Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2008 SALI
6 HABERLER
SALI
ORHAN BURSALI
Parti Geleneği ve CHP
CHP üzerine her yazı okurda çok sayıda yan-
kı buluyor. “CHP’ye Dokunmak” başlıklı yazıdan
sonra da, yine bir dizi okur kaleme sarıldı, gö-
rüşlerinin odağında genellikle Deniz Baykal var-
dı! Şöyle bir yaygın görüş var: Baykal giderse, ye-
rine yeni bir yönetim gelirse CHP düzelecek, ik-
tidara yürüyecek, biz de AKP’den kurtulacağız!
CHP’nin ana sorunu Baykal! Baykal’la bu iş olmaz!
Bu ne kadar doğru bilemem, ama sorunu esas
Baykal’a bağlayan görüşlere katıldığımı söyleye-
mem! Baykal’ın yerine bir başka lider otursa da,
benzer sorunların sürebileceğini ve yine geniş ha-
yal kırıklıkları doğabileceğini söyleyebilirim!
Dışarıdan gözlemci ve eleştirici olarak, 3 nok-
ta dikkatimi çekiyor.
1) Parti içi muhalefet sorunu; 2) Program, söy-
lem ve yönelecek-yönlendirilecek kitleler; 3) Par-
ti liderliğinin kolektif ruhu ve yerel örgütlerle iliş-
ki ve çalışma tarzı.
Üçüncü nokta, geçen yazının temalarından
biriydi, onu bir kenara bırakalım. Ama bir okura
(Turgut Karabekir) verdiğim, parti içi muhalefetle
ilgili yanıt üzerinde duracağım.
Almanya Sosyal Demokrat Parti’yi (SPD), özel-
likle parti içindeki liderlik değişimleri sürecini me-
rakla izlerim ve CHP ile karşılaştırırım. SPD’de son
beş yıl içinde kaç lider değişti? En az 5! Biri ge-
lip biri gidiyor! Parti liderlik krizini henüz aşamı-
yor. Ama ne gam!
1) Önemli olan SPD’nin durmadan lider çıka-
rabilme becerisi, yeteneği, geleneğidir! SPD da-
ha bir yıl geçmeden yeni bir liderin hazırlanma sü-
reci içinde! Parti, aradığını buluncaya, geniş kit-
leleri yeniden partiye, partiyi iktidara sürükleye-
cek bir lider ve kadrosunu yaratıncaya kadar, bu
canlılığını sürdürecek! Bu çok önemli!
2) Parti içindeki bu liderlik yarışı, bir gelenek-
tir! Başka bir gelenek, parti içinde muhalif, fark-
lı görüşteki partililerin hemen hepsinin, parti için-
de kalmasıdır! Hemen hiç kimse, vay bana hayat
hakkı yok burada, diyerek ayrılmıyor! SPD içinde
yeni liberal akımın temsilcileri tarafından, “solcu”
kaldığı için, partide varlığı müthiş kısıtlanan Os-
kar Lafontaine dışında! O da istifa edip, bugün,
solcuların birleşik partisi Die Linke’yi oluşturdu ve
SPD karşısında büyük bir rakip oldu! Bu hemen
hemen tek örnektir!
3) CHP’den ise durmadan ayrılmalar oluyor! An-
cak, ayrılanların ciddi ve güçlü bir parti-hareket
yarattığını göremiyoruz! Seçimlerde hemen hemen
yoklar! Bunun ülkeye özgü nedenleri şüphesiz ki
vardır!
4) CHP’de liderlik mücadelesi, bir yarış şeklin-
de değil, büyük bir çatışma, yok etme mücade-
lesi biçiminde geçiyor genellikle! Birbirine parti-
yi dar etme politikası! Ne büyük yanlış! Bu reka-
betin daha insancıl ve parti geleceği de düşünü-
lerek normal ölçüler içinde geçmesi, muhalefetin
ayrılma yerine parti içinde kalmaları gerekmez mi?
(Son genel kurul daha normaldi!) Herkes, partiyi,
kendi aktif politik yaşam süresi ile sınırlı değer-
lendirir ve düşündüğü için mi, böyle bir durum or-
taya çıkıyor! Bizde, biraz tanınan ve sivrilen po-
litik bir kişinin, hemen kendi partisini kurma eği-
limi ve girişimi, herhalde Avrupa’nın hiçbir ülke-
sinde görülmez! Acaba bugün CHP’nin misyonuna
talip ve sahip, bu misyonu daha iyi yerine geti-
receğine inanan kaç parti var ve kaç tane daha
yolda var?!
4) Parti liderliği, somut olarak Baykal, muhale-
fete, varlığını sürdürecek olanağı tanımada ne ka-
dar hoşgörülü olduğu da başlı başına bir sorudur!
Özetle, kurumsal olarak CHP örgütü, ben-biz-
merkezci bakışın dışında davranamıyor. Partiyi,
kurum olarak kişilerin üzerinde tutan, geçmişi,
Türkiye ve geleceği düşünen kişilerden ve lider
adaylarından bağımsız olarak, partide bir “ortak
kurumsal-tarihsel kişilik” yaratamıyor. Veya
var olan böyle “kişiliğe” sahip çıkamıyor!
Bu eksikliğin, CHP içinde, ülkemizdeki de-
mokrasi düzeyi, demokratik anlayışın kurumsal-
laşma düzeyi ile bir paralellik taşıdığını varsay-
malıyız...
Son nokta, parti söylemi ve kitlelere mesajdır,
ki bu ayrı bir yazı konusu...
obursali@cumhuriyet.com.tr
Öldürülen JİTEM’in kurucusunun dokümanlarõ ve silahlarõ Ergenekon davasõyla yeniden gündeme geldi
Ersever’in arşivi kimde?İstanbul Haber Servisi - JİTEM adõyla bi-
linen Jandarma İstihbaratõ’nõn kurucusu ve
1993’te faile meçhul cinayete kurban giden
emekli jandarma subayõ Cem Ersever’in ka-
yõp arşivi ve silahlarõ Ergenekon operasyon-
larõyla yeniden gündeme geldi. Ankara’da
gözaltõna alõnan ve 15 Ağustos Cuma günü tu-
tuklanan JİTEM yöneticisi emekli Albay Arif
Doğan’a ait yerlerde yapõlan aramalarda ele ge-
çirilen silahlardan birinin ve çok sayõdaki do-
kümanõn, kendisi de birçok faili meçhul cina-
yetten sorumlu tutulan emekli Binbaşõ Cem Er-
sever’e ait olduğu iddia ediliyor. Daha önce de
Ergenekon davasõndan tutuklu bulunan emek-
li Tuğgenerel Veli Küçük’ün Bilecik’te ara-
ma yapõlan evinde de Ersever’e ait doküman-
larõn bulunduğu iddialarõ ortaya atõlmõştõ.
Ergenekon iddianamesinin eklerinde, Baş-
bakanlõk Teftiş Kurulu Başkanõ Kutlu Savaş’õn
hazõrladõğõ Susurluk Raporu’nun, “devlet sır-
rı” olduğu gerekçesiyle açõklanmayan bölüm-
leri de dahil tam metninin Doğu Perinçek’in
gözaltõna alõndõğõ sõrada yapõlan aramalarda ele
geçirilen belgeler arasõnda olduğu belirtildi. Söz
konusu raporda, “İstihbaratta çalışanlar da
askeri hiyerarşinin dışında kalmışlardır.
Binbaşı Cem Ersever, daha yüksek rütbeli-
lerin bulunduğu bir ortamda müstakilen ha-
reket edebilmiştir” diye anlatõlan Cem Erse-
ver, 1993 yõlõnda TSK’den ayrõldõ. Çeşitli ga-
zetele ve dergilere verdiği röportajlarda ve ki-
taplarda JİTEM’in kural dõşõ faaliyetlerini ve
PKK ile mücadele konusunda eleştirilerde bu-
lunan Ersever ekim ayõ ortalarõnda kaybolduktan
sonra cesedi 4 Kasõm 1993’te Ankara Elma-
dağ’da bulundu. Sevgilisi ve PKK itirafçõsõ Ne-
val Boz ile yardõmcõsõ, itirafçõ ve JİTEM ele-
man Mustafa Deniz’in cesetleri de yine An-
kara’da farklõ yerlerde bulundu.
Susurluk raporunda faili meçhul kaldõğõ an-
latõlan cinayetlerle ilgili olarak dönemin Emniyet
İstihbarat Şube Müdür Yardõmcõsõ Hanefi Av-
cı’nõn ifadeleri, MİT değerlendirmeleri ve ba-
zõ itirafçõlarõn ifadelerine yer verildi. Hanefi Av-
cõ, TBBM Susurluk Araştõrma Komisyonu’na
4 Şubat 1997 tarihinde yaptõğõ açõklamada, “jan-
darma elemanı Kemal Uzuner’in evinde Er-
sever’in arşivinin muhafaza edildiğini, jan-
Ders kitabı çelişkisi
MAHMUT LICALI
ANKARA - Yeni eğitim-öğretim yõlõnda okutula-
cak ders kitaplarõ konusunda Milli Eğitim Bakanlõğõ
(MEB) çelişkili bilgiler veriyor. MEB Yayõmlar Dai-
resi Başkanlõğõ ders kitaplarõnõn 17 Ağustos’tan itiba-
ren basõmlarõnõn bittiğini ve okullara gönderilmeye
başlandõğõnõ belirtirken MEB İlköğretim Genel Mü-
dürlüğü’nün internet sitesinde ise
“Ders kitapları hazırlanmakta-
dır” deniliyor.
MEB’in bu yõl ücretsiz olarak
dağõtacağõ kitaplar konusunda ba-
kanlõğõn farklõ birimlerinden çeliş-
kili açõklamalar yapõlmasõ ise akõl-
larõ karõştõrdõ. MEB Yayõmlar Daire
Başkanõ Aziz Veren, ilköğretim ve orta-
öğretim öğrencilerine verilecek ücretsiz
ders kitaplarõnõn 17 Ağustos 2008 tarihinde
basõmõnõn bittiğini, söz konusu tarihten iti-
baren okullara gönderilmeye başlandõğõnõ
kaydetti. 8 Eylül’de sõnõflara gelen öğrenci-
lerin ders kitaplarõnõ sõralarõ üzerinde bula-
caklarõnõ belirten Veren, “Bu yıl 165 mil-
yon civarında kitap dağıtılacak. Dağıtım
geçen yıllara göre daha rahat olacak” de-
di. Öğrencilere dağõtõlacak toplam 508 farklõ
ders kitabõnõn 165 milyon baskõsõnõn okullarõn
açõldõğõ gün sõralarõn üzerinde hazõr bulunmasõ hedef-
lenirken MEB İlköğretim Genel Müdürlüğü’nün
“http://iogm.meb.gov.tr/” adresli internet sitesinin
“Ders Kitapları” adlõ bölümünde dağõtõmõ yapõlacak
kitaplara ilişkin olarak ise yalnõzca “Ders kitapları
hazırlanmaktadır” bilgisine yer verilmesi dikkat
çekiyor.
1MİLYON 700 BİN ÖĞRENCİ
OKULLU OLUYOR
İlköğretim 1. sõnõf ile okulöncesi öğretime kayõt
yaptõran yaklaşõk 1 milyon 700 bin öğrenci, 1 Ey-
lül’de okula başlayacak. Bu yõlda eğitime yeni başla-
yan öğrenciler için erken açõlacak. Öğrenciler, 1-5
Eylül 2008 arasõnda “uyum programına” alõna-
cak. İlköğretimin diğer sõnõflarõ ile liseler de,
2009 yõlõ çalõşma takviminde resmi tatillerin
hafta içine denk gelmesi nedeniyle bu yõl geçen
yõllardan bir hafta önce açõlacak. 2008-2009
eğitim-öğretim yõlõ 8 Eylül 2008 Pazartesi gü-
nü başlayacak. İlköğretim okullarõndaki 10 milyon
870 bin ve liselerdeki 3 milyon 245 bin olmak üzere
toplam 14 milyon 115 bin öğrenci ile 600 bine ya-
kõn öğretmen ders başõ yapacak. Eğitim-öğretim
yõlõnõn ilk yarõsõ 23 Ocak 2009 Cuma günü sona
erecek ve öğrenciler 26 Ocak-6 Şubat 2009 tarih-
leri arasõnda ara tatil yapacaklar. İkinci yarõyõl 9
Şubat’ta başlayacak ve 12 Haziran’da sona erecek.
Ankara’da dün sabaha karşı ya-
şamını yitiren Anadolu Medeni-
yetleri Müzesi Müdürü Hikmet
Denizli toprağa verildi. İki gün
önce kaldırıldığı Başkent Üni-
versitesi Hastanesi’nde kolon
kanseri teşhisi konulmasının
ardından dün sabaha karşı ya-
şamını yitiren Denizli için Ana-
dolu Medeniyetleri Müzesi’nde
tören düzenlendi. Törene, Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Anka-
ra İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan
Acar, Denizli’nin eşi Aysel Denizli, ço-
cukları Hakan ve Serkan Denizli
ile sevenleri katıldı. Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,
törende yaptığı konuşmada şun-
ları söyledi: “Denizli, çok nitelik-
li, bilgili, birikimli, olgun, dene-
yimli bir arkadaşımızdı. Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’nde yaşa-
nılan tüm olumlu gelişmelerde
onun imzası vardı.” Denizli’nin
cenazesi, öğleyin Hacı Bayram Cami-
si’nde kılınan cenaze namazının ardın-
dan Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa
verildi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
DTP’nin ardõndan, İnsan Haklarõ Derneği
de (İHD) Ergenekon davasõna müdahil
olmak için başvuracağõnõ açõkladõ. Göç
Edenler Sosyal Yardõmlaşma ve Kültür
Derneği (GÖÇ-DER) ile Yakõnlarõnõ Kay-
bedenlerle Dayanõşma Derneği (YA-
KAYDER) gibi bazõ kuruluşlarõn da ben-
zer girişimlerde bulunmak için çalõşmala-
ra başladõğõ belirtildi.
Ergenekon davasõna müdahil olan DTP,
9-10 Ekim tarihinde faili meçhul cinayet-
lere kurban gidenlerin aileleriyle birlikte
Ankara’ya yürümeye hazõrlanõrken İHD
de davaya müdahil olacağõnõ açõkladõ.
İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Vey-
si Altay, “Çoğu zaman saldırılara ma-
ruz kaldık. 12 Eylül askeri cuntasının
ardından ilk kurulan sivil toplum örgü-
tüyüz. Ve bu kurum, o karanlık dönem-
lerin mağduru ve tanığı olmuştur. Bun-
dan dolayı İHD olarak Ergenekon da-
vasına müdahil olacağız” dedi.
Altay, örgütün binlerce insanõn ölü-
münden sorumlu olduğunu da ileri sürdü.
Ergenekon örgütünün 1990’lõ yõllarda Jİ-
TEM tarafõndan kurulduğunu iddia ede-
rek “Peki bu soru niye sorulmuyor. Bu
örgüt kurulduğunda dönemin askeri ve
siyasi iktidarı olan Tansu Çiller, Süley-
man Demirel, Doğan Güreş, Mehmet
Ağar neredeydi?” diye konuştu. Altay,
Türkiye’de acilen “Adalet ve Gerçekleri
Araştırma Komisyonu” kurulmasõ çağ-
rõsõnda bulundu.
YAKAYDER Genel Başkanõ Cemal
Bektaş ise iddianamenin Kürtleri yok say-
dõğõnõ savundu. Bektaş, “Yaşanan bu ci-
nayetleri savcı görmezden gelemez. Dö-
nemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı, İç-
işleri Bakanı ve Genelkurmay başkanla-
rı yargılanmalıdır. Bizler bundan dolayı
davaya müdahil olacağız” dedi. GÖÇ-
DER İstanbul Şube Başkanõ Şefika Gür-
büz de iddianamede yakõlan köylerin akõ-
beti hakkõnda hiçbir bilgi ya da gözlemin
olmadõğõnõ söyledi. Gürbüz, “Bu eksiklik-
ten dolayı davaya müdahil olmak için
harekete geçeceğiz. Türkiye’de tarafsız
bir Adalet ve Gerçeklerle Yüzleşme Ko-
misyonu kurulmalıdır. Özellikle her dö-
nem ateşkes çağrısı yapan ve daha son-
ra ortalıkta görünmeyen aydınlar da ta-
şın altına ellerini koymalıdırlar”dedi.
İHDmüdahil
olmakistiyor
Müze müdürü Hikmet Denizli
son yolculuğuna uğurlandı
Hikmet
Denizli
ERGENEKON DAVASI
Okulların açılmasına kısa bir süre kala çocuklarda okul heyecanı,
velilerde ise masraf telaşı başladı. Ankara’nın Ulus semtinde okul
kıyafetlerinin satıldığı mağazalardaki araştırmaya göre önlük fiyatları 15-35 YTL arasında , bir öğren-
cinin çantasına görecek kırtasiye malzemeleri de 30-60 YTL arasında değişiyor. (Fotoğraflar: AA)
Fiyatlar cep yakıyor
darmanın Kemal’in
evindeki malzemeleri,
arşivi aldığı, Kemal ile
randevulaşan Ersever’i
yakaladığı eve gelen
Mustafa Deniz ve Neval
Boz’u da ele geçirdiğini”
anlatmõştõ. Ersever’i Ye-
şil’in sorguladõğõ iddiasõ-
nõn yaygõn olduğu anlatõ-
lan Susurluk Raporu’nda,
Ersever ve arkadaşlarõnõn
güvendiği kişilerce yaka-
landõğõ ve infaz ekibine
teslim edildiği ihtimali
üzerinde duruluyor.
MİT’in Yeşil hakkõndaki
raporunda ise Ersever’i
Yeşil ve JİTEM’e çalõşan
PKK itirafçõlarõnõn öldür-
düğü anlatõlõyor.
EMEKLİLİK SON-
RASI İLİŞKİLER
PKK itirafçõsõ Abdül-
kadir Aygan’õn JİTEM
ile ilişkileri basõnda da
yer almõştõ. Aygan şu iti-
raflarda bulunmuştu:
“Kars’a gittiğimde mart
ayı idi, dediler ki, ‘Seni
Diyarbakõr’dan Binbaşõ
Ersever ve Albay Doğan
arõyor’. Arif Doğan diye
birini tanımıyordum; fa-
kat Cem Ersever 1985’te
Siirt Alayı‘nda sorguda
olduğum zaman yüzba-
şı olarak görev yapıyor-
du. Emirleri Anka-
ra’dan alan bir pozis-
yonda idi. İstediği yerde
itirafçılardan veya halk-
tan yakaladığı kişileri
araziye veya istediği ye-
re götürebiliyordu.”
Susurluk Raporu’nda
ortaya dökülen, ancak
üzerine gidilmeyen iliş-
kilerle ilgili şu yorumlar,
Ergenekon soruşturma-
sõyla birlikte bir kez daha
dikkat çekiyor: “Jan-
darma İstihbaratı‘nda
çalışan personel, subay
ve astsubaylar Güney-
doğu’dan dönmelerin-
den sonra görevlendi-
rildikleri batı bölgele-
rinde eski elemanlarla
gruplaşmak, emekli ol-
duktan sonra da ilişki-
leri sürdürme alışkan-
lığı içinde olmuşlardır.”
İstanbul Terörle Mü-
cadele Şubesi ekipleri-
nin 22 Ocak’ta gözaltõna
aldõğõ Küçük’ün, Bilecik
Türkmen köyündeki çift-
lik evinde bulunan dokü-
manlar arasõnda Erse-
ver’in kayõp olan arşivi-
nin bulunduğu iddia edil-
mişti. Küçük, kendisinde
bulunan dokümanlara
ilişkin olarak savcõya ver-
diği, “Bu bende bir mes-
lek hastalığı olarak ni-
teleyebileceğim arşivle-
me alışkanlığından do-
layı, bana görev sıra-
sında değişik yerlerden
ulaşan belgeleri dosya-
layarak muhafaza et-
tim. Emekli olduktan
sonra da bu şekilde ge-
len belgeleri arşivledim”
şeklindeki ifade de Su-
surluk Raporu’ndaki yo-
rumu adeta doğruluyor.
SONER YALÇIN: TÜM AKP MUHALİFLERİNE ERGENEKONCU YAFTASI VURULDU
İstanbul Haber Servisi - Hürriyet gazetesi yazarõ
Soner Yalçın, 24 Ağustos Pazar günkü “Artık Erge-
nekon’u ben de yazabilirim” başlõklõ yazõsõnda, Er-
genekon’un Susurluk olduğuna dikkat çekiyor. Binba-
şõ Cem Ersever öldürülmeden önce onunla görüşme-
ler yaptõğõnõ anlatan Yalçõn, “JİTEM’i, JİTEM’in
neden ve nasıl kurulduğunu, ilk komutanının kim
olduğunu; ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yõldõrõm’ı, Vedat
Aydõn’dan Musa Anter’e kadar nice yargısız infazın nasıl yapıl-
dığını, PKK itirafçılarının kimler olduğunu, bunların hangi ci-
nayetlerde kullanıldığını Binbaşı Ersever anlattı” diyor. Susurluk
kazasõndan sonra RP-DYP koalisyon hükümetinin, Susurluk’u “fasa
fiso” ilan ettiğini, basõnõn gayretlerine rağmen Susurluk’un üzerinin
örtüldüğünü belirten Yalçõn, “Ergenekon aslında Susurluk’tur”
diyor. Gladioyu, II. Dünya Savaşõ’nõn bitimiyle birlikte CIA ile an-
laşan eski Nazilerin kurduğunu, hedefinin de komünist örgütler ol-
duğunu anõmsatarak her NATO ülkesinde bir gladio teşkilatõ kurul-
duğunu belirtiyor. Avrupa’daki gladiolar bir bir ortaya çõktõğõnõ, yal-
nõzca Türkiye’deki gladionun açõğa çõkarõlmadõğõnõ söyleyerek “12
Mart ve 12 Eylül darbelerinde CIA-Gladio vardı.
ABD’nin hedefi-amacı belliydi. Peki, bugünkü Ergene-
kon’un altında/arkasında CIA olabilir mi? Gladio bu-
gün; Ergenekoncuların mı, yoksa güya Ergenekoncu-
lara savaş açmış gibi görünüp Kemalist Cumhuriyet’i
yıkmayı amaçlayan Neo-Ergenekoncuların mı arkasın-
da? Sorunun yanıtını ‘Gladionun Babasõ’ ABD’nin dış
politikalarına bakarak yanıtlayabilirsiniz” diyor. Daha
soruşturma aşamasõnda, ortada kamuoyunu ikna edecek bir delil bile
yokken yõllarca kontrgerillayla mücadele edenler-kontrgerillanõn he-
defi olan aydõnlar, gazeteciler, akademisyenlerin “Ergenekoncu”
olarak kamuoyu önüne çõkarõldõklarõnõ söyleyen Yalçõn, devam edi-
yor: “Cumhuriyet mitinglerine katılanlar, Atatürkçü Düşünce
Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği darbeci yapıldı!
Türkiye’deki tüm AKP muhaliflerine ‘Ergenekon çetesi’ yaftası
vuruldu. Yandaş medyanın hukuku hiçe sayan fütursuz yayınla-
rı çok kişiyi rahatsız etti. Aslında bu çevrelerin amacı, Ergene-
kon’u aydınlatmak değildi. Ergenekon sadece araçtı. Amaç, ulus
devleti yıkıp ‘renkli devrimin’ yolunu açmaktı... ”
MEB Yayõmlar Dairesi kitaplarõn okullara gönderildiğini belirtirken
İlköğretim Genel Müdürlüğü ise internet sitesinde hazõrlandõğõnõ açõkladõ
Bakan Çelik İran’a gidiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli
Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik, İran Eğitim ve
Öğretim Bakanõ Alireza Ali Ahmedi’nin resmi
davetlisi olarak “bilgi, belge ve tecrübe payla-
şõmõ”nda bulunmak amacõyla bugün İran’a
gidiyor. Milli Eğitim Bakanlõğõ’ndan yapõlan
açõklamada, Çelik’in, beraberindeki heyetle
26-29 Ağustos 2008 arasõnda İran’a resmi
ziyaret gerçekleştireceği bildirildi.
ARDAHAN (Cumhuriyet) - CHP Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt, 2008-2009 eğitim
öğretim yõlõ ile ilgili hazõrlõklarõ değerlendirdi.
Öğüt, bu eğitim yõlõnda da çok sayõda köy oku-
lunda kõşlõk yakacak olarak tezek
kullanõlacağõnõ savunarak “Muhtarlardan bana
gelen bilgilere göre bu yõl da bazõ köy okulla-
rõnda tezek kullanõlacak. Bunun önlenmesi
lazõm. Okullarda yakacak olarak tezek kulla-
nõlmamalõ” diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
‘Köy okullarında tezek yakılacak’