Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çelik’in atamaları
yargıdan dönüyor
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Eski Milli
Eğitim Bakanõ Hüseyin
Çelik’in, “bakan
yetkisine” dayanarak
yaptõğõ okul yöneticisi
atamalarõ yargõdan
dönüyor. İzmir’de
yaklaşõk 80 eğitimci,
Çelik’in 76. maddeye
dayanarak yaptõğõ
atamalar sonucu okul
yöneticisi olmuştu. Cihat
Kora Anadolu Lisesi’nde
müdür vekili İhsan
Hortoğlu ve Balçova
Anadolu Lisesi müdürü
Sedat Yağmur’un
yerlerine atama
yapõlmasõna karşõ açtõklarõ
davalarda yürütmeyi
durdurma kararõ
verilmişti. Son olarak
Gaziemir Emlakbank
Gazikent İlköğretim
Okulu Müdürlüğü
görevini vekâleten
yürüten Metin Bulut da,
yerine yapõlan atamaya
karşõ açtõğõ davayõ
kazandõ.
Ergenekon Partisi
kuruluyor
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - İzmirli
avukat Tarcan Ülük,
kõsaltõlmõşõ Er Parti olacak
“Ergenekon Partisi”
kurmak için hazõrlõklara
başladõklarõnõ söyledi.
Ülük, Ergenekon’un
Türklerin önemli
destanlarõndan biri
olduğunu, bunun dava adõ
olarak yõpratõlmasõna karşõ
olduğunu kaydetti. Ülük,
daha önce DYP ve
MHP’de siyaset yapmõştõ.
Ünlütepe’den
Silivri eleştirisi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP milletvekili Halil
Ünlütepe, Ergenekon
davasõ duruşmalarõnõn
Silivri Cezaevi’nde
görülmesini eleştirerek
“Silivri’de dava görülüyor
gibi yapõlarak
görülmemesi sağlanõyor”
dedi. Ünlütepe,
“Duruşmalarõ cezaevinde
yapõlan başka bir
yargõlama var mõ? Burada
hukuk ihlal ediliyor”
diye konuştu.
AİHM Türkiye’yi
yine haksız buldu
STRASBOURG (AA)
- Avrupa İnsan Haklarõ
Mahkemesi (AİHM),
PKK propagandasõ
yaptõklarõ gerekçesiyle
basõm ve dağõtõmlarõ
durdurulan 4 gazetenin
açtõğõ davada Türkiye’yi
haksõz buldu. Mahkeme,
AİHS’nin ifade ve haber
özgürlüğüyle ilgili 10.
maddesinin ihlal
edildiğine hükmederek,
Türkiye’nin davacõlara 5
bin ila 40 bin Avro
ödemesine karar verdi.
RTÜK’ten Doğan’a
3 ay süre
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu (RTÜK),
Doğan Medya Grubu
içinde yer alan yayõncõ
kuruluşlarõn sahiplik
yapõlarõnõn, RTÜK
Yasasõ’ndaki
düzenlemelere uygun hale
getirilmesi için 3 ay süre
tanõdõ. RTÜK’ten
yapõlan yazõlõ
açõklamada, kurulun 13
Ekim 2009 tarihinde
yaptõğõ toplantõda,
Maliye Bakanlõğõ Gelir
İdaresi Başkanlõğõ’ndan
18 Eylül’de gönderilen
rapora ilişkin RTÜK
uzmanlarõnõn hazõrladõğõ
inceleme raporunun
görüşüldüğü belirtildi.
CMYB
C M Y B
21 EKİM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
10 Yıl Önce Bugün...
Sonbahar hüzündür... Sonbahar İspanyol şair
Rafael Alberti’nin başkaldıran yılmaz rüzgârıdır...
Sonbahar, tramvayın balkonundan
koparılmış bir çiçek, üstünde yer adları yazılı
bir yaprak.
Ay tutulması aklını karıştırır çiçeklerin...
Kuşların uçmasını hızlandırır...
Alberti şöyle seslenir, bir sonbahar sabahında:
“Ne gül yanar gövdende, ne ölü karanfiller
çağdaş bir menekşedir içindeki, birinin
cebinde
yolculuk eden kitaptan çıkagelmiştir.”
Bugün Ahmet Taner Kışlalı’nın ölüm
yıldönümü...
Serin bir Ankara sabahında aracına konulan
bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirmişti
on yıl önce.
Ben yazımı yazdığım saatlerde Silivri’de
Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay saldırısının
tetikçisi Alparslan Arslan’ın çapraz sorgusu
sürüyordu.
Arslan, önceki gün verdiği ifadede,
Cumhuriyet’i bombalama nedenini şöyle
anlatmıştı:
“Emir Allah’tan geldi... Turhan Selçuk’un
başörtülü domuz karikatürüne kızdığım için
bombaladım!”
Malum dinci ve tetikçi gazete Ahmet Taner
Kışlalı’yı hedef göstermişti, tıpkı Danıştay
üyelerinin fotoğraflarına çarpı işareti koyduğu
gibi.
Kışlalı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş
felsefesine inanmış, Atatürk ilkelerini
özümsemiş bir bilim insanı, siyasetçi ve yazardı.
Yazılarında, konferanslarında terörle savaşımın
salt silahla olmayacağını, ekenomik, sosyal,
kültürel alanlarda eşzamanlı adımlar atılmasını
öngören bir insandı Kışlalı.
Bir yazısında aynen şöyle diyordu:
“Sadece silahlı mücadele, baskı ve yasaklarla
gidilirse, sorun daha da derinleşir, şiddet taban
bulur ve böylece geçerlilik kazanmaya başlar.”
Kışlalı 1995 yılında Kürt sorununa böyle
yaklaşıyordu.
Ahmet Taner Kışları suikastı, adı duyulan
duyulmayan dinci terör örgütleriyle bağlantılı
bulundu, tıpkı Uğur Mumcu cinayetinde olduğu
gibi tetikçiler yakalanıp yargılandı.
Suikastın hemen ardından, bombalanan
aracının jandarma tarafından yıkanması, kanıt
oluşturabilecek olay yerinin süpürülmesi
kafamdaki kuşkuları arttırdı benim.
Uğur Mumcu suikastında da aynı durum
yaşanmış, kanıtlar ortadan kaldırılmıştı.
Kışlalı da Uğur gibi gardırop Atatürkçüsü
değildi...
Yazılarında, konferanslarında ve derslerinde
felsefenin ortaya çıkışından, siyaset bilimine,
toplumların sınıfsal bölünmelerinin tek başına
olmayacağını anlatırdı.
Salt Atatürkçülüğü değil, sosyalizmi de bilir,
askeri darbelere, yasaklara karşı tavır alırdı.
Demokratik siyaset alanının
genişletilmesinden, farklı ideolojilerin
tartışılmasından yanaydı.
Dinsel ve etnik siyasete karşı çıkardı...
Ahmet Taner Kışlalı için, demokrasi bir
yaşam biçimiydi ve özgürlükleri savunurdu.
YÖK’ü eleştirirdi!
Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı suikastı
kanımca derinliğine araştırılmadı ve ihale adı
sanı belli olmayan dinci örgütlere kaldı.
Yani büyük patron, devlet içindeki derin
ilişkiler göz ardı edildi.
Kışlalı’nın, demokratik cumhuriyet anlayışı
tüm yurttaşların hangi etnik, dinsel,
mezhepsel kökenden gelirlerse gelsinler
anayasa karşısında eşit oldukları yolundaydı.
10 yıl önce bugün yitirdik Ahmet Taner
Kışlalı’yı...
Atatürk’ün ulus modelinin ırk ya da etnik
temele dayanmadığını anlatan yazıları, kitapları
ve konferansları...
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrencilerle
olan ilişkileri, farklı ideolojilere olan yaklaşımı,
bunu tartışması.
Demokrasiyi özümseyen, özgürlüklerin
genişletilmesini isteyen yaklaşımı.
Peki neden öldürüldü Ahmet Taner Kışlalı?
Olay yerindeki kanıtlar niçin aceleyle süpürüldü,
aracı yıkandı?
Aradan 10 yıl geçti ama hâlâ bu suikast
aydınlanmadı bana göre!
Rafael Alberti’nin dizelerinde bir sonbahar
hüznü yaşıyorum.
Yitip gitmiş evrenin içinde onurlu bir yaşam.
Denizlerin iç çekişleri gibi ölüm durakları.
Ve geçen yıllar!..
Bir yiğit insandı Kışlalı!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Erdoğan, CHP lideri Baykal’õn TV’li görüşme önerisini sert bir ifadeyle reddetti
‘Koşulahlaksõzlõk’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tayyip
Erdoğan, CHP Genel Başkanõ
Deniz Baykal’õn TV kaydõyla
görüşme önerisini “ahlaksız-
lık” olarak nitelendirerek red-
detti. Baykal’õn tavrõnõn ipe un
sermek, bin dereden su getirmek
ve işi yokuşa sürmek anlamõna
geldiğini kaydeden Erdoğan,
“Baykal, televizyonlara o ka-
dar meraklıysa odasına 24
saat kamera koysun, partili-
ler onu 24 saat izlesin” dedi.
Erdoğan, partisinin grup top-
lantõsõnda AB İlerleme Rapo-
ru’nu “oldukça olumlu, son
derece dengeli, reformları te-
yit eden bir rapor” olarak ni-
telendirdi. Azerbaycan ile Tür-
kiye arasõndaki bayrak krizine
değinen Erdoğan, “Azeri kar-
deşlerimiz bu nifak girişim-
lerine prim vermesinler. Aze-
ri bayrağını Türk bayrağı gi-
bi aziz ve kutsal bildik, yine
öyle biliriz” dedi.
Kõrşehir’de Ahilik Haftasõ
kutlamalarõna katõldõğõnõ söyle-
yen Erdoğan, ahilerin “Gönlü-
nü açık tut, elini açık tut, sof-
ranı açık tut ve kapını açık
tut”, “Sana gelmeyene sen gi-
deceksin” dediğini anõmsatarak
MHP ve CHP’ye yüklendi.
‘Saygısızlığın daniskası’
MHP lideri Devlet Bahçe-
li’nin AKP’nin Güneydoğu
milletvekillerine siyasi ahlak ve
nezaketten uzak yakõştõrmalar-
da bulunduğunu anõmsatan Er-
doğan, “İfadelerinle hem böl-
gesel hem etnik milliyetçilik
yapıyorsun. Arkadaşlarımın
ne karakterini ne cibiliyetini
seninle hiçbir zaman ölçmem.
Bunun testini yapmak ne za-
mandan beri sana düştü?”
görüşünü dile getirdi. Erdo-
ğan, “Benim arkadaşlarıma
saygısızlığın daniskasını or-
taya koyuyorsun” dedi.
CHP lideri Baykal’a son de-
rece nezaket kurallarõna uygun
bir mektup yazdõğõnõ, ancak
Baykal’õn kendisini incitici,
kõrõcõ, haksõz ithamlarõ çok
yakõşõksõz üsluplarõ peş peşe sõ-
ralayan bir yanõt gönderdiğini
anlatan Erdoğan, TV’li kayõt
koşulunun siyasi geleneklere
ve demokrasi taammüllerine
aykõrõ olduğunu söyledi. Dün-
yanõn hiçbir ülkesinde liderle-
rin baş başa görüşmesinin ilk
kez yaşanmadõğõnõ kaydeden
Erdoğan, “Ama kamerayla
bir görüşmeyi tespit ahlak-
sızlık, siyasi ve diplomatik
ahlaka aykırı olarak nite-
lendirilir. Biz basın toplantısı
yapmıyoruz. İhtiyaç hasıl ol-
duğu zaman siyasiler bir
araya gelirler, yanında ter-
cüman gerekirse onlar gelir,
not tutucu gerekirse o olur.
Ben oraya bu sürecin koor-
dinatörü olan İçişleri Baka-
nı’mı yanımda getirmeyi
planladım, yanımızda not
tutucu da olur, notları alır,
eğer gerekiyorsa birer tane
ses kaydı için o da konula-
bilir. Ama biri bizi gözetliyor
mantığı içinde kameraların
kurulmasını anlamak müm-
kün değil” dedi.
Baykal’õ daha önce partisinin
genel merkezinde ziyaret etti-
ğini anõmsatan Erdoğan, “Bu
ikinci ziyaretim olacaktı. Biz
geliriz görüşlerimizi anlatırız,
sizi dinleriz, istişare ederiz.
Baykal, bugüne kadar bütün
görüşmelerini kameralar
önünde mi yaptı? Böyle çar-
pık anlayış olur mu?” dedi.
Milletten hiçbir şeyi gizle-
mediklerini kaydeden Erdoğan,
“Madem kameraları çok ar-
zu ediyorsun, zaten Meclis’te
yerli yabancı kameralar
önünde görüşülecek. Sen çıkıp
orada konuşursan ben çıkıp
konuşacağım, sen konuş-
mazsan ilgili arkadaşlarım
bilgilendirmeyi zaten açık se-
çik yapacaklar. Bu vesileyle
sağ olasın, belki bir çayını
içerdik, mahrum olduk deyip
kesinlikle ben de oraya git-
miyorum” diye konuştu.
‘Şova gerek yok’
34 PKK’linin teslim olmasõ-
nõn demokratik açõlõm gereği
atõlmõş bir adõm olduğunu kay-
deden Erdoğan DTP’ye de eleş-
tiriler yönelterek, “Bu güzel
manzarayı siyasi şova dönüş-
türmek isteyenlere sorumlu
davranınız diyorum. Legal
bir örgütün temsilcisi illegal
bir örgüt adına konuşmama-
lıdır. Bizim legal bir örgütle
görüşmeye kapımız açıktır, il-
legal bir örgütle konuşmaya
asla” diye konuştu.
Erdoğan, Baykal’õn TV kaydõyla görüşme önerisini “ahlaksõzlõk” olarak
nitelendirerek reddetti. Baykal’õn tavrõnõn ipe un sermek, bin dereden su getirmek ve
işi yokuşa sürmek anlamõna geldiğini kaydeden Erdoğan, “Bu vesileyle sağ olasõn,
belki bir çayõnõ içerdik, mahrum olduk deyip kesinlikle ben de oraya gitmiyorum”
diye konuştu. Erdoğan, Bahçeli’yi de etnik ve bölgesel milliyetçilik yapmakla suçladõ.
Cumhurbaşkanı Gül başkanlığındaki MGK’ye Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, kuvvet komutanları,
Jandarma Genel Komutanı, hükümetin ilgili bakanları ve istihbarat kurumlarının temsilcileri katıldı.(Fotoğraf: AA)
‘Kararlılık’ yeniden bildiride
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mil-
li Güvenlik Kurulu (MGK), AKP hükü-
metinin bir süredir çalõşmalarõnõ İçişleri Ba-
kanlõğõ eşgüdümünde sürdürdüğü “Kürt açı-
lımı” konusunu değerlendirdi. Açõlõm,
TBMM gündemine getirilmeden önce ça-
lõşmalar son kez kurulda gözden geçirilir-
ken hükümet ile Türk Silahlõ Kuvvetleri
(TSK) komuta heyeti değerlendirmelerini
karşõlõklõ olarak aktardõlar. Bir önceki MGK
bildirisinde yer almayan “terörle müca-
delenin kararlılıkla sürdürüleceği” ifadesi
bu kez bildiride yer aldõ.
MGK’nin hükümet üyeleri Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn, asker üyeleri ise Ge-
nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Baş-
buğ’un başkanlõğõnda MGK toplantõsõndan
önce kendi iç toplantõlarõnõ gerçekleştirdi-
ler. Çankaya Köşkü’nde 7 saat 40 dakika sü-
ren toplantõda açõlõm kapsamõnda yapõlan ça-
lõşmalar ve terör örgütünün mevcut durumu
ele alõndõ. Erdoğan, Irak ziyareti sõrasõnda-
ki temaslarõnõ kurul üyeleriyle paylaştõ. İç-
işleri Bakanõ Beşir Atalay da gelinen aşa-
maya ilişkin bilgi verdi. Toplantõda istihbarat
kurumlarõnõn yetkilileri terör örgütüne yö-
nelik alõnan ve Gül’ün dile getirdiği “gizli
çalışmalara” ilişkin gelişmeleri üyelere
aktardõ. Toplantõdaki değerlendirmeler bil-
diriye şu ifadelerle yansõdõ: “Irak’ın ku-
zeyinden ülkemize yönelik terör tehdi-
dinin ve saldırıların bertaraf edilmesini
amaçlayan 6 Ekim 2009 tarihli TBMM
kararının, terorizmle mücadelenin önem-
li bir unsurunu teşkil ettiği belirtilerek,
mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği
vurgulanmıştır.” Kurulun ağustos ayõ bil-
dirisinde, hükümetin İçişleri Bakanlõğõ’nõn
eşgüdümünde yürüttüğü çalõşmalarõn “de-
vamının tavsiye edildiği” ifadesi yer al-
mõştõ. MGK bildirilerinin hemen hepsinin
terörle mücadeleye ilişkin paragraflarõnda
yer almasõna karşõn ağustos bildirisinde yer
almayan “mücadelenin kararlılıkla sür-
dürüleceği” ifadesinin dünkü bildiride ye-
niden yer almasõ dikkat çekti.
Ermeni ‘açılımı’
Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ilişkin
değerlendirmeler bildiride şu şekilde yer al-
dõ: “10 Ekim 2009’da ülkemiz ile Erme-
nistan arasında imzalanan protokoller ışı-
ğında geleceğe yönelik perspektifler ile
başta Yukarı Karabağ olmak üzere Gü-
ney Kafkasya’daki ihtilafların çözümü-
ne yönelik çabalar ve süreç ele alınmış-
tır. Bu sürecin Azerbaycan ile Ermenis-
tan arasındaki sorunların çözümüne de
yardımcı olacağı bir daha teyit edilmiş-
tir. Ülkemizin bölgesel barış, istikrar, iş-
birliği ve güvenin tesisi konularındaki ça-
lışmaları bundan böyle de aktif bir şekilde
devam ettireceği dile getirilmiştir.”
Kâbil’de komuta
Afganistan’daki gelişmelerin de değer-
lendirildiği toplantõda TSK’nin Kâbil Böl-
ge Komutanlõğõ görevini kasõm ayõnda
ikinci defa alacağõ ancak daha önce olduğu
gibi terörle mücadele, uyuşturucu ile mü-
cadele, mayõn temizleme görevlerinde kul-
lanõlmayacağõnõn teyit edildiği vurgulandõ.
Toplantõda Kõbrõs ve Ege’deki gelişmeler de
görüşüldü. Erdoğan, toplantõnõn ardõndan
MGK üyesi bakanlarla bir araya geldi.
‘AKP, PKK’ye teslim oldu’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - MHP Genel Baş-
kanõ Devlet Bahçeli, Mah-
mur ve Kandil’den gelen
PKK’lilerin alkõşlarla karşõ-
lanmasõna, “PKK Türkiye’ye
değil, AKP PKK’ye teslim oldu.
Alkışlarla karşılananlar Mek-
ke-i Mükerreme’den dönen
hacı kafilesi değildir” sözle-
riyle tepki gösterdi.
Bahçeli partisinin grup top-
lantõsõnda, Ermenistan’la im-
zalanan protokoller nedeniy-
le Azerbaycan’õn gösterdiği
tepkiyi değerlendirirken bu ülke
halkõnõ ve yönetimini uyararak
sağduyulu olmaya çağõrdõ.
MHP lideri, Abdullah Öca-
lan’õn talimatõ doğrultusunda bir
grup PKK’linin teslim olmasõ sõra-
sõnda yaşanan gövde gösterisine de
tepki göstererek sõnõrdan giren üni-
formalõ terör temsilcilerinin, gü-
venlik güçlerince teslime zorlanmõş,
“çaresiz ve aldatılmış” kişiler ol-
madõğõnõ ifade etti. Bu görüntüler-
le AKP’nin “Kandil kadroları”yla
girdiği pazarlõğõn verdiği cüret ve
küstahlõğõn bütün çõplaklõğõyla ortaya
çõktõğõnõ belirten Bahçeli, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Kalabalık karşılama komitele-
rinin çadır kurarak, sözde marş-
larla ve sevinç çığlıkları altında
yapılanlar AKP zihniyetinin eseri ve
sonucudur. Dikkat buyurunuz, al-
kışlarla karşılananlar Mekke-i Mü-
kerreme’den dönen hacı kafilesi
değildir. Ya da alın terleriyle ek-
meklerini kazanmak için gittikleri
yabancı ellerden kesin dönüş yapan
gurbetçiler değildir. Milletini ya-
bancı coğrafyalarda şerefle temsil
etmiş Mehmetçik birlikleri hiç de-
ğildir. Bunlar, elinde bebeklerin,
anaların, kadınların, şehitlerin ka-
nı olan, silahlarına masum binler-
ce vatandaşımızın kanı bulaşmış ha-
in teröristlerdir.”
Bu “alçaklık tablosu”nun Erdo-
ğan’õn eseri olduğunu savunan Bah-
çeli, “Bu PKK’nin teslim alınmasını
değil, AKP’nin ülkemiz sınırların-
da teslim alındığını gösteren tarihi
bir rezalet, ihanet ve melanet tab-
losudur. PKK Türkiye’ye değil,
AKP PKK’ye teslim olmuştur” di-
ye konuştu.
Türkiye’nin bölünmesi için artõk
PKK’ye gereksinim kalmadõğõnõ söy-
leyen Bahçeli, “Başbakan bu projeyi
gönüllü olarak okyanus ötesinden
teslim almıştır. Ayrıntıları görüş-
mek üzere de 29 Ekim’de baş ak-
törle buluşacaktır. AKP zihniyeti
ve Başbakan Erdoğan Kandil kad-
rolarının geride kalmış bütün ni-
yetlerini siyaset zemini içinde çöz-
meyi kafasına koymuş ve bölücü-
lüğün yeni liderliğine soyunmuştur.
Ve bu konuda İmralı canisi ile re-
kabet ve işbirliği başlatmıştır” di-
ye konuştu.
Bahçeli, Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün ana muhalefet partisinin
MGK’de temsil edilmesi önerisini
ise “Hasan Cemal ile Cengiz Çan-
dar’ın girmesi daha uygun olur”
sözleriyle değerlendirdi.
MGK ÖNERİSİ
Gül’den
CHP’ye
tepki
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanlõğõ,
Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül’ün, ana
muhalefet partisinin
Milli Güvenlik Kuru-
lu (MGK) toplantõla-
rõna katõlmasõnõn fay-
dalõ olacağõ yönünde-
ki önerisinin, ana mu-
halefet lideri ve söz-
cüleri tarafõndan
“günlük siyasi çekiş-
melere alet edilmesi-
nin üzüntüyle karşı-
landığını” bildirdi.
Cumhurbaşkanlõğõ
internet sitesinde yer
alan basõn açõklama-
sõnda şunlar kaydedil-
di: “Sayın Cumhur-
başkanımızın bu be-
yanına, ana muhale-
fet partisi lideri ve
sözcüleri tarafından
‘sanki bugün (dün)
yapõlacak MGK top-
lantõsõna davet edil-
mesi düşünülüyor-
muş’ gibi farklı an-
lamlar yüklenmesi,
böyle yapıcı ve de-
mokratik bir öneri-
nin ve son derece
ciddi bir konunun
günlük siyasi çekiş-
melere alet edilmesi
üzüntüyle karşılan-
mış ve ciddiyetten
uzak bir yaklaşım
olarak değerlendi-
rilmiştir.”
PKK’lilerin karşõlanmasõna tepki gösteren Bahçeli, ‘Alkõşlarla karşõlananlar Mekke’den
dönen hacõ kafilesi değildir’ dedi. Erdoğan’õ bölücülüğün yeni lideri olmakla suçladõ
Dış Haberler Servisi - Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül’ün iki hafta önceki Fransa ziyareti sõra-
sõnda Cumhurbaşkanõ Nicolas Sarkozy’nin PKK
ile mücadelede Türkiye’ye “tam destek” vere-
cekleri mesajõnõn ardõndan Paris’te 14, Le Luc ve
Vidauban kentlerinde de 9 kişi gözaltõna alõndõ.
Fransõz polisi dün sabah terör örgütünün Pa-
ris’teki liderlerinden adõ açõklanmayan 4 kişiyi
evlerine baskõn düzenleyerek gözaltõna aldõ. Ev-
lerde yüklü miktarda paraya el konuldu. Polis,
daha sonra Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne bas-
kõn düzenledi. Baskõn sõrasõnda arbede yaşandõğõ
öğrenildi. Polis evraklara el koyarken aralarõnda
Abdullah Öcalan’õn yeğeninin de bulunduğu 6
kişiyi gözaltõna aldõ. Operasyonun, örgütün fi-
nansman kaynaklarõna yönelik olduğu bildirildi.
Le Luc ve Vidauban kentlerinde örgüte yönelik
operasyonlarda da toplam 9 kişi gözaltõna alõndõ.
ÖCALAN’IN YEĞENİ DE ALINDI
Fransa’da 3 kentte
operasyon: 23 gözaltı
Milli Güvenlik Kurulu’nda ‘Kürt açõlõmõ’ değerlendirildi. Bir önceki bildiride olmayan
‘terörle mücadelenin kararlõlõkla sürdürüleceği’ ifadesinin vurgulanmasõ dikkat çekti