Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
16 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Tarihi Barış Süreci...
Gerçekten Ankara-Erivan arasında bir
yakınlaşma oldu mu?
Görülen o ki, Türkiye-Ermenistan arasında
imzalanan protokolden sonra, bu
yakınlaşmaya (eğer yakınlaşmaysa) Dağlık
Karabağ’ın gölgesi vurdu.
İşgali bitirecek adım atılmadan
TBMM’den onay çıkması bana göre çok
zor!
Ermenistan’daki Serj Sarkisyan
yönetiminin Türkiye’yle yakınlaşmada attığı
adımlardan sonra Dağlık Karabağ’da
çözümün hızlandırılması bekleniyor.
Peki, bu çözüm nasıl gerçekleşecek?
Ermeni kamuoyu, Dağlık Karabağ’ı
“ulusal bir sorun” olarak görüyor... Durum
böyle olunca da Sarkisyan’ın hareket alanı
daralıyor.
11 yıl geriye gidelim:
1998 yılında Devlet Başkanı Levon Ter-
Petrosyan Dağlık Karabağ sorununu
çözmek, bir başka deyişle ödün vermek
isteyince ne oldu?
Aşırı milliyetçiler tarafından devrildi!
Erivan, Kafkaslar’dan tam anlamıyla
dışlandı...
Halk yoksulluk içinde.
Hükümet, Dağlık Karabağ sorununu
çözmeden bu dışlanmışlıktan
kurtulamayacağını çok iyi biliyor.
Sovyetler Birliği döneminden beri özerk
bir cumhuriyet olan Dağlık Karabağ
neredeyse 17 yıldır Ermenistan’ın işgali
altında.
Ermenistan burada tek yanlı bağımsızlık
ilan etti!
Bu arada Laçin, Cebrail, Kelbecer,
Kubatlı, Zengilan, Ağdam ve Fuzuli’yi de
işgal altında tutuyor.
Erivan yönetimi bir çırpıda işgale son
verebilir mi?
Hiç sanmıyorum!
Böyle bir durum olursa “kör milliyetçi”
diyaspora Ermenistan’ı karıştırabilir.
Şu aşamada Erivan’ın işgale son vermesi,
Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a geçmesine
“yeşil ışık” yakması olasılığı görünmüyor.
Ankara-Erivan arasında bir yakınlaşmanın
olduğu gerçeğinin önünde “buzdağı”na
benzeyen sorunların başında Dağlık
Karabağ geliyor.
Onun için de hem Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül hem de Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan aynı şeyi söylüyor:
“Tüm sınırlar birlikte açılmalı!”
Başbakan Erdoğan’ın şu sözleri zaten
konuya açıklık getiriyor:
“Azeri topraklarından Ermenistan
çekilmediği sürece Türkiye de bu konuda
olumlu bir tavır içine giremez...”
Türkiye’de teslimiyetçi bir kesim var...
Medyada öbekleşen bu kesim, tıpkı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde
Annan Planı’nın uygulanmasında olduğu
gibi tempo tutuyor:
“Yes be annem!”
Kıbrıslı Türkler o zaman “Yes be annem”
dedi ama Rum kesimi “Hayır annem”
diyerek karşı koydu.
Sonuç ne oldu?
Güney Kıbrıs Avrupa Birliği’ne girdi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerindeki
ambargo kalkmadı, daha da ağırlaştı.
Bazı aklıevveller yıllar önce Kuzey Kıbrıs’ta
yaşananları unutup, şimdilerde aynı şarkıyı
söylüyorlar:
“Yes be annem!”
Ermeni diyasporası Türkiye’yle Ermenistan
arasındaki yakınlaşmaya sert tepki koymadı
mı?
Koydu!
İsveç’teki Ermeni Federasyonu Başkanı
Vahagn Avediyan ne diyor:
“Protokollerin imzalanmasından sonra her
iki ülke parlamentoları tarafından da
onaylanmasını bekliyorum. Ama bu süre
Ermenistan için iyi olmayacaktır.
Bundan sonra diyasporanın atacağı ilk
adım Ermenistan’ı finanse etmeyi durdurmak
olacaktır.”
Diyaspora her yıl Ermenistan’a 800-900
milyon dolar yardımda bulunuyordu...
Diyaspora dünyanın dört bir yanında
harekete geçip, Erivan’ı uyarıyor:
“Bundan sonra bizim için 24 Nisan ve 10
Ekim yas günümüzdür.”
1915 olayları... Ermeni terör örgütü
ASALA... Öldürülen diplomatlarımız.
Bugün 16 Ekim 2009... Bursa’da oynanan
Türkiye-Ermenistan maçını da kazasız
belasız atlattık.
Bundan sonra ne olacak?
Tarihçilere bu konuda görev düşüyor.
Tarihsel kaynaklar ve arşivler yansız bir
biçimde incelenmeli, tartışılmalı.
Önyargılardan kurtulunmalı!
O zaman Türkiye’yle Ermenistan sağlıklı,
çağcıl ilişkiler kurabilir!
Kör milliyetçilikle yani ırkçılıkla (Türkiye ve
Ermenistan için söylüyorum) hiçbir yere
varılmaz!
Dünkü yazımda, “Kavun, karpuz, kiraz,
vişne, badem ithal ediyoruz...” olması
gereken tümce yanlışlıkla “ihraç ediyoruz”
olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dilerim.
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Pakdil: 592
personel alındı
ANKARA (ANKA) -
Meclis Başkanvekili
Nevzat Pakdil’in DTP
Muş Milletvekili ve
TBMM İdare Amiri Sõrrõ
Sakõk’õn soru önergesine
verdiği yanõta göre,
23’üncü Dönemin
başõndan bugüne kadar
TBMM’ye toplam 592
personel alõndõ. İşe
alõnanlardan 439’u
TBMM’de, 153’ü ise
Milli Saraylar’da göreve
başladõ. Pakdil,
TBMM’ye geçici personel
olarak işe alõnanlardan
170’inin, Milli Saraylar’a
alõnanlarõn da 25’inin
“emekli olanlarõn yerine
çocuklarõnõn işe alõnmasõ
uygulamasõ” kapsamõnda
göreve başlatõldõğõnõ
kaydetti.
Bahçeli’den
güvence
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara’da temaslarda
bulunan 11 kişilik Azeri
milletvekili heyeti, MHP
Genel Başkanõ Devlet
Bahçeli’yi makamõnda
ziyaret etti. Yaklaşõk 1.5
saat süren görüşmenin
ardõndan heyet adõna
açõklama yapan Fazail
Agamalõ, Bahçeli’nin
Türkiye-Ermenistan
Dõşişleri bakanlarõ
tarafõndan imzalanan
protokolün TBMM’den
geçmemesi konusunda
ellerinden geleni
yapacaklarõnõ
söylediğini” ifade etti.
Türk-Yunan İş
Forumu başladı
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - “Gõda ve
içecek” ana konusunun
ele alõndõğõ Türk-Yunan İş
Forumu İzmir’de başladõ.
İZTO öncülüğünde
başlayan forumun
açõlõşõnda konuşan İzmir
Valisi Cahit Kõraç,
Türkiye’nin Yunanistan
adalarõyla 600 milyon
dolarõ aşkõn ticaret hacmi
olduğunu vurgulayarak
sadece İzmir ve Ege
kõyõlarõndaki yerleşimlerin
bundan çok daha
fazlasõnõ yapabileceğine
dikkat çekti.
İnternete
sızdırma olayı
ANKARA (ANKA) -
Adalet Bakanõ Sadullah
Ergin’in MHP Grup
Başkanvekili Mehmet
Şandõr’õn soru önergesine
verdiği yanõt, kanunsuz
dinleme ve basõna
sõzdõrmaya bugüne kadar
biri Üsküdar Başsavcõlõğõ,
2’si de Samsun
Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nda olmak
üzere sadece 3 soruşturma
açõldõğõnõ ortaya koydu.
Ergin, “Devletin çeşitli
kademelerinde görev
yapmõş olan bazõ
insanlarõn telefon
görüşmeleri bazõ internet
sayfalarõna kimler
tarafõndan sõzdõrõlmõştõr”
sorusuna da “ Yapõlan
yazõşmalar sonunda,
açõlan soruşturma
olmadõğõnõn anlaşõldõğõ”
yanõtõnõ verdi.
Gökçek’e 5 yıl
hapis istemi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Belediye Başkanõ
Melih Gökçek için
gazeteciler Mehmet Ali
Birand ve Uğur Dündar’õ
yerel seçimler
döneminde tehdit ettiği
gerekçesiyle 5 yõl hapis
istendi. Dava önümüzdeki
günlerde Sincan 2 Sulh
Ceza Mahkemesi’nde
görülecek.
CHP’liler muhalefete ‘çetelerin avukatõ’ diyen bakana tepki göstererek komisyonu terk etti
Bağõş komisyonu gerdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM AB Uyum
Komisyonu’nun CHP’li üye-
leri, Devlet Bakanõ ve Baş-
müzakereci Egemen Bağış’õn
muhalefete yönelik “çetelerin
avukatı” sözlerini protesto
ederek toplantõyõ terk etti.
Bağõş’õn “Sayın Baykal da
çetelerin avukatlığından
vazgeçtiğini, bu hatadan
döndüğü erdemini ortaya
koysun diyorum. Ben özür
dilerim. Siz de sayın genel
başkanınızın hatasından
dönme konusunda özür di-
lemesini sağlayabilecek mi-
siniz” diye sormasõ üzerine
gerilim yükseldi.
Devlet Bakanõ Egemen Ba-
ğõş, dün üyelik sürecindeki
gelişmeler hakkõnda bilgi ver-
mek üzere Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu’na geldi.
CHP Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Onur Öymen söz alarak
Bağõş’õn muhalefete yönelik,
“çetelere avukatlık yapıl-
dığı” yönündeki sözlerini
anõmsatarak özür bekledikle-
rini söyledi. Egemen Bağõş da
“Ben orada ‘muhalefet’ de-
dim, ‘CHP’ demedim, siz ni-
çin üstünüze alınıyorsunuz?
İnsanların hata yapması
normaldir ama hatalardan
dönmesi de erdemdir. Ben
kendi hatamdan dönme ko-
nusunda erdem gösterebi-
liyorum. Sayın Baykal da
çetelerin avukatlığından
vazgeçtiğini, bu hatadan
döndüğü erdemini ortaya
koysun diyorum. Ben özür
dilerim. Siz de sayın genel
başkanınızın hatasından
dönme konusunda özür di-
lemesini sağlayabilecek mi-
siniz” diye sordu.
CHP’li Algan Hacaloğlu,
“Böyle konuşmak sizin had-
dinize değil” diye tepki gös-
terirken Egemen Bağõş, “Bu-
lunan deliller, patlayıcılar
bunlar ne?” diye konuşma-
yõ sürdürdü.
‘Meclis’teki muhalefeti
kastetmedim’
Bağõş, “Bunların avukat-
lığını üstlenmeyin, diyoruz.
Niye CHP olarak üzerinize
alınıyorsunuz? Ben ‘muha-
lefet’ diyorum. Bu sadece
Meclis’teki muhalefeti kap-
samaz. Şu anda gözaltında
bulunan bir muhalefet li-
deri de var. Muhalefet der-
ken, illa Meclis’teki muha-
lefeti kastetmedim. Şu anda
gözaltına alınan kişiler ara-
sında bir partinin genel baş-
kanı var mı? Niye hemen
üzerinize alınıyorsunuz?
Ben orada CHP ya da MHP
dedim mi?” diye konuştu.
MHP Samsun Milletvekili
Osman Çakır, MHP ya da
CHP’yi kastetmediğini söy-
lemesini istedi. Bağõş, “Ben
lafımı oraya getiriyordum.
Ama arkadaşlar dinleme
lütfunu bile göstermediler.
Sözüm oraya gelecekti. Mu-
halefet partilerimizden üs-
tüne alınan varsa, kendile-
rinden özür dilerim. Orada
kastettiğim, Türkiye’de ana-
yasal rejimimizi yıkmaya
yönelik çalışmalar içerisin-
de olan, bunu da gizlemeyen,
her vesileyle dile getiren in-
sanlardır” dedi.
Onur Öymen, “Bırakın
mahkeme karar versin”
derken CHP’li üyeler ve DSP
Balõkesir Milletvekili Hüse-
yin Pazarcı salonu terk etti.
Komisyonun MHP’li üyeleri
Kenan Tanrıkulu ve Mithat
Melen de Bağõş’õn komis-
yona belirtilen saatte gelme-
mesi nedeniyle salondan ay-
rõlmõştõ. Daha sonra gazete-
cilerin sorularõnõ yanõtlayan
Bağõş, “CHP’li arkadaşlar
genel başkanlarının kame-
ra takıntısından olacak ki
medyayı, kameraları gö-
rünce hemen şov yapmaya,
kahramanlığa soyunuyor-
lar. Ben komisyonda yaşa-
nan olayı tamamen buna
bağlıyorum” dedi.
TBMM AB Uyum Komisyonu’nda CHP’li üyeler, Devlet Bakanõ ve
Başmüzakereci Egemen Bağõş’õn açõklamalarõna tepki göstererek özür
beklediklerini söylediler. CHP’li Algan Hacaloğlu, “Böyle konuşmak sizin
haddinize değil” derken Bağõş, “Ben orada ‘muhalefet’ dedim, ‘CHP’
demedim, siz niçin üstünüze alõnõyorsunuz?” diye konuştu.
CHP’Lİ ONUR ÖYMEN:
AB raporu
hükümeti
kolluyor
AB ilerleme raporunun “hükümeti
kollayan, askeri, yargõyõ suçlayan bir
rapor” olduğunu söyleyen Onur Öymen,
Atatürk’ü Koruma Yasasõ’na atõf
yapõlmasõna da tepki gösterdi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TBMM
Dõşişleri Komisyonu
üyesi, CHP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Onur
Öymen, AB ilerleme
raporunun “hükümeti
kollayan bir dille ya-
zıldığının” altõnõ çizer-
ken şu değerlendirmele-
ri yaptõ:
“Bu kollama muh-
temelen Ermenistan,
Kürt işlerinde hükü-
metin ABD ve AB’nin
beklentilerine uygun
tavizkâr bir tutum iz-
lemesi nedeniyledir.
Cumhurbaşkanı’ndan
övgüyle bahsediyor,
Başbakan’ı incitme-
mek için özel bir gayret
sarf ediyor. Doğan
Grubu’na yönelik boy-
kot çağrılarını ‘yüksek
düzeyli bir siyasetçi’ di-
ye vermiş. Kimmiş bu
siyasetçi? Bir tek Baş-
bakan var boykot çağ-
rısında bulunan... Ama
adını söyleyemiyor.
Askerler için şimdi-
ye kadar ağza alama-
dıkları sözleri söylü-
yorlar. Yüksek yargı
organlarını eleştiri-
yorlar. Ergenekon da-
vasına tamamen sahip
çıkıyorlar. Türkiye’de
60’tan fazla baro eleş-
tirmiş, Yargıtay Baş-
kanı eleştirmiş, bun-
lardan hiçbir bahis
yok. Davaya sahip çı-
kılıyor, ufak tefek usul
hataları varmış gibi bir
izlenim yaratılıyor.
Yaklaşımları tamamen
hükümeti kollayıcı is-
tikamette. Bazı konu-
larda, dokunulmazlık,
HSYK’nin yapısının
değiştirilmesi, seçim
harcamalarının kont-
rol altına alınması, iş-
kence, yolsuzlukla mü-
cadele konularında bi-
zim görüşlerimiz doğ-
rultusunda değerlen-
dirmeler var. Teknik
sayılabilecek bazı eleş-
tirileri dile getiriyor.
Hükümeti kırmamaya
dikkat gösteriyor. De-
niz Feneri’nden umu-
mi bir hava içinde bah-
sediyor. Bir bütün ola-
rak baktığımızda, ra-
poru tatminkâr bul-
muyoruz...”
Öymen, raporda Ata-
türk’ü Koruma Yasa-
sõ’na atõfta bulunulma-
sõna da dikkat çekerek
“1951’de çıkmış bu ka-
nun, kimse itiraz et-
memiş. Bu, sizi niye
rahatsız ediyor? Fikir
hürriyeti diye insan-
ların Atatürk’e söv-
melerini mi istiyorsu-
nuz? Sonra da, saygı
gösteriyoruz, diye açık-
lama yapıyorlar. O za-
man niye bunu koyu-
yorsun” görüşünü dile
getirdi.
BİLGE KÖYÜ KATLİAMI DAVASI SÜRÜYOR
Şeyhe ‘PKK
üyesi’ suçlaması
ÇORUM (Cumhuriyet)
- Mardin’in Bilge köyünde
7’si çocuk 44 kişinin ölüm
emrini veren “Şeyh
Hamo” lakaplõ Mehmet
Çelebi’nin terör örgütü
PKK üyesi olduğu ve
deşifre olmasõndan
korktuğu için katliam
emrini verdiği iddia edildi.
Çorum Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde görülen
davada tanõk olarak
dinlenen M.Ç, 1994
yõlõnda Bilge köyünde 6
kişinin PKK’liler
tarafõndan öldürülmesi
olayõna Mehmet
Çelebi’nin de katõldõğõnõ
söyledi. O tarihte
kendisinin 12 yaşõnda
olduğunu, jandarmaya
bilgi vermek istediğini ama
ailesinin bunu
engellediğini öne sürdü.
M.Ç, verdiği ifadesinde
şunlarõ söyledi:
“1994 yılında ben evde
bulunduğum sırada kapı
çalındı. Ben ‘kim o’ diye
seslendiğimde Kürtçe
‘Heval’ dediler. Bunun
üzerine ben kapıyı açtım.
Benden kendilerini köyü
dolaştırmamı istediler,
‘seçim geliyor, halkõ
toplayõp bir konuşma
yapacağõz’ dediler. 4
tanesinin yüzü açıktı.
Sadece beşincisinin yüzü
kapalı idi. Sadece gözleri
gözüküyordu... Kendisine
elindeki silahı merak
ederek ‘bu nedir, ne
marka’ diye sorunca
‘Keleş’ dedi. Sesinden
sanıklardan Mehmet
Çelebi’yi tanıdım.”
Duruşmada M.Ç’ye
1994’te Mehmet Çelebi’yi
kesin olarak tanõmadõğõ
yönünde ifade verdiği
anõmsatõldõ. Bunun üzerine
M.Ç. o zaman ifadenin
akrabalarõ tarafõndan
engellendiğini savunarak
“Bir akraba akrabasına
bunu yapmaz, sen daha
çocuksun; deyip
söyletmediler. Mehmet
Çelebi’nin 1994 yılında
köyde meydana gelen
olayda deşifre edileceğini
öğrendiği için bu
katliamı yaptığını
düşünmekteyiz” dedi.
AÇILIMA SORUŞTURMA
Savcılık Çalıştay
tutanaklarını istedi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Özel
Yetkili Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ, İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay’õn başkanlõk
ettiği Polis
Akademisi’ndeki Kürt
çalõştayõna ilişkin başlattõğõ
soruşturma kapsamõnda,
görüşme tutanaklarõnõ
istedi. “Anayasayı ihlal”
suçlamasõyla yürütülen
soruşturmada, görüşme
tutanaklarõnõn
incelenmesinin ardõndan
takipsizlik kararõ
verilebileceği gibi
katõlõmcõlardan bazõlarõna
dava açõlmasõ da gündeme
gelebilecek. 1 Ağustos’ta
Polis Akademisi’nde
“Türkiye Modeline
Doğru” adõyla
gerçekleştirilen ilk “Kürt
çalıştayı”na ilişkin İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
suç duyurusunda bulunuldu.
İstanbul Savcõlõğõ,
toplantõnõn Ankara’da
yapõlmõş olduğu
gerekçesiyle yetkisizlik
kararõ vererek dosyayõ
Ankara Cumuhriyet
Başsavcõlõğõ’na gönderdi.
Ankara Özel Yetkili
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ da
çalõştaya ilişkin soruşturma
başlattõ. Savcõlõk, Ankara
Emniyet Müdürlüğü’ne
gönderdiği talimat
yazõsõnda, çalõştayla ilgili
belge ve bilgi edinilerek
gönderilmesini istedi. Bu
çerçevede, çalõştaya
katõlanlarõn görüşlerine
ilişkin tutanaklar ve kayõtlar
da talep edildi.
Ankara Emniyeti, çalõştayõ
düzenleyen ve katõlõmcõlar
arasõnda uzmanlarõ yer alan
Polis Akademisi
Başkanlõğõ’yla temasa geçti.
Emniyet, akademiden
gelecek belge ve bilgileri
soruşturma kapsamõnda
savcõlõğa teslim edecek.
Ankara Savcõlõğõ, belgelerin
ulaşmasõnõn ardõndan
yapacağõ inceleme
sonucuna göre dosyaya
ilişkin takipsizlik kararõ
verebileceği gibi
katõlõmcõlar hakkõnda
“anayasayı ihlal”
suçlamasõyla dava da
açabilecek.