Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dünyada
100’den fazla ülkede bugün “5 Ekim Dünya
Öğretmenler Günü” kutlanõyor. Türkiye’de
öğretmenlerin iş yükünün fazlalõğõndan ücret
düşüklüğüne kadar pek çok sorunu çözüm bek-
liyor. Türkiye’deki bir öğretmenin Avrupa’daki
meslektaşlarõna göre ortalama 180 saat daha
fazla çalõşmasõna karşõn, yõllõk 13 bin dolar da-
ha düşük ücret almasõ öğretmene değer verilme-
diğini ortaya koyuyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkõnma Örgütü’nün
(OECD) hazõrladõğõ “Bir Bakışta Eğitim 2009”
adlõ rapor, Türkiye’de eğitim emekçilerinin du-
rumunu gözler önüne seriyor. Rapora göre, Tür-
kiye’de bir öğretmen yõlda toplam bin 832 saat
çalõşõyor.
Avrupa ülkelerinin ortalamasõnõn bin 652 saat
olduğu dikkate alõndõğõnda Türkiye’deki öğret-
menlerin ortalama 180 saat daha fazla çalõştõğõ
ortaya çõkõyor. İskoçya’da bir öğretmen 1365
saat, İspanya’da 1425 saat, Portekiz’de ise 1432
saat çalõşõyor.
Türkiye’de okulöncesi eğitimde bir öğretmen
başõna 26, ilköğretimde bir öğretmen başõna 26
ve ortaöğretimde ise bir öğretmen başõna 17 öğ-
renci düşüyor. Her üç okul türünde de Türkiye,
Avrupa ülkeleri arasõnda birinci sõrada yer alõ-
yor.
İş yükünde 1. ücrette sonuncu
OECD’nin raporuna göre Rapora göre, 2007
yõlõnda ilköğretim okulunda çalõşmaya başlayan
öğretmenin başlangõç maaşõ yõllõk 17 bin 909
dolar olarak hesaplanõrken, 2009 yõlõnda aynõ
ücret 14 bin 63 dolara geriledi. 2007 yõlõnda en
üst derecede kadrosu olan bir ilköğretim öğret-
menin maaşõ 21 bin 623 dolar iken, 2009 yõlõnda
bu rakam 17 bin 515 dolara düştü. Lisede çalõş-
maya başlayan bir öğretmenin başlangõç maaşõ
2007 yõlõnda toplam 18 bin 179 dolar olarak he-
saplanõrken, 2009 yõlõnda aynõ durumdaki bir
öğretmenin aldõğõ maaş krizin etkisiyle 14 bin
63 dolara geriledi. Almanya’da kõdemli bir ilk-
öğretim öğretmeninin maaşõ ekonomik krize
karşõn iki yõl için 52 bin 62 dolardan 57 bin 630
dolara; kõdemli bir lise öğretmeninin maaşõ ise
57 bin 671 dolardan 71 bin 546 dolara yükseldi.
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2009 PAZARTESİ
6 EĞİTİM
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Aptalca Bir Şey
(Bedeli Biz, Türk ve Kürt Ödeyecek)
Elektronik postama “çok iyi bir çalışma” başlığı ile
ikide bir düşen “aptalca” bir araştırma var. Amacı,
Kürtlerin Çanakkale Savaşı’na hiç katılmadıklarını
veya çok az katıldıklarını “belgelemeyi” amaçlıyor. Ça-
nakkale’de şehit düşen askerlerin bölgesel dağılımı-
nı gösteriyor.
Bu haritaya göre, Güneydoğu ve Doğu Anadolu böl-
gerine düşen “şehit sayılarının oranı” yüzde 2! İstan-
bul yüzde 29, Akdeniz yüzde 7!
Verilmek istenen mesaj “Bak Çanakkale’de Kürtler
savaşmadı!” İkinci mesaj “onlar kurucu unsur değil-
di...” Sonraki çıkarsamalar: Kürtler şöyledir, böyledir...
Hatta: Onları Türkiye’den atmak gerekire bile varan-
lar var..
Aynı “araştırma”da başka bir harita daha var: Kur-
tuluş Savaşı’nda şehit olanların bölgesel dağılımı... Ba-
kıyoruz: Karadeniz, İç Anadolu ve Ege’de yoğunlaş-
mış şehitler. Güneydoğu’nun payı ise yüzde 2, Do-
ğu Anadolu’nun yüzde 7!
Buna göre de İstanbul’u Türkiye’den “şutlamak” ge-
rekir!
Osmanlı zamanında, İkinci Dünya Savaşı’nda Su-
riye’de vb. şehit olanların dağılımına bakarsak, aca-
ba ne göreceğiz?!
Bu tür “şehit” sayımından bugün için zırva sonuç-
lar çıkarmak ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını, böl-
gelerini, etnik kökenlerini töhmet altına sokmak, ay-
rılıkçılığı körüklemenin de dik âlâsıdır!
İktidarın oluşturduğu atmosfer içinde “Kürt soru-
nu”nun geldiği, getirildiği, sürüklendiği, iteklendiği nok-
tada, ayrılıkçı rüzgârlar daha şiddetle esiyor.
Bu iki halkın birbiriyle kaynaştığını, birlikte üzüldü-
ğünü, birlikte sevindiğini, pek çok konuda birbirine
destek olduğunu, yüz binlercesinin/milyonlarcasının
her anlamda ortak hayat kurduğunu anımsatmıyor
egemen siyaset. Ve buna göre birliktelik siyasetleri ge-
liştirmiyor.
Şüphesiz ki, Kürtler bu ülkeyi yöneten siyasetin da-
ha fazla cefasını çekti. Daha yoksul kaldı. Türk ve Kürt
önde gelen siyasetçiler, zenginlikleri kendi sınıfları ara-
sında paylaşmakta, Türk ve Kürt emekçilerinin ise da-
ha çok mutlu olmasını ve refaha ulaşmasını engelle-
mekte işbirliği yaptılar. Kürt kökenli yurttaşlar, yok-
sulluktan, baskıdan, özgür ve eşit yurttaş olamamaktan
daha çok payını aldı.
Bugün gelinen noktada ise Kürt egemen siyaset-
çileri, Kürtlerin emeklerini yalnız ve tek başlarına sö-
mürmeye yöneldi. Olayın emekçiler açısından bir yö-
nü budur.
Şüphesiz, Kürt dili ve kültürü de, ülkeyi bunca yıl-
dır yöneten siyasetçilerin müthiş baskısı altında kal-
dı. Bir yazılı Kürt kültürü ülkemizde gelişemedi. As-
keri darbe ve sıkıyönetim dönemlerinde bu baskı had
safhaya çıktı. Bugün Kürt siyasetçilerin neredeyse ta-
mamen “ayrılıkçı” yönde ilerlemelerinde, çekilmez ha-
le gelen bu tür baskıların payının büyük olduğunu ka-
bul etmeliyiz. Türk-Kürt gerici siyasetçilerinin ortak-
laşa yarattıkları bir sonuç veya durum ile karşı kar-
şıyayız.
Her şey, iki dilde eğitime, federasyona, özerk böl-
geciliğe ve sonuçta ayrılıkçılığa götürüyor. Hem de çok
hızlı! Çünkü arkada ABD vardır! Ve epey de Avrupa!
Bizdeki utanmaz yandaşlar “bu işin arkasında ABD’nin
olduğunu söylemek, komplo teorisidir” desinler!
TRT Şeş’in bile kuruluş sürecine, bizzat Amerika bü-
yükelçiliği siyasi yetkililerinin katıldıklarını, TRT’ye ge-
lerek gelişmeyi hızlandırıcı etkide bulunduklarını
okuyoruz (TRT’de Kürtçe Yayın Kavgası, Lâtif Okul,
3 Ekim 09, Cumhuriyet)
Cumhurbaşkanı Gül’ün, Meclis’i açış konuşma-
sında “eğer biz bu açılımı kendi irademizle yapmaz-
sak, başka güçler yapar, bu meseleyi çözer” biçiminde
konuşması, olayın perde arkasını yeterince açıklayı-
cıdır ve bu köşede yazdıklarımızı doğrulayıcıdır!
Gül’e, Türkiye’yi bu gerçekten haberdar ettiği için te-
şekkür borçluyuz!
Kürt ayrılıkçılığının rüzgârını şişiren güç ABD’dir. PKK
ve DTP, oradan aldıkları güçle ayrılıkçı politikalarını
tırmandırıyor.
AKP âcizdir! “Açılım”ı sürdürmek zorundadır! Çün-
kü, “açılım”ı dış güçler sürdürür ve gerçekleştirirse,
AKP’nin de Gül’ün de işi bitmiş demektir!
AKP iki yıl içinde bu “açılım”ı bitirmek zorunda. Ama
öyle gözüküyor ki, bu “açılım”ı yapsa da yapmasa da,
sonuçta çok büyük bir bedel ödeyecektir!
Tabii, bir partinin bedel ödemesinin önemi yoktur,
yüzlerce parti gibi batar gider; ama asıl bedeli Tür-
kiye ve “ırk” temelinde birbirine düşürülecek Türkiye
Cumhuriyeti yurttaşları ödeyecek!
Tehlikenin farkında mıyız?
Skandalõn faturasõ öğretmeneMAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Piyango Ana-
dolu Lisesi’nde “uğursuzluk oldu-
ğu” gerekçesiyle Ocak 2009’da oku-
la kurşun döktüren okul müdürü Ali
Okur hakkõnda hiçbir soruşturma
açõlmazken, skandalõ ortaya çõkaran
Eğitim-Sen temsilcisi ve biyoloji
öğretmeni Aysun Pehlivanlı usulsüz
bir şekilde ceza aldõ. Pehlivanlõ’ya sa-
vunmasõ istenmeden “amirlerine
ve okul personeline karşı kötü
davranışları” gerekçe gösterilip,
ihtar cezasõ verildi.
Skandalõn kamuoyuna yansõmasõnõn
ardõndan biyoloji öğretmeni Aysun
Pehlivanlõ hakkõnda 45 gün önce yap-
tõğõ bir davranõşla ilgili olarak soruş-
turma başlatõlarak, usulsüz bir şekil-
de ceza verildi. Edinilen bilgiye göre,
skandalõn yaşandõğõ 2 Ocak 2009 ta-
rihinde Pehlivanlõ, nöbetçi öğretmen
olduğu katta okul memuru Yasemin
Kırağ ve iki kadõnõn hizmetli odasõnda
kurşun döktüğünü gördü. Pehlivanlõ,
durumu okul müdürüne bildirince,
okul müdürü Okur, “Senin ne işin var
orada? Ben işiniz olmayan yere
girmeyeceksiniz demedim mi?” di-
yerek tepki gösterdi.
Baskılar artıyor
Pehlivanlõ’nõn konuyu öğretmenler
kurulunda gündeme getireceğini ifa-
de etmesinin ardõndan okul yönetimi
öğretmen üzerinde baskõ kurmaya
başladõ. Okul yönetimi ilk olarak
Pehlivanlõ’ya ders saati içinde müdür
yardõmcõsõ Fatih Kaymaz tarafõn-
dan çağrõlan bir öğrenciyi, mevzuat ge-
reği izin kâğõdõ olmadõğõ gerekçesiy-
le, dersten çõkarmamasõ nedeniyle
resmi yazõyla uyardõ. Okur imzalõ ve
27 Şubat 2009 tarihli uyarõ yazõsõnda,
acil zamanlarda öğrencilerin idareye
izin kâğõdõ olmadan da çağrõlabilece-
ği savunularak, Pehlivanlõ’nõn amir-
lerine karşõ daha saygõlõ olmasõ ge-
rektiği belirtildi. Daha sonra 5 Mart
2009 tarihinde Pehlivanlõ’yõ odasõna
çağõran Okur, öğretmenden artõk olay-
lardan uzak durmasõnõ, çok fazla
konuşmamasõnõ istedi. Skandalõn ga-
zetelerde Mart 2009’da haber olma-
sõnõn ardõndan Pehlivanlõ hakkõnda 3
Nisan 2009 tarihinde 45 gün önce
yaptõğõ bir olayla ilgili soruşturma
başlatõldõ. Soruşturmada Müdür Okur
kendini muhakkik (soruşturmacõ)
olarak görevlendirdi.
16 Nisan’da ifadesi alõnan Pehli-
vanlõ’ya yaklaşõk 6 ay sonra ve sa-
vunmasõ alõnmadan ihtar cezasõ verildi.
Okur’un 31 Ağustos 2009 tarihli ce-
za yazõsõnda, “Gerek amirlerinize ge-
rekse arkadaşlarınıza karşı daha
dikkatli davranmanız ve medeni
kurallar çerçevesinde hareket et-
meniz konusunda 27 Şubat 2009’da
uyarılmanıza rağmen benzer dav-
ranışlarınızı devam ettirdiğiniz an-
laşılmaktadır” denildi.
‘Yıldırma politikası’
Eğitim-Sen Ankara 2 No’lu Şube
Başkanõ Tuğrul Culfa, cezanõn,
temel görevi bilimsel laik eğitim
mücadelesi veren öğretmenlere yö-
nelik baskõ ve yõldõrma politikasõnõn
bir göstergesi olduğunu belirtti.
Culfa, “Sorunları il milli eğitim
müdürüne de defalarca iletme-
mize rağmen okul müdürü hak-
kında herhangi bir işlem ya da
uyarı yapılmadı. Müdürün bu
tutumu çalışma barışını da boz-
maktadır” dedi.
Ankara Milli Piyango Anadolu Lisesi’nde kurşun döktürme olayõnõ ortaya çõkaran Eğitim-Sen üyesi cezalandõrõldõ
Okulda “uğursuzluk olduğu” gerekçesiyle kurşun döktüren okul müdürü Ali Okur hakkõnda
bugüne kadar Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafõndan soruşturma dahi açõlmadõ. Bu olayõ
ortaya çõkaran öğretmene usulsüz bir şekilde ihtar cezasõ verildi.
FİGEN ATALAY
İlköğretim çağõndaki çoğu kõz
yaklaşõk 250 bin çocuk, yeni öğ-
retim yõlõnda kayõt yaptõrmadõ.
Bir o kadarõnõn, sisteme kayõtlõ ol-
salar da okula devam edemedikleri
belirtiliyor. Kõrsal kesimde ya da
büyük kentlerin çeperlerinde ya-
şayan çocuklar, õsõtma sistemi ça-
lõşmayan okullarda eğitim gör-
mek zorunda kalabiliyorlar. İs-
tanbul’da hâlâ 70 kişilik sõnõflar-
da okuyan öğrenciler bulunuyor.
Okulda şiddet sorunu da çözüle-
miyor.
Oysa eğitim, uluslararasõ hu-
kuk belgelerinin koruma altõna
aldõğõ temel bir insan hakkõ. Her
çocuğun sağlõklõ ve güvenli bir or-
tamda eğitim görme hakkõ var.
Eğitim Reformu Girişimi (ERG),
tüm çocuklarõn eğitim süreç ve or-
tamlarõnda haklarõnõ öğrenmesi, iç-
selleştirmesi ve gerektiğinde hak
arama yollarõnõ kullanabilmesi
için “Eğitimde Haklar” projesi-
ni yürütüyor. www.egitimdehak-
larimizvar.org internet sitesinin
de bu amaçla kurulduğunu vurgu-
layan ERG Direktörü Prof. Dr. Üs-
tün Ergüder, şöyle diyor: “Her
çocuk zorunlu eğitimden yarar-
lanmalı, her çocuk ilköğretimden
mezun olmalı. Ancak çocukların
eğitimle ilgili sahip oldukları
haklar, yalnızca eğitime erişim-
le sınırlı değil. Çocuklar aynı za-
manda sağlıklı ve güvenli bir or-
tamda eğitim görmeyi de hak
ediyorlar. Bu ortam her türlü
şiddetten arındırılmış olmalı.
Eğitim sistemi çocukların din-
lenme, boş zaman ve oyun hak-
kı olduğunu dikkate almalı, öğ-
rencilerin üzerine aşırı yük yük-
lenmesini önlemeli. Öğrenciyle il-
gili kararlar verilirken çocuk-
ların da görüşleri dikkate alın-
malı, çocukların kendileriyle il-
gili kararlara katılım hakkı ol-
duğu unutulmamalı. Bunlar ve
daha birçok hak, Çocuk Hakla-
rına Dair Sözleşme ve diğer
uluslararası hukuk belgeleriyle
ortaya konulmuş durumda. Tür-
kiye de bu insan hakları belge-
lerinin imzacısı ve ülkemizde
yaşayan her çocuk, bu haklara
sahip. Peki, çocuklar ve anne-
babalar, bu haklarının ne kadar
farkında?”
Çocuklar, bu internet sitesinde,
okul içindeki mekânlarla ilgili
haklarõnõ sanal bir okulu gezerek
öğrenebiliyorlar. Bu gezinti sõra-
sõnda onlara dört farklõ “eğitimde
haklar spreyi” eşlik ediyor. Ço-
cuklar bu sitede, eğitimde haklar-
la ilgili oyunlar oynayabiliyorlar ya
da diğer belge ve sitelere erişebi-
liyorlar.
Eğitim Reformu Girişimi, tüm çocuklarõn eğitim süreç ve
ortamlarõnda haklarõnõ öğrenmesi, içselleştirmesi ve gerektiğinde
hak arama yollarõnõ kullanabilmesi için çalõşmalar yürütüyor.
Çok çalışıp az kazanıyorlar
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde emekçilerin sorunlarõ bir kez daha gözler önüne serildi
Köy Enstitüleri ve Çağdaş
Eğitim Vakfı Başkanı
Erdal Atıcı dünya ülkelerinin
yanı sıra Türkiye’de de
kutlanan Dünya Öğretmenler
Günü’nde toplumsal
geleceğin hazırlanmasında
emek veren
öğretmenlerin hak
ettikleri özlük
haklarının yanında
hak ettikleri
itibarlarının da
verilmesi
gerektiğini
kaydetti. Türkiye’de
öğretmenlerin yıllardır
ağır ekonomik ve
sosyal sorunlar ile
savaşarak yaşamaya
çalıştığını söyleyen Atıcı,
öğretmenlerin yüzde
30’unun ikinci bir iş
yapmak zorunda kaldığını
belirtti.
YÜZDE 30’U EK İŞ YAPIYOR
Eğitimde haklarõmõz var i Her çocuk eğitim hakkõndan eşit
olarak yararlanmalõ.
i En önemlisi senin yararõn.
i Eğitim, yaşamõnõ ve gelişimini
desteklemeli.
i Dinlenebilmeli, boş zamanlarõnõ
değerlendirebilmeli, oyun
oynayabilmelisin.
i Eğitim ortamlarõ sağlõklõ olmalõ.
i Görüşlerin dikkate alõnmalõ,
görüşlerini özgürce ifade
edebilmelisin.
i Derneklere üye olabilmeli,
arkadaşlarõnla barõş içinde
toplanabilmelisin.
i Bilgi ve belgeye erişebilmelisin.
i Özel yaşamõna saygõ gösterilmeli.
i Eğitim ortamlarõ şiddet
içermemeli.
Nitelikli öğretimin
koşulu
YEDİTEPE-BELEDİYE İŞBİRLİĞİ
Adalar’da felsefe
İstanbul Haber Ser-
visi - Yeditepe Üniver-
sitesi Fen Edebiyat Fa-
kültesi Felsefe Bölümü
ile Adalar Belediyesi’nin
işbirliğiyle düzenlenen
“Adalar’da Felsefe Et-
kinlikleri” başladõ.
Adalar Belediye Mec-
lis Salonu’da düzenlenen
felsefe etkinliklerinin
açõlõş konuşmasõnõ yapan
Adalar Belediye Başka-
nõ Mustafa Farsakoğlu,
meclis koltuklarõnda fel-
sefecilerin oturmasõnõn
çok sevindirici olduğunu
belirterek “Bu salonda
ilk defa ilçenin sorun-
larını tartışmayacağız,
felsefe yapacağız” dedi.
Farsakoğlu, felsefe et-
kinliğinin çokkültürlü-
lüğün, harmoninin sem-
bolü olan Adalar ilçe-
sinde yapõlmasõnõn da
daha da anlamlõ olduğu-
nu söyledi.
Yeditepe Üniversitesi
Felsefe Bölümü Başka-
nõ Prof. Dr. Saffet Ba-
bür, felsefe etkinlikleri-
nin farklõ konu ve ko-
nuşmacõlarla devam ede-
ceğini, hedefin sadece
akademik dünya olma-
dõğõnõ, felsefeye ilgi du-
yan herkesin etkinlikle-
re katõlabileceğini söy-
ledi.
Prof. Dr. Doğan Öz-
lem “Özgürlük ve Öz-
gürlükler” başlõklõ su-
numunda “özgürlük”
kavramõnõn birçok top-
lum, felsefi akõm ve bi-
lim alanõndaki farklõ an-
lamlarõnõ irdeledi. Çağ-
daş siyaset felsefesinde
ve hukukta iki temel
yaklaşõmõn olduğunu
söyleyen Özlem, çeşitli
alanlarda birey hak ve
özgürlüklerin savunu-
cusu olan liberal yakla-
şõm ile eşitlikçiliği daha
fazla ön plana çõkaran
toplumsal özgürlükçü
yaklaşõmõn savunucusu
sosyalist fikirlerin bu
alandaki temel yakla-
şõmlar olduğunu kay-
detti. (0 216 578 06 94 -
sbabür@yeditepe.edu.tr)
Üniversitelere ek
yerleştirmeler
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Üniversitelerdeki boş kon-
tenjanlara yapõlacak ek yerleştirme
için başvurular bugün başlõyor.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme
Merkezi (ÖSYM), ÖSS merkezi
yerleştirme ve kayõtlar sonucunda
boş kalan kontenjanlar ile üniver-
sitelere yeni tahsis edilen konten-
janlara ek yerleştirme yapacak.
Adaylar, ek yerleştirme için ha-
zõrlanan kõlavuza, ÖSYM’nin
“www.osym.gov.tr” internet ad-
resinden ulaşabilecek. Kõlavuz ay-
rõca pazartesi gününden itibaren sõ-
nav merkezlerinden de alõnabile-
cek. Başvurular 9 Ekim’de sona
erecek.
Kontenjanlar
Devlet ve vakõf üniversiteleri
ile KKTC’deki ve yurt dõşõndaki
üniversitelerde 50 bin 990’õ li-
sans, 110 bin 475’i ön lisans olmak
üzere toplam boş kontenjan sayõ-
sõ 161 bin 465 olarak belirlendi.
Devlet üniversitelerinin lisans prog-
ramlarõnda 23 bin 409, ön lisans
programlarõnda 83 bin 481 olmak
üzere toplam 106 bin 890 boş
kontenjan mevcut. Vakõf üniver-
sitelerinde 14 bin 651 lisans, 25 bin
388 ön lisans; KKTC’deki üni-
versitelerde 12 bin 234 lisans, bin
474 ön lisans; yurt dõşõndaki üni-
versitelerde de 696 lisans, 132 ön
lisans program boş bulunuyor. Ek
yerleştirme ile üniversitelere gir-
meye hak kazanan adaylar 19-21
Ekim’de kayõt yaptõracak.
Her yıl, okul çağına
gelmiş binlerce çocuk
tarlada, hayvanların
bakımında ve ev işlerinde
çalıştığı için okula
gidemiyor. Yine binlerce
çocuk da derslik, bina ve
öğretmen yetersizlği gibi
nedenlerle eğitim
hakkından yoksun
kalıyor.
BUGÜN BAŞLIYOR
obursali@cumhuriyet.com.tr