Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
9 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
PARA-META-PARA
MUSTAFA SÖNMEZ
Kapitalist Mimariye Karşı
Emeğin Mimarisi
Geride kalan IMF-Dünya Bankası zirvelerinden
sonra sorulan, İstanbul buluşmasından ne çıktı,
ne mesaj verildi sorusunun yanıtı muhtelif. Her-
kes, durduğu yerden, baktığı optikten gördüğünü
ifade ediyor. IMF ve Dünya Bankası başkanları-
nın her fırsatta ifade ettikleri, toparlanmanın
başladığı ama risklerin sürdüğü vurgusu, algılar-
dan en önde geleniydi. Ama bunun yanında kri-
zin çok büyük eşitsizlikler taşıdığı, işsizliği tır-
mandırdığı, ihtiyatlı, tedbirli olunmaması halinde
önemli gerilimler yaşanacağı, yine zirveden çıkan,
akıllarda kalan uyarılar arasındaydı.
Küresel krizin patlak vermesinde kendi so-
rumluluklarına hiç değinmeyip, sütten çıkmış ak
kaşık gibi üst perdeden konuşan IMF/DB yetki-
lilerini, daha çok gelecek ilgilendiriyordu. Oysa,
1980’lerden başlayarak tüm dünyaya, dışa açıl-
malarını, sınırlarını her tür mal ve sermaye hare-
ketlerine, sıcak para olsun, doğrudan yatırım ol-
sun, yabancı yatırımlara açmayı öneren onlardı.
Özelleştirin, devleti küçültün diyen onlardı. Mer-
kez Bankası’nı özerkleştirin, tek işi fiyat istikrarı
olsun, başka şeye karışmasın diyen onlardı.
Çevre-bağımlı ülkelere, yüksek faiz-düşük kur ile
sıcak para çekin, bu kaynakla büyürsünüz deyip
borç yüklerini ağırlaştıran, ülke ekonomilerinin üre-
tim eşiğini aşındıran, tarımlarını çökerten, iç göç-
lerinin hızlanarak devasa kentleşme sorunlarına,
doğal felaketlere dayanıksız dokulara dönüşme-
lerine sebep olanlar da onlardı. Sosyal devleti
boşlayıp eğitimi, sağlığı bile metalaştırın, piya-
salaştırın diyen onlardı. Finans kapitalin türev pi-
yasalar üstünden likidite bollukları yaratmasını al-
kışlayan, bu yapay likidite bollukları ile geçici la-
le devirleri yaşanmasını her fırsatta yücelten de
onlardı. Bu tarz köpükleşmelerin doludizgin ba-
lonlar yaptıktan sonra patlayacağı ve krizler ya-
ratacağı açıkken, bunlara seyirci kalan da onlar-
dı. IMF/DB ikilisi, son 30 yılda Meksika’da, As-
ya’da, Rusya’da, Latin Amerika’da, Türkiye’de pat-
lak veren bölgesel krizlerin, bir büyük krizin
işaret fişeği olduğunu da anlamazlıktan geldiler.
O kadar öngörüsüzlerdi ki, 2007-2008 süresince,
dünya ekonomisi ile ilgili büyüme öngörülerini 5
kez yenilemek zorunda kaldılar.
Bütün bunlar, bu küresel para baronlarına gö-
re geride kaldı. Artık yapacak şey yok. Şimdi, çu-
kura düşen küresel, piyasacı kapitalizmi, yeniden
nasıl doğrultup, kâr ve sermaye birikimi sürecini
nasıl yeniden işler kılmak mümkün olacak.. bu so-
rular ilgilendiriyor. Dolayısıyla, bazı saf yorum-
cuların beklediği IMF/DB üstünden, onların mü-
dahaleleri ile şekillenecek “yeni bir düzen”, son tah-
lilde yeni bir kapitalizm yaratmak için... Ama bu
operasyon da hiç kolay değil.
Dandik bonolarla aktifleri kalitesizleşmiş küre-
sel banka sistemi, henüz rehabilite edilmiş değil.
Aktarılan trilyonlarca dolara rağmen finans sistemi
defolu. Devletlerin aktardıkları kaynaklarla büyük
açık veren bütçeler, enflasyon belasını da davet
edebilir. Açıkların faturasını hangi sınıflar ödeye-
cek? Arttırılacak vergiler kime yüklenecek, kısılacak
sosyal harcamalar sosyal dengeleri nasıl etkile-
yecek? Emeğin üstüne ne tür antidemokratik ta-
sarruflarla gidilecek?
Açık olan bir şey var; IMF ve Dünya Bankası,
hem merkez hem çevre ülkelerin yönetimlerine,
onlara yön veren finans kapitallere, egemen te-
kellere sistemi restore edebilmek için kaynakla-
rının daha çok arttırılmasını, değişen güç den-
gelerine göre davranmaları gerektiğini telkin ede-
cekler. Krizle birlikte iyice bozulan dünya gelir
dağılımındaki eşitsizliklere bazı pansuman har-
camaları için “fedakârlık” isteyecekler. ABD-Çin
başta olmak üzere belli güçler arasında uzlaşı
sağlamaya çalışacak, yeniden kâr ve sermaye bi-
rikimi çarkının harekete geçirilmesini sağlamaya
çalışacaklar. Bunların tümüne yeni bir “küresel
mimari” çabası diyebiliriz. Ama, son tahlilde
bütün bunlar emeğin sermayece sömürülmesi üze-
rinde yükselen kapitalist bir restorasyondur ve
emeğe son tahlilde ücretli köleliğin devamından
başka bir şey vaat etmez.
Dönem, kapitalistlerin yeni bir mimari arayışla-
rına karşılık emeğin kendi geleceği ile ilgili bir mi-
mari oluşturma, kapitalizmi aşan yeni bir dün-
ya mimarisi oluşturma dönemidir. Emek, geze-
geni ve insanlığı kendine kurban eden kapitaliz-
min, çürüyen kapitalizmin sağlığına kavuşması-
na duacı olamaz. Emek cephesi, küresel kapita-
lizmin hasta yatağından kalkmasını beklemek ye-
rine, sermaye ile bunun için işbirliği yapmayı red-
dedip, kapitalizmi tarihe gömecek yeni bir gele-
ceğin tahayyülüne yönelmelidir.
mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr
Aylõk Üretim Endeksi, ağustosta 5 aylõk yükselişinin ardõndan fren yaparak bir önceki aya göre yüzde 5.7 düştü
Enyüksekdüşüşoranõulaşõmaraçlarõnda
Toplam Sanayi Üretim En-
deksi alt gruplarõnda, 2008 yõlõ-
nõn aynõ ayõna göre, en yüksek dü-
şüş oranõ yüzde 37 ile diğer ula-
şõm araçlarõnõn imalatõnda ger-
çekleşti. Bunu, yüzde 29.8’lik
düşüşle kok kömürü, rafine edil-
miş petrol ürünleri imalatõ izledi.
Alt grupta yer alan kalemler-
den, kömür madenciliği yüzde
11.3 arttõ. Ham petrol ve doğal-
gaz çõkarõmõ yüzde 1, metal cev-
herler madenciliği yüzde 1.2, di-
ğer madencilik ve taşocakçõlõğõ
yüzde 8.2 geriledi.
İmalat sanayi alt kalemlerine
bakõldõğõnda, gõda ürünleri ve
içecek imalatõ yüzde 3.2, tütün
ürünleri imalatõ yüzde 17.1, teks-
til ürünleri imalatõ yüzde 5.7, gi-
yim eşyasõ imalatõ yüzde 16.5, de-
rinin tabaklanmasõ ve işlenmesi
yüzde 15.5 azaldõ.
Plastik ve kauçuk ürünleri ima-
latõ yüzde 7.9, metalik olmayan
diğer mineral ürünleri imalatõ
yüzde 10.8, ana metal sanayi
yüzde 17.8, makine ve teçhizat
hariç metal ürünleri imalatõ yüz-
de 14.8, büro makineleri ve bil-
gisayar imalatõ yüzde 17.9, rad-
yo TV ve haberleşme teçhizatõ ve
cihazlarõ imalatõ yüzde 22.8, tõb-
bi hassas ve optik aletlerle saat
imalatõ yüzde 18.4, motorlu kara
taşõtõ römork ve yarõ römork ima-
latõ yüzde 4.7 düştü.
Elektrik, gaz ve buhar sõcak su
üretimi ve dağõtõmõnda da yüz-
de 3.6 düşüş meydana geldi. Bu
arada TÜİK’in daha önce eksi
yüzde 9.2 olarak açõkladõğõ tem-
muz ayõ aylõk sanayi üretimi en-
deksi yüzde 9 olarak revize
edildi.
İSO BAŞKANI KÜÇÜK:
Anlaşma
olmadan alõm
satõm yapmayõn
İSTANBUL / ANKARA (Cumhuri-
yet) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar-
dõmcõsõ Ali Babacan, piyasa oyuncularõnõ
uyardõ. Türkiye’nin IMF ile 45-50 milyar
dolarlõk anlaşma imzalayacağõ haberleriyle
alõm satõm yapanlara, “Sonuçlarına kat-
lanırsınız” uyarõsõ yaptõ. IMF ile teknik
görüşmelerin birkaç güne kadar başlaya-
cağõnõ açõkladõ.
Babacan, gazetecilere, stand-by ile il-
gili yeni bir gelişme olduğunda bunu ka-
muoyuna duyuracaklarõnõ belirterek “Do-
layısıyla her gün her fırsatta bize bu-
nu sormanız bir şey değiştirmeyecek-
tir” dedi.
IMF anlaşmasõnõn 45 ila 50 milyar
dolar olacağõna dair haberlere de tepki
gösteren Babacan, rakamlarõn havada
uçuştuğunu söyledi.
IMF ile teknik çalõşmalarõn önümüzdeki
günlerde başlayacağõnõ açõklayan Baba-
can, “Ancak IMF heyetini Türkiye’ye
çağırır mıyız çağırmaz mıyız, sonuca
bağlar mıyız bağlamaz mıyız, ihtimal
nedir ne değildir, tüm bu soruların ya-
nıtını yeri geldikçe veririz” diye konuştu.
Borsa zirve yaptõ, dolar 1.4580 ile son bir yõlõn en düşük seviyesine indi
IMF söylentisi rekor getirdi
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn IMF
anlaşmasõyla ilgili “Zirve
sonrasõ bu işi inşallah
kapacağõz” sözleri nihai
karar açõklanacak
beklentisiyle piyasalarõ
pompalamaya devam ediyor.
Ekonomi Servisi - Devlet Ba-
kanõ Ali Babacan’õn “IMF an-
laşmasına göre pozisyon alma-
yın” uyarõsõna karşõn piyasalar
IMF haberlerini fiyatlamaya devam
etti. Dolarõn zayõf seyri sürerken,
borsa bugün de yükselişini sür-
dürdü. İstanbul Menkul Kõymetler
Borsasõ’nda (İMKB) Bileşik En-
deksi 49 bin 879 puandan 2009 yõ-
lõ rekoruyla kapandõ. Gün içinde
50.196 puana kadar çõkan endeks
yeni zirvesini yaptõ.
İstanbul Menkul Kõymetler Bor-
sasõ günün en fazla yükselen bor-
salarõndan biri oldu. Endeksin 49
bin puanõn üstündeki son kapanõ-
şõ 49.466,05 puanla 6 Ekim günü
gerçekleşmişti.
Piyasalarõ değerlendiren uz-
manlar, düşük çõkan enflasyon
rakamlarõnõn da faizlerin düşük se-
viyesini koruyacağõ beklentisine
katkõda bulunduğunu ve bunun da
parayõ borsayõ çektiğine işaret et-
ti. Hisse senetlerinin değer artõşõ
da ortalama yüzde 1.72 oldu. Do-
lar ise 1.4580 ile son bir yõlõn en
düşük seviyesine indi. Dolar son
olarak 15 Ekim 2008’de 1.4575
seviyesini görmüştü.
Altõntümzamanlarõnzirvesinde
Ekonomi Servisi - İngiliz Independent gazete-
sinin, petrol zengini Körfez ülkelerinin, petrol ti-
caretinde dolarõn yerini alacak para sepeti konu-
sunda Rusya, Çin, Japonya ve Fransa ile gizli gö-
rüşmeler yürüttüğü haberi altõna hücüm edilmesi-
ne neden oldu. Altõn fiyatlarõ spot piyasada 1058
dolar 20 sentle tüm zamanlarõn en yüksek düzeyine
çõktõ. Altõn fiyatlarõ halen yüksek seyrini koruyor.
Altõnõn yükselişinde, dolarõn zayõflamasõ ve en-
flasyon kaygõlarõ etkili oldu.
Altõnõn fiyatõ son 7 yõldõr sürekli artõyor. 2002
yõlõ başõnda 280 dolar civarõnda olan altõn fiyatla-
rõ 1058 dolarõ aşarak yeni bir zirve yaptõ. Bir baş-
ka deyişle altõn fiyatlarõ bu dönemde yüzde 277 ar-
tõş kaydetti. Küresel kriz sürecinde altõn fiyatlarõnda
düşüş görüldü.
Altõn fiyatlarõ mart-eylül döneminde en yüksek
980 dolarõ gördü ve dalgalõ bir seyir izledi. Ancak
dolarõn zayõflamasõ, yatõrõmcõlarõ emtia piyasasõ-
na yöneltti. Yõlbaşõnda 880 dolar olan fiyatlar bu
yõl yüzde 20 artõş gösterdi. Uzmanlar, dolarõn de-
ğerinin düşük kalmaya devam etmesi halinde al-
tõnõn fiyatõnõn yõl sonuna doğru daha fazla artabi-
leceği tahmininde bulunuyorlar.
KAMU-SEN: DAR GELİRLİNİN YETERİNCE YÜKÜ VAR
AKP IMF’nin rolünü üstlendi
Ekonomi Servisi - Kamu-Sen, siyasi
iradenin anlaşma olsun ya da olmasõn ağõr
IMF programlarõnõ uyguladõğõnõ belirterek,
“AKP hükümeti varken, verdiği kredilerin
geri dönüşünü garanti etmek için dar
gelirlilerin sõrtõna yeni yükler
bindirilmesini isteyen IMF’ye ne gerek
var” dedi. Türkiye Kamu-Sen’den yapõlan
açõklamada şunlar kaydedildi:
“Gelir dağılımında adaletin
sağlanması, ücretlerin ve alım gücünün
arttırılması, yoksulluğun önlenmesi,
işsizliğin azaltılarak, istihdam arttırıcı
tedbirlerin alınması gibi kaygıları
yoktur. IMF bir finans kurumu
mantığıyla düşünmekte ve programlarını
buna göre şekillendirmektedir. Son
dönemde Hükümetin IMF’siz
Türkiye’de yaptığı uygulamaların
IMF’ye rahmet okutacak türden olduğu
görülmektedir. Dolayısı ile vatandaşları
her fırsatta ezen, maaşlara zam
yapmayan, istihdam artırıcı ve tüketim
kesimini destekleyecek tedbirler almak
yerine finans ve rantiye kesimini
destekleyen bir AKP Hükümeti varken,
verdiği kredilerin geri dönüşünü garanti
etmek için dar gelirlilerin sırtına yeni
yükler bindirilmesini isteyen IMF’ye
gerek yoktur.”
KOÇ HOLDİNG ÜST YÖNETİCİSİ STAND BY’DAN YANA
Kaynak gelirse rahatlık sağlar
Ekonomi Servisi - Koç Holding
Üst Yöneticisi (CEO) Bülent
Bulgurlu, Türkiye’nin IMF ile
bir stand by anlaşmasõ yapmasõ
durumunda gelecek kaynağõn
Türkiye’deki bankalarõn kendile-
rini fonlamasõna yardõmcõ olaca-
ğõnõ ve getireceği disiplin nede-
niyle ülkenin kredibilitesinin
yükselmesini sağlayacağõnõ bil-
dirdi.
Bulgurlu, IMF-Dünya Bankasõ yõllõk
toplantõlarõna ilişkin AA muhabirine
yaptõğõ açõklamada, bu kapsamda bire bir
çok sayõda toplantõlar
gerçekleştirdiklerini, söz konusu
toplantõlarda dünyadaki
ekonomik gelişmeler ve
beklentilerle ilgili fikir
alõşverişinde bulunduklarõnõ
söyledi.
Artõk insanlarõn çok
konservatif bir tutum
sergilediklerini ve düşünce
tarzlarõnõn da bu yönde
gelişmekte olduğunu gördüğünü
dile getiren Bulgurlu, “Türkiye gözüyle
baktığımız zaman, biz izafi olarak
onlara göre daha iyiyiz gibi gözüktü.
Bu da beni memnun etti” dedi.
OTELLER MEMNUN
Toplantõlarİstanbul’un
tanõtõmõna yaradõ
İSTANBUL (AA) -
Turistik Otelciler, İşlet-
meciler ve Yatõrõmcõlar
Birliği (TUROB) Ge-
nel Sekreteri Levent Er-
doğan, IMF ve Dünya
Bankasõ yõllõk toplantõ-
larõnõn Türkiye’de ya-
põlmasõna ilişkin, “En
büyük kazancımız, İs-
tanbul’un tanıtımına
katkısıdır” dedi.
Başlangõçta 20 bin ci-
varõnda bir katõlõm bek-
lendiğini ancak, katõlõ-
mõn kendi tahminlerine
göre 8 bin, bazõ tahmin-
lere göre de 11-12 bin
kişi civarõnda oluştuğu-
nu belirten Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabii ki katılımları
şöyle değerlendirmek
lazım; gelen insanla-
rın kalış süreleri de
önemli. Gelen insan-
ların kalış süreleri de
çok uzun oldu. Şu an-
da toplantılara gelen
insanların tamamı ge-
ri dönmedi, 12 Ekim’e
kadar konaklamaların
büyük bir kısmı de-
vam edecek. Toplantı
öncesi ve sonrası turlar
da devam ediyor.”
Toplantõya katõlan ki-
şi sayõsõ bazõnda bakõl-
dõğõnda, beklentilerinin
altõnda kaldõğõnõ vurgu-
layan Erdoğan, otellerin
ortalama yüzde 90 civa-
rõnda doluluk sağladõ-
ğõnõ kaydetti.
Sanayide kronik daralma
Babacan, “Risk algısı oluşsaydı reel
faizlerin, nominal faizlerin bu noktaya
gelmesi mümkün olmazdı” dedi.
Bülent Bulgurlu.
Ekonomi Servisi - İstanbul Sanayi
Odasõ (İSO) Başkanõ Tanıl Küçük,
küçülmenin önümüzde devam edeceği
endişesini taşõdõklarõ uyarõsõnda bulun-
du. Küçük, ÖTV-KDV indirimlerinin
tekrar gündeme gelmesi ve iç piyasayõ
başka tedbirlerle destekleyerek canlan-
dõrõlmasõna mutlaka devam edilmesini
istedi. İSO Başkanõ, açõklamasõnda
şunlarõ aktardõ:
“Marttan itibaren, bir önceki aya
göre artışta olumlu bir gidişat gör-
mekteydik. Küçülmenin önümüzde-
ki aylarda da devam edeceği endişe-
sini taşımaktayız. Önlem alınması
gerekmektedir. Bir önceki aya göre
endeksteki, beş aylık olumlu gidişat,
büyük ölçüde ÖTV-KDV indirimle-
rinin sonucudur. ÖTV-KDV indi-
rimleri tekrar gündeme gelmeli ve
iç piyasayı canlandıracak başka ted-
birlerle de desteklenerek mutlaka
devam etmelidir.”
Türkiye İşveren Sendikalarõ Konfe-
derasyonu da (TİSK), sanayi üretimi
rakamlarõnõn, istihdamda kan kaybõnõn
hõzlandõğõnõn göstergesi olduğunu sa-
vundu. TİSK’in açõklamasõnda “Kriz-
de Türkiye’de önlemler istihdam
üzerinde yeterli etkiyi yaratmamış-
tır. Sosyal sigorta işveren primleri
ve kıdem tazminatı gibi temel yük-
lerde hafifletme şarttır” denildi.
İç piyasa mutlaka
desteklenmeli
Sanayi üretimi geçen yõl
yüzde 3.6 küçüldüğü ağustos
ayõndan bu yana bir önceki
yõlõn aynõ ayõna göre daralõyor.
Böylece sanayi üretimi arka
arkaya 13 ay daralmasõnõ
sürdürmüş oldu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sanayi üretimi ağustos
ayõnda, bir önceki yõlõn aynõ ayõna
göre yüzde 6.3, temmuz ayõna
göre ise yüzde 5.7 düşüş gösterdi.
Sanayi üretimi geçen yõl yüzde
3.6 küçüldüğü ağustos ayõndan bu
yana bir önceki yõlõn aynõ ayõna
göre daralõyor. Böylece sanayi
üretimi arka arkaya 13 ay
daralmasõnõ sürdürmüş oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
tarafõndan açõklanan, 2009 Yõlõ
Ağustos Ayõ Sanayi Üretim Endeksi
sonuçlarõna göre, 2009 yõlõ Ağustos
ayõnda, bir önceki yõlõn aynõ ayõna
göre madencilik ve taş ocakçõlõğõ
sektörü endeksi yüzde 0.6 arttõ.
İmalat sanayi sektörü endeksi yüzde
7.2, elektrik, gaz ve su sektörü
endeksi ise yüzde 3.6 azaldõ.
Ana sanayi gruplarõ
sõnõflanmasõna göre, ağustos
ayõnda geçen yõlõn aynõ dönemine
göre en yüksek düşüş yüzde 15.8
ile sermaye malõ imalatõnda
görüldü. Diğer gruplar
incelendiğinde aramalõ imalatõ
yüzde 7, dayanõksõz tüketim malõ
imalatõ yüzde 5.2 ve enerji yüzde
5 düştü, dayanõklõ tüketim malõ
imalatõ ise yüzde 11.5 arttõ.