18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Yanaşmanın Seviyesi!.. Yandaş medyayı büyük bir hayret ve dehşetle iz- liyorum… Bu nasıl bir sorumsuzluktur, bu ne tür bir vicdan- sızlıktır anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. İfti- racılığın, seviye düşüklüğünün, tetikçiliğin elle tutu- lurcasına yoğunluğu karşısında mesleğim adına utanç duyuyorum… Türkiye, 85 yıllık geçmişinde, darbe dönemleri dahil böylesine kepaze bir süreç yaşamadı… Gaze- te manşetlerinin “çamur at izi kalsın” alçaklığı üzeri- ne inşa edildiği, köşelerin satılığa çıktığı, tetikçilerin hangi kapıya bağlandığını övünçle ilan ettiği, kendi- sini savunma hakkından bile yoksun insanlar hakkında en rezil iddiaların gerçekmiş gibi servis edildiği bir dö- nem olmamıştı bu ülkenin geçmişinde… Böylesine göstere göstere “korku imparatorluğu” yaratılmamıştı… - Bunun adı “dinci faşizmdir!.” Gelelim bu düzenin oluşmasında “yüksek katkısı” bulunan kalemşorlara… 1- Zaman gazetesinin, yazılarında sürekli “hoşgö- rü, uzlaşma, iyi niyet” klişelerini bolca kullanan genel yayın müdürü Ekrem Dumanlı, önceki gün “Bu tu- zakların hesabını kim verecek” başlıklı yazısında maskesini bir çırpıda fırlatıp atıverdi!. Fethullah Gü- len Efendi hakkında yazıldığı iddia edilen bir e-pos- tadan yola çıkan Dumanlı, epey esip gürledikten son- ra, kalemini tutamayıp şu satırları döktürdü: - Serhat ve Eyüp adlı dedikleri gençleri Çağdaş Ya- şamı Destekleme Derneği adında PKK bağlantılı bir örgüt yalancı şahitliğe zorlamış… Şu seviye düşüklüğüne, şu iftiracı ruh haline bakar mısınız?. On binlerce gence burs veren, “Haydi kız- lar okula” gibi dev bir kampanyayla Doğu ve Gü- neydoğu’da binlerce genç kızın yaşama kazandırıl- masında birinci derecede pay sahibi olan ÇYDD gi- bi yüz akı derneğe yapıştırmaya çalıştığı etiketi aslında kendi göğsüne iliştiriyor, farkında değil!.. 2- Dezenformasyon, kirli bilgi deyince Taraf gaze- tesinin başyazarı Ahmet Altan’ı unutmamak lazım. Uzun süredir yazmayan Altan, meğer “para seferin- de” imiş. Uzun maceralardan sonra bulmuş da. Bir işa- damı istediklerinden fazlasını vermiş, rahat etmişler. Ama yetmemiş, dünyaya açılmaya karar vermişler.. Altan’ın kaleminden okuyalım: - Dünyanın “demokrat” gazetelere fon açan basın kuruluşlarıyla temasa geçtik, bir kısmıyla anlaşmaya vardık, bir kısmıyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz… Dünyalı bir gazete olmanın güveniyle, Türkiye’nin iğ- neli fıçısında çalkalanmadan devam edecek nokta- ya nihayet vardık. Artık sağlam ve rahatız… Tebrikler!.. Demek dünyanın Ahmet Altan’ın kendi deyimiyle tırnak içinde demokrat gazetelerine fon açan basın kuruluşları varmış!.. İnsanın, “Hay Allah, daha önce niçin düşünmediniz de uzun maceralara atıldı- nız?” diyeceği geliyor. Herhalde isimlerini de açıkla- yacaktır; dünya kriz içinde kavrulurken böylesine iyi- liksever “basın kuruluşlarından” faydalanmak isteyen başka “demokrat” gazetelere yol göstermiş olur… İşte bu Ahmet Altan, “nasıl rahata erdiklerini” an- lattığı yazısında, bir taraftan da “misyonunu” belirtmeyi ihmal etmemiş: - Özellikle darbe ve ordu yanlısı gazetelerin “Er- genekon” konusundaki o aşağılık yayınlarını görmek, “darbecilerin, darbe kışkırtıcılarının yakalanmasını” fü- tursuzca “siyasi iktidarın muhaliflerini susturmak” ola- rak nitelemelerindeki yüzsüzlüklerine tanık olmak, di- rencimi ve kararlılığımı arttırdı… Bakın, kalp kalbe nasıl karşı!.. Ben de bu yazıya ik- tidar yanaşmalarının vicdansızlıklarından, seviyesiz- liklerinden, köşelerini nasıl satılığa çıkardıklarından söz ederek başlamıştım!.. Burada sorulması gereken soru şu: - Bu “gazete” yayına başladığı günden bugüne kaç haberi yalan, kaç haberi çarpıtma ve karalama çıktı?.. Başyazar, bir haftalık dinlenceden sonra bu envanteri çıkartsın, sonra devam ederiz!.. Şu hale bakın, daha sırada Ali Bayramoğlu, polis yazarlar Önder/Emre, Şamil Tayyar, Emre Aköz, Fehmi Koru, Tamer Korkmaz denen kalemşorların yakası açılmadık in- cileri vardı ama yine yerim bitti.. Ama dert etmiyorum, hak ettiklerini nasıl olsa fazlasıyla alacaklar… - Çünkü bu güruhun incileri tükenmez!.. e-posta: [email protected] İ. GÜRŞEN KAFKAS Susurluk’ta yaşananlar bir tarih oldu. Ergenekon da bir sü- re sonra ibret dolu bir belgesel olacaktır. Dünün Susurluk şaş- kınlığı ve kuşkulu bekleyişi, Er- genekon çıkmazıyla korku ve sinmeyi çağrıştırıyor. Toplum şokta!.. Yargı sürecinin son- lanması endişeyle beklenmek- te… Telefonlar dinleniyor, muhbir (jurnal) işbaşında, meczuplar bulanık ortamda yol alırken, korkulu bekleyiş süregelmek- te… Yarınlar nelere gebe?.. Sana da çıkabilir söylemi ku- laktan kulağa iletilmekte. Karanlıklar aydınlanmalı, suç cezasız kalmamalı. Ancak, kor- ku toplumu yaratarak değil. Politikacılar yaşamımızı iste- dikleri renge boyamaya yelte- niyorlar. Toplumu dini misti- sizmin çarkında öğütme bek- lentileri sonuç vermeyecektir. Son derece bulanık dipsiz kuyuya dönüşen Susurluk ve Ergenekon davaları halkı umut- suzluğa sürüklüyor. Siyaset ve ticaretin bulaştığı içinden çıkıl- maz adli süreç yaşanıyor. Tra- jedikomik bu süreç korku, kuş- ku ve sindirmeyi çağrıştırıyor. Ülkemizin seksen beş yıllık laik demokratik Cumhuriyet yaşantısından, içinden çıkıl- maz bulanık bir demokrasi çiz- gisine doğru koşuluyor. Susurluk’la buzdağının di- bindeki küçük bir görünüm or- taya çıkmıştı. Üstü kapatıldı, sı- vandı!… Umutlar başka ba- hara kaldı. Ergenekon, siyasi ve sosyal dişlilerin örgütsel bir bağı gibi gözüküyor. Politikacı, asker, yazar, öğretim üyesi ne ararsanız var. Onlar bir za- manlar devletin en’leri konu- mundaydılar. Bugün Ergene- kon zanlıları!.. Bu süreç toplu- mun enerjisini ve gücünü tü- ketti. Düşünce yoksunu bir topluma dönüşüldü. İnsani de- ğerleri trajedi ekseninde kur- gusal tartışma ortamına çek- mek düşündürücüdür. Ülke- mizdeki iç manzara böyle. Ya dışarısı, daha da acı!… Korumasız çocukların ölü- mü insanlık ayıbıdır. Çocuklar bahçenin gülleridirler. Onları soldurmadan, koparmadan ye- tiştirecekken; acımasız ölümler ve duyarsızlık insanı kahrediyor. 2009’un ilk ayı İsrail’in Filis- tin’e, Gazze’ye saldırısıyla ka- na bulandı. 24 günlük İsrail saldırı süreci ile sivillerin, ço- cukların ölümü, yanmış-yıkılmış bir Filistin’in acı, gözyaşı ve umutsuzluğu!… Ölüm ve göz- yaşı, acı dolu tabloların gerçe- ğe dönüşümüdür. İsrail vuruyor, ABD, AB ve bütün dünya sey- rediyor. Birleşmiş Milletler’e gem vurulmuş, orada suskun bekleyişte… Hamas’ın yanlış tutumu, Fi- listin’in özgürlük çabalarını göl- gelememeli. Saldırı ve savaş çığlıkları, teknolojinin en öldü- rücü silahlarından fışkıran mer- miler, şarapnellerle çocuk ce- setlerinin finişi olmamalıydı. Bu mu insanlık?.. Irk, din, dil, mezhep ayrımı yapmayan insan hakları!.. Güleyim bari!… Bilgi ve teknoloji gelişkin ve yenileşmeci toplumları çağrış- tırır. Öldüren, yok eden, yıkan değil. Aksi davranış ilkelliği, cehaleti, vurdumduymazlığı or- taya koyan unsurlardır. Son yıllarda ülkemizde ka- ranlık ve içinden çıkılmaz olay- lar yaşanıyor. Etnik kökeni ne olursa olsun her bireyin onuru korunmalıdır. “Bizden, öteki- lerden ya da başkaları” diye dü- şünmek toplumu ayrımcılığa sürükler. Bölücü kavramlar olu- şur. Türkiye, Ortadoğu’nun gü- venilir, sözü geçen bir denge unsuru olmalıdır. Yanlı ve ardıl davranışlı bir ülke olmak değil… İsrail’in insanlık dışı saldırısının durdurulması uluslararası siyasi bir çaba gerektiriyor. Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin Çelik’in 7- 16 yaşlarındaki ilk-orta öğrenim öğrencilerine “Filistinli çocuk- ların ölümlerine saygı duru- şunda bulunmaya zorlayan em- ri” yanlı bir davranıştır. “Filis- tin’de İnsanlık Dramı” konulu re- sim ve kompozisyon yarışma- sı düzenleme isteği de Cum- huriyet Türkiyemizde bir ilktir. Yaşadığımız coğrafyada şu an savaşan iki ülke de komşuları- mızdır. Onlarla barış içinde ya- şamak, denge unsuru olmak birinci koşul olmalıydı. Türkiye Cumhuriyeti kurulu- şundan bugüne kadar “farklı- lıkları kucaklayan, her zaman, her ortamda sevgi toplumu” ol- maya özen gösteren bir ülke ol- muştur. Atatürk’ün “Yurtta ba- rış, dünyada barış” özdeyişi, farklılıklar ne olursa olsun in- sanları sevgiyle kucaklayan bir betimlemedir. Savaş çığlıkları yerine, sevgi haykırışlarını an- latan bir özdeyiş. “İnsanlık ev- renin en güzel süsüdür, / Özgür yaşamak ulusların hakkıdır, / Top, tank, tüfek inleyenlerin sesidir, / Uygarsan teknolojiyi yararına kullan.” (G.K.) Siyasi güç olmak her şeyi yapmak değildir. Siyasi, psi- kolojik ve sıcak savaşı alev- lendirmek hiç değildir. Bunları yaparken çevre ve dünya ka- muoyunda yalnızlaşmanın do- ğabileceği de unutulmamalıdır. Başöğretmen Atatürk, 23 Ni- san 1923’te kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bay- ram sevinci olsun diye çocuk- lara armağan etmişti. Dünyaya çocuk bayramını armağan eden ilk ülke olduk. Ülkemizde hizmet sevgiyle, anlayış ve hoşgörüyle yapıl- malıdır. Korkunun, kuşkunun yer aldığı hizmetlerden yarar sağlanmaz. Yarınlardan endişe eden bir toplumun sonu hüs- randır. Susurluk, Ergenekon, Saygı Duruşu Hattı KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com HARBİ SEMİH POROY 22 Ocak HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] 22 OCAK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Obama töreninde: “Hepimiz biriz!” Iraklılar da dahil mi? Zürriyet Vahdi Bingöl: “Arabuluculuk ustası RTE, destek olarak İsmail’in zürriyetine lafta, İshak’ın zürriyetine eylemde kusur etmiyor!” Orantı Arif Çelik: “Türk Telekom’un özelleştirilmesi ile Ergenekon dalgaları arasındaki ilişki doğru orantılı mıdır!” Cephanelik Necati Cebe: “Arıburnu, İnönü, Sakarya ve Dumlupınar’da Ergenekon kazıları yapılırsa, bir numaranın gizlediği silahlara mutlaka ulaşılır!” YağmurDeniz RTE, Hamas ezberinde takıldı! ABD’NİN Ortadoğu’daki asbaşkanı İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile eşbaşkanı Türkiye Başbakanı RTE arasındaki Gazze muhabbetini gördünüz mü? Biri bombaları patlatıyor öteki ise doğal yeteneği sayesinde bomba gibi lafları! RTE’nin resmen açıkladığına göre İsrail’in en yetkili ağzı, İsrail’de tutuklu bulunan Hamas milletvekillerinin serbest bırakılmamasını Filistin lideri Mahmut Abbas’ın istediğini RTE’ye bizzat söylemiş. Amerika’nın Ortadoğu’daki asbaşkanı ile eşbaşkanı neredeyse “kanka” olmuşlar; en mahrem sırları bile paylaşıyorlar da haberimiz yok. Fakat RTE’nin derdi sanki Filistin sorununun çözümüne katkıda bulunmak değil Hamas’ı kurtarmak! Hamas ne? İslamcı bir terör örgütü! Kurulmasına kim izin ve destek verdi? Amerika! Emperyalizmin Hamas’la amacı neydi? Filistin Kurtuluş Örgütü’nü dolayısıyla Filistin’i bölmek! Amacına ulaştı mı? Evet! Emperyalizmin büyük başkanı için Hamas’ın misyonu bitti ama eşbaşkan farkında değil! Hamas, Arap Birliği’nin de İslam Konferansı’nın da umurunda değil. Ama RTE, eşbaşkanlık ezberini bozamadığı için Araplardan daha Arap, Müslümanlardan daha Müslüman ve Amerika’dan daha emperyalist olmakta kararlı! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” TÜRKİYE Komünist Partisi Kültür Komisyonu’nun internet üzerinden düzenlediği anket sonunda 2008 Ali Cengiz Ödülleri’ni kazananlar belli oldu. Komisyondan yapılan açıklamaya göre her bilgisayardan tek oy kullanımına izin verilen oylama teknik yönden kurallara son derece uygun gerçekleşti. Oylama medya, sanat ve edebiyat alanının önde gidenlerinden 10 aday arasında yapıldı. Oylama sonunda Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, rekor sayıda oy aldı. Ancak bu durum, rakiplerine orantısız güç gösterdiği şeklinde değerlendirilerek Hüseyin Üzmez “yarışma üstü” bırakıldı. Büyük ödülün birinciye değil ikinciye verilmesinin AKP’nin Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı Abdullah Gül tarafından yerleştirilen bir alışkanlık olduğu hatırlatılarak torununun çocuğu yaşındaki kız çocuğuna cinsel taciz suçlamasıyla yargılanan Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’e “Büyük Nichanian Nişanı” verilmesi uygun görüldü. Cinsel taciz sanığı gazeteci Hüseyin Üzmez’in aldığı 239 oyla yarışma üstüne çıkması ile 2008 Ali Cengiz Ödülü’nü bir başka gazeteci, Taraf gazetesinin kurucusu ve kurucu genel yayın yönetmeni ve yazarı Ahmet Altan kazandı. Ünlü gazeteci Çetin Altan’ın mahdumu ve yine ünlü gazete başyazarı Mehmet Altan’ın biraderi ve yine ünlü gazeteci Yasemin Çongar’ın arkadaşı olan Ahmet Altan’ın birincilik koltuğuna 148 oyla oturarak Amerikan bayrağı almayı gururla hak ettiği açıklandı. İkinciliği Taraf gazetesi yazarı Murat Belge 80 oyla elde ederken üçüncülüğü 79 oyla dünyanın en meşhur Nobelli yazarı Orhan Pamuk kazandı. Pamuk’un bir oy farkla ikinciliği kaybetmesi kültür, sanat ve edebiyat çevrelerinde “Elindeki sayıları 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürt için cömertçe harcayınca şimdi kendisi için bir puana muhtaç kaldı” esprilerine neden oldu. 2008 Ali Cengiz Ödülleri’nin geri kalanları ise şöyle paylaşıldı: 4. Radikal gazetesinden Oral Çalışlar (63 oy) 5. Deniz Feneri’nden Zahid Akman (57 oy) 6. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Ertuğrul Günay (39 oy) 7. Yeni Şafak gazetesinden Fehmi Koru (37 oy) 8. Milliyet gazetesinden Hasan Cemal (21 oy). 9. Frankfurt Kardeşliği’nden Müge Gürsoy ile Ayşe Böhürler (14 oy). Ödüller SESSİZ SEDASIZ (!) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Güney Anadolu’ya özgü, buz kõ- rõklarõ ve şer- betle yapõlan serin içecek. 2/ Din adam- larõnõn simge- si sayõlan baş- lõk... Karõşõk renkli. 3/ Kent... Hol- landa’nõn plaka imi... Bir spor takõ- mõnõn gözde oyun- cusu. 4/ Taş ya da tuğladan yapõlmõş olan. 5/ Aynõ ahõr adõna koşan yarõş atlarõna verilen ad... Soyundan gelinen kimse. 6/ Gözün ağtabakasõ... Öğü- tülmüş tahõl. 7/ Cinsiyet... Kumaşla astar arasõ- na konularak giysinin dik durmasõnõ sağlayan kolalõ bez. 8/ Arõlarõn kovan deliğini kapatmak için kullandõklarõ sarõ ve yumuşak madde. 9/ Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü bir tür köfte... Çemberin çevresinin çapõna oranõnõ gös- teren sayõ. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Nohut ve parça etin de konulduğu bir tür mantõ. 2/ Üstü kapalõ olarak anlatma... Sõra, nö- bet. 3/ Salam, sosis, sucuk gibi hazõr yiyecekle- rin satõldõğõ dükkân. 4/ İlaç... Ödünç, eğreti. 5/ Boyalõ, renkli, parlak... “Elif dedim --- dedim / Kõz ben sana ne dedim” (Türkü). 6/ Adlarõ sõfat yapan bir yapõm eki... Ortasõnda lagün bulunan mercan adasõ. 7/ Fas’õn plaka imi... Radyum ele- mentinin simgesi... Yabancõ. 8/ Bir göz rengi... Atõlmõş ve eğirilmeye hazõrlanmõş, top biçimin- de yün ya da pamuk. 9/ Kazakistan’õn başkenti. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 T U R A B D İ N İ M A R O D A K R A D A R A Z A İ R İ B A Ş İ L Ş K İ M İ Ş K E İ N A K F İ N N O A T M O D T E A M A D E F A L A Ş A L A R 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle