Katalog

CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Orada Bir Belediye Var Uzakta... asirmen@cumhuriyet.com.tr Bahçeşehir’i yıllardır bilirim. İstan- bul’un Taksim meydanından 37 kilo- metre uzaklıkta, Edirne istikametinde- ki bu güzel yere, Bahçeşehir Üniversi- tesi oradayken, ders yılı süresince, haftada bir kez gider, ders saatleri so- nunda her yerine ulaşmak kolay oldu- ğu için banka işlemlerimi yapar, hatta küçük restoranlarında yemek yer, bu vesileyle sokaklarını gezerdim. Küçük dayım Cengiz Işılay’ı ziyaret ettiğimde de, İstanbul’un bu asude kö- şesinde, mega kentin hayhuyu dışında yaşamanın ne kadar rahat ve değişik ol- duğunu görmek olanağını buldum. Bahçeşehir, belediye hizmetlerinin de en iyi şekilde verildiği bir yer. Bunu ken- dim gittiğimde gözümle gördüm. Son günlerde de, bilgisayarıma gelen ileti- lerden anlıyorum. Bu semtin belediye başkanlığını 1999’dan beri Kemal Aydın yürütüyor. Kemal Aydın, o yıl seçimlerde yüzde 32 oy almış, 2004 seçimlerinde ise top- lam oyların 2/3’ünü toplamayı başarmış, önceleri ANAP’lı iken daha sonra CHP’li olmuş. Olayın püf noktası da bu. Kendi dı- şında hiçbir şeye tahammülü olmayan Erdoğan iktidarı böylesine başarılı bir CHP’li belediyeye tahammül edemediği için şimdi kanun ile kanuna karşı hile ya- parak, Bahçeşehir Belediyesi’ni ortadan kaldırarak Başakşehir’e bağlıyor. Olaya biraz daha yakından bakalım: Geçen yıl çıkarılan 5774 sayılı yasa ile belediyelerin sınırları yeniden düzenle- niyor. Buna göre de, Bahçeşehir ilçe ya- pılan hemen yanı başındaki Esenkent’e değil, uzağındaki Başakşehir’e bağla- nıyor. Bu yasa ile ilgili olarak, Nisan 2008’de Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açıldı. Ama Yüksek Mahkeme henüz konuyu gündeme almış değil, Mart 2009 seçimlerinden önce herhangi bir karara varabilip varamayacağı ya da ko- nuyu inceleyip inceleyemeyeceği de belli değil. Eğer seçimler öncesi bir ka- rara varılamaz ise, Anayasa Mahkemesi kararları da geriye işlemeyeceği için AKP amacına ulaşmış olacak. Bu yeni düzenlemenin amacını ise Melih Aşık’ın dünkü köşesinde verdi- ği rakamlara bakarak anlamak müm- kün. Son seçimlerde Bahçeşehir’de CHP 7120, AKP ise 2590 oy almış. Yeni yapılanmada Bahçeşehir diğer kimi beldelerle birlikte Başakşehir’e katılınca CHP 20 bin, AKP ise 40 bin oy alabilecek muhtemelen. Böylelikle Bah- çeşehirlilerin kimin tarafından nasıl yö- netileceklerine kendileri değil, kendi dış- larındaki belde sakinleri karar vermiş olacaklar. AKP demokrasisinin alışılmış cilve- lerinden biri daha!.. Bu yönteme ilk başvuran AKP değil. Demokrasi algılaması aynen Tayyip Er- doğan’ınkine benzeyen Menderes de, bir zamanlar kendi partisine değil, Os- man Bölükbaşı’ya oy veren Kırşe- hir’i, il iken ilçe yaparak cezalandırmıştı. “Anayasa bir defa delinmekle bir şey olmaz” diyecek ve 12 Eylül’ün siyasi ya- saklarının sürmesini isteyecek kadar de- mokrat olan Turgut Özal da aynı seçim bölgesi oyunlarına başvurmuştu. Aslında sistem ABD’den geliyor. Adı da Gerrymandering. 1812 yılında Mas- sachusets eyaletinin başkanı olan Eld- rige Gerry, kendi partisini avantajlı kılmak için, seçim bölgelerini semender hayvanlarının semerlerine benzer kıv- rımlı bir bölünmeyle tayin ederek oyla- madan avantajlı çıkmıştı. Sonradan Gerry’nin adı ile semender sözcükleri birleştirilerek bu paketleme sisteminin adı haline getirildi. Şimdi AKP’nin yapmak istediği de bu işte. Şimdi belki garibinize gidecek ama bu olay Türkiye’nin geleceği ile ilgili umutlarımı arttırdı. Daha doğrusu ola- yın kendisi değil de, Bahçeşehir sa- kinlerinin kendilerine kabul ettirilmeye çalışılan dayatmaya karşı tavırları umut- lanmama neden oldu. Son bir haftada yalnızca benim bil- gisayarıma, belediyelerine dokunul- maması konusundaki mücadelelerinde kendilerini desteklememi isteyen, bin dolayında ileti geldi. On bin dolayında seçmeni olan bir beldeden bu kadar ile- tinin (o da yalnızca benim adresime ge- lenlerin sayısı) toplanmış olması Türki- ye’deki sivil demokratik bilincin uyan- ması açısından bir umuttur. Her ne kadar iktidar köylü tepkisiz- liğine bel bağlamış olsa da, o bilinç yay- gınlaşarak, AKP’nin de sonunu getire- cektir. Evet orada bir belediye var uzakta, gitmesek de görmesek de, o belediye bizim belediyemizdir... Danõştay’õn ‘Hukuka aykõrõ işlemle elde edilen yetki ve statü sürdürülemez’ kararõ var Akman hukuka direniyor MURAT KIŞLALI ANKARA - Danõştay’õn, Radyo ve Televizyon Üst Ku- rulu (RTÜK) Başkanõ Zahid Akman’õn, “görevden ayrılmış olmasını” gerektirecek bir kararõ ortaya çõktõ. Danõştay’õn 5 Şubat 1998 tarihli kararõnda, “Huku- ka aykırı bir idari işlemle el- de edilen statü ve bu statüye dayanılarak yapılan kanuna aykırı işlemle elde edilen yet- kiler sürdürülemez” ifadesine yer veriliyor. RTÜK Başkanõ Akman, haf- ta içinde NTV’ye verdiği de- meçte, “Birdenbire RTÜK üyeliği ve başkanlığı söz ko- nusu olduğunda, ortak ve yö- netici olduğum şirketlerden ayrılmam gerekti. O zaman bir kısmını hemen devrettim, bir kısmını devretmek için yeni ortaklar bulmaya çalış- tım. 3 ay içinde şirketlerden çekildim diye düşünüyordum” diyerek ilk RTÜK Başkanlõğõ döneminde ticari faaliyetleri- nin devam ettiğini kabul etti. Böylece Akman, TBMM ta- rafõndan göreve seçildiği 2005 yõlõnda, ortak ve yöneticisi ol- duğu şirketlerin varlõğõnõ gizle- yerek, RTÜK Yasasõ’nõn “Üst Kurul Üyeliği ile Bağdaşma- yan Haller” başlõklõ 9. madde- sini ihlal etmiş oldu. Akman bu- na karşõn söz konusu faaliyet- lerin şimdiki RTÜK Başkanlõ- ğõ’nõ düşürmeyeceğini, yine NTV’de “2005-2007, görev al- dığım ve başkan olduğum dö- nem. Bu dönemle ilgili kurul üyeliği konusunda eksikliğim söz konusu ise o dönemde kal- mıştır, bitmiştir. 2007’de üye- liğim bittikten sonra RTÜK üyeliğine seçildim. Benim de o dönem üyeliğimle ilgili eksik söz konusu ise bu dönem ye- niden seçildiğim için o döne- min içinde kalması gereken bir eksiklik” diyerek savundu. Oysa Danõştay 5. Dairesi, 5 Şubat 1998 tarihli kararõnda şu hükme yer verilmişti: “Huku- ka aykırı bir idari işlemle el- de edilen statü ve bu statüye dayanılarak yapılan işlem ve eylemler kamuya yönelik etki ve sonuçlar doğuruyorsa, bu statü korunmayacak; ancak İdare’ce hatalı işlem düzelti- linceye kadar ilgili kişinin bu statü nedeniyle elde ettiği ki- şisel kazanımlara da doku- nulmayacaktır. Çok kısa de- yimle, kanuna aykırı işlemle elde edilen yetkiler sürdürül- meyecek, sadece kişisel kaza- nımları korunacaktır.” RTÜK ÜYELERİ AKMAN’IN BAZI GÖRÜŞMELERE GİRMEMESİNİ İSTEDİ ‘Tarafsõz değilsin’ eleştirisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RTÜK, önceki gün ve dün Başkan Zahid Akman’la ilgili iddialarõ ele almak üzere İstanbul’da toplandõ. Edinilen bilgilere göre, Akman’õn katõldõğõ bir televizyon programõnda yaptõğõ konuşmalara tepki gösteren CHP’li üyeler, Başkan’õn programda kendisini istifaya davet edenleri “ahlaksızlıkla” suçladõğõnõ anõmsattõlar. Kendilerinin de kendisine istifa çağrõsõnda bulunduğunu anõmsatan üyeler, Akman’a “Bizi de mi ahlaksızlıkla suçluyorsunuz?” diye sordular. Akman ise bu sözlerle kurul üyelerini hedef almadõğõnõ söyledi. Üyeler, daha sonra da Akman’õn Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman ve Doğan Grubu ile ilgili görüşlerini gündeme getirdi. Akman’a Karaman’la yakõn ilişkilerini anõmsatan üyeler ayrõca, Doğan Grubu’nun kendisine karşõ “medya terörü” başlattõğõ yönündeki sözlerine dikkat çekti. Akman’õn bu duruşuyla tarafsõzlõğõnõ yitirdiğine dikkat çeken üyeler, bu nedenle hem Kanal 7 hem de Doğan Grubu’na bağlõ TV’ler ile ilgili kurul görüşmelerinde kendisinin yer almamasõ gerektiğini belirttiler. Akman ise tarafsõz kalabileceğini belirterek öneriyi kabul etmedi. RTÜK Başkanõ Akman, ilk seçildiği dönemde kanuna aykõrõ olarak ticari işlerini sürdürdüğünü kabul etmişti. Danõştay’õn benzer bir konuya ilişkin aldõğõ kararda, bu tarz hukuk dõşõ işlemlerle elde edilen yetki ve statülerin sürdürülemeyeceği belirtiliyor. Zahid Akman