21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 10 ARALIK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] Ekonomi Servisi - Bilgi teknolojileri alanõn- da faaliyet gösteren HP, bu yõl Türkiye’de 20. ya- şõnõ kutluyor. Türkiye’deki 20. yõlõnõ “20. Yılda 20 Ödül - Hayatı Paylaşıyoruz” etkinliğiyle kut- layan HP Türkiye’de özel sektör, kamu ve sivil toplum girişimleriyle teknoloji ve inovasyonun gelişimine 20 yõlõnõ adamõş öncü isimleri oluş- turduğu bağõmsõz bir jüri değerlendirmesi sonu- cu ödüllendirdi. HP’nin ödüllendirdiği öncü isimler arasõnda geçen ekim ayõnda hayatõnõ kay- beden Cumhuriyet Gazetesi Yazõ İşleri Müdürü Mehmet Sucu da var. HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Uçar törende yaptõğõ konuşmada, “Tür- kiye’nin bugün giymesi gereken ayakkabı, bi- lişim teknolojileri ayakkabısıdır. Bu ayakka- bıları giymezse Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasına girme şansı da çok az olur” dedi. Tö- rende Mehmet Sucu, Binali Yıldırım, Tayfun Acarer, Murad Bayar, Reha Denemeç, Bülent Çelebi, Aydın Köksal, Faruk Eczacıbaşı, Sü- reyya Ciliv, İzi Kohen, Tuğrul Tekbulut, Mehmet Nalbantoğlu, Osman Coşkunoğlu, Hakan Aybar, Turhan Menteş, Cemil Arıkan, Alphan Manas, Ersun Yanal, Emrehan Ha- lıcı ve Mustafa Akgül’den oluşan 20 kişiye ödül- leri sunuldu. HP, ödül alan kişiler adõna, Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği’ne kayõtlõ 20 mü- hendislik öğrencisinin masraflarõnõ karşõlayacak. Ekonomi Servisi - Türkiye, Kyoto Protokolü’nün ardõndan dünyanõn iklim değişikliğiyle mücadele çalõşmalarõnõ yönlendirecek yeni belgenin hazõrlan- masõ çalõşmalarõnõn yürütüldüğü Ko- penhag’taki “İklim Değişikliği Zir- vesi”ne sera gazõ emisyonu ile müca- delede yapacağõ çalõşmalarõ içeren “İklim Değişikliği Ulusal Strateji Belgesi”ni sunacak. Reuters’õn Çevre Bakanlõğõ yetkili- lerine dayanarak verdiği habere göre, söz konusu belge, Türkiye’nin bu ko- nudaki küresel çabalara kendi özel şartlarõ ve imkânlarõ çerçevesinde kat- kõda bulunmak amacõyla hazõrlandõ. Belgede, Türkiye’nin sera gazõ emis- yonu kontrolüne yönelik kõsa, orta ve uzun vadede yapacağõ çalõşmalara özetle şöyle yer verildi.  Başta yenilenebilir ve nükleer enerji olmak üzere düşük ve sõfõr emis- yon teknolojilerinin kullanõmõ teşvik edi- lecek, temiz teknoloji alanõnda Ar-Ge çalõşmalarõ ve yerli sanayi desteklene- cek. Mevcut termik santrallarõn iyileş- tirme çalõşmalarõ tamamlanacak.  2020’ye kadar enerji yoğunluğu 2004’e göre daha düşük seviyelere in- dirilecek. Kömür, hidro, rüzgar, jeo- termal ve güneş enerjisi başta olmak üzere yerli kaynaklardan en üst düzey- de faydalanõlacak. Toplam elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir ener- ji payõ yüzde 25’e çõkarõlacak.  2020’ye kadar yüzde 7 karbondi- oksit emisyon sõnõrlamasõ potansiyeli he- deflenecek. Küresel hidrojen ekono- misine geçiş sürecine verilen öneme de- vam edilecek. Yerel sera gazõ envan- terleri hazõrlanacak. Yerleşmelerin çev- resindeki yenilenebilir enerji kaynak- larõndan yararlanmalarõ için stratejiler belirlenecek.  Ulaştõrma sektöründe orta vadede yük ve yolcu taşõmacõlõğõnda demir- yolunun payõ artõrõlacak. Kombine taşõmacõlõk geliş- tirilecek. Denizyolu taşõ- macõlõğõ teşvik edilecek. Şehirlerde bisiklet gibi çev- re dostu ulaşõm araçlarõnõn kullanõmõnõn yaygõnlaştõrõl- masõna ve yaya ulaşõmõnõ destekleyici altyapõ hazõr- lanmasõna yönelik politi- kalar oluşturulacak.  Orta vade sera gazõ yönetim sistemleri (örne- ğin ISO 14001 standardõ) ve benzeri mekanizmalar ge- liştirilecek. Sera gazõ emis- yonlarõnõn ticari bir meta olarak değerlendirilmesine imkhan veren Gönüllü Kar- bon Piyasalarõ’nõn sanayi sektöründe yaygõnlaşmasõ sağlanacak.  Sanayide õsõ geri ka- zanõmõ seçenekleri ve sõnai kojenerasyon sistemleri özendirilecek ve teşvik edi- lecek.  Orta vadede, yeniden kullanõm ve atõk geri kaza- nõm miktarõnõn arttõrõlmasõ- na yönelik Atõk Eylem Pla- nõ uygulanacak. 2012 itiba- rõyla belediye atõklarõnõn yüzde 70’i düzenli depolama tesislerinde bertaraf edilecek. Düzenli depolama tesisleri- ne giden organik madde miktarõ azaltõlacak, biyo- bozunur atõklar enerji veya kompost üretimine yönlen- dirilecek. Depolama kay- naklõ gazlar toplanõp enerji üretiminde kullanõlacak. Planda, demiryollarõna yönelinmesi, kömür, rüzgâr, jeotermal ve güneş enerjis gibi yerli kaynaklardan en üst düzeyde faydalanõlmasõ da yer alõyor. Ekonomi Servisi - World Energy Outlook - Dünya Enerji Görü- nümü 2009 raporunun tanõtõm toplantõsõ için İstanbul’a gelen Uluslararasõ Enerji Ajansõ Başekonomisti Fatih Birol, dünyada bir doğalgaz arz fazlasõ olduğunu ifade ederek, Türkiye gibi ülkelerin uzun vadeli anlaşmalarõnõ yeniden masaya getirme şansõ olduğunu açõkladõ. Birol, Türkiye gibi ülkelerin önümüzdeki 4-5 yõlda gaz arz bolluğundan yararlanabileceğini be- lirterek, “Önümüze çõkan çok ciddi fõrsat var. Mevcut anlaşmalarõ daha gerçekçi gözle oturup konuşabi- liriz” dedi. ABD’de sessiz bir devrim gerçekleştiğinin al- tõnõ çizen ve doğalgaz alanõnda olan bu devrimin etkilerini bütün dünyanõn hissettiğini, hissetmeye devam edeceği dile getiren Birol, ABD’nin son 2-3 yõldõr konvansiyonel olmayan kaynaklardan gaz çõkarmaya başladõğõnõ belirterek “Bu gazõn ABD’deki payõ üç yõlda yüzde 50’lere çõkacak. 5 dolarlõk bir maliyette olan bu gaz tamamen ekonomik. Oysa Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Rusya dahil birçok ülke ABD’ye satmak için LNG (sõvõlaştõrõlmõş doğal- gaz) projesi gerçekleştirdi. ABD almayõnca da bu gaz ihracatçõlarõn elinde kaldõ. Körfez ülkelerinde, Kuzey Afrika’da daha birçok proje gelmeye başlõ- yor. Önemli bir LNG fazlalõğõ doğdu” diye konuştu. Bu arada doğalgaz talebinde ciddi anlamda düşüş olduğunu anõmsa- tan Birol, görüşlerini şöyle açõkladõ: “Avrupa’daki doğalgaz talebinin 2009’da yüzde 8-9 düşeceğini tahmin ediyoruz ki bu da 2009’da Avrupa doğalgaz talebini 1998 seviyesine getirecek. Bu dünya gaz fiyatlarõ açõ- sõndan çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Gaz fazlalõğõ yüzünden piyasada satõlan gazõn fiyatõ aşağõ doğru gidecek. Bu özellikle gaz ithalatçõlarõ açõ- sõndan önemli fõrsatlar doğurabilir.” Alternatif senaryo- da iklimin 6 derece yerine 2 derece ısınmasını istiyorsak dünyada 10.5 trilyon do- larlık yatırım yapılması gerektiğini anlatan Birol, bunun dün- ya GSMH’nin yüzde 1.1’ne tekabül ettiğini belirtti. Enerji ve- rimliliğinin artması, yenilenebilir enerji, nükleer ve kömürün daha verimli kullanılması, yapılması gerekenler arasında. Türkiye’nin Rusya ve İran gibi ülkelerle yaptığı uzun va- deli doğalgaz anlaşmalarında ‘revizyon talep etme’ imkânı olduğunu anlatan Birol, aslında uzun vadeli anlaşmaların iyi olduğunu ancak bundan sonra doğalgazın fiyatının pet- role bağlı olarak belirlenmemesi gerektiğini söyledi. TÜSİAD Yönetim Ku- rulu Başkanõ Arzuhan Doğan Yalçındağ, Tür- kiye’nin enerji vizyonunu, arz güvenliğinin sağlan- masõ, liberalizasyon ve ik- lim enerji entegrasyonu unsurlarõndan oluşan bir üçgen üzerine inşa etmesi gerektiğini söyledi. World Energy Outlook 2009 Raporu Türkiye ta- nõtõm toplantõsõna katõ- lan Yalçõndağ, World Energy Outlook 2009 Türkiye sunumunun, 2030 yõlõna kadar uza- nan bir zaman perspekti- fi içinde dünyada Türki- ye’yi nelerin beklediğine ilişkin bir ufuk turu ya- põlmasõna imkân sağla- yacağõnõ dile getirdi. “Türkiye’de enerji pi- yasalarının serbestleş- me süreci öngörülen şe- kilde işlememiş, elek- trik ve doğalgaz piya- salarının serbestleşme- sini öngören kanunlar arzu edildiği şekilde uy- gulamaya konulama- mıştır” diyen Yalçõndağ, enerji sektörünü ulusal ve uluslararasõ arenada ana işbirliği alanlarõndan biri haline getirdiğinin altõnõ çizdi. Türkiye, Kopenhag’taki “İklim Değişikliği Zirvesi”ne sera gazõ emisyonu ile mücade eylem planõnõ sunacak İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Selamünaleyküm... “Ülkemiz gündeminde bunca can yakan yaşamsal konu varken, ABD Başkanı Obama’nın ‘şaka, jest, züppelik..’ kaynaklı, Başbakanımızı selamlamasına kafa takmanın zamanı mı?” dediğinizi duyar gibiyim. Yine de dünyayı yöneten emperyal güç odaklarının merkezinden gelen bu gerçekten densiz selamın, günümüz çıkar güçlerinin dünyanın her yerinde züccaciye dükkânına fil gibi girişlerinin tipik bir simgesi olduğunu unutmayın... Obama, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı resmi bir ziyarette selamlarken, karşısında şeriatla yönetilen bir Arap ülkesinin şeyhi varmış gibi davranabilir mi? (Tabii ki bu tanımlamamda şeriatla yönetilen bir Arap ülkesi şeyhine hakaret kastım söz konusu değil. Sadece kimlik vurgulamasının öneminin altını çizmek istedim.) Obama Fransız, İngiliz, Alman başbakanlarını karşılarken, o ülkelerin halklarının çoğunluk dinleri üzerinden, örneğin biçimsel benzetme ile Latince dilini kullanarak, dini bir selamlaşmayı, merhabalaşmayı seçebilir mi? Hele de günümüzde, emperyalizmin oyunları, tuzakları yüzünden dünyamız, Ortadoğu, ülkemiz ırksal, dinci kavramlarla çok ağır bir cepheleşmenin, sıcak çatışmanın içinde, sorunlar yumağı ile boğuşurlarken... ABD Başkanı Obama, ülkemizde ekilmiş ayrımcılık tohumları sayesinde sokaklarımızda, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlık kimliği ile “günaydın, merhaba” diyerek selam verenlerin selamını almak istemeyenlerin olduğunu, en azından ekilmiş ayrımcılık tohumları nedeniyle Türkçe olmayan, dinsel kimliği öne çıkaran “aleykümselam”la yanıt verildiğini, cepheleşmenin, ayrımcılık tohumlarının ürünlerini, boyutlarını bilmeyebilir. Uzmanlarının uyarmamış olması akıl alır iş değil. Haberin bizim kamuoyuna yansıyış biçiminden aslında Başbakan Erdoğan ve yandaş medya yorumcularının bu densiz selamı olumlu, sıcak, sempatik, samimiyet jesti gibi karşıladıklarını da anlıyoruz. Sorun da bu çarpık algılamalar, kimlik yorumları ile derinleşen cepheleşmede, çatışmalarda değil mi? ABD’nin Irak’ta çok kanlı, çok haksız işgalinde 2 milyonun üstünde insanın ölümü, katlanan sayılarla yaralı, savaşta kullanılan silahlarla bağlantılı kuşaklar sonrasına yansıyacak kanser, beslenme bozuklukları, yoksulluk, ruhsal hastalıklar bir yana.. ABD, kanlı petrolün getirisinin bitmesi, askerlerinin artan sayılarla ölümü, Irak, Ortadoğu bataklığına saplanıp kalma odaklı da olsa Irak’tan kademeli asker çekme kararını vermiş. Yarattığı sanal, kukla demokrasisini uygulamaya sokmuş, seçimler yapılacak. Irak halkı için uzaktan kurtuluş günleri yaklaşmış gibi gözüküyor. En azından kaba işgal kalkacak... O ne? Bağdat kan gölü, 5 intihar saldırısında 127 ölü, 448 yaralı. Uygarlıkların beşiği Bağdat kenti kent olmaktan çıkmış, harabe. Yoksulluk, yoksunluk çemberinde ölümüne yaşam savaşı sürdürülmeye çalışılan Bağdat’ta, sokaklarda insanlar dolaşamıyor. Kimin kimi, nerede, niçin, hangi pusu ile öldüreceği belli değil. İşgalciden çok birbirlerini düşman bellemiş tek dinden Irak vatandaşlarının gözlerini kan bürümüş; Irak’ın geleceğine kendi ırkı, mezhebi, aşireti üzerinden el koyma hırsı ile insanlıktan çıkmışlar... ABD medyasından öğrendiğimize göre Afganistan’da birçok vilayette gündüz NATO, gece Taliban yönetimleri, egemen olmanın ötesinde fiilen hizmetleri devralıyorlar. Afganistan halkının insanca yaşam koşulları yakın tarih için umut olmaktan çok uzakta. ABD’nin deyimin tam anlamıyla tepinircesine NATO askeri gücünü arttırma istemi, Türkiye dahil sıcak çatışmalar için de asker verme zorlaması, projeleri eksiksiz uygulansa; yakın gelecekte olabilecek en olumlu gelişme, Taliban direniş gücünü kırarak Afganistan yönetimini göreceli güçlendirmek. Yani yine Batı kaynaklı haberlere, bilgilere göre dış dünyadan Afgan halkına yapılan her 1 dolarlık yardımın 80 sentini çalan siyasi iktidarı ayakta tutmak. Afgan halkının yaşamına yansıyacak, insan hakları eksenli sosyal projelere ağırlık vermek, vahşi emperyal sömürü düzeninin gündeminde yok. Irak’ta, Afganistan’da yüzyıllar gerisine, insan olma hallerine yabancılaştırılmış çaresiz milyonlar yaratmak zengin kuzey dünyasını utandırmıyor. Haydi savaş koşullarında çok pahalı özveride bulunmak, bedel ödemek istemiyorlar diyelim. Kendilerine hep sadık kalmış müttefik ülkelerin haline bakın; Pakistan halkının uçuruma gidişini nasıl açıklamalı? Küçücük Kosova’nın halkı bari, çok ucuza gelen ABD’nin en büyük üssünün bedeli karşılığı daha insanca yaşam koşullarını hak etmiyor mu?.. Obama’nın, ülkemizde, bizim zücaciye dükkânımıza hoyratça giren fil örneği verdikleri zararların gerçeğinde, bu densiz selamlarına, halkımızın çoğunluğundan yanıt bekleme hakkı hiç yok... [email protected] Çimsa’dan 4.4 milyon Avro’luk araç yatırımı Ekonomi Servisi - Çimento ve hazõr beton kuruluşu Çimsa, hazõr beton alanõnda hizmet kalitesini iyileştirmek amacõyla, 40 adet Volvo FM400 8x4 Euro4 transmikser ve 4 adet beton pompasõ satõn aldõ. Ağõrlõklõ olarak Anadolu’daki projelerde kullanõlacak bu araçlar için toplam 4.4 milyon Avro yatõrõm yapõldõ. Çimsa tarafõndan satõn alõnan araçlarõn teslim töreninde konuşan Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, 2009 yõlõnda, krize rağmen yatõrõmlarõnõ sürdürdüklerini belirterek bu yatõrõmlarõn büyük kõsmõnõ, 2008 itibarõyla satõn aldõklarõ hazõr beton üretim tesislerinde modernizasyon ve çevreye yönelik yatõrõmlarõn oluşturduğunu kaydetti. Türkiye’nin gazõ ucuzlatma şansõ var pazarlõk yapsõn İklim Değişikliği Ulusal Belgesi ENERJİ VİZYONU YENİDEN İNŞA EDİLMELİ Sucu, teknolojiye katkõ yapan ilk 20’de Birçok boru hattı boş kalabilir Nabucco için ‘en avantajlõ hat’ ifade- sini kullanan Birol, OPEC’in toplam petrol gelirlerinin 2008-2009’da 28 trilyon dolar olaca- ğõnõ, Kopenhag’da anlaşma olmasõ du- rumunda OPEC ge- lirlerinin azalaca- ğõnõn altõnõ çizdi. Birol, Kopenhag anlaşmasõ olursa yenilenebilir enerji kaynaklarõ ve nük- leerin önemli teşvik alacağõnõ, doğalga- zõn payõnõn ciddi şekilde düşeceğini belirterek, “Bence böyle bir senaryoda ekonomik olmayan birçok boru hattõ zor durumda kala- bilir” dedi. Yenilenebilir enerji şart
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle