Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
70 bin kişinin telekulak kurbanı olduğu öne
sürülüyor.
Yasadışı dinlemelerle kimilerinin suçlandığını
gösteren bilgiler ortalıkta.
Yandaş, yalaka ve dinci medya yargıya baskı
olmadığını.. (Fetocu Zaman) iki bin ihbarın
işleme bile alınmadığını yazıyor. Müslümanlık
cinneti geçiren Vakit; “Dinleme” yaygarası çete
(Ergenekon) taktiğidir, diye manşet atıyor.
Telefon dinlemeleriyle zaten giderek aşağılara
düşen itibarını frenlemek için…
….AKP korosu karşı saldırıya geçiyor.
Önce Başbakan RTE, telefon dinlemelerini
savunuyor.
Telekomünikasyon İletişim Başkanı (TİB)
Fethi Şimşek, Başbakan’ın telefonu bile
dinleniyorsa başkalarınınki neden dinlenmesin
demeye gelen açıklamalar yapıyor.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin yasal
dinlemeleri savunuyor ve.. tabii Çankaya’daki
AKP’linin -medyamızın ayıla bayıla yazdığına
göre- “devreye girmesi” ile savunu korosu
tamamlanıyor.
Manzara bu.
Anayasanın kurumlar arasında uyumla
görevlendirdiği Çankaya’daki AKP’li devreye
girince:
Adalet Bakanı ile 45, yargıçların savcıların,
hatta Yargıtay santralının dinlenmesini eleştiren
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ile 25 dakika
süren görüşmelerle telekulak olaylarına şıpın işi
çare mi bulmuş oluyor?
Hayır! Çankaya’daki de Başbakan, Bakan
telefon dinlemelerini nasıl savundularsa, üç
aşağı beş yukarı aynı ifadeleri kullanıyor.
Çankaya’nın ulusal bir felakete dönüşen
telekulak sorunuyla ilgili “bir şeyler” yapmasını
bekleyen medya; görüşmeleri ertesi günü arka
sayfalarda mini bir haberle “...‘Dinleyen ve
dinleten’ derdini Köşk’e anlattı” başlıklarıyla
duyurdu. O kadar!
Peki ama: Köşk’ün “birleştirici, toparlayıcı”,
ülkenin, insanların dirlik ve düzenini
savunacağını öngören temel ilkeleriyle
bağlantılı...
…Hükümete, yasalara karşın ortaya çıkan
sakıncaları kaldıracak düzenlemeler önermesini
içeren beklentiler ne oldu?
Bir zamanların ünlü şiirinde yinelenen dize
gibi: “…Ümitler döndü birer iğdeye...”
Ama Çankaya’dakinin hakkını
Çankaya’dakine verelim.
Önümüzü açan, gönlümüzü serinleten öyle
açıklamalar yaptı ki.. yalın gerçekleri kestirip
attı:
“Telefon dinlemeler yasal da olsa özen
gösterilmeli” dedi.
Nihayet AKP’nin Cumhurbaşkanı. Elbette tıpkı
Başbakan gibi “Yeri geldiğinde kanunların
emrettiği şekilde dinleme yapılıyorsa buna çok
özen göstererek yapılması gerekir…” demeyi de
ihmal etmedi.
“Bu söylemleri bir yerden anımsıyorum;
Başbakan da böyle cümlelerle dinleme olaylarını
olağan ve yasalara oturtmaya çalışıyor”
diyebilirsiniz.
Ama böyle demek veya düşünmekle…
Çankaya’daki ile Başbakan’ın hemen her
soruna bakışlarının aynı çizgide olduğunu..
nihayet Köşk’te bir AKP’linin oturduğunu
unutmuş olmayacak mısınız?
Hâlâ medyada ve hatta AKP’ye karşıtlığı
tartışılmaz kimi yayın organlarıyla siyaset dışı
çevrelerde Çankaya’dakini; RTE’nin yadsınan
düşünce, görüş ve davranışlarına bir seçenek..
hatta ve hatta RTE’ye karşı tutunacak dal gibi
görenlere bakıyorum da.. insanların bu kadroyu
bu denli hâlâ tanımıyormuş olmalarına hayret
ediyorum.
Kadronun birbirinden ayrılmazlığı; örneğin
AKP’nin kökenindeki Milli Görüş’ü RTE kadar
sindirdiği, Dışişleri Bakanı iken “Almanya’nın
terör listesine aldığı Milli Görüş Teşkilatı” ile ilgili
olarak Nisan 2003’te büyükelçiliklere gönderdiği
kriptolu gizli bir genelge ile kanıtlandı.
Genelgede Cumhuriyet değerlerine yönelik
her türlü yıkıcı faaliyetlerini sürdüren bu
kuruluşlarla “temas ve işbirliği içinde bulunma
talimatı” verildi.
Hadi paşa gönlü olsun diye genelge olumsuz
biçimde Çankaya’daki aleyhine yorumlanıyor
diyelim.
Almanya’nın güvenlikle ilgili biriminin
hazırladığı rapordaki; “Almanya Milli Görüş
Teşkilatı’nın en büyük hedefi; Türkiye’deki laik
düzeni kaldırarak yerine şeriatçı ve Kuran’a
dayalı bir düzen kurmak olup, adil düzen ve
Allah’ın İslami hükümetini oluşturmaktır”
ifadelerini nereye koyacağız?
“Birleştirici ve toparlayıcı” ve de üstelik
tarafsız bir Çankaya ha?
Güldürmeyin insanı!
SAYFA 19 KASIM 2009 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Kasım
Oslo Y 8
Helsinki Y 7
Stockholm Y 11
Londra B 15
AmsterdamB 13
Brüksel Y 12
Paris B 13
Bonn PB 12
Münih PB 16
Berlin B 12
BudapeştePB 14
Madrid PB 22
Viyana PB 14
Belgrad PB 15
Sofya PB 17
Roma B 18
Atina B 21
Zürih PB 16
Moskova B 5
Aşkabat B 17
Taşkent B 17
Bakû B 10
Bişkek B 14
Tiflis B 14
Kahire B 21
Şam B 19
İstanbul S 14
Edirne S 16
Kocaeli S 17
Çanakkale S 16
İzmir B 19
Manisa B 19
Denizli B 18
Zonguldak S 14
Sinop B 14
Samsun PB 15
Trabzon PB 12
Giresun PB 13
Ankara S 12
Eskişehir S 13
Konya S 11
Sıvas S 7
Antalya B 22
Adana B 20
Mersin B 21
Diyarbakır PB 15
Şanlıurfa PB 17
Mardin PB 12
Siirt PB 13
Hakkâri Y 4
Van Y 7
Kars PB 4
Ülkemizin kuzey-
doğusu parçalı ve
çok bulutlu, Arda-
han, Artvin, Rize,
Hakkâri ve Van çev-
releri yağışlı diğer
yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Ya-
ğışlar genellikle yağ-
mur ve karla karışık
yağmur şeklinde
olacak. Ülkemizin iç
kesimlerinde gece
ve sabah saatlerin-
de sis görülecek.
Hava sıcaklığı 1 ila 3
derece artacak.
Herkes dünyanın artık çok
değiştiğini söylüyor…
Herkes Türkiye’de artık hiçbir
şeyin eskisi gibi olamayacağını
vurguluyor.
Esas olan bu değişmenin
niteliğini, yönünü, hızını,
getirdiklerini, götürdüklerini iyi
anlamak.
Doğru tanı konulursa
değişmeye ayak uydurmak daha
kolay olur…
Doğru tanı konulamazsa
değişme yine olur ama çok sancılı
ve maliyeti çok yüksek bir biçimde
gerçekleşir.
Dünya önce toplayıcılık ve
avcılık döneminden geçti.
Göçebelik ve paganizm
egemendi.
Sonra Tarım Devrimi geldi.
Dünya yerleşik imparatorlukların
ve tek tanrılı dinlerin ideolojik
egemenliğine girdi.
Artık zenginlik kaynağı
topraktı, “zamanın ruhu” dindi,
mezhepti, savaşlar tanrı
adına, toprak için
yapılıyordu.
Tarım devrimini Endüstri
Devrimi izledi.
İnsanlık ulus devletlere,
fabrikada üretime geçti,
kentleşme süreci başladı,
“zamanın ruhu”
milliyetçilikti, savaşlar ırk
ve millet adına,
hammadde ve pazar için
yapılmaya başlandı.
Şimdi dünya üçüncü büyük
devrimi, Bilişim Devrimini
yaşıyor.
Enerji kaynaklarının kontrolünün
önem kazandığı bu dönemde
“Zamanın ruhu” demokrasi ve
insan hakları ile belirleniyor,
savaşlar yalan söylenerek de
olsa, özgürlük ve demokrasi
adına yapılıyor.
Sonuç olarak, insanlık tarihine
baktığımızda, “zamanın ruhunu”
belirleyen egemen ideolojinin
önce din, sonra milliyet, daha
sonra da demokrasi ve insan
hakları oluğunu görüyoruz.
Tabii her dönüşüm dönemi çok
uzun yıllar almış, dünyanın her
yerinde aynı yoğunlukta ve aynı
hızda gerçekleşmemiştir.
Bu nedenle toplumlar ve ülkeler
arasında büyük farklar görülmüş,
bu değişimlere ayak uyduranlar
varlıklarını ve güçlerini sürdürmüş,
ayak uyduramayanlar ise ya
zayıflamış ya da tarih sahnesinden
silinip gitmişlerdir.
Bizim tarihimiz bunun en canlı
örneğidir:
Endüstri devrimine ayak
uyduramayan dünya
imparatorluğu Osmanlı
çökmüş, “zamanın
ruhunu” iyi değerlendiren
Mustafa Kemal Atatürk
önderliğinde yeni bir
Türkiye Cumhuriyeti
kurulmuştur.
(Atatürk’ün gerçek
büyüklüğü, başarısının
gerçek sırrı, kimsenin
üzerinde pek durmadığı bu
“zamanın ruhunu yakalama”
becerisinden kaynaklanmaktadır.)
Bugün dünyada ve tabii ki
ondan etkilenen Türkiye’de
“zamanın ruhu” değişmektedir:
Dincilikten milliyetçiliğe,
milliyetçilikten demokrasi ve
insan haklarına doğru.
Ama her toplum gibi Türkiye’nin
de kendine özgü bir gelişme
aşaması, kendi tarihinden,
yapısından kaynaklanan özel
nitelikleri vardır…
Değişme ülkenin özel
koşullarına göre gerçekleşecektir.
Ayrıca unutulmaması gereken
bir nokta da dünyada “zamanın
ruhu” değişirken, yeni ideolojinin,
eskiyi yok etmediği, onun
tortuları üzerinde yükseldiğidir.
İşte AKP iktidarının “Kürt
Açılımı” diye başlattığı ve
“Demokratik Açılım” olarak
sürdürdüğü projenin
yönetimindeki yanlışlar da tam bu
noktalardan kaynaklanmaktadır:
Türkiye’de, “zamanın ruhuna”
uygun bir “Demokratik Açılım”,
Sünni dinciliği bir baskı aracı
olarak kullanarak veya Kürt
milliyetçiliğini öne çıkararak
yapılamaz…
Hele hele toplumun başka
alanlarındaki anti-demokratik
uygulamalar, baskılar devam
ederken böyle bir “Açılım” asla
başarıya ulaşamaz!
ekongar@cumhuriyet.com;
www.kongar.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Demokratik Açılımın
Kuramsal Çerçevesi
SAVCILIK
3. mektup
ulaşmadı
İstanbul Haber Servisi - Kimliği
belirlenemeyen bir subay tarafõndan
yazõldõğõ ve Ergenekon savcõlarõna
gönderildiği öne sürülen “3. ihbar
mektubu”nun, İstanbul Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’na ulaşmadõğõ bil-
dirildi. Mektup ne Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’e, ne Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’a ne de Ergenekon
savcõlarõna ulaştõ.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ
yetkililerince yapõlan açõklamada,
yazõlõ ve görsel basõnda 5 günden bu
yana “Ergenekon” adõ verilen so-
ruşturmayõ yürüten cumhuriyet sav-
cõlarõna bir muhbir tarafõndan kaleme
alõndõğõ belirtilen “3. ihbar mektu-
bu”nun gönderildiğine ilişkin ha-
berler yer aldõğõ anõmsatõldõ.
Yetkililer, böyle bir belgenin gerek
soruşturmayõ yürüten savcõlara ge-
rekse İstanbul Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ’nõn herhangi bir birimine bu-
güne kadar ulaşmadõğõnõ bildirdi.
Mektubu yazdõğõ iddia edilen kişinin
öncekinden farklõ bir subay olduğu ve
kendini Albay Dursun Çiçek soruş-
turmasõnda bilgi destek şubesindeki
incelemeyi yapan ekipten biri olarak
tanõttõğõ belirtilmişti. Geçen günler-
de gazetelerde yer alan haberlerde
meçhul bir asker tarafõndan kaleme
alõnan üçüncü bir ihbar mektubunun
ortaya çõktõğõ iddia edilmişti.
DİNLEME BELGELERİ
TV kanallarında
tekrar gündemde
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yargõçlarõn dinlenmesine ilişkin
fezleke yeniden dün bazõ özel tel-
evizyon kanallarõnda gündeme gelir-
ken, Cumhuriyet, söz konusu fezle-
keyi 13 Kasõm’da “İşte dinlenenle-
rin listesi” başlõğõyla birinci sayfadan
okurlarõna duyurmuştu.
Yargõç ve savcõlarõn dinlenmesine
ilişkin fezleke dün bazõ televizyon ka-
nallarõnda yeniden gündeme getiril-
di. Cumhuriyet’in geçen hafta cuma
günü gündeme getirdiği fezlekede,
adalet müfettişlerince haklarõnda so-
ruşturma yapõldõğõ gerekçesiyle din-
lenen savcõ ve yargõçlarõn isimleri ve
görev yerleri yer almõştõ. Ergenekon
soruşturmasõ sõrasõnda bazõ yargõ
mensuplarõnõn konuşmalarõna ulaşõl-
masõ üzerine telefon dinlemeleri ge-
reği için Ergenekon savcõlõğõnca dü-
zenlenen fezleke ile Adalet Bakanlõ-
ğõ Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne
gönderilmişti. Adalet müfettişleri-
nin talepleri üzerine ilgili mahkeme-
lerden yargõç ve savcõlarõn iletişimi-
nin tespiti ve kayda alõnmasõ için ka-
rarlar çõkartõlmõştõ. Müfettişlerin al-
dõğõ kararlar çerçevesinde yargõç ve
savcõlar dinlenmeye başlanmõştõ.
Telekulağa koruma
Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nin kararõ doğrultusunda 5 Ka-
sõm’da Ankara 1. Sulh Ceza Hâki-
mi Keskin başkanlõğõndaki bilirki-
şi heyeti TİB’de incelemelerde bu-
lundu. Bilirkişi heyetinin düzenlediği
raporda, 6’sõ sabit, 5’i cep telefonu
olmak üzere toplam 11 telefonun ön-
celikle kütük araştõrmasõ (abone
bilgisi) yapõlmasõ amacõyla TİB’in
HTS birimine gidildiği belirtildi. Ra-
porda, “0 312 416 24 33” ve “0 312
417 83 65” numaralõ telefonlarõn
Yargõtay Birinci Başkanlõğõ’na ait ol-
duğu belirlemesi yapõldõ.
İnceleme sõrasõnda TİB yetkilile-
riyle heyet arasõnda yetki tartõş-
masõ yaşanmõştõ. TİB yönetimi, he-
yete kurumda yapõlan işlemlerin
gizli olduğunu ve bu gizlilik kara-
rõnõ hiçbir kurum, merci, mahke-
menin kaldõramayacağõnõ öne sürm-
üştü. İnceleme yapan heyetin iste-
ğine karşõn kurumdan sorgu ekra-
nõnda çõkan bilgilere ilişkin belge-
ler verilmemişti. Bilirkişiler bu du-
rumu raporlarõna da yazmõşlar ve
tespit edilen bilgileri elleriyle yaz-
dõklarõnõ vurgulamõşlardõ.
‘Yetki aşımı’
Yargõtay’a ait telefonun dinlen-
diğinin ortaya çõkmasõ üzerine Yar-
gõtay, Danõştay Başkanõ ile Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu
Başkanvekili yaptõklarõ açõklama-
larla yasadõşõ telefon dinlemeleri ko-
nusunda uyarmõşlardõ. Gelişmeler
üzerine TİB’de inceleme yapan
Hâkim Hayri Keskin, inceleme sõ-
rasõnda “fiili engellemede bulun-
duğu” iddiasõyla kurumun hukuk
dairesi başkanõ Mustafa Akar hak-
kõnda suç duyurusunda bulunmuş-
tu. TİB de Hayri Keskin ve bilir-
kişilerin kurumda inceleme yap-
masõnõ “hukuka aykırı” olarak
değerlendirmiş ve konuyu Adalet
Bakanlõğõ’na taşõmõştõ.
Adalet Bakanlõğõ da hâkim Kes-
kin’in inceleme yaptõğõ bilgilerin bel-
gelerini istemesini “yetki aşımı”
olarak değerlendirerek, soruşturma
için düğmeye bastõ. Keskin hakkõnda
dava açõlõp açõlmayacağõ yapõlacak
soruşturmanõn ardõndan netleşecek.
Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi de
bilirkişi heyetinin incelemesinin
TİB görevlilerince engellendiği ve
bu nedenle çalõşmalarõn yapõlama-
dõğõ gerekçesiyle araştõrmanõn ye-
nilenmesine karar vermişti.
‘Basına demeç suç mu?’
ANKA’ya açõklamada bulunan
Keskin, soruşturma açõlmasõna an-
lam veremediğini söyledi. “Basına
demeç vermek suç mu” diye soran
Keskin, kendisine henüz soruşturma
tebligatõnõn gelmediğini bildirdi.
İsim değişikliği için hazõrladõklarõ yasa teklifine AKP ve CHP’den destek arayacaklar
ANKARA/DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Tunceli’nin adõnõn
“Dersim” olarak değiştirilmesi için
harekete geçen DTP, şubat ayõnda
verdiği kanun teklifinin Meclis Ge-
nel Kurulu’na gelmesi için AKP ve
CHP’den destek isteyecek.
DTP Tunceli Milletvekili Şera-
fettin Halis, hem demokratik açõlõm
süreci hem de CHP’li Onur Öy-
men’in Dersim isyanõna yönelik
sözleri üzerine harekete geçti. İl mil-
letvekili olarak ‘Dersim’ adõnõn ye-
niden alõnmasõ için büyük bir so-
rumluluk hissettiğini belirten Halis,
“Teklifimizin Genel Kurul’a in-
mesi için çalışacağım. Ayrıca ko-
nuyu DTP grubuna getirerek,
AKP’den de grup olarak destek
alınmasına çalışacağım” diye ko-
nuştu. Halis, CHP’den de destek is-
teyeceklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan dün gazetecilerin “DTP’nin
girişimine destek verir misiniz”
şeklindeki soruya “Mesele şudur,
ülkemizde bizler kanayan yara-
lar meydana getirmenin gayreti
içinde olmayacağız. Tam aksine
kanayan yaraları tedavi etmenin
gayreti içinde olacağız” diye ya-
nõt verdi.
CHP: İnceler bakarız
CHP Grup Başkanvekili Hakkı
Süha Okay, DTP’nin, Tunceli’nin
adõnõn “Dersim” olarak değiştiril-
mesine yönelik kanun teklifiyle ilgili
soruya, “Teklifi henüz görmedim.
Gelirse inceleriz, oturup değer-
lendiririz” yanõtõnõ verdi.
Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde
belediye meclisi tarafõndan mahalle
ve sokaklara verilen Kürtçe Ronahi
(Aydõnlõk) ve Zelal (Berrak) isimleri,
ilçe kaymakamlõğõ tarafõndan onay-
landõ. Şemdinli Belediye Başkanõ Se-
dat Töre, belediye olarak bundan
sonra çokdilli belediyeciliği gelişti-
receklerini söyledi. İlçenin Kürtçe
adõnõn kullanõlmasõ için de karar
alacaklarõnõ ifade etti.
ZİR VADİSİ İÇİN BİLİRKİŞİ RAPORU
‘Bombalarda
benzerlik var’
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’ndan ikinci Ergenekon davasõnõn gö-
rüldüğü 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderilen
yazõda, Ankara Zir Vadisi’ndeki kazõlarda bulunan
el bombalarõ ile Poyrazköy’de bulunan el bombala-
rõ arasõnda benzerlik olduğu belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Zir Vadisi’nde
bulunan mühimmatla ilgili incelemenin sonuçlarõnõ
dün davanõn görüldüğü İstanbul 13. Ağõr Ceza
Mahkemesine gönderdi. Emniyet Genel Müdürlü-
ğü Kriminal Polis Laboratuvarlarõ Daire Başkanlõğõ
raporundan alõntõlar yapõlan yazõda, tutuklu Yarbay
Mustafa Dönmez’den elde edilen krokiye göre Zir
Vadisi’nde elde edilen bombalarla, Poyrazköy’de
elde edilen el bombalarõnõn 2 tanesinin gövdesi
üzerinde aynõ ibarelerin “GARANADA HAND
FRAG 26 10-55 COMP-B LOT LS 28 20” bu-
lunduğu ve benzerlik gösterdiği belirtildi. Yazõda
MLKP operasyonlarõnda yakalanan Sami Özbil’in
ikametinde elde edilen el bombasõnõn gövde gru-
bunun üzerinde de aynõ ibarelerin olduğu ifade
edildi. Aynõ ibarelerin soruşturma kapsamõnda irti-
batõ tespit edilemeyen 6 kentte ele geçirilen bom-
balarla da benzerlik gösterdiği vurgulandõ.
CHP İstanbul Millet-
vekili Mehmet Sevi-
gen, İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi’nce (İBB) metrobüs ücretlerine yapılan yüzde 33’lük zam oranı-
nın iptal edilmesi istemiyle İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne iki ayrı dava açtı.
Türkiye Komünist Partisi üyesi bir grup ise metrobüse yapılan zamları önceki ge-
ce Mecidiyeköy metrobüs istasyonunda protesto etti. “Koyun değiliz, ulaşım zam-
mını kabul etmiyoruz” yazılı pankart açan grup, turnikelerin üstünden atladı.
CHP’den dava; TKP’den eylem
5 asker daha ifade verdi
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda Poyrazköy’de ele
geçirilen mühimmata ilişkin 5 askeri per-
sonelden 3’ü savcõlõktaki ifadelerinin ar-
dõndan 2’si ise tutuklanma talebiyle sevk
edildikleri mahkemece serbest bõrakõldõ.
Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sivil bir
araçla getirilen askeri personel, hâkim ve
savcõlarõn kullandõğõ kapõdan binaya alõndõ.
DTP: Tunceli ‘Dersim’ olsun
Baştarafı 1. Sayfada