25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 2 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ‘Yargõ bağõmsõzlõğõnõ sarstõ’ Gül: Sükûnetle takip edilmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay’õn, YÖK’ün üniversiteye girişte katsayõ farkõnõ kaldõran kararõnõn yürütmesinin durdurulmasõyla ilgili görüşleri sorulan Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, “Sabahleyin YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’õ çağõrdõm. Çünkü ‘Ortada bir kargaşa olmamasõ gerekir. Nedir?’ diye sorduğumda, kendisi Danõştay’õn bana bu konularda YÖK’ün yetkili olduğuna dair 2 kararõ olduğu şeklinde bilgi verdi” dedi. Sürecin sükûnetle takip edilmesi gerektiğin isöyleyen Gül, “Bu sõkõntõlar öğrencilere yansõmadan bu işin uygun bir şekilde halledilmesi gerektiğine inanõyorum” dedi. Arınç: Sabredin açıklayacağım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ Bülent Arõnç, Danõştay’õn katsayõ kararõyla ilgili olarak değerlendirmesini soran gazetecilere “Ne Danõştay kalacak, ne Bülent Arõnç” şeklindeki konuşmasõna ilişkin bir milletvekilinin sorusunu yanõtladõ. Arõnç, bu konuda ne zaman bir açõklama yapacağõnõn sorulmasõ üzerine, “Birkaç gün içinde bir açõklama yapacağõm, biraz sabredin” dedi. KEY tasarısı komisyonu geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Konut Edindirme Yardõmõ (KEY) ödemelerinde kurum ve kuruluşlara bildirim yapabilmeleri için 1 ay daha süre verilmesini öngören yasa tasarõsõ kabul edildi. Komisyonda kabul edilen tasarõ, hak sahiplerine ilişkin bilgilerin bankaya bildirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlara verilen sürenin 1 ay daha uzatõlmasõnõ öngörüyor. ‘İzmir’e faşist diyenler üşütük’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, İzmir’de DTP konvoyunun geçişi sõrasõnda yaşanan olaylarõn ardõndan “İzmir, faşizmin başkenti haline gelmiştir” diyen Taraf gazetesi yazarõ Rasim Ozan Kütahyalõ’yõ ‘üşütük’ olarak nitelendirdi. Ersin, “İzmir, ‘Faşist İzmir’ gibi yakõştõrmalarõ hak etmemiştir. Bazõ gazeteci üşütükler bunu söylediler. 50-100 kişinin yaptõğõ asla tasvip etmediğimiz bir davranõşõ 3.5 milyonluk bir kente mal etmek doğru değildir” dedi. Korsan gösteriler yayılıyor YÖK’ten geri adõm sinyali İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimli- ği Fakültesi’ne en düşük oy alan ada- yõ dekan olarak atayan Yüksek Öğretim Kurulu’ndan (YÖK) “geri adım” sin- yali geldi. YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ata- mada hata yaptõklarõnõ kay- dederek yeni dekanõn istifasõ- nõ beklediklerini söyledi. EÜ Diş Hekimliği Fakül- tesi’nde yapõlan dekanlõk se- çiminde 85 öğretim üyesi oy kullanmõş; Prof. Dr. Serhat Çınarcık 60, Prof. Dr. Necdet Erdilek 16 ve Prof. Dr. Celal Artunç 9 oy almõştõ. Ancak YÖK, en az oy alan Artunç’u dekan olarak atamõştõ. Atamanõn ar- dõndan fakültedeki 14 öğretim üyesi is- tifa kararõ almõştõ. Üniversitedeki kriz, Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’õn açõklamalarõ ve EÜ Senatosu’nun açõk- lamasõyla daha da tõrmandõ. Senato açõklamasõnda, “EÜ’de çeşitli dü- zeylerde yöneticilerin belirlenmesi, demokratik bir usul içinde gerçek- leşir. Her ne kadar bu yetki yasal açı- dan YÖK Genel Kurulu’na ait olsa da, üniversitelerin kendi eğilimleri- nin dikkate alınması da hem atanan yöneticinin meşruiyetini güçlendi- recek hem de kurum içi demokrasi ve gelenekleri destekleyecek bir tu- tumdur” denilmişti. Gelişmeler üze- rine YÖK kanadõndan farklõ sesler gelmeye başladõ. Ege’de yayõmlanan Yeni Asõr gazetesine konuşan YÖK Başkanõ Özcan, “Ege Üni- versitesi’ndeki dekanlık se- çiminde doğru yapmamışız. Bazen adaylar hakkında bilgi geliyor, onlara itibar ettik. Seçim sonuçlarının böyle olduğunu bilseydim yapmazdık. İstifalar bizi de çok üzdü” dedi. Özcan’õn, Artunç’un istifa etmesi- ni beklediği ileri sürüldü. Ancak Ar- tunç, istifa baskõlarõna, “YÖK beni atadı, benim durumum meşrudur” cevabõnõ vermiş ve göreve devam edeceğini açõklamõştõ. Danõştay Başkanõ Birden, katsayõ kararõnõ ‘ideolojik’ bulan Erdoğan’õn eleştiri sõnõrlarõnõ aştõğõnõ belirtti Diyarbakõr başta olmak üzere birçok ilde eylemciler polisle çatõştõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mardin Ar- tuklu Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlõ olarak “Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü” ku- rulmasõna ilişkin Bakanlar Kurulu Kararõ dün Resmi Gazete’de yayõmlandõ. Kararõn ardõn- dan üniversitede Kürtçe, Arapça, Farsça ve Süryanice üzerine çalõşmalar yapõlacak. Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde “Kürt Dili ve Edebiyatı” ve “Kürdoloji Enstitüsü” kurulmasõ talepleri, 2008 Kasõ- mõ’ndan bu yana gündeme getiriliyordu. Üni- versitenin bu yöndeki taleplerini inceleyen Yükseköğretim Kurumu (YÖK), “Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü” ya da “Anabilim Da- lı” adõyla lisans programõ açõlmasõna izin ver- memişti. “Kürdoloji Enstitüsü” talebi ise “Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü” ola- rak değiştirildi ve onaylandõ. Bakanlar Kurulu onayõ da alan karar, dün Resmi Gazete’de ya- yõmlanarak yürürlüğe girdi. 30 öğrenciyle faaliyete geçecek Kararda, Mardin Artuklu Üniversitesi Rek- törlüğü’ne bağlõ olarak “Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü” kurulmasõnõn, Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn 7 Ekim 2009 tarihli yazõsõ üzeri- ne Bakanlar Kurulu’nca 12 Ekim 2009’da ka- rarlaştõrõldõğõ belirtildi. Enstitüde Arapça, Farsça, Süryanice’nin yanõ sõra Kürtçe üzerin- de de akademik çalõşmalar yapõlacak. Enstitü- nün Şubat 2010’dan itibaren 30 yüksek lisans ve doktora öğrencisiyle faaliyete geçmesi planlanõyor. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’ne (ÖSYM) yapõlacak başvurunun ar- dõndan enstitüye lisans öğrencisi de alõnabile- cek. Hükümet, daha önce çõkarõlan düzenle- melerle cezaevlerinde Kürtçe konuşulabilmesi ve özel radyo-te- levizyonlarda Kürtçe yayõn yapõlabilmesine de izin vermişti. DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İsviçre’deki Referandum ‘İsviçreliler’in, İslam dünyasının kutsal Kurban Bayramı’nda ülkelerinde yeni minare yapımını yasaklayan bir referanduma yüzde 57.5 oy ile evet demiş olmalarının tepkileri artarak sürüyor. Bu sonucu din ve vicdan özgürlüğüne tahammülsüzlük ya da müdahale gibi görenlerin başında Vatikan’ın, İsviçre Katolik Cemaati yönetiminin gelmesi, hemen tüm Avrupa ülkelerindeki hükümet sözcülerinin ağır eleştirilerde bulunması, belki de, bu halkoylamasına karşı AİHM’ye yapılacak başvuruları, İsviçre Adalet Bakanı’nın da ümit ettiği şekilde sonuçlandırabilir. O karar, AİHM tarafından geçersiz sayılabilir. Değişen ne olur? Öylelikle, üç ayrı ulustan 7.5 milyon halkın oluşturduğu bu küçük, ama özellikle bize uygar olarak tanıtılmış bu Orta Avrupa ülkesinde, ezan sadece dört minarede okunmakla kalmaz. Hoşgörü, o 7.5 milyon İsviçrelinin yüzde 57.5’lik çoğunluğunca da özümsenmiş olur. Ama öyle bir referandum kararı, farklı uluslar olarak Avrupa kıtasında yaşayanların hemen tümüne yakın olan milyonlarca insanın, İslam dünyasına o arada özellikle biz Türklere bakışlarını değiştirmelerini sağlar mı? Halkoylaması sonuçlarını ben bu sorunun yanıtını arayarak değerlendirmek istedim. Çünkü bana göre, ülkelerindeki o mescide benzeyen orta boylu, kubbesiz camilerdeki, küçük dört minare değildi fanatik İslam karşıtlarını rahatsız ya da tedirgin eden. Onlar, Müslüman ve orada Türk komşuları ile bir arada yaşamaktan mutlu olmadıklarını düşünen insanlar olduklarını, bu oylama ile sandıklara yansıttılar Oylama pusulalarındaki “evet” ya da “hayır” yanıtları için “Yeni minare yapımına taraftar mısınız” sorusunun yerine “Ülkenizde Müslümanların da sizlerle aynı hakları paylaşmasını ister misiniz” sorusu bulunmuş olsaydı, sonuç çok farklı mı olurdu? Fransız ve İtalyan gazetelerinde bu soruyu haklı çıkartan yorumlar, “İslamlaşma korkusunun galip çıktığı” gibi bir yargıda birleşiyorlar. Halkoylaması sonucunun, Fransa, İtalya, Hollanda ve Belçika’daki göçmen düşmanı, ırkçı partiler tarafından zafer olarak değerlendirilmesi düşündürücüdür. Bizim AB yolculuğumuzun sonucunu ve zamanlamasını, soruna bu açıdan bakılırsa, sadece Kopenhag ölçütlerine uyulup uyulmadığı açısından, AB ülkelerinin yetkili karar organları mı değerlendirecektir? Yoksa, çoğu AB ülkesindeki seçimlerde sandıklardan çıkan ve o ülkelerin insanlarının sağ partilere kaydığını yansıtan oylar mı? Keza Fransız ya da Avusturya seçmenleri, yöneticilerine “Türkiye için son sözü parlamentolarımız değil, referandumda biz söyleyelim” diye bastıracak olurlarsa, geçen hafta pazar günü İsviçre’deki sandıklardan çok farklı bir sonuç alınacağını sanmak tek kelime ile hayalperestlik olur diye düşünüyorum. Onun için, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bizim AB yolculuğumuzun sonucu için Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıldönümünü, yani 2023’ü göstermesini, bugün yaşayan ve işbaşında bulunanların pembe rüyalarını bozmayacak bir söylem olarak gördüğüm için “Hayırlara vesile olsun” diyorum. Ne dersiniz? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ İlk Kürtçe bölüm açõlõyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay Başkanõ Mustafa Birden, katsayõ kararõnõn yürütmesinin durdu- rulmasõnõ “ideolojik” olarak nitelendi- ren Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’a sert tepki gösterdi. “Başbakan’ın dava hakkında eleştiri sınırlarını aşan açıklamalarını talihsizlik olarak” değerlendiren Mustafa Birden, “Da- nıştay’ı suçlayıcı beyanları mahke- melerin bağımsızlığı ve hukukun üs- tünlüğü açısından ciddi bir sakınca olarak gördüklerini” kaydetti. Danõştay Başkanõ Birden, yaptõğõ ya- zõlõ açõklamada, “Yükseköğretime gi- rişte katsayı puanı uygulamasının kaldırılmasına ilişkin Yükseköğre- tim Genel Kurul kararının yürüt- mesinin durdurulması yolunda Da- nıştay görevli dairesince verilen karar üzerine yapılan açıklamaların yargı erkine yönelik yıpratma faaliyetine dönüşmesi nedeniyle, Danıştay Baş- kanlığı yüksek yargı olmanın so- rumluluğu çerçevesinde aşağıdaki görüşlerini kamuoyu ile paylaşma gereğini duymuştur” dedi. ‘Hiç kimsenin hakkı yok’ Birden, açõklamasõnda şu ifadeleri kullandõ: “Sayın Başbakan’ın, Da- nıştay’da görülmekte olan sözü edi- len dava hakkında eleştiri sınırlarını aşan, daire kararını ideolojik olarak niteleyen açıklamalarını bir talih- sizlik olarak görüyoruz. Değerlen- dirmeye esas alınan daire kararın- da yargılama süreci henüz bitmiş de- ğildir. Danıştay ilgili dairesince ve- rilen yürütmenin durdurulması ka- rarının, Danıştay’ın ilgili kurulun- da itirazen görüşülmesi mümkün- dür. Anayasadan aldığı yetki ile Türk milleti adına yargı yetkisini kullanan ve 141 yıllık onurlu bir geç- mişe sahip olan Danıştay, sadece hu- kukun üstünlüğünü hedeflemekte, siyasi ve ideolojik kaygılarla karar verdiği yolundaki suçlamayı kesin- likle hak etmemektedir. Bu bağ- lamda, yargı kararını siyasi ya da ideolojik bir karar olarak nitelen- dirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Danıştay’ı ve mensuplarını verdiği kararlar nedeniyle suçlayıcı, töhmet altında bırakıcı fikir, kanaat ve be- yanları anayasal koruma altına alı- nan mahkemelerin bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü açısından cid- di bir sakınca olarak görmekteyiz. Unutulmamalıdır ki, bu tip açıkla- malar, söylemler, kanaatler yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına zarar vermekte; yargının, kamuoyu nez- dindeki güveni ve saygınlığında tah- ribata yol açmaktadır. Danıştayı- mıza ve kararlarına yönelik değer- lendirme ve eleştirilerde daha özen- li davranılması ve devlet adına yet- ki kullananlarca bu hususa daha du- yarlı olunması gerektiğinin haklı beklentisini taşımaktayız.” Yazõlõ açõklama yapan Birden, “Danõştay’õ suçlayõcõ beyanlarõ mahkemelerin bağõmsõzlõğõ ve hukukun üstünlüğü açõsõndan ciddi bir sakõnca olarak gördüklerini” vurguladõ. Birden, Danõştay’a ve kararlarõna yönelik eleştirilerde özenli davranõlmasõnõ istedi. MİLLİ EĞİTİM BAKANI: Gerekirse yasayı da değiştiririz Danõştay’õn katsayõ kararõnõ hukuka uygun bulmadõğõnõ belirten Milli Eğitim Bakanõ Çubukçu, yasal değişiklik konusunda “Gerek olursa bakanlõk olarak üzerimize düşeni yaparõz” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubuk- çu, Danõştay’õn katsayõ kararõnõ huku- ka uygun bulmadõğõnõ belirterek “1997 yılında katsayı kararını alan YÖK’ün yetkisi varsa, bugün bu kararı kaldırmaya da YÖK’ün yet- kisi vardır” dedi. Şu aşamada bir ya- sal değişiklik gerektiğini düşünmedi- ğini kaydeden Çubukçu, “Ama ge- rekli olursa meselenin çözümü için üzerimize ne düşerse o yönde çaba sarf edeceğiz” dedi. Bakan Çubukçu, Danõştay’õn YÖK’ün katsayõ uygulamasõnõ kaldõ- ran kararõnõn yürütmesini durdurma- sõyla ilgili olarak sorularõ yanõtladõ. YÖK’ün böyle bir karar alma hakkõ ve yetkisi bulunduğunu kaydeden Çu- bukçu, bu kararõn Milli Eğitim Ba- kanlõğõ ile koordineli şekilde verildi- ğini, ortaöğretimden üniversiteye ge- çiş sisteminde ülkenin ihtiyaçlarõ, planlamasõ ve istihdam politikalarõnõn dikkate alõndõğõnõ ileri sürdü. Çubuk- çu, “Bu kararın meslek liseleri içe- risinde oransal olarak çok düşük olmasına rağmen imam hatipler baz alınarak verildiğini düşünüyo- rum” görüşünü savundu. 1997’ye gönderme yaptı Çubukçu, “Umduğunuz gibi bir sonuç çıkmazsa kalıcı bir çözüm için yasal değişiklik öngörüyor mu- sunuz” sorusu üzerine, “Ben yasal değişiklik gerektiğini düşünmüyo- rum şu aşamada. Ama gerekli olur- sa o konuda da biz bakanlık ola- rak, YÖK ile Türkiye’nin geleceği- ne yönelik olarak gördüğümüz ve önemsediğim bu meselenin çözümü için üzerimize ne düşerse o yönde çaba sarf edeceğiz” dedi. Hukuk devletinde kurumlarõn, özel- likle anayasal kurumlarõn yetkilerini aldõklarõ yasadan hareket ettiklerini belirten Çubukçu, YÖK’ün de buna uygun hareket ettiğini söyledi. Çu- bukçu şöyle devam etti: “YÖK’ün böyle bir yetkisi olmadığını düşü- nürsek, YÖK’ün 1997 yılında aldı- ğı katsayı kararının da hukuka uy- gun olmadığını düşünürüz. Danış- tay eğer ‘YÖK bu kararõ alamaz’ di- yorsa, YÖK, 1997 yılındaki kararı da alamazdı o zaman. Onu alabildi- ğine göre bunu da alabilir.” ‘Sınav tarihleri değişmez’ Hukukçu olarak kararõ “hukuka uygun bulmadığını” belirten Çubuk- çu, sõnav tarihlerinin değişip değiş- meyeceği yönündeki bir soruya da “Şu aşamada bir şeyin değişeceğini düşünmüyorum, ama gelişmelere göre değerlendirme yaparım” yanõ- tõnõ verdi. Çubukçu, “Danıştay’ın kararında devam etmesi halinde neler yapacağınızı düşündünüz mü” sorusu üzerine, “Elbette var, ama safha safha, ben bunları gere- kirse açıklarım” dedi. Özcan, Ege Üniversitesi’ndeki dekan atamasında ‘hata yaptıklarını’ söyledi Diş Hekimliği fakültesindeki tepki istifalarõnõn kendilerini çok üzdüğünü belirten YÖK Başkanõ Özcan’õn atamasõ büyük tepki çeken Prof. Artuç’un istifa etmesini beklediği öne sürüldü. Yüksekova’daki çatışmalar sırasında okuldan dönen öğrenciler zor anlar yaşadı. (Fotoğraf: AA) Haber Merkezi - Terör örgütü PKK’nin kuruluş yõldönümü bahane edilerek gerçekleştirilen korsan gös- teriler giderek yayõlõyor. Diyarbakõr başta olmak üzere çõkan olaylarda göstericilerle polis karşõ karşõya gel- di. Polisin zaman zaman gaz bombasõ kullandõğõ olaylarla ilgili olarak göz- altõna alõnanlarõn olduğu bildirildi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde olaylar 3. gününde de devam etti. Diyarbakõr’õn Kayapõnar ilçesinde AKP ile bazõ dinci derneklerin şube- lerine düzenlenen molotoflu saldõrõ- larõn ardõndan başlayan polis ope- rasyonlarõ devam ediyor. Önceki ge- ce farklõ semtlere yapõlan ev baskõn- larõnda 4 kişi daha gözaltõna alõndõ. Böylelikle zanlõlarõn sayõsõ 11’e yük- selirken 7’sinin 18 yaşõndan küçük ol- duğu belirtildi. Önceki gece Seyran- tepe ve Şehitlik semtlerinde Öcalan le- hine sloganlar atarak yürüyen göste- riciler yol üzerindeki iki banka şu- besine molotof atarak hasar verdi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde ise gösteriler dün devam etti. Sabah erken saatlerde Cengiz Topel Cad- desi’ni trafiğe kapata yüzlerce gös- terici ilçe merkezine doğru yürüyüşe geçti. Gruptakiler kendilerine gaz bombalarõ ve tazyikli su ile müdaha- le eden polise taş ve molotofkoktey- liyle karşõlõk verince ortalõk savaş ala- nõna döndü. Olaylarda çok sayõda ki- şi gözaltõna alõndõ. İki polis ve bir yurttaş yaralı Mersin’de son 3 gündür yaşanan olaylarla ilgili Tarsus ve Mersin’de eş- zamanlõ operasyon düzenleyen polis, aralarõnda DTP il ve ilçe yöneticile- rinin de bulunduğu 30’dan fazla ki- şiyi gözaltõna aldõ. Kentte dün seyir halindeyken molotofkokteyli saldõrõ- sõna uğrayan polis minibüsü alev al- dõ.Yangõna müdahale sõrasõnda 2 po- lis hafif yaralandõ. Bir otobüse yapõ- lan taşlõ saldõrõda bir kişi yaralandõ. İstanbul Zeytinburnu’nda Çõrpõcõ Mahallesi Taş Ocağõ 3 Sokak’ta kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce atõlan ses bombasõ paniğe yol açtõ. Beştelsiz Mahallesi 103/3. Sokak’ta da park halindeki bir otomobilin al- tõna bõrakõlan ses bombasõ araçta ha- sara yol açtõ. Patlamada, yoldan ge- çen bir çocuk hafif yaralandõ. İzmir’de Karşõyaka-Yamanlar hat- tõnda yolcu taşõyan ESHOT otobüsü, Onur Mahallesi son durakta yaklaşõk 10-15 kişilik grubun taşlõ saldõrõsõna uğradõ. Yüzleri kapalõ saldõrganlar, otobüs içerisine, molotofkokteyli gö- rünümünde çok sayõda boş şişe attõ. Saldõrõ nedeniyle panik yaşayan yol- cular, otobüs şoförünün kapõlarõ aç- masõnõn ardõndan aracõ terk etti. Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ, Kandil Dağõ ile Mahmur Kam- põ’ndan gelen terör örgütü üyelerinin İHD Diyarbakõr Şubesi’nde önceki gün düzenledikleri basõn toplantõsõ ile bazõ DTP’lilerin Fis köyüne yaptõğõ zi- yaretle ilgili inceleme başlattõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle