17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 9 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Kapitalist Mimariye Karşı Emeğin Mimarisi Geride kalan IMF-Dünya Bankası zirvelerinden sonra sorulan, İstanbul buluşmasından ne çıktı, ne mesaj verildi sorusunun yanıtı muhtelif. Her- kes, durduğu yerden, baktığı optikten gördüğünü ifade ediyor. IMF ve Dünya Bankası başkanları- nın her fırsatta ifade ettikleri, toparlanmanın başladığı ama risklerin sürdüğü vurgusu, algılar- dan en önde geleniydi. Ama bunun yanında kri- zin çok büyük eşitsizlikler taşıdığı, işsizliği tır- mandırdığı, ihtiyatlı, tedbirli olunmaması halinde önemli gerilimler yaşanacağı, yine zirveden çıkan, akıllarda kalan uyarılar arasındaydı. Küresel krizin patlak vermesinde kendi so- rumluluklarına hiç değinmeyip, sütten çıkmış ak kaşık gibi üst perdeden konuşan IMF/DB yetki- lilerini, daha çok gelecek ilgilendiriyordu. Oysa, 1980’lerden başlayarak tüm dünyaya, dışa açıl- malarını, sınırlarını her tür mal ve sermaye hare- ketlerine, sıcak para olsun, doğrudan yatırım ol- sun, yabancı yatırımlara açmayı öneren onlardı. Özelleştirin, devleti küçültün diyen onlardı. Mer- kez Bankası’nı özerkleştirin, tek işi fiyat istikrarı olsun, başka şeye karışmasın diyen onlardı. Çevre-bağımlı ülkelere, yüksek faiz-düşük kur ile sıcak para çekin, bu kaynakla büyürsünüz deyip borç yüklerini ağırlaştıran, ülke ekonomilerinin üre- tim eşiğini aşındıran, tarımlarını çökerten, iç göç- lerinin hızlanarak devasa kentleşme sorunlarına, doğal felaketlere dayanıksız dokulara dönüşme- lerine sebep olanlar da onlardı. Sosyal devleti boşlayıp eğitimi, sağlığı bile metalaştırın, piya- salaştırın diyen onlardı. Finans kapitalin türev pi- yasalar üstünden likidite bollukları yaratmasını al- kışlayan, bu yapay likidite bollukları ile geçici la- le devirleri yaşanmasını her fırsatta yücelten de onlardı. Bu tarz köpükleşmelerin doludizgin ba- lonlar yaptıktan sonra patlayacağı ve krizler ya- ratacağı açıkken, bunlara seyirci kalan da onlar- dı. IMF/DB ikilisi, son 30 yılda Meksika’da, As- ya’da, Rusya’da, Latin Amerika’da, Türkiye’de pat- lak veren bölgesel krizlerin, bir büyük krizin işaret fişeği olduğunu da anlamazlıktan geldiler. O kadar öngörüsüzlerdi ki, 2007-2008 süresince, dünya ekonomisi ile ilgili büyüme öngörülerini 5 kez yenilemek zorunda kaldılar. Bütün bunlar, bu küresel para baronlarına gö- re geride kaldı. Artık yapacak şey yok. Şimdi, çu- kura düşen küresel, piyasacı kapitalizmi, yeniden nasıl doğrultup, kâr ve sermaye birikimi sürecini nasıl yeniden işler kılmak mümkün olacak.. bu so- rular ilgilendiriyor. Dolayısıyla, bazı saf yorum- cuların beklediği IMF/DB üstünden, onların mü- dahaleleri ile şekillenecek “yeni bir düzen”, son tah- lilde yeni bir kapitalizm yaratmak için... Ama bu operasyon da hiç kolay değil. Dandik bonolarla aktifleri kalitesizleşmiş küre- sel banka sistemi, henüz rehabilite edilmiş değil. Aktarılan trilyonlarca dolara rağmen finans sistemi defolu. Devletlerin aktardıkları kaynaklarla büyük açık veren bütçeler, enflasyon belasını da davet edebilir. Açıkların faturasını hangi sınıflar ödeye- cek? Arttırılacak vergiler kime yüklenecek, kısılacak sosyal harcamalar sosyal dengeleri nasıl etkile- yecek? Emeğin üstüne ne tür antidemokratik ta- sarruflarla gidilecek? Açık olan bir şey var; IMF ve Dünya Bankası, hem merkez hem çevre ülkelerin yönetimlerine, onlara yön veren finans kapitallere, egemen te- kellere sistemi restore edebilmek için kaynakla- rının daha çok arttırılmasını, değişen güç den- gelerine göre davranmaları gerektiğini telkin ede- cekler. Krizle birlikte iyice bozulan dünya gelir dağılımındaki eşitsizliklere bazı pansuman har- camaları için “fedakârlık” isteyecekler. ABD-Çin başta olmak üzere belli güçler arasında uzlaşı sağlamaya çalışacak, yeniden kâr ve sermaye bi- rikimi çarkının harekete geçirilmesini sağlamaya çalışacaklar. Bunların tümüne yeni bir “küresel mimari” çabası diyebiliriz. Ama, son tahlilde bütün bunlar emeğin sermayece sömürülmesi üze- rinde yükselen kapitalist bir restorasyondur ve emeğe son tahlilde ücretli köleliğin devamından başka bir şey vaat etmez. Dönem, kapitalistlerin yeni bir mimari arayışla- rına karşılık emeğin kendi geleceği ile ilgili bir mi- mari oluşturma, kapitalizmi aşan yeni bir dün- ya mimarisi oluşturma dönemidir. Emek, geze- geni ve insanlığı kendine kurban eden kapitaliz- min, çürüyen kapitalizmin sağlığına kavuşması- na duacı olamaz. Emek cephesi, küresel kapita- lizmin hasta yatağından kalkmasını beklemek ye- rine, sermaye ile bunun için işbirliği yapmayı red- dedip, kapitalizmi tarihe gömecek yeni bir gele- ceğin tahayyülüne yönelmelidir. [email protected] Aylõk Üretim Endeksi, ağustosta 5 aylõk yükselişinin ardõndan fren yaparak bir önceki aya göre yüzde 5.7 düştü Enyüksekdüşüşoranõulaşõmaraçlarõnda Toplam Sanayi Üretim En- deksi alt gruplarõnda, 2008 yõlõ- nõn aynõ ayõna göre, en yüksek dü- şüş oranõ yüzde 37 ile diğer ula- şõm araçlarõnõn imalatõnda ger- çekleşti. Bunu, yüzde 29.8’lik düşüşle kok kömürü, rafine edil- miş petrol ürünleri imalatõ izledi. Alt grupta yer alan kalemler- den, kömür madenciliği yüzde 11.3 arttõ. Ham petrol ve doğal- gaz çõkarõmõ yüzde 1, metal cev- herler madenciliği yüzde 1.2, di- ğer madencilik ve taşocakçõlõğõ yüzde 8.2 geriledi. İmalat sanayi alt kalemlerine bakõldõğõnda, gõda ürünleri ve içecek imalatõ yüzde 3.2, tütün ürünleri imalatõ yüzde 17.1, teks- til ürünleri imalatõ yüzde 5.7, gi- yim eşyasõ imalatõ yüzde 16.5, de- rinin tabaklanmasõ ve işlenmesi yüzde 15.5 azaldõ. Plastik ve kauçuk ürünleri ima- latõ yüzde 7.9, metalik olmayan diğer mineral ürünleri imalatõ yüzde 10.8, ana metal sanayi yüzde 17.8, makine ve teçhizat hariç metal ürünleri imalatõ yüz- de 14.8, büro makineleri ve bil- gisayar imalatõ yüzde 17.9, rad- yo TV ve haberleşme teçhizatõ ve cihazlarõ imalatõ yüzde 22.8, tõb- bi hassas ve optik aletlerle saat imalatõ yüzde 18.4, motorlu kara taşõtõ römork ve yarõ römork ima- latõ yüzde 4.7 düştü. Elektrik, gaz ve buhar sõcak su üretimi ve dağõtõmõnda da yüz- de 3.6 düşüş meydana geldi. Bu arada TÜİK’in daha önce eksi yüzde 9.2 olarak açõkladõğõ tem- muz ayõ aylõk sanayi üretimi en- deksi yüzde 9 olarak revize edildi. İSO BAŞKANI KÜÇÜK: Anlaşma olmadan alõm satõm yapmayõn İSTANBUL / ANKARA (Cumhuri- yet) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Ali Babacan, piyasa oyuncularõnõ uyardõ. Türkiye’nin IMF ile 45-50 milyar dolarlõk anlaşma imzalayacağõ haberleriyle alõm satõm yapanlara, “Sonuçlarına kat- lanırsınız” uyarõsõ yaptõ. IMF ile teknik görüşmelerin birkaç güne kadar başlaya- cağõnõ açõkladõ. Babacan, gazetecilere, stand-by ile il- gili yeni bir gelişme olduğunda bunu ka- muoyuna duyuracaklarõnõ belirterek “Do- layısıyla her gün her fırsatta bize bu- nu sormanız bir şey değiştirmeyecek- tir” dedi. IMF anlaşmasõnõn 45 ila 50 milyar dolar olacağõna dair haberlere de tepki gösteren Babacan, rakamlarõn havada uçuştuğunu söyledi. IMF ile teknik çalõşmalarõn önümüzdeki günlerde başlayacağõnõ açõklayan Baba- can, “Ancak IMF heyetini Türkiye’ye çağırır mıyız çağırmaz mıyız, sonuca bağlar mıyız bağlamaz mıyız, ihtimal nedir ne değildir, tüm bu soruların ya- nıtını yeri geldikçe veririz” diye konuştu. Borsa zirve yaptõ, dolar 1.4580 ile son bir yõlõn en düşük seviyesine indi IMF söylentisi rekor getirdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn IMF anlaşmasõyla ilgili “Zirve sonrasõ bu işi inşallah kapacağõz” sözleri nihai karar açõklanacak beklentisiyle piyasalarõ pompalamaya devam ediyor. Ekonomi Servisi - Devlet Ba- kanõ Ali Babacan’õn “IMF an- laşmasına göre pozisyon alma- yın” uyarõsõna karşõn piyasalar IMF haberlerini fiyatlamaya devam etti. Dolarõn zayõf seyri sürerken, borsa bugün de yükselişini sür- dürdü. İstanbul Menkul Kõymetler Borsasõ’nda (İMKB) Bileşik En- deksi 49 bin 879 puandan 2009 yõ- lõ rekoruyla kapandõ. Gün içinde 50.196 puana kadar çõkan endeks yeni zirvesini yaptõ. İstanbul Menkul Kõymetler Bor- sasõ günün en fazla yükselen bor- salarõndan biri oldu. Endeksin 49 bin puanõn üstündeki son kapanõ- şõ 49.466,05 puanla 6 Ekim günü gerçekleşmişti. Piyasalarõ değerlendiren uz- manlar, düşük çõkan enflasyon rakamlarõnõn da faizlerin düşük se- viyesini koruyacağõ beklentisine katkõda bulunduğunu ve bunun da parayõ borsayõ çektiğine işaret et- ti. Hisse senetlerinin değer artõşõ da ortalama yüzde 1.72 oldu. Do- lar ise 1.4580 ile son bir yõlõn en düşük seviyesine indi. Dolar son olarak 15 Ekim 2008’de 1.4575 seviyesini görmüştü. Altõntümzamanlarõnzirvesinde Ekonomi Servisi - İngiliz Independent gazete- sinin, petrol zengini Körfez ülkelerinin, petrol ti- caretinde dolarõn yerini alacak para sepeti konu- sunda Rusya, Çin, Japonya ve Fransa ile gizli gö- rüşmeler yürüttüğü haberi altõna hücüm edilmesi- ne neden oldu. Altõn fiyatlarõ spot piyasada 1058 dolar 20 sentle tüm zamanlarõn en yüksek düzeyine çõktõ. Altõn fiyatlarõ halen yüksek seyrini koruyor. Altõnõn yükselişinde, dolarõn zayõflamasõ ve en- flasyon kaygõlarõ etkili oldu. Altõnõn fiyatõ son 7 yõldõr sürekli artõyor. 2002 yõlõ başõnda 280 dolar civarõnda olan altõn fiyatla- rõ 1058 dolarõ aşarak yeni bir zirve yaptõ. Bir baş- ka deyişle altõn fiyatlarõ bu dönemde yüzde 277 ar- tõş kaydetti. Küresel kriz sürecinde altõn fiyatlarõnda düşüş görüldü. Altõn fiyatlarõ mart-eylül döneminde en yüksek 980 dolarõ gördü ve dalgalõ bir seyir izledi. Ancak dolarõn zayõflamasõ, yatõrõmcõlarõ emtia piyasasõ- na yöneltti. Yõlbaşõnda 880 dolar olan fiyatlar bu yõl yüzde 20 artõş gösterdi. Uzmanlar, dolarõn de- ğerinin düşük kalmaya devam etmesi halinde al- tõnõn fiyatõnõn yõl sonuna doğru daha fazla artabi- leceği tahmininde bulunuyorlar. KAMU-SEN: DAR GELİRLİNİN YETERİNCE YÜKÜ VAR AKP IMF’nin rolünü üstlendi Ekonomi Servisi - Kamu-Sen, siyasi iradenin anlaşma olsun ya da olmasõn ağõr IMF programlarõnõ uyguladõğõnõ belirterek, “AKP hükümeti varken, verdiği kredilerin geri dönüşünü garanti etmek için dar gelirlilerin sõrtõna yeni yükler bindirilmesini isteyen IMF’ye ne gerek var” dedi. Türkiye Kamu-Sen’den yapõlan açõklamada şunlar kaydedildi: “Gelir dağılımında adaletin sağlanması, ücretlerin ve alım gücünün arttırılması, yoksulluğun önlenmesi, işsizliğin azaltılarak, istihdam arttırıcı tedbirlerin alınması gibi kaygıları yoktur. IMF bir finans kurumu mantığıyla düşünmekte ve programlarını buna göre şekillendirmektedir. Son dönemde Hükümetin IMF’siz Türkiye’de yaptığı uygulamaların IMF’ye rahmet okutacak türden olduğu görülmektedir. Dolayısı ile vatandaşları her fırsatta ezen, maaşlara zam yapmayan, istihdam artırıcı ve tüketim kesimini destekleyecek tedbirler almak yerine finans ve rantiye kesimini destekleyen bir AKP Hükümeti varken, verdiği kredilerin geri dönüşünü garanti etmek için dar gelirlilerin sırtına yeni yükler bindirilmesini isteyen IMF’ye gerek yoktur.” KOÇ HOLDİNG ÜST YÖNETİCİSİ STAND BY’DAN YANA Kaynak gelirse rahatlık sağlar Ekonomi Servisi - Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Bülent Bulgurlu, Türkiye’nin IMF ile bir stand by anlaşmasõ yapmasõ durumunda gelecek kaynağõn Türkiye’deki bankalarõn kendile- rini fonlamasõna yardõmcõ olaca- ğõnõ ve getireceği disiplin nede- niyle ülkenin kredibilitesinin yükselmesini sağlayacağõnõ bil- dirdi. Bulgurlu, IMF-Dünya Bankasõ yõllõk toplantõlarõna ilişkin AA muhabirine yaptõğõ açõklamada, bu kapsamda bire bir çok sayõda toplantõlar gerçekleştirdiklerini, söz konusu toplantõlarda dünyadaki ekonomik gelişmeler ve beklentilerle ilgili fikir alõşverişinde bulunduklarõnõ söyledi. Artõk insanlarõn çok konservatif bir tutum sergilediklerini ve düşünce tarzlarõnõn da bu yönde gelişmekte olduğunu gördüğünü dile getiren Bulgurlu, “Türkiye gözüyle baktığımız zaman, biz izafi olarak onlara göre daha iyiyiz gibi gözüktü. Bu da beni memnun etti” dedi. OTELLER MEMNUN Toplantõlarİstanbul’un tanõtõmõna yaradõ İSTANBUL (AA) - Turistik Otelciler, İşlet- meciler ve Yatõrõmcõlar Birliği (TUROB) Ge- nel Sekreteri Levent Er- doğan, IMF ve Dünya Bankasõ yõllõk toplantõ- larõnõn Türkiye’de ya- põlmasõna ilişkin, “En büyük kazancımız, İs- tanbul’un tanıtımına katkısıdır” dedi. Başlangõçta 20 bin ci- varõnda bir katõlõm bek- lendiğini ancak, katõlõ- mõn kendi tahminlerine göre 8 bin, bazõ tahmin- lere göre de 11-12 bin kişi civarõnda oluştuğu- nu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii ki katılımları şöyle değerlendirmek lazım; gelen insanla- rın kalış süreleri de önemli. Gelen insan- ların kalış süreleri de çok uzun oldu. Şu an- da toplantılara gelen insanların tamamı ge- ri dönmedi, 12 Ekim’e kadar konaklamaların büyük bir kısmı de- vam edecek. Toplantı öncesi ve sonrası turlar da devam ediyor.” Toplantõya katõlan ki- şi sayõsõ bazõnda bakõl- dõğõnda, beklentilerinin altõnda kaldõğõnõ vurgu- layan Erdoğan, otellerin ortalama yüzde 90 civa- rõnda doluluk sağladõ- ğõnõ kaydetti. Sanayide kronik daralma Babacan, “Risk algısı oluşsaydı reel faizlerin, nominal faizlerin bu noktaya gelmesi mümkün olmazdı” dedi. Bülent Bulgurlu. Ekonomi Servisi - İstanbul Sanayi Odasõ (İSO) Başkanõ Tanıl Küçük, küçülmenin önümüzde devam edeceği endişesini taşõdõklarõ uyarõsõnda bulun- du. Küçük, ÖTV-KDV indirimlerinin tekrar gündeme gelmesi ve iç piyasayõ başka tedbirlerle destekleyerek canlan- dõrõlmasõna mutlaka devam edilmesini istedi. İSO Başkanõ, açõklamasõnda şunlarõ aktardõ: “Marttan itibaren, bir önceki aya göre artışta olumlu bir gidişat gör- mekteydik. Küçülmenin önümüzde- ki aylarda da devam edeceği endişe- sini taşımaktayız. Önlem alınması gerekmektedir. Bir önceki aya göre endeksteki, beş aylık olumlu gidişat, büyük ölçüde ÖTV-KDV indirimle- rinin sonucudur. ÖTV-KDV indi- rimleri tekrar gündeme gelmeli ve iç piyasayı canlandıracak başka ted- birlerle de desteklenerek mutlaka devam etmelidir.” Türkiye İşveren Sendikalarõ Konfe- derasyonu da (TİSK), sanayi üretimi rakamlarõnõn, istihdamda kan kaybõnõn hõzlandõğõnõn göstergesi olduğunu sa- vundu. TİSK’in açõklamasõnda “Kriz- de Türkiye’de önlemler istihdam üzerinde yeterli etkiyi yaratmamış- tır. Sosyal sigorta işveren primleri ve kıdem tazminatı gibi temel yük- lerde hafifletme şarttır” denildi. İç piyasa mutlaka desteklenmeli Sanayi üretimi geçen yõl yüzde 3.6 küçüldüğü ağustos ayõndan bu yana bir önceki yõlõn aynõ ayõna göre daralõyor. Böylece sanayi üretimi arka arkaya 13 ay daralmasõnõ sürdürmüş oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanayi üretimi ağustos ayõnda, bir önceki yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 6.3, temmuz ayõna göre ise yüzde 5.7 düşüş gösterdi. Sanayi üretimi geçen yõl yüzde 3.6 küçüldüğü ağustos ayõndan bu yana bir önceki yõlõn aynõ ayõna göre daralõyor. Böylece sanayi üretimi arka arkaya 13 ay daralmasõnõ sürdürmüş oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafõndan açõklanan, 2009 Yõlõ Ağustos Ayõ Sanayi Üretim Endeksi sonuçlarõna göre, 2009 yõlõ Ağustos ayõnda, bir önceki yõlõn aynõ ayõna göre madencilik ve taş ocakçõlõğõ sektörü endeksi yüzde 0.6 arttõ. İmalat sanayi sektörü endeksi yüzde 7.2, elektrik, gaz ve su sektörü endeksi ise yüzde 3.6 azaldõ. Ana sanayi gruplarõ sõnõflanmasõna göre, ağustos ayõnda geçen yõlõn aynõ dönemine göre en yüksek düşüş yüzde 15.8 ile sermaye malõ imalatõnda görüldü. Diğer gruplar incelendiğinde aramalõ imalatõ yüzde 7, dayanõksõz tüketim malõ imalatõ yüzde 5.2 ve enerji yüzde 5 düştü, dayanõklõ tüketim malõ imalatõ ise yüzde 11.5 arttõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle