28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2008 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR CMYB C M Y B ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Nasıl ‘Üniversiteli’ Olunur? (3) Yazımın bu son bölümünde, doğrudan bu yıl “yeni üniversiteli” olmuş gençlere seslenmek istiyo- rum. Bu seslenişi, bir soru ile başlatacağım. Diyelim ki, kaydınızı yaptırdığınız yükseköğrenim kurumu, iki haftadır açıklamaya çalıştığım ve bir üni- versiteyi üniversite kılan ölçütlere tam olarak uymu- yor; evrensel anlamda -ki, “üniversite”, ancak evrensel kaldığı sürece varlığını üniversite niteliğiyle koruya- bilecek bir kurumdur-, evet, evrensel anlamda üni- versitenin koşullarını tam olarak taşımıyor. Böyle bir durumda sizler, nasıl “üniversiteli” olabileceksiniz? Evrensel anlamda bir üniversite olabilmekten yana eksikleri bulunan bir kurumda böyle bir şey, müm- kün müdür? Bu konuda sizin yapabileceğiniz bir şey- ler var mıdır? Ya da tek yapabileceğiniz, “Eh, oldu- ğu kadar olur!” diyerek, bir tür kadere rıza göstermek, ne kadar veriliyorsa o kadarını almakla yetinmek ve “o kadarıyla” üniversiteli olmak mıdır? Hayır. Bir defa sadece “verildiği kadarını” almak, sizi ger- çek anlamda “üniversiteli” kılmaya yetmeyecektir. Çünkü o “verildiği kadarı”, evrensel üniversite öl- çütlerine göre eksikse değer, sizi “üniversiteli” değil, fakat ancak “uzatmalı liseli” kılabilecektir. Buna kar- şılık, liseden sonra ne pahasına olursa olsun “üni- versiteli” olmak istiyorsanız eğer, evrensel ölçütler- den yana özürlü, dolayısıyla da üniversite kavramı- nın içini tam olarak dolduramayan bir kurumda ve ona rağmen, kendinizi “üniversiteli” kılmanızın yolları vardır. Bunlar, isterseniz ve seçerseniz, sizin kendi gü- cünüzle, kararlılığınızla açabileceğiniz yollardır. Her şeyden önce, bulunduğunuz kurum, uygula- maya, kavramsal düşüncenin aleyhine olmak üzere ne kadar ağırlık tanırsa tanısın, üniversiteyi evrensel üniversite ölçütlerinden uzaklaştırıp ne ölçüde mes- lek okullarından farksız hale getirme peşinde olursa olsun, siz, kavramsal düzeydeki eksikliği giderebil- me araçlarına ve olanaklarına -isterseniz- sahipsiniz. Bir örnek. Diyelim üniversite düzeyinde tiyatro eği- timinin eşiğindesiniz. Ama kaydınızı yaptırdığınız kurum, nice zamandır her şeyden önce “tiyatro in- sanı” değil, fakat “oyuncu” yetiştirmek peşine düş- müş; kendini önce “tiyatro insanı” olmayan birinin “iyi oyuncu” olabileceği gibi bir gaflete kaptırmış. O za- man, bu eksiği siz kapatacaksınız! Kurumunuzda ti- yatro üzerine düşündürülmeden oyunculuk eğitimi- ne atlanıyorsa, siz elbette oyunculuk yanını ihmal et- meden, ama ondan önce, kendinizi “Tiyatro nedir” sorusu üzerinde sürekli düşünmeye koşullandıra- caksınız. Ta ki o eğitimin sonunda, oyunculuk dip- lomanızı almanızdan önce kafanızda “kendi tiyatro kavramınız” oluşana kadar. Bunu başarmanızı sağ- layacak kaynaklar, kitapçılarda ve kitaplıklarda sizi bekliyor! Diyelim ki mimarlığı seçmişsiniz. Bulunduğunuz ku- rumda işin tekniği, mimarlığı aynı zamanda bir boş- luğu doldurmanın sanatı olarak görmenizi sağlaya- cak bir düşünme biçimi geliştirmenizi engelleyecek ölçüde ağır basıyorsa eğer, o zaman siz, o sanata kendiniz ağırlık vererek uzamın felsefesini yapmayı, teknik ilkeler kadar önemseyeceksiniz! Bunun araç- ları da kitapçılarda ve kitaplıklarda sizi bekliyor! Kısaca söylemek gerekirse, evrensel anlamda üniversite, bilginin sadece nakledildiği değil, fakat on- dan önce üretildiği yer olduğuna göre, siz, kendi bil- gilerinizi nakledileni ezberleme yoluyla değil, fakat on- ların üretim sürecine gönüllü inerek edineceksiniz. Bu- nun araçları da kitapçılarda ve kitaplıklarda sizi bekliyor! Aslında kendinizi bir bakıma çok güçlü de sayabilirsiniz, çünkü kendinizi gerçek anlamda “üni- versiteli” kılabilmenin bütün yolları sizin denetiminizde! [email protected] “Avrupa Kültür Başkentleri, Avrupa kentlerinin ortak kültürel mirasını değerlendirme programıdır. Temel hedef, geçmişe ait ve çağdaş kültürel değerlere çok fazla sayıda kentlinin erişebilmesini sağla- maktır. Bu nedenle topluma ait alanlar re- habilite edilmelidir...” Avrupa Kültür Başkentleri Programõ’nda böy- le belirtilen “temel hedef”e rağmen İstanbul- 2010’daki “kentsel proje eksikliği”nden ya- kõnmamõz üzerine Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay arayarak “son gelişmeler”i özet- ledi. Kültürel mirasõ yaşatma projelerine ağõrlõk ver- mek yerine sadece “yoğunlaştırılmış sanat et- kinlikleri”yle yetinilmesini kendisinin de uygun görmediğini belirterek dedi ki: “Biz de aynı ko- nudaki ihmallerin giderilmesi çabası içinde- yiz, 2010’a yönelik kimi koruma projelerinin gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa yapacağız...” Sayõn Bakan’a hem açõklamasõ, hem de bu önemli ihmalin “olabildiğince giderilmesi” kararõ için teşekkür ediyorum. Çünkü yine AB’nin şu vurgulamasõ da İstanbul’un Avru- pa’daki Kültür Başkentleri arasõnda yer almasõ- nõ sağlayan “asıl gerekçe”yi yeterince açõklõyor: “Kentlerimiz yüzyıllardır insanlara ışık saçmış, büyülemiştir. Kültür Başkenti aday- lığında, kentin tarihi mirasının değerlendi- rilmesi ve buna kent halkının da katılımının sağlanması konusunda kesin teminat veril- melidir...” ‘EYLÜL 2008’ LİSTESİ Peki, bu “teminat” için neler yapõlõyor? Da- ha bugünden konserlerin, sergilerin, gösterilerin afişlerini kaplayan İstanbul-2010 logolarõnõn ötesinde, “kentin tarihten gelen kültür zen- ginliğini çağdaş yaşamla buluşturacak” ne gi- bi tasarõmlar var? Önceki yazõmõzda bu sorunun yanõtõ neredeyse “hiç” şeklindeydi; Avrupa Başkentliği’ne yakõ- şõr kentsel düzenlemeler için de yeterli vaktin kal- madõğõ belirtilmişti. (Cumhuriyet - 17 Eylül 2008 - “2010 Harcanıyor”) Bakan ise bu değerlendirmemizi de “gerçek- çi” bulsa bile yine de önemli başlangõçlarõn ya- põldõğõnõ belirtiyor. 2010’un Yürütme Kurulu günde- mindeki “Eylül 2008” ta- rihli listede şunlar yer alõ- yor: Mimari Restorasyonlar: Topkapõ Sarayõ Mutfaklar Bölümü, Kule Kapõsõ, Darp- hane, Seriye Hastaneleri, Matbaa Meslek Lisesi, Kim- yahane, Karasurlarõndaki Altõnkapõ, Taksim’deki Seyran Apartmanõ, Fatih’te Murat Molla Kü- tüphanesi ve Nazperver Kalfa Sõbyan Mektebi, Suriçi’nde 20 sivil mimarlõk örneği ahşap yapõ. Aydõnlatmalar: Kara ve deniz surlarõ, Galata Kulesi, Sultanahmet-Cankurtaran bölgesi; Emi- nönü ve Üsküdar’da tarihi alanlar. Düzenlemeler: Fatih Kadõnlar Pazarõ, Laleli so- kak iyileştirmeleri, Balat Çõfõt Çarşõsõ, Karasur- larõ çevre düzenlemesi: Süleymaniye Kütüpha- nesi, Topkapõ Sarayõ’nda Padişah Arabalarõ’nõn teşhiri, eski karakolun kafeteryaya dönüştürül- mesi, Konyalõ lokantasõnõn dõş avluya taşõnma- sõ, surlara bitişik yapõlarõn kaldõrõlmasõ... Listedeki “süre”lerle ilgili bilgiler, projelerin belirlenmesinde ilk koşulun “bir yılda tamam- lanabilmeleri” olduğunu gösteriyor. Bu ne- denle İstanbul’un bir daha belki yaşayamayaca- ğõ Avrupa Kültür Baş- kentliği’ne yakõşacak pro- jeler için umutlar kesi- lirken insan sormadan da edemiyor: Kültürel miras ve mi- mari zenginlik neden önemsenmiyor? 3 yõl önceden başlandõğõnda rahat- lõkla tamamlanabilecek ve kentin geçmişiyle bu- luşmasõnõ daha güçlü sağlayacak projelerden yok- sun kalmanõn “sorumluları” kimlerdir? BİZANS YİNE UNUTULMUŞ! 2010’un “kalıcı kazanım”lara neden olabil- mesi için Bakan Günay’õn çabalarõyla hazõrlõk- lar arasõnda yer alabildikleri anlaşõlan projeler lis- tesine gelince... İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajan- sõ’nca derlenen öneriler arasõnda hemen fark edi- len en önemli eksiklik Bizans’õn yine unutulmuş olmasõ... Surlarõn aydõnlatõlmasõ ve temizlenmesi dõşõnda başkaca bir Bizans projesi listede yer al- mamõş. Fatih 555 yõl önce aldõğõnda “2 bin” yaşõnda olan bu kentin fetihten “önceki” uygarlõk ve kül- tür birikimlerinin de sahiplenilmesi gerekirken Avrupa Kültür Başkentliği’nin mimari hazõrlõğõnõ “Osmanlı’yla sınırlı” tutmak, Cumhuriyetin çağ- daş kimliğine yakõşõyor mu? Oysa Atatürk, bir yandan “Türkiye Cum- huriyeti’nin Temeli Kültürdür” derken bir yan- dan da “Biz 5000 yıldır bu topraklardayız” di- yerek geçmiş tüm uygarlõklarõn mirasçõsõ oldu- ğumuzu açõkça vurgulamõştõ. Onca kõt bütçeler- le “arkeolojik seferberlik” başlatmasõ da Cum- huriyet devriminin kültürel düzeyini yansõtõyordu. Şimdi ise aynõ tarihsel birikimlerimiz sayesinde İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olmasõnõ coş- kuyla karşõlarken 2010 projeleri arasõnda “ar- keoloji”nin akla bile gelmemesi hazin değil mi- dir? Eğer Marmaray kazõlarõ da olmasaydõ, dün- yaya neyi ve nereyi “yeni bulduklarımız” ola- rak gösterecektik? Oysa, örneğin şu yõllardõr ertelenen “Bizans Enstitüsü ve Müzesi” düşüncesi 2010 projele- ri arasõnda yer alabilseydi, söz gelimi İstanbul Üniversitesi’nin 1450’lerde kurulduğu Zeyrek Ca- misi (Pantokrator Manastõrõ) bu işlevle restore edilseydi ne kadar anlamlõ ve onur verici olur- du; Benzer şekilde yine 2010 yõlõ kent içinde “ye- ni kazı alanları”yla ve yeni düzenlenmiş “ar- keolojik park”larla karşõlansaydõ; İstanbul hal- kõ da Romalõ ve Bizanslõ “hemşerileri”nin top- rak altõnda kalmõş zenginlikleriyle tanõşarak “kültür başkentli” olmanõn “fark”õnõ yaşamaz mõydõ? Listedeki kimi projelerin ise “belirsizlikler” ve “yetersizlikler” taşõdõğõ hemen göze çarpõ- yor. Örneğin restorasyonu hedeflenen “20 eski ah- şap ev” nerede ve hangileri? UNESCO’nun dün- ya mirasõ gerekçelerinden Zeyrek, Süleymaniye gibi semtlerin de bu sayede kurtulmalarõnõ sağ- layabilecek, hatta örneğin bir “Osmanlı ma- hallesi” yaratmaya dönük “20 sokak” değil de neden sadece “20 ev”!... Sözün kõsasõ, elimizdeki liste, önceki yazõmõ- zõn “İstanbul-2010 harcanıyor” başlõğõnõ hak- sõz çõkartacak bir içerik taşõmasa bile, kentin ta- rihsel mimarisinin kucaklanmasõ yönündeki “te- selli projeleri”ni tanõmlõyor. Ne diyelim? Bari gerçekleşebilseler... İstanbul’daki ‘kentsel miras’õn unutulduğuna yönelik eleştirimize ‘proje’ bilgileriyle yanõt geldi ‘OSMANLI MAHALLESİ’NDE ‘BİZANS MÜZESİ’ BAŞKA BAHARA... İstanbul Üniversitesi’nin 1450’lerde ilk kurulduğu Zeyrek Cami (Pantokrator Kilisesi) Bi- zans Enstitüsü ve Müzesi olsaydı (1); aynı semtteki çökmeye yüz tutmuş kültür mirası evler ve sokaklar da “Osmanlı Mahallesi” olarak düzenlenseydi (2), Avrupa Kültür Başkenti olma- nın “tarihsel kazanımı” elde edilmez miydi? Kültür Servisi - Koç Allianz’õn bu yõl 15’incisi- ni düzenlediği fotoğraf yarõşmasõnõn sonuçlarõ açõk- landõ. Konusu “festival” olan yarõşmada birincilik ödü- lüne siyah-beyaz dalda Anadolu Ajansõ fotoğraf ha- berleri müdürü Abdurrahman Antakyalı, renkli dal- da ise İzmir’den Selim Uçar Çam değer görüldü. Si- yah-beyaz dalda Ankara’dan Haluk Sargın ve Ba- lõkesir’den Feyyaz Çetinel; renkli dalda ise Deniz- li’den Mehmet Çakır ve Siirt’ten Ömer Yağlıdere özendirme ödülü kazandõlar. Türkiye’nin dört bir ya- nõndan fotoğrafçõlarõn katõldõğõ yarõşmada dereceye girenlere ödülleri Koç Allianz Oditoryumu’nda 18 Ka- sõm’da düzenlenecek törenle verilecek. Sergilen- meye değer görülen fotoğraflar, 22 Kasõm’dan 5 Ara- lõk’a dek Koç Allianz Fotoğrafevi Galerisi’nde gö- rülebilir. (0212-2490202) En iyi ‘festival’ belli oldu... Kültür Servisi - “Venedik Taciri”yle 21 Ekim 20.30’da Caddebostan Kültür Merke- zi’nde perdelerini açacak olan Tiyatro Pera, bu mevsim beş oyunla izleyiciyle buluşacak. Yeni oyun “Rahat Yaşamaya Övgü” (Brecht Kabare) ilk gösterimini kasõmda ya- pacak. Nesrin Kazankaya’nõn uyarlayõp yö- nettiği ve Levent Öktem, Başak Meşe, Vol- kan Aktan, Erdinç Anaz, Zeynep Özden, Ezgi Kasapoğlu, İlker Yiğen ve Linda Çandır’ın rol aldõğõ “Rahat Yaşamaya Öv- gü”de Kurt Weill, Hanns Eisler ve Turgay Erdener’in müzikleri kullanõlõyor. Kazan- kaya’nõn yazõp yönettiği “Profesör ve Hu- lahop” ve “Şerefe Hatıralar (İstanbul 1955)” adlõ oyunlar bu mevsim de devam edi- yor. Dramaturjisini Şafak Eruyar’õn, dekor- kostüm tasarõmõnõ Nilüfer Moayeri’nin, õşõk tasarõmõnõ Yüksel Aymaz’õn yaptõğõ “Pro- fesör ve Hulahop”ta Engin Alkan ve Nes- rin Kazankaya rol alõyor. Yine Kazanka- ya’nõn yazõp yönettiği ve sahnelendiği gün- den bugüne büyük ilgi gören bol ödüllü “Dobrinja’da Düğün” ise bu yõl da izleyi- ciyle buluşmaya devam edecek olanlar ara- sõnda. (0 212 245 44 60) Pera’da perdeler açılıyor CHICK COREA VE JOHN MCLAUGHLIN AYNI SAHNEDE Kültür Servisi - Mart ayõnda Cad- debostan Kültür Merkezi’nde başlayan “Bugün, Toplum ve Müzik” başlõklõ Tartõşmalar Zinciri’nin dördüncüsü 20 Ey- lül’de TÜBİTAK’õn bilimsel desteği ve kõrkõ aşkõn katõlõm- cõyla gerçekleşti. Ali Ergur, Ayhan Sarı, Hakan Ergül’ün grup liderliğini, Ersin Antep’in oturum başkanlõğõnõ üstlendiği tartõşmalara, müzik insanlarõ- nõn yanõnda ilgili alan temsilci- leri katõldõ. Grup toplantõlarõ- nõn ardõndan tüm katõlõmcõlarõn buluştuğu genel oturumla sona eren etkinlik tüm gün sürdü. Müzik üzerine düşünenlerin bir platformda toplanmasõ, bunun için Müzikoloji Platformu’nun yeniden oluşturulmasõ, toplantõ- ya katõlan bestecilerce yazõlacak gençlere yönelik bestelerin üc- retsiz indirilecek şekilde internete yüklenmesi, iletişim ve medya alanõnda müzikle ilgili konu- larda çalõşma yapõlmasõ, çeşitli bakanlõklardaki müzikle ilgili mevzuat açõklarõnõn giderilmesi için çalõşma gruplarõnõn kurul- masõ benimsendi. Gelecek ay- larda çeşitli eğitim seminerleri- nin verilmesi, internet üzerinden yayõn yapan Müzikoloji ve Mu- siki Dergisi’nde, basõlõ yayõn- larda genç müzikbilimcilerin yazõlarõna yer verilmesi ve din- leyicinin kolay anlayabileceği bir müzik dergisinin kurulmasõ için girişimde bulunulmasõ kararlaş- tõrõldõ. (www.musikidergisi.net) MÜZİK İNSANLARI BULUŞTU Toplum için müzik Kültür Servisi - Miles Davis’le çalõştõklarõ 70’li yõllarda aynõ sah- nede müzik yapan Chick Corea ve John McLaughlin, 30 yõldan son- ra özel bir tasarõyla yeniden bir araya geldiler ve bu çerçevede ve- recekleri 17 konserden biri Anka- ra’da 31 Ekim’de gerçekleşecek. Konser, Anadolu Gösteri Merke- zi’nde 20.30’da başlayacak. Günümüz cazõnõn iki efsanesi Corea ve McLa- ughlin’e bu konserde basta Christian McBride, saksofonda Kenny Gar- rett ve davulda Vinny Colaiuta gibi ünlü müzisyenler eşlik edecek. Sahip olduğu klasik müzik, salsa ve caz bil- gisini, kendi müziğinin ortaya çõkmasõ yolunda ustaca kullanmõş olan Co- rea’nõn biçemi günümüzde de çağdaş müzikte önemli ve etkin bir güç. İki efsane ekimde Ankara’da... 1 2 2010’un ‘teselli’ projeleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle