Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 EKİM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Açılımın İçeriği
Kandil’den Geldi
Aylardır içinde nelerin olacağını öğrenemeden
tartıştığımız “Açılım” projesi, 34 PKK’linin, önceki
gün anavatanları Türkiye’ye dönmek amacıyla
Habur’a gelişleri ile yeni ve önemli bir aşamaya
ulaştı.
5’i terörist çetesinin Kandil’deki üssünden,
gerisi Mahmur kampından seçilerek
görevlendirildikleri bilinen bu ilk VIP grubu,
DTP’nin tanımlamasına göre Öcalan’ın çağrısına
uyularak “barış elçileri” olarak mı gönderilmiştir?
Yoksa, İçişleri Bakanı Atalay’ın söylediği gibi,
gelenler, hükümetin “Açılım” planının bir parçası
olarak, ülkeye dönmesi beklenilen 150 Kürt
kökenli yurttaşın ilk öncüleri midir?
Başbakan dün partisinin grup toplantısında, bu
gelişi “güzel şeyler” olarak değerlendirken 29’u ilk
sorgularından sonra serbest bırakılan, 5’inin örgüt
üyeliği suçlaması ile tutuklanması istenilen bu 34
kişinin “İmralı’dan yönetildikleri”ni kabul etmeye
yanaşmadı.
Tam aksi görüşü savunmayı yeğleyerek, İmralı
ile gelenler arasındaki ilişkinin bazı medya
gruplarınca ortaya atıldığını da söyledi.
Oysa, “Açılım” planının bir ucunun terörist
başının elinde olduğunu gösteren bu iddianın
kaynağı, Erdoğan’ın dediği gibi, “bazı medya
grupları” değildir. Habur’a özel görevle
gönderilmiş olan yetkili dört cumhuriyet
savcısına kendilerinin Barış Elçileri olarak
gönderildiklerini söyleyenler tarafından verilen ve
birbirleri ile örtüşen ifadelerde de tekrarlanan
anlatımlardır.
Kendilerini Barış Elçisi olarak tanıtanlar,
üstlendikleri misyona öylesine inanmış olmalılar ki,
savcıların kendilerine yardım amacı ile
hatırlattıkları “pişmanlık hükümleri”nden
yararlanmayı düşünmediklerini sergileyen bir
tutum izlemişlerdir.
Kime inanacağız?
Bu iki çelişkili anlatım, ister istemez Hoca’nın
“Bana mı, yoksa ahırdan gelen sese mi
inanacaksın?” öyküsünü çağrıştırdığı için, ister
istemez şeytanın avukatlığına soyunmak zorunda
kalanlar şu sorunun yanıtını aramak durumunda
kalmıştır:
“Mahmur ve Kandil’de konuşlanmış olanlar
adına, kendilerine bir de Barış Elçileri payesi
verilen bu öncü grubun oluşturulma şekli,
altlarındaki birbirlerinden pahalı cipler, terör örgütü
flamaları ve Öcalan posterleri ile özenle planlanmış
uğurlanma ve karşılanma hazırlıklarının arkasında
yoksa ABD Başkanı Obama ve kurmaylarının
katkıları mı bulunuyor?”
Bu 34 kişi, ellerine verilmiş olan ve
Cumhurbaşkanı’ndan başlayarak, TBMM
Başkanı’na, Başbakan’a verileceğini söyledikleri
mektuplar getirmişlerdir.
PKK’nin haber ajansının açıklamasına göre, o
mektuplardaki 9 maddede, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası’nın değiştirilmesi, ulusal
bütünlüğünün etnik bir yapıya
dönüştürülmesinin çatı olarak alındığı öneriler
ve koşullar yer almaktadır.
Artık CHP’ye ihtiyacı yok
19 Ekim 2009 tarihi, bu 34 kişinin geliş şekli,
getirdikleri koşullu görüşme önerisinin yanı sıra,
Habur sınır kapısında başta İçişleri Bakanlığı
Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT’in
ileri gelen elemanlarının gözleri önünde önem
taşıyan yeni sürecin başlatıldığı gün olarak tarihe
geçmiştir.
Önceki günden itibaren, Başbakan’ın aylardan
beri ağzında dolaştırıp, ayrıntılarına bir türlü yer
vermediği o “açılım” planında ucu, gelenlerin
beraberlerinde taşıdığı o mektuplarda yazılan
taleplerle görünmüştür.
MHP’nin desteğini çoktan gözden çıkartmış
olan Başbakan’ın, dünkü grup konuşmasında
kullandığı söylem, kamuoyunun bilgisine sindire
sindire sunulan hazırlıkların, önceki güne kadar
CHP Genel Başkanı’nı da yanına almak için
sürdürdüğü ısrarları da bırakarak, tamamlanmaya
çalışılacağının şifrelerini içeriyor.
Bu konuşmaya da bakarak, Erdoğan’ın ABD
Başkanı ile 29 Ekim’de Washington’da
gerçekleşeceği anlaşılan görüşmesine, önceden
aldığı ev ödevlerini tamamlamaya kararlı olarak
gideceğini söyleyebilir miyiz?
obirgit@e-kolay.net; Faks: 0 216 302 82 08
90’lõ yõllarda yatõrõmlarõyla zirveye ulaşan Uzanlar’õn sonunu, aleyhlerine açõlan davalar getirdi
Yükselişten dibe vuruşa
MİYASE İLKNUR
Uzan ailesi 1990’lõ yõllarda gerek
özel gerek kamuya ait olsun sa-
tõlan her şirkete alõcõ çõkõyordu. Ancak
Uzanlar’õn asõl ilgi odağõ özelleştirme
kapsamõndaki şirketlerdi. Demirel hü-
kümeti döneminde özelleştirme iha-
lelerinin gedikli müşterileri olan Uzan-
lar, Trabzon , Gaziantep, Urfa, Bartõn
Çimento fabrikalarõna milyonlarca
dolar ödeyerek satõn aldõlar. Asõl çõ-
kõşlarõnõ ise Koç ve Sabancõ Hol-
ding’in de alõcõ olduğu Çukurova ve
Kepez Elektrik’in hisselerini satõn
alarak gerçekleştirdiler. Çukurova
Elektrik’in (ÇEAŞ) devlete ait yüzde
11.25’ini, Kepez Elektrik’in ise
25.39’unu satõn alan Uzan Grubu,
yõllõk net kârõ 500 milyar olan şirketin
yönetimini ele geçirmek için hareke-
te geçti. Para karşõlõğõ hisselerin ve-
kâletini toplamaya başladõlar. Bu ara-
da Uzanlar, küçük hisseleri toplayarak
hissedarlõk oranlarõnõ yüzde 11’den
yüzde 60’lara çõkardõlar. Hisselerin ve-
kâletlerini toplarken “ÇEAŞ, KİT
gibi yönetiliyor, şirketleri daha iyi
yönetip, ortaklara daha çok kazan-
dıracağız” sözü verildi. Ancak yöne-
tim Uzan ailesine geçtikten sonra his-
sedarlarõn beklentileri gerçekleşmedi.
Uzan grubu ile Sabancõ grubu karşõ
karşõya geldi. Kavga Sabancõlar’õn
ÇEAŞ’taki hisselerini Akbank kana-
lõ ile Adabank’a satmasõ ile bitti. Tür-
kiye’de demir çelik sektörünün ilk özel
kuruluşu olan Metaş’taki kamu hisse-
leri de bu yõlõn nisan ayõnda 57 milyon
900 dolara Uzanlar’a ait Rumeli Çe-
lik’e geçer.
Her satışa alıcı oldular
Özelleştirmeden aldõğõ bir diğer şir-
ket de Türk Otomotiv Endüstrisi
(TOE) olmuştur. Sadece arazisine 500
milyar lira değer biçilen TOE, 242 mil-
yar liraya satõn alan Uzan ailesi Baş-
bakan Demirel’in sözüne karşõn 450
işçinin iş akdini feshetti. Borçlarõ ne-
deniyle icralõk olan Türkiye’nin en bü-
yük alüminyum üreticisi şirketlerinden
Nasaş’õ açõk arttõrma da 1 trilyon 1 mil-
yar liraya Uzanlar’a ait İmar Bankasõ
satõn aldõ. Şirketlerinin sayõsõnõ 128’e
çõkartan ve Türkiye’nin en büyük
gruplarõ arasõna sokan Cem Uzan, en
büyük tutkularõndan biri olan futbol
alanõna da el atmakta gecikmedi. 1992
yõlõnda Emin Cankurtaran’dan İs-
tanbulspor’u satõn alan Uzan, takõmõ bi-
rinci lige çõkarmak için büyük paralar
harcadõ. Ancak asõl amacõ olan Gala-
tasaray Kulüp Başkanlõğõ’nõ elde etmek
bir yana kulüp üyeliğinden de çõkarõl-
dõ. 1993 yõlõnda Uzan grubu, PTT’nin
mobil ihalesine girmeden ihaleyi ka-
zanan firmalarla ortak şirket kurarak
santrallarõn yapõm ve işletmesini üst-
lendi. İhaleyi kazanan konsorsiyum-
daki şirketler santral yapmak ve iş-
letmek amacõyla kurduklarõ şirkete
Uzanlar’õn Rumeli Holding’ini ortak
aldõlar. 10 milyar lira sermayeli “Tel-
sim” şirketinin yüzde 49 ile en büyük
hissedarõ Rumeli Holding oldu. Bir yõl
sonra Uzanlar, çoğunluk hissesini ele
geçirdiler. 1993 yõlõnda iktidarda olan
DYP-SHP koalisyon hükümetinde
bankalardan sorumlu Devlet Bakanõ
Tansu Çiller, yolsuzluklardan so-
rumlu Devlet Bakanõ Orhan Kilerci-
oğlu’na gönderdiği raporda İmar Ban-
kasõ’ndaki usulsüzlüklere dikkat çe-
kiyordu. 20 Ocak 1992 tarihli Banka-
lar Yeminli Murakõplarõ’nca hazõrla-
nan raporda banka kredilerinin nere-
deyse tamamõna yakõnõnõn düşük faizle
grup şirketlerine verildiği, banka yö-
netimindeki üç kişiye usulsüz kredi
açõldõğõ, bilançoda sahtecilik yapõldõ-
ğõ, ailenin banka mallarõnõ üzerine
geçirdiği, Adabank’ta da benzer şekilde
Uzan ailesine teminatsõz krediler ve-
rildiği iddialarõna yer veriliyordu. Yi-
ne aynõ yõl, aile Süper Oto Şirketi’nin
yurtdõşõndan ithal ettiği SEAT oto-
mobilleri için 25 milyar lira vergi ka-
çõrmakla suçlandõ. Ancak tüm suçla-
malara karşõn hükümet Uzan ailesi üze-
rine gitmedi ya da gidemedi.
1992 yılında İmar Bankası tarafından Kıbrıs’ta İmar Off-Sho-
re Bankası kuruluşu ile yurtdışında da bankacılık faaliyetine
başlandı. Aynı dönemlerde İmar Bankası’nın batmakta olduğu
söylentileri yayılır. Basında çıkan manşetler de bu söylentiyi
destekleyince mudiler bankanın şubeleri önünde uzun kuyruk-
lar oluştururlar. Uzanlar’a göre bu söylentinin kaynağı Özal ai-
lesidir. Kemal Uzan, aralarında UBS Bank’ın bulunduğu İsviç-
re bankalarından kısa vadeli borçlanarak gerekli parayı buldu.
Paralar uçaklarla Türkiye’ye taşındı ve şubelere dağıtıldı. Mu-
dilere dağıtılan para miktarı 210 milyon dolardır. Ama yine de
bu sarsıntıdan Uzanlar kârlı çıkmıştır. Çünkü vadeli paralar za-
manından önce çekildiği için faiz ödemekten kurtulmuşlardır.
2000’li yõllar, ailenin bütün kazanõmla-
rõnõ bir bir kaybettiği ve sonu firarla sonuç-
lanan kâbus dolu bir dönem oldu. SPK 2000
yõlõnda Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik’i
incelemeye aldõ. Çünkü bir yõl öncesine ka-
dar kâr eden şirketlerin o yõlki bilançolarõn-
da zarar gözükmektedir. Bu iki şirketin kay-
naklarõnõn gruba ait zarar eden şirketlere ak-
tarõldõğõ, şirketin yüksek miktardaki nakit pa-
rasõnõn Uzan ğrubuna ait İmar Bankasõ’na dü-
şük faizle yatõrõldõğõ, buna karşõlõk yatõrõm ve
cari harcamalar için nakit ihtiyacõ olduğun-
da ise yine grup bankalarõndan yüksek faiz-
le kredi kullandõrõldõğõna dikkat çekiliyordu.
ÇEAŞ’tan değişik yöntemlerle grup şirket-
lerine milyonlarca dolar aktarõldõğõnõn sap-
tandõğõ belirtiliyordu. Kârlõ bir şirket olan ÇE-
AŞ, her yeni şirket alõmõnda Uzanlar için bir
nevi banka işlevi gördü. Çimento fabrikala-
rõnõn alõmõnda olduğu gibi Telsim’in kuru-
luşunda da bu şirketten kaynak aktarõldõ. Kar-
şõlõğõnda Telsim’in yüzde 15 hissesini ÇE-
AŞ’a devrettiler. Sözleşme gereği ÇEAŞ, faa-
liyet alanõ dõşõndaki alanlarda yatarõm yapa-
mazdõ. Usulsüz bu işlemler nedeniyle SPK,
şirket yönetimi için yirmiyi aşkõn suç duyu-
rusunda bulunuldu. Bu suç duyurularõndan be-
şi için dava açõldõ.1 Temmuz 2000 tarihinde
Çukurova ve Kepez Elektrik’in merkezi,
mali polis tarafõndan basõldõ ve belgelere el
konuldu. Ayrõca Çukurova ve Kepez Elektrik
ile Metaş Metalürji A.Ş’nin borsadaki iş-
lemleri geçici olarak durduruldu ve özelleş-
tirmeden alõnan beş çimento fabrikasõnõn
hisselerinin Çukurova Elektrik’e devredil-
mesinde ve grup bankalarõndan kullandõrõlan
kredi hesaplarõndaki usulsüzlük tespit edile-
rek 15 milyar 600 milyon lira ceza kesti. An-
talya Sulh Ceza Mahkemesi’ne açõlan dava-
da da Kepez Elektrik A.Ş’nin ortağõ Kemal
Uzan’õn alõm satõm işlemlerini borsada tes-
cil ettirmediği ve istenen belge ve bilgileri
SPK’ye göndermediği gerekçesiyle Kemal ve
Yavuz Uzan hakkõnda iki yõla kadar hapis ce-
za isteniyordu. Ancak Uzan kardeşler, ÇEAŞ
ve Kepez Elektrik yönetim kurularõnõn ka-
rarlarõna “muhalif kaldıkları” için ceza al-
maktan kurtuldular.
Kepez Elektrik’e haciz
Vergi borcundan dolayõ Kepez Elektrik’e
2001 yõlõ Ocak ayõnda 16.6 trilyon liralõk ha-
ciz geldi. Aynõ yõl Berke Barajõ’nõn ana in-
şaatõnõ yapma işini üstlenen İtalyan İtalstra-
de de işi bõrakma kararõ aldõ. Berke Bara-
jõ’ndaki gecikme nedeniyle oluşan zarar 40
milyon dolar olarak hesaplanõyordu.
1999 yõlõnda Uzan ailesi içinde de sorun-
lar başlamõştõ. Rumeli Telekom’un başkanõ
Kemal Uzan, istifa etmediği halde oğlu Ha-
kan Uzan tarafõndan etmiş gibi gösterildiği
iddiasõyla dava açtõ.
Cem Uzan, grubun 46. yõl kutlamala-
rõ nedeniyle Türkiye çapõnda geziler ya-
parak ülke sorunlarõ hakkõnda uzun ko-
nuşmalar yaptõ. Konuşmalarõnda popü-
list milliyetçi söylemle kitlelerin karşõsõ-
na çõkan Uzan, bir anlamda birkaç ay son-
ra kuracağõ partinin alt yapõsõnõ hazõrlõ-
yordu. Motorola ve Nokia davasõ ile ilgi-
li aleyhte haberlerin her gün rakip gaze-
telerde manşetleri süslediği 2002 Tem-
muz’unda Cem Uzan, siyasete gireceğini
açõkladõ. Birkaç gün sonra da grubun ga-
zetesi Star’da logosuyla birlikte Genç
Parti’nin kuruluşu açõklandõ. Partinin ku-
ruluş sürecinde, Cem ve Hakan Uzan kar-
deşlerin Ürdün vatandaşõ olduğuna ilişkin
belgeler basõnda yer aldõ.
Partinin aşmasõ gereken bir handikap var-
dõr. Seçim kanununa göre, bir partinin seçi-
me katõlabilmesi için toplam şehir sayõsõnõn
yarõsõnda, yani 40 ilde örgütlenmiş olmasõ ge-
rekiyordu. Genç Parti’nin 40 ilde örgütlenmesi
henüz yoktu. Hemen kollar sõvandõ ve bu özel-
likle sahip bir partiyi ele geçirip adõnõ Genç
Parti olarak değiştirmek gerekiyordu. Aranan
parti bulundu. 1992 yõlõnda Hasan Celal Gü-
zel’in kurduğu Yeniden Doğuş Partisi, Cem
Uzan’õn operasyonuyla ele geçirildi ve genel
kongrede partinin amblemi ve adõ değiştiri-
lerek Genç Parti’ye dönüştürüldü. Hasan
Celal Güzel, eski partililerini “partiyi para
ve hediyeler karşılığında Genç Parti’ye sat-
mak” ile suçladõ. Genç Parti 12 Ağustos
2002’den itibaren seçim mitinglerini başlat-
tõ. Ünlü sanatçõlarõn konser verdiği dönerli pi-
lavlõ ikramlarõn yapõldõğõ mitinglerde kürsü-
ye çõkan Cem Uzan’õn vaadleri espri konu-
su oluyordu. Uzan konuşmalarõnda KDV’yi
sõfõra indireceklerini, mazotu 1 liraya sata-
caklarõnõ, üniversite sõnavlarõnõ kaldõracak-
larõnõ, ev ve arabasõ olmayanlara düşük faizli
kredi vereceklerini vaat ediyordu. Toplam 147
miting yapan Uzan’õn konuşmalarõnõn tama-
mõ sahibi olduğu Star Gazetesi ve Star tel-
evizyonundan duyruluyordu. 4 Ekim 2002’de
RTÜK Star, Starmax ve Kanal 6’ya beş gün
yayõn durdurma cezasõ verdi. 3 Kasõm 2002
seçimlerinin sonucunda Genç Parti’nin aldõ-
ğõ yüzde 7.2’lik oy oranõ herkesi şaşõrttõ.
‘Gücün buna mı yetiyor..’
Cem Uzan, seçim sonrasõnda da miting-
lerini sürdürdü. Ancak 2003 tarihinde bek-
lenmedik bir gelişme oldu. Çukurova ve
Kepez Elektrik’e el kondu. Bu iki şirkete el
konmasõ Berke Barajõ’nõn da Uzanlar’õn
elinden çõkmasõ anlamõna geliyordu. Enerji
Bakanlõğõ’nõn bu iki şirkete el koyma gerek-
çesi, “sözleşme hükümlerinin sürekli ihlal
edilmesi”ydi. Uzan’a göre el koyma kararõ
tümüyle siyasiydi. Ertesi gün Uzan’õn gaze-
tesi Star, Başbakan Tayyip Erdoğan’a hita-
ben, “Gücün buna mı yetiyor Kalleş?” man-
şeti ile çõktõ. Cem Uzan’õn Başbakan’õ hedef
alan sözleri giderek ağõrlaştõ. 13 Haziran
2003’te Bursa mitinginde Cem Uzan, Baş-
bakan Erdoğan’a, “Ey kalleş adam, sana ta-
pulu malım olan ÇEAŞ ve Kepez’i yedi-
rirsem bana da adam demesinler. Sende
Allah korkusu kalmamış, sen Allahsız ol-
muşsun, Allahsız herif!” diye sesleniyordu.
Bu arada grubun bankalarõnda mevduatlar
hõzla çekilmeye başlanmõştõ ve bankalar da
ciddi sarsõntõ geçiriyordu. 4 Temmuz 2003’te
BDDK, İmar Bankasõ’na, 23 gün sonra da
Adabank’a el kondu. BDDK, bundan sonra
da Uzanlar’õn mallarõna ve banka hesaplarõ-
na ihtiyati tedbir kararõ aldõrdõ. Bir ay sonra
ise Uzanlar’õn ev ve ofisleri, yazlõklarõ ve çift-
liklerine baskõn düzenlendi ve baba Kemal
Uzan, küçük oğlu Hakan, Yavuz ve Bahat-
tin Uzan hakkõnda tutuklama kararõ çõkarõl-
dõ. Ancak Kemal ve Hakan Uzan, çoktan sõr-
ra kadem basmõştõ. BDDK Başkanõ Engin
Akçakoca, İmar Bankasõ’nda resmi ve gay-
ri resmi kayõtlar olduğunu, bankanõn resmi
makamlara bildirilen 750 trilyonluk mev-
duatõn aslõnda daha büyük olduğunu açõkla-
dõ. Uzanlar’õn mallarõ TMSF’ye devredilerek
açõk arttõrma yoluyla satõldõ. Yurtdõşõna çõkõş
yasağõ bulunan Cem Uzan, hükümetle an-
laşma yollarõ aradõ, ancak umduğunu bula-
madõ ve hakkõnda açõlan davalarõn aleyhine
sonuçlanacağõnõ öğrenince, Şeker Bayra-
mõ’nda o da Fransa’nõn yolunu tuttu. Böyle-
ce Uzan hanedanlõğõ çökmüş oldu.
Uzanlar için 1990’lõ yõllarõ yükseliş dönemi olarak
değerlendirmek yanlõş olmaz. On yõl boyunca Uzan Grubu,
hemen her alanda birçok şirket kurarak Türkiye’nin
en büyük gruplarõndan biri olmuştur. Artõk Cem Uzan’õn
adõ baba Kemal Uzan’õn adõnõn önüne geçmiştir.
Ailenin kara
günleri başlıyor
Genç Parti, batõş ve kaçõş...
Telsim şirketinin borcunu ödemediği gerekçesiyle 2001 yõlõnda Motorola firmasõ, New
York Borsasõ’na “Telsim borcunu ödemiyor” bildiriminde bulundu. Motorola, Inc, iki
milyar dolar borcu olan Telsim’in mevcut hisse sayõsõnõ arttõrarak şirketlerinin payõnõ yüzde
66’dan yüzde 22’ye indirdiğini açõkladõ. Bu arada Finlandiyalõ Nokia firmasõ da Tel-
sim’den 240 milyon dolarlõk borcunu alamadõğõ için Motorola gibi ABD’de dava açtõ. Mo-
torola’ya olan 2 milyar dolarlõk borcunu ödemeyen Uzan ailesi için ABD yönetimi resmi
olarak devreye girdi. ABD Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ Mark Grossman, Türkiye ile resmi
düzeyde temasa geçerek bu sorunun Türkiye’nin uluslararasõ mali itibarõnõ etkileyeceği
uyarõsõnda bulundu. Nokia, Uzanlar aleyhine açtõğõ davayõ kazandõ ve 35 milyon Avro’luk
alacağõnõn 25 milyon Avro’luk bölümünü tahsil etti. Motorola şirketi de Uzanlar’õn Londra
ve New York’taki ev, helikopter ve yatlarõna el konmasõ için harekete geçti. Amerikan Mo-
torola şirketinin talebi üzerine Uzanlar’a ait 2 uçağa Paris ve Berlin’de el konuldu.
Z O R L U B İ R D Ö N E M İ N K O L A Y A T L A T I L I Ş I
BİTTİ
‘Telsim borcunu ödemiyor’
CMYB
C M Y B
İstanbul Haber Servisi - İstanbul 7. Ağõr Ce-
za Mahkemesi, Fransa’ya siyasi sõğõnma isteminde
bulunan Cem Uzan hakkõnda çeşitli suçlardan do-
layõ gõyabi tutuklama kararõ çõkardõ. Uzan hak-
kõnda daha önce de “özel banka parasını zim-
mete geçirmek” suçlamasõyla yargõlandõğõ İs-
tanbul 8. Ağõr Ceza Mahkemesi yakalama kara-
rõ çõkarmõştõ.
İstanbul 7. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne başvuran
Tasarruf Mevduatõ Sigorta Fonu (TMSF) avu-
katlarõ, 2005/123 E. sayõlõ dosyada sanõk olarak
yargõlanan ve Kõrmõzõ Bülten’le aranan Cem Uzan
hakkõnda gõyabi tutuklama kararõ çõkarõlmasõnõ is-
tedi. Bunun üzerine İstanbul 7. Ağõr Ceza Mah-
kemesi de Türkiye İmar Bankasõ TAŞ hâkim or-
tak ve yöneticileri ile banka hâkim ortaklarõ ve
yöneticileri adõna hareket eden kişiler hakkõnda
“cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak”,
“resmi evrakta sahtecilik”, “özel evrakta sah-
tecilik”, “Bankalar Kanunu’na muhalefet”
ve “kamu kurumunu dolandırmak” suçlarõn-
dan yürütülen soruşturma kapsamõnda Genç Par-
ti Genel Başkanõ ve işadamõ Cem Uzan hakkõn-
da gõyabi tutuklama kararõ aldõ. Cem Uzan’õn
Fransa’nõn başkenti Paris’te bir rezidansta kaldõğõ
ve korumalarõyla birlikte dolaştõğõ ortaya çõkmõştõ.
CemUzan’aikinci
tutuklama kararı
İSTANBUL 7. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
Kemal Uzan’ın e-postayla gönderdiği mesajın-
da“Hırsınız beni çok korkutuyor” dediği oğulların-
dan Cem Uzan da Fransa’ya kaçmak zorunda kaldı.