17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2009 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR CMYB C M Y B Ayakkabı kutusunda Picasso Kültür Servisi - Ünlü ressam Pablo Picasso’nun, kõzõ Paloma Picasso için yaptõğõ tahta gitar heykelciği, Roma yakõnlarõndaki bir dairede, ayakkabõ kutusunun içinde bulundu. Picasso’nun, arkadaşõ Giuseppe Vittorio Parisi’ye verdiği sarõ, gri ve siyah renklere boyanmõş heykelcik, Parisi’nin ölümünün ardõndan aranmaya başlanmõştõ. Stasi markajında Günter Grass Kültür Servisi - Nobel ödüllü Alman yazar Günter Grass’õn (82), Doğu Almanya gizli servisi ‘Stasi’ tarafõndan nasõl yakõn markaja alõndõğõnõ anlatan bir kitap, Mart ayõnda Alman Christoph Links yayõnevince piyasaya sürülecek. ‘Günter Grass Göz Hapsinde - Stasi Belgeleri’ adlõ kitap için 2.000 Stasi belgesini inceleyen yazar Kai Schluter, Doğu Almanya’da çok sayõda seveni olan Grass’õn çevresinin; sakõncalõ bulunan bir mektubu kaleme aldõğõ 1961 yõlõndan, Doğu Almanya’nõn yõkõlõşõna dek geçen süre arasõnda çok sayõda ajanla çevrili olduğunu, ancak Grass’õn bunu hiçbir zaman bilmediğini öne sürüyor. Çağdaş sanatta düşüş var Kültür Servisi - Amerikan Artnet internet sitesinin haberine göre, 2003 ile 2008 yõllarõ arasõnda on kat artõş gösteren çağdaş sanat satõşlarõ; 2009 yõlõnda yüzde elli civarõnda düştü. Siteye göre 2008 yõlõnõn Eylül ayõnda çağdaş sanatõn yõldõz ismi Damien Hirst’ün düzenlediği ‘Kafamõn İçinde Hep Güzel’ adlõ müzayedenin Leyman Kardeşler’in iflas etmesiyle aynõ güne denk gelmesiyle başlayan düşüşle birlikte, en büyük gerilemeyi yaşayan sanatçõlardan biri de Jeff Koons. Scott Reyburn imzalõ habere göre, daha önce tek yapõtõ 117.2 milyon dolara alõcõ bulan Koons, bu yõl dokuz adet yapõtõnõn 1 milyon dolara alõcõ bulduğu müzayedelere tanõk olmak zorunda kaldõ. Mario Levi’nin İstanbul masalı Kültür Servisi - Çağdaş Alman edebiyatõnõn önemli eserlerinin yanõ sõra birçok yabancõ dilden çeviriyi de yayõmlayan Suhrkamp Yayõnevi, Mario Levi’nin ‘İstanbul Bir Masaldõ’ isimli romanõnõ yayõmladõ. Barbara ve Hüseyin Yurtdaş’õn çevirisi ile basõlan kitap, 2010’da Fransõzca, İtalyanca, Sõrpça dahil olmak üzere on dilde okurlarõyla buluşacak. Çiganla yeni yıl karşılaması Kültür Servisi - İş Sanat, yeni yõlõ Gipsy Devils Orkestrasõ ile karşõladõ. Cimbalomdo ustasõ Slovak müzisyen Ernest Sarközi’nin sanat yönetmeni olduğu grup, önceki akşam verdiği konserde roman geleneksel şarkõlarõndan caza uzanan repertuvarõnõ sundu. Cimbalomdo, iki keman, klarnet, çello, viyola ve iki kontrbasdan oluşan Gypsy Devils Orkestrasõ, orijinal besteleri, farklõ müzikal kombinasyonlarõyla Slovak, Rus,Yahudi, Roman geleneksel şarkõlarõndan caza, operetlerden film müziklerine çeşitlemeler yaptõ. SİNE-SEN ‘Sinema/TV Sektörü 2009 Yõlõ Raporu’nda sansüre ve yasal haklara da dikkat çekti İnsanlõk dõşõ iş koşullarõKültür Servisi - Sinema Emekçileri Sendikasõ (SİNE- SEN), geçen yõl 24 Aralõk’ta trafik kazasõ sonucu yitirdiğimiz sinema-TV emekçileri Zehra Sezgin ve Tülay Ergeldi’yi geçen günlerde bir basõn açõk- lamasõyla anarak “Setler Tuz- la Olmasın”, “Sinema Emek İşidir! Köle Değiliz”, “90 Da- kikalık Dizi İstemiyoruz” çağ- rõsõnda bulunmuştu. SİNE-SEN 2009’un son gününde de “Si- nema/TV Sektörü 2009 Yılı Raporu” ya- yõmlayarak sek- törün ağõr çalõş- ma koşullarõna, sansüre ve yasal haklarõna dikkat çekti. Türk sinema- sõnõn ağõr sansü- re, 1960’lardan sonra artan sa- lon sayõsõnõ ar- kasõna alarak ve popüler filmlere kayarak boyun eğdiği belirtilen raporda Kültür ve Turizm Ba- kanlõğõ bünye- sinde bulunan “Telif Hakları ve Sinema Ge- nel Müdürlü- ğü” de sivil toplum örgütlerini devlete bağõmlõ kõlan, onlarõn gelişmelerini engelleyen bir ku- rum olarak nitelendiriliyor ve yasal haklar konusunda da ge- lişmelerin önünün kesildiği, bu “kördüğüm”ün çözümünün ise ancak sinemanõn devletin göl- gesinden tamamen kurtulma- sõyla mümkün olacağõ belirtili- yor. ‘Çalışma Koşulları ve Sos- yal Güvenlik’, ‘Yasal Eksik- likler ve Telif Hakları’, ‘Dü- şünsel ve Sanatsal Özgürlük- ler’ başlõklarõ altõnda ele alõnan sorunlar ise SİNE -SEN rapo- runda şöyle özetleniyor: Türkiye’de sinema-TV ala- nõnõ ve çalõşanlarõnõ tanõmlaya- cak özel bir “Sinema İş Yasa- sı”nın olmaması, reklam ku- şaklarõ yüzünden süresi giderek uzayan TV dizileri ve dizi sek- töründe iş kazasõ, ölüm ve inti- hara sebep olan insanlõk dõşõ ağõr çalõşma koşullarõ, sosyal gü- venlik hakkõnõn ol- mamasõ... Sinema-TV ala- nõndaki telif haklarõ konusunda ise diğer medya alanlarõndaki telif haklarõnõn çok gerisinde olunduğu- nun belirtildiği ra- porda, Kültur ve Tu- rizm Bakanlõğõ için- deki Telif Haklarõ ve Sinema Genel Müdurlüğü’nün frenleyici rolü ne- deniyle bu alanlarda kurulmuş kurumlar da güçsüz ve dağõ- nõk olduğu vurgu- lanõyor. Türk sinemasõ’nõn uzun yõllar “Polis Vazife ve Salahi- yetleri Kanunu” ile sansür baskõsõ altõnda tutulduğunun vurgulandõğõ raporda Türk si- nema tarihine geçen birçok fil- min sansürlenerek yasaklandõ- ğõ ya da birçok sahnesinin ke- sildiği de hatõrlatõlõyor. Rapor- da ayrõca sansürün muhafazakâr iktidar partisinin atadõğõ kadro- lar yüzünden resmi TV kanalõ TRT ve muhafazakâr bazõ TV kanallarõnda da uyguladõğõ be- lirtiliyor. SİBEL ÇORBACIOĞLU İ stanbul Devlet Opera ve Balesi dansçõlarõ, Sürey- ya Operasõ’nõn özel ders için hazõrlanmõş salonunda, õsõnma hareketleri yapõyorlar. Yõllardõr sahnede dans eden, türlü koreografilerde rol al- mõş onlarca dansçõ, yeniden konservatuvar sõnõfõna dön- müşçesine heyecanlõ. Onlarõn bu heyecanõnõ, dersi izlemek için gelen, belki de derste yer alamamanõn burukluğunu ya- şayan diğer dansçõlar da pay- laşõyor. Ve ders başlõyor... Dünyaca ünlü balet İrek Muha- medov’un, birinci pozisyondan baş- layarak gösterdiği hareketler, art ar- da kolayca dönerek yaptõğõ pirouet- te’ler sõk sõk öğrencilerinin alkõşlarõyla kesiliyor. Kimi zaman müziği dur- durup tüm hareketi baştan yaptõracak kadar sert, kimi zaman da öğrencile- re komik mimiklerle hareketleri gös- terecek kadar da sõcak davranan Mu- hamedov, hem dansçõlara hem de der- si izleyen seyircilere unutulmaz bir deneyim yaşatõyor... Dans etmeyi 11 yaşõnda meslek olarak seçen Muha- medov, Rusya’daki ve belki de dün- yadaki tüm bale sanatçõlarõ gibi Bol- şoy’da dans etmenin ilk hedefi oldu- ğunu, bunu başarmadan önce sõnõftaki herhangi bir öğrenciden farklõ olma- dõğõnõ söylüyor. Bolşoy tarihinde “Spartaküs” balesi başrolünde dans eden en genç dansçõ ve 9 yõl Bol- şoy’un baş dansçõsõ unvanlarõna sahip Muhamedov, glasnost (şeffaflõk) ve perestroika (yeniden yapõlanma) po- litikalarõ sonucunda balede bir iler- leme olmayacağõnõ anlayõp aynõ za- manda baba olacağõnõ öğrenince ül- kesini terk etmeye karar vermiş. Sov- yetler Birliği’nden ayrõldõktan sonra Londra’ya yerleşen ve burada Krali- yet Balesi’nde dans etmeye başlayan sanatçõ, Rus ve Batõ tarzõ bale siste- mini karşõlaştõrõrken oldukça dürüst davranabildiğini söylüyor: “Bence Rus ekolünde sadece ‘artõ’lar, Ba- tı ekolünde -böyle bir ekol varsa- sadece ‘eksi’ler var. Bunun en ba- sit örneği, Rus ekolü hâlâ bale yıl- dızları üretebilirken Ba- tı’dan ancak yüzyılda bir yıldız çıkabiliyor olması.” Dans hayatõnõn sonuna yaklaştõğõnõ düşünen ünlü balet, öğretmenliğe bu yüz- den önem verdiğini, tecrü- belerini, bildiklerini yeni ku- şaklara aktarmasõ gerektiği- ne inandõğõnõ söylüyor. Tür- kiye’de verdiği dersler de ona göre bu sürecin bir de- vamõ. Geçen aylarda Anka- ra Devlet Opera ve Bale- si’nde de ders veren Muha- medov, Türk balesiyle ilgi- li olarak şunlarõ söylüyor: “Burada bale ne düzeyde olursa ol- sun, düzgün bir konservatuvar eğitimiyle destekleniyor. Bu nok- tadan sonra geriye değil, ancak ileriye doğru bir gelişme olur.” Bir ülkede bale ve dansõn ilerleye- bilmesi için en önemli noktanõn do- nanõmlõ ve yetenekli öğretmenler ol- duğunu söyleyen sanatçõ, sahnede dans etmemiş bir öğretmenin hiçbir öğrenciye yararõ dokunamayacağõna inanõyor. Genç dansçõlarõn bu dona- nõmlõ öğretmenlere güvenmeleri ge- rektiğini söyleyen Muhamedov, “En iyi olabilmek için, insanın kendine güvenmesi, inanması şart. Siz ken- dinize inanmazsanız kimse inan- maz” derken belki de iyi bir öğretmen olmanõn ipuçlarõnõ vermiş oluyor. İrek Muhamedov, hem dansçılara hem de dersi izlemeye gelenlere unutulmaz bir deneyim yaşattı. Sınıfta Muhamedov heyecanı Bolşoy’un eski baş dançõsõ İrek Muhamedov, deneyimlerini Türk dansçõlarla paylaştõ Fotoğraf:UğurDemir  Sinema devletin gölgesinden kurtulmalõ.  90 dakikalõk dizilere son verilmeli. 2010 KÜLTÜR AJANDASI ÇIKTI Nâzõm Hikmet Kültür ve Sanat Vakfõ tarafõndan yayõmlanan “2010 KÜLTÜR AJAN- DASI” bu yõl yine kültür ve sanat rehberi niteliğinde hazõrlandõ. Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde yayõmlanan ajandada; Nâzõm Hikmet şiirlerinden dizelerle, önemli kültür, sanat olaylarõ, anma günleri ve kültür kurumlarõna ilişkin bilgiler bulunuyor. Ayrõca yapõtlarõyla kültür, sanat ve bilim yaşamõmõzda iz bõrakmõş sanatçõlarõmõz, edebiyatçõlarõmõz ya da bilimcilerimizden biri için her ay özel anõ sayfasõ yer alõyor. Ocak- Nevzat Şenol (Ölümünün 1. Yõlõ) / Orhan Duru (Ölümünün 1. Yõlõ) Şubat- Celile Hikmet (Doğumunun 130. Yõlõ) / Sümeyra Çakır (Ölümünün 20. Yõlõ) Mart- Erol Özkök (Doğumunun 70. Yõlõ - Ölümünün 5. Yõlõ), Nisan- Sabahattin Kudret Aksal (Doğumunun 90.Yõlõ) Mayõs- TÜRKAN SAYLAN (Ölümünün 1. Yõlõ), Haziran- ORHAN KEMAL (Ölümünün 40. Yõlõ) Temmuz- KEMAL TÜRKLER (Ölümünün 30. Yõlõ) Ağustos- SEMİHA BERKSOY (Doğumunun 100. Yõlõ) Eylül- DURSUN AKÇAM (Doğumunun 80. Yõlõ) Ekim- AGOP ARAD (Ölümünün 20. Yõlõ), Kasõm- BÜLENT TANÖR (Doğumunun 70. Yõlõ), Aralõk- GÜLAY UĞURATA (Doğumunun 70. Yõlõ) Kültür Ajandasõ’ndan edinmek isteyenler; Vakfõn İstanbul/ Sõraselviler Cad. No: 10 Kat: 1 Taksim adresine başvurabilirler. (Tel: 0212-252 63 14 / 15) Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Alkan Ayten TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle