Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
6 OCAK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Erdoğan İki Ateş Arasında
Israil, on birinci gününe giren Gazze saldırısını
, karadan, havadan ve denizden sürdürüyor. Üç-
te biri çocuk, 500’ü aşkın Filistinlinin yaşamını yi-
tirdiği, 2 bin 500’e yakınının da yaralandığı bu ilan
edilmemiş savaşı durdurmak amacıyla arabulu-
culuğa soyunan ülkelerin arasında, elbette Türki-
ye de var.
Bir bölge ülkesi olmanın yanı sıra, nüfusunun bü-
yük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’deki bu-
günkü iktidar, kendisinin de özellikle bölgedeki İs-
lam devletleri üzerinde etkili olabileceğine inanı-
yordu.
Bu doğrultuda yaptığı girişimlerin sonuç verme-
yeceğini anlamış olmalı ki, Başbakan Erdoğan pa-
zar günü Antalya’da İsrail’e ağır hücumlar içeren
o konuşmasını yaptı. Yüklendiği arabuluculuk gör-
evi henüz tamamlanmadan Erdoğan’ı böylesine hid-
detlendiren nedenlerin arasında tarafların ateşkes
önerilerini reddetmelerinin dışında, Filistin top-
raklarındaki ölüm ve ağır yaralanmalar nedeniyle
Türk kamuoyunda oluşan tepkilerin de büyük kat-
kısı var.
Pazar günü çeşitli kentlerde İsrail’e karşı dü-
zenlenen mitinglerden özellikle bir tanesi, AKP yö-
netimini özellikle etkilemiş olmalıdır. Ekim sonun-
da toplanan Büyük Kongre ile Numan Kurtulmuş’u
lider seçen Saadet Partisi , İstanbul’da ağır ha-
va koşullarına karşın hem sayısal hem de katılım-
cıların sergilediği heyecan açısından önemli bir sı-
nav verdi.
Radikallerin eleştirileri
Mitinge Ankara’daki evinden video aracılığı ile
verdiği bir mesajla katılan Necmettin Erbakan, adı-
nı vermeden eski öğrencisi Erdoğan’ı “Gö-revi la-
yıkıyla yapmak başka bir şeydir, bir şey yapı-
yormuş gibi görünmek başka şeydir. Laf yetmez.
Hareket, aksiyon ve çözüm gerekir” sözleri ile
suçladı.
Mitinge konuşmacı olarak çağrılan Hamas Tem-
silcisi, II. Abdülhamit ile Erbakan’ı bir arada gös-
teren ve her ikisinin de Siyonizm emperyalizmi kar-
şısında yanılmayan liderler olduğunu vurgulayan bir
altyazının bulunduğu poster ile kelime-i şahadet fla-
malarını da taşıyan kalabalığa, Osmanlı’nın Filis-
tin topraklarını korumak için verdiği şehitlerin yat-
tığı Gazze Mezarlığı’ndan söz etti.
Saadet Partisi’nin yeni lideri Numan Kurtulmuş,
hükümetten İsrail’deki büyükelçimizi geri çekme-
sini ve askeri ihaleler ile eğitim uçuşları için veril-
miş izinlerin iptalini istedi. Milli Görüşçüler için ay-
rı bir ağırlığı olan Konya’nın semaları, “İsrail’in uçuş
yeri olmamalı” önerisi ile AKP’yi sıkıştırmak istedi.
Son saldırı karşısında, iktidarın ayrı bir dış poli-
tikayı belirlemediğini söyleyen parlamento içinde-
ki muhalefet partilerinin eleştirilerini sessizce izle-
yen AKP yönetimi, eski Hocaları ile yol arkadaş-
larından gelen bu ağır suçlamalar ile somut öneri-
lerin, kendi seçmenlerinde yaratacağı tepkiyi iyi he-
sap edeceklerdir.
Sorumluluk savunması
Başbakan Erdoğan’ın, Antalya’daki konuşma-
sında bir yandan İsrail hükümetine ağır suçla-
malarda bulunması; öte yandan “Biz sorumluluk
mevkiinde olan kimseleriz. Çalışmalarımızı duy-
gusallıkla değil; diplomasi ile sürdürmek zo-
rundayız” sözleri ile savunmaya geçmesi, o he-
sabı karşılamayı amaçlamaktadır.
Bu açıdan, 29 Mart yerel seçimlerinin hemen ön-
cesinde İsrail ile Hamas arasında baş gösteren sı-
cak çatışma Erdoğan için hiç de hesapta olmayan
bir olay olarak görülmelidir.
ABD, İsrail saldırısı karşısında, tribündeki seyir-
ci rolünü üstlenmekle yetinmiyor. Saldırıyı düzen-
leyenlerin ellerini çabuk tutmasını isteyen bir tutum
takındığını da Güvenlik Konseyi’nin hafta sonun-
daki danışma amaçlı toplantısında somut biçim-
de gösteriyor.
Bu nedenle de, Güvenlik Konseyi’nin geçici
üyeliğinde dinamik görevler yapacağını düşünen
Türkiye’nin, İsrail’in bir bildiri ile kınanmasını öne-
ren Libya’nın yanında yer almasının ağırlık taşı-
madığı, ABD’nin vetosu sonunda anlaşılıyor.
Ortadoğu’daki bu ateşin söndürülmesi için
Türkiye’nin ne yapması gerekiyor sorusunu,
AKP iktidarı nasıl yanıtlamalıdır?
O yanıtı saptamak için dün akşam Çankaya’da
buluşan Gül- Erdoğan ikilisinin çantalarındaki re-
çete önerileri arasında, sanırım önce Washington
Post tarafından ortaya atılan, dün de Tel Aviv’de
yayımlanan Haaretsz gazetesince yinelenen yo-
rum yazısı da olmalıdır.
Yoksa ikinci bir Yemen mi?
Bölgeye, İslam ülkelerinin de katılımı ile oluşan,
ağırlığını ve komutasını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
üstleneceği bir Barış Gücü’nün gönderilmesi.
Ucu tam anlamı ile açık bir görev önerisidir bu
Mehmetçik için.
Sakın, pazar günü Kanal D’de yayımlanan Şef-
faf Oda programında konuk olan, Yemen Türkü-
sü söylenirken gözyaşlarını tutamayan Cumhur-
başkanı, yeni bir Yemen seferini onaylayacak im-
zanın sahibi olarak duygulanmış olmasın?
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
ENTERNET / MEHMET SUCU
Geçen yılda medyada hangi ha-
berler öne çıktı? Türkiye’de en çok
önem verilen haberler hangileriydi? Bu
iki sorunun yanıtını Medya Takip Mer-
kezi araştırmış ve derli toplu bir rapor
halinde sunmuş. İşte başlıklardan
bazıları...
1700’ü aşkın gazete, dergi, TV ka-
nalı ve haber sitesinde yayımlanan ha-
berleri inceleyen Medya Takip Mer-
kezi’nin 2008 raporuna göre Türk
medyasında en çok konuşulan konular
Amerika, AKP, terör olayları ve AB ol-
du. Kuzey Irak’taki gelişmeler, Gün-
gören’deki patlama, İstanbul’daki
ABD Konsolosluğu’na düzenlenen
saldırı ve çeşitli olaylarla yıl boyunca
gündemden düşmeyen terör olayla-
rı, özellikle Aktütün Karakolu’na ya-
pılan saldırı ve şehit haberleri sıkça yer
aldı. Medyada toplam 236 bin 344 ha-
bere konu edilen terör olayları, ek-
ranlarda ise 4 bin 255 saat süreyle yer
buldu. PKK’ye sınır ötesi kara harekâtı,
Türk ve dünya medyası tarafından ya-
kından takip edildi.
Yılın en çok konuşulan bir diğer ko-
nusu ise Avrupa Birliği’ne giriş süre-
ciyle ilgili gelişmelerdi. Avrupa Birliği,
gazete, dergi, TV kanalı ve haber si-
telerinde toplam 232 bin 21 habere
konu edildi.
Türban serbestisi yasasının Mec-
lis’ten geçmesi, rejim tartışmalarını
alevlendirirken yasanın, Anayasa Mah-
kemesi tarafından reddedilmesi ne-
deniyleyse, konu sıcaklığını sürdürdü.
Türban ve başörtü, gazete, dergi, TV
kanalı ve haber sitelerinde toplam 114
bin 478 habere konu edilirken TV ka-
nallarıysa gelişmelere 2 bin 179 saat
yer ayırdı.
“Ergenekon Operasyonu”na ilişkin
gazete, dergi, TV kanalı ve haber si-
teleri toplamında 97 bin 722 haber yer
aldı. Ergenekon, 1802 saati aşkın
süreyle ekranlarda yer buldu.
Amerikan seçimleri, Türk medya-
sında 362 bin 886 habere konu olur-
ken Obama ise 18 bin 939 haberde
yer aldı.
Rapora göre ayrıca, Almanya’da
başlayan Deniz Feneri davası, 1 Ma-
yıs’taki polisin sert tutumu, kene sal-
gını haberleri de medyayı meşgul
etti.
Medya Takip Mekezi’nin (MTM),
2008 yılını kapsayan medya raporu-
na göre, yılın en çok konuşulan par-
tisi, AKP oldu. Hareketli bir yıl geçiren
AKP, özellikle açılan kapatılma davası
nedeniyle uzunca bir süre gündem-
deki ilk başlıktı. Medyanın yakın mar-
kajında olan AKP, gazete, dergi, TV
kanalı ve haber sitelerinde toplam 354
bin 242 haber ve yazıya konu olurken
TV kanallarında ona ayrılan süreyse
5326 saati buldu. Başka bir deyişle,
bu süre, bir TV kanalının 222 tam gün
aralıksız olarak AKP haberleri yayım-
lamasına denk geldi. Televizyonların
partiye ayırdığı süre, 2007 yılına gö-
re yaklaşık iki kat artış gösterdi.
CHP, büyük yankı uyandıran Kı-
lıçdaroğlu-Fırat tartışmasıyla da
medyanın yakın takibindeydi. Parti,
Türkiye’yi sarsan “telekulak” skan-
dalıyla da medyada sıkça yer buldu.
Ana muhalefet partisine medya top-
lam 210 bin 238 defa yer verirken,
CHP’nin ekranlarda yer alma süresi
ise AKP’nin yarısından bile daha az
oldu (2 bin 602 saat).
Şimdi düşünün işte size medyanın
gündemi; sizin gündeminizle eşleşi-
yor mu?
mehmet@cumhuriyet.com.tr
Medyanın 2008 Gündemi
Davada 36. oturum geride kalõrken tutuklu sanõk Ümit Sayõn’õn çapraz sorgusu tamamlandõ
HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE
Ergenekon da-
vasõ sanõğõ İstan-
bul Üniversitesi
Adli Tõp Enstitüsü
öğretim üyesi
Doç. Dr. Ümit
Sayın, Avrupa
Türkiyeli İşçiler
Federasyonu ve
Adli Tõp Uzman-
larõ Derneği ile il-
gili topladõğõ bil-
gileri askeri bi-
rimlere gönderdiğini söyleyerek, iki
kuruluşun Türkiye aleyhine çalõşma-
larõnõn olduğunu ileri sürdü.
Ergenekon davasõnõn 36. oturu-
munda tutuklu sanõk Sayõn’õn çapraz
sorgusu tamamlandõ. Sayõn, kendi-
sinde bulunan “Üzeyir Garih cina-
yetine ilişkin dosyalar ve otopsi ra-
porlarına” ilişkin, “Cumhuriyet ga-
zetesinden bir muhabir fikrimi sor-
mak için getirdi. Kitap yazacakmış.
Ama dosyaya bakmadım, çünkü
Adli Tıp konum değil. Muhabirin
kim olduğunu hatırlamıyorum.
Aradan iki buçuk yıl geçti” dedi. Tu-
tuklu sanõk Halil Behiç Gürcihan’õn
kendisi aleyhinde verdiği ek ifadeyi
sormasõ üzerine Sayõn, “O zamanki
ruh halimle o anki kanaatlerimdi.
