Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Neoliberal akımların G-8’ler dışındaki coğraf-
yaya dayattığı bir model var:
Devleti küçültün!
Olur, ne yapalım?
Her şeyi satın... Devlet, bakkallık, kırtasiyecilik
mi yapar, devlet kendi işlevini yerine getirsin ye-
ter.
Nedir devletin işlevi?
Genel düzeni korusun, istikrarı sağlasın yeter...
Türkiye de bu dayatmadan fazlasıyla etkilen-
di. Nesi var nesi yok, satıyor. Devlet küçüldükçe
her şey daha güzel olacak.
Oysa gidiş öyle değil... Tersini de iddia etmi-
yoruz; yani devlet büyüdükçe demokrasi de bü-
yür, ekonomi de büyür demiyoruz. Ancak Türki-
ye’de bunun ölçüsünün kaçtığını görüyoruz.
Konunun küresel dayatılan boyutu ile AKP’nin
iktidar gücünün kökleştirilmesi için planlanan pa-
ralel devlet boyutu birleşince ortaya tam bir
“kuşatma” çıkıyor.
Deniz Feneri neden salt yolsuzluk olayına in-
dirgenemez?
1- Halkın dini-insani duygularına seslenerek, en
geniş yığınlara ulaşılıyor ve “Size biz devletten de
yakınız” mesajı veriliyor. Böylece geniş yığınlar
böyle bir örgütlenmeye bağlanıyor.
2- Bu yolu sağlam açınca devamında istediği-
niz kadar büyük bir ekonomik güç elde edebili-
yorsunuz. Öyle ki Almanya’da para toplanırken 5-
10 Avro verenin yüzüne parayı atıp, “Al bunu di-
lenciye ver. Biz yardım topluyoruz” diyecek ka-
dar ileri gidebiliyorsunuz.
3- Bu ekonomik gücün bir kısmını gerçekten
yoksullara verip yine kendinize bağlıyorsunuz, as-
lan payını da siyasal iktidara uzanan ekonomik gü-
cünüzün artması için kullanıyorsunuz.
4- Yatırım için seçilen ana alanlardan biri med-
ya. Öteden beri vurguluyoruz; medya, artık kitle
imal silahı olarak kullanılıyor. Medya gücünü eli-
nizde bulundurdunuz mu; hedef kitleyi istediği-
niz gibi yoğuruyorsunuz. Böylece Deniz Feneri ti-
pi örgütlenmenin gücüyle medya ediniyorsu-
nuz, o medyanın gücüyle Deniz Feneri’ni daha da
güçlendiriyorsunuz.
Ne güzel sar-mal!
Devleti küçültmek dedik de; ABD’de son yılla-
rın en büyük devletleştirmesi yapıldı!
Neden?
İki büyük finans kuruluşu çok zor durumday-
dı. Kurtarılması için 200 milyar dolardan fazla kay-
nak gerekiyordu. Amerikan yönetimi bir süre baş-
ka yol olup olmadığını araştırdı. Baktı ki batma-
ları halinde konut edinme sistemi dahil pek çok
yapı çökecek. Bir kalemde devletleştirmeye git-
ti.
Oysa şu anda Türkiye’ye dayatılan mantık şu:
Bırakın batan batsın; çıkan çıksın...
Bu anlayış yukarıda aktardığımız nedenlerle;
AKP yelpazesinin de işine yarıyor. Zira kendi dev-
letsel kurumlarını zaten oluşturuyorlar. Devletin
geleneksel kurumları ödeneksizlikten bilinçli çö-
kertmeye kadar bir dizi nedenle yok olurken, si-
yasallaşan kurumlar öne çıkıyor.
Deniz Feneri’ne Bülent Arınç’ın Meclis Baş-
kanlığı döneminde kimi yardımların yapıldığı biz-
zat Arınç tarafından açıklandı. Bu alanda faaliyet
gösteren devlet kurumları varken, tercihin bir an-
lamda hükümet kurumundan yana yapılması, ak-
tardığımız rotanın doğal sonucu...
AKP, yerleşen sözlerimizi de değiştirtecek:
Devlet malı deniz, yemek için fener isteriz!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
eden hâkim hakkında bir yolunu bulup mesleki so-
ruşturma açtırıyor.
Neymiş suçu hâkim Sevgi Övüç’ün? Karar ge-
rekçesini geç yazmış!
AKP grubunda daha önce TC Başbakanı’na üç ku-
ruşluk tazminat cezası verilemez diyerek karar veren
hâkime söylemediğini bırakmamıştı.
Öfkesini dışa vurmakla yetinmediği anlaşılıyor.
Saygılar sunduğu yargı erkine duyduğu öfkeyi bu
vesile bir kez daha dışa vuruyor.
Kişisel duygularını tatmin etmek için devlet olanakları
kullanan ilk başbakan!
Geçen yıllarda ağzını bozduğuna, derdini anlatmaya
çalışan bir TC vatandaşına, TC Başbakanı’nın nasıl
tepki gösterdiğine tanık olduk.
Anamız ağlıyor diyen çiftçiyi, “Ananı da al git” di-
ye tersleyen bir Başbakan’ın oylarını bu ülkenin in-
sanları yüzde 34’ten yüzde 47’ye yükseltti.
Küfürlü konuşmayı hitabet başarısı diye irdeleyen
bir iktidarın egemen olduğu ülkede, sıfatı ulusal ta-
kım çalıştırıcısı olan Fatih Terim adındaki adamın, ken-
disini eleştiren spor yazarı Osman Tanburacı’ya “Ulan
ben senin ananı, avradını s….” diye saldırması elbette
doğaldır.
Fatih Terim için terbiyesizlik, küstahlık, saldırgan-
lık karakteri gereği.
Ne yazık ki, bu adamı bu noktaya getiren spor ya-
zarları ve spor sayfaları. Ulusal takımın aldığı sonuç-
ları on bir çocuğun saha içindeki başarılarına değil,
bu adamın eşsiz futbol dehasına bağladılar.
Terim’i bulunmaz Hint kumaşı diye sundular, öv-
düler.
Futbol yönetimi ise bu yayınlardan aldığı cesaret-
le bu adama el bebek gül bebek muamelesi yaptı.
Osman Tanburacı skandalının yanı sıra Belçikalı
meslektaşına saha içinde yaptığı hakaretsel hare-
ketlerden sonra UEFA’nın soruşturma açtığı baha-
nesine sarılan Futbol Federasyonu sessiz kalmayı yeğ-
liyor.
Ülkemizde başlarla ayaklar artık aynı dille, küfür içe-
rikli dille konuşuyor.
Fatih Terim TC’de en yüksek maaşı alan bir
bürokrat. Primler, ödüller dışında ayda 114 milyar!
Fakat bu adam ulusal takımın başarılarını kendi çı-
karına çoook iyi kullanmasını biliyor.
Avrupa üçüncülüğünden sonra hemen başka ül-
kelerden öneriler aldığını söylemeye başladı. Bu-
günlerde İngiltere’de bir takımdan söz ediyor. Fede-
rasyonu “Giderim ha!” diye korkutuyor.
Önümüzdeki günlerde skandallar kralı bu adamla
Futbol Federasyonu masaya oturacak. Skandallar kra-
lı Terim’in 114 milyarlık maaşını arttırmak için!
Şöyle bir sonuç çıkıyor: Kim ki iktidara gelir, halkı-
na küfreder, şehitlerine kelle der, onun oyları yükse-
liyor.
Kim ki, -sadece Tanburacı’yı değil- spor yazarla-
rını aşağılar, küfreder, onun maaşına zam geliyor.
Fatih Terim’i UEFA’nın cezalandırması yetmez. Tri-
bünlere el kol hareketleri ile küfreden, ulusal takım için-
deki kardeşliği baltalayan, son Belçika maçında
penaltıdan gol attıktan sonra secdeye varan ve.. Fet-
hullah Gülen’ci olarak bilinen Emre Belözoğlu
adındaki bücürü herkese ve her şeye karşın savunan
Terim adındaki adam da sorgulanmalı.
Federasyonun bu adama ceza vermeye gücü yet-
miyorsa hiç değilse terbiye edilmesini sağlamalı. En
doğrusu bir psikoloğa havale edip tedavi ettirmeli.
Yeşil saha üzerinde dinci gösteriler sergileyen
futbolcuya gelince:
Başarılarına saygı duyduğumuz Başkan Aziz Yıl-
dırım; terbiye noksanı, futboldaki yerini sindiremeyen,
üstelik dinci bir futbolcunun, Emre Belözoğlu’nun; Ata-
türk’ün üyesi olduğunu övünerek açıklayan Fener-
bahçe gibi bir kulüpte ne işi var?
Onca büyük parayla transfer edilen bu futbolcu Fe-
nerbahçe gibi büyük kulübe yakışıyor mu?
Küfürle konuşabilen, dinci bir Başbakan laik Tür-
kiye’ye yakışıyorsa, Emre denilen saldırgan dilli, din-
ci ve eylemci biri neden Fenerbahçe’ye yakışmasın
demeyiniz lütfen.
Yakışmıyor… Size de Fenerbahçe’ye de!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
IŞIL ÖZGENTÜRK
Herkesin Bir 12 Eylül’ü Vardır
SAYFA 14 EYLÜL 2008 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 28
Edirne PB 31
Kocaeli Y 32
Çanakkale PB 31
İzmir B 32
Manisa B 36
Aydın B 34
Denizli B 35
Zonguldak Y 28
Sinop Y 26
Samsun Y 28
Trabzon Y 28
Giresun Y 28
Ankara PB 30
Eskişehir PB 31
Konya PB 31
Sıvas PB 26
Antalya PB 32
Adana PB 35
Mersin PB 33
Diyarbakır PB 34
Şanlıurfa PB 33
Mardin Y 30
Siirt Y 31
Hakkâri Y 24
Van Y 24
Kars Y 24
Oslo B 15
Helsinki PB 14
Stockholm PB 14
Londra B 19
Amsterdam B 18
Brüksel A 13
Paris B 18
Bonn PB 16
Münih Y 22
Berlin PB 16
Budapeşte Y 21
Madrid A 24
Viyana Y 16
Belgrad Y 23
Soyfa Y 31
Roma Y 29
Atina PB 30
Zürih Y 15
Moskova PB 15
Aşkabat B 34
Astana PB 25
Taşkent B 35
Bakû PB 28
Bişkek B 31
Tiflis PB 24
Kahire A 34
Şam B 32
Yurdun kuzey ve doğu
kesimleriyle Doğu Ak-
deniz iç kesimleri par-
çalı ve çok bulutlu;
Marmara’nın kuzey ke-
simleri ile Batı Karade-
niz, Orta Karadeniz kı-
yı kesimleri Doğu Ka-
radeniz, Doğu Anado-
lu’nun ve Güneydoğu
Anadolu’nun Doğu’su
kısa süreli sağanak ya-
ğışlı geçecek.
AlkolİçmeyeneBaskõVarmõ?*
gibi algõlanma korkusu olmaksõzõn özgürce bir araya
gelirler. Yani cinsel faaliyetleri halkõn gözü önünde yap-
madõkça insanlar özel hayatlarõnda istedikleri gibi ya-
şarlar (9). Mukayese yapmak açõsõndan ülkemizden
birkaç örnek verelim: Konya merkezinde ortaokul, li-
se, yüksekokul ve çõraklõk eğitim merkezlerinde öğ-
renim gören 1.559 gençle yapõlan bir araştõrma, genç-
lerin yüzde 11.3’ünün ayda en az bir kez alkol aldõğõnõ
gösteriyor (10). Türkiye’de üç ayrõ tõp fakültesinde bi-
rinci ve dördüncü sõnõf öğrencilerinde yapõlan araştõ-
mada, tehlikeli ölçüde alkol kullanõm oranõ yüzde 7.4
bulunmuş (11). Şu noktanõn altõnõ önemle çizmek is-
terim: Son yõllara kadar kimseye içki içtiği veya iç-
mediği için baskõ yapõlmayan ülkemizde, gençlerin ge-
rek alkol ve madde kullanma, gerekse AIDS oranla-
rõ, bu alanlarda büyük kõsõtlamalarõn ve yasaklarõn ge-
tirildiği ve katõ İslami kurallarõn uygulandõğõ ülkeler-
den çok daha az oranlardadõr.
* Bu yazõ Aysel Ekşi’nin yayõmlanacak olan “BEŞ
KITADA GENÇ SORUNLARI” adlõ kitabõndan kõs-
altõlarak alõnmõştõr.
Referanslar: 1. Asghar Mohammad Poorasl .2007. HYPERLINK
“http://www.sciencedirect.com/science?_ob =ArticleURL&_udi
=B6VC9-4KB11BS-2&_user=10&_origUdi=B6VC9-4PC3SMB-
3&_fmt=high&_coverDate = 03%2F31%2F2007& _ rdoc =
1&_orig = article&_acct = C000050221&_version = 1&_urlVersion
= 0&_userid= 10&md5 = e349045b182b60c5868fc720487ec9d5”
Substance abuse in Iranian high school students. ). 2. Ghanizadeh
.2001. Current sunstance use. 3. Ahmadi J..2004. Substance abu-
se: prevalence in a sample of nursing students ) 4. Al-Nahedh. 1999.
Relapse among sunstance abuse patients in Riyadh. 5. Osman 1992.
Substance abuse among patients attending a psychiatric hospital
in Jiddah. 6. Amir T . 2001. Comparison of patterns of substan-
ce abuse in Saudi Arabia and the United Arab Emirates . 7. AlUm-
ran, Mahgoub ve Rashi .1993. Reported a prevalence rate of vo-
latile. 8. Abdel-Mawgoud, M. 1996. Heroin addiction in Bahrain:
15 years experience. 9. Moses M: Saudi Arabia’s Gays Lead Go-
od Life or Do They? 10. Özkan Ö. Selçuk Üniversitesi Psikiyatri Ana
Bilim Dalõ araştõrmasõ. 11 Akvardar Y 2003. Substance use in a sam-
ple of Turkish medical students.
Baştarafı 2. Sayfada
Baştarafı Arka Sayfada
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Almanya’daki Deniz Feneri
e.V. iddianamesiyle Türkiye’de
tüm gözlerin üzerine çevrildiği
Kanal 7’nin sahibi Yeni Dünya
İletişim AŞ Yönetim Kurulu’nun
sermayesini “14 milyon 600 bin
YTL”den “400 bin YTL”ye
azalttõğõ ortaya çõktõ. Alman-
ya’daki davanõn iddianamesinde
Kanal 7 ve Yeni Dünya İletişim
AŞ’nin en önemli ismi Zekeriya
Karaman’õn ismi tam 26 sayfa-
da geçiyor. 20 gün önce “22
Ağustos 2008” tarihli Türkiye Ti-
caret Sicili Gazetesi’ne Yönetim
Kurulu adõna “ilan” veren Yeni
Dünya İletişim, alacaklõlarõn “be-
yan ederek ödeme veya teminat
istemek üzere, ilanın yayım-
lanmasından itibaren iki ay
içinde” şirketin Eyüp’teki mer-
kezine gelerek yönetim kuruluna
müracaatlarõnõ istedi. İlan tarihi-
ne göre şirketten alacaklõlarõn
başvuru yapmasõ için son tarih
“22 Ekim 2008” oluyor.
22 Ağustos tarihli 7133 Sa-
yõ’lõ Türkiye Ticaret Sicili Gaze-
tesi’nin 84. sayfasõnda yer alan
ilan metni şöyle:
“Yeni Dünya İletişim Anonim
Şirketi Yönetim Kurulu’ndan,
İstanbul Ticaret Sicil Memur-
luğu’nda 295461sicil numara-
sında kayıtlı bulunan şirketimiz
TTK 396-397-398 madde hü-
kümleri çerçevesinde 14.600.
000.00 YTL olan şirket serma-
yesini 14.196.793.52 YTL azal-
tarak 403.206.48 YTL’ye in-
dirmeye karar vermiş bulun-
maktadır. Şirketin sermaye
azaltımı sonucunda şirket ala-
caklılarının haklarının koru-
nacağı hususu İstanbul Asliye 4.
Ticaret Mahkemesi’nin 27.05.
2008 tarihli, 2008/788 D.iş sayılı
kararı ve 15.07.2008 tarihli bi-
lirkişi raporu ile tesbit edilmiş
bulunmaktadır. Şirketimiz ala-
caklılarının beyan ederek öde-
me veya teminat istemek üzere,
bu ilanın üçüncü defa yayım-
lanmasından itibaren iki ay
içinde Defterdar Mahallesi
Otakçılar Caddesi No: 60
Kanal 7’de büyük tasfiye
Şirket sermayesinin, bir anda 14 milyon YTL birden düşürüldüğü ortaya çõktõ
İ D D İ A N A M E D E K İ Y E N İ D Ü N Y A
Deniz Feneri/Euro 7’ye ait eşyaların gözden
geçirilip değerlendirilmesi sırasında, Yeni
Dünya İletişim AŞ’nin hisse senetleriyle tica-
retin yapıldığına dair yazılar da bulunmuştur.
90’lı yıllarda bir sürü para yatırımcısı Yeni
Dünya firmasından hisse senedi satın almış-
tır. Ekim 2005 ile Nisan 2007 tarihleri arasın-
da Euro 7.61.340,00 Avro’luk hisse senetleri-
ni geri satın almış.
Hisse senetleri geri satın alındığı zaman, peki
bunların parası nereden ödeniyordu sorusuna
tutuklu sanık Firdevsi Ermiş, hisse senetleri-
nin geri alınması için harcanan paranın, ken-
disinin ve Mehmet Taşkan’ın ‘keş’ kasasın-
dan çıktığını, bu paraların da o ‘keş’ kasalara
hem bağış paralarından, hem Taxi Quick’ in
gelirinden ve hem de TVT’nin reklam gelirle-
rinden geldiğini, onun anlaşılmasının biraz
zor olduğunu anlatmış; paraların tamamen
karıştırıldığını belirtmiştir.
Sanık Ermiş’in ifadelerine göre paralar, Tür-
kiye’ye götürülüp orada ortak olan ve aynı za-
manda Yeni Dünya İletişim’in Genel Müdürü
olan, hakkında ‘ayrıca soruşturma’ yapılan
Zekeriya Karaman’a veriliyordu. Bizzat ken-
disi de takriben on kez Zekeriya Karaman’a
para götürmüş (4 Temmuz 2007 tarihli ifade
tutanağı, sayfa 12 ve devamı).
Eyüp/İstanbul adresinde bu-
lunan şirket merkezine gelerek
yönetim kuruluna müracaatları
ilan olunur.”
‘Şirketin fiili tasfiyesi’
Almanya’da görülen Deniz Fe-
neri davasõ nedeniyle Türkiye’de
gazetelerin gündemine oturan şir-
ketin yönetim kurulunun serma-
yesini yüzde 97.2 oranõnda azalt-
masõyla ilgili görüşlerine baş-
vurduğumuz mali müşavirler,
“şirket zarar etmiş, sermayesi
erimiş ve içi boşalmış-boşaltıl-
mış” yorumunda birleştiler.
CHP Genel Saymanõ Mustafa
Özyürek ise bu ilanõn “şirketin
fiili tasfiyesi” anlamõna geleceğini
söyledi.
Özyürek, “Peki neden iflasla-
rını istememişler de, böyle bü-
yük oranda sermaye azaltımı-
na gitmişler?” şeklindeki soru-
muzu ise, “O zaman şirket ken-
di denetimleri dışına çıkar, dev-
letin görevlendirdiği tasfiye me-
murunun denetimine girerdi”
diye yanõtladõ.
Karaman yalanlıyor
Almanya’daki iddianamede ve
tutuklu sanõklarõn itiraflarõnda
Türkiye’ye yapõlan para trans-
ferlerinin odağõnda yer alan; hak-
kõnda ayrõca bir soruşturma ya-
põlan Yeni Dünya İletişim’in sa-
hibi olduğu Kanal 7’nin Yönetim
Kurulu Başkanõ Karaman ise şir-
ketleriyle ilgili tüm iddialarõ ya-
lanlõyor. Karaman, özetle, “Ka-
nal 7 yönetimi, iddia edildiği gi-
bi hiçbir zaman, böyle bir pa-
ra transferinin içinde yer al-
mamıştır” diye konuştu.
Fotoğraf Başbakan’ı yalanlıyor
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın,
Gaziantep’te imar usulsüzlü-
ğüne bulaştığı belirlenen İs-
kenderunlu işadamı Nuri Üy-
sen’le ilgili “İskenderunlu bir
adama Gaziantepli ve AKP’li
diyorlar yazıklar olsun... Der-
sinizi çalışın öyle çıkın karşı-
mıza” şeklindeki ifadesi gerçe-
ği yansıtmıyor. 2004 yerel se-
çimlerinde İskenderun Beledi-
ye Başkanlığı için AKP’den
aday adayı olan Nuri Üysen’in
AKP amblemli broşürleri ha-
len anımsanıyor. Üysen’in
adaylığını açıklarken “Halkı-
mız başta liderimiz Sayın Er-
doğan olmak üzere hükümeti-
mizin sorunların üstesinden
geleceğine inanmıştır. Ben de
bu inançla AKP’deki yerimi
aldım” demesi çekmişti.
Fotoğraf:AKINBODUR
Mayın tuzağı
Şõrnak’ta
bir asker
şehit oldu
Yurt Haberleri Servi-
si - Şõrnak’õn Çakõrsö-
ğüt bölgesinde mayõn
patlamasõ sonucu Jan-
darma Uzman Çavuş
Yakup Ceylan (23)
şehit oldu. Ceylan’õn
şehit haberi Osmani-
ye’nin Düziçi ilçesi
Uzunbandõ mahallesin-
deki evine görevli su-
baylar tarafõndan ulaş-
tõrõldõ. Şehit uzman ça-
vuşun ailesi acõ haber
üzerine yasa boğuldu.
Baba İbrahim Ceylan,
oğlunun bir hafta önce
kendilerini arayõp gö-
reve çõkacağõnõ söyle-
diğini belirterek, “Bu-
gün de şehit haberini
aldık. Vatan sağ ol-
sun” dedi. Şehidin
ağabeyi Harun Cey-
lan da, “Görev dönü-
şü sırasında mayın
patlaması sonucu şe-
hit olmuş” dedi. Şehit
uzman çavuşun cena-
zesinin bugün düzenle-
necek törenle Düzi-
çi’nde toprağa verile-
ceği bildirildi.
Bu fotoğraf işte o günün fotoğrafõydõ. Genç kadõnõn
yüzündeki hüzün henüz silinmemişti çünkü yüreği ör-
selenmişti ve yõllarca bu örselenmişliği çevresine belli
etmemek için verdiği uğraş onu fazlasõyla yormuştu.
Masanõn üstüne atõlan bir başka fotoğrafta genç bir
adam, deniz kõyõsõnda bir kahvede oturmuş, uzaklara ba-
kõp duruyordu. Genç adamõn adõ Ali’ydi. 12 Eylül son-
rasõ yedi yõl mapus yattõktan sonra tahliye edilmişti. Ma-
pusta yapmayõ en çok sevdiği şey, küçük oğluna tahta
oyuncaklar yapmaktõ. Tahta atlar, tahta kuşlar, tahta ke-
loğlanlar ama yedi yõl sonra eve geldiğinde tahta oyun-
caklarõn bir bavulun içine hapsedilip bir karyolanõn al-
tõna sürüldüğünü görmüş, karõsõ da dahil herkesin ken-
dine yabancõ olduğunu hissetmiş ve mapustan çõktõktan
üç ay sonra kimsenin nereden edindiğini bilemediği ta-
bancasõnõ şakağõna dayayõp ateş etmişti. Kurtarõldõ ama
artõk ömür boyu konuşamayacaktõ. İşte bu fotoğraf o sus-
kun adamõn fotoğrafõydõ.
Ben de bir fotoğraf anlatmak istiyorum. 12 Eylül son-
rasõ Assos’tayõm. Çok erken saatlerde rõhtõmda. O da ne
kayõklarõn sõğõndõğõ limanõn ağzõ demir ağlarla kapatõl-
mõş ve bir havuz olmuş. Havuzun içinde de üç adam el-
lerinde zõpkõn balõk avlõyorlar. Bu yasak, koşarak kõ-
yõdaki jandarmaya gidiyorum. Olayõ anlatõyorum, “ha-
berimiz var ama emir yüksek yerden geldi, bir şey ya-
pamayız” diyorlar. Meğerse biz onlara o zamanlar “be-
şi bir yerdeler” diyorduk cunta başlarõ Edremit’e gel-
miş ve canlarõ balõk yemek istemiş, yasak da bu neden-
le delinmiş.
Hayda çoluk çocuk rõhtõmda toplanõyoruz, az sonra zõp-
kõnlõ avcõlar ellerinde bir orduya yetecek kadar balõk kõ-
yõya çõkõyorlar. Ama o da ne, adamcağõzlar resmen uta-
nõyorlar, böyle avcõlõk mõ olur ve başlarõ eğik doğru kõ-
yõdaki bir lokantaya giriyorlar ve sabah sabah bu rezil
durumdan kurtulmak için birer tek söylüyorlar.
Evet 12 Eylül darbesinin üstünden tam 28 yõl geçmiş
ve biz hâlâ cunta başõyla bile hesaplaşmamõşõz, oysa bir
ülkede her beş yurttaştan birinin mutlaka bir 12 Eylül
öyküsü var. Öykülerin de belleği ve acõsõ vardõr ve ka-
nayõp dururlar, tõpkõ kanayan yurdum gibi.
isilozgenturk gmail.com
CHP, SPK’nin yaptõğõ incelemede “eksik ya da yanlõş bilgi ve belge” verdikleri gerekçesiyle
Kanal 7 yöneticileri hakkõnda suç duyurusunda bulunulmasõ istenen raporu açõkladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP, ilk kez Cumhuri-
yet’in kamuoyuna duyurduğu
SPK yönetimi tarafõndan “ha-
sıraltı” edilen Kanal 7 dosyasõnõ
açõklarken, Başbakan Tayyip Er-
doğan’dan “Haziran 2007’de
makamında, Kanal 7 Yönetim
Kurulu Başkanı Zekeriya Kara-
man olduğu halde” SPK Başka-
nõ Turan Erol’u çağõrõp, “Kanal
7 meselesini bir an önce şirket
lehine sonuçlandırması” tali-
matõ verip vermediği sorusuna ya-
nõt istedi.
CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu,
Akif Hamzaçebi ve Ali Kılıç, dü-
zenledikleri basõn toplantõsõyla,
SPK Denetleme Dairesi uzman-
larõnca yapõlan incelemede, “ek-
sik ya da yanlış bilgi ve belge”
verdikleri gerekçesiyle Kanal 7
yöneticileri hakkõnda suç duyu-
rusunda bulunulmasõ istenen ra-
poru açõkladõlar. Hamzaçebi, SPK
Denetleme Dairesi’nden 3 uz-
man tarafõndan yapõlan inceleme
sonucunda Kanal 7 yetkilileri-
nin SPK’ye eksik ve yanlõş bilgi
vermesi nedeniyle Zekeriya Ka-
raman, üyeler İsmail Karahan ve
Mustafa Çelik hakkõnda cum-
huriyet savcõlõğõna suç duyuru-
sunda bulunulmasõnõn kararlaştõ-
rõldõğõnõ bildirdi. Raporun dü-
zenlenmesinden bu yana 19 ay
geçmesine rağmen, cumhuriyet
savcõlõğõna intikal ettirilmediğini
kaydeden Hamzaçebi, SPK De-
netleme Dairesi’nin, bütün baskõ
ve engellemelere rağmen raporu
28 Haziran 2007’de kurula sun-
duğunu, kurulun aynõ tarihte yap-
tõğõ toplantõda konunun “ince-
lenmeye alınması” kararõ veril-
diğini, o tarihte ikinci başkan
olan Turan Erol ile 4 kurul üye-
sinin bu kararõn altõna imza attõ-
ğõnõ dile getirdi. Raporla ilgili iş-
lem yapõlmadõğõnõ belirten Ham-
zaçebi, 20 Temmuz 2007 tarihli
SPK kararõyla raporun işlemden
kaldõrõldõğõnõ bildirdi. Hamzaçe-
bi, rapora konu olan bazõ bilgile-
ri şöyle sõraladõ:
? Yapõ Kredi ve Garanti Ban-
kasõ kayõtlarõndan hareketle, Bah-
reyn’deki bir hesaba para akta-
rõlmasõ ve şirket hesaplarõna
“üçüncü şahıs-para yatırma”
açõklamasõ ile farklõ kişiler tara-
fõndan para yatõrõlmasõ, söz ko-
nusu paralarõn kõsa süre sonra
çekilmesi veya yasal kayõtlarda or-
tak olan kişilere virmanlanmasõ
veya bu kişilerce hesaplardan çe-
kilmesi, hesaba yatan paralarõn bir
kõsmõnõn “Mehmet Bozkurt tes-
limatı” ve “Mustafa Akkaya
teslimatı” açõklamasõ ile şirket he-
saplarõna girmesi.
? Kanal 7’nin yurtdõşõnda İş
Bankasõ Gmbh nezdindeki 12
adet hesabõna ilişkin yasal def-
terlerinde kayõt bulunmamaktadõr.
? Kanal 7’nin yurtdõşõ iştirak-
leri ile ortaklarõnõn ortak olduğu
şirketler hakkõnda SPK’ye bilgi
verilmemiştir.
Hamzaçebi, SPK Başkanõ Tu-
ran Erol’dan da şu sorulara yanõt
vermesini istedi: “SPK uzman-
ları tarafından düzenlenen, suç
duyurusunun konu olduğu de-
netleme raporu henüz resmiyet
kazanmadan rapor taslağı ve
eklerini Kanal 7 yetkililerine
verdiniz mi, iddiaları Kanal 7
yetkililerine aktardınız mı? Ra-
por taslağı ve eklerinde yer
alan hususlar taslak halindey-
ken Kanal 7 ve SPK uzmanla-
rının katılımıyla toplantı yap-
tınız mı? Avukatlık unvanına
sahip olmadığı halde bir uz-
manı SPK Teşkilat Görev ve
Çalışma Esasları yönetmeliği-
ne aykırı olarak Hukuk İşleri
Daire Başkanlığı’na atadığınız
doğru mu? Kanal 7 hakkında-
ki incelemenin suç duyurusu ta-
lebiyle sonuçlanması üzerine
incelemeyi yürüten Denetleme
Dairesi Başkanı Celal Yõlmaz’ın
istifasını istediğiniz doğru mu-
dur? Bu olmayınca bu birimi
adı geçenden alarak, doğru-
dan kendinize bağladınız mı?”
Hasır altı edilen dosya