04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 22 AĞUSTOS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Türkiye’nin fõndõk çõkmazõ MURAT GÜLDEREN H er yõl 550-650 bin ton fõndõk üretilen Türkiye’de ihracatçõ bu yõl rekoltenin 900 bin tona çõ- kacağõnõ belirtiyor. Bunun ortalama 450 bin tonu Avrupa’daki çikolatacõ- lara ihraç edilirken iç piyasada ise 40- 50 bin ton fõndõk tüketiliyor. Arta ka- lan ürün ise stoklara gidiyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) stokla- rõnda yaklaşõk 320 bin ton fõndõk ya- tõyor. Eğer bu yõl tahmin edilen rekolte 900 bin tonu bulursa hesaplara göre bu yõl 400 bin ton daha fõndõk stoklara gi- decek. Ancak TMO’nun elinde bu kadar fõndõğõ bekletecek hem depo, hem de para yok. Mevcut fiyat açõklarõ ise yine Hazine’den çõkacak. Dikkat çe- kilen diğer nokta, fõndõk talebinin art- mamasõna rağmen ekim alanlarõnõn günden güne genişlemesi. Fõndõk ye- tiştiren il sayõsõ 3’ten 39’a, fõndõk ekim alanõ 220 bin hektardan 700 bin hektara, yõllõk fõndõk üretimi ise 700- 800 bin tona yükseldi. İhracatçõlar bu noktada “Hükümetin fındıkta belli bir ekonomik stratejisi olmadığı için stoklar her yıl binlerce ton ar- tıyor ve elimizdeki fındıkları sat- makta zorlanıyoruz” derken, üretici ise tahminlerinin abartõldõğõnõ, kurak- lõk nedeniyle bu yõlki rekoltenin en faz- la 650 bin olacağõnõ belirterek hükü- metin bir an önce fõndõkta temel fiya- tõn belirlemesini ve bir an önce para- larõnõ almak istiyor. Gerçek üretici desteklenmeli İhracatta pazar kaybetmemek ve dünya ortalamalarõna uygun bir fiyat- tan satõş yapabilmek için fõndõkta fi- yatõn konuşulmamasõ gerektiğinin al- tõnõ çizen ihracatçõlar şu noktalara dikkat çekiyor:  Geçimini yalnızca fındıktan sağlayanların oranı yüzde 30. Kalan yüzde 70’inin ise İstanbul’da ya da Marmara’nın değişik bölgelerinde fındık bahçeleri var.  Biz yalnızca fındıktan geçimini sağlayanların prim ile desteklen- mesinden yanayız.  Azerbaycan, Gürcistan, Şili gi- bi ülkeler, biz fiyatı yüksek tuttuk- ça daha çok kârlı çıkıyorlar. Daha ucuza mal ettikleri için önce onların ürünü satılıyor. İstanbul İhracatçõ Birlikleri Fõndõk ve Mamulleri İhracatçõlar Birliği Yönetim Kurul Üyesi Ali Haydar Gören, fõn- dõkta 1964’ten bu yana devlet adõna ya- põlan destekleme alõmlarõnõn, son yõl- larda tarihinin en yüksek düzeyine ulaştõğõna dikkat çekti. Gören, özellikle fiyat noktasõnda ulaşõlan düzeyin ulus- lararasõ pazarlar için fõndõğõ cazip bir ürün haline getirdiğini belirterek “Özel- likle yüksek fiyat politikaları ve is- tikrarsız seyirler, başta doğu kom- şularımız olmak üzere dünyanın birçok yerinde fındık ekimini adeta teşvik etmiştir. Kişi başına düşen GSMH’nin ve bir kişinin aylık geli- rinin çok düşük olduğu Gürcistan ve Azerbaycan için mevcut fiyatlar bu ürünü cazip hale getirmektedir. Dünya fındık üretim ve tüketimi bel- li bir dengede yürümektedir. Tüke- timin yıllık ortalama 750-800 bin ton, üretiminin ise 1 milyon ton seviye- lerinde gerçekleşmesi, mevcut halde bile arz fazlası yaratıyor. Bu du- rumda alıcılar en kaliteli fındığı en ucuza nasıl alırız, bunun çabası içindeler. Destekleme alımlarıyla kabuklu fındığın kilosunun 4 do- larlar civarında tutulması, ekonomik olarak diğer ülkelere çok cazip gel- mektedir. Bu da bu ülkelerde plan- tasyonları hızlı bir şekilde geliştiri- yor” dedi. Gören, “Bizler söz veri- yoruz ki, müdahalesiz piyasa ko- şullarında beş sene içeresinde 330 bin ton iç fındık ihracatı, 120 bin ton da iç piyasa tüketimine ulaşırız. Daha sonraki yıllarda bu miktar artacak ve arz fazlası sorunu kalmayacaktır” diye konuştu. KEMAL ANADOL ‘Pazarlamada çözüm Kaliforniya modeli’nde’ F õndõktaki sorunlarõ çözümü için değişik öneriler yapõlõyor. Ekim alanlarõnõn sõnõrlanmasõ ve miktar denetimine gidilmesi bunlardan biri idi ama başarõlamadõ. Tersine, ekim alanlarõ genişledi, Marmara’ya da kaydõ. Fõndõk tüketiminin artõrõlmasõ, başta çikolata olmak üzere sanayide kullanõmõnõn çeşitlendirilmesi, bu yönde fabrikalar kurulmasõ, orduya ya da çocuklara dağõtõlmasõ da diğer öneriler arasõnda. Ancak bu da, dünya ihtiyacõnõn çok ötesindeki üretimin gietireceği sorunlarõ çözmekte yetersiz kalõyor. Bir öneri de ihracatçõlardan geliyor. Türkiye’nin ABD’nin Kaliforniya eyaletinden örnek almasõ gerektiğini dile getiren ihracatçõ Ali Haydar Gören, “Biz nasıl fındıkta dünya piyasasının yüzde 80’lerine hâkimsek, badem ürününde de Kaliforniya dünya badem piyasasının yüzde 88’ine hâkim. Badem üreticileri 1910 yılında ‘Blue Diamond’ isminde bir kooperatif kurmuş. Bu kooperatife 5 bin 300 büyük üretici üye. Blue Diamond ürün tahmini yapıyor. Fiyat düzenliyor. Talebi aşan ürünleri depoda stoka atıyor. Dünya badem piyasasında fiyatları dengeliyor. Uygulanması gayet rahat olan bu sistemin Türkiye’de uygulanması halinde hem üretici hem de satıcı rahatlayacaktır” dedi.Üreticilerin en temel ihtiyacõnõn devletin kõsõtlõ kaynaklarõndan dağõtacağõ urufe olmamalõ gerektiğini ifade eden Gören sözlerine şöyle devam etti Türk fõndõk ihracatçõsõ da kendi yanlõşlarõnõ eksiklerini düzeltmesi finansal açõdan kuvvetli pazarlama alnõnda yatõrõm yapan modern üretim tekniklerindeki gelişmeleri yakõndan takip eden fõndõk ihracatõnõ kõsa vadeli olarak değil, uzun vadeli ve kalõcõ olarak bir sanayi kuruluşu çabasõnda olunmasõ gerekiyor. ‘Politikayõ bõrak, fõndõğabak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, hükümete, pazara inme aşamasõna gelmesine rağmen halen belirlenmeyen fõndõk fiyatõnõn açõklanmasõ çağrõsõnda bulundu. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Ordu milletvekili Rahmi Güner ve Giresun milletvekili Eşref Karaibrahim ile birlikte düzenlediği basõn toplantõsõnda hükümetin fõndõk taban fiyatõnõ açõklamamasõna tepki gösterdi. Fõndõk hasadõnõn başlamasõnõn üzerinden 20 gün geçtiği halde, rekolte ve fiyat polemikleri ile fõndõk üzerinde geçmiş yõllarda oynanan oyunlarõn yinelendiğine dikkat çeken Anadol, fõndõkta bugün tam anlamõyla sorun yaşandõğõnõ, sorunlarõn kaynağõnda hükümetin Fiskobirlik’e ve üreticiye karşõ takõndõğõ tavrõn söyledi. Fiskobirlik’in devre dõşõ bõrakõlõp, yerine Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) görevlendirilmesinin fõndõk fiyatõnõn düşmesine neden olduğunu belirten Anadol, fõndõk üreticisinin bu yõl daha büyük sõkõntõ içinde olduğunu kaydetti. Fõndõğõn kim tarafõndan ve kaç liraya alõnacağõnõn hâlâ belli olmadõğõna dikkat çeken Anadol, hükümetin, gerçek maliyeti ve rekolteyi dikkate alarak en az 5.7 YTL alõm fiyatõ belirlemesi gerektiğini ifade etti. Anadol, bunun altõndaki bir fiyatõn üretici için “yıkım” olacağõnõ söyledi. Fiyatlar konusunda Başbakan’a ulaşamayan Ziraat Odalarõ, gazete ilanlarõyla seslendi Başbakan’a açık mektupORDU / SAMSUN (Cumhuriyet) - Fõndõk fiyatlarõnõn hâlâ açõklanma- masõnõn yarattõğõ belirsizlik ve kriz de- vam ederken Başbakan’a ulaşamayan üretici temsilcileri, gazete ilanlarõ ile ulaşmaya çalõşõyorlar. İlanda “Fındı- ğı dar bir pazara hapsetmiş olan ti- caret gruplarının öncelikle kendile- rini sorgulamasını sağlayarak fındık üreticileriyle zat-ı âliniz arasına du- var örmek isteyenlere müsaade et- meyiniz” deniliyor. Fõndõk fiyatõ konusunda beklentile- rini iletmek için aylardõr Başbakan’la görüşmeyi başaramayan Ziraat Odalarõ, çareyi “Başbakana açık mektup” başlõğõ altõnda gazetelere ilan ver- mekte buldular. Ordu, Samsun, Giresun, Trabzon, Düzce ve Sakarya il ve ilçe Ziraat Oda- larõnõn imzasõnõ taşõyan “Açık Mek- tup” başlõklõ ilanda, Karadenizli fõndõk üreticilerinin, Türkiye’de kayõtlõ üre- ticilerin yüzde 10’unu oluşturduğu belirtildi. 400 binin üzerinde fõndõk üretici ai- lesinin karşõsõnda fõndõk ticareti ve ihracatõnõn yüzde 70’ini elinde bu- lunduran 10 firmanõn varlõğõnõn serbest piyasa oluşumuna engel oluşturduğu- na dikkat çekilen ilanda, “Devletin mü- dahil olmadığı bu piyasada fiyatlar dip rakamlarda oluşmakta, bölge in- sanı ve ülke ekonomisi zarar gör- mektedir. Devlet müdahalesinin be- lirsiz olduğu bugünlerde piyasada oluşan 2.50 YTL / KG fiyat bunun bir göstergesidir. Son üç yıldır mü- dahale alımları için fındığa aktarılan 1.5 milyar doları bir Hazine zararı gibi gösterenler, bazı gerçekleri zat- ı âlinizden saklamaktadırlar. Sak- lanan gerçek; müdahale alımlarına ayrılan 1.5 milyar doların karşılı- ğında ülkemizin ve Karadeniz Böl- ge insanının 4 milyar dolar fazladan gelir elde etmesi gerçeğidir” denildi. Mektupta 1998-2002 sezonunda 1 milyon 90 bin ton iç fõndõk ihraç edildiğini, karşõlõğõnda 3 milyar 323 milyon dolar döviz girdisi elde edil- diği, 2003-2007 döneminde ise 1 mil- yon 108 bin ton ihracat karşõlõğõnda 7 milyar 240 milyon dolar döviz elde edildiği hatõrlatõlarak şöyle devam edildi: “Son beş yılda bir önceki beş yıl- lık dönemle yaklaşık aynı miktarda ürün ihraç etmemize rağmen 4 mil- yar dolara yakın fazladan bir ihraç geliri elde edilmiştir! Lütfen bu tabloyu zat-ı âlinize serbest piyasa söylemlerine yönelik bilgi aktaran- larla sorgulayınız! 4 milyar dolara yakın fazladan gelir elde edilmesi- nin sebebi son üç yıldır devletin fın- dıkta müdahaleci olarak varım de- mesidir. Fındık ihraç fiyatları düş- tüğü takdirde çok fındık satarız bilgisini verenler doğru söylemi- yorlar. Fındığı dar bir pazara hap- setmiş olan ticaret gruplarının ön- celikle kendilerini sorgulamasını sağlayarak fındık üreticileriyle zat- ı âliniz arasına duvar örmek iste- yenlere müsaade etmeyiniz.” Pazarlarõmõzõ komşuülkelere kaptõrõyoruz İ stanbul İhracatçõ Birlikleri Fõndõk ve Mamulleri İhracatçõlar Birliği Yönetim Kurul Üyesi Ali Haydar Gören ihracatçõlar adõna şu görüşlere yer verdi:  Fõndõkta esas sorun pazarlama stratejisidir. Burada ürün değil, üretici desteklenmelidir.  Dikim alanlarõnõn büyümemesi şartõ ile fõndõk sorunu sadece fiyat istikrarõnõn sağlanmasõ ve buna bağlõ olarak tanõtõm ve ihracat artõşõ ile çözülebilir.  Fiskobirlik bu vizyonun temsilcisi ve vizyoneri olmalıdır. Ancak geçmişte olduğu gibi sırtını Devlet Hazinesi’ne dayayan değil, gerçek işletme kurallarına göre kendi ayaklarının üzerinde duran bir misyon üstlenmelidir. Azerbaycan’da 30 bin, Gürcistan’da ise 50 bin ton fõndõk üretiliyor. Şartlar bu şekilde geliştiği sürece, yeni fındık üreticilerinin fiyatları uluslarası alıcılar tarafından daha cazip hale gelecek ve Türk fındığının pazarlaması giderek zorlaşacak. Ayrıca, Karadeniz çevresindeki diğer ülkeler ve Güney Amerika’da dikili alanlar her gün artıyor. Şimdilik, fındık üretim ve ihracatında lider konumunda olan Türkiye, arz fazlası nedeniyle en büyük sorunu yaşayan ülke olacak ve sıkıntılar birbirini izleyecektir. Yapılacak uygun ve istikrarlı fiyatlarla, Amerikan’ın bademde yaptığını gerçekleştirerek, rakip olabilecek ülkeleri saf dışı ederek büyük bir pazarlama ağı kurabilmektir. Aksi takdirde her geçen gün daha zor olacak. İHRACATÇI: Rekolte tahminleri abartõlõyor G iresun Ziraat Odasõ Başkanõ Özer Akbaşlı ihracatçõlarõn bu yõl için fõndõkta 900 bin ton rekolte beklemesinin büyük bir abartõ olduğunu belirterek “yaklaşık 2 aydır Karadeniz’e yağış düşmüyor. Kuraklık önemli ölçüde artış gösteriyor. Bu yıl rekoltede asıl beklenen tahmin en fazla 650 bin tondur” dedi. hracatçõlarõn üreticiyi düşünmeden mantõk dõşõ hareket ettiğini anlatan Akbaşlõ şöyle konuştu: “İhracatçı fındık pahalıymış diye satışların durduğunu dile getiriyor. Halbu ki 2005’te 1000 dolardan dünyaya 255 bin ton, 2007’de ise 650 dolardan 200 bin ton fındık sattık. Yani ihracı belirleyen ana etken hiçbir zaman para olmamıştır, şu an üreticinin emeğinin karşılığını alması için fındık fiyatlarının enflasyona uygun olarak düzenlenmesi gerek. Beklediğimiz fiyat 5.57 YTL’dir.” ÜRETİCİ: Bu yõlki fõndõk rekoltesi ihracatçõya göre 900, üreticiye göre 650 bin ton olarak gerçekleşecek. Rekolte tahmini ve buna göre belirlenecek fiyat iki taraf arasõnda tartõşma yarattõ. Rekolte bolluğu nedeniyle mağdur olmak istemeyen üreticiler hükümetten en az 5.75 YTL istiyor. İhracatçõ da mevcut stoklara 400 bin ton daha ekleneceğini, bu nedenle fiyat değil pazarlama stratejisi belirlenmesi gerektiğini söylüyor. Küçükçiftçi eziliyor Popülist politikalar nedeniyle önceleri sadece Giresun, Ordu ve Trabzon’un dik yamaçlarında üretilen fındıkta zamanla ekim alanları genişledi, üretimin yarısı düz arazilerle dolu Marmara Bölgesi’ne kaydı. Ekim alanları sınırlanamayınca, geçimini yalnızca fındıktan sağlayan küçük üretici zarar gördü. R A K A M L A R L A Ü R E T İ M G E R Ç E Ğ İ Türkiye’de 1960’lõ yõllarda yaklaşõk 60 bin ton fõndõk üretilirken şimdiki rekolte bunun en az 10 katõna yükseldi. Dünya ihtiyacõ bu ölçüde artmadõğõ için gerçekçi çözümler aramak gerekiyor. Fõndõk piyasasõ her yõl olduğu gibi bu yõl da sancõlõ başlõyor. Geçen yõl seçimlerden önce fiyat açõklayan hükümet, bu yõl ne diyeceğini bilmeden zaman geçiriyor. Yõllardõr sürdürülen popülist politikalarõn gerçek mağduru yine küçük üretici.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle