28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 25 EYLÜL 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 AKP’li AKP’liyi yolsuzlukla suçlamış. Ne var bunda! Kafa Kızıl Hasan Baş: “Deniz Fenerli din kardeşlerimin gönlü o kadar ışıltılı ki, Kızılhaç’ı da aydınlatıyor!” Dilenci Sema Akdemir: “Dilencilerin komisyonculuğunu yapanların yönetiminde dilenci haline getirilen halk, dillenir de gerçekleri haykırır mı sizce?” YağmurDeniz - RTÜK Başkanı iftar vermiş... “Kanal yedi, Zahid yemedi!” BİR başsavcı (Aykut Cengiz Engin) gözetiminde üç savcı (Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel, Nihat Taşkın) tarafından çok sayıda polisin katılımıyla yürütülen ve bir fahri savcı (Recep Tayyip Erdoğan) ile iktidar yanlısı çok sayıda gazetecinin desteklediği “Ergenekon Terör Örgütü Davası“na eklenecek iddianamenin soruşturması dalga dalga devam ediyor. Bir ucu Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki muvazzaf subaylara öteki ucu magazin dünyasındaki travesti organizatörlere dek uzanan soruşturmanın dev bir balinayı andıran gövdesi, polisin yeni gözaltılarıyla dalga dalga büyürken kıyıya vuran istiridye kadar küçük bir ayrıntı artık daha çok dikkat çekmeye başlıyor. Nedir o ayrıntı? Soruşturmanın fahri savcısı ve İslamcı iktidarın başbakanı Recep Tayyip Beyefendi siyaset sahnesindeki dolandırıcı İslamcılar, hortumcu İslamcılar, üçkâğıtçı İslamcılar, sahtekâr İslamcılar, hırsız İslamcılar sayesinde her geçen gün biraz daha zor duruma düştükçe (ki bu İslamcıların önemli bir kısmı Beyefendi’nin kankası oluyorlar), “Ergenekon” dalgaları o kadar ivme kazanıyor, çok daha yükseğe çıkıyor. Halk, ağzı bir karış açık “Aaa, o da mı örgüttenmiş“ diyerek gözaltı operasyonlarını televizyonların naklen yayınlarıyla seyrederken, bir yetkili çıkıp da şu “örgüt”ün ne olduğunu, görev başındaki subaylar veya emekli orgeneraller ile travesti organizatör arasındaki bağlantının nereden gelip nereye gittiğini açıklamıyor. Dalga dalga dalgalarla bir yandan kafalar karıştırıldıkça karıştırılıyor. Öte yandan yüreklere korku salındıkça salınıyor. Ama beri yandan da bu işin fena halde suyu çıkıyor! Ölümler ve komalarla büyük bir insanlık dramı yaşanırken tutarsızlıklar ve bilinmezlikler sayesinde tam bir komedi oynanıyor... Madem öyle, işte böyle diyelim; yandaşlarının ve mensuplarının yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık savları ile her geçen biraz daha köşeye sıkışan İslamcı iktidara Ergenekon’la bari biz de destek olalım, kamuoyunu uzun süre oyalayabilecek yeni gözaltılar için fikir jimnastiği yapalım: Ali, Veli, kırk dokuz elli... Piti, piti, karamela sepeti! Dalgalar DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Dünya Operasyonu!.. Önce, Ergenekon dokuzuncu dalga gözaltıların ar- dından kaleme alınan şu yorumu paylaşalım: “...Çünkü bütün bu olanlar sadece Türkiye’nin kendi kararı ve arzusu gibi görünmüyor bana... Yanılıyor olabilirim ama olanları izlerken hep bir ‘dünya operasyonu’ izliyormuşum izlenimine kapılıyorum...” Kim bu “müthiş” yorumun sahibi dersiniz?.. Ta- raf gazetesinin başyazarı Ahmet Altan!.. Gerçek- ten kutlanmaya değer bir açıksözlülükle bir buçuk yıla ulaşan operasyonun hangi eksen üzerinde ger- çekleştiğini özetleyivermiş Ahmet Altan!.. Tabii, bu durumu sonuna dek desteklediğini, operasyonun daha da genişlemesi dileğini, böylece devletin ve toplumun temizleneceği öngörüsünü ihmal etme- den!.. Hatta her zamanki gibi kendini tutamamış, hiç sıkılmadan şu satırları karalamış: “Bugün hâlâ Ergenekon örgütünü küçümse- meye, onu koruyabilmek için bütün bu operas- yonları ‘siyasi bir hesaplaşma’ gibi sunmaya ça- lışanlar, umarım biraz utanacaklar, eğer bece- rebilirlerse...” Acaba gerçekten öyle mi? Çok uzun zamandır utanç içinde yaşaması gereken, kalemini kırması ge- reken kim, bir bakalım... Tarih 14 Mart 2008... Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı AKP hakkında “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” gerekçesiyle dava açtı... Tarih 21 Mart 2008.. aylardır uykuya yatmış Er- genekon soruşturmasında 5. dalga başladı.. İl- han Selçuk, Doğu Perinçek, Kemal Alemda- roğlu’nun da içinde bulunduğu 12 kişi gözaltı- na alındı. Tarih 1 Temmuz 2008... Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı o gün AKP hakkında yaptığı suçlamaları Ana- yasa Mahkemesi’nde sözlü olarak anlatacaktı... An- lattı da ama... Tarih 1 Temmuz 2008 sabah... 6. dalgada Mus- tafa Balbay, emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon ve ATO Başkanı Sinan Aygün gözal- tına alındı... Böylece Ergenekon bir anda kapatma davasının önüne geçiverdi. Tarih 17 Eylül 2008... Almanya Deniz Feneri da- vasında sanıklar dolandırıcılık suçundan mahkûm oldu... Tarih 18 Eylül 2008... Hırsızların mahkûm oldu- ğu, Alman hâkimin isimlerini de vererek “asıl failler Türkiye’de” dediği gazete manşetlerine taşındığı gün sekizinci dalga Ergenekon gözaltıları gerçekleşti... Beş teğmen, bir askeri öğrenci ve sanatçı Nurse- li İdiz gözaltına alındı... Tarih 19, 20, 21, 22, Eylül 2008... RTÜK Başka- nı Zahid Akman’ın ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Baş- kanı Zekeriya Karaman’ın Deniz Feneri ile ilişkileri manşetlerden inmedi. Kooperatif dolandırıcılığı, evrakta sahtecilik, Armada işmerkezinden ballı paylar ve daha neler neler... Tarih 23 Eylül 2008... Ergenekon’da 9. dalga... Bu kez Tuncay Özkan, Gürbüz Çapan ve Adil Ser- dar Saçan gözaltına alındı... Özellikle alt alta, tarihleriyle ve de isimleriyle yaz- dım... İyi bakın; Ergenekon operasyonları hangi “çok önemli” ve de AKP’yi çok ama çok fazla rahatsız edecek olayların kuyruğuna takılmış, görün!.. İsim- lere iyi bakın; ortak özellikleri Türkiye’nin karanlığa sürüklenmesine karşı çıkan, yurtsever, üzerlerinde en ufak leke bulunmayan şerefli insanlar olmaları... Hangisinin üzerinde hırsızlıktan, yolsuzluktan açılmış bir dava var?.. Hangisi dindaşını, yurttaşı- nı, zavallı işçileri soymakla suçlanmış?.. Hiçbirisi!.. Bu tabloya bakacaksın, sonra da “Bu bir he- saplaşma değildir, bunu diyenler umarım biraz utanırlar” diyeceksin... - Zavallı!.. Vatan gazetesinin başyazarı Güngör Mengi’nin dün Ergenekon soruşturmasıyla ilgili yaptığı ta- nımlamayla bitirelim. Ahmet Altan ve türevleri bel- ki biraz utanır: - Tatsız bir gerçek olabilir ama (Ergenekon) şu anda daha çok siyasi amaçlarla kullanılan, sus- turucu takılmış bir silah gibi duruyor!.. e-posta: [email protected] ERCAN YEŞİLYURT Bunlar bizim ülkemizin in- sanları, hemşerimiz, kom- şumuz, esnafımız, işçimiz, yani bizden birileri. Ülkemiz insanları yaklaşık 900 yıl önce Müslüman olmuştur. Peygamberin ölümünden yaklaşık 400 yıl sonra. Ana- dolu insanı yaklaşık 900 yıl- da köylerinin sadece yüzde 6.7’sine cami ve mescit yapmışlardır. İslam yüzyıllar boyu bir yaşam biçimi ola- mamıştır Anadolu’da. Zaten pek de yerleşik olmayan Türk toplum yapısı İslami yaşam tarzına uygun değil- dir. Anadolu’da içki hiç ya- saklanmamış, maddi duru- mu iyi olan hemen her evde misafirine ikram edecek iç- ki bulundurulmuştur. Köy düğünlerinde mutlaka içki ikramı yapılmıştır. Peki, 900 yılda köylerin sadece yüzde 6.7’sine ca- mi yapan halk, bugün nasıl şeriat talebi ile İslamlaşmış ve yeni bir hayat biçimi or- taya çıkmıştır? 1945’te ya- pılan araştırmada köyler- deki camileşme oranı yüzde 6.7 iken, 1960’ta yani 15 yıl- da yüzde 75.3’e çıkmıştır. Bugünkü durumu kavraya- bilmek için o gün olanlara bakmak gerekmektedir. Dünyada gelişen sosyalist sistem Amerika’nın korkulu rüyasıdır o zamanlar. Türki- ye’de bu korkunun etkisin- de NATO’ya girmeye ve Batı’ya yaranmaya çalışan yöneticiler, dinselleştirme politikasına hız kazandır- mıştır. Komünizme karşı NATO denetiminde dini siyasal- laştırma politikası başarıyla uygulanmıştır. Onun için bunları “NATO Müslüman- ları” diye tanımlamak doğ- ru olacaktır. Dinin siyasallaşmasına ve giderek siyasete hâkim ol- masına askerler dâhil hiç kimse ses çıkarmamıştır. Askerin uygulamada bir tek istisnası var; bugüne kadar hiçbir imam-hatip okulu me- zununu subay ve astsubay okullarına almamıştır. Ama bugün kaderin cilvesi mi desek, Genelkurmay Baş- kanı imam-hatipli bir Baş- bakan’a bağlıdır. Yani Ge- nelkurmay Başkanı’nın sicil amiri bir imam-hatiplidir. Atatürk’ün koltuğunda bir başka imam-hatipli otur- maktadır. Türkiye’deki 48 milyon seçmenin 16 milyonu, yani üçte biri AKP’ye oy vermiş- tir. Bunlar için en önemli re- ferans dindir. Şehirlerdeki tüm gecekondu halkı bun- lara oy vermiştir. Anado- lu’dan şehre gelen, kamu arazilerini işgal eden, kaçak yapı yapan, çoğunlukla ka- yıtsız ekonomik sistemin çarkına takılan bu insanlar AKP seçmeni olmuştur. Din- ciler tarikat, cemaat şeklin- de örgütlenmişler ve bu ça- resiz insanları yönlendir- mişlerdir. Hayat pahalanıyor diye insanların siyasi duru- şunda hiçbir değişiklik göz- lenmemiştir. Önce ANAP’a oy veriyorlardı, sonra RP’ye, şimdi de AKP’ye. Ekonomik faaliyet alanı kayıt altına alındığında, sis- tem meşrulaşacak, devletin gelirleri artacak, bu sayede halk sosyalleşecektir. Ce- maatlerin yerini kamu de- netimi ve yönlendirmesi ala- caktır. Önceden komünizme kar- şı, şimdi de Büyük Ortado- ğu Projesi’nin gereği olarak gelişen dinin siyasallaştırıl- ması bir Amerikan yapımıdır. Bu ülkede 1960’lı yıllarda “Bağımsız Türkiye” diye yü- rüyenlere ilk defa dinciler saldırmıştır. O günden beri de dincileri Amerika hep hi- maye etmiştir. Ondan son- ra da araları hiç bozulma- mıştır. Türkiye’deki ağırlıklı ka- yıtsız ekonomi, paranın hız- la el değiştirmesini sağlıyor. Para el değiştirince iktidar da el değiştiriyor. İşte bu gayrimeşru yapı bir Ameri- kan projesi olarak dincileri iktidara getirdi. Ve bu iktidar kendisini o kadar güçlü his- sediyor ki her türlü uzlaş- mayı reddediyor. Zaten bunların gelene- ğinde uzlaşma kültürü yok- tur. 1967 yılında ABD Baş- kanı Johnson “Öyle kud- retliyiz ki kudretimizi ancak kendimiz frenlemekteyiz” di- yecek kadar kendini hayli geniş bir hareket serbestisi içinde hissetmektedir. Ülkemizi de nüfuz bölge- si içinde tutan emperya- lizm, içeride dayandığı güç- lerle, bir baskı ve dalavere- ye ihtiyaç duymaksızın se- çimleri üst üste kazanmak- tadır. İlhan Selçuk’un 40 yıl önceki deyimi ile “Emper- yalizm sandıktan çıkmakta- dır”. Anlaşılacağı gibi bağım- sızlık çok önemlidir. Bu öne- mi kavrayan güçler, dev- rimci bir duruşla çıkış yapıp örgütlenerek ve halkı ör- gütleyerek başlamalıdır işe. Bu yükü omuzlayacak nite- likli insanımız mevcuttur. Bu uğurda her şeyini feda etmiş, bugün için bir ışık bekleyen bitirilememiş bir kuşak var. Kimsenin kim- seye muhtaç olmadığı bir ül- ke yaratmak için herkes üs- tüne düşen görevi yapma- lıdır. Damar Kim Bunlar? Necati Cebe: “Yolsuzlukların kol gezdiği ülkede, ‘Bizde yolsuzluk yok’ diyebilen kişinin ar damarı kesinkes çatlamış olmalıdır.” Mustafa İyi: “Kafasını ve hatta kafatasını açabilirsin; ancak içinden beyin çıkmayabilir.” Recep’in tavuğu; örgütü şemaladı DAMAT durumundan AKP’nin resmi gazetesi “Recep’in tavuğu” El-Sabah “Ergenekon Terör Örgütü Yönetim Şeması“ yayımlamış. Dr. Hüsnü Bozkurt, şemaya bakmış: “Şemada ilk göze çarpan sağ alt köşedeki, mahkeme kararına karşın neden imha edilmediği belirtilmemiş ve üstelik pimi de çekilmemiş bir adet el bombası. El bombasına komşu en alt sırada ‘Lobi Yapılanması Yöneticileri’ olarak dört, onun üzerindeki iki sırada ve yine el bombası ile yakın temas halinde ‘Ergenekon Terör Örgütünün Üst Düzey Yönetici Kadrosu’ olarak yedi isim fotoğrafları ile yer almış ve her birinin görevleri ile unvanları belirtilmiş. Bu üst düzey yöneticilerden ikisi, biraz daha ‘üst düzey’ olmalı ki bir üst sırada yine aynı (Köprü Personel) görev unvanı ve fotoğrafları ile bir daha arz-ı endam eylemişler. Ama o da ne? Şema ‘köprü’yü geçiyor ve birden hafıza kaybına uğruyor. Görevleri tanımlanmış, hatta birer birer numaraları bile belirtilmiş altı ‘Ana Hücre’ ile ‘Başkan’ ya da ‘1 Numara’ isimsiz, fotoğrafsız soru işaretleri kıvamında öylece kıvrılıp kalmışlar oracıkta. Yani, düşünebiliyor musunuz, alttaki bombanın kimliği ve fotoğrafı var, bunların yok... Sanki Ufo! 21 kişilik ‘Terör Örgütü Yönetim Şeması‘nda ikisi mükerrer, yedisi hayali dokuz ‘terörist’ ortada yok. Şemadaki fire yüzde 42.” SESSİZ SEDASIZ (!) KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com HARBİ SEMİH POROY 25 Eylül HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Sulak böl- gelerde yaşa- yan, göçmen bir kuş. 2/ Ka- bul ettirmek amacõyla öne sürülen gö- rüş... Afri- ka’da bir ülke. 3/ Dõşa vuran sevinç... Bir nota. 4/ Ka- dõnsõ davranõşlarõ olan erkek. 5/ Doğu Anadolu'da kullanõ- lan bir tür küçük zur- na... Metalleri bir- birine tutturmaya ya- rayan kalay ve kur- şun alaşõmõ. 6/ Bir organõmõz... Ülke- miz sularõnda yaşa- yan ve “şip” de de- nilen mersinbalõğõ türü... Lantan elementinin simgesi. 7/ Bir ilimiz... Sabahattin Ali’nin bir öy- kü kitabõ. 8/ Kuduz... Argoda hamama verilen ad. 9/ Uzaklõk işareti... Boya sanayisinde kullanõlan zehirli bir madde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk hikâyelerinin başõnda, asõl konuya gir- meden önceki giriş bölümü... Satrançta bir taş. 2/ Ses... Özellikle Nil õrmağõnda kullanõlan yelkenli bir tekne. 3/ Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir varsayõmõ kanõtlamak amacõyla yapõlan işlem... Pasta hamuru. 4/ Faiz... Demir çubuk. 5/ Bir kim- seye özgü belirgin nitelik. 6/ Edirne’nin bir ilçesi... Boru sesi. 7/ “ --- derdim var birbirinden seçil- mez/Bir ayrõlõk bir yoksulluk bir ölüm” (Kara- caoğlan)... Yarõ memnunluk anlatan bir ünlem... Tabut. 8/ Bir meyve... Bildirme yazõsõ. 9/ Kõl- çõksõz, iri ve yassõ taneli bir fasulye cinsi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 M A N G R O V T İ B A R E İ D A H E L A T İ Y E A S D İ N A M O L S O N D O K I R A A K Ü Ü Ç İ Ç U O K U L Z A R İ F R E S E K D A Ğ A R 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle