05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2008 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Müşerref Gitti Demokrasi Gelecek mi? Gazete fotoğraflarındaki, televizyon ekranlarındaki görüntüler yüreğimi sızlatıyor. Onların tıpatıp aynısı denebilecek kadar benzerlerini, tarih kitaplarında, es- ki gazete koleksiyonlarında, geçmişi anlatan belge- sel filmlerde de görmüştüm. Bir iki kez, gözyaşlarımı tutamadım onlara bakar- ken, İspanya iç savaşında Cumhuriyetçi solcu mili- tanlar yumruklarını havaya kaldırmış haykırıyorlardı: - Non passaran! Onlar umutla haykırıyorlardı faşistlerin geçeme- yeceğini; umutlarının karşılığında ortaya canlarını, kan- larını koymuşlardı. Büyük bir coşku içindeydiler ve o coşkuyu, bizi za- man tünelinden geriye taşıyarak, yıpranmış görün- tülerle yansıtıyordu belgesel. O köhnemiş görüntülerdeki insanlar bilmiyorlardı, ama ben biliyordum filmin sonunun nasıl geleceği- ni ve bildiğim için de, azimleri, coşkuları ağlatıyor- du beni. Böyle çok fotoğraf gördüm, çok belgesel izledim, çok öykü okudum, hiçbir şey yapamadan. Dünya- nın dört bir yanından ve de ülkemden gelen gö- rüntülerle dolu hâlâ belleğim... Sıcak koltuklarda ya da yârin yanında sonunu bil- diğiniz öyküleri izlemek, gerçekleşmeyeceğini ya- şayarak gördüğünüz geçmiş umut ve coşku görün- tülerini gözlemek insanda acıyla karışık bir saygı uyan- dırıyor, kimi zaman umudun ve o artık hepsi de öl- müş insanlarla ortak yenilginizin acısıyla ağlıyorsu- nuz. Dostluklar uluslardan uluslara değil, halklardan halklaradır. Ama bunun kimi istisnaları da yok değil. Pakistan ve Azerbaycan ile Türkiye arasında ulustan ulusa giden bir dostluk söz konusudur. Bu yüzden ne zaman Pakistan ile ilgili yazı yazmak zorunda kalsam o dost insanları rencide etmekten çekinirim, sonra da kendi ülkemin aksaklıklarını da eleştirmek durumunda, hatta zorunda olduğumu dü- şünür, ona göre davranırım. Bu dost ülkenin dokuz yıl önce darbeyle işbaşına gelmiş olan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, 11 Ey- lül ikiz kuleler saldırısından beri en büyük dayanağı olan Amerikan desteğini de yitirince, artık baskıla- ra dayanamayarak istifa etti. İstifa olayından sonra, gazete sayfalarında ve TV ekranlarındaki görüntüler beni yine hüzünlendirdi. İnsanlarda bir sevinç, bir sevinç, bir sevinç ki sor- mayın!.. 1908 Hürriyet’in ilanından kalan birkaç eski fotoğraf canlandı gözlerimin önünde. O günlerde de, ülkemin insanları, kimi Namık Ke- mal’in dizelerinde okuduğu, kimi kulaktan dolma duy- duğu, ama çoğunun doğru dürüst ne menem bir şey olduğunu bilmediği “Hürriyet”in geldiğini sanmışlar, ne boş umutlara kapılmışlardı... Oysa, ne 1876 Anayasası’nın tekrar yürürlüğe kon- ması (daha doğrusu resmen hiçbir zaman yürürlük- ten kalkmamıştı, yalnız Meclis-i Mebusan feshedil- mişti ve fiilen dikta yönetimi egemen olmuştu) ne da- ha sonra onun bazı maddelerinin daha demokratik bir espri ile tadil edilmesi, o zaman Türkiye’de öz- gürlük çiçekleri açtırabilir ve zamanın çarkları dışı- na düşmüş olan imparatorluğu kurtarabilirdi. O filmin sonunu bildiğimiz için, resimlerdeki sevinç içimizi burkar hep. Pakistan’daki umut ve coşku görüntüleri de ben- de bu duyguları uyandırdı. Çünkü bütün yaşadıklarımıza ve Pakistan ile ilgi- li verilere dayanarak biliyoruz ki, Pervez Müşerref’in gidişiyle bu kardeş ülkeye yine demokrasi gelme- yecektir. Müşerref’in gidişi, ne kabile çatışmalarına son ve- recek, ne Taliban’ın tehditlerini ortadan kaldıracak, ne yolsuzlukları bitirecek, ne görevinden azledilmiş olan yüksek mahkeme hâkimlerinin geri dönüşünü sağlayacak ne de sallantıda olan ekonomiyi ayağa kaldıracaktır. Bir Pakistanlı kardeşim bana sorarsa eğer; - Sen bunları nereden biliyorsun, diye, ona ceva- bım şu olacaktır: - Geçmişte yaşamış olduklarımızdan canım kar- deşim. Bir kişinin gitmesiyle demokrasinin gelmesi keş- ke mümkün olsaydı, ama ne yazık ki, olmuyor... [email protected] ‘Bu bir haksızlık’Erbakan’a affa tepki gösteren insan haklarõ dernekleri “Herkes insan haklarõndan ayrõmsõz yararlanmalõ. Suçun niteliğine bakõlarak ayrõmcõlõk yapõlamaz” dediler İstanbul Haber Servisi - İnsan haklarõ dernekleri, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün, kapatõlan Refah Partisi’nin eski Genel Başkanõ Nec- mettin Erbakan’õn “Ev Hapsi Ce- zası”nõ affetmesine tepki gösterdi. Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ (TİHV) Genel Başkanõ Yavuz Önen, “Bu si- yasi bir ahbaplığın, arkadaşlığın, dostluğun hatta suç ortaklığının getirdiği bir gündem” değerlen- dirmesini yaparken, İnsan Haklarõ Derneği (İHD) Genel Başkanõ Hüs- nü Öndül ise Erbakan’õn sağlõk du- rumundan daha ağõr tutuklu ve hü- kümlülerin bulunduğunu belirterek “Biz herkesin insan haklarından ayrımsız yararlanması gerektiği- ni savunuyoruz” dedi. TİHV Genel Başkanõ Yavuz Önen, vakõf tarafõndan yapõlan araş- tõrmalara göre 2007 yõlõ itibarõyla Türkiye’deki cezaevlerinde bulu- nan 42 kişinin tedavisinin yeterli ola- rak yapõlmadõğõnõ, sağlõk durumu kö- tü olan tutuklu ve hükümlülerin, di- ğer yurttaşlarla aynõ derecede sağlõk hakkõndan faydalanmasõ gerektiğini vurguladõ. Önen, bunun devletin so- rumluluğu olduğunun altõnõ çizerek “İleri derecede kanser olmuş geç müdahale edildiği için hatta hiç müdahale edilmediği için yaşa- mını yitirenler var. Kuddusi Okkõr aynı durumdaydı. Bu sorun yü- zünden 2008 yılında cezaevlerinde bulunan 7 kişi yaşamını yitirdi. Gül, vicdanını rahatlatmak için bu kararı çıkardı. Aynı suçlamadan biri cumhurbaşkanı oldu, öteki mahkûm oldu. Ayrımcılık yapıl- masını eleştiriyoruz” diye konuştu. Öndül de, cezaevlerinde daha ağõr sağlõk sorunlarõ yaşayan ve der- neğe başvuran 52 kişi bulunduğunu vurguladõ. Tutuklu ve hükümlüler ile ilgili bir kampanya yürüttüklerini di- le getiren Öndül, kampanya kapsa- mõnda Adalet Bakanlõğõ’na birçok mektup gönderdiklerini ifade ederek “Mesela Ferit İlsever’in durumunu şu anda bilmiyoruz. Hakkında herhangi bir hüküm de yok. Yar- gının bu konuya daha duyarlı ol- ması lazım. Erbakan’ın affıyla ce- zaevlerinde hasta olanlara medya ilgi göstermeye başladı. Bu karar belki diğer kişilerin durumlarının ele alınması açısından faydalı ola- bilir” dedi. CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ANADOL’DAN ‘AF’ TEPKİSİ Çankaya yerine hapiste olacaktõ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Necmettin Er- bakan’õ affeden Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ü eleştirdi. Anadol, bir gazetecinin, Cum- hurbaşkanõ’nõn kapatõlan RP’nin genel başkanõ Erbakan’õn hapis ce- zasõnõ affederken “Kayıp Tril- yon” davasõ kapsamõndaki Hazi- ne alacağõnõn hâlâ tahsil edileme- diğini anõmsatmasõ üzerine, bunun Maliye Bakanlõğõ’nõn görevi ol- duğunu söyledi. Maliye Bakanlõ- ğõ’nõn vatandaşõ diğer konularda nasõl sõkõştõrõyorsa, bu konuda da özen göstermesi gerektiğini ifade eden Anadol, “Vatandaş davayı kazanır. Hazine avukatı temyiz eder. Temyiz vatandaşın lehine sonuçlanır, tashihi karar isterler, canından bezdirirler” dedi. Başbakan Erdoğan’õn haksõz mal varlõğõ edindiği iddiasõyla yar- gõlandõğõ davada verilen beraat kararõnõn temyiz edilmediğini kay- deden Anadol, “Burada da aynı ihmal, kasıtlı görev savsaklama- sıyla karşı karşıyayız” diye ko- nuştu. Erbakan’õn yaşlõlõğõna, ad- li tõp raporuna itibar edilmesine kar- şõ olmadõklarõnõ, ancak Erba- kan’dan çok daha kötü durumda, kanser hastasõ ve çeşitli hastalõklarõ olan 42 hükümlünün cezaevinde ol- duğuna işaret eden Anadol, “Ama Sayın Gül’ün aklına Erbakan ge- liyor, gelsin. Aynı dava arkada- şı ikisi” görüşünü dile getirdi. Er- bakan ile Gül’ün Kayõp Trilyon da- vasõnda sanõk olduklarõnõ belirten Anadol, “Gül, milletvekili olma- saydı şimdi Çankaya yerine bel- ki de cezaevinde olacaktı” dedi. Kayõp Trilyon davasõ ile ilgili tah- silatõ yapmayan Maliye Bakanlõ- ğõ’nõ eleştiren Anadol, “Maliye görevini savsaklıyor, vatandaşı canından bezdirirler, ancak bu konuda gerekeni yapmıyorlar” ifadesini kullandõ. E R B A K A N B İ Ç İ L E N D E Ğ E R İ A Z B U L D U ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün özel belgede sahtecilikten aldõğõ cezasõnõn infazõnõ kaldõrdõğõ Necmettin Erbakan, Hazine zararõnõn tahsiline yö- nelik haciz konulan taşõnmazlarõna biçilen 2.7 milyon YTL’lik kõymeti az bularak, Ankara İcra Mahkemesi’nde dava açtõ. Er- bakan’õn avukatõ Yaşar Gürkan, taşõnmazlarõn daha çok değe- ri olduğu gerekçesiyle dava açtõklarõnõ belirterek “Biz haczin kal- dırılması yönünde dava açmadık. Yalnızca tespit edilen kıymete itiraz ettik” dedi. Gürkan, Erbakan’õn yalnõzca An- kara’daki taşõnmazlarõ için 2.7 milyon YTL değer tespiti yapõl- dõğõnõ vurgulayarak “Çok düşük bir kıymet takdiri. Biz de iti- raz ettik. İncelenir, normal değeri neyse o bulunur” dedi. ‘Cumhurbaşkanõ yargõlanabilir’ YARGITAY ONURSAL CUMHURİYET BAŞSAVCISI KANADOĞLU: İLHAN TAŞCI ANKARA - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Ka- nadoğlu, Abdullah Gül’ün Nec- mettin Erbakan’õn hüküm giydi- ği Kayõp Trilyon davasõnda yargõ- lanmasõnõn önünde herhangi bir engel bulunmadõğõna işaret ederek “Cumhurbaşkanı bu suçtan hâ- lâ yargılanabilir” dedi. Kanadoğ- lu, Gül’ün, Erbakan’õ affetmesini ise “Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında zanlı olduğu gözetil- meden seçilirse böyle sonuçlar beklenir. Böyle bir suçtan ak- lanmadan seçilmesi düşünüle- mez, sıkıntının kaynağı budur” diye konuştu. Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Kayõp Trilyon dosyasõnda zanlõ oluşunu ve Erbakan’õn cezasõnõ kaldõrmasõnõ gazetemize değerlendirdi. Anaya- sada cumhurbaşkanõnõn kişisel suç- larõndan dolayõ yargõlanõp yargõ- lanmayacağõna ilişkin bir düzenle- me bulunmadõğõnõ kaydeden Ka- nadoğlu, “Buna rağmen anayasa ve ceza hukuku öğretisinde, cum- hurbaşkanının kişisel suç işle- mesi durumunda sorumlu tutu- lacağı yolunda, açık ve kesin bir görüş birliği vardır” dedi. Kana- doğlu, anayasada herhangi bir dü- zenleme olmadõğõ için cumhurbaş- kanõ hakkõnda görevinden kaynak- lanmayan kişisel suçlarõndan dola- yõ bir yurttaş ya da dokunulmazlõ- ğõ kaldõrõlmõş milletvekili gibi işlem yapõlmasõ gerektiğini kaydetti. Aynõ davada zanlõ olan Gül’ün dokunulmazlõktan yararlanarak cumhurbaşkanõ oluşunu ve dava ar- kadaşõnõ affetmesini eleştiren Ka- nadoğlu, şu değerlendirmeyi yap- tõ: “Cumhurbaşkanı seçimi sı- rasında zanlı olduğu gözetilme- den Cumhurbaşkanı seçilirse böyle sonuçlar beklenir. Böyle bir suçtan aklanmadan cumhurbaş- kanı seçilmesi düşünülemez. Sı- kıntının kaynağı da budur. Zaten kendi davasında suçun affına yönelik bir etkisi olamaz. Bu suçtan aklanmadan cumhurbaş- kanı seçilmesi, böyle sürprizlere hazırlıklı olunmasını gerektirir. Cumhurbaşkanının bu suçtan yargılanmasının önünde halen bir engel yoktur. Yargılanabilir. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, olaydan zarar gören Maliye Ba- kanlığı’na da kararın tebliğ edil- mesine karar vermiş. Maliye Ba- kanlığı’ndan itiraz gelir ya da gel- mez. Biz zaten bakanlığın AKP döneminde Hazine’yi fevkalade zarara sokanlara ilişkin karar- lara itiraz etmediğini gördük. Bakanlıktan itiraz beklemek de boşuna bir ümit. Keşke Maliye Bakanlığı itiraz etse de konu in- celense. Belki aklanacak ve eleş- tirilerden kurtulacak.” A nayasada cumhurbaşkanõnõn kişisel suçlarõndan dolayõ yargõlanõp yargõlanmayacağõna ilişkin bir düzenleme bulunmadõğõnõ kaydeden Sabih Kanadoğlu, “Buna rağmen anayasa ve ceza hukuku öğretisinde, cumhurbaşkanõnõn kişisel suç işlemesi durumunda sorumlu tutulacağõ yolunda, açõk ve kesin bir görüş birliği vardõr” diye konuştu. Necmettin Erbakan, Refah Partisi’nde Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’le birlikte siyaset yapmıştı. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa- hin, resmi nikâh olma- dan imam nikâhõ ya- panlara 2 aydan 6 aya kadar hapis cezasõ ön- görüldüğünü, bu sürede bir artõrõm düşünme- diklerini belirtirken ya- kõnlarõ dõşõnda 3 ziya- retçiyle daha görüşme hakkõ olan hükümlü ve tutuklularõn bu gruba dahil edilmeleri duru- munda resmi nikâhõ ol- mayan eşleriyle görü- şebileceklerini bildirdi. Şahin, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’õn yazõlõ soru önergesini yanõtladõ. İs- tanbul Adliyesi’nde tu- tuklu yargõlanan baba- sõnõ öpmek isteyen, an- cak jandarma tarafõn- dan izin verilmeyen ço- cuklarõn sorununun gi- derilip giderilmeyece- ğiyle ilgili soru üzerine Şahin, yönetmelikte hü- kümlü ve tutuklulara, yakõnlarõ dõşõnda 3 zi- yaretçiyle görüşme ola- nağõ sağlandõğõnõ be- lirtti. Şahin resmi nikâ- hõ olmayan eşlerin bu zi- yaretçiler arasõna dahil edilmeleri halinde gö- rüşmelerinde bir engel bulunmadõğõnõ kaydetti. Resmi nikâh olmak- sõzõn evlenmenin dini törenle yapõlmasõ yaptõ- rõmõnõn arttõrõlmasõnõn düşünülüp düşünülme- diğine ilişkin soruyu ya- nõtlarken de Şahin, ev- lenme akdinin yasaya göre yapõlmõş olduğunu gösteren belgeyi gör- meden bir evlenmenin dinsel törenle yapõlma- sõ suçunun yaptõrõmõnõn yeni Türk Ceza Yasa- sõ’nõn 230. maddesinin altõncõ fõkrasõ gereğince iki katõna çõkarõlarak 2 aydan 6 aya kadar hapis cezasõ olarak belirlen- diğini ve değişiklik dü- şünülmediğini açõkladõ. ‘6 AY CEZA YETERLİ’ DİYOR Şahin’in ‘imam nikâhõ’ çelişkisi KENDİNİ SAVUNDU Gül’ün ‘kayıp trilyon’ çarpıtması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül, dün Erbakan’õn affõyla ilgili olarak kendisine yöneltilen eleştirilere yanõt ve- rirken tazminat davasõ ile ala- cak davasõnõ aynõ kapsamday- mõş gibi göstererek, beraat et- tiğini öne sürdü. Cumhurbaşkanlõğõ’ndan ya- põlan yazõlõ açõklamada, ana- yasanõn 104. maddesinin ikin- ci fõkrasõnõn b bendine göre, “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafiflet- mek veya kaldırma”nõn cum- hurbaşkanõnõn yürütme alanõ- na ilişkin görev ve yetkileri arasõnda bulunduğu, bu yetki- nin sadece hürriyeti bağlayõcõ cezalarõn hafifletilmesi veya kaldõrõlmasõnõ kapsadõğõ be- lirtildi. Cumhurbaşkanlarõnõn bu yetkilerini kendiliğinden değil, hükümlünün söz konu- su koşullara uyup uymadõğõnõ belirleyen devlet hastanesince verilen sağlõk kurulu raporu ve bunu teyit eden Adli Tõp Ku- rumu raporlarõna dayanan Adalet Bakanlõğõ’nõn, ilgili- nin dosyasõnõ Cumhurbaşkan- lõğõ Genel Sekreterliği’ne sun- masõ üzerine kullandõğõ kay- dedilen açõklamada, Erba- kan’õn ödemesi istenen Hazi- ne alacağõnõn da affedildiğine ilişkin değerlendirmelerin ger- çeğe aykõrõ olduğu kaydedildi. Açõklamada, Gül’ün millet- vekili olduğu dönemde doku- nulmazlõğõnõn hukuk davasõ açõlmasõna engel olmamasõ nedeniyle Maliye Bakanlõğõ tarafõndan söz konusu Hazine alacağõnõn tahsili için diğer kişilerle birlikte hakkõnda taz- minat davasõ açõldõğõ, mali ko- nularda sorumluluğunun bu- lunmamasõ nedeniyle davanõn reddine cumhurbaşkanõ seçil- meden önce, 19 Nisan 2007 ta- rihinde karar verildiği kayde- dildi. Gül’ün açõklamalarõna kar- şõn Kayõp Trilyon konusunda suçlar yönünden ceza, Hazine zararõ bakõmõndan da alacak davasõ olarak iki ayrõ dava açõlmõştõ. Gül, her iki davada da sanõk konumundaydõ. Ala- cak davasõnõn görüldüğü mah- keme Gül’ün RP’nin mali iş- lerinde sorumluluğu bulun- madõğõ gerekçesiyle Cumhur- başkanõ yönünden davayõ red- detmişti. Bu kararla birlikte Gül, açõklamada iddia edildi- ği gibi Kayõp Trilyon davasõ- nõn ceza boyutundan beraat et- medi. Sadece alacak davasõ reddedildi. Dokunulmazlõğõ nedeniyle Gül, ceza davasõ kapsamõnda yargõlanamadõ. Gül halen Ka- yõp Trilyon dava dosyasõnõn zanlõlarõ arasõnda yer alõyor. Aynõ dosya kapsamõnda do- kunulmazlõğõ nedeniyle eski İçişleri Bakanõ Abdülkadir Aksu da yargõlanamamõştõ. Maliye Bakanlõğõ’nõn vatandaşõ diğer konularda nasõl sõkõştõrõyorsa, “Kayõp trilyon” davasõ kapsamõndaki Hazine alacağõnõn tahsil edilmesine özen göstermesi gerektiğini belirten CHP Grup Başkanvekili Anadol, “Başbakan’õn haksõz mal varlõğõ edindiği iddiasõyla yargõlandõğõ davada da görev savsaklamasõyla karşõ karşõyayõz” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle