25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 2009 CUMA 18 KÜLTÜR B eş filmin gösterime çõktõğõ bu hafta biraz da mecburiyetten gördüğümüz ‘Zaman Yolcu- sunun Karısı’ (Time Traveler’s Wife), genetik bir anormallik nedeniyle zamanda ileri ya da geriye ras- gele (ve çõrõlçõplak!) yolculuk yaparak yaşayan kütüphaneci Henry (sevdiğimiz Avustralyalõ oyuncu Eric Bana ne hallere girmiş) ile küçük bir kõzken çayõr- çimende tanõyõp sevdalandõğõ ka- rõsõ, ressam Clare’in (Rachel McAdams) sõra dõşõ ilişkisi üs- tüne gelişen, dokunaklõ, farklõ, hatta fantastik boyutlardaki bir aşk hikâyesini perdeye taşõyor. Fantastik boyut yer yer komik bir hal alõyor giderek. Genelde ilgiyle seyredilmesine karşõn, seyircinin zaman-mekân algõsõyla sürekli oy- namasõ ve fantastik öğeyi ayağa düşürüp inandõrõcõlõ- ğõnõ gitgide yitirmesiyle etkileyiciliği sõfõrlanan filmi, bilimkurguya özgü o malum ‘zaman içinde yolculuk’ sosuyla tatlandõrõlmõş, tozpembe bir aşk hikâyesi ola- rak özetlemek mümkün. Geçmiş, gelecek, şimdiki zaman içinde gidip gelen, 6 yaşõndayken annesinin direksiyonda öl- düğü kazadan, çarpõşmanõn etkisiyle anõnda za- man yolculuğuna çõkarak kurtulan ve hikâye bo- yunca farklõ yaşlardaki halleri- ni izlediğimiz Henry’nin kah- ramanõ olduğu bu fantastik aşk masalõ, epeyce özenilmiş, 1.5 saatlik bir tõrõşkadan nağmeler bütünü olmaktan öteye geçemiyor bizce. Amerikalõ yazar Audrey Niffeneg- ger’in doğaüstü olaylarla aşkõ bağdaş- tõran, 2003 tarihli çok satan, karmaşõk kitabõndan ‘Hayalet’le Oscar’lanmõş, namlõ senarist Bruce Joel Rubin eliy- le uyarlanmõş, ama kaçõnõlmaz çelişki- ler içeren, ağdalõ bir senaryoya dayanan filmi, yeni bir Jennifer Garner havasõndaki Rachel McAdams’la kim- yasõ tutmuş Eric Bana çiftinin oyunu sürüklüyor. Yönetmense ‘Tattoo-Dövme’nin başarõsõyla teklif al- dõğõ ve Jodie Foster’lõ ‘Uçuş Planı’nõ yönettiği Holly- wood’da dikiş tutturmaya bakan, Alman Robert Schwentke. Zaman gezgini aşka düşerse ‘Zaman Yolcusunun Karısı’, fantastik boyutlardaki bir aşk hikâyesini perdeye taşıyor Robert Schwentke’nin filmini Rachel McAdams ile Eric Bana’nın oyunları sürüklüyor. UZAK İHTİMAL B elgeselden yetişen, 1973 doğumlu yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, Rotterdam, İstanbul, Adana festivallerinden ödüllerle dönen ilk filmi ‘Uzak İhtimal’de, Galata’daki bir caminin müezzi- ni Musa (Nadir Sarıbacak), rahibe adayõ kapõ komşusu Klara (Görkem Yeltan) ve yaşlõ sahaf Yu- suf’un (Ersan Ünsal) kesişen hayatlarõnõ hikâye edi- yor. Diyaloğu aza indirip görselliği öne çõkararak sa- de, dingin bir anlatõm tutturan M. F. Coşkun’un bun- dan böyle izlenmesi gereken bir yönetmen olduğu- nu kanõtlayan filmin başarõsõnda N. Sarõbacak’la G. Yeltan’õn ödüllük performanslarõnõn da payõ var. Müezzin-rahibe-sahaf üçgeni MAZİ YARASI 4 ay önce henüz 66 yaşõndayken kaybettiğimiz, sinema yazarlõ- ğõndan yönetmenliğe geçip 1990’lõ yõllarda ‘Tersine Dünya’, ‘Ku- şatma Altında Aşk’, ‘Şarkıcı’ gibi filmler çekmiş Ersin Pertan’õn uzun- ca bir suskunluğun ardõndan yazõp yö- nettiği ‘Mazi Yarası’, yönetmeninin sözcükleriyle ‘aldatılma, terk edil- me, pişmanlık, bağışlama ve barışma üzerine’ yerli malõ bir aşk hikâyesi. AŞKIN (500) GÜNÜ 2 009 başõnda Sundance’daki gösteriminden iti- baren özellikle genç Amerikan seyircisinin yo- ğun ilgisiyle karşõlanan ‘Aşkın (500) Günü’ ilk görüşte aşka inanan, romantik Tom’la (Joseph Gordon-Levitt) gerçekçi Summer’õn (Zooey Deschanel) inişli çõkõşlõ ilişkisinin 500 gününü kro- nolojik sõra izlemeksizin anlatan, şirin bir bağõmsõz romantik komedi. Hollywood’un nicedir bayat- lamõş bu demirbaş türüne taze bir soluk getiren film, videoklip yönetmeni Marc Webb’in ilk uzun metrajõ. Şirin bir romantik komedi... ‘KARA BÜYÜ’ 1 980’lerde ‘The Evil Dead’ filmleriyle korku sinemasõnõ yeniden geçerli ve popüler kõldõktan sonra Darkman, büyük bütçeli ‘Örümcek Adam’ serisi gibisinden albenili filmleriyle gü- nümüz Hollywood’unun en say- gõn, yaratõcõ ‘patron’ yapõmcõ-yö- netmenlerinden biri haline gelen Sam Raimi’nin gişesi parlak ve eleştirmenlerce de beğenilen son eseri ‘Kara Büyü’, öncelikle me- raklõsõnõn ilgisiz kalamayacağõ bir ‘lanetlenmiş kadın’ hikâyesi çeşit- lemesi. Yõllar sonra kökenlerine dö- nen Raimi’nin şoke edici, hõnzõr ve muzip ilk dönem filmlerinin atmos- ferini hatõrlatan ‘Kara Büyü’, banka borcu nedeniyle evine el konulup so- kağa atõlan, yaşlõ bir Çingene kadõnõn (Lorna Rover) lanetine uğrayõnca git- gide daha kötü kararlar alarak haya- tõnõ cehenneme çeviren, yükselme hõrsõna kapõlmõş, güzel banka me- muresinin (Alison Lohman) başõna gelenleri anlatõyor. Lanetlenmiş kadõn Mazi kalbimde yaradõr Uzak İhtimal’de Nadir Sarıbacak ‘Musa’ karaterini canlandırıyor. Nobel Herta Müller’inKültür Servisi - 2009 Nobel Edebi- yat Ödülü, Rumen asõllõ Alman yazar ve şair Herta Müller’e verildi. Dün öğle- den sonra İsveç’in başkenti Stock- holm’deki İsveç Akademisi’nce yapõlan açõklamada, 1.4 milyon ABD Dolarõ (yaklaşõk 2 milyon 680 bin TL) tuta- rõndaki Nobel Edebiyat Ödülü’nün Mül- ler’e, “ezilenlerin dünyasını şiirin yo- ğunluğu ve düzyazının açıklığıyla be- timlediği” gerekçesiyle verildiği belir- tildi. 1987’de Çacuşesku’nun baskõcõ yönetimi altõndaki Romanya’dan Al- manya’ya iltica etmiş olan Müller’e ödülü, 10 Aralõk günü Stockholm’de dü- zenlenecek bir törenle verilecek. 56 yaşõndaki Müller, 1901 yõlõndan bu yana verilmekte olan Edebiyat Nobeli’ni kazanan 12. kadõn yazar. Ödüle en son değer görülen kadõn yazar, 2007’de İn- giliz romancõ Doris Lessing olmuştu. Müller’in 1982 yõlõnda yayõmlanan ilk öykü kitabõ ‘Niederungen’ kõsa bir süre sonra Rumen yönetimi tara- fõndan sansüre uğramõş, 1984’te Almanya’da sansürsüz olarak basõlmõştõ. Romanya’da Al- manca konuşulan küçük bir köydeki yaşamõ anlatan kitap, okurlarõn büyük ilgisiyle kar- şõlaşmõştõ. Çacuşesku’nun gizli güvenlik örgütü Securi- tate ile işbirliği yapmayõ red- deden Müller, öğretmenlik yap- tõğõ okuldan uzaklaştõrõlmõş, art ar- da tehditler aldõktan sonra 1987’de Almanya’ya iltica et- mişti. Uzun süredir Berlin’de yaşa- makta olan Müller, daha önce de, aralarõnda Almanya’nõn say- gõn Kleist Ödülü, Franz Kafka Ödülü ve Impac Ödülü’nün de bulunduğu pek çok ödüle değer gö- rülmüştü. Impac Ödülü’nü kazanan ‘Yeşil Erik Ül- kesi’ adlõ romanõ, Çacu- şesku diktatörlüğü altõnda yaşayan beş genç Rumenin öyküsünü anlatõyordu. Müller, bu romanõ, Ro- manya’da öldürülen dost- larõnõn anõsõna yazdõğõnõ ve bunu bir gö- rev bildiğini söylemişti. Müller, Romanya’dan 20 yõldan faz- la bir zaman önce ayrõlmõş olmasõna kar- şõn, romanlarõnda ve şiirlerinde baskõ, sürgün ve diktatörlük temalarõnõ işlemeyi sürdürüyor. “Romanya’daki dikta- törlük rejiminde yaşamak benim için olağanüstü ve sarsıcı bir deneyim ol- du. Şimdi yüzlerce kilometre uzakta, Almanya’da yaşıyor olmam, geçmiş deneyimimi unutturmuyor” diyen Müller, Romanya’yõ terk ederken geç- mişini de yanõna aldõğõnõ belirtiyor. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, her yõl İsveç Akademisi’nin 18 üyesi tarafõndan belirleniyor. Yõl başõnda yaklaşõk 200 aday saptandõktan sonra aday sayõsõ beşe indiriliyor ve kazananõn, oylarõn ya- rõsõndan fazlasõnõ almasõ gerekiyor. Akbar ‘İçimdeki Türkiyem’ dedi Kültür Servisi - Piyanist ve besteci Anjelika Akbar, ‘İçimdeki Türkiyem’ projesi kapsamõnda ilk konserini önceki akşam Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Akbar, ‘bu topraklardan, insanlardan, olaylardan ve yaşadõklarõndan etkilenerek’ bestelediği ‘Doğu Fantezisi’, ‘Anadolu Esintileri’ gibi yapõtlarõyla birlikte Ulvi Cemal Erkin, İlhan Baran, Cemal Reşit Rey, Ali Darmar gibi ünlü Türk bestecilerin yapõtlarõnõ da seslendirdi. Irving Penn yaşamını yitirdi Kültür Servisi - Dünyaca ünlü Amerikalõ fotoğrafçõ Irving Penn 92 yaşõnda Manhattan’daki evinde yaşama veda etti. Reklam fotoğrafçõlõğõnõn da önde gelen isimlerinden olan Penn, sõradan insanlarõn yaşamõna odaklandõğõ fotoğraflarõyla da ünlendi. Vogue dergisinde moda fotoğraflarõyla profesyonel fotoğrafçõlõğa adõm atan Penn, gezi fotoğraflarõ da çekti. Irving, “bir kek fotoğrafõnõn bile sanatsal yaklaşõmla çekilebileceğini” söylüyordu. Irving Penn’in yapõtlarõndan geniş bir seçki, 2010 yõlõ Şubat ayõnda Londra’da National Portrait Gallery’de sergilenecek. Attilâ İlhan anılıyor Kültür Servisi - Türk edebiyatõnõn usta kalemlerinden, uzun yõllar boyunca gazetemizin de yazarlõğõnõ yapan Attilâ İlhan, ölümünün 4. yõldönümü vesilesiyle yarõn 12.00’de Aşiyan’daki mezarõ başõnda anõlõyor. Yurttaşlarõmõzdan siyasetçilere, devlet büyüklerinden edebiyatçõlara, sivil toplum örgütlerinden sanatçõlara kadar toplumun her kesiminin katõlacağõ anma töreninde üniversiteli gençler, sanat ve edebiyat dünyasõnõn önemli isimleri ve Attilâ İlhan’õn yakõnlarõ kõsa birer konuşma yapacak. Muharrem Temiz dinletisi Kültür Servisi - Divriği Kültür Merkezi, bugün saat 20.00’de Muharrem Temiz’in Türk Halk Müziği dinletisine ev sahipliği yapacak. Derneğin bünyesindeki Feyzullah Çõnar Sahnesi’ndeki dinletisinde Temiz, halk müziğimizin sevilen örneklerini seslendirecek. (0 212 292 20 20) İDSO mevsimi açıyor Kültür Servisi- İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ yeni konser mevsimini Aya irini’de bugün 20.00’deki konserle açõyor. Konseri, 2010 yõlõnõn “Türkiye’de Japonya Yõlõ” ilan edilmesi nedeniyle ülkemize gelen dünyaca ünlü Şef Koji Kawamoto yönetirken, orkestra Beethoven’õn ‘Üçlü Konçerto’ ve Mendelssohn’un ‘Bir Yaz Gecesi Rüyasõ’ adlõ yapõtlarõnõ seslendirecek. 108 yõllõk Nobel Edebiyat Ödülü on ikinci kez bir kadõn yazara verildi Herta Müller’in ‘Yürekteki Hayvan’ (1997, çev. Çağlar Tanyeri) ve ‘Tilki Daha O Zaman Avcıydı’ (1998, çev. Nesrin Oral) adlõ iki kitabõnõ dilimize aktaran, ancak satamadõklarõ için birçoğunu depolara kaldõrmak zorunda kalan Telos Yayõnlarõ’nõn ortaklarõndan Zafer Yılmaz, kitaplarõn öyküsünü şöyle anlatõyor: “2000 adet bastık, 10 yıl geçmesine rağmen hâlâ ilk baskıdayız maalesef. Ama yine de bundan sonra başka yapıtlarını da çevirmeyi düşünüyoruz. Gelecek yıllarda çok daha iyi yerlere geleceğini düşündüğümüz başka yazarımız da var bizim: Jeremy Reed, Catherine Clement...” Müller’i editörlük yaptõğõ Telos Yayõnlarõ’yla tanõştõran Özdemir İnce ise en az kendisi Nobel kazanmõş kadar mutlu olduğunu söyledi. Müller’in Türkçeye aktarõlan kitaplarõnõn arka kapağõna yazdõğõ yazõda “Edebiyat bugüne kadar, bir diktatörlüğün ne olduğunu hiç böyle anlatmadı” diyen İnce, yazarõn önemini şöyle anlattõ: “Müller’in ilk çevrildiği dillerden biri Türkçedir, çok mutluyum bu ödülden dolayı. Roman sanatının dışında bir roman dili arar, alışılmadık şiirsel bir dile sahiptir. Çavuşesku’yu kaba olmayan bir gerçekçilikle anlatır. Eminim, Telos Yayıncılık’ta çalıştığım dönemde bastığım kitaplardan daha çok Nobel alan çıkacak.” Türkçede Müller
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle