03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Demokrasimiz Neyin Vesayeti Altında? Son zamanlarda, lumpen liberaller ile sivil dar- beciler, gemi azıya almış iktidarın önündeki en- gelleri kaldırmak için yeni bir formül ürettiler: “Ve- sayet demokrasisi”. Kendilerince “vesayet demokrasisi”nden kasıt, siyasal iktidarın eylemleri üzerindeki yargı dene- timi. Oysa idarenin eylemlerinin yargı denetimi dışında kalmaması gibi, yasamanın eylemlerinin anayasaya uygunluğunun da anayasal denetim altında bu- lunması çağdaş demokrasinin temel kurallarından biri. Türkiye’de vesayet demokrasisi olduğunu ileri süren lumpen liberaller ile AKP’nin destekçisi İti- laf Devletleri de, her ne kadar bu görüşü destek- leseler bile kendi yapıları içinde bu iki denetim me- kanizmasını canlı tutmayı sürdürmekteler. Çünkü İtilaf Devletleri’nin amaçları, kendileri ter- sini ileri sürseler dahi, Türkiye için çağdaş evren- sel kurallara uygun bir demokrasi değil, Fransız- ların “Bon Pour l’Orient” dedikleri türden yalnız- ca Doğu’da geçerliliği olan bir rejimdir. “Ilımlı İslam Demokrasisi”ni bu şekilde okuyup, anlamak gerekiyor. Kimse yanlış anlamasın! Türkiye’de demokrasinin vesayet altında ol- madığını ileri sürecek değilim. İtirazım yalnızca, de- mokrasinin üzerinde vesayet gibi gösterilen yar- gı denetiminin aslında böyle bir niteliği olmadığı noktasında düğümleniyor. Siyasetin evrensel kurallara uygun şekilde ce- reyan etmesi için getirilen ilkeler, buna uyulması- nı sağlamak amacıyla konmuş olan yasa deneti- mi demokrasi üzerinde vesayet anlamını taşımı- yor. Fakat, demokrasimizin vesayet altında olduğu tanısı doğrudur. Ama bu vesayet, lumpen libe- rallerin iddialarının aksine, yasal denetim değil- dir.Peki demokrasimizi vesayet altında tutan ne- dir o zaman? Dilerseniz son zamanlarda meydana gelen olaylara şöyle kısaca bir göz atalım. Türkiye’de kaçak Kuran kursunun yapıldığı ruhsatsız kaçak bina gaz kaçağı ile çöküyor. Bi- nada enkaz altında kalıp ölen kız çocuklarının ba- zılarının oraya biraz da karınları doysun diye gönderildiklerini, ailelerin gazetelere yaptıkları açık- lamalardan öğreniyoruz. Kazanın nedeni araştırılırken, kimi aileler ile ki- mi yöneticiler olayın nedenini açıklayıveriyorlar: Ka- der. Kader dediğiniz anda, her şey durur, sebep so- nuç ilişkisini araştırma gereği kalmaz. Türkiye’de radyo ve televizyon yayınlarını de- netleyen iktidarın kontrolü altında bir kurum var RTÜK. RTÜK’te, hastalıkların dua ile iyileştirileceği yolunda yayın yapan bir yayın organına ne gibi bir yaptırım uygulanacağı tartışılırken, kurulun AKP’li üyelerinden biri, kimi hastalıkların gerçekten dua ile iyi olabileceğini ileri sürerek, yaptırıma karşı çı- kıyor. Her yıl Türkiye’nin ormanları cayır cayır yanıyor. Bu gibi durumlarda, olaya anında müdahale ede- bilecek yeterli helikoptere sahip olmanın ne kadar önemli ve etkili olduğunu, bu yıl mavi yolculuk sı- rasında tanık olduğum olaylarda gördüm. “Peki Antalya’yı kasıp kavuran yangın olayında yeterli araç var mıydı” diye soracak olursanız, bu- na yanıtı değerli yazar Yılmaz Özdil’in dünkü Hür- riyet’teki köşesinde bulabilirsiniz. Özdil dünkü yazısında, devletin 81 valisine karşılık 209 tane valilik makam aracı olduğunu, devletin tüm makam aracının sayısının ise 130 bi- ni bulduğunu belirttikten sonra, elde bulunan yan- gın söndürme helikopterlerinin sayısının sadece 18 olduğu ve bunun da 12’sinin kiralık olduğunu yazıyordu. Bütün bu olayları bir araya getirdiğimiz zaman demokrasimizin neyin vesayeti altında olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Evet, Türkiye demokrasisi vesayet altındadır. O, sefaletin, cehaletin, irticaın, hamakatın ve vur- dumduymazlığın vesayeti altındadır. Bugünkü koşullarda da, demokrasimizin bu ve- sayetten kurtulması çok güç görünmektedir. [email protected] CMYB C M Y B CHP’li Tamaylõgil, Anõtkabir ziyaretinin ufak tefek teferruat olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi Babacan’a Anõtkabir tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ, İstanbul milletvekili Bih- lun Tamaylıgil, “Anıtkabir’e gitmeyen Suudi Arabistan kra- lının ayağına giderek otel oda- sında ziyaret eden Cumhur- başkanı Abdullah Gül ile Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Anıtkabir’e gitmek isteme- yen İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ı karşılamaya hazırlanırken res- mi ziyareti ‘iş yemeği’ kılığına sokan AKP hükümetinin tem- silcilerini” kõnadõ. ‘HÜKÜMET, AYAĞINA GİDİYOR’ Tamaylõgil dün yaptõğõ yazõlõ açõklamada şunlarõ kaydetti: “Atatürk kaçkınlarının ayağı- na gidenler AKP’nin değil, Tür- kiye Cumhuriyeti’nin temsilci- lerini hatırlamalı ve bunun so- rumluluğunu duymalıdırlar. Suudi Arabistan Kralı resmi bir ziyaret için ülkemize geldi fakat Anıtkabir’e gidip Atatürk’e say- gı duruşunda bulunmadı. Ama Sayın Gül ile Sayın Erdoğan ayağına gittiler ve Kralı oda- sında ziyaret ettiler. Şimdi de Anıtkabir’e gitmek istemeyen İran İslam Cumhurbaşkanı ge- liyor ve bu kaçkınlığına kılıf ha- zırlamak için hem resmi ziyaret iş ziyareti kılıfına sokuluyor, hem de bu kılıfın gereği olarak İstanbul’a Ahmedinejad’ın aya- ğına gidilmesi benimseniyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ba- kanı gibi değil de, AKP’nin ba- kanı gibi davranmayı alışkan- lık haline getiren Ali Babacan ise Anıtkabir ziyaretini ve Ata- türk’e saygıyı ‘ufak tefek tefer- ruat’ yani önemsiz bir şey, ay- rıntı diye değerlendirdi. İşte aramızdaki zihniyet farkı tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Biz, Cumhuriyet, Atatürk dev- rimleri ve Atatürk, diyoruz ve gerisinin teferruat olduğunu söylüyoruz. AKP’nin Dışişleri Bakanı ise, Atatürk’e saygıyı te- ferruat olarak görüyor. Anıt- kabir’de saygı duruşunu ise Genel Başkanı Erdoğan gibi ‘sap gibi dikilmek’ olarak algı- lıyor. İşte bizim kınadığımız zihniyet budur.” CHP Genel Başkan Yardõmcõ- sõ Tamaylõgil sözlerini “Ulusal değerlere saygı göstermeyen ve hatta saygısızlığı özendiren laiklik karşıtlığı ise yüce mah- kemenin kararıyla tescillenen bu zihniyet, ne Türkiye Cum- huriyeti’nin onurunu kırabilir, ne de Atatürk’e olan saygıyı ve sevgiyi azaltabilir. Türkiye’yi bu zihniyetle temsil edenler sa- dece ayıplarını kara leke gibi yakalarında taşırlar, hepsi o ka- dar” diyerek noktaladõ. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) – Eğitim-Sen Diyarbakõr Şubesi Başkanõ Abdullah Karahan, Diyarba- kõr’da okul derneği adõ altõnda faaliyet gösteren birçok derneğin okullarõn ihti- yacõnõ karşõlamaktan uzak olduğunu belirterek, bu derneklerden bazõlarõnõn cemaatlere üye kazandõrdõğõnõ söyledi. Diyarbakõr’da bulunan 389 sivil toplum örgütünün 39’unu okul, 32’si- ni cami dernekleri oluşturuyor. Cami derneklerinin özellikle Kayapõnar il- çesinde ardõ ardõna camiler yaptõrma- sõ dikkat çekiyor. Karahan, okul der- neklerinin çok az bir kõsmõnõn okulla- rõn eksikliklerini gidermek veya yok- sul öğrencilere yardõm etmek konu- sunda faaliyet yürüttüğünü, bu der- neklerin öğrencileri suiistimal edecek faaliyetlerde bulunduğunu vurguladõ. Karahan, “Bazı okul veya eğitim dernekleri bu ad altında okul önle- rinde okuma salonları açıyorlar. Öğrencileri buralara çekmeye çalı- şıyorlar. Kendi eğitim sistemlerini yaratmaya çalışıyorlar” dedi. ‘Okul derneği altõnda müritler toplanõyor’ CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ, İstanbul milletvekili Tamaylõgil, Anõtka- bir’i ziyaret etmek istemeyen İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanõ Ahmedinejad’õn resmi ziyaretini iş ziyareti kõlõfõna sokan AKP hükümetinin temsilcilerini kõnadõ- ğõnõ söyledi. MİLLETVEKİLİ GENÇ ‘Kılıç, AKP kararını yanlış açıkladı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Kamer Genç, Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç’õn AKP ile ilgili kararõ yanlõş açõkladõğõnõ savundu. Genç, TBMM’de düzenlediği basõn toplantõsõnda, AKP hakkõndaki kapatma davasõnõn Anayasa Mahke- mesi Başkanõ Kõlõç tarafõndan özellikle Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantõsõ öncesine alõndõğõnõ ileri sürerek, “Karar açıklanmıştır ama henüz kesinleşmemiştir. İmza aşa- masında üyeler kararlarını değiş- tirebilir. İlk kararlarından vazgeçebilirler” diye konuştu. Karar kesinleşme- den Yüksek Mahkeme Başka- nõ’nõn davet ve resepsiyonlara katõlmasõnõn yar- gõç bağõmsõzlõğõ ile bağdaşmadõğõnõ söyleyen Genç, “Anayasa Mah- kemesi Başkanı, AKP ile ilgili kararı açıklarken de bu partinin sözcüsü gibi davran- mıştır” diye konuştu. Genç, AKP’nin aldõğõ Hazine yar- dõmõnõn yarõsõndan yoksun bõrakõlmasõyla ilgili kararõn da yan- lõş olduğunu belirterek, Hazine yardõmõnõn tümünün kesilmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün yaptõğõ son rektör atamalarõnõ da eleştiren Genç, “Laik Cumhuriyete sahip çıkan rektör- ler tasfiye edilmiştir” dedi. İstanbul Haber Servisi - Güngören’de 18 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldõrõya ilişkin tutuklanan 8 zanlõnõn avukatlarõ Hüseyin Çalışçı ve Mehmet Sani Kızılkaya müvek- killerine yönelik yapõlan suçlamalarõ reddet- ti. Çalõşçõ ve Kõzõlkaya, müvekillerinin ceza- evinde işkence gördüğünü ileri sürdü. İnsan Haklarõ Derneği’nde (İHD) dün ba- sõn toplantõsõ düzenleyen Çalõşçõ, saldõrõnõn kim tarafõndan yapõlõrsa yapõlsõn insanlõk suçu olduğunu belirterek müvekilleri hak- kõnda basõnda yer alan “3 ay önce Kan- dil’den gelen bombacı”,“Bombayı patlat- tım seyrettim” başlõklõ haberlerin gerçekdõ- şõ olduğunu savundu. Müvekillerinin örgüt üyesi şüphesiyle tutuklandõğõnõ anõmsatan Çalõşçõ, “Tutuklamanın ardından İçişleri Bakanı’nın açıklamaları ve haberler, müvekillerimizi olayın faili gibi göster- miştir. Bakanın açıklamasıyla hâkimin tutuklama kararı ise birbiriyle örtüşme- mektedir. Bu açıklamaların ve haberlerin ardından Metris Cezaevi’ne götürülen müvekillerimiz önce çırılçıplak soyulmuş- lar ve ardından 15-20 kişilik jandarma ve gardiyandan oluşan bir grup tarafından darp edilmişler. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığımız suç duyurusuyla işkence izlerinin tespit edilerek, faillerin cezalandırılmasını istiyoruz” dedi. Zanlıların avukatları suçlamaları reddetti GÜNGÖREN’DEKİ PATLAMA Barõş ve Dostluk ödülü eski Bakan Seyfi Oktay’a verilecek SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR - Hacõbektaş Veli Dostluk ve Barõş Ödülü, bu yõl eski Adalet Bakanõ Mehmet Seyfi Oktay’a verilecek. Hacõbektaş Belediye Başka- nõ Ali Rıza Selmanpakoğlu, Nevşe- hir’in Hacõbektaş ilçesinde 16-18 Ağustos tarihleri arasõnda 45.’si dü- zenlenecek olan Hacõbektaş Veli’yi anma törenlerinde, Hacõbektaş Veli Dostluk ve Barõş Ödülü’nün bu yõl es- ki Adalet Bakanõ Oktay’a verileceğini açõkladõ. Öte yandan etkinlikler kapsamõnda düzenlenen öykü ve şiir şarõşmasõ da sonuçlandõ. Öykü dalõnda Fehmi Sa- lık’õn “İki Liseli” adlõ öyküsü birinci, Ali İrşi’nin “Hakikat Kapısı” adlõ öyküsü ikinci ve Ayşe Yılmaz’õn “İçinde İçin İçin” adlõ öyküsü de üçüncü seçildi. Serbest vezin şiir yarõş- masõnda “Benim Ben” şiiri ile Salim Çelebi birinci seçilirken, Fehmi Sa- lık’õn “Güzel Pirim” adlõ şiiri ikinci, Sadık Temizer’in “Ayıpsız yaşarız insan olduğumuzdan” adlõ şiiri de üçüncü seçildi. Hece vezni şiir yarõş- masõnda ise Fikret Dikmen, “Hacı- bektaş Felsefesi” adlõ şiiri ile birincili- ği elde ederken, Mehmet Ali Erök- süz ise “Hakikat Kapısı” adlõ şiiriyle ikinci ve “Hakikati Okuduk” adlõ şii- riyle de üçüncü oldu. BASINA VE KAMUOYUNA 5 Ağustos 2008 tarihli Zaman Gazetesinde yayõmlanan kasõtlõ ha- berle Derneğimiz bu dönemde yaşanan kaos ve kargaşanõn içine çe- kilerek yõpratõlmaya çalõşõlmaktadõr. Ulusal Sanayici ve İşadamlarõ Derneği olarak tüm bu zan altõnda bõrakma ve yõpratma çabalarõna karşõ demokrasi, hukuk ve ilkeli ya- yõncõlõğõn bir gün herkese gerekli olacağõnõ hatõrlatõyoruz. Ülkemizin biriken gerçek ekonomik ve sosyal sorunlarõ artõk yara- tõlan yapay gündemlerle örtülemeyecek bir aşamaya ulaşmõştõr. Bu kapsamda diğer bazõ kurumlarõn yanõ sõra Ulusal Sanayici ve İşa- damlarõ Derneği’ne ve çalõşmalarõna yönelik yõpratma ve karalama kampanyasõnõn ne istikrarõmõza ne de ülke ekonomimize bir yarar ge- tirmeyeceğini düşünüyoruz. USİAD'õn tüm çalõşmalarõ ülkemizin ulusal politikalar doğrultu- sunda demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak gelişmesi ve çağdaş uygarlõk seviyesinin de üzerine çõkmasõ yönünde olmuştur. Her türlü karalama kampanyasõna rağmen aynõ yolda yürümeye ka- rarlõyõz. Saygılarımızla, Fevzi DURGUN USİAD Genel Başkanı Genelkurmay Başkanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Koç Holding işbirliğiyle Anka- ra’nın Polatlı ilçesi Kartaltepe mevkisinde yaptırılan 32 metre yüksekliğindeki dev “Mehmetçik Anıtı” dün düzenlenen törenle açıldı. Anıtın açılış kurdelesi Genelkur- may Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç tarafından kesildi. Törene 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlığı görevini dev- ralacak olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanla- rı, şehit aileleri ve yurttaşlar katıldı. Sakarya Meydan Muharebesi’nde şehit düşen 5 bin 713 Mehmetçik anısına yaptırılan anıt, Mehmetçiğin düşmana “dur” deyişini sembolize ediyor. Açılışın ardından, anıtın hemen yapılacak olan “Sakarya Meydan Savaşı Panorama Müzesi”nin temel atma töreni gerçekleştirildi. (Fotoğraflar: AA) Kartaltepe’ye Mehmetçik anıtı EĞİTİM-SEN DİYARBAKIR ŞUBESİ BAŞKANI KARAHAN HACIBEKTAŞ VELİ’Yİ ANMA TÖRENİ 16-18 AĞUSTOS’TA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle