29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tarihte hiçbir toplumsal olay, salt içinde yaşandığı tarihsel kesite bakılarak açıklanamaz 68'in siyasal ve sosyal kökeni SÖNMEZ TARGAN Bu yıl 68 devrimci gençlik de- vinmcsinin 40. yılı. Kırk yıl, toplıım yaşamında değilse bile insan yaşa- mmda büyük bir zanıan dilimi. Bu siire içinde, 68 kalkışmasında yi- tirdiklerimizin yanı sıra birçok 68'li yoldaşımız da ya yıllann verdiği ağırlıktan yitip gittiler ya da sayn- liklardan aramızdan ayrıldılar. Ka- lanlanmızın çoğunluğunun ise ya saçları ağardı ya da saçları döküle- rek çoluk çocuğa kanştı, hatta torun sahibi oldu. Ama bunca zanıan son- ra 68'in coşku vc dinamizmi hâlâ yaşıyor olmalı ki 68'ın 40. yılının yaşandığı bu yıl, başta nıedya olmak üzere birçok sivil toplunı kurulu- şumuzun güııdeminin başına gelip oturdu. Bugün, geriye dönüp bir baktığı- mızda, ülkemizde ve dünyada nc de- ğişti ya da değişnıedi de 68*lilik hâ- lâ canlılığını koruyor diye bir sor- gulama yapmamız gerekmez mi? Böylesi bir sorgulamaya geçme- den gelin önce 68'i yaratan siyasal ve sosyal nedenlere bir göz atalım. Çünkü, tarihte hiçbir toplumsal olay, salt içinde yaşandığı tarihsel kesite bakılarak açıklanamaz. Onu yaratan nedenler tarihin derinlikle- rindedir. Dünyada 68 olayları 68'in dünyadaki gelişmelerine geçmeden önce 6O'lı yıllann dün- yasında olup bitenlere kısaca bir göz atalım. 60 lı yıllara damgasını vu- ran en temcl özellik, dünyanın, bir tarafta Sovyetler Birliği'nin başını çektiği sosyalist dizge, diğer taraf- ta ise çekim merkezi Amerika Bir- leşik Devletleri'nin (ABD) olduğu kapitalist-emperyalist dizge olmak üzere iki kutııplu bir yapıdan oluş- masıydı. Her iki kutup arasında sü- rekli gerilimlere neden olan bir ça- tışma ortamı yaşanırken bilimsel ve teknolojik alanda da büyük bir ya- rışmaya tanık olunuyordu. Ömeğin, insanlık ilk kez gezege- nimizin dışına çıkıyor; Sovyetler Birliği 12 Nisan 1961 tarihinde, için- de Yuri Gagarin'in bulunduğu "Vostak 1" uzay aracıyla yerden 301 km yükseklikte bir insanlı uzay uçuşunu gerçekleştiriyordu. Sov- yetler Birliği'nin bu başansı sos- yalist evrene büyük bir saygmlık ka- zandırırken dünyadaki sömürge halklannın da bağımsızlık ve sö- mürüye karşı savaşıınlan da dalıa bir hız kazanıyordu. Örneğin, 1959 yılında bağımsız- lığını kazanan Küba'da Castro re- jimi 6O'lı yıllarda adasına dalıa yerleşirken bağunsızlık arayan halk- lara ömek olma konusunda adeta ef- saneleşiyordu. Hareketin önderi Fi- del Castro ile birlikte Che Guevara başta Latin Amerika olmak üzere Asya vc Afrika halklannın da ideo- lojik ve politik önderliği konumu- na yükseliyordu. Yine Latin Amerika 'daki diğer devrimci dalgalar. ömeğin Brezil- ya'da Carlos Marigalla, Nikara- gua'daki Sandinistler, Kolombi- ya'daki Tupa Maro gerilla eylemleri klasik Avrupa sol mücadele ve dev- rim anlayışma yeni ufuklar açıyor- du. Öte yandan Afrika'da Angola, Asya'da Victnam, Kamboçya ve La- os'ta emperyalizme karşı kıyasıya bir bağımsızlık ve özgürlük savaşı veriliyordu. özetle 6O'lı yıllar, tüm dünyada sosyalist rüzgânn kuvvetle estiği, kapitalist-emperyalist dizgenin ge- rilediği yıllardı. Vc bu sol rüzgâr salt • Bunca zaman sonra 68'in coşku ve dinamizmi hâlâ yaşıyor olmalı ki 68'in 40. yılının yaşandığı bu yıl, başta medya olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşumuzun gündeminin başına gelip oturdu. • Bugün, geriye dönüp bir baktığımızda, ülkemizde ve dünyada ne değişti ya da değişmedi de, 68'lilik hâlâ canlılığını koruyor diye bir sorgulama yapmamız gerekmez mi? Böylesi bir sorgulamaya geçmeden önce 68'i yaratan siyasal ve sosyal nedenlere bakınalıyız. sömürge-yarı sömürge ülkelerde de yaşanmıyordu. Kapitalist ülke halkları ve emekçi yığmlan da ka- çınılmaz olarak bu gelişmelerden et- kileniyordu. Bu etkilenmelcrin en büyük işa- retleri önce Kıta Avnıpası'nda Fran- sa, Almaııya vc ltalya'da görünmeyc başladı. lşte bu etkilenmenin tüm boyutlarıyla doruğa ulaştığı nokta 1968 olaylarıyla kendini tüm dün- yaya duyurdu. 68 balıannda Fran- sa'da öğrcnci gençliğin başlattığı ve eğitimdc köklü reformlar yapılma- sı amacını taşıyan eylemler işçi ke- siminc de sıçrayınca olaylar siyasal bir krize dönüştü. Devlet Başkanı De Gaulle meclisi feshedcrek 23 Haziran'da seçimle- re gitti, fakat daha bir üstünlük ka- zanarak yeniden iktidara geldi. Bu olaylann Fransa'da yaşandığı yıl- larda önc çıkan isimlerin başında Daniel Cohn-Bendit gelir ki bugün Almanya'dan Avrupa Parlamcnto- su'na milletvckili seçilmiş olup Yeşillcr Topluluğu'nun da başkan- lığını yapmaktadır. Fransa'da başlayan ve siyasal içeriği bakımından eksiztansiyalist (varoluşçuluk) bir dünya görüşün- den kaynaklanan bu öğrenci genç- lik devinmcsi, aslında, klasik Fran- sız komünist anlayış ve örgütlen- mesine karşı bir tepkiyi de içerir. Başka bir anlatımla, yürürlükteki dü- zene (statüko) karşı bir başkaldırı- dır ama içinde bulunduğu üretim ilişkilerinin tüınünü değiştirmeyi amaçlayan sınıfsal bir temele da- yanmadığı için -Avrupa'daki tüm 68 başkaldınlan için geçerlidir- ta- mamıyla Marksist bir ideolojiden kaynaklandığı söylenemez. Çünkü, 68'de sosyalist ülkelerde de statükoya karşı liberal çıkışlara tanık olunmuş; örneğin, Polonya ve Yugoslavya'da da benzeri çıkışlar yaşanmıştır. Hatta, Çckoslovak- ya'da rejimi tümden değiştirecek bir iktidar değişikliği olgusuna karşı Sovyet tanklan bu ülkeye girerck ik- tidardaki Dubcek hükümetini yık- mıştır. 68'de solda yaşanan bu ol- gu, dünya komünist devinmeleri içinde hatta Türkiye'de bile bölün- melere neden olmuştur. Fakat, hemen belirtmek gerekir- se, düzeni tümden değiştirecek ideo- lojik bir altyapıya sahip olmamak- la birlikte, 68 gençlik devinmesinin Avrupa'da önemli sosyal dönü- şümlcre ebelik yaptığı da ayn bir gerçektir Türldye'de68~ Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 68'i anlayabilmck ve bunun si- yasal ve toplumsal çözümlemesini yapabilmek için genelde 6O'lı yıl- lara topluca bir bakmamız gereke- cek. lsterseniz biraz daha gerilere gi- delim. Deniz Gezmiş'in savunma- smda da vurguladığı gibi, Türki- ye'de cumhuriyet tarihindeki ilk kı- nlma 14 Mayıs 1950 seçimlerinde yaşandı ve yine Gezmiş'in betim- lemesiyle "Amerikan emperya- Sovyetler Birliği 1961'de içinde Yuri Gagarin'in bulunduğu "Vostak 1" uzay aracıyla bir insanlı uzay uçuşunu gerçekleştiriyordu. Küba'da Castro bağım- sızlık arayan halklara örnek olma konusunda adeta efsanelcşiyordu. Türkiye'de Mehmet Ali Aybar'ın TİP'in başına gelnıesiyle bu parti aydınların çekim mer- kezi oldu. 68 devrimci gençliğinin önder kadrolarının önemli bir bölümü TİP'in içindedir. Örneğin Deniz Geznıiş, TİP Üsküdar ilçesi üyesidir. lizmi Türkiye'de seçimlerle ikti- dara geldi." Bu bakımdan, 1946'da çok partili döneme geçişi bir de- mokrasi olarak görüp sonuca var- mak bizleri yanıltır. Aslında, 1946 olayı bir demokrasi olayından çok, Türkiye'nin yüzünün Batı kapitalizmine ve emperyaliz- mine kesin dönüşünün de bir zafe- ridir. Sanayisiyle, altyapısıyla ve özellikle içinde yaşadığı toprak dü- zeniyle gelişmemiş bir ülke olma- sı nedeniyle, yüzünü çevirdiği bu dünya düzeninin özgür, eşit ve ba- ğımsız bir üyesi olamayacağı ve gi- derek bağımsızlığını yitirerek yarı sömürge bir ülke konumuna düşe- ceği aşikârdı. Bunun ekonomik alandaki en önemli göstergesi 18 Ocak 1954'te çıkartılan "Yabancı Sermaye Ka- nunu" ise, askersel alandaki gös- tergesi Şubat 1952'de Türkiye'nin NATO'ya (Kuzey Atlantik An- tlaşması Teşkilatı) girmesidir. Si- yasal alandaki göstergesiyse, salt emperyalizme yaranmak ve Ba- tı'dan kredi koparmak için 1951 'de gerçekleştirilen en kapsamlı TKP (Türkiye Komünist Partisi) tevki- fatıdır İci bu yıllar aynı zamanda tüm gezegenimizde yaşanan Soğuk Sa- vaş yıllandır. Ve Türkiye'de artık yıllar sürecek bir antikomünizm söylemi başla- yacaktır. Özetle, Türkiye'de 50'li yıllar, dışa bağımlı çarpık bir dü- zenin yaşandığı ve iktidardaki Men- deres (Demokrat Parti) iktidarımn gelişen halk muhalefeti karşısında diktaya yönelen bir tutum içine girdiği yıllardır. 1960'a gelindi- ğinde iş çığınndan çıktı. Muhale- fctin en güçlü partisi CHP'nin açık hava toplantılarına saldınlar yo- ğunlaşırken, üniversitclerden de buna karşı tepkiler yükselmeye başladı. 28 Nisan'da Istanbul Üni- versitesi'nde olaylı bir protesto göstcrisi yaşandı. Durumun gidcrek bir kaosa doğ- ru yuvarlandığını gören Türk Silahlı Kuvvetleri, 27 Mayıs 1960'ta ger- çekleştirdiği bir devirme ile yöne- time el koydu. DP kapatılarak yöneticileri göz- altma alındı. lktidarı ele alan Mil- li Birlik Komitesi, 1960 Haziran'ı başında çıkartılan bir yasayla Ku- rucu Meclis'i oluşturarak yeni ana- yasa hazırlanması çalışmalarını başlattılar. Türkiye9 de en büyük işçi mitingi Türkiye'de ilk kez en yığmsal bir işçi mitingi, 350 bin işçinin katılımıyla 3 Aralık 1961 'de Sa- raçhane'de gerçekleşiyordu. Bu anayasayla Türk toplumu legal ve yığmsal biçimde sola açılma olanağı da bulmuştu. Bu gelişmelere en tipik iki örnek olarak 13 Şubat 1961 'de kuru- lan Türkiye işçi Partisi (TİP) ile yine içlerin- de Sadun Aren, Doğan Avcıoğlu, Osman Nu- ri Torun gibi aydın ve akademisyenlerin 1962'de kurduğu Sosyalist Kültür Derneği'ni gösterebiliriz. Yine bu anayasanın sağladığı özgürlük or- tamında bilimsel sosyalizmin tüm temel yazı- lı ürünleri Türkçeye kazandınimış, o güne de- gin görülmemiş yoğunlukta kitlelerin sol dün- ya görüşleri ile tanışıklığı sağlanmıştır. Böy- lcsine çağcıl, demokratik, insan hakları ile öz- gürlüklerine kapı açan bir anayasanın askersel bir devirmenin ürünü olması neyi değiştirir?.. Bir toplumsal ve tarihsel olguyu yaratan ko- şullann salt kaynağma mı bakacağız, yoksa so- nuçlarma mı? Nitekim ilcriki yıllarda, cmperyalizmin Tür- kiye'deki işbirlikçisi siyasal iktidar tarafından bu anayasanın budanması girişimlerine karşı ba- şında Mehmet Ali Aybar'ın bulunduğu TİP, anayasayı savunma kampanyalan açacaktır. 27 Mayıs'ı izleyen yıllarda, uzun baskı yıl- larının etkisiyle kapanmaya başlamış toplum ya- raları da yeniden kanamaya başlamıştır. Kit- lelerde sınıf bilincinin uyanması, sömürülme gerçeğinin görülmesiyle suskun toplum yeri- ni tepkili topluma bırakmaya başlamıştır. 1964'te Kıbrıs'ta yaşanan olaylar ve bunun üzerine Türkiye'nin Kıbrıs'a askersel kanşma girişimi nedeniyle, ABD Başkanı Johnson'un 5 Haziran 1964 tarihinde dönemin başbakanı tsmet tnönü'yc ağır bir mektup yazması, as- lında Türkiye'nin başına geçirilmiş ilk çuval olayı olmalı ki toplumda o günc değin görül- memiş bir toplumsal antiemperyalist bilincin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu bilinçle ayağa kalkan üniversite gençli- ğinin istemleri ile toplumun ekonomik, de- mokratik istemleri örtüşünce, 68'e giden yol- ların taşları daha o günlcrden örülmeyc baş- lamnıştır. Altmışlı yıllarda işçi kesiminde ve özellikle sendikal alanda önemli atılımlann ol- duğunu gönnekteyiz. Sendikal alanda ise 13 Şubat 1967 yılında Devrimci İşçi Scndikalan Konfederasyonu'nım (DİSK) kurulmasıyla da sınıf ve kitle sendi- kacılığı anlayışı kök salmaya başlamıştır. 68'de, gelişmelerden en fazla etkilenen kesim, itiraf eünek gerckirse, bizde de öğrenci genç- lik olmuştur. Üniversitedeki öğrenim koşullarının iyileş- tirilmesi, eğitim-öğretim ve öğrenimin çağdaş ve bilimsel temellerc oturtulması, parasız eği- tim-öğretimin yaygınlaştırılması ve özel okul- ların dcvletleştirilmcsi istemiyle başlatılan boykot ve işgal eylemleri giderek siyasallaşa- rak toplumsal bir nitelik kazandı. ENTERNET / MEHMET SUCU melımct@ounılıuriyct.c*oın.tr Niçin bir insan bir başka insanı iz- leme gereksinimi duyar? Niçin insanlar birbirlerine karşı saydam olmazlar? Niçin büyük kurumlar kitlesel ve- ya bireysel olarak insanları izlerler? Niçin devletler yurttaşlarından hep kuşkulanır? Niçin devletler bu konuyu yasal- laştırmak için uğraşır? Niçin büyük bilişim kuruluşları bilgi koleksiyonculuğu yapar? Niçin dünyanın bilgisini birikti- renleri biz tanımıyoruz? Niçin kentlerin heryerinde mobese adlı sistemler var? Niçin Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere yayın organları dinlenip izleniyor. Niçin bir başka insanı izleme dür- tüsünün argodaki karşılığı röntgen- ciliktir? Buradan bakınca bizi izleyen devlet ve özel kurumlar röntgenci mi Özel Yaşam mı? 0 Artık ÖldiL. oluyor? Niçin... Niçin.. Niçin ben ülkemde attığım her adımda izleniyormuşum hissine ka- pıhyorum? Yoksa ben paranoyak mı- yım? Insanların sokakta rahatça yürü- me ve potansiyel suçlu olarak gö- rülmeleri yerine ortak haklara sahip yurttaşlar olmaları daha güzel ve ol- ması gereken bir durum değil mi? Son 5-6 senedir özellikle Türki- ye'de artan bu güvensizlik ortamı- nın altında izlenme süreçlerinin art- masının olduğunu düşünüyorum. Her yeri, her şeyi, neredeyse herkesi izleyen Büyük Birader ne yazık ki hiçbir şey yapamıyor. Ne Trab- zon'daki katliamı engelleyebiliyor, ne de Hrant Dink'in katledilmesini. Bizim Büyük Biraderler'den bir ta- nesi, anladığımız kadarıyla Teleko- münikasyon lletişim Başkanlığı adı- nı taşıyor. Görev tanımları arasında da şu cümle yer alıyor: "Başkanlık faaliyetleriyle ilgili olarak talep etti- ğinde derhal Başbakan'a bilgi ver- mek." Yani bizim Büyük Birader'in kim olduğu da bir güzel ortaya çıkıyor. Şimdi gazetelerde çıkan ve yalan- lanmayan haberleri bir kez daha dü- şünün. Seçim döneminde dinle- nenler, Diyarbakır Ağır Ceza Mah- kemesi'nin Türkiye'deki tüm telefon ve internet haberleşmesini izleme yetkisi vermesi... Daha fazla örnek vermeye herhalde gerek yok. So- nuçta Telekomünikasyon lletişim Başkanı Fethi Şimşek'i atayan bi- zim Büyük Birader'imiz, sadece yurttaşların yüzde 53'ünü değil he- men hepsini de izlettiriyor. Izlenip izlenmemek, bunu bilip bilmemek tamamen bir özgürlük sorudur. Kimse kimseyi izni olmadan ne dinleyebilir ne de izleyebilir. Ya- pılanın kendi yurttaşına karşı ca- susluktan ve röntgencilikten farkı yoktur. Ne bu ülkede ne de başka bir yer- de hiç kimse haberi olmadan izlen- memeli. Hakkında bilgi toplanma- malı. Hiç kimse hakkında bu derle- nen bilgilerle hiçbir işlem yapılma- malı. İnsanlar özgür olduklarını ilik- lerine kadar hissetmeli. Aksi halde toplumsal gerginlikler giderek yük- selecek, rahatsızlıklar giderek arta- cak, çatışmalar şiddetlenecek. Peki bu denli dijitalleşen bir dün- yada bunu nasıl sağlayacağız? Ne yazık ki pek olası görünmüyor. Kre- di kartınızdan cep telefonuna kadar, hatta nüfus kimlik numaranıza kadar her yerden fişlenmiş durumdası- nız. Sanırım artık bir kenara çekilip biz nasıl oldu da bu hale geldik diye dü- şünmekten başka çaremiz yok. Yıl- lar önce bizi izleyen memurları ta- nırdık, köşedeki mısırcının asıl işini bilirdik. Şimdi ise nerede ne zaman nasıl izlendiğimizi fark etmiyoruz bile. Kiminle nerede ne yaptığımızı biz unutuyoruz ama Büyük Bira- der'ler unutmuyor. özel yaşam mı? Yok artık öyle bir şey. Ozel yaşam artık öldü... Trafik kazası: 2 şehit, 5 yaralı • BAŞKALE (AA) - Terör örgütüne yönelik sürdürülen operasyonlar kapsamında, Van'dan Hakkâri'ye asker taşıyan minibüs, Başkale-Hak- kâri karayolunun 10. kilometrcsinde şarampole devrildi. Kazada, minibüste bulunan 2 asker şe- hit olurken, sürücü ile 4 asker yaralandı. Kaza- nın, minibüs sürücüsünün, karşı yönden gelen ve hatalı sollama yapan araca çarpmamak için ani manevra yapması sonucu olduğu öğreıüldi. Vicdani retçi Savda'ya 5 ay hapis • İstanbul Haber Servisi - lsrail'in Lüb- nan'ı işgali sırasında, vicdani retlerini açıklaya- rak işgale karşı çıkan lsrailli askerlere destek veren Türk savaş karşıtları adına basm açıkla- ınasını okuyan, vicdani retçi Halil Savda 5 ay hapis cezasına çarptınldı. istanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde göralen duruşmada yargıç, Sav- da'nın okuduğu basın açıklamasında "Herkesi askerliği reddetmeye çağırıyomz" cümlesinin yer aldığını belirtcrck, Savda'nın halkı askerlik- ten soğutma suçunu işlediğini ifade etti. İP'ten İçişleri Bakanlıgı'na dilekçe • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Özbey, cmniyet içerisinde gayri meşru yapılan- ma tarafından yasadışı dinleme ve izleme faali- yetleri yürütüldüğü gerekçesiyle İçişleri Bakanlı- gı'na dilekçe verdi. Ozbey ve beraberindekiler, "yasadışı dinleme ve izlemeye ilişkin ellerinde olduğunu iddia ettikleri belgelcri" İçişleri Ba- kanlığı Gelen Evrak Bölümü'ne teslim ettiler. İkinci Türk berber serbest • Dış Haberler Servisi - Suudi Arabistan'da yaklaşık bir ay önce peygaınbere küfiir ettiği id- diasıyla tutuklanan ikinci Türk berber Ersin Taze serbet bırakıldı. Türk berber Taze için Riyad Emiri Salman bin Abdülaziz devreye ginnişti. İlk berber Sabri Boğday, temyiz başvuru dilek- çesini, iki hafta önce 2 Suudi avukat aracılığıyla şeriat mahkemesine iletmiş ve mahkemc dileîcçe- yi kabul etmişti. Temyiz başvurusunun kabulü, olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi. Pamuk'tan 'Milli Takım' eleştirisi I Dış Haberler Servisi - Yazar Orhan Pamuk, Türk milli rutbol takımının yabancı korkusuna hizmet ettiğini söyledi. Alman Der Spiegel dergisine konuşan Pamuk, "Milli takım milliyetçilik, ya- bancı düşnıanlığı ve otoriter düşünce üreten bir makine" dcdi. Pamuk, Teknik Dircktör Fatih Terim'in "ultra milli- yetçi" olduğunu ancak buna rağmcn milli takıını Avrupa Futbol Şampiyonası'nda des- tekleyeceğini söyledi. Sivas'ta türban soruşturması • SİVAS (AA) - Sivas'ta 44. kütüphane haf- tası etkinlikleri kapsamında düzenlcnen ödül tö- renine ödül alan 2 öğrencinin türbanla katılması- na ilişkin disiplin soruşturması yapıldığı bildiril- di. Törene katılan Vali Yardımcısı Mete Buhara ile Vali Yardımcısı Kemal Şahin hakkında ise soruşturma açılmadığı belirtildi. Vali Vcysel Dalmaz, ihmali olanların ıkaz edildiğini açıkladı. ÇHD'nin derglsi bayilerde • İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Hu- kukçular Denıeği (ÇHD) İstanbul Şubesi'nin yayın organı Çağımızda Hukuk ve Toplum Dergisi, Anayasa konulu bahar sayısı ile bayi- lerde satışa sunuldu. Hukuk sistemini başka bir aıılayışla sorgulamayı amaçlayan dergi, okurlarına 30 yıl aradan sonra geçen kış yeni- den merhaba dedi. Çağımızda Hukuk ve Top- lum, Deniz Gezmiş ve 68 gençlik harakcti ön- derlerinin avukatları Halit Çelenk, Niyazi Ağırnaslı'nın da aralarında bulunduğu hukuk- çular tarafından, ilk kez Ekim 1976'da çıkarıl- dı. Dergiyi 30 yıl aradan sonra, ÇHD İstanbul Şubesi üyesi genç avukatlar yayına hazırladı. NurSena'mızm aramıza gelişinin m.. 3.yıhnı kutluyoruz. Sağlıkh ve mutlu bir hayat diliyoruz. AİLESİ Vergi levhamı kaybettim. Hükümsüzdür. Attila BUMİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle