Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Pakistan’da
‘Yeni’ Dönem
Pakistan Devlet Başkanı, General Pervez Mü-
şerref, pazartesi günü istifa etti. Müşerref “Ben beş
yıllığına seçildim, gitmem” diyerek bir süre diren-
di. Bush yönetimi Pakistan’daki “adamını” kay-
betmemek için elinden geleni yapmıştı. Ama so-
nunda şubat ayında kurulan koalisyon hükümeti-
nin istediği oldu, “sivilleşme” ağır bastı. Böylece Pa-
kistan’da “yeni” bir dönem başladı… Diyorlarsa da
hemen inanmayınız.
Pazartesi günü Tarık Ali’nin Los Angeles Ti-
mes’daki yorumunda vurguladığı gibi, “Müşerref
gitti diye ülkenin sorunlar çözülecek değil”. Daha-
sı, dünya son yıllarda, bizde de moda olan sözde
demokratikleşme, sivilleşme eğilimlerinden, söz-
de asker - sivil ikilemlerinden çok daha karmaşık.
Müşerref’ten sonra…
The Times of India gazetesi, Müşerref’in istifa-
sıyla ilgili olarak pazartesi günü web sitesine koy-
duğu yorumunda, bence, biraz da müstehzi bir
edayla “Müşerref gittiğine göre koalisyon hükü-
metinin çalışmamak için hiçbir mazereti kalmadı”
diyordu. Doğru, ama ne için çalışacaklar acaba?
Koalisyonun yapısına bakınca, bana, sivil siyasi-
ler hemen ceplerini doldurmaya, bu arada gittik-
çe daralan pastayı paylaşmak için birbirlerinin ku-
yularını kazmaya çalışacaklar gibi geliyor.
Koalisyona bakar mısınız? Başbakan, Pakistan
Halk Partisi’nin lideri, suikasta kurban giden Be-
nazir Butto’nun kocası, “Bay yüzde 10” olarak bi-
linen Asif Ali Zardari. Ortağı Pakistan Müslüman
Birliği lideri, Pakistan’ın en zengin işadamı ve yol-
suzluk dosyası son derecede kabarık Navaz Şe-
rif. Pakistan siyaseti coğrafyasının bu geleneksel
iki rakip partisinin bir koalisyon kurmayı başar-
masının tek nedeni Pervez Müşerref’ten kurtulmaktı.
Müşerref 1999’da, yolsuzlukları skandal düzeyine
çıkan Navaz Şerif hükümetine karşı darbe yapmış,
2002 yılında yaptığı bir anayasa değişikliğiyle, hak-
kında tonlarla dosya olan Benazir Butto’nun tek-
rar Başbakan olmasının önünü kesmişti.
Pastaya gelince, hızla daraldığı bir gerçek. Neo-
liberal model, burada da karaya oturmuş durum-
da. Maliye Bakanı Şokat Aziz, özelleştirmeleri, ka-
mu hizmetlerini tasfiye etmeyi hızlandırdı. Ama iş
çevrelerine yakın The International News gazete-
sinin editörünün kabul etmek durumunda kaldığı
gibi, sıcak parayla finanse edilen ithalatı körükle-
di, büyük bir dış açık sorunu yarattı (18/08). Diğer
ekonomik göstergeler de iyi değil. Enflasyon yüz-
de 15 düzeyinde. Ancak yoksulların temel gerek-
sinimlerinden margarin, buğday, doğalgaz gibi mal-
larda yılık enflasyon yüzde 20-30 arasında seyre-
diyor. Haziran ayında yapılan bir kamuoyu yokla-
ması, halkın yüzde 86’sının günlük temel gereksi-
nimlerini karşılamakta zorluk çektiğini, bundan da
sivil hükümeti suçladığını gösteriyordu.
‘Önemli olan sivilleşme
ve demokrasi…’
Her şeye rağmen iki nokta vurgulanabilir. Birin-
cisi, önemli olan “sivilleşme”, “demokratikleşme”,
nasıl olsa bir çare bulunur. İkincisi, siviller ABD Sa-
vunma Bakan Yardımcısı Negroponte’nin, Bü-
yükelçi Patterson’un Müşerref’i görevinde tutmaya
yönelik baskılarına direndiler. Bunlar önemli nok-
talar. Ancak burada da görünene fazla inanmak-
ta yarar var. Birincisi, Tarik Ali’nin işaret ettiği gi-
bi, koalisyon hükümeti, Müşerref’i devirme ope-
rasyonuna, Genelkurmay Başkanı Aşfak Kaya-
ni’nin, ordunun tarafsız kalacağını garanti etme-
sinden sonra başlayabildi. Kayani, Müşerref’in ye-
tiştirmesi, ABD’nin ülkedeki ikinci adamı, ordu da
Pakistan’ın en büyük sermaye grubu.
Sivillerin ABD’ye Müşerref konusunda diren-
melerine gelince, bunun arkasında, egemen sını-
fın, yükselen ve sertleşen İslami hareketin etkisinden
korkarak, can havliyle bir uzlaşma arama çabası
var.
Ancak gerçekleşme olasılığı gerçekten çok
güçlü iki eğilimin kesişerek, yeni bir askeri müda-
haleyi gündeme getirmesi söz konusu olabilir. Bi-
rincisi, koalisyon ortakları birbirine düşer ve İsla-
mabad’dan savunma konularında uzman Talat Me-
sut’un işaret ettiği gibi zaten felç olmaya başlayan
devlet makinesi (Christian Science Monitor, 18/08)
tümüyle işlemez hale gelir, ekonomik durum da-
ha da bozulur, orta sınıfın toplumsal muhalefeti ye-
niden yükselmeye başlar. İkincisi, sivil hükümet,
kendi siyasi ittifak kaygılarından dolayı, Afganis-
tan sınırındaki otonom aşiretler bölgesinde gittik-
çe güçlenen, Pakistan içinde intihar bombacılarıyla,
Afganistan’a giden NATO konvoylarına yönelik, ar-
tan sıklıktaki saldırılarla etkilerini hissettiren Tali-
ban yanlısı, köktendinci militan gruplara karşı ge-
reken sertliği gösteremez, ABD’nin askeri ope-
rasyonlarını engellemeye ya da zorlaştırmaya ça-
lışır.
Bu koşullarda, “siyasiler yine her şeyi berbat et-
tiği için” Kayani’ye veya bir başka generale,
ABD’nin de desteğiyle siyasete yeniden çekidüzen
vermek görevi düşebilir. Radikal İslamın, bağnaz
feodalitenin, yarı işbirlikçi, yarı korsan sermayenin
kıskacı, ABD’nin “terorizme karşı savaş” dediği em-
peryalist projenin baskısı altındaki Pakistan halkı-
na şimdilik başka bir gelecek görünmüyor.
Bu gerçekleri göz önüne almadan demokratik-
leşmeden ve sivilleşmeden dem vuranlar da, en faz-
la, taraflardan birinin bir süre için cebini doldur-
ma döneminin aracı oluyorlar…
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Dişli’nin rüşvet olayõnõ ortaya çõkaran Kõlõçdaroğlu, AKP yönetiminin yolsuzluklara karşõ tavrõnõ eleştirdi
‘Yolsuzluklardan besleniyorlar’
AYŞE SAYIN
ANKARA - AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Şaban Dişli’nin İstan-
bul’da bir arsanõn imar planõ değişik-
liği karşõlõğõnda 1 milyon dolar aldõ-
ğõnõ belgeleriyle ortaya çõkaran CHP
Grup Başkanvekili Kemal Kılıçda-
roğlu, AKP yönetiminin yolsuzluklar
karşõsõndaki tavrõna sert tepki göster-
di. Kõlõçdaroğlu, Dişli’ye parti yöne-
timinin sahip çõkmasõ ve Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn sessiz kalmasõnõn
altõnda “yolsuzluklardan beslenme”
anlayõşõnõn yattõğõnõ belirtti.
Şaban Dişli’nin karõştõğõ rüşvet ola-
yõnõ kamuoyuna açõklayarak büyük
yankõ uyandõran CHP Grup Başkan-
vekili Kemal Kõlõçdaroğlu, konuyla il-
gili sorularõmõzõ yanõtladõ. Şaban Diş-
li’nin iddialara yanõt vermediği gibi,
çelişkili açõklamalar da yaptõğõna dik-
kat çeken Kõlõçdaroğlu, “Bu tamamen
tipik bir yolsuzluk organizasyonu-
dur” dedi. Dişli’nin kendisinin gün-
deme getirdiği belgelerle ilgili ilk
yaptõğõ açõklamada, “Akademi
AŞ’nin hissedarı olduğunu ve te-
minat olarak bu parayı bankaya
bloke ettirdiğini” söylediğini anõm-
satan Kõlõçdaroğlu, kendi kişisel çabasõ
ile Akademi AŞ’nin kuruluşundan
bu yana Ticaret Sicil Gazetesi’ni in-
celediğini ve hiçbir şekilde Dişli’nin
ortaklõğõnõn görünmediğini söyledi.
‘Yüzlerce Danıştay kararı’
Dişli’nin ortağõ olmadõğõ bir tüzel ki-
şiye 1 milyon dolar para verdiğini söy-
lediğini kaydeden Kõlõçdaroğlu, “Oy-
sa yüzlerce Danıştay kararı var. Ya-
kın akrabalar dahil, birisine karşı-
lıksız para verildiğinin tespit edil-
mesi halinde Maliye Bakanlığı bu-
na mutlaka faiz işletir. Maliye Ba-
kanı Kemal Unakõtan’a sordum, ne
kadar faiz işletildi diye, hiçbir yanıt
gelmedi. O halde Dişli, bu parayı
Akademi AŞ’ye verdiyse ne karşı-
lığında vermiştir, karşılığında ne al-
mıştır? Bunlar bilinmiyor” dedi.
Kemal Kõlõçdaroğlu, “tezgâh” diye ni-
telendirdiği rüşvet olayõnõ şöyle anlattõ:
“Olay tam bir yolsuzluk ve vur-
gun, tipik bir yolsuzluk organizas-
yonudur. Gözü doymamış işadamı,
yolsuzluklara bulaşmış kirli siya-
setçi, bu ilişkilerin altyapısını oluş-
turan bürokrasinin bütün unsurla-
rı... Tam bir sacayağı gibi. Arsa sa-
hiplerine 100 bin YTL veriliyor. On-
larla ilgili protokol yapılıyor ve bu
arsanın satışı bir anlamda taahhüt
ediliyor. Arsa sahipleri ile vurgunu
yapanlar bir araya geliyor. Arsa
üzerinden tasarruf yetkisi noterden
alınıyor. Sonra gidiliyor TESCO’ya,
‘Bu arsa üzerinde her türlü imar de-
ğişikliğini yapacağõz, bu imar deği-
şikliklerini yerine getirmezsek, ayrõ-
ca size 750 bin YTL ceza ödeyeceğiz’
taahhüdünde bulunuluyor. Buna
karşılık kaparo olarak 1.5 milyon
alınıyor. TESCO bu arazilerden
birisinin üzerine 1. dereceden ipo-
tek koydurarak, arsayı garantiye
alıyor. Bu organizasyonun en ciddi
ayağı, imar değişikliğini nasıl ya-
pacağı. İmar değişikliği için güçlü
bir adama ihtiyaç var, ama bu sı-Kemal Kılıçdaroğlu
CHP’li Anadol, AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Dişli’ye çağrõda bulundu
‘Mal varlığını açıklasın’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Grup Başkanvekili Kemal Anadol, İstanbul Si-
livri’deki bir arsanõn imar değişikliği karşõlõğõ
1 milyon dolar rüşvet aldõğõ iddia edilen AKP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Şaban Dişli’ye mal-
varlõğõnõ kendiliğinden açõklamasõ çağrõsõnda bu-
lundu. Anadol, “Dişli’nin dişini söker gibi mal-
varlığını biz açıklattıramayız. Eğer Dişli
dürüstse, malvarlığını kendisi açıklamalıdır”
dedi.
Kemal Anadol, Meclis’te düzenlediği basõn
toplantõsõnda bir gazetecinin TBMM Başkan-
lõğõnõn, Dişli’nin malvarlõğõnõ açõklamaya yet-
kili olmadõğõ yönündeki açõklamasõnõ anõmsa-
tarak “CHP olarak siz mal varlığını açıkla-
ması için yasal girişimde bulunacak mısınız?”
sorusu üzerine böyle bir girişime gerek olma-
dõğõnõ söyledi. Anadol, “Dişli biraz dürüstse,
sıradan ve normal bir Türkiye Cumhuriye-
ti yurttaşının davranması gereken davra-
nışlara sahipse, malvarlığını kendisinin açık-
lamalıdır” dedi. Yasama döneminin başõnda,
bütün milletvekilleri kapalõ zarf içinde Meclis
Başkanlõğõ’na mal bildirimini verirken, kendi-
sinin daha sonra malvarlõğõnõ kamuoyuyla pay-
laştõğõnõ anõmsatan Anadol, “Ben bunun için
ceza mı gördüm. Mal bildiriminde bulun-
manın böyle bir yaptırımı yok” görüşünü di-
le getirdi. Dişli’nin hakkõndaki iddialar karşõ-
lõğõnda, malvarlõğõnõ kendisi açõklamõyorsa,
CHP olarak “Yeni bir kanun çıkarıp, Şaban
Dişli’nin dişini söker gibi mal beyanında bu-
lunduramayacalarını” belirten Anadol, “Bun-
dan Şaban Bey’n utanması lazım. Utanç
duyması lazım bu durumdan. Bu utançtan
kurtularak, Şaban Dişli’nin örnek bir Tür-
kiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi mal beya-
nını vermesi lazım” diye konuştu.
AKP tüzüğünün 162. maddesinde Kurucular
Kurulu üyelerinin göreve başlama tarihini iz-
leyen 1 ay içinde mal bildiriminde bu-
lunma zorunluluğu olduğunu anõmsatan
Anadol, o nedenle Şaban Dişli’nin
mal bildiriminin sadece Meclis Baş-
kanlõğõ’nda değil, aynõ zamanda Baş-
bakan Tayyip Erdoğan’da da bulun-
duğuna dikkat çekti. Ana-
dol, şu görüşleri dile ge-
tirdi:
“Şaban Dişli’nin di-
şini söker gibi mal bil-
diriminde bulunma-
sını sağlayamazsak,
muhatabımız Recep
Tayyip Erdoğan.
AKP Genel Başkanı.
Tüzüğünü uygu-
lasın”
radan milletvekili olmaz, hem par-
tide konumu güçlü olacak, hem de
aynı zamanda milletvekili olacak.
Onun için Şaban Dişli’ye gidili-
yor. Onunla bir protokol yapılıyor,
imar değişikliği yapılacak, banka-
lardan kredi alınacak. O proto-
kolde Silivri’deki arsaların imar de-
ğişiklikleri ve kredi alınması için 2
milyon dolar, yine imar değişikliği
sonrasında 8 milyon dolar civarı bir
satış rakamı var. İmar değişikliği
gerçekleştikten sonra Dişli’ye veya
göstereceği gerçek veya bir tüzel ki-
şiye 1 milyon doların ödenmesi ön-
görülüyor. Tüm bunlar yapıldıktan
sonra düğmeye basılıyor ve imar
değişiklikleri süratle gerçekleşiyor,
tapuya gidiliyor, tapudaki işlemler
süratle tamamlanıyor. Bu organi-
zasyonun özünde yatan, vurgun-
cular kendi ceplerinden neredeyse
hiç para harcamadan, iş bittiğin-
de ceplerine 11 trilyonluk rant gir-
mesidir. İşin özü bu. Bu nedenle
dünyanın saygın demokraksilerin-
de bu sorgulanır.”
‘İkrarda bulundu’
Yolsuzluk olaylarõ belgesiyle orta-
ya çõkmasõna karşõn Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn “suskun” kalmasõnõn son
derece dikkat çekici olduğunu belirten
Kõlõçdaroğlu, Erdoğan’a “yolsuzluk
yapanın kellesini koparırım” sözü-
nü bu süreçte sürekli anõmsattõğõnõ söy-
ledi. Ancak Erdoğan’õn sözünün ar-
kasõnda durmadõğõnõ kaydetti. Kõlõç-
daroğlu, “Başbakan şimdi, Dişli ile
yollarını ayırsa, parti içinde onun-
la yolunu ayıracak çok kişi olduğu-
nu biliyor. Ama Dişli’ye direkt des-
tek de veremiyor, onun için sessiz-
liğini koruyor. Ama sükut ikrardan
gelir. Başbakan sessizliğini sürdü-
rerek, bu konuda ikrarda (benim-
seme, onaylama) bulunduğu anla-
mına geliyor” görüşünü dile getirdi.
AKP’nin “yolsuzluklarla besle-
nen parti” görünümünde olduğunu
kaydeden Kõlõçdaroğlu, bunun köke-
ninin Başbakan Erdoğan’õn İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ dö-
nemine dayandõğõnõ söyledi. Belediye
başkanlõğõ döneminde Erdoğan’õn Va-
kõfbank’ta bir off-shore hesabõ oluş-
turarak, yasadõşõ edinilen paralarõn
bu hesaba aktarõldõğõnõn dönemin İs-
tanbul Valisi Erol Çakır tarafõndan
Başbakanlõk’a bildirildiğini anõmsatan
Kõlõçdaroğlu, “AKP’nin iktidar ol-
duktan sonra da bu anlayışı sür-
dürdüğü anlaşılıyor. Dişli’nin ka-
fasının koparılmamasının altında bu
vardır diye düşünüyorum” dedi.
‘Unutulur beklentisi’
Başbakan Erdoğan’õn “bu olay 3-5
gün yazılır, sonra unutulur” bek-
lentisi içine girmemesini de isteyen Kõ-
lõçdaroğlu, Meclis açõldõktan sonra ko-
nuyu genel kurulda, komisyonlarda ve
denetim yollarõnõ kullanarak her fõrsatta
gündeme getireceklerini ve peşini bõ-
rakmayacaklarõnõ söyledi. “İstan-
bul’u hortumcuların başkenti hali-
ne getiren AKP’dir” diyen Kõlõçda-
roğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben
İstanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Kadir Topbaş’a da soruyorum:
Hangi demokratik, saydam ülkede
belediye, 48 saatte, bir grup işada-
mına 11 trilyonluk rant sağlar?
Böyle bir rant sağlamak siyasi nü-
fuz kullanılmasını gerektirir. Kadir
Topbaş bunun hesabını vermeli-
dir. Topbaş diyor ki, CHP’li üyele-
rin de bu kararda imzaları var.
Kendisine bağlı birimlerin çekin-
celeri ve karşı oylarına rağmen bu
kararı belediye meclisine getirme-
yi hangi güç istemiştir? Bu güç, sa-
de milletvekili gücü değildir. AKP
Genel Başkan Yardımcılığı pozis-
yonunda bir güçtür. Yolsuzluğun
üzerine kim olursa olsun gitmek
CHP’nin boynunun borcudur.”
Diyanet İşleri Başkan Yardõmcõsõ Şevki Aydõn din eğitimine farklõ bir bakõş açõsõ getirdi
‘Din eğitimi bireyi kalõplamamalõ’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Diyanet İşleri Başkan Yar-
dõmcõsõ Şevki Aydın, kalõplayõcõ
din eğitimi almõş bireylerin, ken-
di varlõğõnõ ve dindarlõğõnõ bizzat
inşa eden mimar olamadõğõnõ be-
lirterek “Varlığın mimarı ola-
mayan, onu yönetemez. Böyle bi-
ri iyi niyetle, ihlasla, batıl yolda
yürüyor olabilir” dedi.
Aydõn, Diyanet dergisinin ağus-
tos sayõsõndaki “Din Eğitimi Bi-
reyi Kalıplamamalı” başlõklõ ya-
zõsõnda, kalõplayõcõ bir din eğiti-
minin, bireyin insani yetenekleri-
ni geliştirmesini engelleyeceğini,
özgür ve bağõmsõz kişilik oluştu-
rulmasõnõn önünü tõkayacağõnõ be-
lirtti. Kalõplaşmõş dindarõn, kendisi
adõna seçilmiş olanõ kabullen-
mekten başka bir olanağõ bulun-
madõğõna dikkat çeken Aydõn, din
eğitiminin oluşturduğu esaretten
kurtulmanõn, genel eğitime kõyas-
la daha zor olduğunu kaydetti.
Din eğitiminin eleştirel düşünme-
ye pek yer vermediğini, öğreti-
lenlerin sorgulanmasõna fõrsat ta-
nõmadõğõnõ vurgulayan Aydõn, “İs-
lam’a göre, Kuran karşısında bi-
le insanın özne kalması, onu in-
celeyip anlamlandırması, ondan
yararlandırılması istenmekte-
dir” görüşüne yer verdi. Kalõpla-
yõcõ din eğitimi alan ve bu dinsel
bilgi karşõsõnda nesnelleşen öğ-
rencinin, seçme ve karar verme ye-
teneğinin gelişmediğini vurgulayan
Aydõn, bu insanlarõn kendi din-
darlõğõnõ bizzat oluşturan özne
olamadõğõnõ, kendisi adõna başka-
larõnõn verdiği kararlarõ, onlarõn
dindarlõk algõlarõnõ yerine getiren
konuma düştüğünü belirtti.
THY’niniştençıkardığı
pilot Altan Pegasus’ta
İstanbul Ha-
ber Servisi -
Türk Hava Yol-
larõ’nõn (THY)
iş sözleşmesini
feshettiği kap-
tan pilot Baha-
dır Altan, Pe-
gasus Havayol-
larõ’nda göreve
başladõ. Arala-
rõnda Denizci-
lik Müsteşarõ
Hasan Nebioğ-
lu’nun da bu-
lunduğu VIP yolcularõnõ uçağa
almadõğõ iddiasõyla işten çõka-
rõlan Bahadõr Altan’a özel sek-
tör havayolu kuruluşu kapõla-
rõnõ açtõ. Uçaklarõnõn kokpiti-
ni tecrübeli kaptana teslim
eden Pegasus Havayolu yetki-
lileri, “Biz şirket olarak uçuş
güvenliğinden taviz verme-
yen, disiplinli personel ile
çalışmayı benimsemiş bir ku-
ruluşuz. Bahadır Altan kap-
tanı, uçuş güvenliği ilkele-
rinden taviz vermeyen özel-
likler taşıdığı için kadromu-
za almayı uygun gördük”
dediler.
Pilot Bahadõr Altan’õn,
THY’nin gerekli kurullarõnda
savunmasõ bile alõnmadan “İc-
ra kurulu kararıyla” görevi-
ne son verilmesi, Uluslararasõ
Taşõmacõlõk İşleri Federasyonu
(ITF), Avrupa Taşõmacõlõk İş-
çileri Federasyonu (ETF),
Uluslararasõ Çalõşma Örgütü
(ILO) gibi işçi kuruluşlarõ ve
çok sayõda meslek örgütü ve
sendika tarafõndan eleştiril-
mişti.
Kemal Anadol düzenlediği basõn
toplantõsõnda, ‘Dişli’nin dişini söker gibi
malvarlõğõnõ biz açõklattõramayõz’ dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kõlõçdaroğlu, Dişli’nin bir arsanõn imar
planõ değişikliği karşõlõğõnda 1 milyon dolar aldõğõnõ belgeleriyle
ortaya koymasõna karşõn, Başbakan Erdoğan’õn suskunluğunu
korumasõnõn çok anlamlõ olduğunu belirtti.
ÖZEL SEKTÖR KAPILARINI AÇTI
Pilot Bahadõr
Altan, VİP
yolcularõnõ
uçağa almadõğõ
iddiasõyla işten
çõkarõlmõştõ.
Pilot Bahadõr
Altan’õn
savunmasõ bile
alõnmamõştõ.