İddianameyi okuduktan sonra Er-
genekon örgütü olmadığına karar
verdim” diye konuştu. Üye hakim
Hasan Hüseyin Özese, Sayõn’a “Dar-
be ve ordunun görevini yapmadı-
ğına ilişkin telefon görüşmelerinin
olduğunu” anõmsattõ. Sayõn ise “An-
lık heyecanlı duygusal ifadeler”
açõklamasõnda bulundu.
Koğuşta tekme iddiası
Garih cinayeti sanõğõ Yener Yer-
mez ile hiç karşõlaşmadõğõnõ söyleyen
Sayõn, “Sağcı basının iftirası. Adli
Tıp Enstitüsü’nde çalıştım, Adli
Tıp Kurumu farklıdır” dedi. “kür-
şadhareketi.org” adresli site ile iliş-
kisinin olmadõğõnõ söyleyen Sayõn
“Yaşar Büyükanõt’a saldırmak için
yapılmış siteydi. Boston’dan yayın
yaptığını saptadım” diye konuştu.
Sayõn, savcõlarõ suçladõğõ dilekçe
için “Hayrettin Ertekin’in tehdit ile
dikte ettirdiği” iddiasõnõ tekrarladõ.
Emin Gürses’in kendisine şahitlik
edebileceğini söyleyen Sayõn, ko-
ğuşta, o dönemde, Gürses, Orhan
Tunç, Vedat Yenerer ve Ertekin ile
kaldõklarõnõ anlattõ. Sayõn “Savcılara
karşı nefret duyuyorlardı. Ne kadar
çok sayıda dilekçe verilirse o kadar
etkili olacağını söylediler. Bana
zorla yazdırıldı. Yenerer, Gürses’i
tekmeledi. Tekmesi yüzüne geldi”
dedi. “Yalan söylüyor” diye müda-
hale eden Ertekin ise kendisinin Silivri
Cezaevi’ne gelmeden önce Sayõn’õn
dilekçesinin internette yayõmlandõ-
ğõnõ anlattõ. Yenerer de Sayõn’õn id-
dialarõnõ yalanladõ.
Garih cinayetine ilişkin iddialar
Sayõn’õn avukatõ Mehmet Ayte-
kin, Sayõn’õn mayõs ayõnda savcõlõğa
verdiği ek ifadede, Garih cinayetiyle
ilgili dosyayõ kendisine Cumhuriyet ga-
zetesinde çalõşan, soyadõ Karabacak
adõ Metin olan kişinin getirmiş ola-
bileceğini söylediğini ifade etti. Yer-
mez’in cezaevinden açõklama gön-
derdiğini anlatan Aytekin şöyle devam
etti: “Basına ‘Adli Tõp Kurumu’na
gönderildiğimde Sayõn şunlarõ bunla-
rõ teklif etti... O gün Galatasaray-Bar-
celona maçõ vardõ’ diyor. 25 Ağustos
2001’de Yermez, Garih’i öldürüyor.
4 Eylül 2001’de yakalanıyor, 10 ya
da 11 Eylül’de tutuklanıyor. Maçın
olduğu 5 Aralık’ta Adli Tıp Kuru-
mu’na getirilmiş olması pek çok açı-
dan mümkün değil.” Müvekkilinin
Mart 2007’de darbe olacağõnõ, tahmi-
ne ve temenniye dayalõ olarak söyle-
miş olabileceğini anlatan Aytekin,
“Konuşmalar 4-5 kişi arasında ya-
pılmış. Mart 2007’de darbe olacak
dense ne olur, 2023’te İstanbul’da
deprem olacak dense ne olur” dedi.
Sayõn’õn Kemal Alemdaroğlu ile
ilişkisinin ağabey kardeş gibi olduğunu
belirten Aytekin, konuşmalarõnõn ta-
limat olarak yer almasõnõn kabul edi-
lemez olduğunu kaydetti.
Baz istasyonlarõ kent dõşõna
Yargõtay kararõnda sağlõğa zararlõ olduğu vurgulandõ. Bakan ‘Birlikte yaşamaya alõşacağõz’ dedi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargõtay, yönetme-
liğe uygun olarak kurulup iş-
letilse dahi baz istasyonlarõnõn
“Uzun zaman diliminde insan
sağlığında zarara neden ola-
cağına” karar vererek, yerleşim
yerlerinden uzak, uygun bir
yere taşõnmasõnõ istedi. Yargõ-
tay’õn kararõna karşõn, baz is-
tasyonlarõnõn sağlõğa zararõnõn
ispatlanmadõğõnõ ileri süren
Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıl-
dırım, “Bunlar olmazsa ha-
berleşme olmaz. Ya cep tele-
fonundan vazgeçeceğiz ya da
baz istasyonları ile yaşamaya
alışacağız” dedi.
Ankara’da bir kişi, oturduğu
caddede bulunan binadaki baz
istasyonunun, “İnsan sağlı-
ğını olumsuz yönde etkile-
yeceği” iddiasõyla kaldõrõlma-
sõ için Ankara 24. Asliye Hu-
kuk Mahkemesi’nde dava aç-
tõ. Baz istasyonunun ait oldu-
ğu GSM şirketinin avukatlarõ,
istasyonun yönetmeliklerde
belirtilen değerlere uygun ola-
rak kurulup işletildiğini savu-
narak, davanõn reddini istedi.
Mahkeme, yapõlan keşif ve
ölçümlerde baz istasyonunun
davacõya ait yerlere 20-25 met-
re uzaklõkta bulunduğunun ve
alan şiddetinin limit değerlerin
altõnda olduğunun tespit edil-
diğine işaret ederek, davayõ
reddetti. Davacõnõn kararõ tem-
yiz etmesi üzerine dosyayõ gö-
rüşen Yargõtay 4. Hukuk Dai-
resi, yerel mahkemenin kara-
rõnõ bozdu. Dairenin dava ko-
nusu baz istasyonunun “Uzun
zaman diliminde zarar do-
ğurabileceği” ifade edilen ka-
rarõnda, “Çevredekiler için
gelecek ve uzun zaman dili-
minde büyük endişe, psiko-
lojik yapısında tedirginlik
ve ümitsizlik yaratarak, ki-
şilerin çalışmasını ve sağlık
değerlerini olumsuz etkile-
yecek ve zararlı sonuç do-
ğuracaktır. Yönetmeliğe uy-
gun olduğundan söz edilerek
zarar verenin sorumluluktan
kurtulması mümkün değil-
dir” denildi.
Daire, yargõcõn yönetmeliğe
değil, yasaya, genel hukuk ku-
rallarõna ve bu bağlamda so-
rumluluk hukukunun ilkeleri-
ne göre karar vermek zorunda
olduğuna işaret ederek, baz is-
tasyonunun yerleşim yerlerin-
den daha uzak ve uygun bir ye-
re taşõnmasõnõn gerekli oldu-
ğuna hükmetti. Yargõtay 4.
Hukuk Dairesi, baz istasyo-
nunun kaldõrõlmasõna karar ve-
rilmesi gerektiğini belirtti.
Danõştay ÇED’i durdurdu
2004 yılında dönemin işletmecisi New-
mont-Normandy Madencilik tarafından
alınan ve Bergama Ovacık Altın Made-
ni’nin işletilmesine olanak tanıyan ÇED
olumlu belgesinin iptali istemiyle yargıya
başvuran çevreciler, 5 yıl sonra istedikle-
ri sonuca ulaştılar. Danıştay 6. Dairesi,
İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin, “ÇED
olumludur raporunun, yürütmesinin
durdurulmasına gerek yoktur” yönünde-
ki kararını bozarak yürütmeyi durdur-
du. Kararın ardından Konak Meyda-
nı’nda bir araya gelen çevre örgütleri
“Hukuk tanımazlık bir kez daha Danış-
tay’dan döndü” dediler. Ege Çevre ve
Kültür Platformu (EGEÇEP), İzmir-
Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran, Kü-
çükdere El Ele Hareketi ve Bergama
Çevre Platformu üyeleri, “Bundan sonra
madenin yeniden açılmasına izin veren
kamu görevlileri suç işlemiş olacaklar-
dır” açıklamasını yaptılar.
Sicil affı tasarısı
TBMM’ye sunuldu
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Karşõlõk-
sõz çek, protestolu senet-
ler ile kredi ve kredi kart-
larõ borçlarõna ilişkin ka-
yõtlarõn dikkate alõnma-
masõnõ içeren tasarõ,
TBMM’ye sunuldu. Tasa-
rõ, kullandõğõ nakdi ve
gayri nakdi kredinin öde-
melerini aksatan gerçek
ve tüzel kişilerin, ticari
faaliyette bulunan ve bu-
lunmayan gerçek kişilerin
ve kredi müşterilerinin
karşõlõksõz çõkan çek, pro-
testo edilmiş senet, kredi
kartõ ve diğer kredi borç-
larõna ilişkin tutulan ka-
yõtlarõn; söz konusu borç-
larõn yasanõn yürürlük ta-
rihinden önce veya yürür-
lüğe girdikten itibaren 6
ay içinde ödenmesi halin-
de silinmesini içeriyor.
Lise önünde
gerginlik
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Dikmen
Sokullu Lisesi önüne ge-
len Halkevleri üyesi bir
gruba, okul önünde gö-
revli polisler tarafõndan
dağõlmalarõ yönünde uya-
rõda bulunuldu. Grubun
direnmesi üzerine çõkan
arbedede, iki polis memu-
ru başõna aldõğõ darbeyle
hafif yaralanõrken, grupta-
ki 9 kişi gözaltõna alõndõ.
Haber Merkezi -
13., 14., 15. dönemde
CHP Manisa Milletve-
killiği ve Köy İşleri ve
Kooperatifleri Bakan-
lõğõ yapan emekli Kur-
may Yüzbaşõ Mustafa
Ok yaşamõnõ yitirdi.
1925’te Manisa’da do-
ğan Ok, 1944’te Kara
Harp Okulu’ndan me-
zun oldu. Ok, evli ve 3
çocuk babasõ idi. Ok, bugün Mavişehir Be-
şikcioğlu Cami’nde kõlõnacak öğle namazõnõn
ardõndan düzenlenecek törenle Doğançay
Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek.
Mustafa Ok
yaşamını yitirdi
BUGÜN UĞURLANIYOR
Ümit Sayın.
Öğleden sonra kürsüye çağrõlan tu-
tuklu sanõk, Sakarya Üniversitesi öğ-
retim üyesi Doç. Dr. Emin Gürses,
savcõ Zekeriya Öz ile sekiz saat soh-
bet ettiğini ancak ifadesinin üç sayfa
olarak tutanağa geçirildiğini söyledi.
Halkõ isyana tahrikle suçlandõğõnõ
anõmsatan Gürses, “Benim için ‘ihti-
lalci, parantez içinde terörist’ yaz-
mışlar. Öz’e de anlattım anlama-
mışlar” dedi. Atatürk ihtilalinin ar-
kasõnda olduğunu söyleyen Gürses,
‘ihtilal’ ile ‘terorizm’ arasõndaki far-
kõ belirterek “Ben ihtilalciyim. Kuvvetim ol-
sa ihtilal yaparım” diye konuştu.
‘Terörden sınıfta bırakırım’
Savcõlarõn terör tanõmõnõ bile bilmediklerini
söyleyen Gürses şöyle konuştu: “Benim öğ-
rencim olsalar okuldan atarım bunları. Beni
terör örgütü üyesi diye yargılıyorlar. Telefon
konuşmalarımı da yanlış geçirmişler. Sordum,
‘hocam çok hõzlõ konuşuyorsun, anlamadõk’
dediler. Telefon konuşmasıyla adam tutuk-
lanır mı? Teşkilattan beni aradılar diyo-
rum. Teşkilat, emniyet. Emniyette, harp aka-
demilerinde ders veriyorum” MİT Müsteşa-
rõ’nõn 5 Ocak 2007’de ulus devletin tehdit altõnda
olduğunu söylediğine dikkat çeken Gürses,
“Müsteşar terör örgütü üyesi mi? Benim
her tarafı tahrik ettiğim söyleniyor.
10 aydır içerdeyim ayaklanma ol-
madı” dedi. Ergenekon operasyonunun
TSK’yi kõşkõrtma operasyonu olduğu-
nu söyleyen Gürses, “TSK’ye darbe
yapsın diye baskı yapıyorlar. Bir
yönüyle de küçük düşürmek istiyor-
lar” diye konuştu. Tutuksuz sanõk Se-
mih Tufan Gülaltay’õn açõklamalarõ-
nõn dikkate alõnmasõ gerektiğini belir-
ten Gürses, “Bu uşağın bilgilerini
kullanın. Gladyoya gidişi çözersiniz.
Yaparsanız dünyalığınızı, ahiretini-
zi kurtaracaksınız” dedi.
Emineyette gladyo tipi örgütlenmeye Mesut
Yılmaz ve Deniz Baykal’õn dikkat çektiğini an-
latan Gürses, ABD’nin TSK’ye alternatif bir ya-
põlanmayõ planladõğõnõ öne sürdürdü. “Bizde dar-
beleri ABD yapar” diyen Gürses, Ergenekon da-
vasõnõ yeni bir darbe biçimi olarak nitelendirdi.
Geçmişte darbelerin antiemparyalist solu sin-
dirmeye amaçladõğõnõ, şimdi antiemperyalist
asker, sivil, milli mücadelenin hedeflendiğini an-
latan Gürses, “Bu kişilerin yargılanmasını
meşrulaştırmak için kriminal olayları, Da-
nıştay saldırısını davaya yamadılar. Danış-
tay’ın 10 milyarlık ihaleleri iptal kararının sal-
dırının nedeni olduğunu söyledim” dedi.
Hrant Dink cinayetini bir kahvede duyduğunu
anlatan Gürses, “Trabzon Emniyet Müdürü bi-
liyordu. Hrant Dink’i devlet korumamıştır”
dedi. Emniyette öğrencisi olan polislerden Şe-
ner Eruygur hakkõnda dosya hazõrlandõğõnõ duy-
duğunu anlatan Gürses, “ ‘Memleket çöker’ de-
dim. Öz’ü uyardım. ‘Beni Şemdinli savcõsõy-
la karõştõrma’ dedi” diye konuştu.
Güney’in giriş çıkışları...
Bu arada mahkemenin Tuncay Güney’in
(Tuncay Güney İpek, Tuncay Bubey, Tolga
İpek, Daniel Güney, Alpaslan Evrenosoğlu,
Kemal Kosbağ) isimleriyle 2007 Aralõk ayõ ba-
şõndan 2008 yõlõ Şubat ayõ sonuna kadar Türki-
ye’ye giriş çõkõş yapõp yapmadõğõna ilişkin ya-
zõsõna Emniyet yanõt verdi. Yazõda, belirtilen ta-
rihler arasõnda baba adlarõ ve doğum tarihleri fark-
lõ Tuncay Güney ismiyle 3 kez, Tuncay İpek is-
miyle bir kez, baba adlarõ ve doğum tarihleri fark-
lõ Daniel Levi ismiyle 3 kez, Alpaslan Evreno-
soğlu kimliğiyle 3 kez giriş-çõkõş yapõldõğõ ancak
şahõslarõn aynõ olup olmadõğõnõn anlaşõlamadõ-
ğõ kaydedildi. Doğu Perinçek’in avukatõ Meh-
met Cengiz, 2007’de İzmir Emniyet Müdürlü-
ğü’ne yazõ yazõlarak üzerinde Tuncay Güney’in
fotoğrafõ bulunan Alpaslan Evrenosoğlu adõna
düzenlenen pasaport çõkarõldõğõnõ ve Güney’in
bu pasaportla Türkiye’ye 5 kez giriş-çõkõş yap-
tõğõnõ öne sürdü. Mahkeme heyeti, Cengiz’in ta-
lebi doğrultusunda İzmir emniyetinden varsa pa-
sapart örneğinin istenmesine karar verdi.
‘Ergenekon diye bir örgüt yok’
EMİN GÜRSES: DAVA, ABD’NİN YENİ DARBE GİRİŞİMİ
Emin Gürses.