18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 28 KASIM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Aslan Demokratlar(!) AKP-yandaş medya-cemaat ittifakından kimin konuştuğu fark etmez. Ağızlardan demokrasi sözcüğü hiç düşmüyor. Cumhurbaşkanı Gül Ankara’da, Başbakan Erdoğan İstanbul’da bayram namazı medyatik şovlarında da günün gündeminden pek çok demokrasi dersi(!) vardı. Gül’ün hep daha üstü kapalı, Erdoğan’ın deyimin hakkını vererek patavatsız üslupları ile... Başbakan Erdoğan hiç kaçınmadan yargının katsayı kararı üzerinden, bir tek “yargı kararını tanımayacağız” sözcüğünü kullanmadı, geçersiz kılmak üzere yollar çizdi, YÖK’ün bir an önce önlemini alacağı sözünü verdi. Doğrusu karar üzerine mikrofon uzatılan hükümet, medya yıldızları, haberciler bile yargı kararının gerçek anlamı üzerinde durma zahmetine bile katlanmadan, hak hukuk adına, hakkın hukukun ayaklar altına alınması sonucunu getiren, birçoğu da gerçekten cahilane yorumlar yapıp durdular; “Yargının yürütmeyi durdurma kararı üniversite giriş sınavlarını risk altına sokmuş, sınava girecek öğrencileri mağdur etmişti(!). Yargının kararına karşı yapılacak itiraz sonuç vermezse, YÖK hızla yeni formül üretmeli, olmadı hükümet yasa çıkarmalıydı. Gerçi muhalefet, CHP ayak diretecekti ancak gerekirse anayasa değişikliği acilen gündeme gelmeliydi. Yargıdaki karara yol açan davayı açan İstanbul Barosu zaten darbeci ilan edilmişti...” Yargının yürütmeyi durdurma kararındaki gerekçeden haberlerde bile söz edilmedi. Edilse haberleri izleyen vatandaşların, sivil darbe iktidarı ittifakını yapmış bir cepheden önyargılı olanların dışında kalanları, belki de asıl haksızlığı görebilirlerdi. Malum rejimi demokrasi olan, şeriatla yönetilmeyen ülkelerde eğitim düzeninin odağına dini eğitimi oturtmak kimsenin aklının ucundan bile geçmez. Elbette okullarda seçmeli ders olarak dini eğitimi isteyenler için dini eğitim olanağı vardır. Çocuklara ayrıca küçük yaşlarda genel din ve ahlak bilgisi eğitimi de verilebilir. Ancak bütün dünyada yükseköğretime geçiş yükseköğrenime öğrenci hazırlayan ortaöğretim sistemindendir. Yani önceden papaz eğitimi almış bir kişinin bundan vazgeçip birey olarak sil baştan eğitim açığını kapatarak yükseköğrenim hakkı özeldir. Eğitim sisteminde papaz okulu çıkışlıların üniversitelere alınması kriteri söz konusu değildir. Papaz okulu çıkışlı doktor, hukukçu, mühendis, sosyal bilimci yetiştirme amacı diye bir amaç olamaz... AKP yandaşı aslan demokratlar(!) korosu; “Elbette derdimiz imam hatiplileri üniversitelere kitlesel sokmak, her alanda meslek sahibi yapmak, yaşama inanç penceresinden bakan, yorumlayan kitleleri katlamak...” demiyorlar. Gerçekle uzaktan yakından ilişkisi olmayan, aslında yalanı sırıtan bir tezle; meslek okulları çıkışlıların haklarını koruduklarını söylüyorlar. Yine dünyanın en zengin demokrasilerinde bile ortaöğretimdeki meslek eğitimi amacının ara kademe teknik eleman yetiştirmek olduğunu gizliyorlar. İş yaşamına geçiş amaçlı mesleki eğitim çıkışlılar, katsayıyı ne yaparsanız yapın, çok yüksek oranlarda başka alanlarda eğitim hakkı elde edecek puanları tutturamazlar. Cemaatin müthiş parasal desteği ile ışık evlerinde, özel derslerde, özel dershanelerde üniversiteye hazırlık içerikli özel eğitim aldırılanlar dışında. Tabii saklanan bir diğer gerçek cemaat sarmalında üniversitelere sokulmaları sağlanan her imam hatip çıkışlının bir üniversiteye öğrenci yetiştirme amaçlı açılmış klasik lise çıkışlının hakkını yediği. Yükseköğrenim kapasitesi sabit olduğuna göre katsayının eşitlenmesi, eşitlikçi, demokratik, hakka hukuka uygun olanı değil, tam tersi hak ve hukuku bozanı oluyor... Demokratik açılımlar furyası içinde son birkaç gündür çokça sözü edilen Roman açılımı kavramını duydukça hem içim sızlıyor, hem de öfkem kabarıyor. Roman değilim ancak Sulukule’de Romanlarla birlikte uzun yıllar yaşamış, komşuluk yapmış biri olarak kendi özelimizdeki hak hukuk tanımazlıkları anımsatıyor... İstanbul’un en merkez, en tarihi bölgesinde yoksul Romanları simge olmuş mahallelerinden çıkarıp, çok değerli arsalar üzerinde, surun dibinde kendi burjuvazilerine Osmanlı özentisi evler yapmak projesini uzun uzun anlatacak değilim. Öfkem yandaş müteahhitleri zengin etme adına yerel yönetim gücü kullanılarak bölgeden çıkmaya zorlanan Romanların evlerinin arsalarının çok ucuza kapıtlması. Daha yarı yarıya yıkımlar, enkazlar dururken arsalar birkaç katına el değiştirdi. Yüksek teneke duvarlar arkasında başlayan inşaat çalışmalarında, korumaya alınmış kaç bina yıkılacak, üst üste tarih uygarlıklarından çıkan eserler saklanacak bilemiyorum. Bildiğim araç ve yaya; Şişli, Boğaz, Anadolu yakası çıkış yolumuzun yasa, hukuk dışı kapatıldığı... [email protected] 35 bin kişinin istihdam edildiği çağrõ merkezlerinde çalõşanlarõn sendikaya üye olma haklarõ bulunmuyor Hatlar kesik sendikalõ olamayõz ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’de iş bulma umu- du giderek zayõflarken ça- lõşma koşullarõ da her geçen gün zorlaşõyor. Yaklaşõk 35 bin kişinin istihdam edildi- ği çağrõ merkezlerinde ço- ğunluğunu üniversite me- zunlarõnõn oluşturduğu ça- lõşanlar, saati 2 TL’ye kadar inen ve 11 saatlik çalõşma süreleri ile hayata tutunma mücadelesi veriyor. 2 metrekare alanda günde yaklaşõk 150-200 kişinin şi- kâyetlerini dinleyen çağrõ merkezi çalõşanlarõnõn tu- valete gitmesi bile belli bir program dahilinde yapõlõyor. Türkiye’deki İş Yasasõ’nõn, sendika kurulacak alanlarõ 28 iş- koluna ayõrmõş durumda olma- sõ ve İş Kollarõ Tüzüğü’nün il- gili maddesine göre; bir işye- rinde yürütülen asõl işe yardõm- cõ işlerde, asõl işin dahil olduğu işkolundan sayõlmasõ çağrõ mer- kezi alanõnda kendi başõna sen- dikal bir örgütlenmeye gidil- mesine olanak tanõmõyor. Çağ- rõ merkezi çalõşanlarõnõn her iş- lemi, her konuşmasõ kayõt altõ- na alõnõrken binalardaki kame- ralarla da kontrol edilen çalõ- şanlar adeta ‘Biri Bizi Gözetli- yor’ ortamõnda faaliyet göster- mek zorunda kalõyorlar. Yapõlan araştõrmalarda çağrõ merkezle- ri, dünyanõn en ağõr 4. mesleği olarak da tanõmlanõyor. Yeni rota Doğu Türkiye’de yaklaşõk 290 mil- yon TL’ye ulaşan pazarda 300 büyük ve orta ölçekli çağrõ mer- kezi faaliyet gösteriyor. İstan- bul’da çalõşan bulmakta zorla- nan firmalarõn şimdiki gözdesi ise Doğu’daki iller. Turkcell, Global Bilgi, Türk Telekom, CMC, Garanti Bankasõ, işçi maliyetlerinin daha düşük ol- duğu Diyarbakõr, Erzurum, Ma- latya, Sõvas, Erzincan’a yeni çağrõ merkezleri kurmaya baş- ladõ. Turkcell’in Erzurum’daki çağrõ merkezinde 1000 kişi ça- lõşõrken Diyarbakõr’daki mer- kezde 2009 sonuna kadar 1000 çalõşana ulaşõlmasõ hedefleniyor. CMC’nin geçen günlerde Ma- latya’da açtõğõ ve Digitürk ile Fi- nansbank’a hizmet veren mer- kezinde ise 600 kişi çalõşõyor, 2010’da çalõşan sayõsõ 1200’e çõ- karõlacak. Garanti Bankasõ’nõn Sõvas’taki çağrõ merkezinde ise 250 kişi istihdam ediliyor. Çağrõ Merkezleri Derneği Başkan Yardõmcõsõ ve CMC Genel Müdürü Başak Soy- kan’õn verdiği bilgiye göre Ana- dolu’da işçilik maliyetleri İs- tanbul’a göre yüzde 20 daha dü- şük, İstanbul’da işçiyi elde tut- mak da gün geçtikçe zorlaşõyor. Anadolu’da şu anda 10 tane çağrõ merkezi bulunurken Sam- sun ve Trabzon’da yeni mer- kezler açõlacak. Çağrõ merkez- lerinin çalõşma koşullarõnõn zor- luğundan bahseden Soykan şu bilgileri veriyor: “9 ile 11 saat arasında sis- teme giriyorlar. Hangi dakika molaya gittikleri ve hangi da- kika döndükleri sistemden iz- leniyor. Sorunlu müşterilerle çalışıyorlar. İlk haftada ağla- yıp allak bullak olan arka- daşlar çoğalıyor ve onlar eği- tim aşamasında bu işten vaz- geçiyorlar.” Bankalarõ, büyük şirketlerin müşteri hatlarõnõ aradõğõmõzda sadece seslerini duyduğumuz çağrõ merkezi çalõşanlarõ çok zor şartlarda saati 2 lira ile günde 11 saat çalõşmak zorunda kalõyor. 2 metrekare alanda günde yaklaşõk 150-200 kişinin şikâyetlerini dinleyen çağrõ merkezi çalõşanlarõnõn tuvalete gitmesi bile belli bir program dahilinde yapõlõyor. Belli bir süreden sonra şahitlikleri kabul olmuyor. ECZACILAR BİRLİĞİ AKP 40 bin eczacõyõ kurban edecek Ekonomi Servisi - Sağlõkta dönüşüm politikalarõ eczacõlarõ iflas tehdidiyle kar- şõ karşõya bõraktõ. Türk Eczacõlarõ Bir- liği’nin (TEB) verilerine göre, 2010’un ilk altõ ayõnda 3 bin eczane, 2010’un sonlarõna doğru ise yaklaşõk 7 bin eczane kapanma tehlikesiyle karşõ karşõya ka- lacak. Kapanmalarla birlikte işsizler or- dusuna 40 bin kişi daha eklenecek. AKP’nin sağlõkta dönüşüm politika- larõ, eczanelere zor günler yaşatõyor. Ec- zaneler; Tedavi Katõlõm Payõnõn Uy- gulanmasõ Hakkõndaki Tebliğ, 2008 Yõlõ Sağlõk Uygulama Tebliğinde De- ğişiklik Yapõlmasõna Dair Tebliğ ve Be- şeri İlaçlarõn Fiyatlandõrõlmasõna Dair Kararda Değişiklik Yapõlmasõ Hak- kõnda Bakanlar Kururu kararõ nedeniyle zora girdi. Eczacõlar, sağlõkta dönüşüm uygulamalarõyla birlikte, son 7 yõlda ar- tan giderler karşõsõnda azalan gelirlerin yükünün altõnda kaldõ. TEB’in verile- rine göre 2008’de, bu yõkõma dayana- mayan 800 eczane kapandõ. TEB’e gö- re, kamunun 3.3 milyar TL’lik tasarrufu eczacõya 815 milyar 12 milyon 80 bin TL yük getirecek. Sorunun çözümü için eczacõlarõn talepleri ise şöyle: Küçülmeden doğan eczacõ zararõ mutlaka telafi edilmeli. Kamu kurum iskontosunun ta- şõnmasõ yükü eczacõlar üzerinden alõnmalõ. Eczanelerin stok zararlarõnõn telafi edilmesi sağlanmalõ. Tatilin süresi de sõklõğõ da azaldõ İSTANBUL (AA) - Tüketici tatil için ayõrdõğõ büt- çede yüzde 10 azaltmaya giderken tatil sõklõğõnõ ve uzunluğunu azalttõ. Bayramlara tatile gidenlerde, ön- ceki yõla göre yüzde 20’yi aşan azalma gözlendi. Online tatil sitesi tatilsepeti.com’un yönetici or- taklarõndan Suat Gücel, insanlarõn tatil programlarõnõ daha ucuza mal etmek için paket programlar yeri- ne uçak biletlerini mil ile alõp münferit otel rezer- vasyonlarõna yöneldiğini belirtti. Gücel, pazarõn genelinde krizin yansõmasõnõn gö- rüldüğünü, geçen yõla göre toplam tatile çõkanlar- da daha geniş bir kitleyi kapsayan yaz döneminde yüzde 10 azalma olduğunu kaydetti. Gücel, yõlda 3- 4 kez tatile çõkanlarõn, 2-3 kez veya 7 gecelik ta- tiller yerine 4-5 gecelik tatilleri tercih etmeye başladõğõnõ anlatarak, “2008’de 1 rezervasyona 990 lira harcanırken, 2009’da 900 lira harcama ya- pıldı” dedi. Bonusun rengi sarõ-kõrmõzõ VOLKAN AĞIR Galatasaray Kulübü’nün, Denizbank ve Garanti Bankasõ işbirliği ile gerçek- leştirdiği GS Bonus Taraftar Kredi Kar- tõ 5 bin kullanõcõya ulaştõ. Galatasaray’õn oynayacağõ maç biletlerini önceden te- min etme ayrõcalõğõ ve kombine bilet yükleme özelliği bulunan, GS Sto- re’lardan 100 TL’den fazla yapõlan alõş- verişlerde de 8 taksit ve 20 TL bonus sağlayan kart için binlerce başvurunun sõrada olduğu belirtildi. 1200 şube, 3 bin 524 ATM ve 380 bin işyerinde geçerli olan kartla 4 yõlda 1 milyon kullanõcõya ulaşmak hedefleniyor. Garanti Ödeme Sistemleri Genel Mü- dürü Mehmet Sezgin ve Deniz Bank Fi- nansal Hizmetler Grubu Başkanõ Hakan Ateş taraftarlarõn gösterdiği ilgiden memnuniyetlerini dile getirerek sek- törde örnek bir modele imza attõklarõnõ belirttiler. GS Bonus Kartõ tüm cep te- lefonu operatörlerinden 5110’a mesaj atõ- larak veya Denizbank ve Garanti Ban- kasõ şubelerinden elde edilebiliyor. MURAT KIŞLALI ANKARA - Yaklaşõk 450 bin ailenin geçimini sağladõğõ şe- kerpancarõ tarõmõnda, özelleşti- rilecek 24 şeker fabrikasõndan sa- dece 5-6’sõ yaşayacak. AKP hükümeti Türkşeker’e ait 24 fabrikanõn özelleştirilmesi için düğmeye bastõ. Şeker özel- leştirmesinde, Özelleştirme İda- resi Başkanlõğõ tarafõndan satõşa sunulan Kars, Erciş, Ağrõ, Muş ve Erzurum şeker fabrikalarõna teklif gelmedi. Kârlõ olan Kas- tamonu, Kõrşehir, Turhal, Yoz- gat, Çorum ve Çarşamba fabri- kalarõna ise önceki hafta 9 tek- lif geldi. İhale aralõk ayõnõn ilk- yarõsõnda yapõlacak. Özelleştiri- lecek diğer fabrikalarõn arasõnda Doğu ve Güneydoğu’daki Ela- zõğ, Malatya, Erzincan ve El- bistan da bulunuyor. Erciş Ticaret ve Sanayi Oda- sõ (TSO) Başkanõ Abdülkadir Arslan, “Doğudaki fabrikala- rın hepsi kapanır. Burada özel sektör gelip yatırım yapmaz. Can güvenliği yok, altyapı yok. Alan arazisini satar gider. Erciş’teki fabrikaya bağlı ek- meği yiyen 50 bin kişi var. Bu, bölgenin tek fabrikası. ‘Demokratik açõlõm’ diyorlar fabrikaları kapıyorlar. İşsizlik diz boyu. Kapatılması güven- lik açısından da yıkım olur” di- ye konuştu. Doğu’da kurulan fabrikalarõn kapanacağõnõ, göç ve terörün artacağõnõ söyleyen Şe- ker-İş Sendikasõ Başkanõ İsa Gök de “Özelleştirmeye karşı fabrikaların bulunduğu iller- de 800’e yakın sivil toplum ör- gütü ile yurt çapında 400 bin imza toplandı. Bayramdan sonra Başbakan’a yollayacağız ve gazetelerde ilan edeceğiz” diye konuştu. Çiftçi Sendikalarõ Konfede- rasyonu’na göre, Türkiye’de şe- kerpancarõ tarõmõnõ yõlda 450 bin aile yapõyor. Suudi Arabistan firmasõ Savola Group, sendikalarõn ve işçilerin gösterdiği kararlõ duruştan sonra şeker fabrikasõ özelleştirmesine katõlmaktan vazgeçti. ANKARA (AA) - Türkşeker’e ait Kastamonu, Kõrşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba şeker fabrikalarõ- nõn (Portföy C) özelleştirilmesi ihale- sine Türkiye Tarõm Kredi Kooperatif- leri Merkez Birliği (TTKKMB) ile birlikte girmek için ortaklõk kuran Suu- di Arabistan firmasõ Savola Group, sendikalarõn ve işçilerin alõcõ gruplara yönelik gösterdiği tepkiden sonra or- taklõktan çekildi. TTKKMB Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım, Savola Group’un şeker fab- rikalarõ için ortaklõktan çekilmesinde sendikalarõn tutumunun etkili olduğu- nu söyledi. TTKKMB olarak şeker sektöründe mutlaka yer alacaklarõnõ belirten Yõldõrõm, sendikalarla bir so- runlarõnõn bulunmadõğõnõ ifade etti. Türkiye’de özelleştirmeye açõlan Kas- tamonu, Kõrşehir, Yozgat, Turhal, Ço- rum ve Çarşamba’da bulunan şeker fab- rikalarõna Suudi Arabistanlõ iki şirket ile oluşturulan konsorsiyumla teklif ver- meye hazõrlandõklarõnõ, oluşturulan konsorsiyumda TTKKMB’nin yüzde 40, Savola Group’un yüzde 40 ve Nes- ma Holding’in de yüzde 20 pay sahibi olduğunu hatõrlatan Yõldõrõm, şöyle konuştu: “Ortaklarımız, fabrikaların üretim hatlarını görmek istediler. Teknik ele- manları fabrikalara alınmadı, alınan insanlar bir odada kilitli kaldı. ‘Arap- lara fabrika satmayacağõz’ deniyor. Şimdi ne oldu, kim kaybetti? Yargı- nın verdiği kararlar ortada. Yargı, bu kadar eleştirilir hale getirilmemeliydi. Bütün eleştiriler haksız mı? Bu tep- kiler tamamen ideolojik.” Saati sadece 2 lira Tuvalet bile programlı Özelleştirmeden sonra 24 şeker fabrikasõnõn çoğu kapanacak, sadece 5-6 tanesi ayakta kalabilecek Ekonomi Servisi - Projelendir- diği ultra lüks yatõrõmlarla dünya- nõn yeni çekim merkezi olan Du- bai’de devlete ait en büyük yatõrõm şirketlerinden ve başõnda Dubai Şeyhi El Maktum’un bulunduğu Dubai World, 59 milyar dolarlõk borcunun 5.9 milyar dolarlõk bö- lümünü aralõk ayõnda ödemesi ge- rekirken geri ödemeyi 6 ay askõya alacağõnõ açõkladõ. Ağõr borç yü- künü erteleme talebi, finansal kriz korkularõnõ yeniden canlandõrdõ. Projeye finans sağlayan Avrupalõ bankalarõn hisseleri inişe geçer- ken, Asya ve Avrupa borsalarõ ka- yõplarla sarsõldõ. Borçlarõnõ ödeyebilmek için ala- caklõlarõndan Mayõs 2010’a kadar 6 ay erteleme isteyen Dubai World’ün 70 civarõnda alacaklõsõ var. Bunlar arasõnda en başta Abu Dhabi Ticari Bankasõ geliyor. Ertelenmesi istenen borcun yak- laşõk 40 milyar dolarõ da Avrupa bankalarõna ait. Bu bankalar ara- sõnda da Credit Suisse, HSBC, Barclays, Llyods ve Royal Bank of Scotland bulunuyor. Bankacõlõk kaynaklarõna göre, uluslararasõ ban- kalarõn Dubai World şirketinde 12 milyar dolarõ risk altõnda bulunuyor. Dubai yönetimi borç erteleme açõk- lamasõnõn ardõndan uluslararasõ vergi ve danõşmanlõk şirketi Delo- itte’a başvurarak Dubai World’ün yeniden yapõlandõrõlmasõnõ istedi. Dubai’nin ağõr borç yükünü erteleme talebi, finansal kriz korkularõnõ canlandõrdõ Dubai iflas bayrağını çekti Ekonomisi yabancõ sermaye ve dev emlak projeleriyle hõzla büyüyen Dubai’de Şeyh El Maktum’un sahibi olduğu Dubai World 59 milyar dolarlõk borcunun 6 ay ertelenmesini istedi. S&P bunun teknik olarak iflas olduğunu açõkladõ. Borç erteleme talebi, palmiye ağacõ şek- lindeki adayõ inşa eden Dubai World’ün yan kuruluşu emlak şirketi Nakheel için de ge- çerli bulunuyor. Nakheel aynõ zamanda The World (Dünya) projesinin arkasõndaki şir- ket olarak da biliniyor. Palmiye adasõndan ev aldõğõ bilinen Brad Pitt ve eşi Angelina Jolie ile David Beckham gibi ünlülerin dur- ma tehlikesi yaşayan projelerden etkile- neceği ifade edildi. Arjantin’in 2001’de ya- şadõğõ 100 milyar dolarlõk iflasõn ardõndan en büyük iflas tehlikesiyle karşõ karşõya ka- lan ve toplam borcu 80 milyar dolara da- yanan Dubai, Körfez bölgesi ve Arap ül- kelerine karşõ da güvensizlik uyandõrdõ. Dubai Yüksek Mali Komitesi Başkanõ Şeyh Ahmed Bin Said El Mahdum, Dubai World’ün borç ertelemesi kararõnõn dik- katlice planlandõğõnõ söyledi. Bu arada, İngiltere Başbakanõ Gordon Brown, Dubai’nin borcunu ödeyememesi- nin bir sorun teşkil ettiğini açõkladõ. Rus- ya Başbakanõ Vladimir Putin de, Du- bai’nin borç sorunlarõnõn, dünyanõn fi- nansal krizden çõkmasõnõn zor olacağõnõ bir kez daha gösterdiğini bildirdi. BORÇ 80 MİLYAR DOLAR Şekerin tadı kaçacak Çarşamba, Çorum, Kastamo- nu, Kırşehir, Turhal ve Yozgat fabrikaları kapasiteleri en yük- sek, şeker üretim maliyetleri en düşük fabrikalar. Bunlar özel- leştirilirse, bölgesel kalkınma amacıyla Doğu bölgelerinde kurulan en az 18 şeker fabri- kası kapanacak. Şeker-İş’e gö- re geçimini bu fabrikalardan sağlayan yaklaşık 6 milyon kişi olumsuz etkilenerek köyden kente göç artacak. Şeyh El Maktum Kararlõ duruş Suudileri caydõrdõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle