22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Yazko’dan Kalan 1980’li yıllara artık uzak bir geçmiş olarak bakılıyor. 12 Eylül’ün öncesini ve sonrasını yaşayanların başlarına gelenler, eski zaman hikâyeleri gibi anlatılıyor. Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Üretim Kooperatifi (YAZKO), o dönemin önde gelen kültür olaylarından biriydi. Yağın, ampulün bulunmadığı günlerde, yayıncılar da kitap basabilecek kâğıt bulamıyorlardı. Önde gelen yayınevlerinden May Yayınları’nın sahibi Mehmet Ali Yalçın, bir bakanın odasında kâğıt sorununu görüşürken yaşadığı gerginliğe kalbi dayanamayıp ölmüştü. Yayıncılık geçmişinin yanında matbaacı da olan Mustafa Kemal Ağaoğlu, inanılmaz girişkenliği ile yazarların bu sorununu çözümleyecek bir düşünce geliştirdi. Yazko, üye yazarların kitaplarını basacak, yüzde onluk kooperatif yönetim payının dışında, kitabın satışından gelen bütün geliri de yazara verecekti. Kooperatif yazarlar için bir can simidi olmuştu: Çetin Altan’dan Attilâ İlhan’a, Can Yücel’den Pınar Kür’e, altmış kadar yazar üye oldular. Bir araya geldiklerinde pek anlaşamayan farklı anlayışlarda yazarlar, Mustafa Kemal Ağaoğlu’nun güvenilir kişiliğinin birleştiriciliğinde bir araya gelmişlerdi. Yazko yönetim yerinde uzun yıllardır dargın olan yazarların birbirine sarılıp barıştıklarına çok tanık olmuşumdur. Kitaplar peş peşe yayımlanıyor, okurlardan büyük ilgi görüyordu. Yazarlar, ticari yayınevlerinde hiçbir zaman alamayacakları düzeyde gelir elde ediyorlardı kitaplarından. Ardından peş peşe Yazko’nun dergileri çıkageldi: Memet Fuat yönetiminde Yazko Edebiyat, Ahmet Cemal yönetiminde Yazko Çeviri, Selahattin Hilav yönetiminde Yazko Felsefe. Bütün siyasal yayın organlarının yasaklanmış; partilerin, derneklerin, sendikaların kapatılmış olması da Yazko etkinliklerine büyük ilgi gösterilmesine neden oluyordu. Yazko Edebiyat dergisinin satışı kısa sürede on dört bine ulaştı. Düzenlenen açıkoturumlar, toplantılar da hınca hınç doluyordu. Cağaloğlu Meydanı’nda açılan büyük bir kitabevi de, bugünün kitap fuarlarının çekirdeğini oluşturacak bir anlayışla okurlara hizmet veriyor, günün her saatinde dolup taşıyordu. Bütün bu etkinlikler yanında Yazko, yazarlara mesleklerine ilişkin yaşamsal bir olanak sunuyordu: Kitaplarını kolayca yayımlayabilme ve satış gelirini kolayca elde etme. Böylesi bir yayın kuruluşu, ne ülkemizde ne de dünyada örneği görülmemiş bir örgütlenme modeliydi. Kimi yazarlar, özellikle satmayacağını ya da ticari yayınevlerinde basılmayacağını düşündükleri kitaplarını Yazko’ya veriyorlar, bu kitaplar hiçbir çekinceyle karşılaşmadan basılıyor ve satılıyordu. 1980-83 yılları arasında yaşanan göz kamaştırıcı başarılar, kimi yazarlar arasında çekişmelerin, tartışmaların başlamasına yol açtı. Özellikle, haftalık gazete biçiminde yayına başlayan Somut dergisi, dergi kadrosu dışında kalan kimi yazarlarda öfke yarattı. 1983’te yapılan kooperatif kongresinde Yazko’nun yaratıcısı ve bütün başarılardaki en belirleyici unsur olan Mustafa Kemal Ağaoğlu görevinden ayrıldı. Böylelikle yazarlarımız kendileri için büyük olanaklar yaratan bir kurumu, kendi elleriyle yok etmeyi başardılar. Pek çok başka örnekte de görüldüğü gibi, başarılı bir yapıyı taşımayı, yaşatmayı başaramadık. Yayıncılık alanını, okuryazar ilişkilerini kökten değiştirebilecek, yeni ufuklara taşıyabilecek bir örgütlenme modeli, ülkemizin en aydın insanlarının dar görüşlülükleriyle tarih oldu. Aradan geçen yirmi altı yıl sonra bugün yayın olanaklarının daha geliştiği söylenebilir belki; ama yayıncılık alanının tümüyle ticari bir etkinlik alanına dönüştüğü de yadsınabilir mi? turgay@fisekci.com kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B B irçok orkestra, nice oda mü- ziği, bir kon- serde birkaç solist, es- ki çağlarõn yapõtlarõn- dan bugüne, doruk- lardaki solistlerden ye- ni parlayanlara ve bizim dünyaca ünlü so- listlerimize dek uzanan bir çizgi: İş Sa- nat’õn bu yõlki programõ böylece özetle- nebilir. Bu programõn en rahat tarafõ da şimdiden taa mevsim sonuna dek tümü- nün açõklanmõş ve programlarõn basõlmõş olmasõ. Açõlõşõ, Belçika’da yaşayan piyanisti- miz Muhiddin Dürrüoğlu’nun katõlõ- mõyla Borusan Filarmoni Orkestrasõ ya- pacak. Hem de ilk kez şef olarak karşõ- mõza çõkacak kemanõn dâhi çocuğu Ma- xim Vengerov’un yönetimiyle. Baştan sona Beethoven’e ayrõlmõş bir prog- ram. English Chamber Orkestra’nõn, Step- hanie Gonley adõndaki bayan şefinin yö- netimindeki konserinde ise Güher-Sü- her Pekinel, Mozart ve Bach’tan ikili konçertolar çalacaklar. Aynõ orkestra, bir sonraki konserinde ünlü kemancõ Sarah Chan’a Bruch’un kon- çertosunda eşlik ede- cek. Ünlü kemancõ- lar zaten çoğun- lukta: Moskova Solistleri’yle Shlomo Mintz’i ve çağõmõzõn büyük viyolacõlarõndan Yu- ri Başmet’i dinleye- ceğiz. Mozart’õn sen- foni konçertan- tõnda iki sanatçõ bir arada solist olacak; çok az dinlediğimiz Paganini’nin viyola kon- çertosunu da Yuri Başmet seslendirecek. Bir başka iki solistli konser de Con- certo Köln topluluğunun dinletisinde yer alacak: Adõ günden güne ünlenen kontr- tenor Philippe Jaroussky, Hândel ve Bach’tan aryalar söylerken, klavsen us- talarõndan Nicolau de Figueiredo, Jo- hann Christian Bach’õn klavsen kon- çertosunu çalacak. Ünlü kemancõ ve şef Gidon Kremer, Kremerata Baltica topluluğunun eşli- ğinde bir Mozart keman konçertosu ça- larken aynõ konserde genç Gürcü piya- nist K. Buniatishvili de bir Mozart pi- yano konçertosu çalacak. Bu programda Mozart’larõn arasõna birer sandviç gibi yerleştirilmiş çağdaş Rus besteci Deni- sov’u ve Macar asõllõ Fransõz besteci Tickmayer’i de (d.1963) dinleyebile- ceğiz. Academy of St.Martin-in-the-Fields, kurucularõ olan 85 yaşõndaki Neville Marriner’in yönetiminde İş Sanat’õn ko- nuğu oluyor. Tarihi bir dinleti. İlk prog- ramlarõnda Haydn’õn Trompet Kon- çertosu’nu çalacak olan genç trompetçi Sergei Nakariakov’a; ikinci program- larõnda Saint Saens’õn konçertosunu çalacak olan son zamanlarõn ünlü çellisti Dainel Müller-Schott’a eşlik edecekler. Rusya’nõn en ünlü özel orkestrasõ sa- yõlan Rusya Ulusal Orkestrasõ’nõ büyük piyanist ve şef Mikhail Pletnev yöne- tecek. Çaykovski’nin 5. senfonisini içe- ren programda adõndan çok söz ettiren genç İskoç kemancõ Nicola Benedetti’yi bestecinin keman konçertosuyla tanõ- yacağõz. Bir başka Rus topluluğu, Moskova vir- tüözleri: Topluluğun solisti yine konser dinleyicilerimizin eski dostlarõndan çel- list Mischa Maisky. Sanatçõ bu prog- ramda birbirinin benzeri iki konçerto bir- den çalõyor: Boccherini ve Haydn çello konçertolarõ. Ve yõlõn üç büyük yõldõzõnõ tanõtmayõ sona bõraktõm: Dünyanõn bütün sahne- lerinde aranan kontrtenor Andreas Scholl’ün Barok ve Klasik dönemden şar- kõlarõ; ünlü kemancõ Joshua Bell ve pi- yanist Sam Haywood’un resitali ve bence en çarpõcõ dinleti olan büyük ke- man yeteneği Gil Shaham’õn Bach solo Partita ve 2. sonatõ çalacağõ re- sital. İş Sanat, paket sistemler halinde biletler sunuyor. Mutlaka bir ucun- dan yakalamalõ ve bu büyük sa- natçõlarõn özenle seçilmiş dinleti- lerine tanõk olmalõ. ANKARA’DA BİR 29 EKİM ŞÖLENİ Geçen yõl birincisi gerçekleştirilen Cum- huriyet Korosu bu yõl da 25 Ekim’de saat 12.00’de Anõtpark’ta “Cumhuriyetin Te- meli Kültürdür” temasõ altõnda kon- ser verecek. Ankara ve ülke çapõndaki korolarla sivil top- lum kuruluşlarõnõn ve vatandaşlarõn da katõ- lõmõyla verilecek kon- seri Şef İbrahim Yazı- cı yönetecek. Yaklaşõk 10 bin kişinin aynõ anda “Atatürk” ve “Vatan” marşlarõnõ seslendirmesi hedefleniyor. A çõlõşõ, ilk kez şef olarak karşõmõza çõkacak kemanõn dâhi çocuğu Maxim Vengerov’un yönetimiyle ve piyanist Muhiddin Dürrüoğlu’nun katõlõmõyla Borusan Filarmoni Orkestrasõ yapacak. İş Sanat programõnõn üç büyük yõldõzõ ise kontrtenor Andreas Scholl, ünlü kemancõ Joshua Bell ve büyük keman yeteneği Gil Shaham. ‘ İ T A L Y A N D İ L İ H A F T A S I ’ B A Ş L A D I ‘Bu Kitapta Sen Nerdesin’ Kültür Servisi - Tüm dünyadaki İtalyan Kültür Merkezleri’nde olduğu gibi, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi’nde de ‘İtalyan Di- li Haftası’ kutlanõyor. Önceki akşam İtalyan Kültür Merkezi’nde İtalya’nõn İstanbul Başkonsolosu Massimo Rusti- co’nun “Dil, hayat felsefe- sini, duyguları geleceğe aktarmada çok önemli bir yol” sözleriyle baş- layan etkinlikte, Kültür Merkezi Müdürü Gab- riella Fortunato’da var- dõ. Ardõndan İtalyan şair Carlo Pozzani, “Gelecekçilik akımının 100. yılı” dolayõsõyla bir sunum yaparak Marinetti, Aldo Palazzeschi, Far- fa ve Carli’nin şiirlerinden örnekler okudu. Gecenin ikinci bölümünde gazetemiz ya- zarlarõndan Egemen Berköz’ün ‘Bu Kitap- ta Sen Nerdesin’ adlõ kitabõnõn İtalyanca çe- virisinin sunumu yapõldõ. Sunumda tiyatro eleştirmeni, yazar Üstün Akmen ile şair Müs- lim Çelik, Berköz’ün şiiri ve çevirisi üzeri- ne konuştular. Akmen, Berköz’ün özel ve özerk olmayõ başarmõş bir sanatçõ olduğu- na değinerek: “Egemen Berköz şiiriyle de ince, naif ve öz- gündür. Onun her şii- rinde insanla ilgilen- diğini anlarsınız” de- di. Müslim Çelik ise “Berköz’ün yazdıkla- rı hayat kadar karışık ve yalındır. Şiirlerin- de kendi öz yaşamıyla hayat deneyiminin harman- lanmış şeklini görürüz. Berköz, okuru anlamların ve imgelerin çarpışmasından dolayı gerilime sokmaz” diye konuştu. Gece, Egemen Berköz’ün şi- irlerinden örnekler okumasõyla sona erdi. DÜNYA TURNESİ KAPSAMINDA CANLI YAYINDA Kültür Servisi - Dünyaca ünlü İrlandalõ rock müzik topluluğu U2’nun ‘360*’ adõnõ verdiği dünya turnesi kapsamõnda pazar günü Kaliforniya Pasadena Rose Bowl’da gerçekleşecek konseri, ülkemizde hâlâ yasak olan çevirimiçi video paylaşõm sitesi YouTube’dan 16 ülkede canlõ yayõmlanacak. “Eskiden hayranlarının topluluğu izlemek için kilometrelerce yol kat ettiğini, artık onların da hayranlarının ayağına gidebileceği için mutlu olduklarını” söyleyen topluluk üyeleri, bunu uzun süredir plandõklarõnõ belirtiyor. Öte yandan, yõllar süren sancõlõ sürecin ardõndan 6 Eylül 2010’da ülkemizde de konser vereceği açõklanan topluluğun lideri Bono önceki gün New York Times’a yaptõğõ açõklamada, “Barack Obama ABD’nin dünya çapında görüntüsünü değiştirmeyi başardı ve bu nedenle Nobel Barış Ödülü’nü hak etti” dedi. ABD Başkanõ’nõn nükleer silahlarõn azaltõlmasõ, Ortadoğu’daki şiddetin kontrol altõna alõnmasõ, işsizliğin giderilmesi ve Amerikalõlara sağlõk hizmetinin daha iyi şartlarda verilmesi konularõnda önemli adõmlar attõğõnõ söyleyen Bono, Obama’nõn özelikle de dõş siyasette çok iyi işler yaparak ülkesinin görüntüsünü değiştirdiğini söyledi. Etkinlikte İtalyan gelecekçi şairlerden şiirler okundu. Şair Egemen Berköz’ün kitabõnõn İtalyanca çevirisinin sunumu yapõldõ. evini@boun.edu.tr B U G Ü N Garajistanbul’da 20.30’da Zan Yamashita’nõn ‘It’s Wirt- ten There’ adlõ dans gösterisi izlenebilir. (0 212 244 44 99) Emek Sinemasõ’nda saat 11.00’de ‘Gel Porno Çevirelim’, 13.30’da ‘Londra Nehri’, 16.00’da ‘Kan Arzusu’, 19.00’da ‘Cenettin Kapõsõnda’, 21.30’da ‘Kim Kiminle Nerede’ adlõ filmler izlenebilir. (0 212 293 84 39) On altı ülkede, aynı anda U2 Nicola BenedettiNeville Marriner İş Sanat’õn bu yõlki programõ büyük sanatçõlarõn özenle seçilmiş dinletileriyle dolu... Doruklardakisolistlerlerengârenk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle