25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İstanbul Y 10 Edirne Y 8 Kocaeli Y 13 Çanakkale Y 13 İzmir Y 15 Manisa Y 12 Aydın Y 14 Denizli Y 11 Zonguldak B 14 Sinop B 13 Samsun B 17 Trabzon B 15 Giresun B 15 Ankara Y 10 Eskişehir Y 7 Konya Y 8 Sıvas B 2 Antalya Y 17 Adana B 17 Mersin B 18 Diyarbakır PB 12 Şanlıurfa PB 15 Mardin PB 11 Siirt PB 12 Hakkâri S 0 Van S 3 Kars S 6 Oslo PB -5 Helsinki PB -6 Stockholm PB -2 Londra PB 10 Amsterdam PB 4 Brüksel PB 3 Paris PB 4 Bonn B 2 Münih B -4 Berlin PB 2 Budapeşte PB 12 Madrid PB 12 Viyana B 1 Belgrad Y 3 Soyfa B 8 Roma Y 14 Atina PB 16 Zürih PB 6 Moskova K 0 Aşkabat A 8 Astana K -8 Taşkent PB 5 Bakû A 12 Bişkek B 6 Tiflis A 9 Kahire B 24 Şam A 20 Yurt geneli parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Ana- dolu, Batı ve Orta Ka- radeniz’in iç kesimleri ile Zonguldak çevreleri ya- ğışlı geçecek. Yağışlar; sağanak ve yağmur, Batı ve Orta Karade- niz’in iç kesimleri ile İç Anadolu’nun doğusun- da karla karışık yağmur şeklinde görülecek. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada “Haberini bitir, hemen çık.” Muhabir “Sadece son iki sözcüğü duydum” de- se, olur mu? Olmaz... Madem gazetecilik örneğinden başladık, öyle de- vam edelim. “5 N, 1 K” kuralı, meslektaşımız Cüneyt Özde- mir’in program adıyla birlikte herkesçe bilinen bir gerçek oldu. Bir haberin içinde mutlaka şu soruların yanıtının olması gerekir: Kim, ne, ne zaman, nerede, nasıl, niçin? Tuncay Güney kim? Dolandırıcılık suçundan polise düşmüş, rüşvet- le yurtdışına çıkmış, Kanada’da özel olarak koru- nan, ruh sağlığı uzmanlarına göre, “mitomani” ya- ni çok sık yalan söyleme hastası... Devam edelim... Tuncay Güney ne yapmış? Ne yapmamış ki... Büro hizmetçiliği, gazeteci- lik, kuryecilik, mutemetlik, ajanlık, dolandırıcılık, bel- ge koleksiyonculuğu... Bunları ne zaman yapmış? Her zaman... Mübarek, anasının karnından doğ- muş, “Devletin en gizli bilgileri bu çocuğa verilir” belgesini almış, yola koyulmuş... Verdiği tarihler sık sık çelişiyor, ama olsun... Bütün zamanların ada- mı olduğu için o kadarına bakmamak gerekli... Nerede yapmış? Her yerde... Türkiye, Balkanlar, Ortadoğu, Ame- rika... En çok da Kuzey Irak’ta... Türkiye’nin de ne- redeyse her kentinde, her katında... Nasıl yapmış? Her yöntemi kullanarak... Güven vermiş, en iç odalara kadar girmiş... Herkes tarafından kullanı- ma açık olduğunu göstermiş, herkesin adamı ol- muş... Niçin yapmış? Her şey için... Tek bir amaç da görünmüyor. Her türlü kullanıma açık olduğu için kime hizmet etti- ğini de sorgulama gereği duymamış... 4 saatlik oyunla yeniden vizyona giren Tuncay Güney, bununla da yetinmedi... TRT’de neredey- se yine aynı uzunlukta canlı yayına katıldı. TRT’de görevini kurumun geleneksel kuralları içinde yap- maya çalışan meslektaşlarımıza saygımız var ama, TRT’nin açılımını şöyle yaparsak abartmış ol- mayız: Tayyip Radyo Televizyonu! Önceki gece Tuncay Güney’in hazırlayıp sun- duğu, Mehmet Elkatmış, Fikri Sağlar ve Şamil Tayyar’ın sorularla katıldığı program da tıpkı video kaydı gibiydi. Her iki gösterimi birlikte değerlendirmek gere- kirse... Güney’in ifadelerinin tümü dikkate alındığında en az 100 kişinin daha değişik suçlardan gözaltına alın- ması gerekir. Ergenekon iddianamesine Güney’in ruhu sinmiş... Ne ölçüde doğru olduğu belli olmayan çuvallar do- lusu iddia, tam olarak kıymetlendirilmeden dos- yalara girmiş. Her türlü iddiayı ortaya atıp çuvala toplayan, son- ra da sıfırla çarpan bir kişinin zikzaklarla dolu se- rüvenini izliyoruz... Her şeyi bilen adam olarak, polis ifadesinde de adeta kendisini sorgulayanları yöneten Güney, Tür- kiye’yi öyle bir kaosun içine soktu ki... Bu sütun- larda daha önce defalarca dile getirdiğimiz bir sap- tamayı güçlü hale getirdi: Ergenekon operasyonlarının sonuçları, Türki- ye’nin toplam gücünü sarsmaya yöneliktir! Bir ülkenin toplam gücünü kim sarsmak ister? İçindekilerden çok dışındakiler! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada luyor. İddialarıyla Tuncay Güney sadece bedensel de- ğil, fikirsel açıdan da gay (i..e) olduğunu açığa vur- muş oluyor. Ne çare bir gay’in yalanları Ergenekon iddiana- mesinin belli başlı kaynağı oluyor. Açıklamaları izleyen kimi yorumcular, hukukçular, Güney’in iddialarının davanın eksenini oluşturduğu- nu söylüyorlar. Bu duruma göre, Ergenekon savcılarına bir görev düşüyor: Güney’in olaylar ve kişilerle ilgili söylemlerinin gerçek olduğunun kabul edilebilmesi için savcılığın... ...İddianameye temel teşkil eden olayları ve kişilerle ilgili iddiaları somut kanıtlarla, belgelerle ispat etmesi gerekiyor. Aksi halde polise saatlerce konuşan Güney’in açık- ladıkları iddiaları yalan ve hayal ürünü birtakım sa- yıklamalar olacak. Fanatik kafalar dışındaki haberciler, yorumcular ve kimi hukukçular… ne idüğü belirsiz kişiliğiyle… kime hizmet ettiği bilinmeyen… seri mermi tüketen bir si- lah gibi kimi iddialar ortaya atan Tuncay Güney’e iti- bar edilemeyeceğini söylüyorlar. Kimi saçma sapan iddialar doğru olarak nasıl ka- bul edilebilir? Kimi tezatları açığa vuran şu komik saptamalara ba- kınız: Örneğin örgütün başta gelen yöneticisi emek- li Orgeneral Veli Küçük, aynı örgütün hem üyesi hem de başlıca yöneticisi olduğu iddia edilen İlhan Sel- çuk’la birlikte ve İlhan Selçuk’a karşı! Deniz Baykal MİT ajanı. İsmail Hakkı Karadayı, Necip Torumtay gibi Ge- nelkurmay başkanları örgütün çekirdek kadrosunda. Doğu Perinçek’in avukatının ortaya attığı bir baş- ka saptama kafaları karıştırıyor. Güney, TV’lerde yayımlanan sorgusunda emekli Ge- neral Veli Küçük’ün “2005 yılında bir yerel yönetim- le yaşadığı heykel uyuşmazlığını” anlatıyor. Oysa -resmen açıklandığına göre- TV’lerde ya- yımlanan sorgulamanın tarihi 2001! Bu durum, Güney’in 2005’te Türkiye’ye getirildiği ve “mülakata alındığı kuşkusunu” güçlendiriyor. İddianameye ilham veren bu adamın gerçek yüzünü sergileme görevini savcılık acaba üstlenir mi? Tekrar etmekte yarar var: Lafla peynir gemisi yürümeyeceğine göre; Sabih Kanadoğlu’nun da dediği gibi, Zekeriya Öz baş- kanlığındaki savcılar heyeti, Güney’in, iddianamenin belkemiği sayılan, pek çoğu kuşku ile karşılanan id- dialarını mutlaka ispat etmek zorunda. Savcılık bu yolu seçtiği, Güney’in iddialarının han- gilerinin gerçek veya gerçekdışı olduğunu ortaya çı- kardığı takdirde, pek çok konuda, pek çok kişiyle il- gili suçlamaların gerçek yüzü ortaya çıkacak. Öldürülme korkusunu bahane ederek Türkiye’ye gelmekten kaçınan Güney’in maskesi mutlaka indi- rilmeli. Bu, bir temenni! Gerçekleşebilir mi? Yargı gerçekten siyasallaş- madıysa… savcılık sadece ve sadece doğruları saptamayı ve iktidarın havasına uygun çalıştığını içe- ren yaygın kanıları yalanlamak istiyorsa… Neden gerçekleşmesin? Niçin gerçekleştirilmesin? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA16 OCAK 2009 CUMA CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI Çünkü sol, demokrasiden yana tutum alõr. Her tür- lü cinayet şebekesine karşõ durur. Veli Küçük’ler- le, Kemal Kerinçsiz’lerle ilişkilendirilecek bir sol olamaz. ÖDP içinde Ergenekon gibi bazõ konular- da farklõ sesler çõkmasõ partide Dev-Yol geleneğin- den gelenlerin olmasõndandõr. ÖDP’lileşme süreci- nin sancõsõnõ yaşõyoruz. (ZAMAN gazetesi 5 Aralõk 2008 Sayfa 17) Benim adõm Gürbüz Çapan: “Ergenekon” da- vasõ tutuklusuyum. Tutuklanma nedenimi bilmiyo- rum. Suçum söylenmedi. Ama 23 Eylül’den beri ce- zaevindeyim. Hukukun kurallarõnõn işlemediği bir da- vada, Tuncay Güney adõnda bir “kırık” iftiralarda bulunmuş. Zõrva… Cumhuriyet gazetesinin sahibi ol- duğuma dair zõrvalar. Peki, Tuncay Güney sadece benimle ilgili mi ko- nuşmuş? Hayõr, Ufuk Uras ile ilgili ifadeleri de var. Tuncay Güney diyor ki; “Bir dakika karanlık ey- lemini ÖDP’liler başlatmadı aslında. M. Ali Bi- rand gibi böyle insanların başlattığı karanlık Türkiye’ye karşı aydınlık diye onlar başlattı, di- ye Veli Paşa söyledi.” “Ufuk Uras kimmiş!” dedi, “Ufuk Uras dediğin adam, senin MİT’te mutemet” dedi. “MİT’te” de- di, “asistanlık yaptı” dedi. “Ufuk Uras’ı aldılar ge- tirdiler partinin başına. Topladılar eşcinselleri, öz- gürlükçüler, bilmem ne…” (Tuncay Güney birin- ci kaset çözümü S.35) Bir “kırık” devşirme Tuncay Güney. Diyor ki bir başka devşirme daha var, o da MİT’in devşirmesi “Ufuk Uras”. Ben Tuncay Güney kõrõğõnõ hiç tanõmadõm. Ama Ufuk Uras’õ tanõdõm. “Faşist” dediği, “soldan ayıklanıyorlar” dediği Dev-Yol geleneğinin ÖDP’ye “baş” yaptõğõ biri.. Fethullahçı Zaman’dan, solcu Dev-Yol’a, huku- ka ve insanlarõn onuruna küfredeceksin… Şimdi söyle bakalõm: Tuncay Güney Ergenekon davasõnõn tek karakutusudur. Benim ve bana benzer davalõlar için söyledikleri doğruysa senin için söy- ledikleri de doğrudur. Doğru mu? Seni bir MİT dev- şirmesi olarak deşifre ediyor? Veli Küçük benim için “komünist” diyor. Senin için ne dediğini okudun mu? Sen benim için bir acabasõn! Pişmanõm… Senin milletvekilliğin için sokaklarda yanõnda olduğum için pişmanõm… Sana o yoksul mahallelerde kefil ol- duğum için pişmanõm. Son sözüm: Sen Tuncay Güney’den bile perişansõn. Dink için ihmalden inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Erdo- ğan, gazeteci Hrant Dink cina- yetinde görevlerini ihmal ettikle- ri gerekçesiyle Emniyet İstihba- rat Daire Başkanõ Ramazan Ak- yürek ile İstanbul İstihbarat Şu- be Müdürü Ali Fuat Yılmazer hakkõnda “görevi ihmal”den incelenmeleri için onay verdi. Milliyet’in haberine göre Er- doğan, Dink’in öldürülmesini araştõran Başbakanlõk Teftiş Ku- rulu’nun raporuna “olur” verdi. Başbakanlõk Teftiş Kurulu mü- fettişleri, Dink cinayetiyle ilgili hazõrladõklarõ raporu Ekim 2008’de tamamlayarak Erdo- ğan’õn onayõna sunmuşlardõ. Er- doğan, 19 Ocak 2007’de gerçek- leştirilen Dink cinayetinde ih- mallerinin olduğu gerekçesiyle İs- tihbarat Dairesi Başkanõ Akyürek ile o dönemde “sağ terör ve azınlıklar” ile ilgili İstihbarat Dairesi Başkanlõğõ Şube Müdürü Yõlmazer hakkõnda inceleme ya- põlmasõna 2 Aralõk 2008’de onay verdi. Şu anda İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan Yõlmazer, Dink cinayetinden son- ra görevden alõnan Ahmet İl- han Güler’in yerine getirilmişti. Atalay’ın imzası bekleniyor Akyürek ve Yõlmazer hak- kõnda inceleme yapõlmasõ istenen rapor, gereği için İçişleri Ba- kanlõğõ’na gönderildi. İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn imzasõ- nõn ardõndan da Mülkiye mü- fettişleri görevlendirilecek. Ailesinin başvurusu üzerine Dink cinayetinde ihmalleri bulu- nan kamu görevlilerinin tespiti için başlatõlan incelemeyi, Kutlu Savaş başkanlõğõnda Susurluk raporunu hazõrlayan başmüfet- tişler Mehmet Akın ve Ayşegül Genç ile müfettiş Tuğçe Tümer gerçekleştirdi. Müfettişler, cina- yetin sanõklarõ Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ogün Samast ve Tuncay Uzundal’õn da aralarõn- da bulunduğu 30’u kamu görev- lisi 46 kişiyle görüştü. Müfettiş- ler, Akyürek ve Yõlmazer hak- kõnda şu tespitte bulundular: “Trabzon İstihbarat Şubesi’nin 17 Şubat 2006 tarihli yazısı üzerine, planlı operasyon ihti- maline yönelik değerlendirme- lerin yapılarak, istihbarat şu- beleri arasındaki koordinasyo- nun sağlanması ve sürecin ta- kibinin yapılması ile Dink’e yönelik koruma önlemlerinin alınması konusunda elinde ye- terli bilgi mevcut olmasına rağ- men (özellikle yardımcı istih- barat elemanı Erhan Tuncel’in görevine son verilmesinin ar- dından), Hedef Şahıslar Prog- ramı ile ilgili Tamim’e göre gerekli değerlendirmeleri ve buna bağlı koruma tedbiri alın- maması nedenleriyle, görevle- rini gereği gibi yapmadıkları değerlendirilen İstihbarat Dai- resi Başkanlığı C Şube Müdü- rü Yılmazer, aynı dönem ilgili Merkez Haber Alma Dairesi başkan yardımcıları ile Trab- zon Emniyet Müdürlüğü yap- Çapan’ın açıklaması Baştarafı 1. Sayfada Erdoğan, müfettişlerin raporuna onay verdi. Emniyet İstihbarat Daire Başkanõ Akyürek ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Yõlmazer hakkõndaki rapor İçişleri’ne gönderildi tığı dönemden İstihbarat Dai- re Başkanı olarak görev yaptı- ğı döneme kadar geçen sürecin başından sonuna kadar tüm aşamalarından haberdar olan ve gerekli değerlendirmeleri yapabilme yetkisine sahip ol- duğu görülmekle, görevini ih- mal ettiği değerlendirilen İs- tihbarat Daire Başkanı Akyü- rek ve tespit edilecek diğer gö- revliler hakkında görevi ihmal nedeniyle Devlet Memurlarının Yargılanması Hakkındaki Ka- nun olan 4483 sayılı yasa hü- kümlerine göre ön inceleme yapılmasının uygun olacağı ka- natine varılmıştır.” Hayal ile Tuncel’in 2004’te gerçekleştirdiği McDonald’s bombalamasõndan itibaren ya- şanan gelişmelerin de incelen- diği raporda, Tuncel’in 17 Ekim 2004’te Trabzon Emniyet Mü- dürlüğü’nün talebi ve İstihbarat Dairesi Başkanlõğõ’nõn 2 Aralõk 2004 tarihli onayõ ile Yardõmcõ İstihbarat Elemanõ (YİE) ya- põldõğõ belirtildi. Böylece Tun- cel’in bombalama eyleminden sonra istihbarat elemanõ olduğu da ortaya çõktõ. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP, yeni bir “orman tala- nı” yolunu açan ve 2-B olarak adlandõrõlan “or- man niteliğini yitirmiş arazilerin” satõşõna ze- min hazõrlayan Tapu Yasasõ değişikliğini Meclis’ten geçirdi. Mu- halefet, 2-B kapsamõn- daki arazilerin kadast- ro işlemlerinin öncelik- le yapõlarak Hazine’ce tescilini öngören dü- zenlemeyle, AKP’nin, “parayı bastıran yan- daşlarına düşük be- delle” 2-B arazilerini satacağõnõ belirterek tepki gösterdi. İktidara gelir gelmez ilk düzenlemelerinden birisi 2-B olarak adlan- dõrõlan orman niteliğini yitirmiş arazilerin satõ- şõ olan ancak bu girişimi anayasa en- geline takõlan, AKP, Tapu Yasasõ de- ğişikliği üzerinde yaptõğõ “son dakika rötuşuyla”, satõş yolunu açtõ. AKP’li- lerin verdiği önergenin kabulüyle, 2-B arazileri fiili kullanõm durumlarõ dik- kate alõnmak ve kim, kimler tarafõndan ne zamandan beri kullanõldõğõ belirtil- mek koşuluyla, öncelikle kadastrosu yapõlarak Hazine’ce tescil edilecek. Ha- zine adõna orman sõnõrlarõ dõşõna çõka- rõlan yerler, tescil edilmiş olduğuna ba- kõlmaksõzõn, Maliye Bakanlõğõ’nõn ta- lebi üzerine, ifraz bölme veya birleş- tirme yapõlabilecek. Kadastro Müdür- lüğü, Hazine adõna orman sõnõrlarõ dõ- şõna çõkarõlan yerlerde, özel yasalara gö- re değerlendirilmesi gereken alanlar bu- lunup bulunmadõğõnõ ilgili kurumlara soracak. İdareler, 15 gün içinde yanõt vermezse söz konusu alanlarõn bu- lunmadõğõ kabul edilecek. Muhalefet partileri, bu düzenle- meyle AKP’yi, yangõndan mal kaçõ- rõrcasõna yeni orman talanlarõna kapõ aralayõp, orman alanõ dõşõna çõkartõla- cak arazilerin iktidar yandaşlarõna sa- tõlabilmesine zemin hazõrlamakla suç- larken Bayõndõrlõk ve İskân Bakanõ Na- fiz Özak “Korkacak bir şey yok, ya- sada satış yok” savunmasõ yaptõ. Yetki, ormancı olmayana Yasayla, 2 orman mühendisi, 1 ziraat yüksek mühendisi, 1 ziraat mühendi- si, 1 belediye veya muhtarlõk temsil- cisinin yer aldõğõ “orman kadastro ko- misyonu”nun orman sõnõrlarõnõ belir- leme yetkisi; 2 kadastro teknisyeni, 1 mahalle veya köy muhtarõ, 3 mahalli bi- lirkişi ve sadece 1 orman mühendi- sinden oluşan “arazi kadastro ko- misyonu”na bõrakõlõyor. CHP ve MHP, düzenlemeyle yasanõn yürürlük tari- hinden itibaren orman kadastrosu yap- ma işinin “ormancı olmayanlara ve- rilerek, ormanların talanının yolu- nun açıldığı”na dikkat çektiler. AKP’nin orman talanı inadı İktidar, son dakika rötuşuyla 2-B’ye satõş yolunu açan yasayõ Meclis’ten geçirdi RTÜK’TEN ‘YANDAŞ MEDYA’ AYARI Tartõşmalõ karar FIRAT KOZOK ANKARA - RTÜK, bazõ AKP yandaşõ televizyon kanallarõnõ Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) “yerel kanal” olarak bildirdi. Böylece bu kanallara, seçim döneminde uymalarõ gereken yayõn yasaklarõnõ ihlal etmeleri durumunda ulusal kanallara oranla daha dü- şük yaptõrõm uygulanmasõna olanak sağlandõ. RTÜK’ün 3 CHP’li üyesi itirazlarõnõ YSK’ye iletti. Özel televizyon kanallarõnõn seçim dönemlerinde ta- rafsõz yayõn yapmalarõ amacõyla YSK tarafõndan alõ- nan karar RTÜK’te tartõşmalara neden oldu. YSK bir süre önce RTÜK’e gönderdiği yazõyla hangi kanalla- rõn ulusal yayõn yaptõğõnõ sordu. RTÜK de kayõtlarda ulusal kanal olarak görülen Kral TV, Show TV, TV 5, Cine 5, Kanal D, TNT, CNBC-e, Flash TV, Fox TV, Ata TV, Star TV, Habertürk TV, Meltem TV, TV 8, TV NeT, NTV, STV, Tempo TV, ATV ve Kanal 7’nin isimlerini YSK’ye bildirdi. YSK de buna göre karar aldõ. Ancak bu kanallar kadar etkili olan ve ya- yõnlarõ uydu üzerinden tüm Türkiye’ye ulaşan, TGRT Haber, Ülke TV, Haber S, Ses TV, Kanal 24, Kanal A, Mehtap TV gibi kanallar ulusal kanal olarak YSK’ye bildirilmedi. Böylece olasõ bir ihlal durumunda daha az ceza almalarõnõn yolu açõlmõş oldu. Örneğin aynõ yayõn ihlalini yapan bir ulusal kanal 10 güne kadar ka- patma cezasõ ile karşõ karşõya kalõrken, aynõ suçu işle- yen bir yerel kanal en fazla 7 gün kapatõlabilecek. Bu duruma işaret eden RTÜK’ün üç CHP’li üyesi Şaban Sevinç, Hülya Alp ve Mehmet Dadak, şunlarõ kaydetti: “CNN Türk, TGRT Haber, SKY Türk, Ülke TV, Haber S, Kanal 24, Ses TV, Kanal A, Mehtap TV, YSK kararı ile ülke geneline yayın ya- pan kuruluşlar kapsamına alınmamış bulunmakta- dır. Bu televizyon kuruluşları Edirne’den Van’a, Sinop’tan Antalya’ya kadar ülkenin dört bir ya- nından çanak antenle izlenebilmektedir. Ölçümler halkın yüzde 50’sinin televizyonu çanak anten ara- cılığıyla uydu yayınlarından izlediğini göstermekte- dir. Bu televizyonların da ülke geneline yayın ya- pan televizyonlar kapsamına alınması gerekir.” Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, iktidarın göz göre göre kamuoyunu yanlış bilgilendirdi- ğini belirterek, “Ormanları da sattıktan sonra daha ne sata- caksınız ? Camileri de satacak mısınız? Orman arazilerini yan- daşlarınıza düşük bedelle sata- caksınız” diye konuştu. Genç: Daha ne satacaksınız? CHP’li İsa Gök “Satışla ala- kası yoksa, madem öyle bir ni- yet yoksa orman adına tescilli araziyi niye Hazine’ye tescil ediyorsunuz? Satmayacaksı- nız da, üzerindeki işgalciyi or- man işgalcisi olmaktan çıkar- tıp Hazine işgalcisi mi yapa- caksınız?” diye tepki gösterdi. Gök: Niye Hazine’ye tescilleniyor? Başhekimden, kadın doktora dayak LÜTFİ KIRDAR HASTANESİ MEHLİKA AKGÜN Dr. Lütfi Kõrdar Kartal Eğitim ve Araştõrma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yusuf Özer- türk, hematoloji uzmanõ Dr. Dilek Argon Be- yazıt adlõ doktoru darp etti. Özertürk’ün darp sonrasõ rapor almak isteyen Dr. Beyazõt’õ en- gellediği de ileri sürüldü. Dr. Lüfti Kõrdar Kartal Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde hematoloji uzmanõ olarak çalõ- şan Dr. Dilek Argon Beyazõt işe geç geldiği gerekçesiyle başhekim Prof. Dr. Özertürk tara- fõndan odasõna çağrõldõ. Bir süre sonra gelen tartõşma sesleri üzerine, personel başhekimin odasõna girdi. Dr. Dilek Argon Beyazõt’õn darp edildiğini gören personel, duruma müdahale ederek Dr. Beyazõt’õ odadan çõkardõ. Daha sonra Dr. Beyazõt, Özertürk hakkõnda şikâyet- çi olmak için darp raporu almak istedi. Ancak, Özertürk’ün Beyazõt’õn hastaneden darp rapo- ru almasõnõ da engellediği ileri sürüldü. İstan- bul Tabip Odasõ ve Sağlõk Emekçileri Sendi- kasõ iddialar üzerine inceleme başlatarak, ko- nuya ilişkin olarak bugün saat 13.00’te basõn açõklamasõ yapma kararõ aldõ. AKP’nin kurucuları arasında Prof. Dr. Yusuf Özertürk’ün irticai faaliyet- leri nedeniyle TSK’dan ihraç edildiği ve AKP’nin kurucularõ arasõnda yer aldõğõ ileri sürüldü. Daha önce Haydarpaşa Numune Eği- tim ve Araştõrma Hastanesi Başhekimliği ya- pan Özertürk’ün çalõşanlara baskõ uyguladõğõ gerekçesiyle hakkõnda dava açõldõğõ öğrenildi. Üsküdar’da toplanan bir grup çevreci, Validebağ Korusu’nun doğal dokusunun korunmasını istedi. Validebağ Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi yanında toplanan Validebağ Gönüllüleri Derneği ve bazı çevre örgütü üyeleri adına yapılan basın açıklamasında, Üsküdar Be- lediyesi’nin parkur yapma bahanesiyle bölgenin oksijen deposu olan koruyu, sit ka- rarlarını ihlal edip dozer ve kamyon sokarak tahrip ettiği kaydedildi. (Fotoğraf: AA) Validebağ için eylem
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle