Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
5 AĞUSTOS 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Güzin Sarısoy:
“Teröristlerin
utancından suçu
kabul etmediğini
söyleyen Gül, ‘AKP
utancından suçu
kabul etmiyor’
diyebiliyor mu?”
AKP cari açığı
niçin kapatmıyor?
Bütün
kapatmalara karşı
olduğu için!
Tescilli
Selim Sümen:
“AKP, adını hemen
değiştirmeli,
Laiklik Karşıtı Odak
Partisi olmalı; çünkü
Anayasa Mahkemesi
tescil etti.”
Uygunsuz
Hamza Saykan: “ABD
ve AB’nin kapatmasını
bir de Anayasa
Mahkemesi’nin
kapatması uygun
olmazdı!”
Sonuç
İlhami Hakverdioğlu:
“Anayasa Mahkemesi: 6
Adalet ve Kalkınma
Partisi: 5. Sonuç;
galiptir Avrupa Birliği
uğruna mağlup olan!”
YağmurDeniz
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku@yahoo.com
İhtarı da şimdi bunlar iftar anlar!
Başbakan’ın yiğitliği bitmiş!
KAPATMA davasından önce
havayı yumuşatmak için Hürriyet’te
konuşan RTE’nin ettiği bir laf Bener
E. Kavukçuoğlu’nun dikkatini
çekmiş. RTE “Ülkenin temel sorunları
ile bizden başka kimse ilgilenmiyor.
Bakın Türkiye’nin ciddi bir cari açık
sorunu var. Ana muhalefet bu
konuda ne düşünüyor? Cari açık
şöyle kapatılır diye bir teklifi var mı?
Yaparsın bu teklifi, aklımız yatıyorsa
hiç komplekse kapılmadan uygularız.
Ama tek kelime etmiyor” diyor.
Kavukçuoğlu aynı şahsın geçen
yıl Milliyet’te yayımlanan “Cari
açık her zaman bir yokluk değil.
Eğer siz yere sağlam basıyorsanız,
cari açık bazen teşvik edicidir.
‘Borç yiğidin kamçısıdır’ derler,
ama yiğitsen kamçıdır. Ama
yiğit değilsen felakettir” lafını
anımsatıyor ve şu sonuçları
çıkartıyor: “Bir yılda Başbakan’ın
yiğitliği bitmiştir. Başbakan bir yıl
önce memleket meseleleri ile
gayri ciddi ilgileniyormuş. CHP
yıllardır cari açık tehlikeli
boyutlarda derken memleket
meselelerine gayriciddi bakan
Başbakan, birden ciddiyeti görünce
felaketin içine CHP’yi de katmak
istemiştir.”
- Gül, herkesin empati
yapmasını istemiş...
“Velev ki hepimiz
RTE’yiz!”
ANAYASA Mahkemesi Başkanı Haşim
Kılıç’ın AKP davasının kararını açıklamadan
önce siyasilere parti kapatmayı zorlaştırıcı
anayasa değişikliği yapmalarını önermesi üzerine
Hikmet Keskineğe “Mahkemeler akıl vermez,
hüküm verirler” diyerek Kılıç’ı eleştirirken
Mustafa Saraç da bakın ne diyor:
“Her yurttaş gibi Anayasa Mahkemesi
Başkanı’nın bir siyasi görüşe sahip olması
doğaldır. Ancak konumu gereği mutlak tarafsızlık
sergilemesi gerektiğinden, kendi siyasi eğilimi
lehine bir yasa değişikliğini savunması, bu
değişikliğe kayıtsız şartsız karşı olan milyonlarca
yurttaşın siyasi eğilimleri aleyhine ve bu
yurttaşları rencide edici bir irade beyanı
olmaktadır. Tarafsızlık sembolü kamu
görevlilerinin, kendi kişisel eğilimlerini ortaya
koymaları ve giderek kendi eğilimlerinin
yasalaşmasını önermeleri, objektiflik ilkesinin
zedelenmesi anlamına gelmektedir. Bugün
Türkiye kamuoyunun kabaca yarısı AKP’nin
kapatılmasını, diğer yarısı ise kapatılmamasını
savunmaktadır. Böylesi alışılmadık katı
kutuplaşma dönemlerinde, yüksek yargı
mensuplarına düşen, mevcut kutuplaşmanın
taraflarından birini açıkça destekleyen bir yasa
değişikliği önermek değil, tersine, tarafsızlık
konusunda olağanın da ötesinde titizlik
göstermektir. Üstelik Kılıç’ın siyasilerden ilk
değişiklik talebi de bu değildir.
Altı ay önceki bir röportajında, kendilerini
özelleştirmenin önünü tıkamakla suçlayan özel
sektör temsilcilerine ‘bu anayasa ile istendiği gibi
özelleştirmelere izin vermemiz mümkün değil’
mesajı iletmiştir. Kılıç, özelleştirme için yanıp
tutuşan bir kesime, hukuki teknik prosedürü
işaret etmekte ve ‘anayasada değişikliği talep
edin’ önerisinde bulunmaktadır. Burada da,
Başkanın tarafsızlık ilkesi açısından soru
işaretleri uyandıran bir durum söz konusudur.
Haşim Kılıç, eğer özelleştirme karşıtlarına da
birtakım ‘hukuki tavsiye’lerde bulunmuş ve
samimi desteğini iki karşıt cepheye ‘dengeli’
dağıtmış olsa idi, kimsenin tarafsızlıkla ilgili
söyleyecek sözü olmayabilirdi. Anayasa
Mahkemesi’nin öteki üyelerinin de ayrı ayrı
kamuoyunun önüne çıkıp siyasi görüş ve
‘tavsiye’lerini sıralamaları halinde, Türkiye’nin
hangi kaotik ortama sürükleneceği asla
göz ardı edilmemelidir.”
Haşim Kılıç
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
Anayasa Mahkemesi
Üyelerine Açık Mektup
Anayasa Mahkemesi’nin Değerli Üyeleri,
Ülkemizin çok kritik bir siyasi tünelden geçtiği
bu yıllarda, tarihte hatırlanacak bir karar aldınız.
Bu yargı süreci tamamlanmış olduğu için, size gö-
nül rahatlığıyla yazıyorum.
Sn. Başkanınızın geçen çarşamba günü yaptı-
ğı açıklamaların halkımız tarafından henüz “tatmin
edici bir yorum” olarak algılandığını pek söyle-
yemem. Aldığınız karar, 6 üyenin AKP’nin kapa-
tılması, 4 üyenin “mali yardım kesintisine uğraması”
yönünde açıklandığına göre, 11 üyenin 10’u,
Cumhuriyet Başsavcısı’nın tezlerinin haklılığına ka-
naat getirerek AKP’nin anti-laik odak konumunu
kabul etmiş oldu. AKP’nin, bir “tek parti iktidarı”
olduğunu hatırlarsak, mahkemenizin tespitinin va-
hameti, kendiliğinden ortaya çıkıyor. Öte yandan
Sn. Başkanınızın söylediği gibi bunun bir “ihtar”a
dönüşebilmesi, anladığım kadarıyla ancak “ge-
rekçeli karar” açıklamanızda somutlaşabilecek.
Çünkü “Hazine yardımının yarısının kesilmesi” ce-
zası, uzaktan yakından AKP’nin anti-laik icraat-
larının hızını kesici bir önlem olarak kabul edile-
mez. Zaten Sn. Başbakan, karardan sonra yap-
tığı açıklamalarda hiçbir şekilde Cumhuriyet ve-
ya laiklik karşıtı bir odak olmadıklarını söyledi ve
suçlamaları hiç üzerine almadı.
Dolayısıyla, Yüce Mahkemenizin aldığı kararın
içeriğine ve Siyasi Partiler Kanunu’na uyum gös-
termesi açısından, açıklayacağınız gerekçeli ka-
rar, büyük önem kazanmaktadır: Bu metnin, ka-
rarın nasıl bir “ihtar”a dönüştüğünü, icraatların
bundan sonra anayasanın temel maddelerine
uyumlu olması konusunda nasıl özenli ve gerek-
tiğinde “caydırıcı” bir yargı takibi yapılacağını, çok
net bir şekilde, topluma açıklaması lazımdır.
Çünkü Anayasa Mahkemesi duyarlılıklarını
özenle koruyacağını bildirmezse, AKP kendisine
tam bir “yeşil ışık” yakıldığı hayaline kapılabilir ve
ülkemiz bu ağır vakadan önemli toplumsal uz-
laşma umuduyla çıkacağına, yine kaoslara itilir.
AKP’nin, malum ağır laiklik ve demokrasi ihlalle-
ri konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da,
iktidarın bundan sonraki icraatlarında Anayasa
Mahkemesi kararının ışığında davanın takipçisi ol-
maya devam edeceğini açıklayarak, ülkenin iç ba-
rışına sahip çıktığını kanıtlamalıdır. Bu şekilde, bu
iki kurum tarafından, AKP iktidarına bugünden iti-
baren bir beyaz sayfa açılır ve yalnız bundan son-
rasına bakılır.
Sonuçta rejim, toplumsal uzlaşma adına,
AKP’ye bir şans vermiş ve “bunu iyi kullan, ar-
tık oyunun kurallarını kabul ettiğini kanıtla” de-
miştir. Bu yakın takip yapılmazsa, neler olur? De-
diğimiz gibi, AKP iktidarı kendi geçmişinin “onay-
landığı” yanılgısıyla, daha da sertleşir, daha da an-
ti-laik/anti-demokratik yollara sapar. Üstelik bun-
dan sonra var olan veya yeni kurulacak her par-
tinin de, “Hazine yardımından vazgeçerek, laiklik
karşıtı faaliyet yapabileceği” gibi, kabul edilemez
bir tablo ortaya çıkar. Herhalde ülkemizin bu şe-
kilde tehlikeli mecralara çekilmesi, en başta siz-
leri rahatsız eder.
Değerli Üyeler; medyada sık sık “mühim olan
AKP’nin sandıkta mağlup edilmesi” gibi sözler do-
laşmaktadır. Takdir edersiniz ki bu konu, tarafsız
olan mahkemenizin gündemine tabii ki giremez.
Ama her partinin, oyunun kurallarına ve anayasaya
uyması, kendini yasalardan üstün görmemesi ve
hepsinden önemlisi T.C devletini değil, o devle-
tin geçici bir hükümetini temsil ettiğini unut-
maması lazımdır.
İşte bu nedenlerle, açıklayacağınız gerekçeli ka-
rar, öncekilerden çok farklıdır. Mahkemeniz,
AKP’yi kapatmayarak, demokratik uzlaşma adı-
na olduğu kadar, Cumhuriyetin sağlıklı devamı ko-
nusunda da büyük bir sorumluluk almıştır. Bu ta-
rihi metin, sürmesini seçtiğiniz bu iktidarın, reji-
min değişmez kuralları ile nasıl barışabileceğini or-
taya koymalıdır. Nasıl bu “Hazine yardımlarından
kesinti yapma” ve “ihtar çekme” uygulamaları bir
ilkse, ortaya çıkacak gerekçeli karar da bir ilk ol-
malı, bundan sonraki sürece net olarak ışık tut-
malıdır. Aksi bir uygulamanın, anayasayı ve laik
rejimi tamamen korumasız hale getireceğini biz-
den çok daha iyi bildiğinizin tabii ki bilincindeyim.
Saygılarımla...
e-mail:badbay@tnn.net - Faks: 0212 227 34 65
PERİHAN ERGUN
Kapatma Davası, Ergenekon
tertibi, Güngören’de acımasız
teröristlerin patlattıkları bom-
bayla ana karnındaki bebekle
17 çocuk ve yurttaşımızın ölü-
müne ve toplu yaralanmalara
neden olmalarının acılarıyla
yüreklerimiz yandı. Bunlar yet-
mezcene ağustosun birınci
günü sabah ışırken, bir de
Konya’nın Taşkent’e bağlı Bal-
cılar beldesindeki cinayetin
görüntüleriyle sarsıldık. İlkelli-
ğin, yasa tanımazlığın, din sö-
mürücülüğünün en kötüsü de
bela geliyorum diye açık seçik
görünürken, dokunulmazlığın
faydacılığıyla o masum, 14-16
yaş arası 18 kızımız günah-
sızlıklarıyla kara toprağa veril-
diler. Kaçak yapı, kaçak Kuran
kursu, kaçak yurtta 50’nin üs-
tünde çocuklarını tüm sakın-
calara karşın oraya yatılı ola-
rak verenlerin birinci nedeni
yoksulluk, ikincisi de dini yön-
temlerdeki akıl dışılık olsa ge-
rek. Çöken üç katlı binanın ek-
ranlarda gösterilen enkazının
görüntüsü, malzemenin nite-
liksizliğini anlamak için insanın
yapı bilgisi olmasını bile ge-
rektirmiyor. O binaya ruhsat
vermeme koşullarını görmeyen
görevlilerin, iskânına izin ver-
meleri de ayrı bir sorumsuz-
luk... Diyanet’in ve müftülüğün
oluru olmadığı halde MEB’nin
acımasız siyasi rant güdüsüy-
le bu Kuran kursuna göz yum-
ması, ayıbın ötesinde büyük
günah olmuyor mu?
Dile getirmeye çalıştığım bu
konuların kaosundayken An-
talya’nın cennetlerinden Ma-
navgat’ın da günlerdir söndü-
rülemediğinden 10 bin hekta-
rı geçen orman yangını, ülke-
nin akciğerleri olan ormanla-
rımıza başta Bakanlığın, son-
ra da halkın eğitimsizliği, do-
ğa bilincinin verilmemesinden
kaynaklanıyor. Kuraklığa gi-
dişte açık etken olan yeşilin yi-
tirilmesi, duyarsızlığı gidere-
miyor . Bu konuda kendilerini
paralayan sivil toplum kuru-
luşlarının önerilerine kulak asıl-
mıyor. Bizler Ada Dostları Der-
neği olarak beş yıl önce Mar-
mara’nın incilerinden biri olan
Burgazada’nın orman yangı-
nında bu acıları yaşadık. Bü-
yük emek ve çabalarla Orman
Bölge sorumlularını da zorla da
olsa yanımıza alarak, yeniden
binlerce çam fidanı dikerek or-
manımızı yaşattık ve yaşatı-
yoruz.
Gündemi karartan bu acı-
masız olaylarla bunalırken,
kültür ve sanat yaşamımızın
övüncü olan değerlerimizin
Hakk’a yürümelerinin acılarını
yaşadığımız halde dile getire-
medik. Oysa bu ön görevimiz
olmalıydı.
Önce geçtiğimiz ayda şair
ve kendini Türk diline adaya-
rak çok yararlı ürünler veren Ali
Püsküllüoğlu’nu yitirdik. 73
yıllık ömrün içine sığdırdığı
yapıtlarına, erken ölüm diye-
bileceğimiz bir nedenle daha
kimbilir kaç tanesini de kata-
caktı.
İlk aklıma gelenler; Öz Türk-
çe Sözlük, dilimizin lehçeleri
arasındaki Karşılaştırmalı Söz-
lüğü , Türkçemizin Argo Söz-
lüğü ve en çok yararlandığımız
Yazın Kılavuzu, Arı Dile Doğ-
ru ve yüzlerce konferans.
Onun emekleriyle temeli Ata-
türk’le atılan Dil Devrimi’nin bi-
nasını yükselterek yıkılamaz
hale getirmesine ne denli te-
şekkür etsek azdır. Bu bayra-
ğı indirmeye kimsenin gücü,
işte bu büyük emeğin de kat-
kılarıyla yetmeyecektir. Işıklar
içinde yatsın.
Temmuzun son günlerinde
Türk edebiyatının özgün eleş-
tirmeni, şair, araştırmacı ya-
zarımız Fethi Naci Usta’yı da
yitirdik. Uzunca süren rahat-
sızlığına karşın hep iyileşebil-
mesi umudunu sürdürdük.
Fethi Naci , N. Ataç’dan son-
ra eleştiride en çok yer alan ki-
şiydi. Tarafsız, akıl ve sağdu-
yu rehberiydi. Kusursuz anla-
tıma sahipti. Eleştirmenliğiyle
aynı etkinlikte edebiyat, tarih,
sanat ürünlerini kısa yolla me-
raklılarına sunduğu “Yüz So-
ruda” külliyatı, eğitimsel fay-
danın ürünleriydi. Sevgili branş
arkadaşım Rauf Mutluay’ın da
bu çalışmalardaki emeği yad-
sınamaz. Ders ve okul idare-
ciliğinin yanında ansiklopedi
çalışmalarının yoğunluğuyla
zamanı yetmediğinde istemi
üzerine redaksiyonlarına dost-
lukla katkıda bulunabilmem,
en kıvanç duyduğum çalış-
malarımdandır. Fethi Naci’nin
birçok araştırma çalışmaları
içinde “Bir Romancı Yaşar
Kemal-Bir Öykücü Sait Faik”
yapıtı da işaret edilmeye de-
ğerlerdendir.
Günlerimiz bir yığın çözü-
münde güçlük çekilen gün-
demlerle geçerken, yitirdikle-
rimize bir de tiyatro sanatının
divası diyebileceğimiz Suna
Pekuysal eklendi. F. Naci ile
aynı günlere gelen son yolcu-
luklarına, 24 Temmuz Lozan
Günü’nün anılıp anlatılması
etkinliği denk geldiğinden ka-
tılıp saygı ve borçluluklarımı-
zı ödeyemedik. Işıklar içinde
yatsınlar...
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com
(ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com
HARBİ SEMİH POROY
5 Temmuz
Kabul
SESSİZ SEDASIZ (!)
Yitirdiklerimiz...
OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc yahoo.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Kalõnca kabuklu,
iri ve uzun taneli bir
üzüm cinsi. 2/ Muğ-
la’nõn bir ilçesi...
Boyu kõrk metre ka-
dar olabilen bir or-
man ağacõ. 3/ “Son
merhale bir fasl-õ
hazandõr ki sü-
rer/Geçmiş gelecek
cümlesi --- görünür”
(Yahya Kemal)...
Düşman. 4/ Evre,
kademe... Boru sesi. 5/ Şe-
riat mahkemesi yargõcõ...
Bir soru sözü. 6/ Akõm
şiddeti birimi kiloamperin
kõsa yazõlõşõ... Çayõrlarda
yetişen ve hayvanlara ye-
dirilen küçük bir bitki. 7/
Bir oda ya da mekâna açõ-
lan, duvar ya da çitlerle
çevrili girinti... Kimi Türk
lehçelerinde “ağa” yerine
kullanõlan sözcük. 8/ Yazma kitaplara boya ya da yaldõz-
la yapõlan süsleme. 9/ Kerestelik bir ağaç cinsi... Karşõlõklõ
alõp verme.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Hat sanatõnda birkaç kâğõdõn, sularõ ters yönde olmak
üzere üst üste yapõştõrõlmasõyla elde edilen mukavva. 2/ Es-
ki Türklerde toplumsal bölüşümü düzenleyen sistem ya da
hukuk... Eskişehir’in bir ilçesi. 3/ Dayanõklõ bir yün kumaş...
Yağõ alõnmõş sütten ya da yoğurttan yapõlan peynir. 4/ Gü-
ney Anadolu’da bir dağ. 5/ Aritmetikte bir kuvvetin de-
recesini veren sayõ... Düşmanlõk. 6/ Romanya’nõn para bi-
rimi... Şarkõ, türkü... Neon elementinin simgesi. 7/ İlgeç...
Veri. 8/ Kanlõ basur hastalõğõ. 9/ Katõşõksõz, saf... Nâzım
Hikmet’in bir oyunu.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
P A M U K Ç U K
O L U R U M A R
T A R A B U L İ
O R A N G U T A N
M A N A C N O
A A R D A K L
N A P İ K O L O
İ N K U M R U J
I R Z Y E T İ
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
İZMİR 11. İCRA İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ
MÜFLİS ESROBOTEK TEKNOLOJİK ÜRÜNLER SAN. TİC.A.Ş.
İFLAS İDARESİ’NDEN MENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI
DOSYA NO: 2007/4 iflas
Müflis ESROBOTEK TEKNOLOJİK ÜRÜNLER SAN. TİC. AŞ. İflas masasõna ait bulunan, aşağõda cins, miktar ve kõymeti yazõlõ men-
kul mallar satõşa çõkartõlmõş olup, muhammen bedelin altõnda olmamak kaydõyla pazarlõk suretiyle satõlacaktõr. İhale, 12/08/2008 günü, sa-
at 10:00 - 10:30’da, Ege Serbest Bölge, Mümtaz Sk. No: 16 Gaziemir İZMİR adresinde yapõlacak olup, saat 10:00 - 10:20 arasõnda, teklif-
ler kapalõ zarfta yazõlõ olarak alõnacak ve 10:20 - 10:30 arasõnda açõlarak, en yüksek teklifi verene ihale edilecektir. Tekliflerin muhammen
bedeli bulmasõ, bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi şart olduğu, menkullerin satõş bedeli üzerinden tahak-
kuk edecek K.D.V'nin alõcõya ait olacağõ, menkullerin Serbest Bölge mevzuatõna tabi olduğu, satõş şartnamesinin bir örneğinin isteyene gön-
derilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya nosu ile birlikte İzmir 11. İcra ve İflas Müdürlüğüme başvurmalarõ ilan
olunur. 29/07/2008
Muhammen Kõymeti: 105.020.00 YTL
Adedi: Muhtelif
Cinsi (Mahiyeti ve önemli özellikleri): Ahşap ve Metal CNC kesme makinalannõn Üretiminde kullanõlan, ikinci el, parça ve Yarõ mamul
ürünler.
* Satõlan menkullerin adet, cins ve ayrõntõlõ özellikleri ile birim ve toplam fiyatlarõnõ gösterir liste, İzmir 11. İcra ve İflas Müdürlüğü’nün
2007/4 İflas sayõlõ dosyasõndan edinilebilir.
(Basõn: 42698)