Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kultur@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Kültür Servisi - UNESCO’ya bağlõ bir sivil
toplum örgütü olan Uluslararasõ Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi,
Bugün gazetesi yazarõ Aykut Işıklar’õn 16
Ocak günkü köşesinde “Ankara’nın ta-
şı toprağı silah olursa!..” başlõğõ altõnda
yazdõğõ yazõnõn tiyatro sanatçõsõ Nedim Sa-
ban ile ilgili bölümü eleştiren bir yazõlõ ba-
sõn açõklamasõ yaptõ. Yapõlan açõklamada,
Işõklar’õn söz konusu yazõsõnda yer alan
ifadelerinin bazõlarõnda da “bilfiil ırkçı-
lık” yaptõğõ, genel olarak da durumun
“akıllara durgunluk verecek oranda
hamlık” olarak yorumlanabileceği belir-
tildi. Birliğin açõklamasõnda, Işõklar’õn
etik açõdan uymasõ gereken “Basın Ahlak
Yasası”nõ ihlal ettiği öne sürüldü ve Ba-
sõn Konseyi göreve çağrõlarak “Bu gaze-
tecinin ne kendine ne okuruna ne de
mesleğine saygısı vardır. Bunlar yet-
mezmiş gibi alenen ırkçılık yapmakta-
dır” denildi.
Aykut Işõklar, yazõsõnõn bir bölümünde şöy-
le diyordu: “Türk tiyatrosunun sorun-
ları yok mu? Var tabii ki. Ama bunu ne
hikmetse yılların oyuncuları, yönet-
menleri değil de sadece ve sadece bir tat-
lıcı dile getiriyor. Her protesto olayın-
da en başta yürüyor. Yarım Türkçesi ile
göbeğini sallaya sallaya anlatıyor. Ti-
yatroyu biraz bilen kişi Nedim Saban’ı
oyuncudan saymaz. Hele Musevi kö-
kenli Türk vatandaşı olduğunu bilen-
ler...”
SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 2009 PERŞEMBE
12 KÜLTÜR
Kültür Servisi - Geçen mevsimde Edirne,
Ankara, Gaziantep, İzmir, İzmit, Antalya,
Adana ve Eskişehir’e turnelere çõkarak ge-
niş bir kitleye ulaşan Zeynep Tanbay Dans
Projesi, dün garajistanbul’da Hrant Dink
anõsõna bir gösteri gerçekleştirdi. Birbi-
rinden bağõmsõz, aynõ zamanda birbirinin
içine geçmiş 16 ayrõ bölümden oluşan pro-
je, 4 ayaklõ nesneler etrafõnda geçen insan
ilişkilerini, Philip Glass’tan Yann Tier-
sen’e, Pergolesi’den Madredeus’a, geniş bir
müzik yelpazesi eşliğinde sorguluyor.
Dört ayak Hrant Dink için
Necati Tosuner’in 2008 Attilâ İlhan Edebiyat Ödülü’ne değer bulunan romanõ ‘Kasõrganõn
Gözü’ trajik bir kahramanõn, küçük balkonundan tüm dünyayõ anlamlandõrõşõnõ konu alõyor
ELİF BEREKETLİ
“Ö
yküsünü kurgulama biçimin-
deki ustalığı, işlediği sorunu
açık ve örtük yanlarıyla yan-
sıtma olgunluğu, dili başlangıcından bugü-
ne kullanma yetkinliği ve Türkçeyi yazınsal
dil içinde yoğunlaştırmaya ve
zenginleştirmeye verdiği emek”
nedeniyle 2008 Attilâ İlhan Edebi-
yat Ödülü’ne değer görülen ‘Ka-
sırganın Gözü’, yazõnda kõrk beşinci
yõlõnõ dolduran Necati Tosuner’in
dördüncü romanõ.
Yaşam deneyimi irdeleme yetisine
dönüşen trajik bir kahramanõn öykü-
sünü anlatõyor yazar Kasõrganõn Gö-
zü’nde; altmõş yaşõndan sonra iğde
ağacõnõn kokusunun değişip değişme-
diğini sorgulayan, bir bardağõn yere dü-
şüşünü bile uzun uzadõya irdeleyen
‘balkondaki adam’õn öyküsünü... Yaşamla
soru(n)larõ olan biri bu, ‘boş bir bardak’õ ‘ha-
va dolu bir bardak’ olarak niteleyen, ‘kış kış
diye kışı kovalayan Türkçe’yle derdi olan, in-
san yakmazsa ateşin de yakmayacağõ kanõsõna
varmõş biri.
Tosuner, tüm katmanlarõna ‘yalnızlık’ sinmiş
ve sonunda okuru gelen kasõrgayõ yorumlama-
ya çağõrdõğõ romanõn biçemini “olanca yalın-
kat ve görmesek de bölümleri
birbirine bağlayan demirleri ve
alışılmadık yapısıyla son derece
deneysel” olarak niteliyor. Ya-
zara göre, şiirsellikse tüm metne yayõlmõş, her
gün soluduğumuz havayõ, gördüğümüz bisikleti,
karşõ balkonumuzu alabildiğine çekici yapõyor.
Kitabõn ortalarõnda okurlarõ “Bu yazdıklarım
için roman değil diyecek biri olacaksa şim-
diden bıraksın okumayı” diye uyarõyor yazar,
çünkü “kitabın oylumunun, küçüklüğünün ve
yazarın sunduğu yeni mimarinin zorunlu kıl-
dığı yapısal özelliklerin, okurun bunu bir ro-
man olarak nitelemesine engel olacağı”ndan
kaygõlõ. Bu, “Bırak” değil, “dikkatli oku; bun-
dan sonra da roman saymayacağın birçok
şeyle karşı karşıya kalacaksın” demek.
Yazõnsal yapõtlardaki zorunlu ve artistik
hareketlerden söz ediyor Tosuner; zorunlular
düzgün bir dil ve içtenlik; artistikler ise yaza-
rõn becerisine kalmõş. Yetmiş sayfalõk, sõkõ ör-
gülenmiş kõsa metinlerden; bir iki tümcelik pa-
ragraflardan oluşan bu kitaptaki alõşõlmadõk ro-
man yapõsõ, yazara göre kitabõn ‘artistik ha-
reketi’: “Artistik hareketler içinde biçemi de
sayabiliriz pekâlâ; biçemin sırrıysa zorun-
lu bir hareket olan dili artistik bir öğeye dö-
nüştürmesinde.”
Roman boyunca “evrile evrile, döküle dö-
küle, çoğala çoğala bir kasırga gelmekte”. Bu
kasõrga hangi kasõrga, kasõrganõn gözü de neyin
nesi peki? Hep kapalõ ve gizemci yazmayõ yeğ-
lediğini söyleyen Tosuner’e göre; yazar ‘ka-
sırganın gözü’nü vermiş, üstüne bir de koca ro-
man yazmõş ve kasõrgayõ da, gözü de anlamak
okura kalmõş. Bu kasõrga belki balkondaki
adamõn, yaklaşan felaketin ya da karanlõğõn gö-
zü, belki de havada uçuşan nesneleri, çatõlarõ, ara-
balarõ ve insanlarõyla yaşamõn ta kendisi. Bir di-
ğer deyişle ‘Kasırganın Gözü’ eşittir bir kilit-
li kutu ve sağõna soluna, paspasõn altõna ya da
saksõnõn kõyõsõna iliştirilmiş anahtarõ.
* Kasõrganõn Gözü, Necati Tosuner, 2008, Ka-
nat Kitap
Okurun kasırgayla sınavı
YILDIZ ÇELİK
M. Fatih Demirhan’õn ‘Gravürlerden Fo-
toğraflarla Türkiye’ kitabõ Kültür ve Turizm
Bakanlõğõ’nõn kültür sanat serisinde yayõmlan-
dõ. Temeli, Kültür ve Turizm Bakanlõğõ tara-
fõndan yayõmlanan ‘Gravürlerle Türkiye’
adlõ 7 ciltlik bir gravür koleksiyonlarõ kitabõnõn
içinde yer alan, Anadolu’daki yapõlarõn yer al-
dõğõ son iki cildine dayanõyor.
Bu ciltlerde yayõmlanan gravürlerden tapõnak,
köprü, kale, kilise, cami, kervansaray gibi ya-
põlar seçilerek fotoğraflanmõş. Demirhan’a bu
kitabõ sizi hazõrlamaya başlatan neden nedir di-
ye sorduğumuzda; “Ana-
dolu’daki kül-
türel zen-
ginlik baş
döndürücü. Hitit, Likya Urartu, Roma, Bi-
zans, Ermeni, Arap, Selçuklu, Osmanlı ve da-
ha nice medeniyetin birbirinden farklı ya-
pıları, binlerce yıldır dört bir yanda yer alı-
yor, bu topraklarda yaşamış insanların biz-
lere bıraktıkları miraslar olarak duruyor. Ba-
zıları hâlâ çok iyi durumda, kimileri gra-
vürün çizildiği tarihten sonra onarımlar
görmüş ve gravürlerde yer alan görüntü-
sünden daha iyi durumdayken bazıları dep-
rem, yanlış arkeolojik metotlar, kontrolsüz
şehirleşme ve kaçak kazılar gibi nedenlerle
ağır tahribat görmüş. Bir kısım eserler baş-
ka ülkelerdeki müzelere götürülmüşken ne
yazık ki bir kısım eserse sadece gravürde kal-
mış, tümüyle yok olmuş. Birçoğu pek az bi-
linen kültür mirası bu yapılar biraz da-
ha göz önüne gelir, korunmaları yö-
nünde duyarlılık bir nebze daha artarsa ki-
tap, yapılma amacına ulaşmış olur.”
Yol arkadaşlarõ Özer Erdoğan, Yücel Eğe-
cioğlu ve Sadık Üçok ile beraber 2005 yõlõn-
da başlayan proje yaklaşõk 3 yõl sürerken 70 bin
kilometrelik karayolu kat edilerek hazõrlandõ.
Venedik’te davet üzerine iki sunum ve bir ser-
gi, Prof. Dr. Nevin Özken ile XI. Uluslarara-
sõ Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarih
Kongresi’nde bir tebliğ ve İstanbul Hollanda
Araştõrma Enstitüsü’nde yapõlan Orient&Oc-
cident Sempozyumu’nda bir sunumu gerçek-
leştirilen kitap Frankfurt Kitap Fuarõ’nda da bü-
yük ilgi gördü.
Sadece Anadolu ve Trakya’da yer alan 150
yapõnõn yer aldõğõ kitabõn devamõ olarak İstan-
bul için ayrõ bir kitap 2010 yõlõnda yayõmlan-
mak üzere hazõrlõklarõ devam ediyor.
Kültür Servisi -
Fotoğraf sanatçısı Yaşar Sara-
çoğlu, bir süredir ara verdiği fotoğ-
raf atölyesi eğitim çalışmalarına “2010’a
1 Kala Herkes İçin Fotoğraf” başlıklı eğitim dizisi ile Şu-
bat 2009’dan itibaren yeniden başlıyor. Fotoğraf sanatına
ilgi duyan, başlangıç ya da ileri düzeylerde, her yaştan ve her
meslekten katılımcılara açık olacak eğitim dizisi, bu alana es-
tetik bir bakış açısı kazandırmanın yanı sıra, katılımcıların da-
ha profesyonel teknik ve malzeme bilgisi ile donatılmasını da he-
defliyor. Toplam 9 haftaya yayılan fotoğraf eğitimi, hafta içi ve
hafta sonu olmak üzere iki farklı zaman diliminde Şişli’de Yaşar
Saraçoğlu Stüdyosu’nda gerçekleşecek. (0 212 343 84 05)
ZEYNEP ALTAY
T
iyatro Pera yeni mevsime
Bertolt Brecht’in
“Schweyk İkinci Dünya
Savaşı’nda”, “Arturo Ui’nin Ön-
lenebilir Tırmanışı” ve “Üç Ku-
ruşluk Opera” oyunlarõyla “Fa-
şizm Üzerine Yazılar”õndan Nes-
rin Kazankaya’nõn uyarlayõp yö-
nettiği “Rahat Yaşamaya Öv-
gü” (Brecht Kabare) adlõ müzikli
oyunla girdi. Kurt Weill, Hanns
Eisler ve Turgay Erdener’in mü-
zikleriyle desteklenen oyunda mü-
ziği Ahmet Kara, şarkõlarõ Ezgi
Kasapoğlu yönetiyor.
“Rahat Yaşamaya Övgü”,
Brecht’ten bugüne özü değişmeyen
kapitalist sömürü düzenini, payla-
şõm savaşlarõnõ, faşizmin yükseli-
şini ve bunun karşõsõnda burjuva-
zinin vurdumduymaz tavrõnõ, yoz
ahlak anlayõşõnõ konu alõyor. Sõra-
dan insanõn kendi sonunu hazõrla-
yan olaylar karşõsõndaki aymazlõ-
ğõ, kabare tarzõnda, trajikomik ve
ironik yaklaşõmla sorgulanõyor.
Brecht’in; “Kapitalizm çarkı zor-
balığa başvurulmazsa dönemi-
yor” sözü Arturo Ui’de doruğa
ulaşõyor. Oyun, ince oyunculuğu ve
eklektiğe düşmeden kotarõlmõş sar-
sõcõ, düşündürücü metniyle Brecht
ve Brecht Kabare’ye bağlõ kalõrken
günümüz Türkiye’sinin özel ve
özgün durumuna da bakõyor.
İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun
usta oyuncusu ve Tiyatro Pera’nõn
eğitmenlerinden Levent Öktem’in
başrolde olduğu oyunda Başak
Meşe, Erdinç Anaz, Volkan Ak-
tan, Zeynep Özden, Ezgi Kasa-
poğlu, İlker Yiğen ve Linda Çan-
dır rol alõyor. Oyun boyunca sa-
natçõlara eşlik eden orkestra piya-
noda Ezgi Kasapoğlu, gitarda Ozan
Bayraşa, bas gitarda İzi Eli, da-
vulda Zafer Oğuz, klarnet ve sak-
sofonda Hasan Dağlar’dan olu-
şuyor. Dans düzeni Erdinç Anaz,
dekor Vecdi Sayar, kostüm Nilü-
fer Moayeri, õşõk Yüksel Aymaz
imzalõ.
Oyun yarõn akşam Tiyatro Pe-
ra’da. (www.tiyatropera.com)
Brecht’ten kapitalizme ayna
Tarih kaybolmadan...
Yurttan müzik
yayõnlarõ
ERSİN ANTEP
G
eçen hafta önemli müzik kitaplarõ ve
yoğunçalarlar yayõmlandõ. Tekfen
Vakfõ’nõn Milli Marşlar Tasarõsõ’nõn
son halkasõ olan, Mehmet Altun’un ha-
zõrladõğõ “Özgürlük Notaları: Milli
Marşın Öyküsü” adlõ kitap, sunduğu
belgeler ve yalõn anlatõmõyla dikkat
çekiyor. Ulucan Üçlüsü’nün “Bir Ağaç
Gibi” adlõ yoğunçalarõnda ise Schubert,
Liszt gibi romantiklerin yanõnda Zey-
nep Gedizlioğlu, İnci Yakar ve Fazıl
Say’õn da yapõtlarõ yer alõyor.
İstanbul’a göre durgun bir müzik yaşamõ ol-
duğu sanõlan Ankara, son dönemdeki
üretimiyle göz dolduruyor. Sevda Ce-
nap And Müzik Vakfõ’nõn hazõrlattõğõ
“Yaşama Sevinci Tuşlarla Buluşun-
ca: Gülsin Onay” başlõklõ kitap; söy-
leşi ustasõ Serhan Yedig’in akõcõ, içten
ve rahat anlatõmõyla sanatçõyõ başarõlõ bi-
çimde tanõtõyor. Devlet Opera ve Bale-
si’nin Muzaffer Evci’ye hazõrlattõğõ
“60. Yılında Türk Balesi” adlõ kitap ise
balenin ülkemizdeki serüvenini tarihe
not düşmenin ötesinde, nitelikli bir
başvuru kitabõ olarak göze çarpõyor.
Son haber Malatya’dan. İnönü Üniversite-
si’nde önceki rektör döneminde açõlan
ve kõsa zamanda ünü artan konser sa-
lonunda profesyonel bir piyano ve ka-
yõt stüdyosu da bulunuyor. Burada ilk
üretilen yoğunçalar Hande Dalkılıç
imzalõ. Ulvi Cemal Erkin’in “Solo Pi-
yano İçin Tüm Eserleri” başlõklõ yo-
ğunçalar ülkenin doğusunda yapõlan
ilk profesyonel çalõşma. Öyle anlaşõlõ-
yor ki son da olabilir. Yeni dönemdeki
yaklaşõmõn, emeği geçenlerin çabalarõ-
nõn boşa gitmesi endişelerini büyüttüğü,
ibrenin olumsuza döndüğü saptamasõ-
nõ güçlendirdiği görülüyor. Üretimler-
den söz ederken üçüncü kentin adõnõn
söylenmesinin ve hatta o kentin Malat-
ya oluşunun bile, ne denli değerli bir an-
lam taşõdõğõnõn anlaşõlmasõ, ibreyi artõ-
ya çevirebilir. Kültüre ve sanata yatõrõm,
vadeli mevduat gibidir. Hemen sonuç
beklenmez. Bir vade sonrasõnda zor an-
laşõlsa da katkõsõ büyük olur, akõldan çõk-
maz! Bu yönde yapõlanlarõn; siyasetten
ve ideolojilerden ayrõ tutulmasõ ve ba-
ğõmsõz olmasõnõn gereği, umarõz be-
nimsenir, yararõ anlaşõlõr, inananlar ço-
ğalõr. Tüketime göre ağõr basan bir sa-
natsal ve kültürel üretim dileğiyle…
(ersin@muzikoloji.org)
MÜZİK KİTAPLARI
TİYATRO ELEŞTİRMENLERİ
Işõklar, bilfiil
õrkçõlõk
yapmaktadõr
Nâzõm Hikmet’in
5 belgeseli
bakanlõkta...
ANKARA (AA) - Kültür ve Turizm Bakan-
lõğõ Telif Haklarõ ve Sinema Genel Müdürü
Abdurrahman Çelik, “Bakanlık, dö-
nem dönem Nâzım Hikmet’le ilgili çe-
şitli belgeseller yaptırdı. Bizde şu an-
da Nâzım Hikmet’le ilgili 5 belgesel
var” dedi. Çelik, devletin “yazarı, çi-
zeri, fikir insanlarıyla herhangi bir
problemi olmadığını” ifade etti. Çe-
lik’in verdiği bilgiye göre, “Zindandan
Mektup-İki Mektup İki Şair” ve
“Çağdaş Türk Yazar ve Sanatçıları”
belgeselleri 1990 yõlõnda, “Nâzım Hikmet
Ziyaretçin Var” belgeseli 1992 yõlõnda,
“Nâzım Hikmet: Türk Köylüsü” belge-
selini 2002 yõlõnda, “Edebi Evler” bel-
geseli 2003 yõlõnda çekildi. Ayrõca, ba-
kanlõk, Biket İlhan’õn 2007 yõlõnda vizyona
giren filmi “Mavi Gözlü Dev”e de mad-
di destek vermişti.
Cepkin bu kez
piyanosunun
başõndaydõ
Kültür Servisi - Hayko Cepkin, önceki gece
iki albümünden bazõ şarkõlarõ akustik ve fark-
lõ bir yorumla sunduğu ‘akustik-senfonik’
tasarõsõnõ Jolly Joker Balans’taki konseriyle
sahneye taşõdõ. İlgi olağanüstüydü; öyle ki
konser mekânõna girişte birçok seyirci geri
çevrilmek zorunda kaldõ. Cepkin’in seyirciyle
iletişimi yine kendisinden beklendiği gibi güç-
lüydü; ancak bu kez onun da belirttiği gibi
‘diğerlerine göre daha rahat’ bir hava
vardõ. Seyirciyle yer yer sohbet eden, müzik
yaşamõndan anõlarõnõ onlarla paylaşan sanatçõ,
konser süresince piyanosunun başõndaydõ ve
Cepkin’in müziği, yine çarpõcõ ve durağan-
lõktan uzaktõ. Seyircinin hemen her şarkõya
eşlik ettiği konserde ‘Bertaraf Et’, ‘Ölü-
yorum’, ‘Bilmezsin’ gibi
sevilen şarkõlarõnõ seslen-
diren Cepkin, müzik yaşa-
mõnõn başlarõndan bugüne
uzandõ. Video klibe ilk
çekilen şarkõsõ ‘Yarası
Saklı’yõ söylemeden ön-
ce, bugün birlikte müzik
yaptõğõ bazõ müzisyen
arkadaşlarõyla Moğol-
lar’õn yanõnda çalõştõklarõnõ anlattõ...“Yara-
sı Saklı”yõ bu kez akustik olarak sunan sa-
natçõnõn seyirciye son iki parçada sürprizi var-
dõ: Topluluğuyla birlikte Moğollar’õn ses-
lendirdiği, Cahit Berkay’õn ‘Selvi Boylum
Al Yazmalım’ filmi için yaptõğõ unutulmaz
besteyi yorumladõ. Tüm parçalar gibi bu da
büyük alkõş aldõ. “Bir parça daha söylemek
istiyorum, o da çok sevdiğim bir Karade-
niz türküsü olacak” diyen Cepkin, Volkan
Konak’õn ‘Dertliyim Kederliyim’iyle kon-
serini sonlandõrdõ. Yaklaşõk bir buçuk saat sü-
ren konserde, Cepkin’e akustik gitarõ ile
Umut Töre, akustik davulda Murat Cem
Ergül, kontrbasõyla Poyraz Kılıç eşlik etti.
2010’a
1 Kala
Herkes İçin
Fotoğraf