Katalog

CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Güneydoğu’da AKP dışındaki oyları düşük partileri Türkiye partisi olmaktan çıkarmış; bölge partileri diye tanımlamıştı da, tepkiler karşısında öyle demek istemediğini söylemek zorunda kalmıştı. Başbakan bir adım daha ileride. Muhalefeti bölge partileri olmaktan da öteye bölücülükle suçluyor. Neymiş bölücü olmanın koşulları? Buyurunuz RTE’nin bölücülük reçetesine: Sıvas’tan öteye gidemedin mi, hapı yuttun! Türkiye’nin 81 ilini ayağına kızgın demir değmiş gibi gezmedin mi?.. sen, ben o… CHP veya MHP… bölücü! Sonuç: 81 ili gezdiği için -bundan böyle- RTE’yi hiç kimse bölücüsün veya açılımın ucu bölücülüğe gidiyor diye suçlayamaz! Bu engin ve zengin mantıkla ülkede huzur, barış ve kardeşlik aramak... Ancak ve ancak RTE’ye nasip oluyor. Gün boyu o konu da bu konudaki eleştirilere laf yetiştirmekten olacak: Yardımcısı Bülent Arınç’ın dediği gibi “civanımın çalışmaktan gözlerinin altı mosmor!” Muhalefete, medyaya yanıt vermekten vakit ayırdığı zaman, hükümetinde bakanlık koltuğunda oturanı top ateşine tutuyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın eşi, kız çocukları türbanlı… tam tamına Müslüman aile babası… olmak yetmiyor. Domuz gribi aşısında görev yapıyor Bakan; hayır! Bakanı’nı kendisine danışmadan vatandaşı aşıya zorluyor diye AKP grubu önünde azarlıyor. Aşı olmayacağım, zorla bakalım beni… demeye getiriyor. Bakan ne yapsın? Demokrasilerde başbakana ters düştün mü bakanlığa veda edilirmiş. Geçiniz bir kalem: Bakanımızın defterindeki demokrasi sözlüğünde böyle yazmıyor. Ne yazıyorsa o; yani RTE gibi konuşmak! Bakan bu yolu seçiyor. Fakat Başbakan’ın koşutu konuşmak yeterli olmuyor. Roma’da konuştu RTE; aşının başarılı biçimde uygulandığını, kimseyi aşıya zorlamadığını söylemesine karşın Bakan’a istifasını öne aldıracak bir başka açıklama daha yaptı: “Ailem de aşılanmadı, aşılanmayacak” dedi. Bu da yetmedi. Bakan bir başka açmazla daha karşı karşıya kaldı. Medyada kimileri var, cin gibi… Bakan’a, “Siz Başbakan’ın aşı olmayı zorlamayan yaşta olduğunu söylüyorsunuz, ama aslında şeker (diyabetik) hastası olduğu, ters etkisinden çekindiği için mi aşıdan uzak duruyor” diye soruverdiler. Zaten RTE ile arası limoni bakanımızın. Nasıl yanıt versin bu soruya? Evet diyabetik hastasıdır; doktorları -herhalde- aşının kimi olumsuz sonuçlar vereceğini, aşılanmamasını salık verdiler diyebilir mi? RTE’nin sakladığı sırrı açıklasın da görsün dünya kaç bucak. Zira, RTE demokrasisinde üstelik bakan yaptığı kimse Müslüman aile babası da olsa Türkiye’nin 17. büyüğünü eleştirmesine olanak tanınmaz! Sağlık Bakanı ile Başbakan arasında anlaşmazlık devr-i RTE’de ufak tefek olaylardandır. Bakınız şu günlerde Başbakan, Bakan ve hatta bakanlar koro halinde yasadışı telefon dinlemeleri -Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın yorumuna göre- “iğrenç” buluyorlar. Telefon dinlemelere karşı hassas mı hassaslar! Ne zaman? Bu hassasiyet ancak Başbakan’ın, yardımcısı Cemil Çiçek’in ve diğer kimi bakanların telefonlarının da dinlendiği zaman ortaya çıktı. Ne zaman? Bir Alman gazetesinin “Telekulak Cumhuriyeti Türkiye” başlıklı bir yazı yayımladığı… Alman Büyükelçiliği’ndeki diplomatın telefon dinlenmesine karşı öneriler salık verdiği… “Bakkal bile telefonu çırağa verip dışarı gönderiyor, sonra politikacılara küfrediyor” diye yazdığı sırada… Ne zaman? Adalet Bakanı Sadullah Ergin, RTE hükümetinin son üç yılında: 113 bin 270 kişinin dinlendiğini… ancak devede kulak örneğinde olduğu gibi, evet ancak 12.988 kişiye mektupla dinlendiniz ama suç bulamadık diye bilgi verildiğini açıkladığı gün… Başbakan RTE, bölücü olmakla suçladığı muhalefete “sabahları aynaya ve coğrafyaya iyi bakmalarını” salık vereceği yerde… Öncelikle kendisi aynaya bakmalı… ve önce ülkeyi bugünkü durumuna getiren bir siyasetçi olarak kendini sorgulayabilmeli… …Tabii bir sabah olsun, yüreği yetiyorsa! SAYFA 20 KASIM 2009 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Kasım Oslo Y 9 Helsinki Y 8 Stockholm Y 11 Londra Y 15 AmsterdamPB 15 Brüksel Y 14 Paris PB 15 Bonn PB 14 Münih PB 16 Berlin Y 14 BudapeştePB 12 Madrid Y 19 Viyana PB 11 Belgrad B 16 Sofya PB 18 Roma Y 17 Atina PB 20 Zürih PB 17 Moskova Y 3 Aşkabat PB 14 Taşkent PB 17 Bakû Y 13 Bişkek B 17 Tiflis Y 14 Kahire PB 21 Şam B 19 İstanbul S 14 Edirne S 15 Kocaeli S 18 Çanakkale PB 18 İzmir B 21 Manisa S 20 Denizli B 19 Zonguldak PB 14 Sinop Y 15 Samsun Y 15 Trabzon Y 11 Giresun Y 12 Ankara S 13 Eskişehir S 13 Konya S 14 Sıvas Y 9 Antalya B 23 Adana B 21 Mersin B 22 Diyarbakır S 16 Şanlıurfa Y 15 Mardin PB 13 Siirt PB 14 Hakkâri PB 4 Van PB 8 Kars B 4 Ülkemizin kuzey ve doğu bölgeleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Do- ğu Karadeniz Sıvas, Si- nop, Kastamonu çevre- leri ile akşam ve gece ol- mak üzere Doğu Anado- lu’nun kuzey ve doğusu yağışlı diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Yağışlar kıyılarda yağ- mur ve sağanak, Orta Karadeniz’in iç kesimle- ri ile Sıvas çevrelerinde karla karışık yağmur, yükseklerinde kar, Doğu Karadeniz’in iç kesimle- ri ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda kar şeklinde olacak. Türkiye’de yaşayan gazeteci-yazar Jenkins, hazõrladõğõ raporda Ergenekon operasyonunu eleştirdi WASHINGTON (ANKA) - ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen bir konferansta Ergenekon davasõ tartõşõldõ. ABD kongresine ait bir toplantõ salonunda, Arõ Vakfõ’nca düzenlenen “Ergenekon” konulu tar- tõşmada, “Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması: Gerçekle Fantezi Arasında” başlõklõ bir rapor yayõm- layan ve 20 yõldõr Türkiye’de yaşayan gazeteci-yazar Gareth Jenkins, ka- tõlõmcõlara raporunu özetledi. Amerika’nõn Sesi Radyosu’nun, Türkçe haberler servisinin konuyla il- gili haberinde, Jenkins’in Ergenekon iddianamelerini okuyan az sayõda ki- şiden biri olduğu ifade edildi. Haber- de, Jenkins’in, soruşturmanõn siya- sallaştõrõldõğõnõ, 5 bin 800 sayfayõ bu- lan iddianamelerin tutarsõzlõklarla do- lu olduğunu ve soruşturmanõn bu şe- kilde yürütülmesinin adalet sistemini zedeleyeceğini, Ergenekon soruştur- masõnõn, bazõ kesimlerin ifade ettiği gi- bi Türkiye’nin derin devleti veya ka- ranlõk geçmişiyle yüzleşmesi olma- dõğõnõ iddia ettiği vurgulandõ. ‘Dokunulmazlık kültürü’ Jenkins’e göre Türkiye’de derin devletin varlõğõ bir gerçek, çeteler bulunuyor ve bunlarõn üzerine bir çe- şit tahkikat ve uzlaşma komisyonuy- la gidilebilir. Derin devletin tek bir ör- güt olmadõğõnõ söyleyen Jenkins, Tür- kiye’de çetelerin istediğini yaptõğõ bir “dokunulmazlık kültürünün” var olduğunu da savundu. Jenkins, iddianamelerin aceleyle hazõrlandõğõnõ, kötü bir dille yazõldõ- ğõnõ, komplo teorilerine ve varsayõm- lara dayandõrõldõğõnõ belirtirken varlõğõ savunulan Ergenekon örgütünün ya- põsõ, finans kaynağõ konusunda hiç bil- gi verilmediğini söyledi. “Savcılar ve basında bu soruş- turmayı destekleyenler Türkiye’de son 20-30 yıl içinde kötü giden her şeyin sorumlusu olan dev bir ör- gütün ortaya çıkarıldığını söylü- yorlar” diye konuşan Jenkins, “Oy- sa, iddianamede bu örgütün var- lığını gösteren tek bir delil su- nulmadığını” söyledi. ‘Arkasında Gülen var’ Jenkins, “Birinci iddianamede adı suikast listesinde olan emekli Or- general Şener Eruygur’un ikinci id- dianamede örgütün lideri olduğu belirtiliyor” dedi. Gözaltõna alõnan veya tutuklanan insanlar arasõnda bağ kurmanõn zor olduğunu ancak bu lis- tenin hükümete muhalif isimlerden oluştuğunu anlattõ. Jenkins, “Hak- kında suçlama yapılan 194 kişiden olsa olsa 15-20’si suç işlemiş olabi- lir. 50-60 kadarı, görüşlerini tatsız bulduğum ultra-milliyetçilerden oluşuyor. Geri kalanı suçsuz” diye konuştu. Soruşturma şeklinin “son de- rece endişe verici” olduğuna dikkat çeken Jenkins, “toplum içindeki si- yasi kutuplaşmanın yargı sistemine de girdiğini” söyledi. Başbakan Er- doğan’õn soruşturmanõn bu şekliyle sürmesine izin verdiğini savunan Jen- kins, soruşturmanõn arkasõnda Fet- hullah Gülen hareketinin olduğunu ileri sürdü. Jenkins eleştirilere yanõt ve- rirken karşõt görüşte olanlarõn soru sor- malarõ salonda gerilim yarattõ. Türkiye’de yaşayan gazeteci-yazar Gareth Jenkins, hazõrladõğõ “Türkiye’nin Ergenekon Soruşturmasõ: Gerçekle Fantezi Arasõnda” adlõ raporda iddianamelerde Ergenekon diye bir örgütün olduğuna dair delil gösterilmediğini belirtti. Jenkins, raporunda gözaltõna alõnan veya tutuklanan insanlar arasõnda bağ kurmanõn zor olduğunu ancak bu listenin hükümete muhalif isimlerden oluştuğunu anlattõ. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Irak Devlet Başkanõ Yardõmcõsõ Tarık el Haşimi’nin, seçim yasasõnõn yurtdõşõndaki Iraklõlarõn parla- mentoda temsil sayõsõyla ilgili maddesini veto etmesinde Tür- kiye’nin ciddi baskõsõnõn bu- lunduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre diplo- matik temaslarõn odak nokta- sõnda seçim yasasõnõn Kerkük ve ülke dõşõnda oy kullanacak Iraklõlarõn parlamentodaki temsil sayõsõna ilişkin madde- leri yer aldõ. Kerkük konusun- da Türkiye’nin beklentilerini karşõlayacak şekilde düzenle- me yapõlamadõ, ancak yine de bu düzenlemeyle Kerkük’ün özel bir statüde olduğu tescil- lendi. Yasanõn diğer maddesi konusunda da temaslar ve giri- şimler son dakikaya kadar sür- dürüldü. Türkiye, Türkiye’de yaşayan Türkmenlerin parla- mentodaki temsili açõsõndan kritik düzenlemeleri içermesi nedeniyle bu maddenin yeni- den düzenlenmesini istedi. Ül- ke dõşõndaki Iraklõlarõn, parla- mentoda yüzde 5 oranõnda temsil edilmesinin adaletsiz bir tablo ortaya çõkaracağõnda gö- rüş birliğine varõldõ. Çünkü, savaş nedeniyle ülke dõşõna kaçan ve sayõsõ 4 milyo- nunun üzerinde olan Iraklõlarõn büyük bir bölümünün Irak İs- lam Partisi, eski başbakanlar- dan İyad Allawi ve Sünni li- derlerden Salih el Mutlak’õ desteklemesi nedeniyle, El Ha- şimi hem Türkiye’nin kaygõla- rõnõ hem de Sünni tabanõnõn beklentilerini dikkate almak zorunda kaldõ. El Haşimi, bu oranõn yüzde 15’e çõkarõlmasõnõ istiyor. Sandalye sayısı arttırıldı Öte yandan, yeni seçim ya- sasõ ile Irak parlamentosunda- ki sandalye sayõsõ 275’ten 323’e çõkarõldõ. Ancak bölge- sel Kürt yönetimine sadece üç yeni sandalye ayrõlmasõ krize neden oldu. Kürdistan bölgesi bitişiğindeki Ninova vilayeti- nin sandalye sayõsõ 19’dan 31’e, güneydeki Basra’nõn sandalye sayõsõ 16’dan 24’e çõkarõldõ. 2005’teki seçimler- de dini ve etnik azõnlõklara da yüzde 15’lik bir kota ayrõlõr- ken yeni seçim yasasõnda bu yüzde 5’e düşürüldü. Axel Springer, hisselerin yüzde 29’unu 356 milyon TL’ye alacağõnõ açõkladõ Doğan’dan şartlı satış Ekonomi Servisi - Uzun süredir medya kulislerini meşgul eden haberler sonunda ke- sinleşti. Doğan Yayõn Holding’in yüzde 29 hissesini Axel Springer’in 356,7 milyon lira- ya satõn alacağõ açõklandõ. Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ’nin açõklamasõ, Kamuyu Aydõnlatma Platfor- mu’nda (KAP) yayõmlandõ. Açõklamaya göre yapõlan pazarlõklar sonucunda, Doğan Yayõn Holding AŞ’nin 802 milyon lira olan çõkarõl- mõş sermayesinin yüzde 29’unu temsil eden 232 milyon 580 bin lira nominal değerli 232 milyon 580 bin adet hisse senedi ile Doğan Yayõn Holding AŞ’nin çõkarõlmõş sermayesi- nin gerekli izinler alõndõktan sonra 1 milyar liraya çõkarõlmasõnda ihraç edilecek 198 mil- yon lira nominal değerli hisse senetlerinden, 57 milyon 420 bin lira nominal değerli 57 milyon 420 bin adet hisse senedi, ileride re- vizyona tabi olmak kaydõyla, toplam 356 milyon 700 bin lira bedelle Axel Springer AG’nin bir bağlõ ortaklõğõna satõlmasõ konu- sunda mutabakata varõldõ. Açõklamada mutabakatõn, “Doğan Yayın Holding AŞ hisse senetlerinin satış işlemi- nin gerçekleştiği ve/veya hisse senedi devir işleminin hukuken tamamlandığı anlamı- na gelmediğine” dikkat çekildi. Buna göre, söz konusu hisse senedi satõş işleminin ger- çekleşebilmesi ve hisse senedi devir işlemi- nin hukuken tamamlanabilmesi için, mutaba- kat metninde yer alan koşullarõn sağlanmõş ve bunun da taraflarca karşõlõklõ olarak kabul edilmiş olmasõ gerekiyor. Devir işleminin hukuken tamamlanabilmesi için Doğan Ya- yõn Holding AŞ bünyesinde devam eden ya- sal süreçlerin, olumlu bir şekilde sonuçlan- masõ ve belirsizliklerin ortadan kalkmasõ ge- rekiyor. Mutabakata göre; nihai satõş bedeli 31 Mart 2016’da belirlenerek ödenecek, bu bedelin bu tarihte Doğan Yayõn Holding AŞ hisse senedinin İMKB’de “geçmiş üç aylık ağırlıklı ortalama fiyatının aritmetik orta- laması” esas alõnarak tespit edilecek. ‘Soruşturma endişe verici’ Erdoğan’a ‘Aktepe’ sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, İletişimin Denetlenmesi Başkanlõğõ’na getirilen Basri Aktepe’yi hastanede ziyaret edip etmediğini sordu. Vural, Erdoğan tarafõndan yanõtlanmasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na verdiği soru önergesinde, Emniyet İstihbarat Başkanlõğõ’nda şube müdürüyken TİB’in bağlõ olduğu İletişim ve Bilgi Teknolojileri Kurumu’nda İletişimin Denetlenmesi Başkanlõğõ’na emniyet temsilcisi olarak atanan Basri Aktepe’yi 25 Aralõk 2008’de saat 16.30’da tedavi gördüğü hastanede ziyaret edip etmediği konusunda bilgi istedi. Vural önergesinde “Sayõn Başbakan’õn, iletişimin dinlenmesinde görevli yetkiliyi ziyaret etmesinin amacõ nedir” sorusuna da yanõt istedi. OMV PETROL OFİSİ’Nİ ALMIYOR Ekonomi Servisi - OMV ile Doğan Holding’in, Doğan Holding’in Petrol Ofisi’ndeki hisselerinin satõşõyla ilgili görüşmeleri sona erdi. OMV merkezin- den yapõlan açõklamada, OMV’nin halen Petrol Ofisi’nin yüzde 46 hissesine sa- hip olduğu belirtilerek “mevcut hisse oranını arttırmak için Doğan Holding ile yürütülen görüşmelerin dondurulduğu” ifade edildi. Açõklamada, “Her iki firma da Petrol Ofisi’ndeki mevcut ortaklıklarının devamı konusunda karara vardılar” denildi. Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ’nin Kamuyu Ay- dõnlatma Platformu’na yaptõğõ aynõ konuya ilişkin özel durum açõklamasõnda da görüşmelerde bir sonuca ulaşõlamadõğõ ifade edildi. Avusturyalõ ekonomik göz- lemciler, OMV’nin hisselerini arttõrma kararõnõ dondurmasõnõn, “Doğan Hol- ding’e verilen astronomik vergi cezasından kaynaklandığını” belirtiyor. IRAK SEÇİMLERİ Diplomatik baskõ veto getirdi İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, eşi Clio Napolitano ve beraberindekiler, İzmir’in Selçuk ilçesindeki Efes Antik Kenti’ni ve Selçuk Müzesi’ni gezdi. Celsus Kütüphanesi önünde bir süre dinlenen Napolitano çifti- ne simit ve çay ikram edildi. Konuk Cumhurbaşkanı, simidi çok beğendiğini söyledi. Vali Cahit Kı- raç, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve yetkililerden tarihi bilgi alan Napolitano ve eşi, önceki akşam geldikleri İzmir’de, Kordonboyu’nda yürüyüş yapmıştı. İzmir Valiliği’nce açıklanan programda yer alan Meryemana Evi ziyaretinin ise yanlışlıkla programa konulduğu bildirildi. Napolitano Efes’i gezdi MESİAD BAŞKANI’NDAN İLGİNÇ İDDİA: Tüzmen, Ruhban Okulu açõlacak dedi MERSİN (Cumhuriyet) - Mersin Sanayici ve İşadamlarõ Der- neği (MESİAD) Başkanõ Ali Doğan, Tarsus’taki Saint Paul Kili- sesi’nin ibadete açõlmasõ konusunu açtõklarõ AKP’li Kürşad Tüz- men’in “Boş verin, Ruhban Okulu açılacak o da aradan kay- nar, açılır gider. Suyu bulandırmayın” dediğini savundu. Doğan, düzenlediği basõn toplantõsõnda bölgedeki turizm yatõrõ- mõ gelişmelerini değerlendirdi. Doğan, Tarsus’taki Karabucak or- manlarõnõn golf turizmine yönelik yapõ faaliyetlerinin 2010 yõlõn- da başlayacağõnõ belirterek “13 kilometrelik hafriyat yolunun yapılması yılan hikâyesine döndü. 1 haftada bitecek yol, 3 ay- da tamamlanacak diyorlar. Yatırımcı kaçsa haksız mı” dedi. Doğan, Mersin’de kurulmasõ planlanan nükleer santrala karşõ ol- duklarõnõ, santralõn adõnõn bile turizmcileri kaçõrdõğõnõ söyledi. CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ELEKDAĞ: Yeni Deniz Feneri örneklerinigörebiliriz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, İstanbul’da kurulacak İslam Konferansõ Örgütü Di- yalog ve İşbirliği Gençlik Forumu’nun, yurtdõşõndan ülkeye istediği şekilde para getirebileceğini ve götürebileceğini belirterek, “Yeni Deniz Feneri örnekleri ile karşılaşabiliriz” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda dün görüşülen, forumun İstanbul’da kurulmasõ hakkõnda anlaşmanõn onaylanmasõnõn uygun bulunduğuna dair tasarõ yasalaştõ. Görüşmelerde söz alan Elekdağ, forumun ulus- lararasõ bir kuruluş olarak kurulmasõna rağmen, görev ve amaçla- rõnõn tam olarak belirtilmediğini söyledi. Elekdağ, foruma sağlanan ayrõcalõklarõn nerede başladõğõ ve bittiğinin anlaşmada belirtilme- diğini kaydetti. Elekdağ, “Anlaşmanın yeni yolsuzluklara yol aça- bileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.