17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Üçüncü Kişinin Romanı Gecenin karanlığından, renkleri yavaşça yutan koyu sisten, kendini tüketen ışıklardan, lambaları bir bir söndüren menhus bir elden söz ettiğim zaman, gelen elektronik postalarda belirgin bir artış oluyor. Arada bir umudu ayağa kaldırmak için durumun ciddiyetini, vahametini, kuşatılmışlığın dehşetini anlatmak gereğini duyuyorum. Yazının sonuna eklediğim birkaç kelime yeterli olmuyor. Türkçenin sihirli çok anlamlılığından ne kadar medet umsam da okuyucu kızıyor. “Hakkın yok” diye yazıyorlar, “umutsuz olmaya hakkın yok.” Hakkım yok gerçekten de. Peki sizin hakkınız var mı? İnsanlar olup bitenleri anlatırken hep üçüncü kişiden söz eder gibi, onun, o dışardakinin başına gelenleri hikâye eder gibi konuşuyorlar: “Halk köşeye sıkıştırıldı, insanlar sindirildi, sivil bir darbenin ayak seslerini duymuyorlar.” Peki, köşeye sıkıştırılan halk kim, insanlar kimler, sivil bir darbenin ayak seslerini duymayanlar nerede yaşıyorlar? Gecenin karanlığı usulca inerken, kurbağa içine tıkıldığı cam fanusta yavaşça ısınan suyun içinde etrafı seyrederken, benim gazeteci kardeşim de bu dünyanın dışında bir yerlerden konuşur. Birilerinin başına bir şeyler geldiğinde, kendisini farklı görüyor olmanın mutluluğunu yaşıyorsa eğer, meslektaşını yargılamaya bile soyunur gönül rahatlığıyla. Benim gazeteci kardeşim savcının yerine geçtiğini fark bile etmez. Tutuklunun ifadesinde eksik arar, niyet arar, gölge arar, atamadığı manşetin öfkesine, kinine gömülür. Ya da boşverin onu, ötekine bakın. O da densiz birinin “faşist” ilan ettiği şehre koşar, elinde mikrofon, “faşist” aramaya çıkar İzmir’in güzel sokaklarında. İnsan arayınca neler bulmaz ki. Öfkeli eski tüfek, kırgın sosyal demokrat, kendini kenara çekme meraklısı yurttaşı bulur. Oysa biraz daha yukarıdan baksa görecek; detay yanıltıyor, ayrıntı gerçeği silikleştiriyor. Kendisi de kurban aslında, bilmiyor, üçüncü kişinin kendisi olduğunun farkında bile değil, tabloya burnunu dayamış, gerçeği arıyor. Gerçekse tablonun bütününde. Boyacının iç karartan tuvalinde. Bir de cellatlarına gülümseyenler var. Katillerini seviyorlar. Onlarla konuşurken kendilerini de pek yakında devreden çıkartacak olana duydukları muhabbet beni şaşırtıyor. Aralarında solcu kardeşlerim var. Yaşadıklarından mutlu görünüyorlar. Demokrasiye doğru giden bir gemide olduklarını hayal etmenin pembe düşüyle kendine hâkim, ne yaptığını pek iyi bilen kaptanın rotasına bakma gereğini duymuyorlar. Pusula da deseniz, Kutupyıldızı’nı da gösterseniz nafiledir. Terk ettikleri düşleri değil, o düşün çok gerisinde hayallere teslim oldular çoktan. Sahte bir demokrasinin masalı bile yetiyor artık onlara. Ama bizim işimiz, her neyse onu, gerçeği anlatmaktır. Durumu olduğu gibi yansıtmaktan başka bir şey yapamayız. Umut varsa o gerçeğin içindedir. Umut yeniden yeşertilecekse o gerçeğin içinden yeşertilecektir. Ayağa kalkacaksanız, orada yeniden ayağa kalkacaksınız. Bize düşen üçüncü kişi olduğunu bilmeyene durumu anlatmak. “Karanlığın içinde kalan o değil, öyle biri yok, o sensin” demek. Sana anlattığım da, işte o hep dışarda aradığın üçüncü kişinin romanıdır; sonu kötü bitmesin istediğin, ama yalnızca istediğin bu romanın üçüncü kişisi sensin ey okuyucu! Roman senin romanın. Karanlık çöküyor, kaptan seyir defterini yazıyor. Rota belirlendi. Sevgili kardeşim, değerli okuyucum, kendini bir rüyaya kaptırmış solcu arkadaşım, kindar meslektaşım, detayda kaybolmuş köşe yazarım, alacakaranlığın ülkenin üstüne çöktüğünü göremiyor musun? Dışarılardan başka bir yerlerden değil, senin de içinde olduğun o alacakaranlıktan, olay yerinden bildiriyorum. Gördüm, onu söylüyorum. Haber veriyorum. Haberciyim ben. e-posta: [email protected] Engellilerden CHP’ye ziyaret TBMM (AA) - Sakatlar Konfederasyonu üyelerinden oluşan bir grup, CHP Grup Başkanvekili Hakkõ Süha Okay’õ ziyaret etti. CHP grup salonundaki görüşme, basõna kapalõ gerçekleşti. Okay’õn daha sonra yaptõğõ açõklamaya göre, görüşmede, 3 Aralõk ‘Özürlüler Günü’ dolayõsõyla özürlülerin sorunlarõ dile getirildi. Özürlüler, ‘katkõ payõ’ uygulamasõndan mağdur olduklarõnõ, devletin zihinsel engellilerin eğitimine destek vermediğini belirtti. Okay ise ilgili bakan tarafõndan eylül ayõ sonunda imzalanan BM’nin engellilerle ilgili ihtiyari sözleşmesinin bir an önce TBMM gündemine getirilmesi gerektiğini ifade ederek şunlarõ söyledi: “Engellilere verilen 3 aylõklar yeterli değil. Asgari ücret seviyesine getirilmesi gerekir. İşsizlik Sigorta Fonu gibi Engelli Fonu oluşturulmalõ ve elde edilen kaynaklar engellilerin eğitimine ayrõlmalõ.” Eşini öldüren astsubay intihar etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’nõn Dikmen semtinde Ali Yõldõrõm (35) isimli bir kişi, tartõştõğõ eşi Elvan Yõldõrõm’õ (34) tabanca ile öldürdükten sonra intihar etti. Ağõr yaralõ olarak kaldõrõldõğõ hastanede yaşamõnõ yitiren Ali Yõldõrõm’õn bir süre önce astsubaylõktan istifa ettiği ve 3 yaşõnda bir kõz çocuğunun olduğu bildirildi. Öz kızına tacizden tutuklandı TRABZON (Cumhuriyet) - Trabzon’un Akçaabat ilçesinde babasõ M.B’nin elle tacizine uğradõğõnõ öne süren H.B, savcõlõğa şikâyette bulundu. Eve baskõn düzenleyen jandarma ekipleri tarafõndan gözaltõna alõnan M.B’nin evinde yapõlan aramada ruhsatsõz Browning marka 7.65 milimetre çapõnda tabanca ile şarjör ele geçirildi. M.B, tutuklanõrken H.B, Trabzon Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim edildi. Kızılderililere Türkiye’den burs NEW YORK (ANKA) - Türk Amerikan Koalisyonu (TCA) ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ortak girişimiyle, ABD’de yaşayan Kõzõlderili kökenli öğrencilere Türkiye’de eğitim görmeleri için burs verilecek. Ortak girişim çerçevesinde, her yõl 10 Kõzõlderili öğrenci, ABD’den Türkiye’ye gönderilecek ve tüm eğitim masraflarõ karşõlanacak. TCA Başkanõ Lincoln McCurdy, İTÜ’nün Bahçeşehir Üniversitesi’nden sonra Kõzõlderili öğrencilere burs sağlayan ikinci eğitim kurumu olduğunu dile getirdi. Ev yapımı şurup öldürdü ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - Çanakkale’de iddiaya göre öksürüğünü gidermek için ispirtoyu limonla karõştõrõp içen Halil Uzun (44), mide kanamasõ geçirerek yaşamõnõ yitirdi. Yakõnlarõ, Uzun’un domuz gribiyle ilgili televizyon haberlerinden etkilendiğini, kendisinin de hasta olduğundan şüphelenerek bu yola başvurduğunu öne sürdü. İstanbul Haber Servisi - Mobbing (işyerinde psikolojik taciz, baskõ, yõldõrma ve zor kullanma) mağdurlarõ haklarõnõ yargõya taşõyor. AKP ikti- darõyla birlikte kamu kurumlarõnda kadrolaşmaya gidildiği ve mobbing’in giderek hõz kazandõğõnõ vurgulayan sendikalar, “Mobbing, insan hakları ihlalidir. Baskılar nedeniyle çok sa- yıda çalışan psikolojik tedavi gö- rüyor, işyerlerine giderken korku yaşıyor, sendika üyesi olan çalı- şanlar sendikalarından istifa ediyor ya da sendikaya hiç üye olmak is- temiyor” dediler. Türkiye Kamu-Sen Genel Teşki- latlandõrma Sekreteri Türk Büro-Sen Genel Başkanõ Fahrettin Yokuş, ka- muda AKP iktidarõyla artan mobbing kõskacõnõn amacõnõ, “AKP iktidarının devleti ele geçirme ve devleti kont- rol etmesi” olarak değerlendirdi ve “ben ekibimle çalışırım” anlayõşõ- nõn yerleştirilmeye çalõşõldõğõnõ vur- gulayarak “Örneğin herhangi bir il- çenin hastanesine bir başhekim ata- nıyor. Bu kişi ‘Ben bu hastanede ekibimle çalõşõrõm’ diyor. Senin eki- bin kimdir? Kendi cemaatinden, çevresinden bir kişidir. Bu durum hastane içindeki düzeni altüst edi- yor” dedi. Bu şekilde birçok insanõn iş- lerinden ayrõlmak zorunda kaldõğõnõ ifade eden Yokuş, “İktidar partisinin yandaşları kamu kurumlarında kad- rolaşmaya gidiyor. Mağdur olan memurlara ‘emekli olun’ baskısı yapılıyor” diye konuştu. Mobbing’in bununla da sõnõrlõ kal- madõğõnõ kaydeden Yokuş, özetle şun- larõ söyledi: “Kurum içerisinde bir is- tihbarat ekibi kuran bürokratlar var. Bürokrat kendine birkaç tane yandaş memur bularak memurları iz- lettiriyor. Aldığı bilgilerle taciz etmeye başlıyor. Biz bu şekilde çok sayıda mağduriyet yaşadık. AKP iktidarının bu anlayışla ‘Her şey benim kontro- lümde olmalõ, her noktada kendi kont- rolümü yapacağõm insan arõyorum’ di- yor. Bu içgüdü Başbakan Erdoğan’da da var, bakanların tümünde de var. Yaşanan mağduriyetlere karşı avukat desteği veriyoruz.” Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES) Genel Sekreteri Ke- mal Yılmaz, mobbing’in iç hukuku- muzda tanõnmadõğõnõ, önlenmesi için özel bir ilgi ve takibinin gerektiğini be- lirterek Bolu’da bir hastanede 19 yõl- lõk bir hemşirenin, başhekimin baskõ- sõna maruz kaldõğõnõ, sendikaya baş- vurduğunu, dava sürecinin önümüz- deki günlerde başlayacağõnõ anõmsat- tõ. Yõlmaz, “Psikolojisi bozulan ar- kadaşımız defalarca depresyon ta- nısıyla rapor almak zorunda kal- mıştır. Olayın peşini bırakmayaca- ğımı söylediğim başhekim beni bi- le mahkemeye verdi” dedi. Kamu Emekçileri Sendikasõ Kon- federasyonu (KESK) avukatlarõn- dan Oya Aydın ise sendika üyeleri- nin sõk sõk sürgünlere maruz kaldõk- larõnõ, görev yerlerinin değiştirildiğini, alt görevlere verildiğini anõmsatarak “KESK olarak çok sayıda dava aç- tık, ancak henüz sonuçlanan bir dava yok. Mobbing’in yaygınlaş- masıyla birlikte çok sayıda kişi sendikadan ayrıldı, mevcut çalı- şanlar da sendikaya üye olmaktan vazgeçti, bazı kimseler de emekli- liklerini istedi” diye konuştu. ANKARA/İSTANBUL (Cum- huriyet) - Türk Eczacõlarõ Birliği (TEB) Başkanõ Erdoğan Çolak, ilaç alanõnda uygulanan tasarruf önlemleri nedeniyle 7 bin eczanenin yõl sonuna kadar kapanma tehlike- siyle karşõ karşõya kalacağõnõ, bunu önlemek amacõyla eczanelerin 4 Aralõk’ta tüm Türkiye’de bir gün- lüğüne kapatõlacağõnõ söyledi. Çolak, TEB ve Ankara Eczacõ Odasõ yöneticileri ile TEB Genel Merkezi’nde düzenlediği basõn top- lantõsõnda, son 5 yõldõr eczacõlarõn çe- şitli sorunlar yaşadõklarõnõ, son olarak 4 Aralõk’ta yürürlüğe girecek ilaç fi- yatlarõndaki düşüşle ilk etapta 3 bin, yõl sonuna kadar da 7 bin eczanenin kapanma tehlikesiyle karşõ karşõya ka- lacağõnõ kaydetti. Kapanacak ecza- nelerin 3 bininin tek eczane olarak il- çe, belde ve mahallelerde hizmet verdiğini, buralarda yaşayanlarõn ilaç- larõnõ almak için başka bir ilçe ya da köye gitmek zorunda kalacaklarõnõ ifa- de eden Çolak, ilgili bakanlarla önlem alõnmasõna yönelik yaptõklarõ görüş- melerden sonuç çõkmadõğõnõ söyledi. Çolak, şöyle devam etti: “Has- talarımızı ve özellikle kronik ra- hatsızlığı olanları uyarmak isti- yoruz; 4 Aralık Cuma gününe ka- dar ilaçlarınızı eczanelerinizden alınız. Aksi halde, size hizmet vermek için gece gündüz nöbet tutan eczanelerimizi bulamaya- bilirsiniz. Eğer bunu yapmaz- sak 4 Aralık’tan sonra eczanele- rimiz teker teker kapanacak. Bizler, bizi yok etmek isteyenle- rin bu insafsız tavırlarına daha fazla boyun eğmeyeceğiz. Teker teker kapanmaktansa 4 Aralık günü hep birlikte eczanelerimizi kapatacağız.” Çolak, hastalar ve domuz gribi salgõnõyla ilgili mağ- duriyet yaşanmamasõ için nöbetçi sayõlarõnõ artõracaklarõnõ belirtti. Mağdurlar yargõya gidiyor AKP iktidarõyla birlikte kamu kurumlarõnda kadrolaşmaya gidildiğini ve ‘mobbing’in giderek hõz kazandõğõnõ vurgulayan sendikalar: Mobbing insan haklarõ ihlalidir MOBBİNG MAĞDURLARI YALNIZ DEĞİL M obbing mağdurlarõna yönelik olarak Berkar- da Danõşmanlõk, eğitim ve bilgi edinme hizmeti sunuyor. Berkarda Mobbing Araştõrma Bil- gilendirme ve Destek Merkezi eğit- menlerinden Çağlar Çabuk, mob- bing’in işyerinde kurban olarak se- çilen kişiye yönelik taciz edici dav- ranõşlarla geliştiğini belirterek “Sal- dırganlar veya mobbingciler, iş arkadaşları, üstler veya astlar olabileceği gibi bazen de işletme- nin kendisidir. İş arkadaşı, kıs- kançlık ya da basit olarak duy- duğu antipati nedeniyle mobbing yapabilir. Üst, yine aynı neden- lerden dolayı kurbanını yıldırıp onu her yönden yıpratabilir. Mobbing’i çalışma yaşamının her alanında maalesef görüyoruz” dedi. Çabuk, mobbing ile ilgili bil- gi ve eğitim almak isteyen mağ- durlarõn kendilerine “0216 492 18 40” numaralõ telefondan ulaşabile- ceklerini kaydetti. Türk Eczacõlarõ Birliği Başkanõ Çolak, yurttaşlarõ uyardõ: 4 Aralık’a kadar ilaçlarınızı alın ‘4 Aralık’ta kapalıyız’ D aha sonra sorularõ yanõtlayan Çolak, ülkedeki sosyal gü- venlik sisteminin çöktüğü- nü, bunun bedelinin eczacõlara, dok- torlara ve hastalara ödetilmek isten- diğini ifade ederek 7 bin eczanenin ka- panmasõnõn çalõşanlarla birlikte 30 bin kişiyi olumsuz etkileyeceğini söy- ledi. İlaç fiyatlarõnõn düşürülmesine karşõ olmadõklarõnõ vurgulayan Çolak, “Ama sadece kamunun aldığı ilaç- ların fiyatları düşüyor, vatandaşın aldığı düşmüyor. Bunlar vatanda- şa yönelik tasarruf değil” ifadesini kullandõ. 4 Aralõk’taki uyarõ eylemi- ne kadar gazetelere ilanlar vererek ka- muoyuna görüşlerini açõklayacaklarõnõ, yarõn da Ankara Eczacõ Odasõ yetki- lileriyle SGK binasõnõn önüne ecza- nelerinin anahtarlarõnõ bõrakacaklarõ- nõ belirten Çolak, bu eylemlerin tüm illerdeki eczacõ odalarõnca da SGK il müdürlükleri önünde gerçekleştirile- ceğini söyledi. İstanbul Eczacõ Odasõ’nda konuya ilişkin düzenlenen basõn toplantõsõn- da konuşan İstanbul Eczacõ Odasõ Başkanõ Semih Güngör de kararna- me ile fiyatlarõ düşen ilaçlarõ 5 Ara- lõk Cumartesi günü dağõtõm kanalla- rõ aracõlõğõyla ilaç sanayiine iade ede- ceklerini bildirdi. Güngör, tüm iller- de Sosyal Güvenlik Kurumlarõ önün- de eylem yapacaklarõnõ, eczanelerin kapalõ olacağõ 4 Aralõk Cuma günü de saat 12.00’de Tünel’den Taksim’e bir yürüyüş düzenleyeceklerini duyurdu. Adana Eczacõ Odasõ Başkanõ Bur- hanettin Bulut ise hükümetin ma- li tedbirler kapsamõnda 4 Aralõk’tan itibaren uygulamaya koyacağõ ted- birlerin hem eczacõlarõ hem de hal- kõ vurucağõnõ belirtti. Bulut, “Mali tedbirlerin bedeli hasta ve eczacı- nın sırtına yüklenmek isteniyor. Bizler, bizi yok etmek isteyenlerin bu insafsız tavırlarına daha fazla boyun eğmeyeceğiz. Teker teker kapanmaktansa, 4 Aralık günü tüm Türkiye’de hep birlikte ec- zanelerimizi kapatacağız” dedi. ‘30 bin kişi etkilenecek’ TEB Başkanı Çolak, 4 Aralık Cuma günü tüm yurtta eczanelerin kepenklerini kapatacaklarını söyledi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di- yarbakõr’õn Kulp ilçesinde kemikleri toplu mezar- dan çõkan beş kişiyi en son gören tanõk, soruştur- mayõ yürüten özel yetkili cumhuriyet savcõsõna ifa- de verdi. Tanõk ifadesinde, bu kişilerin gözaltõna alõndõktan sonra Bolu Komando Tugayõ’nõn kul- landõğõ Lice Yatõlõ Bölge İlköğretim Okulu’na (Yİ- BO) götürüldüğünü, burada işkence yapõldõktan son- ra PKK’lilerin kõyafetleri giydirilerek kõrsal alan- da infaz edildiklerini ileri sürdü. 1994 yõlõnda Esenli mezrasõnda gözaltõna alõ- nanlardan R.A, İHD Diyarbakõr Şubesi’ne gide- rek kemikleri bulunan kişileri en son kendisinin gör- düğünü söyledi. Cumhuriyet savcõsõna yönlendiri- len R.A, çarpõcõ iddialarda bulundu. R.A, kayõp köy- lülerle ilgili olarak şunlarõ söyledi: “Hasan ve Mehmet Selim Örhan getiril- dikleri gece işkenceye götürüldüler. Gözaltı süresince beni de işkenceye aldılar. Gözaltın- da 19 gün kaldım. Bir gece banyoya gelen as- kerler gözlerimizi bağladı. Yaklaşık 1 saat geç- tikten, gözlerimiz açıldıktan sonra banyoda sa- dece ben, Ramazan ve Şemdin Koç kalmıştık. Yandaki odada Cezair’i otururken gördüm. Gerilla elbiseleri giydirilmişti. Ancak Cezair ağlıyordu. Sabah 06-07.00 sıralarında kalktım. Bir daha da bu kişileri görmedim.” ‘PKK’li gibi giydirip öldürdüler’ iddiası 5 KENTTE 12 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ Domuz gribi can almaya devam ediyor Yurt Haberleri Servisi - Kas- tamonu’nun Tosya ilçesinde yaşayan ve gribal şikâyetlerle Tosya Devlet Hastanesi’ne baş- vuran ve ikiz bebeklerine 3 aylõk hamile olan Ayfer U., sevk edildiği Ankara Numune Hastanesi’nde yaşamõnõ yitirdi. Burdur’un Bucak ilçesinde 10 gün önce öksürük şikâyetiy- le Bucak Devlet Hastanesi’nde muayene olan 39 yaşõndaki M.S., dün sabah domuz gribinden öldü. Denizli’de Devlet Hastanesi İnfeksiyon Hastalõklarõ Servi- si’nde H1N1 virüsü tedavisi gö- ren Y.K. (25) ile engelli A.Ö. (44) önceki gün yaşamõnõ yitirdi. Hatay’õn İskenderun ilçesinde domuz gribi tedavisi gören spas- tik özürlü Soner Demir (4) bay- ramõn ilk gününde, Nimet Ayaz (27) ve Teslime Dikici (23) de bayramõn son günü öldü. Sıvas İl Sağlõk Müdürlüğü, kentte domuz gribi virüsüne bağ- lõ olarak 5 kişinin yaşamõnõ yi- tirdiğini bildirdi. Çorum’da trafik kazasõ sonu- cu ağõr yaralanan ve tedavi gör- düğü hastanede hayatõnõ kaybe- den 6 aylõk Rümeysa Arık’a ya- põlan tahlil sonuçlarõnda domuz gribine rastlandõ. BABA ÖZER: KIZIMI ALAMIYORUM Kulağõnõ kesen kocasõna yeniden verildi VAN (AA) - 25 Eylül 2009’da Van’õn Saray ilçesine bağlõ Ka- põköy’de kocasõ tarafõndan dö- vülen, yüzü bõçaklanan ve kula- ğõnõn yarõsõ kesilen 29 yaşõnda- ki S.P, olayõn ortaya çõkmasõnõn ardõndan savcõlõk kararõyla kadõn sõğõnma evine yerleştirildi. Ko- caya ise 6 ay “evden uzaklaş- tırma” cezasõ verildi. Van Aile Mahkemesi’nde bir süre önce görülen davada, ka- dõnõn kocasõ Faruk P, “evlili- ğinin bozulmaması için eşi- nin evine dönmesi gerektiği ve bir daha hata yapmayacağı” yönünde ifade verdi. Mahke- me, bunun üzerine “kadın sı- ğınma evindeki eşini görebil- mesi ve alabilmesi” yönünde karar verdi. Bu kararõn ardõndan Faruk P, eşini kadõn sõğõnma evinden alarak evine götürdü. Bu duruma tepki gösteren Van’daki kadõn dernekleri, Ad- liye’ye giderek Sõdõka P’nin ba- basõ ve kardeşiyle birlikte basõn açõklamasõ yaptõ. Suç duyuru- sunda bulunan S.P’nin çobanlõk yapan babasõ Ado Özer de “Da- madımız sürekli bizi tehdit ediyor, kızımı dövüyordu. Korktuğum için kızımı evime alamıyorum” diye konuştu. KULP’TAKİ TOPLU MEZAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle