22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada 70 bin kişinin telekulak kurbanı olduğu öne sürülüyor. Yasadışı dinlemelerle kimilerinin suçlandığını gösteren bilgiler ortalıkta. Yandaş, yalaka ve dinci medya yargıya baskı olmadığını.. (Fetocu Zaman) iki bin ihbarın işleme bile alınmadığını yazıyor. Müslümanlık cinneti geçiren Vakit; “Dinleme” yaygarası çete (Ergenekon) taktiğidir, diye manşet atıyor. Telefon dinlemeleriyle zaten giderek aşağılara düşen itibarını frenlemek için… ….AKP korosu karşı saldırıya geçiyor. Önce Başbakan RTE, telefon dinlemelerini savunuyor. Telekomünikasyon İletişim Başkanı (TİB) Fethi Şimşek, Başbakan’ın telefonu bile dinleniyorsa başkalarınınki neden dinlenmesin demeye gelen açıklamalar yapıyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin yasal dinlemeleri savunuyor ve.. tabii Çankaya’daki AKP’linin -medyamızın ayıla bayıla yazdığına göre- “devreye girmesi” ile savunu korosu tamamlanıyor. Manzara bu. Anayasanın kurumlar arasında uyumla görevlendirdiği Çankaya’daki AKP’li devreye girince: Adalet Bakanı ile 45, yargıçların savcıların, hatta Yargıtay santralının dinlenmesini eleştiren Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ile 25 dakika süren görüşmelerle telekulak olaylarına şıpın işi çare mi bulmuş oluyor? Hayır! Çankaya’daki de Başbakan, Bakan telefon dinlemelerini nasıl savundularsa, üç aşağı beş yukarı aynı ifadeleri kullanıyor. Çankaya’nın ulusal bir felakete dönüşen telekulak sorunuyla ilgili “bir şeyler” yapmasını bekleyen medya; görüşmeleri ertesi günü arka sayfalarda mini bir haberle “...‘Dinleyen ve dinleten’ derdini Köşk’e anlattı” başlıklarıyla duyurdu. O kadar! Peki ama: Köşk’ün “birleştirici, toparlayıcı”, ülkenin, insanların dirlik ve düzenini savunacağını öngören temel ilkeleriyle bağlantılı... …Hükümete, yasalara karşın ortaya çıkan sakıncaları kaldıracak düzenlemeler önermesini içeren beklentiler ne oldu? Bir zamanların ünlü şiirinde yinelenen dize gibi: “…Ümitler döndü birer iğdeye...” Ama Çankaya’dakinin hakkını Çankaya’dakine verelim. Önümüzü açan, gönlümüzü serinleten öyle açıklamalar yaptı ki.. yalın gerçekleri kestirip attı: “Telefon dinlemeler yasal da olsa özen gösterilmeli” dedi. Nihayet AKP’nin Cumhurbaşkanı. Elbette tıpkı Başbakan gibi “Yeri geldiğinde kanunların emrettiği şekilde dinleme yapılıyorsa buna çok özen göstererek yapılması gerekir…” demeyi de ihmal etmedi. “Bu söylemleri bir yerden anımsıyorum; Başbakan da böyle cümlelerle dinleme olaylarını olağan ve yasalara oturtmaya çalışıyor” diyebilirsiniz. Ama böyle demek veya düşünmekle… Çankaya’daki ile Başbakan’ın hemen her soruna bakışlarının aynı çizgide olduğunu.. nihayet Köşk’te bir AKP’linin oturduğunu unutmuş olmayacak mısınız? Hâlâ medyada ve hatta AKP’ye karşıtlığı tartışılmaz kimi yayın organlarıyla siyaset dışı çevrelerde Çankaya’dakini; RTE’nin yadsınan düşünce, görüş ve davranışlarına bir seçenek.. hatta ve hatta RTE’ye karşı tutunacak dal gibi görenlere bakıyorum da.. insanların bu kadroyu bu denli hâlâ tanımıyormuş olmalarına hayret ediyorum. Kadronun birbirinden ayrılmazlığı; örneğin AKP’nin kökenindeki Milli Görüş’ü RTE kadar sindirdiği, Dışişleri Bakanı iken “Almanya’nın terör listesine aldığı Milli Görüş Teşkilatı” ile ilgili olarak Nisan 2003’te büyükelçiliklere gönderdiği kriptolu gizli bir genelge ile kanıtlandı. Genelgede Cumhuriyet değerlerine yönelik her türlü yıkıcı faaliyetlerini sürdüren bu kuruluşlarla “temas ve işbirliği içinde bulunma talimatı” verildi. Hadi paşa gönlü olsun diye genelge olumsuz biçimde Çankaya’daki aleyhine yorumlanıyor diyelim. Almanya’nın güvenlikle ilgili biriminin hazırladığı rapordaki; “Almanya Milli Görüş Teşkilatı’nın en büyük hedefi; Türkiye’deki laik düzeni kaldırarak yerine şeriatçı ve Kuran’a dayalı bir düzen kurmak olup, adil düzen ve Allah’ın İslami hükümetini oluşturmaktır” ifadelerini nereye koyacağız? “Birleştirici ve toparlayıcı” ve de üstelik tarafsız bir Çankaya ha? Güldürmeyin insanı! SAYFA 19 KASIM 2009 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Kasım Oslo Y 8 Helsinki Y 7 Stockholm Y 11 Londra B 15 AmsterdamB 13 Brüksel Y 12 Paris B 13 Bonn PB 12 Münih PB 16 Berlin B 12 BudapeştePB 14 Madrid PB 22 Viyana PB 14 Belgrad PB 15 Sofya PB 17 Roma B 18 Atina B 21 Zürih PB 16 Moskova B 5 Aşkabat B 17 Taşkent B 17 Bakû B 10 Bişkek B 14 Tiflis B 14 Kahire B 21 Şam B 19 İstanbul S 14 Edirne S 16 Kocaeli S 17 Çanakkale S 16 İzmir B 19 Manisa B 19 Denizli B 18 Zonguldak S 14 Sinop B 14 Samsun PB 15 Trabzon PB 12 Giresun PB 13 Ankara S 12 Eskişehir S 13 Konya S 11 Sıvas S 7 Antalya B 22 Adana B 20 Mersin B 21 Diyarbakır PB 15 Şanlıurfa PB 17 Mardin PB 12 Siirt PB 13 Hakkâri Y 4 Van Y 7 Kars PB 4 Ülkemizin kuzey- doğusu parçalı ve çok bulutlu, Arda- han, Artvin, Rize, Hakkâri ve Van çev- releri yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Ya- ğışlar genellikle yağ- mur ve karla karışık yağmur şeklinde olacak. Ülkemizin iç kesimlerinde gece ve sabah saatlerin- de sis görülecek. Hava sıcaklığı 1 ila 3 derece artacak. Herkes dünyanın artık çok değiştiğini söylüyor… Herkes Türkiye’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını vurguluyor. Esas olan bu değişmenin niteliğini, yönünü, hızını, getirdiklerini, götürdüklerini iyi anlamak. Doğru tanı konulursa değişmeye ayak uydurmak daha kolay olur… Doğru tanı konulamazsa değişme yine olur ama çok sancılı ve maliyeti çok yüksek bir biçimde gerçekleşir. Dünya önce toplayıcılık ve avcılık döneminden geçti. Göçebelik ve paganizm egemendi. Sonra Tarım Devrimi geldi. Dünya yerleşik imparatorlukların ve tek tanrılı dinlerin ideolojik egemenliğine girdi. Artık zenginlik kaynağı topraktı, “zamanın ruhu” dindi, mezhepti, savaşlar tanrı adına, toprak için yapılıyordu. Tarım devrimini Endüstri Devrimi izledi. İnsanlık ulus devletlere, fabrikada üretime geçti, kentleşme süreci başladı, “zamanın ruhu” milliyetçilikti, savaşlar ırk ve millet adına, hammadde ve pazar için yapılmaya başlandı. Şimdi dünya üçüncü büyük devrimi, Bilişim Devrimini yaşıyor. Enerji kaynaklarının kontrolünün önem kazandığı bu dönemde “Zamanın ruhu” demokrasi ve insan hakları ile belirleniyor, savaşlar yalan söylenerek de olsa, özgürlük ve demokrasi adına yapılıyor. Sonuç olarak, insanlık tarihine baktığımızda, “zamanın ruhunu” belirleyen egemen ideolojinin önce din, sonra milliyet, daha sonra da demokrasi ve insan hakları oluğunu görüyoruz. Tabii her dönüşüm dönemi çok uzun yıllar almış, dünyanın her yerinde aynı yoğunlukta ve aynı hızda gerçekleşmemiştir. Bu nedenle toplumlar ve ülkeler arasında büyük farklar görülmüş, bu değişimlere ayak uyduranlar varlıklarını ve güçlerini sürdürmüş, ayak uyduramayanlar ise ya zayıflamış ya da tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir. Bizim tarihimiz bunun en canlı örneğidir: Endüstri devrimine ayak uyduramayan dünya imparatorluğu Osmanlı çökmüş, “zamanın ruhunu” iyi değerlendiren Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yeni bir Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. (Atatürk’ün gerçek büyüklüğü, başarısının gerçek sırrı, kimsenin üzerinde pek durmadığı bu “zamanın ruhunu yakalama” becerisinden kaynaklanmaktadır.) Bugün dünyada ve tabii ki ondan etkilenen Türkiye’de “zamanın ruhu” değişmektedir: Dincilikten milliyetçiliğe, milliyetçilikten demokrasi ve insan haklarına doğru. Ama her toplum gibi Türkiye’nin de kendine özgü bir gelişme aşaması, kendi tarihinden, yapısından kaynaklanan özel nitelikleri vardır… Değişme ülkenin özel koşullarına göre gerçekleşecektir. Ayrıca unutulmaması gereken bir nokta da dünyada “zamanın ruhu” değişirken, yeni ideolojinin, eskiyi yok etmediği, onun tortuları üzerinde yükseldiğidir. İşte AKP iktidarının “Kürt Açılımı” diye başlattığı ve “Demokratik Açılım” olarak sürdürdüğü projenin yönetimindeki yanlışlar da tam bu noktalardan kaynaklanmaktadır: Türkiye’de, “zamanın ruhuna” uygun bir “Demokratik Açılım”, Sünni dinciliği bir baskı aracı olarak kullanarak veya Kürt milliyetçiliğini öne çıkararak yapılamaz… Hele hele toplumun başka alanlarındaki anti-demokratik uygulamalar, baskılar devam ederken böyle bir “Açılım” asla başarıya ulaşamaz! ekongar@cumhuriyet.com; www.kongar. AYDINLANMA EMRE KONGAR Demokratik Açılımın Kuramsal Çerçevesi SAVCILIK 3. mektup ulaşmadı İstanbul Haber Servisi - Kimliği belirlenemeyen bir subay tarafõndan yazõldõğõ ve Ergenekon savcõlarõna gönderildiği öne sürülen “3. ihbar mektubu”nun, İstanbul Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’na ulaşmadõğõ bil- dirildi. Mektup ne Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’e, ne Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ne de Ergenekon savcõlarõna ulaştõ. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ yetkililerince yapõlan açõklamada, yazõlõ ve görsel basõnda 5 günden bu yana “Ergenekon” adõ verilen so- ruşturmayõ yürüten cumhuriyet sav- cõlarõna bir muhbir tarafõndan kaleme alõndõğõ belirtilen “3. ihbar mektu- bu”nun gönderildiğine ilişkin ha- berler yer aldõğõ anõmsatõldõ. Yetkililer, böyle bir belgenin gerek soruşturmayõ yürüten savcõlara ge- rekse İstanbul Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’nõn herhangi bir birimine bu- güne kadar ulaşmadõğõnõ bildirdi. Mektubu yazdõğõ iddia edilen kişinin öncekinden farklõ bir subay olduğu ve kendini Albay Dursun Çiçek soruş- turmasõnda bilgi destek şubesindeki incelemeyi yapan ekipten biri olarak tanõttõğõ belirtilmişti. Geçen günler- de gazetelerde yer alan haberlerde meçhul bir asker tarafõndan kaleme alõnan üçüncü bir ihbar mektubunun ortaya çõktõğõ iddia edilmişti. DİNLEME BELGELERİ TV kanallarında tekrar gündemde ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yargõçlarõn dinlenmesine ilişkin fezleke yeniden dün bazõ özel tel- evizyon kanallarõnda gündeme gelir- ken, Cumhuriyet, söz konusu fezle- keyi 13 Kasõm’da “İşte dinlenenle- rin listesi” başlõğõyla birinci sayfadan okurlarõna duyurmuştu. Yargõç ve savcõlarõn dinlenmesine ilişkin fezleke dün bazõ televizyon ka- nallarõnda yeniden gündeme getiril- di. Cumhuriyet’in geçen hafta cuma günü gündeme getirdiği fezlekede, adalet müfettişlerince haklarõnda so- ruşturma yapõldõğõ gerekçesiyle din- lenen savcõ ve yargõçlarõn isimleri ve görev yerleri yer almõştõ. Ergenekon soruşturmasõ sõrasõnda bazõ yargõ mensuplarõnõn konuşmalarõna ulaşõl- masõ üzerine telefon dinlemeleri ge- reği için Ergenekon savcõlõğõnca dü- zenlenen fezleke ile Adalet Bakanlõ- ğõ Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmişti. Adalet müfettişleri- nin talepleri üzerine ilgili mahkeme- lerden yargõç ve savcõlarõn iletişimi- nin tespiti ve kayda alõnmasõ için ka- rarlar çõkartõlmõştõ. Müfettişlerin al- dõğõ kararlar çerçevesinde yargõç ve savcõlar dinlenmeye başlanmõştõ. Telekulağa koruma Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin kararõ doğrultusunda 5 Ka- sõm’da Ankara 1. Sulh Ceza Hâki- mi Keskin başkanlõğõndaki bilirki- şi heyeti TİB’de incelemelerde bu- lundu. Bilirkişi heyetinin düzenlediği raporda, 6’sõ sabit, 5’i cep telefonu olmak üzere toplam 11 telefonun ön- celikle kütük araştõrmasõ (abone bilgisi) yapõlmasõ amacõyla TİB’in HTS birimine gidildiği belirtildi. Ra- porda, “0 312 416 24 33” ve “0 312 417 83 65” numaralõ telefonlarõn Yargõtay Birinci Başkanlõğõ’na ait ol- duğu belirlemesi yapõldõ. İnceleme sõrasõnda TİB yetkilile- riyle heyet arasõnda yetki tartõş- masõ yaşanmõştõ. TİB yönetimi, he- yete kurumda yapõlan işlemlerin gizli olduğunu ve bu gizlilik kara- rõnõ hiçbir kurum, merci, mahke- menin kaldõramayacağõnõ öne sürm- üştü. İnceleme yapan heyetin iste- ğine karşõn kurumdan sorgu ekra- nõnda çõkan bilgilere ilişkin belge- ler verilmemişti. Bilirkişiler bu du- rumu raporlarõna da yazmõşlar ve tespit edilen bilgileri elleriyle yaz- dõklarõnõ vurgulamõşlardõ. ‘Yetki aşımı’ Yargõtay’a ait telefonun dinlen- diğinin ortaya çõkmasõ üzerine Yar- gõtay, Danõştay Başkanõ ile Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu Başkanvekili yaptõklarõ açõklama- larla yasadõşõ telefon dinlemeleri ko- nusunda uyarmõşlardõ. Gelişmeler üzerine TİB’de inceleme yapan Hâkim Hayri Keskin, inceleme sõ- rasõnda “fiili engellemede bulun- duğu” iddiasõyla kurumun hukuk dairesi başkanõ Mustafa Akar hak- kõnda suç duyurusunda bulunmuş- tu. TİB de Hayri Keskin ve bilir- kişilerin kurumda inceleme yap- masõnõ “hukuka aykırı” olarak değerlendirmiş ve konuyu Adalet Bakanlõğõ’na taşõmõştõ. Adalet Bakanlõğõ da hâkim Kes- kin’in inceleme yaptõğõ bilgilerin bel- gelerini istemesini “yetki aşımı” olarak değerlendirerek, soruşturma için düğmeye bastõ. Keskin hakkõnda dava açõlõp açõlmayacağõ yapõlacak soruşturmanõn ardõndan netleşecek. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi de bilirkişi heyetinin incelemesinin TİB görevlilerince engellendiği ve bu nedenle çalõşmalarõn yapõlama- dõğõ gerekçesiyle araştõrmanõn ye- nilenmesine karar vermişti. ‘Basına demeç suç mu?’ ANKA’ya açõklamada bulunan Keskin, soruşturma açõlmasõna an- lam veremediğini söyledi. “Basına demeç vermek suç mu” diye soran Keskin, kendisine henüz soruşturma tebligatõnõn gelmediğini bildirdi. İsim değişikliği için hazõrladõklarõ yasa teklifine AKP ve CHP’den destek arayacaklar ANKARA/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Tunceli’nin adõnõn “Dersim” olarak değiştirilmesi için harekete geçen DTP, şubat ayõnda verdiği kanun teklifinin Meclis Ge- nel Kurulu’na gelmesi için AKP ve CHP’den destek isteyecek. DTP Tunceli Milletvekili Şera- fettin Halis, hem demokratik açõlõm süreci hem de CHP’li Onur Öy- men’in Dersim isyanõna yönelik sözleri üzerine harekete geçti. İl mil- letvekili olarak ‘Dersim’ adõnõn ye- niden alõnmasõ için büyük bir so- rumluluk hissettiğini belirten Halis, “Teklifimizin Genel Kurul’a in- mesi için çalışacağım. Ayrıca ko- nuyu DTP grubuna getirerek, AKP’den de grup olarak destek alınmasına çalışacağım” diye ko- nuştu. Halis, CHP’den de destek is- teyeceklerini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan dün gazetecilerin “DTP’nin girişimine destek verir misiniz” şeklindeki soruya “Mesele şudur, ülkemizde bizler kanayan yara- lar meydana getirmenin gayreti içinde olmayacağız. Tam aksine kanayan yaraları tedavi etmenin gayreti içinde olacağız” diye ya- nõt verdi. CHP: İnceler bakarız CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, DTP’nin, Tunceli’nin adõnõn “Dersim” olarak değiştiril- mesine yönelik kanun teklifiyle ilgili soruya, “Teklifi henüz görmedim. Gelirse inceleriz, oturup değer- lendiririz” yanõtõnõ verdi. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde belediye meclisi tarafõndan mahalle ve sokaklara verilen Kürtçe Ronahi (Aydõnlõk) ve Zelal (Berrak) isimleri, ilçe kaymakamlõğõ tarafõndan onay- landõ. Şemdinli Belediye Başkanõ Se- dat Töre, belediye olarak bundan sonra çokdilli belediyeciliği gelişti- receklerini söyledi. İlçenin Kürtçe adõnõn kullanõlmasõ için de karar alacaklarõnõ ifade etti. ZİR VADİSİ İÇİN BİLİRKİŞİ RAPORU ‘Bombalarda benzerlik var’ İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’ndan ikinci Ergenekon davasõnõn gö- rüldüğü 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderilen yazõda, Ankara Zir Vadisi’ndeki kazõlarda bulunan el bombalarõ ile Poyrazköy’de bulunan el bombala- rõ arasõnda benzerlik olduğu belirtildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Zir Vadisi’nde bulunan mühimmatla ilgili incelemenin sonuçlarõnõ dün davanõn görüldüğü İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesine gönderdi. Emniyet Genel Müdürlü- ğü Kriminal Polis Laboratuvarlarõ Daire Başkanlõğõ raporundan alõntõlar yapõlan yazõda, tutuklu Yarbay Mustafa Dönmez’den elde edilen krokiye göre Zir Vadisi’nde elde edilen bombalarla, Poyrazköy’de elde edilen el bombalarõnõn 2 tanesinin gövdesi üzerinde aynõ ibarelerin “GARANADA HAND FRAG 26 10-55 COMP-B LOT LS 28 20” bu- lunduğu ve benzerlik gösterdiği belirtildi. Yazõda MLKP operasyonlarõnda yakalanan Sami Özbil’in ikametinde elde edilen el bombasõnõn gövde gru- bunun üzerinde de aynõ ibarelerin olduğu ifade edildi. Aynõ ibarelerin soruşturma kapsamõnda irti- batõ tespit edilemeyen 6 kentte ele geçirilen bom- balarla da benzerlik gösterdiği vurgulandõ. CHP İstanbul Millet- vekili Mehmet Sevi- gen, İstanbul Büyük- şehir Belediyesi’nce (İBB) metrobüs ücretlerine yapılan yüzde 33’lük zam oranı- nın iptal edilmesi istemiyle İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne iki ayrı dava açtı. Türkiye Komünist Partisi üyesi bir grup ise metrobüse yapılan zamları önceki ge- ce Mecidiyeköy metrobüs istasyonunda protesto etti. “Koyun değiliz, ulaşım zam- mını kabul etmiyoruz” yazılı pankart açan grup, turnikelerin üstünden atladı. CHP’den dava; TKP’den eylem 5 asker daha ifade verdi İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so- ruşturmasõ kapsamõnda Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmata ilişkin 5 askeri per- sonelden 3’ü savcõlõktaki ifadelerinin ar- dõndan 2’si ise tutuklanma talebiyle sevk edildikleri mahkemece serbest bõrakõldõ. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sivil bir araçla getirilen askeri personel, hâkim ve savcõlarõn kullandõğõ kapõdan binaya alõndõ. DTP: Tunceli ‘Dersim’ olsun Baştarafı 1. Sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle