21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2009 CUMA 8 DIŞ HABERLER [email protected] KAVŞAK ÖZGEN ACAR Deniz Feneri Söndürül(m)üyor! Federal Almanya Mahkeme- si’nin “Deniz Feneri Yolsuzluğu” kararını açıklanmasının üzerinden al- tı ay geçti. Yardım derneği görünü- mündeki yolsuzluk örgütünün bazı si- yasacılarımıza da nalıncı keseri gibi çalıştığı ortaya çıktı. Yolsuzluğun ucunun Türkiye’de bazı kocabaşlara uzandığını Alman savcısı da, yargıcı da açıkladılar. Türkiye’de ise AKP karşıtı bazı basın ve bazı siyasacılar, futbol sahasında “gol” olmuşçasına heyecanla ayağa fırladılar. Ne zaman, altı ay önce! Peki, ne- rede bugün o ayaklananlar? O gün- lerdeki bir Ergenekon dalgasının ar- kasına sığınan Adalet Bakanı Meh- met Ali Şahin, “Alman Mahkeme- si’nden kararın resmen isteneceğini” bildirdi. “Yalnız karar olmaz, dosya- sını da isteyin!” dedik. Alman mah- kemesini karara götüren kanıtlar, sanık ifadeleri, belgeleri içeren mah- keme dosyası da istensin ki Türk savcılar Türkiye’deki kocabaşlara uzanabilsinler. Bu istek üzerine bakan, “dosyanın da isteneceğini” açıkladı. Ankara Cumhuri- yet Savcı- lığı, Alman yargıcının kararını ih- bar kabul edip “De- niz Feneri Derneği” hakkında soruşturma başlatabilirdi. Kaldı ki İşçi Partisi 3 Eylül’de Anka- ra Savcılığı’na “suç duyurusunda” bu- lunmuştu. 29 Eylül’de Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Poyrazoğlu’nun Suudi Arabistan’a “umre”ye gittiği, dönüşte soruşturmanın başlayacağı yazıldı çizildi. Savcı umreden ak pak döneli beş ay olduğu halde bu ko- nuda basına açıklama yapılmadı. Deniz Feneri bir dernek... Der- nekler, İçişleri Bakanlığı’nın idari de- netimine tabi! Her nedense İçişle- ri Bakanlığı da Deniz Feneri Derneği hakkında bir yılı aşkın süredir en ufak bir işlem yapmadı. O günden bu yana Ergenekon’da dalgalar birbirini kovaladı, ama Al- manya’daki “Deniz Feneri Yolsuz- luğu” dosyasından hâlâ bir çıt çık- madı. Bu arada davaya bakan Al- man Başsavcı Doris Möller- Scheu, Türkiye’nin dava dosyası- nı istemediğini açıkladı. Bayan Möller-Scheu, iki ülke arasında “adli yardımlaşma” an- laşması olduğunu, dosyanın bu yoldan istenebileceğini anımsattı. Bayan başsavcı, “Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan, Alman Dışişleri’ne ve oradan da mahkemenin bağlı ol- duğu Hessen Eyaleti Adalet Ba- kanlığı’na gelecek istemin incelen- dikten sonra Türkiye’ye nelerin gön- derileceğine karar verilmesinin haf- talar alabileceğini” söyledi. Savcı- nın bu açıklaması üzerinden 15 hafta geçti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal haklı olarak Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’a soruyor: “Deniz Fe- neri davası sanıkları hesabını veri- versin. Ne oldu o dosya? Hâlâ dos- ya Almanya’dan gelemedi. Önüne geleni tutukluyorsun, maşallah gücün hiç olmazsa üç günlüğüne MGK Genel Sekteri’ne geçiyor, Türki- ye’deki Deniz Feneri sanıklarına ne- den gücün yetmiyor.” Bizim de Adalet Bakanı’ndan bek- lediğimiz birkaç yanıt var. Gerçekten ne oldu dosyaya? Yalnız karar mı yoksa dosyanın tümü mü istendi? Adalet Bakanlığı, Dışişleri’ne dosya- nın istem yazısını ne zaman gönder- di? Gizli olmayan istek yazısının met- nini açıklar mısınız? Dışişleri Bakan- lığı’ndan Alman Dışişleri’ne yazı An- kara’daki Alman yoksa Berlin’deki Türk büyükelçilikleri aracılığı ile mi ve ne zaman gönderildi? Yanıtın gecik- mesinde Alman tarafının sorumlulu- ğu varsa tekit yazısı yazıldı mı ve ne zaman gönderildi? İster istemez aklımıza kötü dü- şünceler geliyor! Acaba Ergenekon ile Deniz Feneri savcılarının yerleri mi de- ğiştirilmeli ya da Almanya’dan “sav- cı ve yargıç” mı ithal edilmeli? Bu yazımızı çok iyi değerlendiren Kamil Masaracı’nın dün Cumhuri- yet’teki karikatürünü burada bir kez daha yayımlıyoruz. Ayrıca Ankaralı- ların Masaracı’nın Türk-İngiliz Kültür Derneği sanat galerisinde 27 Ocak’a kadar açık kalacak sergisini görme- lerini de öneririz. Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Cheney: Irak’ta 100 bin insanõn ölmesine değdi Venezüella ve Bolivya İsrail’le ilişkileri kesiyor Dış Haberler Servisi - Venezüella ve Bolivya, İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldõrõlarõnõ protesto etmek amacõyla İsrail’le diplomatik ilişkileri keseceklerini bildirdiler. Venezüella Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan önceki gün yapõlan açõklamada, İsrail’le diplomatik ilişkilerin resmen kesildiği kaydedildi. Venezüella Devlet Başkanõ Hugo Chavez, saldõrõlarõn ardõndan geçen hafta ülkesindeki İsrail büyükelçisini sõnõr dõşõ etmişti. Bolivya Devlet Başkanõ Evo Morales de, ülkesinin İsrail’le diplomatik ilişkileri kesme kararõ aldõğõnõ belirtti. Morales, önceki gün hükümet sarayõnda yaptõğõ konuşmada, İsrail hükümet yetkililerinin soykõrõmla suçlanmasõ için Uluslararasõ Ceza Mahkemesi’ne başvuracağõnõ ifade etti. İsrail saldõrõlarõnõn dünya barõşõnõ tehdit ettiğini kaydeden Morales, İsrail Başbakanõ Ehud Olmert ve kabinesine soruşturma açõlmasõ çağrõsõnda bulundu. BM Güvenlik Konseyi’nin krize tepkisini de yetersiz bulan Morales, konsey için “Güvensizlik konseyi” ifadesini kullandõ. Morales, Gazze saldõrõlarõnõ durdurmamasõ nedeniyle İsrail Cumhurbaşkanõ Şimon Peres’in elindeki Nobel Barõş Ödülü’nün alõnmasõ gerektiğini belirtti. Arap Birliği’nin merkezi Caracas’a taşınsın Kuveytli milletvekili Velid el Tabtabay, Arap Birliği’nin merkezinin Mõsõr’õn başkenti Kahire’den İsrail’le diplomatik ilişkilerini kesen ilk ülke olan Venezüella’nõn başkenti Caracas’a taşõnmasõnõ önerdi. Tabtabay, dün mecliste yaptõğõ konuşmada, Venezüella lideri Hugo Chavez’in “Bazı Araplardan daha Arap olduğunu kanıtladığını” söyledi. ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD Başkan yardõmcõsõ Dick Cheney, Irak sava- şõnõn yüz bin insanõn ölmesine değ- diğini söyledi. Cheney PBS televiz- yonuna verdiği söyleşide 2003’teki Irak işgalinin başõnda belirlenen he- deflerin çoğunu başardõklarõnõ söy- leyerek beş yõl içinde önemli ilerle- me kaydettiklerini savundu. Cheney, Irak’ta şiddet olaylarõnõn düştüğünü, ulusal seçimler yapõldõ- ğõnõ, bir anayasa oluşturularak hü- kümet ve ordu kurulduğunu anlattõ. Gazeteci Jim Lehrer’in Cheney’e, “Ama Sayın Cheney oradan bu- raya gelene kadar 4 bin 500 ABD’li ve 100 bin Iraklı öldü. Buna değer miydi” diye sormasõ üzerine Cheney “Bence öyle” yanõtõnõ verdi. Cheney ayrõca Irak işgalinden kõsa süre sonra hükümet kurulsaydõ ül- kede daha az kaos yaşanabileceği gö- rüşünü de iletti. Pişmanlık duymuyor Cheney, 11 Eylül olaylarõndan sonra ABD’nin aldõğõ önlemlerin ül- keyi başka terör saldõrõlarõndan ko- ruduğunu da savundu. Cheney, ABD tarihinin en güçlü başkan yardõmcõ- sõ olduğu yönündeki görüşleri kabul etmediğini de ifade etti. Cheney’ye hata ya da yanlõş he- saplama yapõp yapmadõğõ defalarca so- rulmasõna karşõn görevi sõrasõnda alõ- nan kararlarõ savunmasõ dikkat çekti. ‘Terörle savaş fikri hataydõ’ Dış Haberler Servisi - İngiltere Dõşişleri Bakanõ David Miliband, “terörle savaş” fikrinin “hata” ol- duğunu, “yarardan çok zarar verdiğini” söyledi. Miliband, İngiliz Guardian gaze- tesinde çõkan yazõsõnda, “terörle sa- vaş” fikrinin, birbirinden bağõmsõz “terörist örgütleri” Batõ’ya karşõ birleştirdiğini belirterek, teröre en doğru cevabõn, hukuk ve insan hak- larõnõ savunmak olduğunu belirtti. Miliband, Guantanamo’yu örnek göstererek, “Bu nedenle yeni Baş- kan Barack Obama’nın burayı kapatma sözünü memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. Miliband, “terörle savaş” fikri- nin, milletler üstü, birleşmiş bir düş- man izlenimini yarattõğõnõ, oysa gerçek durumun bundan çok daha karmaşõk olduğunu,“ılımlılar ile radikaller ya da iyilerle kötüler arasında basit bir mücadele” ol- madõğõnõ söyledi. Farklõ örgütlerin, tek bir ortak düşman ve ona karşõ tek bir mücadele yolu bulunduğu inancõndan faydalandõğõnõ belirten Miliband, “Terorizm bir kuruluş ya da ideoloji değil ölümcül bir taktik” diye yazdõ. Miliband’õn, ABD Başkanõ George Bush’un görevini seçilmiş başkan Obama’ya devretmesine günler kala bu sözleri sarf etmesi, daha önce görüşlerini dile getirmemesi eleştiriliyor. GEÇ GELEN İTİRAF ABD’de ırkçı cinayet Dış Haberler Servisi - ABD’de baş- kan seçilen ilk siyah olan Barack Oba- ma, 20 Ocak’ta görevi devralmaya ha- zõrlanõrken, õrkçõlõk iddialarõ yine gün- deme geldi. San Francisco kentinde bir siyahõ yüzükoyun yere yatõrõp sõrtõndan vurduğu ortaya çõkan beyaz polis, olay- dan 12 gün sonra yakalandõ. Oakland kentinde protesto gösterile- ri yapõlõrken, göstericilerin arasõndan çõ- kan bir grup, dükkânlarõ yağmaladõ, ban- ka ve otobüslere saldõrdõ. Olaylarla il- gili olarak 100 kişi tutuklandõ. San Francisco kentinde, metroda çõ- kan bir kavganõn ardõndan 22 yaşõn- daki Oscar Grant adlõ silahsõz bir si- yah, polisler tarafõndan metrodan çõ- karõlarak yüzükoyun yere yatõrõldõ ve bir polis diziyle boynuna bastõrõrken vurularak öldürüldü. Olayõn görüntü- leri, metroda bulunanlar tarafõndan cep telefonu ve video cihazlarõyla kayde- dildikten sonra internette dolaştõ ve te- levizyonlarda gösterildi. Grant’õ vuran Johannes Mehserle, geçen salõ günü yakalandõ. Mehser- le’nin 7 Ocak’ta polislikten istifa etti- ği de öğrenildi. Grant’õn ailesi metro şirketi hakkõnda 25 milyon dolarlõk taz- minat davasõ açtõ. 22 yaşındaki silahsız siyah gencin, polisler tarafından yüzükoyun yere yatırılıp vurularak öldürülmesi protestolara neden oldu. (Fotoğraf: AP) ABD Başkan Yardõmcõsõ, işgali savunarak, belirlenen hedeflere ulaşõldõğõnõ öne sürdü. Bolivya lideri Morales, İsrail hükümet yetkililerinin soykõrõmla suçlanmasõ için Uluslararasõ Ceza Mahkemesi’ne başvuracağõnõ söyledi. Filler ve Tavşanlar! Anadolu’nun çeşitli yörelerin- deki ören yerlerini dolaşırken, geniş bir alanın yüzdeki çiçek has- talığı bozuğu gibi delik deşik oldu- ğunu sıkça görmüşüzdür. Türkiye’de sayıları gittikçe ve neredeyse geo- metrik diziyle artan “defineciler (gö- mü avcıları)” her geçen gün bu de- lik deşik ay yüzeyi görüntülü arazilere yenilerini ekliyorlar. Bu kaçak kazıcılar, gömü bulmak için, tıpkı “Y” biçimli söğüt dalıyla su arayan köylüler gibi, eskiden “Y” biçimli bakır çubukları kullanırlardı. Sonra teknoloji gelişti. Devreye “me- tal detektörler (bulucular)” girdi. Ma- den arama ve dolayısıyla bu tür ge- reç kullanımı izne bağlıdır. Ancak, Türkiye’de, her işte olduğu gibi, gö- mü avcıları da bu alanda yasayı delmeyi becerdiler. Adana’da bir vatandaş il veteriner müdürlüğüne verdiği dilekçede, “Ko- cabaş hayvanlarımız dağ bayır dola- şırken, çivi ya da metal parçalar yu- tuyor. Hayvanlarımın sağlığını kont- rol için metal detektör ithal etmeme izin verilmesi” isteminde bulunmuş- tu. İstek kabul edilince yasa delindi. Ondan sonra çeşitli firmalar ser- bestçe metal bulucular getirmeye başlamakla kalmadılar, kendileri de seri üretime geçtiler. Artık metal bu- lucular, günümüzde gömü avcıları için yetersiz kalıyor! Kaçakçılar, An- talya’da olduğu gibi uzman jeolog- ları ve bazı emekli arkeologları da- nışman tutup insan eli ile yapılmış yeraltı kalıntılarının “anomali (aykırı- lık)” haritalarını da “jeo-radar” ge- reçleri ile çıkararak gömülere nokta atışı bile yapıyorlar. Polisin Ankara’da yaptığı kazıların ilk gününde köpek ve metal bulu- cuları görünce gülmekten kendimi alamadım. Polis, teknolojide gömü avcılarının çok gerisinde kalmıştı. Keşke polis, dosyalarındaki bazı ka- çak kazıcılardan yardım isteseydi diye düşündüm. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Yenikent’teki Zir Vadisi’nde “jeo-radar” araç kullanı- mını görünce, “nihayet akıl edebildi- ler”, dedim. TV haberlerinde gördüğüm kada- rı ile cephane aramasında yalnızca bir “bomba imha uzmanı” çelik ye- lekleri, başlıkları ile korumalı biçim- de ayakta dururken, yere çömelmiş iki sivil polis de ellerinde ameliyat el- divenleri ile patlayıcıları istif ediyor- lardı. Hatta biri, mukavva boru gibi bir nesneyi de bir bıçakla ikiye kes- tiğinde yüreğim hop etti. Orada neden parmak izi uzman- larının bulunmadığını, neden önem- li bir kanıt olan Temmuz 2004 tarih- li gazeteyi arama alanında bıraktık- larını anlayamadım! Galiba polisleri- miz Amerikan polis laboratuvar di- zilerini hiç izlemiyorlar! Çevredeki bir Ermeni Mezarlığı ile bağlantılı bu arama yerinde bir de 19. yüzyıldan kalma bir “su testisi” bulunmuş. Böylece gelecek kuşaklara bırakıla- cak “Ergenekon müzesinin” ilk ese- ri de patlayıcılarla birlikte sergilene- cek demektir. Yine de neyse! Konu Ergene- kon’dan açılmışken, eski ancak gün- celleşmiş bir fıkra ile bu bölümü noktalayalım: Tavşan ormanda sıçraya sıçraya hızla kaçıyormuş. Bir ağaçtan öte- kisine atlayan maymun, tavşanın bu telaşını anlayamamış ve sormuş: “- Tavşan kardeş! Ne bu telaş? Niye böyle koşturuyorsun?”- “Filleri ya- kalayıp hapse tıkıyorlarmış... Onun için kaçıyorum...”“- Sana ne? Sen fil misin?”“- İyi de fil olmadığını kanıt- lamak için aylar geçiyormuş...” 40 Gündür Beklenen Yanıtlar! 5Aralık sabahı “uyuşturucu ka- çakçılığı” ile ilgili bilgi almak için bazı soruları Emniyet Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne fakslamıştım. Gö- revli, ilgili birime soruları aktaraca- ğını, yanıtları alınca ileteceğini söy- lemişti. 18 Aralık akşamı basındaki görevli arayıp sözlü olarak şu yanı- tı iletmişti: “İlgili birim, internet si- temize bakmanızı, yanıtların orada bulunabileceğini bildirdi!” Durumu bir daha anlattım. Bir süre sonra bir yanıt fakslandı. Ama sorularıma ya- nıt değildi. Ayrıca verilen istatistik- ler eskiydi. Oysa aynı gün İstanbul Emniyet Müdürlüğü benzeri bir ko- nuda “bir yıllık” istatistikleri açıkla- ma becerisini gösteriyordu. İlk fak- sımdan bu yana 40 gün geçti! Tür- kiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ya- nıtlarım bakalım doğru dürüst ola- rak ne zaman gelecek? BAKIRKÖY 8. AİLE MAHKEMESİ’NDEN Sayõ: 2007/328 Esas 2008/729 Karar Davacõ Tolga Top tarafõndan davalõ Çağlar Top aleyhine açõlan BOŞANMA davasõnõn yapõlan yargõlamasõ sonucun- da, mahkememizin 25.11.2008 tarihli kararõnda davacõnõn davasõnõn KABULÜ ile, Konya ili, Kadõnhanõ ilçesi, Gün- gören, Cilt no:3, Hane no:93, TC Kimlik No:26741361392, BSN:30’de nüfusa evli olarak kayõtlõ Bayezit ve Fahriye kõ- zõ, 02.04.1987 Venlo Hollanda doğumlu davalõ ÇAĞLAR TOP (Evlenerek geldiği yer, Hacõbektaş ilçesi, Çiğdem Kö- yü Mah., Cilt No:12, Hane No:31, Sõra:76 - evlenmeden ön- ceki soyadõ:YURTERİ) ile aynõ yerde BSN:16, TC No: 10712721742, nüfusa kayõtlõ, Mustafa ve Süreyya oğlu 15.02.1983 Bakõrköy doğumlu davacõ TOLGA TOP’un M.K.nun, 166/1-2. maddesi gereğince BOŞANMALARI- NA, Nafaka, maddi manevi tazminat talep edilmediğinden bu hususlarda hüküm kurulmasõna yer olmadõğõna, Davacõ ta- rafõndan yatõrõlan 26,20 YTL ilk masraf, 17,00 YTL tebligat gideri, 40,00 YTL yazõ gideri, 224,00 YTL gazete ilan gide- ri olmak üzere toplam 307,20 YTL yargõlama giderinin da- valõdan alõnarak davacõya verilmesine, tanõklara ödenmeyen 60,00 YTL tanõk yol giderinin istek halinde yatõrana iadesi- ne, peşin harem mahsubu ile kalan 0,90 YTL eksik harem davalõdan alõnarak davacõya verilmesine, karar verilmiş olup, iş bu ilamõn gazetede yayõnlandõğõ son ilan tarihinden itiba- ren 15. günün sonunda davalõya kararõn tebliğ edilmiş sayõ- lacağõ ve bu tarihten itibaren 15 gün içinde temyizi kabil olup, temyiz edilmediği takdirde hükmün kesinleşeceği hu- susu davalõya ilanen tebliğ olunur. (Basõn: 1737) İZMİR AHKAMI ŞAHSİYE 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI SAYI: 2008/57 SATIŞ Mahkemece satõşõna karar verilen ve İ.İ.K.nun hükümlerine göre satõşõ yapõlacak olan taşõnmazlar, İzmir ili Konak ilçesi, Bozyaka Mahallesi, ada no:10804, parsel no:7 de tapuda kayõtlõ 3.346.00 m2 miktarlõ zeytin ağacõna havi tar- la vasfõnda olan gayrimenkuldür. Taşõnmaz İzmir ili Konak Günaltay Mahallesi 4840 sokak no:10 adresindeki binanõn yanõnda çağdaş eğitim kolejinin doğusunda bu- lunmaktadõr. Bilirkişi raporunda taşõnmaz üzerinde kolonlarõ dikilmiş, kaba inşaat halinde zemin+1 katlõ bir bina ile yol kenarõnda biriketten ya- põlmõş şantiye binasõ bulunduğu taşõnmazõn cinsi tapu kaydõnda her ne kadar zeytin ağacõna havi tarla olarak belirtilmiş ise de üze- rinde zeytin ağacõ bulunmadõğõ belirtilmiştir. İMAR DURUMU: İnşaat nizamõ ve nisbeti: Serbest, max.7 KAT, çatõ katsõz, gelişme konut alanõ olup yolu kanalõ yapõlmalõdõr kit- le planõnõn tasdiki gerekmektedir. Tapu kaydõnda Abdurrahman Bürçün’den Halil Bürçün ve Vedat Bürçün’e intikal edecek hisseleri üzerine ihtiyati haciz şerhleri mevcuttur. MUHAMMEN BEDELİ: 1.422.050,00 YTL’dir. Satõş şartlarõ: İzmir Ahkamõ Şahsiye 4.Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde satõşõ yapõlacaktõr. Gayrimenkulün 1.ihalesi: 09/03/2009 günü saat 14.00-14.15 arasõnda yapõlacaktõr. Bu arttõrmada taşõnmazlar masraflarõ ile birlikte muhammen bedelinin %60’õnõ bulmaz veya alõcõsõ çõkmaz ise taşõnmazõn aynõ yer ve saatte 10 gün sonra ikinci ihalesi yapõlacaktõr. Gayrimenkulün 2. ihalesi 19/03/2009 günü saat 14.00-14.15 arasõndadõr. Bu arttõrmada taşõnmazlar masraflarõ ile birlikte muhammen bedelinin %40’nõn altõnda satõlmayacaktõr. Satõşa girenler %20 nakdi teminatlarõnõ Vakõfbank adliye şubesine yatõrmak zorundadõr- lar. Bakiye satõş bedelinden başka damga resmi, alõm harcõ, KDV alõcõya aittir. Satõşa girenler şartnameyi okumuş ve kapsamõnõ ay- nen kabul etmiş sayõlõrlar. Şartnamesi ilan tarihinden itibaren herkese açõktõr. İlan olunur. 08.01.2009 (Basõn: 1970)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle