22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2008 PERŞEMBE 6 HABERLER PERŞEMBE ORHAN BURSALI Yargıyı AKP’leştirmek! Şu AKP’liler Alman adaletini, Deniz Feneri da- vasına bakan mahkemeyi, yargıçlarını, savcıyı ve soruşturmayı yapan komiseri bir ele geçirseler ne- ler olurdu? Sürüm sürüm süründürürlerdi! Baskı- lar, yer değiştirmeler, AKP yandaş medyasının linç girişimleri ile davayı zıvanadan çıkarırlardı... Frankfurt’taki davayı beraatla sonlandırırlardı ve/veya kan gövdeyi götürürdü! Önceki günkü ve dünkü Cumhuriyet’teki haber durumu anlatıyor: Şehitlere kelle ve Öcalan’a sa- yın diyen RTErdoğan’ı, şehit ailelerinin başvuru- su üzerine 3’er kuruş tazminat ödemeye mahkûm eden mahkemenin yargıcı Sevgi Övüç’e, Adalet Bakanlığı’nın görevlendirdiği 6 “müfettiş”, “de- netim” veya “sorgu” baskını yapıyor! Bakanlık, yar- gıç hakkında soruşturma açıyor; nedeni, mahke- me kararlarının gerekçelerini yazmakta gecik- mesi... Neden gecikmiş? Bakanlık Övüç’e gerekli des- tek eleman vermemiş! Yargıç her şeyi tek başına yapmak zorunda bırakılmış. Dolayısıyla Övüç’ün biriken gerekçeleri yazması fiziki olarak (zaman yokluğu) mümkün olamıyor! Yani Adalet Bakanlığı, önce yargıcın elini kolu- nu bağlayıp sandalyeye oturtuyor, sonra “şu su bardağını bize ver bakalım!” veya yargıcın önüne bir kamyon dolusu dosyayı yığıyor sonra da “Şunları bir gün içinde karara bağla” diyor! Eğer ortada bir “suç” varsa, bunun teşvikçisi ve yaratıcısı Bakanlığın ta kendisi! Bakanlık, adalet değil adaletsizlik dağıtan ya- pısına baksın önce! Mahkemelerin neden her da- vaya üç-beş ayda bir gün vermelerinde kendi ih- mallerini, yeteneksizlik ve yetersizliklerini kamu- ya açıklasın! Adalat Bakanlığı yargının sorunlarını çözeceği- ne, müfettişleri marifetiyle, özellikle AKP’ye ve ik- tidara ucu dokunacak konuları “cısss” ilan ediyor, dikkat et elin kolun yanar, diyor... Yargıç Övüç’e 6 müfettişin “ifade alma” baskını, aslında bütün yar- gı sistemine verilen “Ayaklarınızı denk alın” mesajdır! Yargı bağımsız değil! Bunu bağımsız hukukçu- ları bir yana bırakın, yargının en üst kurulu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek diyor. Akşam gazetesi muhabiri Er- sin Bal’a yaptığı açıklamada, “12 Eylül öncesi Yük- sek Kurul’u arıyoruz... Siyasi iktidarlar yargı benim elimde olsun anlayışıyla hareket etti... Bugünkü HSYK’nin sekreteryası bile Adalet Bakanlığı’na bağ- lı. Yazı yazdıracak kâtibimiz bile yok...” diyor. Başka? “Yargı bağımsızlığı, demokraside olmazsa olmaz bir kuraldır. Yargının da kendi içinde bağımsız olması gerekir. Bir hâkimin, önce kendisine karşı bağımsız olması şart... Hâkim ve savcılar hakkın- da yapılan şikâyetler Adalet Bakanı’nın izin vermesi durumunda, Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri tarafından soruşturuluyor. Teftiş Kurulu’nun bağ- lı olduğu Adalet Bakanı, siyasi bir partinin temsil- cisi. Böyle olunca, Teftiş Kurulu Başkanlığı siyasi iradeye bağlı bir kurum, müfettişler de bakanlığın ajanı gibi algılanıyor. Teftiş Kurulu’nun, HSYK’ye bağlanması gerekir...” Yargıç Özbek başka ne desin!.. Şunu da diyor: “Bugün bakanlık izin vermezse ‘Soruşturma aç’ de- me yetkimiz bile yok. HSYK’ye ulaşan şikâyetleri, üst yazı ile bakanlığa gönderiyor ve sonucunun bil- dirilmesini istiyoruz...” Bağımlı yargının ta kendileri! AKP, yargıyı elinde tutuyor! Adalet Bakanı ve müsteşarı 7 kişilik HSYK’nin doğal üyeleri! Ada- let Bakanlığı, kendine bağlı müfettişleri de, ta- mamen kendi adamlarından oluşturmak için üs- telik çeşitli girişimler içinde... Denetim, giderek si- yasallaştırılma yolunda! Yargı, AKP’nin en önemli hedeflerindenh biri! Biz- zat RTErdoğan yargı tarafsız değil, deyip duruyor... “Yargı tarafsız değil” demesi, aslında “Yargı biz- den taraf değil” anlamına geliyor! RTErdoğan’ın tarafsızlık kavramı ve içeri- ğinden ne anladığını, yandaşı olmayan basına kar- şı açtığı savaştan çok iyi biliyoruz: Tarafsızlaştır- mak, AKP’leştirmek demektir. Adamlar, bağım- sız sözcüğünden nefret ediyor! RTErdoğan iktidarının yargıya bakışları da, tıp- kı basına bakışları gibidir! İktidar, el altından ve el üstünden, yardakçı ve cellat basını aracılığıyla ne hukuk bırakıyor, ne insan hak ve özgürlükleri... Ergenekon soruşturmasında bunu yaşıyoruz... Bir de, pek çok örnekte! Pazar yazımda ele alacağım, bir savcı üzerin- de aylardır sürdürülen alçakça linç olayı, bunun çok tipik örneklerinden biridir! VakıfBank Geleneksel Bayram Kredisi Ramazan Ayı boyunca, bayrama özel %0,89’dan başlayan faiz oranlarıyla Taksitli İhtiyaç Kredisi: TİK Şimdi her VakıfBank şubesi bir bayram yeri. www.vakifbank.com.tr 444 0 724 •1.000-4.000 YTL, 03-11 Ay, %0,89 / 4.001-7.500 YTL, 03-12 Ay, %1,19 / 7.501-10.000 YTL, 03-12 Ay, %1,29 • VakıfBank kampanya süresini ve faiz oranını değiştirme hakkına sahiptir. • Detaylı bilgiyi www.vakifbank.com.tr adresinden veya şubelerimizden öğrenebilirsiniz. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanõ Hasan Tahsin Fendoğlu, 2008’in ilk 3 ayõnda ziyaret edilen 987 nezarethanenin 333’ünün Av- rupa standartlarõna uygun olmadõ- ğõnõn tespit edildiğini açõkladõ. Fendoğlu, başkanlõk binasõnda düzenlediği basõn toplantõsõnda, 31 Aralõk 2007 itibarõyla Türkiye’de 2 bin 888 polis nezarethanesi, 2 bin 456 jandarma nezarethanesi bu- lunduğunu, polis nezarethanelerin- den 2 bin 341’inin, jandarma neza- rethanelerinden ise 1638’inin stan- dartlara uygun olduğunu söyledi. Fendoğlu, 547 polis, 818 jandarma nezarethanesinin ise standartlara uymadõğõnõ ifade etti. 2008 yõlõnõn ocak ayõnda il ve ilçe insan haklarõ kurul- larõna bir yazõ yazarak kurul oluşturulmasõ- nõ sağladõklarõnõ kaydeden Fen- doğlu, kurullarõn polis ve jandarma nezarethanelerini ziyaret ederek ra- porlar hazõrladõklarõnõ belirtti. Hazõrlanan rapora göre 2008’in ilk 3 ayõnda 496’sõ polis, 491’i ise jandarma nezarethanelerine yapõlan ziyaretlerin sonucunda 654 neza- rethanenin standartlara uygun ol- duğu görülürken 333 nezarethane- de ise olumsuzluk tespit edildi. Ne- zarethanelerin yüzde 66’sõnõn stan- dartlara uygunluğu görülürken yüz- de 34’ünün standartlarõn dõşõnda olduğu belirlendi. Rapora göre olumsuzluklar şöyle sõralandõ: “Ba- ğımsız ifade alma odasının olma- ması, nezarethane ebatının stan- dartlara uygun olmaması, banyo ve tuvalet imkânlarının olma- ması ya da bina dışında olması, te- mizlik ihtiyaçlarının giderilmesi için tedbirlerin alınmaması, ye- terli doğal ışıklandırma ve hava- landırmanın olmaması, demir parmaklıkların yatay yapılması, kadınlar için ayrı nezarethanenin olmaması, kadın kolluk görevli- sinin olmaması, nezarethaneye alınanların kaydına ait defterin düzgün tutulmaması.” BAŞBAKANLIK İNSAN HAKLARI BAŞKANLIĞI: ÜÇTE BİRİ STANDART DIŞI Nezarethanelerin durumu içler acısı CHP’li Ersin, ithal edilen 14 mobil dinleme cihazõndan ikisinin AKP muhaliflerini izlediğini iddia etti ‘Erdoğan istihbarat örgütü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş, “An- kara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Atatürk Orman Çiftliği’ni (AOÇ) talan ettiğini” vurgularken “Ankara Büyük- şehir Belediyesi’ne AOÇ’yi koruma amaçlı imar yetkisi verildi ama bu yetkiyi Gökçek talan amaçlı kullanıyor” dedi. Ateş, Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı ile birlikte parlamentoda düzenlediği basõn toplantõsõnda, 2006 yõlõnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal anlaşarak AOÇ’nin belli bir kõsmõnõn belediye tarafõndan kullanõmõna yönelik yasa çõkardõğõ- nõ bildirdi. Ateş, yasada AOÇ’de imar planõ değişikliği yapõlõrken Tarõm ve Köyişleri Ba- kanlõğõ’nõn uygun görüşünün alõnmasõnõn şart koşulmasõna karşõn büyükşehir belediyesinin bakanlõk ve valiliğe yazõ yazmadan Ankara İl Tarõm Müdürlüğü’ne yazõ yazarak AOÇ ile il- gili inceleme yapõlmasõnõ istediğini, müdürlü- ğün de AOÇ ile ilgili inceleme yaptõrdõğõnõ an- lattõ. Ateş, “Melih Bey hile yoluna başvura- rak, üzerine görev olmayan bir konuda, AOÇ’nin topraklarının kaçı tarıma uygun diye tarım il müdürlüğüne inceleme yaptırıyor. Ra- porda, AOÇ arazisinin yüzde 70’inin tarım amaçlı olarak kullanılamayacağı belirtiliyor. ‘33 bin 220 de- karõn ancak 9 bin 64 dekarõ tarõm amaçlõ kullanõlabilir, 24 bin 156 dekarõ ise kulla- nõlamaz’ denilmiş. Bu ra- porun geçerli olabilmesi için, tarım il müdürlüğü- nün bağlı olduğu vali yardımcısının imzası ve valinin parafının olması gerekiyor. İki kamu görevlisinin bu rapordan haberleri yok. Bu kişiler bu raporu imzalamıyor, an- cak Sayın Vali burada yokken, yerine vekâ- let eden vali yardımcısı Selahattin Ekre- moğlu, il tarım müdürlüğünün bağlı olduğu vali yardımcısının imzası dahi yokken bu raporu imzalıyor” açõklamasõnõ yaptõ. AOÇ’nin de 2002 yõlõnda Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Toprak ve Gübre Araştõrma Enstitüsü Müdürlüğü’ne başvurarak, arazinin toprak yapõsõnõn incelenmesini istediğini anla- tan Ateş, hazõrlanan bu raporda 33 bin 220 de- karlõk AOÇ arazisinin yüzde 72.9’una denk gelen 26 bin 169 dekarlõk alanõn tarõm arazisi olduğunun tespit edildiğini bildirdi. Belediye- nin AOÇ’yi talan edeceğini vurgulayan Ateş, şunlarõ söyledi: “Kalan en son 33 bin dekar da 9 bin dekara indiriliyor. İşi gücü bırak- tık, AKP’nin talan ettiği yerleri talan ettir- memeye çalışıyoruz. 14 yıldır Ankara’yı so- yup soğana çevirdiler. Türkiye bir çete dev- leti midir?” açõklamasõnõ yaptõ.” VALİDEN HABERSİZ RAPOR HAZIRLATMIŞ Gökçek’in AOÇ hinliği Haber Merkezi - Gazetemiz yazarõ Deniz Som hakkõnda, Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’e “basın yoluyla hakaret” ettiği iddiasõyla dava açõldõ. İddianamede, şikâyetçi Hayrünnisa Gül’ün, The Times gazetesi muhabiriyle yaptõğõ söyleşide sarf ettiği, “Ben başımı örtüyorum, beynimi değil” şeklindeki sözün 18 Temmuz 2008’den iti- baren medyada yer aldõğõ söylendi. İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin 22 Temmuz 2008’deki nüshasõndaki köşesinde yer alan yazõsõyla Hayrün- nisa Gül’e, “haber ve eleştiri sınırlarını aşacak şekilde, küçültücü de- ğer yargılarında bulunarak, hakaret ettiği” öne sürülerek Deniz Som’un 3 ay 15 günden 2 yõl 4 aya kadar hapisle cezalandõrõlmasõ istendi. AYŞE SAYIN ANKARA - TBMM İnsan Haklarõ Tele- kulak Alt Komisyonu üyesi ve CHP İzmir Mil- letvekili Ahmet Ersin, Başbakan Tayyip Er- doğan’õn MİT, jandarma ve emniyet dõşõnda “özel istihbarat birimi” kurdurduğu iddia- larõ bulunduğunu belirterek Ergenekon kap- samõndaki özel yaşama ilişkin bazõ telefon din- lemelerinin bile bu örgüt tarafõndan yapõlmõş olabileceğini söyledi. Ahmet Ersin, komisyonun MİT ve jandar- mayõ da dinlemesi yönündeki başvurularõna karşõn AKP’li Başkan Cemal Yılmaz De- mir’in çalõşmalarõ bitirip taslak raporu ha- zõrlamasõna tepki gösterdi. Türkiye’ye çok güç- lü sinyaller alabilen, ortam dinlemesi yapabilen 11 mobil dinleme cihazõ ithal edildiği bilgi- sinin bulunduğunu belirten Ersin, “Benim 14 diye tahmin ettiğim bu mobil dinleme ci- hazlarının hangi kurum tarafından kullanıldığı konusunda ise bilgi yok. Ben bunların araştırıl- ması için komisyon baş- kanlığına yazılı başvuru- da bulundum” dedi. Komisyon başkanlõğõna yaptõğõ başvuruda, “Yasal kurumlar dışın- da başka bazı kişi ve çevrelerin de güçlü teç- hizatla donatılmış mobil dinleme-izleme araçlarını ithal ettiklerine ve bu kişi ve çev- relerin söz konusu mobil dinleme-izleme araçlarını siyasi amaçları için kullandık- larına ilişkin genel bir kanaat vardır. Mo- bil dinleme-izleme araçlarının kimler ve- ya hangi kurumlar tarafından ithal edil- diğinin gümrüklerden sorumlu Devlet Ba- kanı’ndan sorulması” taleplerinde bulunan Ersin, bu başvurusuna hiçbir yanõt alamadan, Komisyon başkanlõğõnõn raporu apar topar yaz- maya başladõğõna dikkat çekti. Bu mobil dinleme araçlarõnõn “siyasi amaç- lar için kullanılmak üzere ithal edildiği” id- dialarõ bulunduğuna dikkat çeken Ersin şun- larõ söyledi: “2005 yılından itibaren Baş- bakan Erdoğan’ın, emniyet, MİT ve jan- darma dışında kendisine ait özel istihbarat örgütü kurulduğu iddiaları var. İthal edi- len araçlardan 2 tanesinin Erdoğan’a bağ- lı, sivillerden oluşan özel istihbarat örgü- tü tarafından kullanıldığı iddiaları var. Bu örgüt, AKP’ye, Erdoğan’a muhalefet yapan kişilerin ortam dinlemesi, telefon tesbitle- riyle, ses kayıtlarını alıyor ve zaman zaman gerek internet ortamında, gerekse basın aracılığıyla kamuoyuna yansıtıyor. Amaç- ları hükümete muhalefet yapan kişileri kor- kutup, sindirmek. Hatta Ergenekon’daki bazı telefon kayıtlarının da buradan kay- naklandığından şüpheliyim. Ergenekon soruşturması kapsamında, konuyla ilgisi ol- mayan bazı özel konuşmaların kayıt altın alınması bana Erdoğan’ın özel istihbarat örgütünün işiymiş gibi geliyor.” CHP’li TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Telekulak Alt Komisyo- nu Üyesi Ersin, Erdoğan’ın MİT, emniyet ve jandarma dışında “özel istihbarat örgütü” kurduğu yönünde iddialar bulunduğunu belirterek bunun araştırılması için komisyona başvurduğunu ancak hiçbir yanıt alamadığını ifade etti. Hayrünnisa Gül’den Deniz Som’a hakaret davası Basõn kuruluşlarõ Başbakan Erdoğan’a tepki gösterdiler İstanbul Haber Servisi- Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanõ Orhan Erinç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “Do- ğan medya grubuna karşı siz- ler de kampanyanızı başlatın, sürdürün ve bu gazeteleri evi- nize sokmayın” çağrõsõnõn de- mokratik sistem açõsõndan tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Önceki gün bir araya gelerek Başbakan’õn sözlerini görüşen, aralarõnda Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ), Basõn Enstitüsü Derneği, Basõn Konseyi, Basõn Senatosu, Çağdaş Gazetciler Der- neği (ÇGD), G 9 (Gazeciler Plat- formu Ankara), İletişim Araştõr- malarõ Derneği (İLAD), KESK Haber-Sen, TGC ve Türkiye Ga- zeteciler Sendikasõ (TGS) yöne- ticileri alõnan kararõ dün TGC’nin Cağoloğlu’ndaki Burhan Felek Konferans Salonu’nda düzenle- diği basõn toplantõsõ ile açõkladõ. Meslek örgütleri adõna açõkla- mayõ okuyan Erinç, Başbakan’nõn sivil toplum örgütleri, sendikalar ve medya dahil ülkenin bütün ku- rumlarõnõ denetim altõnda tutmak istediğini söyledi. Erinç şöyle ko- nuştu: “ Başbakan’ın ‘Bu gaze- teleri evinize sokmayõn’ diye başlattığı ve daha sonra basına yönelik haksız suçlama ve mü- dahaleler, basın özgürlüğüne yönelik dünyanın hiçbir yerin- de görülmeyen gazeteleri, ga- zetecileri, okurlarıyla birlikte hedef haline getirecek düş- manca bir tutumdur. Bu dav- ranış asla kabul edilmeyecek bir saldırıdır. Gazeteciler, toplu- luklar ve uluslar arasında mil- liyet, ırk, cinsiyet, dil, din, sınıf ve inanç ayrımcılığı yapma- dan insanlar arasında nefreti ve düşmanlığı körükleyici yayın- dan kaçınır. O halde gazeteci- ler yürütme organı ve onun başı olan Başbakan’dan nefre- ti, düşmanlığı körükleyici söz- lerden ve davranışlardan ka- çınmasını isteme hakkına sa- hiptir. Herkes bilmelidir ki, gazeteciler Başbakan’ın basına yönelik öfkesine rağmen, ka- lemlerinden kaynaklanan güç- lerini halkın bilgi edinme hak- kı için kullanacaktır. Çünkü bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlük- lerini ne pahasına olursa olsun savunmak gazetecilerin temel görevi olmaya devam edecektir. O nedenle gazeteciler meslek kurulları gereğince hükümet ve benzeri kurumların müda- halesine kapalıdır.” www.egitimsen.org.tr Eğitim-Sen sitesineAdnan Oktarengeli İstanbul Haber Servisi - Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikasõ’nõn (Eğitim-Sen) internet adresi www.egitim- sen.org.tr’ye erişim dün sabah saatleri itibarõyla mahkeme kararõyla engellendi. Eğitim- Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, genel merkeze ko- nuyla ilgili herhangi bir yasal uyarõ ya da tebligat yapõlma- dõğõnõ söyledi. Eğitim-Sen’in internet ad- resi www.egitimsen.org.tr’ye, “Harun Yahya” takma adõnõ kullanan Adnan Oktar’õn başvurusu üzerine Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/118 esas sayõlõ kararõ ile erişim engellendi. Boz- geyik, “Eğitim-Sen Genel Merkezi’ne bu konuyla ilgili daha önce herhangi bir ya- sal uyarı ya da tebligat ya- pılmamış olması, bu engel- lemenin hukukun en temel kurallarına aykırı olarak yapılmış olduğunu göster- mektedir. AKP hükümeti 6 yıl boyunca sendikamızla uğraşmıştır. Şimdi ise tari- kat ve cemaatler sendika- mızla uğraşıyor. Avukatla- rımız itiraz dilekçesi verdi- ler” dedi. Bozgeyik, Eği- tim-Sen’in daha önce “Adnan Hocacılar” tarafõndan biyoloji öğretmenlerine gönderilen “Yaradılış Atlası” ile ilgili olarak yaptõğõ açõklamanõn gerekçe gösterilerek internet adresinin kapatõldõğõnõ vur- guladõ. BARIŞ YAMAN KONYA - Konya polisince, yeşil sermayeli Ok- yanus Şirketler Grubu’na yönelik 12 ilde eşza- manlõ olarak düzenlenen operasyonda gözaltõ- na alõnanlarõn sayõsõ 41’e yükseldi. 5 kişi ise ifadelerinin alõnmasõnõn ardõndan serbest bõra- kõldõ. Önceki gün Konya, İstanbul, Ankara, Nevşehir, Karaman, Afyonkarahisar, Mersin, Şanlõurfa, Yozgat, Adana, Diyarbakõr ve An- talya’da düzenlenen operasyonda Okyanus Şir- ketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Nusret Argun, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Konya Şube Başkanõ Arif Aytürk ve Meram Tõp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü Mustafa Mete’nin de aralarõnda bulunduğu 37 kişi göz- altõna alõndõ. Dün düzenlenen operasyonda da 4 kişi daha gözaltõna alõndõ. Yerel Dinci Mem- leket gazetesi Genel Müdürü Uğur Özteke, Yılmaz Altınsoy, Aslıhan Güngör, Üçler Yıl- dırım ve Derviş Argun ise ifadelerinin alõn- masõnõn ardõndan serbest bõrakõldõ. Konya po- lisi 26 Nisan’da Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik olarak, 12 kentte tõbbi malzeme, temiz- lik, güvenlik, yemek ve dağõtõm ihalelerine gi- ren firmalara yönelik baskõ, şantaj, sahtecilik, tehdit, ihaleye fesat karõştõrmak, rüşvet ver- mek, çeşitli hastanelerden aldõğõ çok sayõda te- mizlik ve görüntüleme ihalesinde yolsuzluk yaparak çõkar amaçlõ suç örgütü kurulduğu id- diasõyla operasyon düzenlemişti. ‘Düşmanca bir tutum’ obursali@cumhuriyet.com.tr Yılmaz Ateş Ahmet Ersin Basın kuruluşları Burhan Felek Konferans Salonu’nda ortak basın toplantısı yaptı. Okyanus’ta gözaltõ sayõsõ 41’e yükseldi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle