14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 20 KASIM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Alo Merkez!.. Şaibeli Dövizi Soruyor Herkes Merkez Bankası, son zamanlarda, hem ödemeler dengesinde 13 milyar doları aşmış net hata noksan hanesindeki “şaibeli dövizi” açıklamada, hem de aşırı değerlenmiş döviz kurunun yerli üretim ve istihdamı yıktığı, yıprattığı eleştirisi karşısında, AKP iktidarını cansiperane savunan bir tutum takınmış durumda. Düşük kur, ithalatı, ithalat fiyatları terbiye ediyor diye, bu yıkıcı kur politikasını örtülü biçimde destekleyen Merkez, şimdi de yerli üreticiyi olumsuz etkileyenin kur değil, yerli üretimin düşük kaliteli üretimi olduğunu savunmaya koyuldu. Bu tutumuyla, ihracatçının şikâyetlerine kulak tıkayan Merkez, Bakan Zafer Çağlayan’ı bile sonunda çileden çıkardı... Güncel krizin açıklanmaya muhtaç, büyük soru işaretlerinden biri, ödemeler dengesinde yer alan net hata-noksan kalemi. Az buz değil, bu hanede 13.2 milyar dolar yazıyor. Bu ne demek? Şu demek: Krizin miladı sayılan Ekim 2008’den bu yana geçen 12 ayda, kalem kalem döviz giriş- çıkışının adı konuluyor ama ortada, döviz harcamalarını finanse etmiş 13.2 milyar doların nereden girdiğinin adı konamıyor. İhracat dövizi değil, turizm dövizi değil, navlun, müteahhit geliri vb. değil, kayıtlı borç değil, sıcak para girişi, doğrudan yabancı sermaye girişi değil… Peki ne? Bu para, küçük bir meblağ olsa geçiştirilirdi. Nitekim, geriye dönüp baktığımızda, geçmiş yıllarda böyle bir meblağ yok. 2001 krizinde, 4.4 milyar dolarlık döviz çıkışı var. Onu izleyen yıllarda meblağ hiçbir yıl 4-5 milyar doları geçmiyor, dolayısıyla bugün olduğu kadar sorgulanmaya değer görülmüyor. Ama bu kriz yılında? Öyle böyle değil, 12 ayda 13.2 milyar dolar girişi var, açıklanması gereken… Bu şaibeli döviz girişi olmasaydı ne olurdu? Açık söyleyelim, Türkiye, 2008 sonu ve 2009 başında yaşadığından daha beter bir kur şoku yaşardı ve kriz bugün yaşanandan daha yıkıcı, daha derin olur, sokakta daha etkili bir biçimde hissedilirdi. Oysa, bu kaynağı belirsiz döviz girişi, sonuçları itibarıyla krizi yumuşattı. Kaynak: TCMB veritabanı Peki nereden geldi bu döviz? Bu soruya uzun süre hem AKP iktidarı hem de ödemeler dengesinin muhatabı Merkez Bankası kayıtsız kaldı, medyanın televolecileri de “Üzümünü ye, bağını sorma” arsızlığı içinde oldular… Ancak, özellikle bağımsız iktisatçıların konuyu ısrarla takip etmelerinin sonucunda Merkez’in Başkanı Durmuş Bey, konuya açıklama getirmek üzere çalıştıklarını ilan etti ve lütfedip Ağustos 2009’da “açıklama” yaptı. Şimdilerde de her sunumda aynı şey şöyle tekrarlanıyor; “Net Hata Noksan Kalemindeki Artışın Nedenleri: 1- Varlık Barışı gibi nedenlerle yurtiçindeki yerleşik kişilerin yurtdışındaki mevduatlarını yurda getirterek döviz tevdiat hesaplarına aktarması, 2- Yurtiçi bankacılık sistemi dışında tutulan efektif şeklindeki tasarrufların bankalara TL karşılığında satılması…” Demek ki neymiş 13.2 milyar doların hikmeti?.. Dışarıda dövizi olan kapmış getirmiş, yastığının altında, kasasında dövizini tutan çıkarıp bozmuş ve ortaya 13 milyar küsur dolar çıkmış… İnandırıcı mı? Merkez Bankası’nın bu açıklamasını, konunun tartışıldığı hangi oturumda, hangi mecliste aktardıysam ikna olanına rastlamadım… Herkesin nedense çeşitli komplolara aklı daha yatıyor. AKP iktidarını daha beter bir krizden korumak için bir yerlerden milyar dolarlık paketler, bloklar halinde döviz girmiş olmasının daha muhtemel olduğundan söz ediliyor… Aynı zaman diliminde “sıcak para” olarak tanımlanan borsaya, devlet kâğıtlarına gelen döviz, önce çıkmış sonra girmiş… Ve toplamda 1 milyar dolar artı var, ya da stokta artış var, ama topu topu 1 milyar dolar… Peki sıcak parayı kaçıran sonra döndüren saik, niye yastık altı için geçerli olmadı? Sıcak para kaçarken dışarıdaki döviz niye koşa koşa gelsin? Varlık barışı ne bağışladı ki? Yastık altında, kasada 10 küsur milyar doları bulan dövizi saklamanın, sonra da ortaya çıkarmanın açıklaması ne? 1-2 milyar dolar olsa haydi neyse, ortada 13 milyar dolar var açıklama isteyen… Görüldüğü gibi Merkez, sorun ortada ve hâlâ şaibeli döviz ile ilgili cevap bekliyor herkes... mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr OECD’ye göre, ekonomi derin çöküşten Asya’nõn önderliğinde çõkõyor ama sonuca ulaşmak zor olacak İşsizlik toparlanmaya engel OECD raporuna göre, Türk ekonomisinin iyileşeceğine yönelik güven sürerse, yatõrõmlar ve toparlanma hõzlanõr. Ancak makroekonomik politikanõn güvenilirliğine ilişkin belirsizlikler yükselirse toparlanma adõmlarõ yavaşlayabilir. Özel tüketime karşõ en güçlü rüzgâr işsizlik. Ekonomi Servisi - Eko- nomik İşbirliği ve Kal- kõnma Örgütü (OECD) dün açõkladõğõ Ekonomik Görünüm Raporu’nda kü- resel ekonominin yaşadõ- ğõ derin çöküşten Asya’nõn önderliğinde çõktõğõnõ, an- cak toparlanmanõn geliş- miş ülkeler genelindeki yüksek işsizlik ve kamu borçlarõ nedeniyle sekteye uğrayacağõnõ belirtti. Ra- porda küresel büyüme beklentisi yukarõ çekilerek 2010 için yüzde 2.3’ten yüzde 3.4’e yükseltildi. Türkiye büyümede şampiyon olabilir Yõlda iki kez yayõmla- nan ekonomik görünüm raporunda, ABD’de GSYH büyümesinin 2010’da yüzde 2.5, Avro bölgesinde yüzde 0.9, ola- cağõ tahmin edildi. Türki- ye’nin bu yõl yüzde 6.5 kü- çüleceği, gelecek yõl yüz- de 3.7, 2011’de ise yüzde 4.6 büyüyeceği belirtildi. Rapora göre Türkiye reel GSYİH artõşõnda, 2011- 2017 arasõndaki altõ yõllõk dönemde yõlda ortalama yüzde 6.7 büyüyecek ve OECD ülkeleri arasõnda “şampiyon” olabilecek. Ancak riskler de yok değil. Raporda şu uyarõda bulu- nuldu: “Eğer küresel to- parlanma daha güçlü olur ve Türk ekonomisi- nin iyileşeceğine yönelik güven sürerse, yatırımlar hızlanabilir ve toplam talep daha güçlü bir şe- kilde artabilir. Eğer ak- si yönde, makroekono- mik politikanın güveni- lirliğine ilişkin belirsiz- likler yükselir ya da eko- nominin uluslararası re- kabet gücü zayıflarsa, toparlanma yavaşlar.” Raporda Türkiye ile il- gili yer alan saptamalar şöyle: Ekonomi politikasõ- nõ oluşturanlar, reel faiz oranlarõ ve risk priminde azalõşa olanak sağlayan yatõrõmcõ güveni iyileş- melerini korumalõlar. Negatif üretim boş- luğu büyüktür ve fiyatlar ile cari işlemler dengesini baskõlamõştõr. Emek piyasasõndaki gelişmeler özel tüketim için güçlü bir “karşı rüz- gâr” oluşturuyor. Toplam tarõm dõşõ istihdam 2009’un ilk altõ ayõnda yaklaşõk yüzde 4 düştü, ka- yõtlõ sanayi istihdamõ ise yüzde 10 geriledi. Ortala- ma işsizlik oranõ kentlerde yüzde 16’ya ulaştõ. Tüke- tici güveni, yazõn hafifçe düştü. İş âlemi güveni de benzer görünüş sergiledi. Dõş sipariş beklenti- leri eylül ayõnda, küresel toparlanmaya ilişkin olum- lu haberleri de yansõtarak iyileşme gösterdi fakat ih- racatçõlar dõş piyasalarda rekabet kaybõna uğradõk- larõnõ ve bu baskõnõn TL’deki son değerlen- meyle birleştiğini belirti- yor. İmalat firmalarõnõn çoğunluğu gelecek dö- nemdeki yatõrõmlarõnõ azaltmayõ planlõyor. Fortis Bank Türkiye ve Ekonomist dergisinin Anadolu’nun “en başarılı” ve “en dinamik” 250 şirketini belirlemek amacıyla bu yıl 6’ncısını ger- çekleştirdiği “Anadolu 250” araştırması sonucunda toplam 4 kategori- de dereceye giren 20 firma ödül aldı. Kocaeli’nden Kroman Çelik Sanayi, Hatay’dan Nursan Çelik Sanayi, Denizli’den Er-Ba- kır Elektrolitik Bakır, Karabük’ten Kardemir Karabük Demir Çelik, Kocaeli’nden Yıldız Entegre Ağaç Sanayi Anadolu’nun en büyük 5 şirketi seçildi. Anadolu’nun istihdamını en çok arttıran 5 şirketi de Karaman’dan Şimşek Bisküvi, Ordu’dan Doğuş Çay, Balıkesir’den Turyağ Gıda Sanayii, Manisa’dan Özlem Tarım Ürünleri, Mersin’den Arbel Bakliyat oldu. Anadolu’nun ‘en’ şirketleri BABACAN’A GÖRE KRİZLE MÜCADELE TAMAM Ekonomi Servisi - Ekonomiden sorum- lu Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Ali Babacan, bütçe açõğõ ve borç yükündeki artõşa rağmen borçlanma maliyetleri ve vadelerinde bir kötüleş- me yaşanmadõğõnõ söyledi. Babacan, dünyanõn en büyük 15. ekonomisi olan Türkiye’nin önümüzdeki dönemde da- ha yüksek bir refah seviyesini yakala- masõ için gerekli altyapõsõ ve donanõ- mõ bulunduğunun altõnõ çizdi. Hazine’nin iskontolu devlet iç borç- lanma senetlerinin yõllõk bileşik faiz oranlarõnõn tarihi en düşük seviyele- rine indiğini belirten Babacan, dõş piyasada işlem gören tahvillerin faiz- leri ve risk primlerinin de kriz öncesi seviyelere gerilediğini vurguladõ. Ha- zine Müsteşarlõğõ’nõn bütçesinin gö- rüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Ko- misyonu’nda yaptõğõ sunuşta Bakan Babacan, uluslararasõ piyasalarda fon talebinin artmasõna ve küresel risk iştahõnõn azalmasõna rağmen dõş finansman programõnõn uygun koşul- larda gerçekleştirildiğini dile getirdi. İstihdamdaki daralma ürkütücü boyutta Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanõ Arzuhan Doğan Yal- çındağ, bu yõl yüzde 6 oranõnda daralma öngördüklerini belirterek gelecek sene için büyüme beklentilerinin yüzde 3’ün ge- risinde bulunduğunu aktardõ. Yalçõndağ, “Büyüme ra- kamları böyleyken, Tür- kiye’nin işsizlik sorununu sabit tutabilmesi için bi- le en az yüzde 5 büyüme oranlarına ihtiyacı var. İşsizliğin, tarım dışında yüzde 16.3 gibi zaten çok ürkütücü bir nok- taya ulaştığını düşü- nürsek önümüzde ne denli zor bir eko- nomik görünüm ol- duğu daha iyi or- taya çıkacaktır. Bu zorlu ekonomik koşullar, politika tasarımında ve uygu- lamasında muazzam ihtiyatlı olunma- sını gerektiriyor” değerlendirmesini yap- tõ. Yalçõndağ, Fortis Bank Türkiye ve Eko- nomist dergisinin “Anadolu 250” araş- tõrmasõnõn töreninde konuşmasõnõ şöyle sür- dürdü: “Bu yüksek işsizlik, hiç şüphesiz tüketim harcamalarını frenleyecektir. Öte yandan, kapasite kullanım oranla- rındaki düşüklük de yeni yatırım ihti- yacını kısıtlayacaktır. Bu şartlar altın- da gelecek için yüksek büyüme hızları öngörmek pek mümkün görünmüyor.” Yalçõndağ, 3 yõla yayõlan bir sürecin so- nunda sağlanacak olsa da orta vadeli programda bütçe disiplininin vurgulan- masõnõn ve mali disiplini sağlamak üzere mali kural uygulamasõ öngörülmesinin olumlu olduğunu belirtti. Coca-Cola’da en mükemmeli Bursa fabrikasõ ABD’yle muhabbet kadar ticaret de yapalım istiyoruzEkonomi Servisi - Başarõlõ yönetim uygulamalarõ nedeniyle Avrupa Kali- te Yönetimi Vakfõ’nõn (EFQM) “Mü- kemmellikte Yetkinlik 4 Yıldız Ser- tifikası”na layõk görülen Coca-Cola İçecek’in Bursa Fabrikasõ, The Coca- Cola Company sisteminde ve Türk gõda sektöründe de bu sertifikaya hak kazanan ilk kuruluş oldu. KalDer tarafõndan ödüllendirilen fir- malar arasõnda yer alan Coca-Cola İçecek Bursa Fabrikasõ, 1994 yõlõndan bu yana, Bursa ili Kestel ilçesinde üretimini sürdürüyor. Fabrika, toplam 203 bin m² arazi içerisinde 70 bin m² kapalõ alanda üretim, stoklama ve sev- kiyat hizmetleri veriyor. ISO 9001 Kalite Yönetim, ISO14001 Çevre Yö- netim, ISO18001 İş Sağlõğõ ve Gü- venliği, ISO22000 Gõda Güvenliği sertifikalarõna sahip olan Bursa Fabri- kasõ, gazlõ ve gazsõz meşrubat, meyve suyu, enerji ve sporcu içecekleri ve do- ğal kaynak suyu kategorilerinde üretim yapõyor. Coca-Cola sisteminin en büyük 5 şi- şeleyicisinden biri olan Coca-Cola İçe- cek AŞ (CCİ) de Türkiye, Pakistan, Or- ta Asya ve Orta Doğu’yu kapsayan bir coğrafyada faaliyet gösteriyor. TOBB Başkanõ Hisarcõklõoğlu, emekli General Scowcroft’a seslendi: ATC Başkanı General Brent Scowcroft iki ülkenin çok inişli ve çıkışlı bir dönemden geçtiğini belirterek ancak bundan sonra daha istikrarlı bir dönemin başlayacağını vurguladı. Son dönemde Doğuya yönelimin yaşandığının altını çizen Scowcroft, “Sizin kadar anlayamadığımız bir bölgede, Türkiye gibi bir sese ihtiyacımız var” dedi. Scowcroft, ayrıca enerji konusunda ATC ve DEİK’in bir arada çalışarak, yatırımı destekleyici protokolleri ortaya çıkaracaklarını söy- ledi. 9 yıldır Amerikan Türk Konseyi (ATC) başkanlığını yürüten General Scowcroft, yıl sonunda görevini Büyükelçi Richard Armitage’e bırakacak. Doğudaki sesimiz Türkiye Türk-Amerikan İş Konseyi’nde konuşan TOBB Başkanõ, “Yarõm yüzyõlõ aşkõn süredir politik ve askeri müttefikleriz ki bu iyi. Ekonomik ilişkilerse bu ortaklõğõn potansiyelini yansõtmõyor” dedi. Ekonomi Servisi - Dõş Ekonomik İlişkiler Kurulu (DE- İK) ve Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK), 9 yõldõr Ame- rikan Türk Konseyi’nin (ATC) başkanlõğõnõ yapan ve yõl sonunda görevini devredecek olan emekli General Brent Scowcroft onuruna yemek düzenledi. TOBB Baş- kanõ Rifat Hisarcıklıoğlu politik ve askeri müttefik olan ABD ile ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişememesin- den yakõnarak şunlarõ önerdi:  Öncelikle her iki ülkedeki ticarete uygun kay- naklara daha fazla bilgi akışı sağlanmalı. Bu ülkelere yatırım özendirilmeli. ABD’nin Yurtdışı Özel Yatı- rım Kurumu bunun için bir kaynak olabilir.  Türk ürünleri için Genelleştirilmiş Tercihler Sis- temi’nin sahası genişletilebilmeli.  Türk yatırımlarını Afganistan ve Pakistan’a çek- mek için Yeniden Yapılandırma Fırsat Bölgeleri yö- netmeliğinin konsepti tasarlanırken bize de katılma şansı verilmeli. TAİK Başkanõ Haluk Dinçer de “Bazıları Doğuya doğru olan bir kaymadan bahsediyor. Ben buna ke- sinlikle inanmıyorum. Bugün Türkiye’nin modern de- ğerlere, AB idealine, ABD ve NATO ile olan ittifakına bağlılığı her zamankinden daha güçlüdür” dedi. Burgaz Rakõ’nõn Mey’e devrine ret Merkez, faizi yüzde 6.50’ye çekti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rekabet Ku- rulu, piyasada rekabeti önemli ölçüde azaltacağõ ge- rekçesiyle Burgaz Rakõ’nõn Mey İçki’ye devrine onay vermedi. Rekabet Kurulu’nun 18 Kasõm 2009 tarihli ku- rul kararlarõ arasõnda Burgaz Alkollü İçecekler Ti- cari ve İktisadi Bütünlüğü’nün Mey İçki San. ve Tic. AŞ’ye devriyle ilgili karara yer verildi. Rekabet Ku- rulu, Tasarruf Mevduatõ Sigorta Fonu (TMSF) ta- rafõndan satõşa sunulan Burgaz Rakõ’nõn Mey İç- ki tarafõndan devralõnmasõ işlemine 1998/4 sayõlõ tebliğ uyarõnca izin verilmesine ilişkin başvuruyu değerlendirdi. Kurul kararõna gerekçe olarak, “İş- lemin izne tabi bir devralma işlemi olduğuna, devralmanın gerçekleşmesi halinde, rakı paza- rında rekabetin önemli ölçüde azaltılması so- nucunu doğuracak şekilde, mevcut hâkim du- rumun güçlendirilmesi, rakı hariç diğer yüksek alkollü içkiler pazarında ise hâkim durum ya- ratılması” gösterildi. OYAK’a koşullu izin çıktı Rekabet Kurulu, OYAK’õn Lafarge Grubu’nu- Türkiye’deki iştiraklerinden Lafarge Aslan Çimento ve bu şirketin iştirakleri Lafarge Ereğli Çimento’daki bazõ hisseleri devralmasõna Birinci Tadil Protoko- lü’nde yer alan değişikliklerin yapõlmasõ koşuluy- la izin verilmesinde sakõnca olmadõğõnõ açõkladõ. Rekabet Kurulu, rakõ pazarõnda rekabeti önemli ölçüde azaltacağõ gerekçesiyle Mey İçki’nin Burgaz Rakõ’yõ devralmasõna izin vermedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Bankasõ, borçlanma faiz oranlarõnõ 0.25 puan indirdi. Merkez Bankasõ’ndan yapõlan açõk- lamaya göre, Para Politikasõ Kurulu, dünkü toplantõsõnda, banka bünye- sindeki Bankalararasõ Para Piyasasõ ve İstanbul Menkul Kõymetler Bor- sasõ Repo Ters Repo Pazarõ’nda uy- gulanmakta olan kõsa vadeli faiz oranlarõnõn indirilmesine karar verdi. Buna göre, gecelik borçlanmalarda fa- iz oranõ yüzde 6.75’ten yüzde 6.50’e, borç verme faiz oranõ ise yüzde 9.25’ten yüzde 9.00’a çekildi. Geç Li- kidite Penceresi uygulamasõ çerçe- vesinde, Bankalararasõ Para Piyasa- sõ’nda saat 16.00-17.00 arasõ gecelik vadede uygulanan Merkez Bankasõ borçlanma faiz oranõ yüzde 2.75’ten yüzde 2.50’ye, borç verme faiz ora- nõ ise yüzde 12.25’ten yüzde 12’ye in- dirildi. Para Politikasõ Kurulu’nun açõklamasõnda, son dönemde açõkla- nan verilerin, Kurul’un iktisadi faa- liyette gözlenmekte olan toparlan- manõn yavaş ve kademeli olacağõna ilişkin görüşünü teyit ettiği belirtildi. BANKALAR İÇİN 2010 ZOR YIL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDDK Başkanõ Tevfik Bilgin, 2010 yõ- lõnõn bankacõlõk için zorlu bir yõl olacağõ uyarõsõnda bulundu. Bilgin, Plan Bütçe Komisyonu’ndaki sunumunda krizin sektör üzerindeki en önemli etkisinin kredi riski olarak kendini gösterdiğine vurgu yaptõ. Bilgin, sektörün ortalama takibe dönüşüm oranõnõn Eylül 2008’de yüzde 3.1 düzeyinde iken yüzde 5.3’e çõktõğõnõ kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle