Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Üçüncü Kişinin Romanı
Gecenin karanlığından, renkleri yavaşça yutan
koyu sisten, kendini tüketen ışıklardan, lambaları
bir bir söndüren menhus bir elden söz ettiğim
zaman, gelen elektronik postalarda belirgin bir
artış oluyor. Arada bir umudu ayağa kaldırmak için
durumun ciddiyetini, vahametini, kuşatılmışlığın
dehşetini anlatmak gereğini duyuyorum. Yazının
sonuna eklediğim birkaç kelime yeterli olmuyor.
Türkçenin sihirli çok anlamlılığından ne kadar
medet umsam da okuyucu kızıyor.
“Hakkın yok” diye yazıyorlar, “umutsuz
olmaya hakkın yok.”
Hakkım yok gerçekten de. Peki sizin hakkınız
var mı?
İnsanlar olup bitenleri anlatırken hep üçüncü
kişiden söz eder gibi, onun, o dışardakinin başına
gelenleri hikâye eder gibi konuşuyorlar: “Halk
köşeye sıkıştırıldı, insanlar sindirildi, sivil bir
darbenin ayak seslerini duymuyorlar.”
Peki, köşeye sıkıştırılan halk kim, insanlar
kimler, sivil bir darbenin ayak seslerini
duymayanlar nerede yaşıyorlar?
Gecenin karanlığı usulca inerken, kurbağa içine
tıkıldığı cam fanusta yavaşça ısınan suyun içinde
etrafı seyrederken, benim gazeteci kardeşim de
bu dünyanın dışında bir yerlerden konuşur.
Birilerinin başına bir şeyler geldiğinde, kendisini
farklı görüyor olmanın mutluluğunu yaşıyorsa
eğer, meslektaşını yargılamaya bile soyunur gönül
rahatlığıyla. Benim gazeteci kardeşim savcının
yerine geçtiğini fark bile etmez. Tutuklunun
ifadesinde eksik arar, niyet arar, gölge arar,
atamadığı manşetin öfkesine, kinine gömülür.
Ya da boşverin onu, ötekine bakın. O da densiz
birinin “faşist” ilan ettiği şehre koşar, elinde
mikrofon, “faşist” aramaya çıkar İzmir’in güzel
sokaklarında. İnsan arayınca neler bulmaz ki.
Öfkeli eski tüfek, kırgın sosyal demokrat, kendini
kenara çekme meraklısı yurttaşı bulur. Oysa biraz
daha yukarıdan baksa görecek; detay yanıltıyor,
ayrıntı gerçeği silikleştiriyor.
Kendisi de kurban aslında, bilmiyor, üçüncü
kişinin kendisi olduğunun farkında bile değil,
tabloya burnunu dayamış, gerçeği arıyor.
Gerçekse tablonun bütününde.
Boyacının iç karartan tuvalinde.
Bir de cellatlarına gülümseyenler var. Katillerini
seviyorlar. Onlarla konuşurken kendilerini de pek
yakında devreden çıkartacak olana duydukları
muhabbet beni şaşırtıyor. Aralarında solcu
kardeşlerim var. Yaşadıklarından mutlu
görünüyorlar. Demokrasiye doğru giden bir
gemide olduklarını hayal etmenin pembe düşüyle
kendine hâkim, ne yaptığını pek iyi bilen kaptanın
rotasına bakma gereğini duymuyorlar. Pusula da
deseniz, Kutupyıldızı’nı da gösterseniz nafiledir.
Terk ettikleri düşleri değil, o düşün çok gerisinde
hayallere teslim oldular çoktan. Sahte bir
demokrasinin masalı bile yetiyor artık onlara.
Ama bizim işimiz, her neyse onu, gerçeği
anlatmaktır. Durumu olduğu gibi yansıtmaktan
başka bir şey yapamayız. Umut varsa o gerçeğin
içindedir. Umut yeniden yeşertilecekse o gerçeğin
içinden yeşertilecektir. Ayağa kalkacaksanız,
orada yeniden ayağa kalkacaksınız. Bize düşen
üçüncü kişi olduğunu bilmeyene durumu
anlatmak. “Karanlığın içinde kalan o değil, öyle
biri yok, o sensin” demek.
Sana anlattığım da, işte o hep dışarda aradığın
üçüncü kişinin romanıdır; sonu kötü bitmesin
istediğin, ama yalnızca istediğin bu romanın
üçüncü kişisi sensin ey okuyucu! Roman senin
romanın.
Karanlık çöküyor, kaptan seyir defterini yazıyor.
Rota belirlendi.
Sevgili kardeşim, değerli okuyucum, kendini bir
rüyaya kaptırmış solcu arkadaşım, kindar
meslektaşım, detayda kaybolmuş köşe yazarım,
alacakaranlığın ülkenin üstüne çöktüğünü
göremiyor musun?
Dışarılardan başka bir yerlerden değil, senin de
içinde olduğun o alacakaranlıktan, olay yerinden
bildiriyorum.
Gördüm, onu söylüyorum.
Haber veriyorum. Haberciyim ben.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Engellilerden
CHP’ye ziyaret
TBMM (AA) - Sakatlar
Konfederasyonu üyelerinden
oluşan bir grup, CHP Grup
Başkanvekili Hakkõ Süha
Okay’õ ziyaret etti. CHP grup
salonundaki görüşme, basõna
kapalõ gerçekleşti. Okay’õn
daha sonra yaptõğõ
açõklamaya göre, görüşmede,
3 Aralõk ‘Özürlüler Günü’
dolayõsõyla özürlülerin
sorunlarõ dile getirildi.
Özürlüler, ‘katkõ payõ’
uygulamasõndan mağdur
olduklarõnõ, devletin zihinsel
engellilerin eğitimine destek
vermediğini belirtti. Okay ise
ilgili bakan tarafõndan eylül
ayõ sonunda imzalanan
BM’nin engellilerle ilgili
ihtiyari sözleşmesinin bir an
önce TBMM gündemine
getirilmesi gerektiğini ifade
ederek şunlarõ söyledi:
“Engellilere verilen 3 aylõklar
yeterli değil. Asgari ücret
seviyesine getirilmesi
gerekir. İşsizlik Sigorta Fonu
gibi Engelli Fonu
oluşturulmalõ ve elde edilen
kaynaklar engellilerin
eğitimine ayrõlmalõ.”
Eşini öldüren
astsubay intihar etti
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara’nõn
Dikmen semtinde Ali
Yõldõrõm (35) isimli bir kişi,
tartõştõğõ eşi Elvan Yõldõrõm’õ
(34) tabanca ile öldürdükten
sonra intihar etti. Ağõr yaralõ
olarak kaldõrõldõğõ hastanede
yaşamõnõ yitiren Ali
Yõldõrõm’õn bir süre önce
astsubaylõktan istifa ettiği ve
3 yaşõnda bir kõz çocuğunun
olduğu bildirildi.
Öz kızına
tacizden tutuklandı
TRABZON
(Cumhuriyet) - Trabzon’un
Akçaabat ilçesinde babasõ
M.B’nin elle tacizine
uğradõğõnõ öne süren H.B,
savcõlõğa şikâyette bulundu.
Eve baskõn düzenleyen
jandarma ekipleri tarafõndan
gözaltõna alõnan M.B’nin
evinde yapõlan aramada
ruhsatsõz Browning marka
7.65 milimetre çapõnda
tabanca ile şarjör ele
geçirildi. M.B,
tutuklanõrken H.B, Trabzon
Çocuk Esirgeme
Kurumu’na teslim edildi.
Kızılderililere
Türkiye’den burs
NEW YORK (ANKA) -
Türk Amerikan Koalisyonu
(TCA) ve İstanbul Teknik
Üniversitesi’nin ortak
girişimiyle, ABD’de yaşayan
Kõzõlderili kökenli
öğrencilere Türkiye’de
eğitim görmeleri için burs
verilecek. Ortak girişim
çerçevesinde, her yõl 10
Kõzõlderili öğrenci, ABD’den
Türkiye’ye gönderilecek ve
tüm eğitim masraflarõ
karşõlanacak. TCA Başkanõ
Lincoln McCurdy, İTÜ’nün
Bahçeşehir Üniversitesi’nden
sonra Kõzõlderili öğrencilere
burs sağlayan ikinci
eğitim kurumu olduğunu
dile getirdi.
Ev yapımı
şurup öldürdü
ÇANAKKALE
(Cumhuriyet) -
Çanakkale’de iddiaya göre
öksürüğünü gidermek için
ispirtoyu limonla karõştõrõp
içen Halil Uzun (44), mide
kanamasõ geçirerek yaşamõnõ
yitirdi. Yakõnlarõ, Uzun’un
domuz gribiyle ilgili
televizyon haberlerinden
etkilendiğini, kendisinin de
hasta olduğundan
şüphelenerek bu yola
başvurduğunu öne sürdü.
İstanbul Haber Servisi - Mobbing
(işyerinde psikolojik taciz, baskõ,
yõldõrma ve zor kullanma) mağdurlarõ
haklarõnõ yargõya taşõyor. AKP ikti-
darõyla birlikte kamu kurumlarõnda
kadrolaşmaya gidildiği ve mobbing’in
giderek hõz kazandõğõnõ vurgulayan
sendikalar, “Mobbing, insan hakları
ihlalidir. Baskılar nedeniyle çok sa-
yıda çalışan psikolojik tedavi gö-
rüyor, işyerlerine giderken korku
yaşıyor, sendika üyesi olan çalı-
şanlar sendikalarından istifa ediyor
ya da sendikaya hiç üye olmak is-
temiyor” dediler.
Türkiye Kamu-Sen Genel Teşki-
latlandõrma Sekreteri Türk Büro-Sen
Genel Başkanõ Fahrettin Yokuş, ka-
muda AKP iktidarõyla artan mobbing
kõskacõnõn amacõnõ, “AKP iktidarının
devleti ele geçirme ve devleti kont-
rol etmesi” olarak değerlendirdi ve
“ben ekibimle çalışırım” anlayõşõ-
nõn yerleştirilmeye çalõşõldõğõnõ vur-
gulayarak “Örneğin herhangi bir il-
çenin hastanesine bir başhekim ata-
nıyor. Bu kişi ‘Ben bu hastanede
ekibimle çalõşõrõm’ diyor. Senin eki-
bin kimdir? Kendi cemaatinden,
çevresinden bir kişidir. Bu durum
hastane içindeki düzeni altüst edi-
yor” dedi. Bu şekilde birçok insanõn iş-
lerinden ayrõlmak zorunda kaldõğõnõ
ifade eden Yokuş, “İktidar partisinin
yandaşları kamu kurumlarında kad-
rolaşmaya gidiyor. Mağdur olan
memurlara ‘emekli olun’ baskısı
yapılıyor” diye konuştu.
Mobbing’in bununla da sõnõrlõ kal-
madõğõnõ kaydeden Yokuş, özetle şun-
larõ söyledi: “Kurum içerisinde bir is-
tihbarat ekibi kuran bürokratlar
var. Bürokrat kendine birkaç tane
yandaş memur bularak memurları iz-
lettiriyor. Aldığı bilgilerle taciz etmeye
başlıyor. Biz bu şekilde çok sayıda
mağduriyet yaşadık. AKP iktidarının
bu anlayışla ‘Her şey benim kontro-
lümde olmalõ, her noktada kendi kont-
rolümü yapacağõm insan arõyorum’ di-
yor. Bu içgüdü Başbakan Erdoğan’da
da var, bakanların tümünde de var.
Yaşanan mağduriyetlere karşı avukat
desteği veriyoruz.”
Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikasõ (SES) Genel Sekreteri Ke-
mal Yılmaz, mobbing’in iç hukuku-
muzda tanõnmadõğõnõ, önlenmesi için
özel bir ilgi ve takibinin gerektiğini be-
lirterek Bolu’da bir hastanede 19 yõl-
lõk bir hemşirenin, başhekimin baskõ-
sõna maruz kaldõğõnõ, sendikaya baş-
vurduğunu, dava sürecinin önümüz-
deki günlerde başlayacağõnõ anõmsat-
tõ. Yõlmaz, “Psikolojisi bozulan ar-
kadaşımız defalarca depresyon ta-
nısıyla rapor almak zorunda kal-
mıştır. Olayın peşini bırakmayaca-
ğımı söylediğim başhekim beni bi-
le mahkemeye verdi” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikasõ Kon-
federasyonu (KESK) avukatlarõn-
dan Oya Aydın ise sendika üyeleri-
nin sõk sõk sürgünlere maruz kaldõk-
larõnõ, görev yerlerinin değiştirildiğini,
alt görevlere verildiğini anõmsatarak
“KESK olarak çok sayıda dava aç-
tık, ancak henüz sonuçlanan bir
dava yok. Mobbing’in yaygınlaş-
masıyla birlikte çok sayıda kişi
sendikadan ayrıldı, mevcut çalı-
şanlar da sendikaya üye olmaktan
vazgeçti, bazı kimseler de emekli-
liklerini istedi” diye konuştu.
ANKARA/İSTANBUL (Cum-
huriyet) - Türk Eczacõlarõ Birliği
(TEB) Başkanõ Erdoğan Çolak,
ilaç alanõnda uygulanan tasarruf
önlemleri nedeniyle 7 bin eczanenin
yõl sonuna kadar kapanma tehlike-
siyle karşõ karşõya kalacağõnõ, bunu
önlemek amacõyla eczanelerin 4
Aralõk’ta tüm Türkiye’de bir gün-
lüğüne kapatõlacağõnõ söyledi.
Çolak, TEB ve Ankara Eczacõ
Odasõ yöneticileri ile TEB Genel
Merkezi’nde düzenlediği basõn top-
lantõsõnda, son 5 yõldõr eczacõlarõn çe-
şitli sorunlar yaşadõklarõnõ, son olarak
4 Aralõk’ta yürürlüğe girecek ilaç fi-
yatlarõndaki düşüşle ilk etapta 3 bin,
yõl sonuna kadar da 7 bin eczanenin
kapanma tehlikesiyle karşõ karşõya ka-
lacağõnõ kaydetti. Kapanacak ecza-
nelerin 3 bininin tek eczane olarak il-
çe, belde ve mahallelerde hizmet
verdiğini, buralarda yaşayanlarõn ilaç-
larõnõ almak için başka bir ilçe ya da
köye gitmek zorunda kalacaklarõnõ ifa-
de eden Çolak, ilgili bakanlarla önlem
alõnmasõna yönelik yaptõklarõ görüş-
melerden sonuç çõkmadõğõnõ söyledi.
Çolak, şöyle devam etti: “Has-
talarımızı ve özellikle kronik ra-
hatsızlığı olanları uyarmak isti-
yoruz; 4 Aralık Cuma gününe ka-
dar ilaçlarınızı eczanelerinizden
alınız. Aksi halde, size hizmet
vermek için gece gündüz nöbet
tutan eczanelerimizi bulamaya-
bilirsiniz. Eğer bunu yapmaz-
sak 4 Aralık’tan sonra eczanele-
rimiz teker teker kapanacak.
Bizler, bizi yok etmek isteyenle-
rin bu insafsız tavırlarına daha
fazla boyun eğmeyeceğiz. Teker
teker kapanmaktansa 4 Aralık
günü hep birlikte eczanelerimizi
kapatacağız.” Çolak, hastalar ve
domuz gribi salgõnõyla ilgili mağ-
duriyet yaşanmamasõ için nöbetçi
sayõlarõnõ artõracaklarõnõ belirtti.
Mağdurlar yargõya gidiyor
AKP iktidarõyla birlikte kamu kurumlarõnda kadrolaşmaya gidildiğini ve ‘mobbing’in
giderek hõz kazandõğõnõ vurgulayan sendikalar: Mobbing insan haklarõ ihlalidir
MOBBİNG MAĞDURLARI YALNIZ DEĞİL
M
obbing mağdurlarõna
yönelik olarak Berkar-
da Danõşmanlõk, eğitim
ve bilgi edinme hizmeti sunuyor.
Berkarda Mobbing Araştõrma Bil-
gilendirme ve Destek Merkezi eğit-
menlerinden Çağlar Çabuk, mob-
bing’in işyerinde kurban olarak se-
çilen kişiye yönelik taciz edici dav-
ranõşlarla geliştiğini belirterek “Sal-
dırganlar veya mobbingciler, iş
arkadaşları, üstler veya astlar
olabileceği gibi bazen de işletme-
nin kendisidir. İş arkadaşı, kıs-
kançlık ya da basit olarak duy-
duğu antipati nedeniyle mobbing
yapabilir. Üst, yine aynı neden-
lerden dolayı kurbanını yıldırıp
onu her yönden yıpratabilir.
Mobbing’i çalışma yaşamının her
alanında maalesef görüyoruz”
dedi. Çabuk, mobbing ile ilgili bil-
gi ve eğitim almak isteyen mağ-
durlarõn kendilerine “0216 492 18
40” numaralõ telefondan ulaşabile-
ceklerini kaydetti.
Türk Eczacõlarõ Birliği Başkanõ Çolak, yurttaşlarõ uyardõ: 4 Aralık’a kadar ilaçlarınızı alın
‘4 Aralık’ta kapalıyız’
D
aha sonra sorularõ yanõtlayan
Çolak, ülkedeki sosyal gü-
venlik sisteminin çöktüğü-
nü, bunun bedelinin eczacõlara, dok-
torlara ve hastalara ödetilmek isten-
diğini ifade ederek 7 bin eczanenin ka-
panmasõnõn çalõşanlarla birlikte 30
bin kişiyi olumsuz etkileyeceğini söy-
ledi. İlaç fiyatlarõnõn düşürülmesine
karşõ olmadõklarõnõ vurgulayan Çolak,
“Ama sadece kamunun aldığı ilaç-
ların fiyatları düşüyor, vatandaşın
aldığı düşmüyor. Bunlar vatanda-
şa yönelik tasarruf değil” ifadesini
kullandõ. 4 Aralõk’taki uyarõ eylemi-
ne kadar gazetelere ilanlar vererek ka-
muoyuna görüşlerini açõklayacaklarõnõ,
yarõn da Ankara Eczacõ Odasõ yetki-
lileriyle SGK binasõnõn önüne ecza-
nelerinin anahtarlarõnõ bõrakacaklarõ-
nõ belirten Çolak, bu eylemlerin tüm
illerdeki eczacõ odalarõnca da SGK il
müdürlükleri önünde gerçekleştirile-
ceğini söyledi.
İstanbul Eczacõ Odasõ’nda konuya
ilişkin düzenlenen basõn toplantõsõn-
da konuşan İstanbul Eczacõ Odasõ
Başkanõ Semih Güngör de kararna-
me ile fiyatlarõ düşen ilaçlarõ 5 Ara-
lõk Cumartesi günü dağõtõm kanalla-
rõ aracõlõğõyla ilaç sanayiine iade ede-
ceklerini bildirdi. Güngör, tüm iller-
de Sosyal Güvenlik Kurumlarõ önün-
de eylem yapacaklarõnõ, eczanelerin
kapalõ olacağõ 4 Aralõk Cuma günü de
saat 12.00’de Tünel’den Taksim’e bir
yürüyüş düzenleyeceklerini duyurdu.
Adana Eczacõ Odasõ Başkanõ Bur-
hanettin Bulut ise hükümetin ma-
li tedbirler kapsamõnda 4 Aralõk’tan
itibaren uygulamaya koyacağõ ted-
birlerin hem eczacõlarõ hem de hal-
kõ vurucağõnõ belirtti. Bulut, “Mali
tedbirlerin bedeli hasta ve eczacı-
nın sırtına yüklenmek isteniyor.
Bizler, bizi yok etmek isteyenlerin
bu insafsız tavırlarına daha fazla
boyun eğmeyeceğiz. Teker teker
kapanmaktansa, 4 Aralık günü
tüm Türkiye’de hep birlikte ec-
zanelerimizi kapatacağız” dedi.
‘30 bin kişi etkilenecek’
TEB Başkanı Çolak, 4 Aralık Cuma günü tüm yurtta eczanelerin kepenklerini kapatacaklarını söyledi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di-
yarbakõr’õn Kulp ilçesinde kemikleri toplu mezar-
dan çõkan beş kişiyi en son gören tanõk, soruştur-
mayõ yürüten özel yetkili cumhuriyet savcõsõna ifa-
de verdi. Tanõk ifadesinde, bu kişilerin gözaltõna
alõndõktan sonra Bolu Komando Tugayõ’nõn kul-
landõğõ Lice Yatõlõ Bölge İlköğretim Okulu’na (Yİ-
BO) götürüldüğünü, burada işkence yapõldõktan son-
ra PKK’lilerin kõyafetleri giydirilerek kõrsal alan-
da infaz edildiklerini ileri sürdü.
1994 yõlõnda Esenli mezrasõnda gözaltõna alõ-
nanlardan R.A, İHD Diyarbakõr Şubesi’ne gide-
rek kemikleri bulunan kişileri en son kendisinin gör-
düğünü söyledi. Cumhuriyet savcõsõna yönlendiri-
len R.A, çarpõcõ iddialarda bulundu. R.A, kayõp köy-
lülerle ilgili olarak şunlarõ söyledi:
“Hasan ve Mehmet Selim Örhan getiril-
dikleri gece işkenceye götürüldüler. Gözaltı
süresince beni de işkenceye aldılar. Gözaltın-
da 19 gün kaldım. Bir gece banyoya gelen as-
kerler gözlerimizi bağladı. Yaklaşık 1 saat geç-
tikten, gözlerimiz açıldıktan sonra banyoda sa-
dece ben, Ramazan ve Şemdin Koç kalmıştık.
Yandaki odada Cezair’i otururken gördüm.
Gerilla elbiseleri giydirilmişti. Ancak Cezair
ağlıyordu. Sabah 06-07.00 sıralarında kalktım.
Bir daha da bu kişileri görmedim.”
‘PKK’li gibi giydirip
öldürdüler’ iddiası
5 KENTTE 12 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Domuz gribi can
almaya devam ediyor
Yurt Haberleri Servisi - Kas-
tamonu’nun Tosya ilçesinde
yaşayan ve gribal şikâyetlerle
Tosya Devlet Hastanesi’ne baş-
vuran ve ikiz bebeklerine 3
aylõk hamile olan Ayfer U.,
sevk edildiği Ankara Numune
Hastanesi’nde yaşamõnõ yitirdi.
Burdur’un Bucak ilçesinde
10 gün önce öksürük şikâyetiy-
le Bucak Devlet Hastanesi’nde
muayene olan 39 yaşõndaki M.S.,
dün sabah domuz gribinden öldü.
Denizli’de Devlet Hastanesi
İnfeksiyon Hastalõklarõ Servi-
si’nde H1N1 virüsü tedavisi gö-
ren Y.K. (25) ile engelli A.Ö.
(44) önceki gün yaşamõnõ yitirdi.
Hatay’õn İskenderun ilçesinde
domuz gribi tedavisi gören spas-
tik özürlü Soner Demir (4) bay-
ramõn ilk gününde, Nimet Ayaz
(27) ve Teslime Dikici (23) de
bayramõn son günü öldü.
Sıvas İl Sağlõk Müdürlüğü,
kentte domuz gribi virüsüne bağ-
lõ olarak 5 kişinin yaşamõnõ yi-
tirdiğini bildirdi.
Çorum’da trafik kazasõ sonu-
cu ağõr yaralanan ve tedavi gör-
düğü hastanede hayatõnõ kaybe-
den 6 aylõk Rümeysa Arık’a ya-
põlan tahlil sonuçlarõnda domuz
gribine rastlandõ.
BABA ÖZER: KIZIMI ALAMIYORUM
Kulağõnõ kesen kocasõna
yeniden verildi
VAN (AA) - 25 Eylül 2009’da
Van’õn Saray ilçesine bağlõ Ka-
põköy’de kocasõ tarafõndan dö-
vülen, yüzü bõçaklanan ve kula-
ğõnõn yarõsõ kesilen 29 yaşõnda-
ki S.P, olayõn ortaya çõkmasõnõn
ardõndan savcõlõk kararõyla kadõn
sõğõnma evine yerleştirildi. Ko-
caya ise 6 ay “evden uzaklaş-
tırma” cezasõ verildi.
Van Aile Mahkemesi’nde bir
süre önce görülen davada, ka-
dõnõn kocasõ Faruk P, “evlili-
ğinin bozulmaması için eşi-
nin evine dönmesi gerektiği ve
bir daha hata yapmayacağı”
yönünde ifade verdi. Mahke-
me, bunun üzerine “kadın sı-
ğınma evindeki eşini görebil-
mesi ve alabilmesi” yönünde
karar verdi. Bu kararõn ardõndan
Faruk P, eşini kadõn sõğõnma
evinden alarak evine götürdü.
Bu duruma tepki gösteren
Van’daki kadõn dernekleri, Ad-
liye’ye giderek Sõdõka P’nin ba-
basõ ve kardeşiyle birlikte basõn
açõklamasõ yaptõ. Suç duyuru-
sunda bulunan S.P’nin çobanlõk
yapan babasõ Ado Özer de “Da-
madımız sürekli bizi tehdit
ediyor, kızımı dövüyordu.
Korktuğum için kızımı evime
alamıyorum” diye konuştu.
KULP’TAKİ TOPLU MEZAR