecini yaşadığını biliyoruz. Ancak söz konusu dönemde işgücü istihdamında benzer bir başarı yakalanamamış, 2001 krizi öncesinde yüzde 6.5 dolayında olan işsizlik oranı, kriz sonrasında hızla yüzde 10 platosuna yükselmiş ve yüksek büyümeye rağmen bu noktada direnç göstermiştir. Dahası, iş bulmaktan ümidini kesen kişilerin sayısı hızla artmış ve işgücüne katılım oranı da yüzde 50’nin altına gerilemiştir. Bütün bu özelliklerinden dolayı Türkiye’nin 2001 sonrasında yaşadığı süreç “istihdamsız büyüme” olarak anılagelmiştir. Uluslararası ülke deneyimleri istihdamsız büyüme kavramının Türkiye’ye özgü olmadığını ve aslında sıcak para akımlarıyla ve dış borçlanma ile “finanse edilen” spekülatif büyümenin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguluyor. Türkiye ekonomisinin 2001 sonrasının en önemli ayırt edici özelliklerinden birisi de yüksek oranlı dış açığı (cari işlemler açığı) idi. Cari açık, nasıl finanse edilirse edilsin, özü itibarıyla işsizlik sorununun derinleşmesine doğrudan katkıda bulunmaktadır. Zira, cari işlemlerdeki açık, nihai olarak yurtiçinde yerli üretimi baltalamakta ve istihdamı geriletmektedir. Cari açık ve işsizlik bir madalyonun iki yüzü gibi, birbirini bütünleyen olgulardır. Bu tespiti betimlemek için aşağıdaki ilk şekilde 2001-krizi sonrasında Türkiye ekonomisinde gerçekleşen cari işlemler açığı sol eksende, toplam işsizlik oranı (açık artı gizli işsizlik) ise sağ eksende belirtilmektedir. Görüldüğü üzere Türkiye 2002’den bu yana giderek artan oranda cari işlemler açığı vermektedir. Söz konusu açık, özü itibarıyla, Türkiye’nin dış dünyaya sunmakta olduğu yüksek reel faiz getirisine dayanmaktadır. Bu şekilde uyarılan yüksek hacimli döviz girişleri döviz kurunu ucuzlatmakta ve ithalat talebini kamçılamaktadır. Türkiye’nin bir spekülatif kazanç ve ithalat cennetine dönüştürüldüğü bu ortamda, yerli üretim ve istihdam yerine, dış dünyadaki üretim ve istihdam beslenmektedir. Ucuz ithalat diğer bir yandan da yurtiçinde yan sanayileri ve yerli ara malı ve girdi üreticilerinin kazançlarını eritmekte, ucuz ithal girdileri yerli sanayileri piyasadan dışlamaktadır. Bunun sonucunda orta ve küçük boy işletmeler ve dikey bağlantılı yan sanayiler teker teker üretimden çekilirken Türkiye’nin ara ve yatırım mallarında dışa bağımlılığı artmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin işsizlik ve “istihdamsız büyüme” sorunlarının ana kaynakları uygulanmakta olan makro ekonomik politikalarda ve dışa bağımlı sanayileşme stratejisinde aranmalıdır. Bu tespitten hareketle Türkiye ekonomisinin 2009-2012 arasını kurgulayan Orta Vadeli Ekonomik Program metninde cari işlemler açığı ile ilgili varsayımlara bir bakalım. Aşağıdaki iki no’lu şekil OVP’de cari açığın planlanan seyrini sergilemektedir. İki resmi yan yana koyunuz. Ekonomi idaresinin Türkiye ekonomisinin dış ilişkilerine dair varsayımları son derece açıktır: Bu programın temel varsayımları dış borçlanma, dış açık ve yabancı sermaye yatırımlarına dayalı spekülatif- yönlü büyümedir. 2001 sonrasının gözlemleri altında, böylesi bir perspektif dahilinde, Türkiye’nin işsizlik sorununu “çözebilmesi” için atılan adımlar ne denli gerçekçidir? Bayrama rastlayan geçen yõlõn ekimine göre iki günlük fark ve stoklardaki erime, sanayi üretim endeksini yukarõ taşõdõ Ekonomi Servisi - Türkiye İsta- tistik Kurumu’na (TÜİK) göre, “Aylık Sanayi Üretim Endeksi” ekim ayõnda geçen yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 6.5 oranõnda arttõ. Geçen yõl ağustos ayõndan bu yana daralan toplam sanayi üretimindeki sürpriz artõş, ekim ayõnda stoklarõn erime- si ve mevsimsel etkilerden kay- naklandõ. Genel beklenti, sanayi üretimindeki daralma eğiliminin devam edeceği yönündeydi. Piyasa gözlemcilerine göre söz konusu ar- tõş, perşembe günü açõklanacak ‘Kasım Ayı İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı’na iliş- kin verilerle doğrulandõğõ takdirde, ekonomideki iyileşmenin beklenti- lerden önce başlayabileceği sinya- li olarak değerlendirilebilecek. Bu nedenle TCMB’nin bundan sonra faiz indirimlerine devam etmesi olasõlõğõ da azalacak. Aylõk sanayi üretim endeksi, 2009 yõlõnõn 7 aylõk döneminde yaşanan toparlanmanõn ardõndan, ağustos ayõnda yeniden düşüşe geçmiş, ey- lül ayõnda ise geçen yõla göre yüz- de 8.6, bir önceki aya göreyse yüz- de 0.2 azalmõştõ. Ekimde, bir önce- ki aya göre de yüzde 13.7 artan sa- nayi üretim endeksinin toparlan- masõnda, geçen yõlõn imalat sana- yiine endeksinin kriz etkisiyle dü- şük seyretmesinin etkili olduğu gözlendi. İmalat sanayi sektörü en- deksi 109.5’ten 116.7’ye yükselir- ken, 2007 yõlõ ekim ayõndaki 119.3 seviyesini yakalayamadõ. TÜİK’in dün açõkladõğõ verileri Reuters’a değerlendiren JPMorgan başekonomisti Yarkın Cebeci’ye göre, “Ekim ayındaki sıçramada üç faktör etkili oldu: İlki, dini bay- ramlar nedeniyle Ekim 2008’e göre Ekim 2009’da fazladan iki çalışma günü vardı. İkinci faktör, dış talepte iyileşme oldu. İhracat aylık bazda yüzde 19’a yükseldi ve ekimde son 13 ayın en yüksek se- viyesine ulaştı. Üçüncü faktör ise Türkiye hızlı bir stok eritme sü- recinden geçti. Veriler iyileşmenin beklenenden önce başlayabilece- ği konusunda cesaret veriyor ama büyüme beklentilerini revize et- mek için erken.” Finansbank Başekonomisti İnan Demir’e göre kasõm ayõ enflas- yonu ardõndan piyasada azalan faiz indirim beklentileri daha da zayõflayacak. Tera Menkul Araştõrma Direktö- rü Ayşe Çolak ise Merkez Banka- sõ’nõn aralõk ayõnda politika faizle- rini mevcut seviyesinde tutmayõ tercih etmesini ve ekonomik iyi- leşme sinyallerini izlemeyi sürdür- mesini bekliyor. Sahibi bir Türk olan Alman İsra Vision, Vistek’in yüzde 24 hissesini aldõ Biri cam, me- tal ve kâğõt gibi yüzey tarama sis- temlerinde dünya lideri, yapay gör- me konusunda ise dünyanõn en büyük ilk beş şirketi ara- sõnda yer alan Alman Isra Vision AG; diğeri Sabancõ Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fa- kültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ay- tül Erçil tarafõndan kurulan tekno- loji şirketi Vistek... İsra geçen gün- lerde Vistek’in yüzde 24 hissesini sa- tõn aldõ. İki şirket arasõnda yapõlan an- laşma uyarõnca birkaç yõl içinde Vistek’in tamamõ İsra’ya geçmiş olacak. Dün iki şirketin yönetim kurulu başkanlarõ ve Sabancõ Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker’in katõlõmõyla düzenlenen toplantõda ortaklõk hakkõnda bilgi ve- rildi. Ortaklõk önemli. Ancak ben- ce daha da önemli olan nokta iki fark- lõ başarõ öyküsünün bu ortaklõkta bu- luşmasõ. Önce İsra’dan başlayalõm. Şirket Alman, ancak kurucusu bir Türk. Enis Ersü İstanbul’da doğup büyüdü. Alman Lisesi’nde okuduk- tan sonra Almanya’da otomatik kontrol mühendisliğini bitirdi. Bir sü- re Ar-Ge mühendisi olarak çalõştõk- tan sonra 1985 yõlõnda İsra’yõ kurdu ve kõsa sürede şirketi robot görüşü ve yüzey denetimi teknolojisinde dün- yada pazar lideri haline getirdi. İsra, 15 ülkede toplam 20 iştirakinde en- düstriyel otomasyonun yanõ sõra üre- tim ve kalite denetimi için ürün ve çözümler geliştiriyor. 2007 yõlõnda Almanya’da en yenilikçi 100 orta öl- çekli şirket listesinde yer aldõ. 380 ça- lõşanõ var. Hisseleri Frankfurt Bor- sasõ’nda işlem görüyor. Kısa sürede büyüdü Vistek ise 1997 yõlõnda Sabancõ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytül Erçil ve iki mezun öğren- cisi tarafõndan kuruldu ve Sabancõ Üniversitesi’nin üniversitelerde üre- tilen teknoloji fikirlerinin yaşama ge- çirilip ticarileşmesi amacõyla kurduğu İnovent şirketinin çatõsõ altõnda ge- lişti. Kõsa sürede önemli başarõlara imza atan şirket Ford, Renault, Ar- çelik, Şişecam Grubu ve Bosh gibi büyük şirketler için otomasyon sis- temleri kurdu. 2009 yõlõnda Endea- vour AŞ tarafõndan Türkiye 2009 ül- ke adayõ seçildi. Türkiye’ye 37 yõl- dan sonra bu ortaklõğõ yapmak için geri döndüğünü söyleyen Enis Ersü Türkiye’nin, Ortadoğu, ve Asya pa- zarlarõ için “anahtar ülke” olduğunu ve Vistek ile yaptõklarõ ortaklõkla Tür- kiye, Ortadoğu ve Asya ülkelerine girmeyi hedeflediklerini söylüyor. Otomasyonda kalite yönetimi ve yapay görme, endüstride gi- derek olmazsa olmazlarõn ara- sõna giren bir sistem. Bir an- lamda firmalar açõsõndan başa- rõ ile başarõsõzlõğõn farkõ haline geliyor. Yapay görme sistemle- ri hata oranõnõ düşürürken ve- rimliliği arttõrõyor ve üretimin da- ha rekabetçi olmasõnõ sağlõyor. Vistek Türkiye’de ilk faaliyet- lerine başladõğõ yõllarda Türki- ye’deki ortamõn yerli teknoloji- ye çok açõk olmamasõ yüzünden önce uluslararasõ projelerde yer almaya başlamõş. Zaman içinde sektörleri analiz ederek yapay görme uygulamalarõ hakkõnda raporlar hazõrlamõş ve ancak bu şekilde Türkiye’deki firmalarla çalõşmaya başlamõş. “Yüksek teknoloji alanlarında bile ya- pay görmenin sağlayabileceği potansiyelin henüz sadece üç- te biri gerçekleştirilebilmiş durumda” diyen Erçil, şirketin İsra ile ortaklõğõnõn kendilerine dünyaya açõlma fõrsatõ verece- ğini söylüyor. Öncelikli hedef uzmanlõklarõ birleştirerek yeni pazarlar edinmek. Ekonomi Servisi - Dünya Ambalaj Ör- gütü’nün (WPO) düzenlediği “World Star Ambalaj Yarışması”nda Türkiye’den 10 firmanõn ambalajõ “Dünya Yıldızı” unva- nõnõ kazandõ. Türk Standardlarõ Enstitü- sü’nden (TSE) yapõlan açõklamaya göre, 16- 20 Kasõm arasõnda Sri Lanka’da düzenle- nen yarõşmaya bu yõl 35 ülkeden 227 ürün katõlõrken, 129 ürün dereceye girdi. Türki- ye’de TSE tarafõndan her yõl düzenlenen Al- tõn Ambalaj yarõşmasõnda ödül alan firma- larõn girmeye hak kazandõğõ yarõşmaya, Tür- kiye’den 14 firma 15 ürünü ile katõldõ. BM, AB ve diğer uluslararasõ kurum- larla ortak çalõşan WPO’nun 2009 yõ- lõ Dünya Yõldõzõ Ambalaj Yarõşmasõ’nõn jüri değerlendirmesi 17 Kasõm’da ya- põldõ. Jüri’de, 2’si Türkiye’den olmak üzere 15 ülke temsilcisi oy kullandõ. Ya- rõşma; gõda, içecek, sağlõk ve güzellik ürünleri, ev gereçleri, elektronik eşya, eczacõlõk ve ilaç ile diğer ürünler olmak üze- re 7 kategoride düzenlendi. “Dünya Yıldızı” unvanõ alan 10 Türk fir- masõ ise şöyle:  Danone Hayat İçecek ve Gõda San. Tic. AŞ (0.5 litrelik su ambalajõ)  Elda İçecek ve Enerji Hizmetleri San ve Tic. AŞ (Efe yaş üzüm rakõsõ 70 cl Ehlikeyf)  Kütahya Ambalaj (kah- ve takõmõ ambalajõ)  Özge Plastik Amba- laj San. Ltd. Şti. (saplõ kova)  Sarten Ambalaj San. ve Tic. AŞ (şe- killendirilmiş aerosol kutu)  Süper Film Ambalaj San. ve Tic. AŞ (Twist Özelliği kazandõrõlmõş BOPET filmler)  Tasarõm Üssü Ltd. Şti. (Tekirdağ Rakõsõ Trakya serisi şişesi)  Tukaş Gõda San. ve Tic. AŞ (güvenlik düğme- li kapak)  Unilever Sanayi ve Tic. Türk. AŞ (Cif Krem şişesi)  Uzay Feza Elektronik (peynir dilimi ayõrma ve çõkartma aparatõ). 10 Türk firması ambalajda “Dünya Yıldızı” oldu Ali Pandır, ticari araç ve ağır vasıtanın hükümettendestekgörmediğinisöyledi. 2010 otomotiv için zor geçecek BURSA (Cumhuriyet) - TOFAŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Pandır, küresel krizden en çok ticari araç ve ağõr vasõtanõn etkilendiğini kayde- derek, iki grubun da krizde hükü- metten destek görmediğini söyledi. Bursa’da düzenlenen Yalõn Zirve’de konuşan Pandõr, küresel kriz ve oto- motiv sektörüne etkileri ön plana çõk- tõ. Sektör temsilcileri 2010 yõlõnõn 2009’dan zor geçeceğini belirtti. Pan- dõr, otomobildeki ÖTV indirimi teşvi- kinin tüketimi bir süre için canlandõr- dõğõnõ ancak, indirimin sona ermesiy- le kaçõnõlmaz olarak üretim düşüşü ya- şandõğõnõ dile getirdi. Sektörün bugün itibarõyla toparlanmaya başladõğõnõ ancak bunun yavaş gerçekleştiğini kaydeden Pandõr, “Hükümet ne ya- pacak bilemiyoruz ama Avrupa teş- viklerin süreceğini açıklıyor. Bizler 2010’a dair iş planlarımızı yine sis- li bir ortamda yapacağız” dedi. OECD: 2009’da dõş yatõrõm çöktü Ekonomi Servisi - OECD ulus- lararasõ yatõrõm aktivitesinin 2009’da çöktüğünü, birçok bü- yük yükselen ekonominin de bu alanda ilk şiddetli düşüşlerle kar- şõ karşõya kaldõğõnõ açõkladõ. OECD üye ülkelerin doğrudan ya- bancõ sermaye giriş-çõkõş görünümü- nü açõkladõ, Türkiye’ye 2009’un ilk ya- rõsõnda 4 milyar dolarlõk doğrudan yabancõ sermaye akõşõ yaşandõ. İlk altõ ayda sermaye çõkõşõ 1 milyar do- lar oldu. Rakam ABD ve İngiltere için 51 milyar dolar, Meksika için 10 mil- yar dolar, Slovak Cumhuriyeti için ise 3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Mcdonald’s Çocuk Vakfõ 10 yaşõnda Ekonomi Servisi - McDonald’s Çocuk Vakfõ Yönetim Kurulu Başka- nõ Hakan Serim, faaliyetleri için bu- güne kadar yaklaşõk 1 milyon dolarlõk kaynak ayõrdõklarõnõ ve projelerle bu- güne kadar 100 binden fazla çocuk ve ailesine ulaştõklarõnõ söyledi. McDonald’s Çocuk Vakfõ’nõn 10. yõ- lõ dolayõsõyla düzenlenen toplantõda ko- nuşan Serim, vakfõn, çocuklarõn sağ- lõğõ ve mutluluğu için projeler ger- çekleştirdiğini ve kendilerine ulaşan amaçlarõna uygun her projeye destek vermek üzere kaynaklarõnõ seferber et- tiklerini dile getirdi. Yapay görmede stratejik birleşme Yüksek teknolojide iddialõlar Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytül Erçil, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker ve Enis Ersü yapay görme konusunda yeni bir çığır açacak birleşmeyi birlikte anlattılar. İki farklõ başarõ öyküsü bundan böyle tek bir teknoloji şirketinde birleşecek. Isra- Vistek ortaklõğõnõn hedefi Türkiye ve Ortadoğu’da büyümek. Ekim ayõnda aylõk sanayi üretim endeksi sürpriz bir şekilde yüzde 6.5 arttõ. Artõşta bu ekimde iki gün daha fazla çalõşõlmasõ, stoklardaki erimenin üretimi hareketlendirmesi ve ihracatõn kõpõrdamasõ etkili oldu. Üretim artõşõnda bayram efekti TÜİK’in açıkladığı sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım ora- nına ilişkin verileri takvim ve mevsim etkisinden arındırarak değer- lendiren Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Betam’a göre aylık bazda kayde- dilen güçlü artışta, geçen yıl ekim ayında görülen büyük gerilemenin payı (baz etkisi) olduğu unutulmamalı. BAZ ETKİSİ UNUTULMAMALI [email protected] B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K Ekonomi Servisi - Aşanteks Group’un Yönetim Kurulu Başkanõ Burhan Şahinkaya hayatõnõ kay- betti. Ev ve ofis mobilyalarõ için dö- şemelik suni deri ve kumaş üreten Aşanteks, kuruluşundan bu güne geçen 21 yõlda dokumada ürettiği ürünlerle yurtdõşõnda da tercih edil- di. Hayõrsever işadamõ olarak bilinen Şahinkaya’nõn cenazesi bugün Gay- rettepe Nimet Özden Camii’nde kõ- lõnacak ikindi namazõnõn ardõndan son yolculuğuna uğurlanacak. Aşanteks’in acõ kaybõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle