Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
19 ARALIK 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yeni Ergenekon
Senaryoları..
Ne gaz, ne basõnçlõ su, ne soğuk hava ne de yağmur onlarõ yõldõrdõ. Eylemleri üçüncü gününde Türk-İş önünde sürdü
TEKEL direnişin adõ olduDesteğe gelen milletvekillerine bile biber
gazõ sõkõldõ. Merkezi İstanbul’da bulunan
Türk-İş’e bağlõ sendikalar, Türk-İş
yönetimini bütün üye sendikalarõn ortak
davranõşõnõ sağlayacak, bir kolektif mücadele
hattõ, politikasõ ve stratejisi oluşturmaya ve
acilen yaşama geçirmeye çağõrdõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Abdi İpekçi
Parkõ’ndaki müdahalenin ardõndan TEKEL işçileri ey-
lemlerine dün Türk-İş Genel Merkezi önünde devam et-
ti. Binlerce işçi, “TEKEL işçisi domuz değildir”, “TE-
KEL işçisi direnişin simgesi” şeklinde sloganlar attõ.
TEKEL işçilerine karayolu işçileri de destek verirken,
Ankara Valisi Kemal Önal, önceki gün Abdi İpekçi Par-
kõ’nda eylem yapan işçilere müdahale sõrasõnda güven-
lik güçlerinin “amacı aşan uygulamaları olup olma-
dığı” konusunda inceleme başlattõ.
Ankara’da 4 gündür eylem yapan TEKEL işçileri, so-
ğuk havaya karşõn dün de direnişlerini sürdürdüler. Türk-
İş Genel Merkezi’nin önünde toplanan binlerce işçi,
“Baskılar bizi yıldıramaz”, “Ölmek var dönmek yok”,
“Direne direne kazanacağız”, “TEKEL işçisi direnişin
simgesi”, “TEKEL işçisi domuz değildir”, “Türk-İş
el ele genel greve”, “Ankara duy sesimizi bu gelen
işçinin ayak sesleri” şeklinde sloganlar attõ. Ellerinde
Türk bayraklarõ bulunan işçiler, yer yer beraberinde ge-
tirdikleri ampulleri, “AKP’yi yaptığı haksız uygula-
malardan ötürü kınıyoruz” şeklinde hep bir ağõzdan
bağõrarak kõrdõlar. Bu arada, işçilerden biri soğuk ha-
vaya karşõn yarõya kadar soyunarak, AKP
Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fı-
rat’õ protesto için “Ya sözünü tut ya is-
tifa et, söz namustur” yazõlõ pankart aç-
tõ.Zaman zaman halay da çeken işçile-
re öğle yemeği olarak sendikalar tara-
fõndan getirilen kumanyalar dağõtõldõ.
Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa
Kumlu da, sorunlarõn çözümü için Dev-
let Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Ba-
bacan, Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı ve
AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Salih Kapu-
suz’la görüştü.
‘TBMM’ye saygısızlık’
Eskişehir Bağõmsõz Milletvekili Tayfun İçli, Meclis’te
düzenlediği basõn toplantõsõnda, TEKEL işçilerine ve ey-
leme destek veren CHP milletvekillerine yönelik poli-
sin biber gazlõ müdahalesine tepki gösterdi. İçli, mü-
dahaleden sorumlu olanlarõn istifa etmesini, bu olmazsa
da İçişleri Bakanõ Beşir Atalay tarafõndan görevden alõn-
masõnõ istedi. İçli “Hükümetlerin istifasını gerekti-
recek bir durum ortadayken, Başbakan yine ka-
yıplarda. Kandil’den gelen teröristleri kahraman gi-
bi karşılayan hükümet, işçi, memur ve milletve-
killerini terörist yerine koyuyor” diye konuştu.
İçli, milletvekillerine biber gazõ sõkõlarak TBMM’ye
saygõsõzlõk yapõldõğõnõ ve bu yolla Türk halkõna göz-
dağõ verilmek istendiğini söyledi.
Karaman: Memur
değil, serseri bunlar
Ekonomi Servisi - TCDD Genel
Müdürü Süleyman Karaman, 25 Ka-
sõm’da yapõlan bir günlük ‘uyarı gre-
vi’ne katõlmalarõ nedeniyle açõğa alõ-
nan 16 kişi için destek eylemi yapan
TCDD çalõşanlarõ için “Bunlar serse-
ri, memur değil” dedi. Karaman, son
eylemlerde 30 kişinin daha açõğa alõn-
masõyla, açõğa alõnanlarõn 46’ya çõktõ-
ğõnõ söyledi. Karaman, onlardan taz-
minat isteyeceklerini de söyledi.
Tuzla tersanelerinde
yaralanan işçi öldü
İstanbul Haber Servisi - Tuzla
gemi tersanelerinde 14 Ağustos’ta
elektrik çarpmasõ nedeniyle hastane-
ye kaldõrõlan ve yoğun bakõmda ya-
şama tutunmaya çalõşan Satılmış
Duran (27) önceki gün tedavi gör-
düğü hastanede yaşamõnõ yitirdi. Du-
ran, memleketi Samsun’un Alaçam
ilçesinde toprağa verildi. Son ölümle
birlikte Tuzla Tersaneler Bölge-
si’nde ölen işçi sayõsõ 131’e çõktõ.
ÜSKÜL ÖZÜR DİLEDİ
Biber gazõ
yargõ
yolunda
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM İnsan Hak-
larõnõ İnceleme Komisyonu
üyesi, CHP’li Çetin Soysal,
TEKEL işçilerinin eyleminde,
polisin “milletvekili olduğu-
nu bile bile” gözüne biber
gazõ sõktõğõ gerekçesiyle, ola-
yõ komisyon gündemine ve
yargõya taşõyacağõnõ açõkladõ.
TBMM İnsan Haklarõnõ İnce-
leme Komisyonu Başkanõ Za-
fer Üskül, Soysal’õ Meclis’teki
odasõnda ziyaret ederek geçmiş
olsun dileğini iletti.
Limonlu eylem
TBMM’de İçişleri Bakanlõ-
ğõ bütçesi görüşülürken, Soy-
sal’la birlikte biber gazõna ma-
ruz kalan Ergün Aydoğan el-
lerindeki limonlarõ İçişleri Ba-
kanõ Beşir Atalay’õn önünde-
ki masaya bõraktõ. Atalay,
“üzüntü”sünü dile getirirken
müdahale talimatõnõ kendisinin
vermediğini, olayõ soruştur-
mak için 2 müfettiş görevlen-
dirdiğini söyledi. Soysal, kõ-
sõlmõş sesiyle kürsüye çõktõ-
ğõnda “Bu devlet törörüdür,
faşizan bir uygulamadır” de-
di. AKP’lilerin “Orada ne
işin vardı?” demesi üzerine
Soysal, “Orada bir feryat
vardı, onu duymak için ora-
daydım” karşõlõğõnõ verdi.
Ahmed Arif’in dizeleri
Soysal, Ahmed Arif’in
“Bunlar engerekler ve çı-
yanlardır / bunlar ekmeği-
mize aşımıza / göz koyan-
lardır / tanı bunları / tanı da
büyü” dizelerini okurken, söz-
lerini “Yaşamını kaybeden 19
maden işçimizin çocuklarına,
TEKEL işçilerimizin çocuk-
larına sesleniyorum, tanıyın
bunları, tanıyın da büyü-
yün” diye sürdürdü.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - TEKEL işçilerinin Anka-
ra’da yaptõğõ gösteriye, hükümetin sözü-
nü tutmamasõ neden oldu.
TEKEL işçilerinin gösterilerine yol
açan süreç şöyle yaşandõ:
TEKEL’in özelleştirilmesi: Süreç TE-
KEL Sigara İşletmeleri’nin özelleştiril-
mesiyle başladõ. Maliye Bakanõ Kemal
Unakıtan’õn, MHP Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut’un 6 Ağustos 2008’de-
ki soru önergesine verdiği yanõta göre TE-
KEL’in sigara fabrikalarõ özelleştirildi-
ğinde, buradaki 3 bin 133 işçiden 2 bin
749’u istekleri doğrultusunda 47 Yaprak
Tütün İşletme Müdürlüğü’nden 5 değişik
işyerine nakledildiler.
Fabrikalar kapatılıyor: Aradan bir bu-
çuk yõl geçmeden, Yaprak Tütün işlet-
melerini kapatmaya başladõ. Tek Gõda-
İş’in verdiği bilgiye göre sadece üç dört
fabrika depo niyetine kalacak. Onlar da 6
ay sonra, haziran gibi kapatõlacak. Devlet
tütün sektöründen tamamen çekiliyor.
4-C dayatması: Yaprak Tütün’deki
işçileri de 657 sayõlõ yasanõn 4/C madde-
si kapsamõna sokmak istiyorlar. 657. sa-
yõlõ yasanõn 4. maddesinin “Geçici Per-
sonel” başlõklõ C fõkrasõ “Bir yıldan az sü-
reli veya mev-
simlik hizmet ol-
duğuna Bakan-
lar Kurulu’nca
karar verilen gö-
revlerde sözleşme
ile çalıştırılan ve iş-
çi sayılmayan kim-
selerdir” hükmünü
kapsõyor. İşçi bu kap-
samda çalõşmak istemi-
yor.
Maaşları üçte bire dü-
şecek: Yaprak Tütün’de çalõ-
şan TEKEL işçileri 7.66 TL’lik
saat ücreti üzerinden 1723 TL brüt
aylõk alõyorlar. Yõllõk ikramiye ile
birlikte bu rakam brüt 2 bin 259
TL’ye çõkõyor. İşçiler 4/C’ye gi-
derlerse, ilkokul mezunu olanlar ay-
da brüt 600 TL, ortaokul mezunlarõ
700 TL, yükseköğrenimliler 800 TL
alacak.
Sosyal hak kaybı olacak: Çalõşma
süreleri 10 aya inecek. Yõllõk izin hak-
larõ olmayacak, sadece ayda 2 gün iz-
ni var. Ertesi sene kadronun yenile-
nip yenilenmemesi hükümete bağlõ.
Sendikaya üye olma, toplusözleş-
me, kõdem tazminatõ haklarõ yok.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõş-
işleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, TEKEL iş-
çilerinin eyleminde yaşananlara yönelik
yaptõğõ değerlendirmede, gelişmelerin gör-
mek istemedikleri tablolar olduğunu ileri sü-
rüp, Türkiye’nin en üst demokratik stan-
dartlara kamu düzenini bozmamak koşuluyla
ulaşmasõnõ temel ilke olarak benimsedik-
lerini söyledi.
Davutoğlu, Estonya Dõşişleri Bakanõ Ur-
mas Paet ile Dõşişleri Bakanlõğõ’nda yap-
tõğõ görüşmelerin ardõndan yaptõğõ açõkla-
mada şunlarõ söyledi:
“Türkiye’de belli politikalardan hoş-
nutsuzluk söz konusu olduğunda, bu
hoşnutsuzluğun demokratik haklar kap-
samında nasıl dile getirileceğinin ku-
ralları bellidir. Bu da, herhangi bir de-
mokratik ülkede olduğu gibi, izinli
gösteriler, mitingler ve protestolar
şeklinde yapılabilir. İzinli gösteri
ve yerler konusunda herhangi bir
kısıtlama olursa, tabii ki bu de-
mokratik haklara aykırı olur.
Ama eğer bu gösteri yapma öz-
gürlüğü herhangi bir yerde,
herhangi bir zamanda, ge-
ce ve gündüz demeksizin, sı-
nır tanımaksızın kullanıl-
maya kalkışılırsa, bu sefer
de kamu düzeni sarsılma-
ya başlar.”
DAVUTOĞLU:
KAMU DÜZENİNİ
BOZUYORLAR
Neden meydana çıktılar?
Kemal Unakõtan’õn kapatõlmayacak sözüne karşõn
Yaprak Tütün kapatõlõnca TEKEL işçisi sokağa döküldü.
Tek Gõda-İş Başkanõ Mustafa Tür-
kel, bõçağõn kemiğe dayandõğõnõ söy-
leyerek, kararlõ olduklarõnõ, görüşme-
lerden istedikleri sonuç çõkana kadar
eylemlerine devam edeceklerini söy-
ledi. Türkel, katõlõmlarõn tüm Türki-
ye’den olduğunu vurgulayarak, “Bu
artık TEKEL işçisinin değil, tüm
işçi sınıfının mücadelesidir” dedi.
Öte yandan, Türk-İş yönetimi de
Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen
işçilerin polis engeliyle karşõlaşma-
malarõ için, Ankara’ya toplu olarak
gelmemelerini istedi.
‘Bıçak
kemiğe
dayandı’
‘Bıçak
kemiğe
dayandı’
‘Bıçak
kemiğe
dayandı’
‘Bıçak
kemiğe
dayandı’
‘Bıçak
kemiğe
dayandı’
(Fotoğraf:NECATİSAVAŞ)
(Fotoğraf: Barış GÜNDOĞAN)
Ekonomi Servisi - Aralarõnda Türkiye Gaze-
teciler Sendikasõ, Tek Gõda-İş Sendikasõ ve Pet-
rol-İş Sendikasõ’nõn da bulunduğu bazõ işçi sen-
dikalarõ, Tekel işçilerinin sürdürdükleri eyleme
ilişkin, “AKP hükümetinin emek karşıtı uy-
gulamaları son günlerde tırmanışa geçti. Hak
arayan işçilere, çalışanlara karşı uygulanan şid-
det ve bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı’nın sendikalara yönelik kabul edilemez
beyanları bu emek karşıtı tutumun yeni ör-
nekleridir” değerlendirmelerinde bulundular.
Petrol-İş Sendikasõ, Toleyis Sendikasõ, Kristal-
İş Sendikasõ, Hava-İş Sendikasõ, Tümtis Sendi-
kasõ, Türkiye Deri-İş Sendikasõ, Tek Gõda-İş Sen-
dikasõ, Basisen Sendikasõ ve Türkiye Gazeteci-
ler Sendikasõ, TEKEL eylemine ilişkin ortak bir
açõklama yaptõ. Hükümetin, Tekel işçilerine yö-
nelik, “yan gelip yatma” söylemini ve yaşanan
arbedeyi “polis devletini çağrıştıran uygula-
malar” olarak niteleyen açõklamada, “Genel
Merkezi İstanbul’da bulunan Türk-İş’e bağ-
lı sendikalar olarak hak mücadelesi veren Te-
kel işçilerinin ve diğer emekçilerin yanında ol-
duğumuzu bir kez daha ilan ediyor ve hükü-
meti emek karşıtı uygulama ve politikalarına
son vermeye çağırıyoruz” denildi.
Öte yandan Türk-İş 1. Bölge Temsilciği TE-
KEL işçilerine yönelik saldõrõyõ kõnadõ. Türk-İş
1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak,
AKP’nin emek karşõtõ uygulamalarõnõn son gün-
lerde tõrmanõşa geçtiğine dikkat çekti. Açõklamada,
konuyla ilgili saat 12.30’da Taksim Tramvay Du-
rağõ’nda basõn açõklamasõ yapõlacağõ da duyuruldu.
Ayrõca, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasõ,
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odasõ, TMMOB
Elektrik Mühendisleri Odasõ, KESK Genel Baş-
kanõ Sami Evren, BASK Genel Başkanõ Resul
Akay, Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlanma
Sekreteri ve Türk Büro-Sen Genel Başkanõ Fah-
rettin Yokuş’un yanõ sõra değişik sendikalardan
yapõlan açõklamalarda da, işçilere yapõlan polis
müdahalesine tepki gösterildi.
soner@cumhuriyet.com.tr
Dün arkadaşımız Mustafa Balbay’la
dayanışma amacı ile Ergenekon davasını
izliyordum. Sorgulaması tamamlanmış sanık
Birol Başaran’ın avukatlarının deliller üzerinden
savunmalarını saatlerce dinlemiş, izlemiş oldum.
Böylece CHP-ADD-USİAD ekseninde siyasetin
içinde olmuş bir işadamının Ergenekon davası
kapsamında darbeci suç örgütü üyesi olmasına
ilişkin suçlamalara konu olan, iddianameye
alınmış belgelerin içeriklerinin hukuksal delil
nitelikleri üzerinden bilgilendirildim..
İnanılır gibi gelmiyorsa da ekranda
görüntülerini de gördüğüm sayısız iddianame
metni alıntısında, polis tutanaklarına ilişkin
notlar yerli yerinde duruyordu; Örneğin “altı çizili
bölüm..” notunun olduğu metinde altı çizili yazı
yoktu. Avukatlar haklı olarak iddianameye
geçirilmiş çok sayıda böylesine kanıtı,
iddianameye polis tutanaklarının olduğu gibi
aktarıldığının belgesi olarak veriyorlardı..
Balbay’ın sorgusunda uzun uzun dinlediğimiz,
gerek kendisinin, gerekse avukatlarının hukuka
aykırı alınmış, kopyalanmış, delil olarak
değerlendirilmiş, delil niteliği taşımayan, her tür
tahrifata açık bilgisayar metinleri olduğu
söylenen çarşaf çarşaf metinler.. bu davanın
insan haklarına aykırı, hukuk dışı
uygulamalarının besbelli en genel niteliği.
Yasadışı dinlemelerin kanıt niteliği olmayan
metinlerinin iddianamede suç kanıtları olarak
gösterilmeleri örnekleri bir yana, bu türden
belgelerin çok büyük çoğunluğu özel hayata
ilişkin, davayla uzaktan yakından ilişkisiz
metinler. Zaten bu belgeler ile suçlama arasında
kurulmuş ilişki de yok..
Besbelli yine insan hakları, hukuka aykırı
olarak çarşaf çarşaf yandaş medyada yapılan
yayınlarla kamuoyunda özel hayat üzerinden
karalama, kirletme, sanal suç, suçlu yaratma
ana amaç olmuştu. Dün raslantısal olarak
dinlediğim bir işadamının, kamuoyunda
karalandığı gibi vergi kaçakçılığı yaptığına ilişkin
tek bir belgenin bulunmadığı gerçeği, kendisinin
ve avukatlarının kanıtlı savunmaları haber
olmuyordu. Darbe örgütü, diğer sanıklarla
ilişkisinde kullanılmış “ek..” suç belgelerinin bir
bir çürütülmeleri, aslında bir açık oturumda, bir
etkinlikte üyesi olduğu yasal örgütü adına
katılımın belgesi olduklarının kanıtlanıyor
olmaları da öyle..
12 Mart-12 Eylül askeri darbe hukuku
davalarını yıllarca izlemiş biri olarak bir kez daha
gördüm ki.. Çok acımasız, çok kitlesel
işkenceler, on binlerin cezaevlerinden geçirilmiş
olmasına karşın, askeri darbe hukuku
davalarının suçlama mantığı kendi hukuku
içinde daha bir tutarlıydı; kişiler, örgütlerin aynı
terör darbe örgütü içine alınmasında böylesine
hukuk dışı, yapay zorlamalar, ilişkilendirmeler
söz konusu değildi.
Bu kadar ağır hukuk ihlalleri, sivil darbe
hukuku projesi karşısında duyarsız, ilgisiz kalma
bir yana, destek verici rol oynamasını anlamak,
açıklamak gerçekten olanaksız. Hâlâ kimi ABD,
AB kaynaklı metinlerde, çok daha önemlisi
ülkemizde insan hakları, demokrasi
savunuculuğunda burunlarından kıl
aldırmıyormuş gibi, haktan yana görünenler
arasında, “İnsan hakları, hukuk ihlalleri olmamalı
ama Ergenekon davası Türkiye’nin demokrasi
davası..” denilebilmesinin, çok büyük bir oyun,
senaryo mantığının dışında açıklamasını
bulamıyorum..
12 Mart, 12 Eylül süreçlerinde ağır insan
hakları ihlalleri, işkenceler, darbe hukuku
uygulamaları yaşanırken hiç değilse duyarlı
insan hakları savunucuları, örgütleri bir şeyler
yapmak için çaba gösterirlerdi. Değerler
erozyonu, duyarlılıklarda bu nasıl dumura
uğramışlık, gerçeklerin tersyüz edilebilmesi
olgusu? Her icraatında biraz daha sivil darbeci,
insan hakları, demokrasi tanımazlık örnekleri
veren AKP iktidarı ortada. Kimseler Başbakan’ın
en son Meclis bütçe konuşmasında yaptığı
üzere kendi eski kankası, can yoldaşı Meclis
Başkanı’nı kameralar önünde yok saymasının
karşısında duramıyor. Kimseler F tipi
örgütlenmiş polisin sokağa atılan, açlıkla terbiye
edilmek istenen işçiye Ankara’nın göbeğinde
insanlık dışı vahşet, orantısız güç kullanması,
saldırısına karşı isyan bayrağını çekemiyor..
Ergenekon davası kapsamında henüz ortaya
çıkarılmamış, bu iktidara yönelik gerçek bir
nakıs teşebüs çerçevesinde suç örgütü
sonuçta ortaya çıkarılacaksa bile, sivil bir iktidar
sürecinde yapılacak bir yargılamanın insan
hakları, hukuk içinde olmasını istemek,
denetlemek toplumsal kamusal görev değil mi?
Benden söylemesi: Ergenekon davası ile
gündem yaratma, iktidar karşısındaki
muhalefeti darbeci tehditi ile susturma
oyununun senaryosu gündemden
düşürülmeyecekse, yeni ıslak belgeler, yeni
sanıklar, yeni senaryolara gereksinim var.
Eskileri, en medyatik senaryoları bile, insan
hakları, hukuk ihlalleri boyutlarıyla çok fena
çürütüldüler çünkü..
YALÇINDAĞ: 2010 İÇİN TABLO ZORLU VE BELİRSİZ
Ekonomi Servisi - TÜSİAD Yö-
netim Kurulu Başkanõ Arzuhan Do-
ğan Yalçındağ, krizin çõkõş noktala-
rõna yönelik küresel boyutta bir açõlõ-
mõn henüz olmadõğõna dikkat çekerek
“2009, yangının yayılmasının ön-
lendiği yıl oldu. Ancak yangının
hasarının nasıl giderileceği, enkazın
nasıl temizleneceği, yeni yapının
nasıl çatılacağı henüz belirsiz. Yeni
bir kriz dalgası ile karşılaşıp karşı-
laşmayacağımızdan da emin değiliz.
Kolay geçmeyeceği anlaşılan yeni bir
yıla başlıyoruz” dedi. 13. Girişim ve
İş Dünyasõ Zirvesi’nde konuşan Yal-
çõndağ, sanayileşmiş ülkelere bakõldõ-
ğõnda bundan sonrasõ için ortaya koy-
duklarõ belirgin bir programõn gözük-
mediğini, tüm başarõlarõna rağmen
yükselen ekonomilerin dünya ekono-
misinin dinamosu gibi çalõşmalarõnõn
henüz mümkün olmadõğõnõ söyledi.
ÇAYELİ BAKIR İŞLETMELERİ’NDE GREV BAŞLIYOR
ÖMER ŞAN
RİZE - Türkiye’nin en büyük bakõr
madeni olan Çayeli Bakõr İşletme-
si’nde, Türk Maden-İş Sendikasõ grev
kararõ aldõ. İşletmede çalõşan 320 işçi,
bugünden itibaren iş bõrakacak.
Rize’nin Çayeli ilçesi Madenli bel-
desinde Kanada merkezli Inmet Mining
Corporation firmasõ tarafõndan işleti-
len Çayeli Bakõr İşletmesi’nde sendi-
ka ile işveren arasõnda zam oranõnda
anlaşma sağlanamadõ. İşletme, 1983’te
yap işlet modeliyle ihale edilmiş
2004’teki özelleştirme sonucu Inmet
Mining Corporation firmasõna satõl-
mõştõ. Yõllõk 600 bin ton bakõr işleme
kapasitesine sahip tesis 1.4 milyon cev-
her işleme kapasitesine ulaşmõştõ. Tür-
kiye’nin en büyük bakõr madenlerin-
den olan Çayeli bakõr işletmelerinde
320’si sendikalõ 490 personel çalõşõyor.
Merkezi İstanbul’da bulunan sendikalar hükümeti uyardõ
Hakarayanişçininyanındayız