23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Gülen’in aynõ yõl içeri- sinde Said-i Nursi için Is- parta’da düzenlenen mev- lüte katõldõğõ, 1970 yõlõn- da İzmir’de Nurculuk üze- rine programlar yaptõğõ, toplantõlarda eğitici gör- evinde bulunduğu ifade edildi. 1971 Ocak ayõ içe- risinde, İzmir İmam Hatip ve İlahiyat Öğrenci Der- neği içinde Nurculuk faa- liyetleri yürüttüğü gerek- çesiyle dernek idare he- yetinden çõkarõldõğõ, aynõ yõl Nurculuk faaliyetleri nedeniyle İzmir Sõkõyö- netim Komutanlõğõ tara- fõndan ifadesi alõnarak hakkõnda dava açõldõğõ belirtildi. Bu dava sonucunda va- az etme yetkisinin elinden alõndõğõ, 1972 Eylül’ünde Erzurum’a giderek Nurcu liderlerle görüştüğü, çeşitli Nur toplantõlarõna katõldõ- ğõ kaydedildi. 1973 yõlõ iti- barõyla Edremit’e tayin edildiği ancak İzmir’de ikametini sürdürdüğü, her hafta Cuma günleri Edre- mit Camisi’nde vaaz ver- diği, her gelişinde Nur medreselerinde Nur top- lantõlarõ yaptõğõ belirtildi. İran devrimi arzuladı 1975’te Bornova’ya atanan, MSP yanlõsõ Nur- culardan olan Gülen’in İran’da gerçekleştirilen devrimin Türkiye’de de gerçekleşmesini arzula- dõğõ, Türkiye’de İslami devrim için yurt çapõnda teşkilatlanmaya önem ver- diği kaydedildi. Bornova Merkez Vaizi olduğu dönemde, vaaz bantlarõnõn yurtta dağõtõl- masõnõ sağlatarak Nurcu- luk propagandasõ yaptõğõ, 19 Nisan 1980’de İz- mir’de gerçekleştirilen bir Nur toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada, birkaç gün içerisinde, “Huruç ha- rekâtı (atılım harekâtı) başlatacağını, hemen he- men her ilde liderlerin tespit edildiğini, İran’da yapılan İslam harekâtı- nın Türkiye’de böyle başlamış olacağını” be- lirttiği ifade edildi. Aynõ yõl başka bir Nur toplantõsõnda “Huruç ha- rekâtının başarıya ulaş- ması için yurtta kendi binalarında ve kirala- yacakları müsait yer- lerde, orta ve yükseköğ- renim gören öğrenciler için yurt binalarının açılması, eğitilen öğren- cilerin meyvalarını ver- mesi, kendi fikirleri doğ- rultusunda çeşitli kitap ve dergilerin basımının gerçekleştirilmesi ile özellikle Türkiye’deki öğretmenlerin büyük bir bölümünün kendi yön- lerinde faaliyet göster- meleri gerektiğini” ifade ettiği belirtildi. 24 Haziran 1980’de, Denizli Merkez Akyazõlõ Köyü Orta ve Yüksek Eğitim Vakfõ’nõn açõlõ- şõnda konuşan dikkat çe- ken ifadeleri de şöyle: “Milletimiz içinde bu- lunduğu zelil duruma, şeytanın uşakları, mu- allimler ve onların ye- tiştirdiği inançsız tale- beler nedeniyle düşm- üştür. Rusya Müslü- manlığın giderek azal- ması ve komünizmin ya- yılması amacıyla Tür- kiye’ye her yıl yardım göndermektedir. Ah- laksızlık, zina ve anarşi almış yürümüştür.” Kaçmaya başladı Yazõcõ Nurcularõn lide- ri olan Fethullah Gülen’in 1980 yõlõnda Nurcularõn yayõn organõ olan “Sızın- tı” adlõ dergide, “M.F.D” rumuzu ile yazõlar yazdõ- ğõ, sõkõyönetim komutan- lõğõnõn operasyonunu ha- ber alõnca, Erzurum’a kaç- tõğõ, Bornova Müftülü- ğü’ne Erzurum’dan 20 günlük, Kayseri Tõp Fa- kültesi’nden 45 günlük sağlõk raporu gönderdiği belirtildi. 1980 Aralõk’ta Çanak- kale’ye tayin edildiği, 1981 Ocak ayõ itibarõyla Isparta Uluborlu ilçesin- deki “İmam Hatip Lise- si Öğrencilerini Koruma ve Yetiştirme Derneği” merkezinde gizlendiği kaydedildi. 27 Şubat 1981’de Eyüp İstanbul Hükümet Tabipliği Cer- rahpaşa Tõp Fakültesi Psi- kiyatri Kliniği’nden 20 günlük rapor aldõğõ ifade edilerek 22 Mart’ta Ça- nakkale Müftülüğü’nden istifa ettiği belirtildi. Ankara’da Nurcu lider- lerden Toprak Diş Klini- ği sahibi Hayrettin Top- rak’õn evinde saklandõğõ, 1982’de Konya’da Nurcu liderlerle toplantõ yaptõğõ belirtildi. Aynõ yõl Ke- şan’õn bir köyünde giz- lendiği, Molla ve Dahhak takma isimlerini kullan- dõğõ kaydedilerek Sõzõntõ grubu üyelerince, Gü- len’in bantlarõnõn Mek- ke’de kiralanan bir dük- kânda Türk hacõlarõna sa- tõldõğõ, 1983 yõlõnda, Me- nemen Helvacõköy’de Y.İ.E. öğrencisi Yaşar Er- doğdu’nun yanõnda sak- landõğõ belirtildi. Ege Ordu ve İzmir, An- talya illeri Sõkõyönetim Komutanlõğõ’nõn Şubat 1985 tarihli yazõsõ ile ara- nanlar listesinde yer aldõ- ğõ, 18 Mayõs 1985’te ken- disini maddi yönden des- tekleyen zenginlere hita- ben İstanbul Altuniza- de’de bir konuşma yaptõ- ğõ ifade edilerek özel okul- lara para yardõmõ yapma- larõ için öğütlerde bulun- duğu kaydedildi. Gülen grubuna mensup Nurculardan Sabri Kadõ- oğlu’nun Abdülkadim Zellüm adlõ yazarõn “Hi- lafet Nasıl Yıkıldı” isim- li eserinin ücretsiz dağõ- tõldõğõ, Hizb-ut Tahrir mensubu Muhammed Kürdi’nin, parti merke- zinden aldõğõ emir üzeri- ne İzmir’de tahsilini ya- parken Gülen ile bir gö- rüşme yaptõğõ, görüşme- den bir sonuç çõkmadõğõ ifade edildi. Genelkurmay Başkan- lõğõ’nõn 15 Nisan 1985 ta- rihli aranan şahõslar kita- bõnõn ikinci kategori, 583. sõrasõnda arananlar ara- sõnda yer aldõğõ belirtilen Gülen’in 1987 yõlõnda İs- tanbul’daki evinden “imamlarına” eğitim vermeye başladõğõ belir- tildi. Ağustos 1987’de ders verdiği öğrencileri- ne yaptõğõ konuşmada, “Alparslan Türkeş ile görüştüğünü, Tür- keş’ten cemaatini şeri- at doğrultusunda yetiş- tirmesini istediğini, onun da kabul ettiği- ni” ifade ettiği belirtildi. 6 Eylül 1987’de yapõlan seçim yasaklarõyla ilgili referandumda, Turgut Özal’õ desteklemek ama- cõyla Nurcularõn hayır oyu kullanmalarõnõ sağla- dõğõ, Şubat 1990’da Kor- kut Özal’õn dünürünün İstanbul’daki evinde “ANAP’ın geleceği ile ilgili” toplantõya katõldõğõ belirtildi. Aynõ yõl Türkiye’deki İslam faaliyetlerini tek bir merkezden koordine et- mek amacõyla oluşturulan İslam Şûrasõ içerisinde yer aldõğõ, 1999 yõlõnda ra- hatsõzlõğõ nedeniyle birkaç kez yurtdõşõna çõktõğõ be- lirtildi. Gülen’in 20 Ekim 1991’de yapõlan genel se- çim arifesinde MÇP’ye 3.5 milyar yardõmda bu- lunduğu ve seçimlerde MÇP ile ittifak yapan Adalet Partisi’ni destek- lediği kaydedildi ABD’ye gitti Nisan 1992’de Azer- baycan’a gittiği, orada TV kurma çalõşmalarõna baş- ladõğõ, aynõ tarihte ABD’deki Risale-i Nur Enstitüsü’nün çalõşmala- rõnõ yönlendirmek mak- sadõyla gizli olarak ABD’ye gittiği belirtildi. Buradan Avusturya’ya geçtiği, Türk öğrencilerin akademik öğretim gördü- ğü okullarõ ve kaldõklarõ yurtlarõ ziyaret ettiği kay- dedildi. Ayrõca kuracağõ üniversitelerde ders ver- mek amacõyla, söz konu- su ülkelerdeki çeşitli pro- fesörlerle de görüştüğü ifade edildi. Yazıcıoğlu’na destek MÇP’den 1992 yõlõnda ayrõlarak yeni bir parti kurma çalõşmalarõ içeri- sine giren Muhsin Yazõ- cõoğlu’na maddi ve man- evi destek verdiği vurgu- landõ. 19 Ocak 1994’te Ankara’da kurulan “Ga- zeteciler ve Yazarlar Vakfı”nõn kurucularõ ara- sõnda yer aldõğõ belirtile- rek aynõ yõl içerisinde ABD, Almanya, İngiltere ve Rusya’nõn Türki- ye’deki büyükelçileri ta- rafõndan ayrõ ayrõ ziyaret edildiğine dikkat çekildi. 1995 yõlõ Ağustos ayõ iti- barõyla basõnda çõkan dev- let yanlõsõ beyanlarõ ne- deniyle İBDA/C örgütü li- deri Salih Mirzabeyoğlu tarafõndan ölümle tehdit edildiği ifade edildi. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2008 PERŞEMBE 6 HABERLER PERŞEMBE ORHAN BURSALI Üniversite Seçim Sandığı, Şey Edilecek İrade mi? Önce YÖK, ardından AKP’nin Cumhurbaşkanı Gül, üniversitelerde “milli irade”yi hiçe saydı, sandıktan çı- kan oyların üzerinde tepindiler... Yüzleri kızarmadı mı? Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi kararından son- ra iki tane böyyük yandaş gazetecisini “sarayına” da- vet etmiş ve “yeni bir sayfa açmalıyız, empati yapmalı- yız” falan fıstık, bir dizi palavrayı devreye sokmuştu! Yanılmayalım: Gül ve Erdoğan gibi, Turgay Fişek- çi’nin tanımıyla “Pragmatist Fikrisabitler”in bütün yolları, hedeflerine çıkar! Yolda engellerle karşılaştıkla- rında biraz yalpalar, yalpalamış gibi yapar. Yan yollar çi- zerler! Gül, topluma gülücük dağıttığının hemen ertesi gün- leri fikrisabitini izledi ve.. şimdi burada tarifi ayıp kaça- cak bir tanımlama ile “karşı kale”ye birkaç gol birden atı- verdi! Üniversitelerin seçim sandıklarına baktılar baktılar... Biz böyle iradenin içine.. dediler ve bildikleri atamaları yaptılar! 21 üniversitede rektörlük seçimleri ve atamaları ya- pıldı. Rezalete bakın: En çok oyu alan üç rektör adayı ka- dın akademisyen elendi, atama listesine bile sokulma- dı! Neden? Çünkü hiçbiri siyasi olarak AKP’nin “kadın vitrini”ne koyacaklarından değildi! Ama Gül, sandıktan üçüncü çıkan AKP kadın milletvekili adayı Saraç’ı Dicle Üniversitesi’ne rektör olarak atadı! Ama Ege Üniversitesinde oyların yüzde 85’ini alan Prof. Sedef Gi- dener’i atamadı, yüzde 15 oy alanı atadı. Gül’de, demokrat-bilimci, Atatürkçü, AKP’li olmayan, AKP politikalarına destek vermeyen kadın akademis- yenlere karşı bu ne derin düşmanlık! O bunu, Osman- gazi Üniversitesi’nde en çok oyu alan Prof. Gaye Us- luer’i de atamayarak, yandaşı olmayan kadınlara kar- şı fikri sabitliğini kanıtlamıştı! Bu fikri sabitliğin biraz ayrıntısı: 9 rektör, sandıktan çı- kan oylara göre ikinci ve üçüncü sıralardan atandı. Dic- le Üniversitesi’ne atananla birlikte, 19 Mayıs Üniversi- tesi’ne ve Erciyes Üniversitesi’ne atanan rektörler, AKP’li öğretim üyelerinin başlattığı “türbana özgürlük” bildirisine imza atmışlardı! Gazi Üniversitesi’ndeki san- dıktan, en yakın rakibinden iki misli oy alan Yamaç’ı de- ğil, ikinci sıradaki yandaşını rektör atadı! Akdeniz Üniversitesi’nde en çok oyu alan, ancak tür- ban konusunda şimşekleri üzerine çeken Akaydın’ı ele- di! Cumhuriyet Üniversitesi’nde en çok oyu alan Meh- met Bakır’ı da eledi: Bakır, eser hırsızlığı tescillenen AKP milletvekili Ömer Dinçer hakkında “intihal” raporu ve- ren akademisyendi! Fikrisabit, unutmaz! İTÜ’ye büyük darbe: En çok oyu alan Karadoğan elendi, AKP’nin onun yerine hazırladığı, ancak 150 oy daha eksik alan ikinci sıradaki aday getirildi. Bu aday, İTÜ’lü öğretim üyelerine açıklamıştı: İş Çankaya’da bi- ter, unutmayın! Boğaziçi’ne Prof. Kadri Özçaldıran’ı ataması ise ta- mamen zorunluluktan: Eski rektör adaylığını geri çekmişti, diğer aday Aslı Tolun da, hem seçimlere 6 aday katılma zorunluluğundan göstermelik aday ol- muştu (1 oy aldı, diğerleri gibi) hem de AKP’ye hiç uy- gun durmuyordu. Mecburen en çok oyu alan Özçal- dıran’ı atadı! Çankaya mukiminin referansı türban, yandaşlık, des- tekçilik! Peki, sizler değil miydiniz, Sezer’i, Gürüz’ü, Teziç’i, üniversitelerin tercihlerini hiçe saydıkları gerekçesiyle dik- tatörlüklükle, demokrasiye inanmamakla suçlayan! Peki onlar diktatördü, darbeciydi, demokrasi düş- manıydı... Sizler ne oldunuz şimdi!? Hem de demokrasi palavralarını en çok kullanan, hele sizler? O Gül ki Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, o AKP ki kapatma davası öncesinde, ve o yandaşlar ki bütün bu süreçler içinde: - sandıktan çıkan oyların ne kadar kutsal olduğu ko- nusunda mangalda kül bırakmamışlar, - halkın tercihine saygı gösterilmesi gerektiği konu- sunda böyyük demokratik nutuklar atmışlar, - “milli irade”ye karşı durulamayacağını, buna karşı çıkanların halktan kopuk, darbeci, demokrasi düş- manları olduğunu ilan etmişlerdi! Genel seçim ve belediye sandıklarından çıkan oy- lar milli irade sayılıyor da... Üniversite sandıklarından çıkan oylar, içine, üze- rine şey yapılacak irade mi sayılıyor! Ülkemizde ar damarları var mı yok mu? Ey yandaş ka- lem erbabı, dün demokrasi adına yazdıklarınızı yalayıp yutacak mısınız, yoksa düşünce ve kalem satılmışlığı- nızı tescil mi ettireceksiniz? obursali@cumhuriyet.com.tr AYŞE SAYIN ANKARA - CHP Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ ve eski Diyarbakõr Milletve- kili Mesut Değer, Erge- nekon davasõ kapsamõnda “derin devlet”in ortaya çõkarõlabilmesi için, 1987- 2002 yõllarõ arasõnda uy- gulanan OHAL dönemin- de Güneydoğu’da yaşanan “faili meçhul cinayetle- rin aydınlatılması” ge- rektiğini söyledi. Değer, Meclis’te komisyon ku- rulmasõnõ önerdi. CHP’li Değer, Ergene- kon davasõyla ilgili her- kesin kafasõnõ kurcalayan, yanõtlanmayan sorular bu- lunduğuna dikkat çeke- rek, bu olayõn çözülmesi için siyasi irade birliğinin şart olduğunu ifade etti. Hükümetin samimiyse, bu yönde adõm atmasõ ve Meclis’te bütün siyasi par- tilerin katõlõmõyla komis- yon kurulmasõ için öncü- lük etmesi gerektiğini kay- deden Değer, şu görüşle- ri dile getirdi: “Ergene- kon davası, gerçekten bir örgütün ortaya çı- karılmasına yönelik mi- dir, yoksa örgütün için- deki bir başka örgütün tasfiyesi amaçlı mıdır ya da AKP’nin muhalifleri sindirme operasyonu mudur veya gizli tanık, itirafçı sanık konumun- da mıdır? Bu soruların cevaplandırılması gere- kir. Çünkü Ergenekon davasının sonu Şemdin- li dosyasına benzeyeceğe benziyor.” Avrupa ülkeleri arasõn- da içindeki “gladyo”yu temizleyemeyen tek ül- kenin Türkiye olduğunu kaydeden Değer, “Glad- yonun temizlenebilmesi için siyasi irade birliği şarttır. Onun için ‘Mec- lis’te komisyon kurula- rak üzerine gidilmelidir’ diyoruz” diye konuştu. Ergenekon dava dosyasõndaki MİT raporunda Fethullah Gülen’in birçok faaliyeti sõralandõ Humeyni’ye özenmiş 1975’te Bornova’ya atanan, MSP yanlõsõ Nurculardan olan Gülen’in İran’da gerçekleştirilen devrimin Türkiye’de de gerçekleşmesini arzuladõğõ, Türkiye’de İslami devrim için yurt çapõnda teşkilatlanmaya önem verdiği kaydedildi. Baştarafı 1. Sayfada ‘Faili meçhuller için komisyon kurulsun’ CHP’Lİ DEĞER’DEN AKP’YE ÇAĞRI Türkiye bir fizikçisini daha yitirdi İstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi Yüksek Enerji ve Plazma Fiziği Anabi- lim Dalõ Başkanõ Prof. Engin Işõksal (49), kalp krizi sonucu yaşamõnõ yitirdi. Işõksal, önceki gün Zincirlikuyu Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Dünyanõn önemli bilim merkezlerinden CERN Araştõrma Merkezi’nde de çalõşan Işõksal, üniversitede “Elektrik ve Manyetizma, Kuantum Teorisi, Nükleer Fizik, Yüksek Matematik III, Difrensiyel Denklemler, Rölativistik Kuantum Teorisi, Genel Rölativite, Elementar Parçacõklar ve Modern Fizik Eğitimi” dersleri veriyordu. Üzmez iddianamesi kabul edildi BURSA (Cumhuriyet) - Bursa’nõn Mudan- ya ilçesinde düzenlenen operasyonda “çocuğun cinsel istismarõ” suçundan tutuklanan Vakit gaze- tesi yazarõ Hüseyin Üzmez (76) ve mağdur çocu- ğun annesi Livaze Ç.(36) hakkõnda sunulan iddia- name kabul edilerek, zanlõlar hakkõnda dava açõl- dõ. Gelecek ay görülmeye başlanacak davada Üz- mez ve Livaze Ç, “Mağdurun beden ve ruh sağlõ- ğõnõ bozacak zincirleme şekilde çocuğa karşõ cin- sel saldõrõ suçu”ndan yargõlanacaklar. Söylenti, mevlit okutturdu! EDİRNE (AA) - Edirne’nin, Roman yurt- taşlarõn yaşadõğõ Gazimihal ve Menzilahir ma- hallerinde son on gündür yayõlan “çatõdan çatõ- ya uçan, minare boyunda zõplayan” bir adam görüldüğü yönündeki söylentiler üzerine halk çareyi mevlit okutmakta buldu (!). Edirne Ro- man Derneği öncülüğünde, Ağaçpazarõ Cadde- si’nde “korkularõn yenilmesi, kaza ve belalarõn üzerlerinden gitmesi” için mevlit okutuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle