Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Bu Maceranın
Kahramanı Kim?
Bir durum değerlendirmesi yapmanın
zamanı geldi mi? Geldi.
Ama durum değerlendirmesi hızlı akan
hayatın içinden değil, biraz dışından ve
kuşbakışı olmalıdır. Yoksa gelişmelerden
duyulan heyecan sizi kendi
paradigmalarınızdan uzaklaştırabilir. Bir de
bakarsınız Büyük Ortadoğu Projesi’nin pek
tarafgir bir sempatizanı oluvermişsiniz.
En yaygın ve yaygınlaştırılmasında yarar
görülen efsane Bush dönemi ile Obama
dönemi arasındaki farkları abartmaktan
kaynaklandı. Üslupta önemli fark vardır,
esasta milim şaşma görülmüyor.
Savaşçı Bush yerini, silahı arkasına
saklayan ve kuşkusuz ekonomik krizle biraz
yaralı Obama’ya bırakmıştır. Büyük
Ortadoğu Projesi tüm hızıyla
uygulamadadır. Üstelik Bush döneminin
sıkıntılarından kurtulmuştur.
Artık herkesle konuşabilen, hiçbir şey
yapmadan Nobel kazanabilen bir başkan var.
Diyorlar ki, artık ılımlı İslam projesi rafa
kalkmıştır. El Hak doğru. Projeden söz
etmeye gerek kalmamıştır artık. Ilımlı İslam
ülkesi Türkiye artık bir proje değil,
gerçektir. Üstelik bölgesel güç ilan edilmiştir.
Bu yeni misyon Osmanlı mirası üzerinden
pekiştirilmektedir. Bu nedenle de bu işin
kitabını yazmış bir dışişleri bakanı
görevdedir bugün.
Peki bu rafine plan içinde çözülmesi
gereken Kürt sorunu nerede duruyor?
Ortasında duruyor. O da bu projenin bir
parçası olarak işlev görmekte ve üstelik
şimdilik bir güç olmasa da solun aklını çelme
manevrası olarak bile işe yaramaktadır. Büyük
tabloyu görebilirsek, gelişmelerin Türkiye’ye
ve Kürtlere faydası olup olmadığını daha iyi
anlayacağız.
Ama bugünü, yarını ve daha sonrasını
sorgulamaya cesaretiniz varsa. Türk
milliyetçiliğine de, Kürt milliyetçiliğine de
şirin görünmeye çalışmıyorsanız. Kürt
siyasetinin kimlerin elinde olduğunu da
sorularınızın arasına yerleştirebiliyorsanız.
Ve en önemlisi Büyük Ortadoğu’da
haritaların neden uçuşup durduğunu
anlayabiliyorsanız.
Büyük Ortadoğu Projesi’nde Türkiye’ye
bölgede etkin bir yeni Osmanlı rolü teklif
edilmektedir. Aynı şekilde Kürtlere Büyük
Kürdistan, Ermenilere soykırımı tanımış
Türkiye, ikna edilmiş bir Azerbaycan
havucu uzatıldığı gibi.
Peki İsrail?
Şimdi herkes Türkiye’nin İsrail’e kafa
tutmasıyla kafa buluyor.
Oysa unutmamalı, Bush döneminin üslubu
artık işe yaramıyor. İsrail o dönemden şımarık
bir çocuk olarak epeyce kârlı çıkmıştır, ama
artık biraz uslanması gerekiyor ve asıl zılgıtı
küresel gücün yeni başkanından ilk
görüşmede yemiştir. Büyük Ortadoğu
Projesi, şımarıklıktan vazgeçmiş bir İsrail’i,
çizgiden çıkmaması için sıkıca kuşatılması
gereken bir İran’ı şart koşuyor.
Tablo yukarıdan aşağıya ve aşağı yukarı
böyledir. Ama en önemlisi Büyük Ortadoğu
Projesi’nin sırf şıklık olsun diye icat edilmediği
gerçeğidir. Bu kapsamlı proje enerji
kaynaklarının denetimi, üstümüzden
altımızdan geçen ve hep batıya doğru
giden boruların korunması içindir.
Can alıcı soru ise Türkiye’nin bu projeden
kârlı çıkıp çıkamayacağıdır.
Ilımlı bir İslam ülkesi olarak kurtuluş ve
kuruluş felsefesini terk etmişseniz,
emperyalistlerle birlikte bölgeyi dizayn etmeye
soyunmuşsanız, kaybetmeyi de göze
almışsanız, neden olmasın.
Ama farklı bir bakış da mümkündür.
O da solun, sosyalistlerin bakışıdır. Ülkenin
kazanımlarının terk edilmesine değil,
değişimin doğru kavranmasına, işçilerin,
yoksul halkın, çalışanların çıkarlarının
süreklilik içinde öne alınmasına dayanır.
Kürtlerle Türklerin ortak paydasının
sömürülmemek olduğu noktasından hareket
eder bu bakış açısı.
Bir de olmazsa olmazı var.
Büyüklerin oyunlarına gelmemek, macerayı
onların istediği gibi değil, kendi istediğin gibi
oynayabilmek.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
CHP lideri Baykal, PKK’li bir grubun Türkiye’ye gelmesini gizli bir pazarlõğõn ürünü olarak değerlendirdi
‘Teslim almaya geldiler’ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal, partisinin grup toplantõ-
sõnda yaptõğõ konuşmada Azerbay-
can’la gerginleşen ilişkileri ve AKP
hükümetinin Kürt açõlõmõnda gelinen
noktayõ değerlendirdi.
Baykal, Azerbaycan’la kriz yara-
tan gelişmeleri değerlendirirken,
“Sen Azerbaycan’ı görmezlikten
gelemezsin. O meşhur Rum li-
manlarıyla ilgili 2004 protokolü-
nü Meclis’e sevk etmeyeceksin...
Bu protokolleri, Azerbaycan bu
kadar rahatsız olduğu halde göz
göre göre niye sevk ediyorsunuz?
Protokol krizi yetmiyormuş gibi
bir de maçta bayrak krizi çıktı.
Daha dün PKK bayraklarıyla sı-
nırda binlerce insan güvenlik güç-
lerinin gözlerine baka baka gös-
teriler yapıyor, bunu içinize sin-
diriyorsunuz; ama kardeş Azer-
baycan’ın bayrağını yasaklıyor-
sunuz. Gücünüz PKK’ye yetmiyor
da, Azerbaycan’a mı yetiyor?”
açõklamasõnõ yaptõ. Süleyman De-
mirel’in 1993 yõlõnda Cumhurbaş-
kanõ Turgut Özal’õn cenaze törenine
Ermeni devlet temsilcilerini davet et-
mesi üzerine Abdullah Gül’ün, o
dönem siyaset yaptõğõ partinin tem-
silcisi olarak “Hükümet geleceği-
mizi ipotek altına almıştır. Bu
bir ibret tablosudur” benzeri de-
ğerlendirmeler yaptõğõnõ anõmsatan
Baykal, “Çankaya’ya çıkınca ora-
da böyle görünüyor galiba” dedi.
‘Yol haritası
İmralı’dan’
Baykal, PKK’li bir grubun Tür-
kiye’ye gelişiyle ilgili değerlendir-
meler yaparken “açılımın ilk aya-
ğının ortaya çıktığını; sürecin ne-
den gizli olduğu, niçin ucunun açık
olduğu, niçin ‘hazmettire hazmet-
tire’ denildiği ve yol haritasının ne-
den açıklanmadığının anlaşıldı-
ğını” kaydetti. Baykal, “Dün (ön-
ceki gün) resmen görülmüştür
ki, İmralı’dan gönderilen yol ha-
ritası uygulamaya konulmuştur.
Halktan, TBMM’den gizlenen bir
senaryo uygulanmaya başlamıştır.
Dün devlet tam kadro orada bi-
rilerini bekliyor, karşılıyorlar.
Birileri, ‘inin’ dedi. Siz de bunu bi-
lerek, orada müsteşarından, genel
müdüründen, bütün devlet teşki-
latı, orada bunları kucakladınız,
karşıladınız, öyle değil mi? Öca-
lan’ın yol haritasını AKP uygu-
lamaya başlamıştır” dedi.
Gelenlerin “Silahları gömdük,
bizi topluma taşıyın” anlayõşõyla
gelmediğini vurgulayan Baykal, şu
değerlendirmeleri yaptõ:
“Elçi olarak geldik, diyorlar, el-
lerinde mektuplar. Pişmanlık ta-
lep etmiyorum, diyorlar. Devlet
teşkilatımız onları karşılarken
bu, sürpriz olarak mı karşılarına
çıkıyor? Bunu bilerek, sindirerek
gidiyorlar... Israrla niçin bizimle
görüşmek istedikleri de anlaşılı-
yor. Karşılarken kendisi orada, bi-
zim de orada yanında bulunma-
mızı istiyor. Ben gitmedim... Senin
yanındakilerin hepsi oradaydı...
Gelenler, Türkiye’nin hukuk dü-
zenini, anayasasını değiştirmek
için silahla mücadele ettik, şimdi
de müzakereyi deneyeceğiz, di-
yorlar. İstedikleri ne? Etnik te-
melde Türkiye’yi ayrıştırmak.
Sen milleti parçalayabilirsin, se-
nin anlayışını buna müsait görü-
yorum, sen ‘Türk milleti’ lafını an-
mıyorsun, gel parçalayıverelim,
diyorlar. Türkiye’nin ulusal bü-
tünlüğü üzerinde bir pazarlık ya-
pıldı da, bir avans ödemesi için mi
bu insanlar geliyor, milletin bunun
anlamını iyi değerlendirmesi la-
zım. Teslim olmaya değil, teslim
almaya geliyorlar. Bu, bir Türki-
ye projesi değildir. Bu, bir AKP-
PKK-DTP projesidir.”
AKP’nin ekonomi politikalarõnõ
da eleştiren CHP Lideri Baykal,
“İşin temeli oradan başlıyor. 10.4
milyar bütçe açığı öngörülmüştü.
Şimdi ortaya çıkan rakam 63
milyar Türk Lirası. ‘Bu bütçenin
CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, bir grup PKK’linin gelişiyle ilgili olarak “Teslim olmaya
değil, teslim almaya geliyorlar... Türkiye’nin ulusal bütünlüğü üzerinde bir pazarlõk yapõldõ da, bir
avans ödemesi için bu insanlar geliyorsa bunun anlamõ iyi değerlendirilmeli. Bu, bir Türkiye projesi
değildir; AKP-PKK-DTP projesidir” görüşünü dile getirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn kendisiyle
görüşmekten vazgeçmesiyle ilgili olarak da Baykal, “Bir çayõ esirgiyor değiliz. Ama yanlõşõnõ
paylaştõğõmõz, işbirliği içinde olduğumuz izlenimini vermene müsaade etmeyiz” dedi.
bir anlamõ yok’ diye bütün bunları
anlattık” dedi.
‘Tenhalarda
buluşmak yok’
CHP lideri, Başbakan Erdoğan’õn
kendisiyle görüşmekten vazgeçme-
siyle ilgili olarak da, “Mektubu-
muzu alınca, görüşeceğiz, diyorsun,
sonra vazgeçiyorsun, ahlaksızlık
suçlamaları yapıyorsun. Her kim
ki iki lafının birinde ‘ahlak, namus,
dürüstlük’ der, ‘dur orada’ diye-
ceksiniz. Yarası olan gocunur. Ah-
laksızlık suçlaması kimseyi ah-
laklı hale getirmez... Benim kapım
açık, ama sen, sadece bana açık ol-
sun, diyorsun. Ben de, hem sana,
hem de millete açık, diyorum. Bir
çayı esirgiyor değiliz. Senin gön-
lünü hoş tutmak için her şeyi ya-
parız ama senin yanlışlarını pay-
laşmayız” açõklamasõnõ yaptõ. Bay-
kal, “70 milyonun bileceği şekilde
geleceksen gel, açık kapım, bekli-
yorum seni. Millet öğrenmesin,
tenhada buluşalım... Tenhada bu-
luşmak yok” diye konuştu.
‘Organları dejenere
etmeyelim’
CHP lideri Baykal, Cumhurbaş-
kanõ Abdullah Gül’ün ana muhale-
fetin MGK’de yer almasõ önerisiy-
le ilgili olarak “MGK’nin bir ana-
yasal yapısı var. Organları deje-
nere etmeyelim. Hangi ülkede ana
muhalefet MGK üyesidir? Gayri
tabii yollara girmeyelim. Bir de şa-
ka yapayım: Belki AKP’liler önü-
müzdeki dönem MGK’de bir
ayakları olsun diye muhalefetin de
girmesini istiyordur” görüşünü di-
le getirdi.
‘Soruşturmalarda çifte
standart var’
Baykal, Deniz Feneri soruştur-
masõyla ilgili çifte standartlarõn da al-
tõnõ çizdi. Baykal, soruşturma sõra-
sõndaki “dikkat, özen ve iyi niyet”e
dikkat çekerken “Bir yandan so-
ruşturma yapılıyor, öte yandan
kimsenin üzülmesine, rahatsızlık
duymasına neden olunmuyor...
Ne güzel, bunu bir de Ergene-
kon’da uygulasalar ya. Dün
PKK’liler âlâyıvâlâ ile karşılanı-
yor, izzeti ikramla ağırlanıyor.
Ergenekon’da memleketin dürüst
profesörleri, gazetecilerini aylar-
dır neyle suçlandıklarını bile bil-
meden cezaevinde yatıyor” dedi.
GÜL’ÜN ATAMALARI
ÜAK’de ibre
AKP’ye döndü
Gül’ün cumhurbaşkanlõğõ
döneminde atanan 50 rektörün
çoğunun AKP iktidarõna yakõn
olmasõ ÜAK’deki muhalif yapõyõ,
iktidar yanlõsõ çizgiye dönüştürdü
MAHMUT LICALI
ANKARA - Üniversitelerarasõ Ku-
rul’un (ÜAK) dengeleri, Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün göreve geldiği 2007 yõ-
lõndan beri atanan 50 rektörle değişti.
Rektörlerin AKP iktidarõna yakõn olmalarõ
ve üniversitelerde türbanõn serbest bõrakõl-
masõnõ savunmalarõ ÜAK’nin daha önce
yürüttüğü muhalefeti keserken, kurul kon-
tenjanõndan YÖK üyeliğine atananlarõn
kimliklerini de değiştirdi.
2008 yõlõna kadar yürüttüğü sert muha-
lefetle tanõnan ÜAK, son iki yõl içerisin-
de Cumhurbaşkanõ Gül’ün atadõğõ rek-
törlerle iktidar yanlõsõ bir görünüm sergi-
lemeye başladõ. Gül, yeni kurulan 23
üniversite ve 27 eski üniversiteye yaptõğõ
toplam 50 rektör atamasõnda üniversite-
lerdeki seçimlerde birinci olan adaylar
yerine AKP iktidarõna yakõn ve türbana
destek veren isimleri rektör olarak seçti.
Her üniversitenin rektör ve rektörün be-
lirleyeceği bir öğretim üyesiyle temsil
edildiği ÜAK’de toplam 100 üyenin de-
ğişmesiyle birlikte YÖK üyeliğine seçi-
len kişilerin Başbakanlõk ve Cumhurbaş-
kanlõğõ kontenjanõndan seçilenlerden far-
kõ kalmadõ. YÖK’e 7 üye seçme hakkõ
olan ÜAK’nin son seçtiği 2 üye AKP
iktidarõna yakõn ve türbanõ savunan öğ-
retim üyelerinden oluştu.
Mart ayõnda ÜAK kontenjanõndan
YÖK’e atanan Prof. Dr. Sait Bilgiç’in
2007 genel seçimlerinde AKP milletvekili
aday adayõ olmasõ ve türban bildirisine
destek vermesi, önceki gün seçilen Prof.
Dr. Recep Öztürk’ün de türban bildiri-
sinde imzasõnõn bulunmasõ, ÜAK’de ibre-
nin AKP’ye döndürdüğünü gözler önüne
serdi. YÖK’e 7 üye seçmenin yanõ sõra
bünyesindeki konseyler üniversitelerdeki
farklõ dallarda yapõlan eğitim hakkõnda
YÖK’e tasviye görüşü ileten ÜAK, aynõ
zamanda doçentlik sõnav komisyonunu
belirleme yetkisine de sahip bulunuyor.
YÖK’te eğitimci kalmadı
Cumhurbaşkanõ Gül’ün Prof. Dr. Yusuf
Ziya Özcan’õ Aralõk 2007’de YÖK Baş-
kanõ olarak atamasõnõn ardõndan yaklaşõk
3 yõl içinde YÖK’te eğitim bilimci köken-
li üye kalmadõ. YÖK Başkanõ Özcan’õn
türban bildirisinde imzasõ bulunmasa da,
Şubat 2008’de tüm rektörlüklere gönderi-
len genelgeyle türbanõn serbest bõrakõlma-
sõnõ istemişti. Prof. Dr. Durmuş Günay,
Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, Prof. Dr.
Sait Bilgiç ve Prof. Dr. Yunus Söylet ol-
mak üzere YÖK’te 4 üyenin türban bildi-
risinde imzasõ bulunuyor. Prof. Öztürk’ün
de YÖK üyeliğinin onaylanmasõyla bildi-
riye destek veren üye sayõsõ 5’e çõkacak.
YÖK’te halen 10. Cumhurbaşkanõ Ah-
met Necdet Sezer tarafõndan atanan 2
üye bulunuyor. Sezer döneminde ÜAK
kontenjanõndan atanan Prof. Dr. Ali Ek-
rem Özkul’un eğitim alanõnda uzmanlõğõ
bulunuyor. Prof. Özkul, açõk ve uzaktan
teknoloji destekli eğitim konusunda yap-
tõğõ çalõşmalarla tanõnõyor. 19 üyenin bu-
lunduğu YÖK’e 7 üye Cumhurbaşkanlõ-
ğõ, 7 üye Bakanlar Kurulu, 7 üye de
ÜAK kontenjanõndan atanõyor.
‘Dünyayı etkiler’
Irak savaşõ nedeniyle büyük pişmanlõk duyduğunu belirten
Powell demokratik açõlõm sürecini de desteklediğini söyledi
MELTEM YILMAZ
ABD Eski Dõşişleri Bakanõ, Irak savaşõ mi-
marlarõndan Colin Powell, hükümet tarafõndan
yürütülen demokratik açõlõm sürecinin “doğru
araç kombinasyonlarının kullanılması ha-
linde başarılı olursa bunun dünyayı etkile-
yeceğini” ileri sürdü. Powell, Irak’õn işgalin-
den önce “Irak’ta kitle imha silahları var” de-
diği için pişmanlõk duyduğunu yineledi.
Türkiye İş Kadõnlarõ Derneği’nin (TİKAD)
davetiyle geldiği İstanbul’da “Anneler Teröre
Karşı” başlõklõ konferansa katõlan eski Powell,
kamuoyunda 1 Mart tezkeresi olarak bilinen ka-
rarõ bugünün şartlarõyla değerlendirdiğinde
olumlu bulduğunu söyledi. Powell, “Her ne ka-
dar 2003’te Türkiye bizi hayal kırıklığına uğ-
ratmış olsa da demokrasiyle yönetilen bir ül-
ke olduğunu kanıtlamıştır” dedi.
‘Savaşa karşıyım’
Savaşta masumlarõn nasõl öldürüldüğüne ta-
nõk olduğunu anlatan Powell, “Askerlerin
insanları istismar ettiği, kadınlara tecavüz
ettiği zamanlar oluyor. Bu nedenle savaştan
nefret ediyorum. Ben aslında her zaman sa-
vaşa karşı isteksiz bir general oldum” diye
konuştu. ABD’nin savaşmak zorunda kalsa bi-
le sonrasõnda her zaman “barış ve demokra-
si” getirmeyi amaçladõğõnõ ileri süren Powell,
Türkiye’de hükümetin yürüttüğü demokratik
açõlõm sürecine de destek verdiğini vurguladõ.
Powell, “Doğru araç kombinasyonları kul-
lanılırsa başarılı olacağını düşünüyorum.
Eğer başarılı olursa sadece dünyanın bu kıs-
mına değil tamamına etki edecektir. Bu işin
tarihi boyutu da var. Umalım ki başarılı ol-
sun” diye konuştu. TİKAD Başkanõ Nilüfer
Bulut da TİKAD olarak kadõn bakõş açõsõyla te-
rör, savaş, işkence, dayağa karşõ çõktõklarõnõ be-
lirterek şunlarõ söyledi: “Bir yanda asker an-
neleri, bir yanda çocuğunu PKK yüzünden
dağda kaybetmiş anneler, ortak bir hedef
için el ele verecek ve tüm dünyada barış is-
teyecek. En kanlı savaşın ruh halini yansıt-
ması için Irak savaşının mimarlarından
Powell’ı davet ettik.”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Bombalõ saldõrõ sonucu 21 Ekim 1999
günü katledilen gazetemiz yazarõ ve An-
kara Üniversitesi İletişim Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Taner
Kışlalı, aramõzdan ayrõlõşõnõn 10. yõ-
lõnda, gazetemiz ve ailesi tarafõndan dü-
zenlenen törenle anõlõyor.
Kõşlalõ için bugün ilk olarak, saat
09.30’da, Engürü Sitesi, Çayyolu ad-
resindeki evinin önünde anma etkinli-
ği gerçekleştirilecek. Buradan saat
10.30’da, Çayyolu’ndaki Ahmet Taner
Kõşlalõ Parkõ’nda bulunan heykelinin
önüne geçilecek. Sevenleri ve ailesi sa-
at 12.00’de de Kõşlalõ’nõn Karşõyaka
Mezarlõğõ’ndaki gömütü başõnda olacak.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakül-
tesi de bugün saat 14.00’te, Kõşlalõ için
anma töreni gerçekleştirecek. Törende,
fakültenin Ahmet Taner Kõşlalõ Kon-
ferans Salonu’nda, gazetemiz yazarõ
Şükran Soner, “Kışlalı’dan Günü-
müz Medyasına” başlõklõ konferans ve-
recek. Kõşlalõ’yõ anma etkinliğinde, An-
kara Üniversitesi İletişim Fakültesi,
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD),
ADD Çayyolu Şubesi, CHP, Çağdaş
Yaşamõ Destekleme Derneği ve Yeni-
mahalle Belediyesi de katõlõmcõ kuru-
luşlar arasõnda yer alõyor.
Gazetemiz yazarõ Ahmet Taner Kõş-
lalõ, dün de Devlet Tiyatrolarõ Çayyo-
lu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde düzen-
lenen bir etkinlikle anõldõ. Sunuculu-
ğunu tiyatro oyuncusu Şebnem Gür-
soy’un üstlendiği anma etkinliğinde,
Prof. Dr. Bilsay Kuruç, “Krizden
Çıkılıyor mu?” başlõklõ konferans ver-
di. Konferansõn ardõndan, Damla Kış-
lalı (soprano), Berkcan Akıncı (kontr-
tenor) ve Rauf Paşaoğlu’nun (piyano)
solist olarak katõldõğõ “Aryalar ve
Şarkılar” adlõ konser gerçekleştirildi.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ
Atilla Sertel de, Ahmet Taner Kõşla-
lõ’yõ, yazõlõ açõklamayla andõ.
GAZETEMİZ YAZARININ KATLEDİLİŞİNİN ÜZERİNDEN 10 YIL GEÇTİ
Ahmet Taner Kõşlalõ’yõ anõyoruz
Powel, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Kavaf’ın da katıldığı konferansta konuştu (AA)
Bina çöktü: 2 yaralı
İstanbul Haber Servisi - Zeytinburnu’nda,
3 katlõ binanõn yõkõmõ sõrasõnda bina çöktü.
Yõkõm çalõşmalarõnõ yapan İbrahim Baş ve
Ercan Alibaşoğlu isimli işçiler enkaz altõn-
da kaldõ. İtfaiye ekiplerince enkazdan çõkar-
tõlan yaralõ işçiler, Haseki Eğitim ve Araş-
tõrma Hastanesi ve İstanbul Eğitim ve Araş-
tõrma Hastanesi’nde tedavi altõna alõndõ.Ya-
ralõlarõn durumunu iyi olduğu öğrenildi.
Sayaçlar habersiz değiştiriliyor
İstanbul Haber Servisi - Tüketiciler Birliği
Genel Başkanõ Nazõm Kaya, elektrik sayaç-
larõnõn tüketiciden habersiz ve ücretli olarak
değiştirildiğini belirterek, Enerji Bakanlõğõ
ve Enerji Piyasasõ Denetleme Kurumu’nun
bu duruma en kõsa zamanda müdahale et-
mesi gerektiğini söyledi. Kaya, tüketicilere
elektrik faturalarõnõ kontrol etmeleri çağrõ-
sõnda bulunarak tüketim dõşõnda “muhtelif
ilave” kõsmõnda yüksek bedel tespit edilme-
si durumunda dağõtõm şirketine sekiz gün
içinde itirazda bulunulabileceğini belirtti.