23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2008 Sfl Ll 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN 'AŞIPI Cumhupiyetçi' Ne Demek? Üniversite yıllarım (1960-64) ve sonrası Türki- ye'nin ilginç bir dönemine rastlar. Hoş, sık sık "ge- çiş dönemleri" yaşayan Türkiye'deki toplumsal ve siyasal yaşamın hangi devri "ilginç" değildir ki?... Ama 27 Mayıs ertesi 1961 Anayasasfnın da ge- tirdiği özgürlük ortamında Türkiye'de kimi tabu- lar yıkılmış, o zamana dek ağza alınmayan konular tartışmaya başlanmış, şiddetle yasak olan sol gün- deme gelmişti. Sol günderne gelir gelmez de karşıtları hemen yeni kavramlar uydurmuşlardı, ki bunların en yay- gını "aşın sol" olmuş, sonradan bu yeni ve pek akıl- lıca gibi görünen kavram sağa da teşmil edilmiş, aşırı sağ ve solu içeren "aşırı cereyanlar" deyimi ortaya atılmıştı. i Başlarda bu kavrarn ben de iki pencere arasında kaldığınızda hasta eden hava akımlarını (kuran- der veya orijinal yazılışıyla "courant d'air"\ çağı- rıştırırdı. Aşırı cereyanlar deyimini düşünmeden kabul et- tik, sıkça kullandık, kimi bize ters gelen düşün- celere karşı kalkan yaptık. Bir gün bir Fransızla konuşurken "aşırı cere- yanlar" düşüncesini anlatmaya çalıştım, becere- medim. Çünkü o dilde karşılığı yoktu, birkaç ya- bancı dil bilen bir tanıdığıma sordum. Aşırı solun çevirisini hemen yapıştırdı: - L'extreme gauche. Ama bu açıklama beni doyurmamıştı, çünkü te- rimi tam olarak karşılamıyordu. "L'extreme Gauche"ur\ karşılığı "uç so/"du, "aşırı sol" değil. Uç sol yalnızca solun en uç noktasını belirliyordu ki bu da topluma, döneme göre değişebiliyordu. Skala içindeki konumu belirten bu deyiş, herhangi bir değer yargısını içermiyordu. Yansızdı. Oysa "aşın so/"da, yeterli ve kabul edilebilir ola- nı aşan, kabul edilemez noktaya varmış olan an- lamı yatıyordu. Böyle bir deyişin geçerli olması demek, toplum için neyin yeterli, neyin aşırı olduğunu kararlaş- tıracak, sınırlar çizecek bir otoritenin varlığının ka- bulü anlamını taşıyordu. lyi de demokraside bu otorite kim olacaktı? Içinden çıkılması kolay olmayan bir sorundu bu. Yıllar sonra. Sevgili Uğur Mumcu, o parlak ze- kâsıyla, bu deyişi şu deyimle tiye alacaktı: - Aşırı ortacı... Bunun benzeri başka deyimler de vardı; örne- ğin "kökü dışarıda cereyanlar". Bununla ne kas- tedilmek isteniyordu? Yabancılardan, dışarıdan alınmış düşünce ve akımlar mı? Eğer öyleyse bu- nun da bir anlamı yoktu. Çünkü belki, rakı dışın- da, toplumsal yaşamımızda yer etmiş her şeyin kökü dışarıdaydı. Ulusçuluk deseniz, ümmetçi sal- tanat toplumuna dışarıdan gelmiş bir kavram ol- duğu kesindi; Cumhuriyet, ulus devlet hakeza, hat- ta dinimiz bile kökü içeride bir kurum değildi, Arap- lardan almıştık. Görülüyor ki pek anlamı olmayan sloganlar dü- şünce hayıtımıza egemen oluyor. Belki bu yüzden, Türkiye bir türlü amaçladığı toplumsal yapıyı oturtamıyordu. Geçenlerde bir dostla söyleşirken bu deyimler geldi aklıma ve... - Neyse dedim, hiç değilse bu anlamsız de- yimler çıktı artık yaşamımızdan. Meğer yanılmışım, bu pazar günü, Leyla Tav- şanoğlu'nun söyleşi köşesini okurken konuğu Vu- ral Öger'in aynı deyimi değişik biçimde kullan- dığını gördüm. öger, Türkiye'de son zamanlarda çok moda olan "muhalefete muhalefet" akımına kaptırmıştı kendini ve CHP'yi eleştirirken bu par- tinin "aşırı cumhuriyetçi ilkelere sahip Jakoben" yapıda bir kuruluş olarak algılandığını söylüyor- du. Konuşmada, "aşın cumhuriyetçi ilkelere sahip ol- ma" saptamasının Avrupalılardan mı geldiğini, yok- sa, yükseköğrenimini Almanya'da yapmış Öger'in gençlik yıllarının Türkiyesi'nden ödünç alınmış bir deyimden mi kaynaklandığını anlamak güçtü. Keşke Leyla, Sayın Öger'e "aşırı cumhuriyet- çiliğin" ne anlama geldiğini sorsaydı da, biz de ay- dınlansaydık. Ama son dönemlerde Türk düşünsel yaşamı- na eski bir kavramın yeniden girmekte olduğunu artık söyleyebiliriz. Bu da "aşın cumhuriyetçilik"\\r. Gerçekte nedir "aşırı cumhuriyetçilik"! Dilerseniz gelecek yazıda da, bu konuyu birlikte ele alıp, çöz- meye çalışalım. asirmen@cumhuriyet.com.tr JAPONYA'YA GlDtYOR GüTden imparatora 'ErtuğnıT maketi ANKARA(Cum- huriyet Bürosu) - Cumhurbaşkam Ab- dullah Gül, Japon tmparatoru Akihi- to'nıuı davetlisi ola- rak bugün bu ülkeye gidecck. Cumhurbaşkam Gül'e Japonya ziya- rctinde eşi Hayrün- nisa Gül'ün yanı sı- ra devlet bakanları Kürşad Tüzmen ve Mehmet Şimşek ile çok sayıda işadamı eşlik edecek. Gül ziyaretüıde İm- j parator Akihito'ya da .bir sürpriz yapacak. Cumhurbaşkam, Er- tuğrul Firkateyni'nin bir maketini Akihi- to'ya sunacak. Er- tuğrul Firkateyni, İkinci Abdülhamit döneminde Japon Im- paratoru Meiji'nin gönderdiği Krizan- tem Nişanı'na karşı- lık olarak Osmanlı lmparatorluğu'nun lmtiyaz Nişanı'nı Ja- ponya'ya götürmüş- rü. Firkateyn, dönüş yolunda Kaşinozaki Bumu civannda bat- tı. Oşima Adası'nda- ki kayahklara çarpa- rak batan iîrkateynde 526 denizci şehit ol- muştu. Bakanlık, mahkemenin emniyete tüm yurt için izin vermesine göz yumdu,jandarmayı ise Yargıtay'a sevk et Telekulakta bölge kavgas İLHAN TAŞCI ANKARA - Adalet Bakanlığı, An- kara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin jandarma istihbaratına ülke genelin- de "izleme" izni verdiği karann ya- zılı emir yoluyla bozulması için Yar- gıtay'a başvurdu. Bakanlık başvuru- sunda, enıniyct istihbarata da ülke ge- nclinde izin veren mahkemenin "ken- di yargı çevresi" dışına çıktığını sa- vunurken emniyctin karanna itiraz et- tnemesi dikkat çekti. Emniyet istihbarat, jandarma ve MİT'e kamu görcvlileri dışında ülke genelinde her türlü ilctişim aracıın iz- leme izni verilmesi tartışması sürer- ken, Adalet Bakanlığı'nın izin "kav- gasına" jandarma yönünden katıldiğı ortaya çıktı. Cumhuriyet'in ulaştı- ğı bclgelere göre, Adalet Bakanlığı • Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin jandarma istihbaratına yurt genelinde "izleme" izni vennesini "hak ihlali" olarak değerlendiren ve karann bozulması için yazılı emir yoluna giden Adalet Bakanlığı, gerekçe olarak mahkemenin ancak kendi yargı çevresiyle ilgili karar verebileceğini savundu. Ancak bakanlık aynı mahkemenin emniyet istihbarata yurt genelinde izin vermesine itiraz etnıedi. Müsteşar Yardımcısı Mtıslufa Kök- çanı, bakan adma yerel mahkemenin jandarmaya verdiği ülke genelinde her türlü iletişimi izleme karannın ka- nun yaranna bozma yoluyla kaldı- nlmasını istedi. Bakanhğm 21 Oeak 2008 tarihli ya- zısında, jandarmanın, Teşkilat, Görev ve Yetkilen Hakkında Kanun'un ge- reğincc kendi sorumluluk sahasında önlcyici ve koruyucu tedbirlerin alı- nabilmesi amaeıyla, lıer türlü iletişim araçlannın 26 Kasım 2007 tarihinden itibarcn ileriye dönük olarak izleıı- mesini talep ettıği anınısatıldı. Jan- darma istihbaratının bu istemini An- kara 11. Ağır Ceza Mahkemesi erte- si gün kabul etti. Tclekoınünikasyon İletişim Başkanlığı'nın karara yöne- lik itirazı ise reddedildi. Bunun üze- rine de Adalet Bakanlığı devreye girdi. İzleme ve dinlemenin yasal mevzuat açısından irdclendiği yazı- da, jandamıa istihbaratı için venlen karann kaldınlmasının istenme ge- rekçesi şöyle açıklandı: "... anılan bilgilere ilişkin detay kayıtlanna ait datalarının canlı ola- rak alınınasma karar verilmesi so- nuıııııda, temel hak ve hürriyetle- rin özüne müdahale imkânı sağla- yacak bir şckilde anayasanın sözü- ne ve rııhuna, demokratik toplum düzeninc, ölçülülük ilkesine ve ana- yasanın 13. maddesindeki temel hak ve hürriyetlerin sıııırlaııdırıl- nıasuıa yönelik, aykırı bir şekilde ül- ke geneline yönelik uygulama ya- pılabilmesinin yoluııun açıldığı... yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan kollıık biriminin bulun- duğu yer itibarıyla yetkili olan ağır ceza mahkenıesiııin üyesi olması dolayısıyla Ankara II. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kendi yargı çevre- si ile ilgili karar vermesi gerekirken tüm ülke çapını kapsayacak şekilde karar vermesinin mümkün ohnadığı zEKİSEZER: Korku kralhğı yaratılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer. "ya- sadışı dinlemenin son derece ayıp ol- duğunu ve demokrasiye yakışma- yacağını" vurgularken "Sayın Baş- bakan, sürekli demokrasiden söz eder ama hangi demokraside böy- lesine baskı, korku kralhğı yaratma girişimi var" diye sordu. Sczcr, dün parlamcntoda düzenlc- diği basın toplantısında gazetecilerin CHP Genel Sekrcteri Önder Sav'ın dinlenmesine yönelik gelişmelerle il- gili bir sorusu üzerine "Yüksek ba- rajlarla, Türkiye'de siyaseti iki ku- tuplu hale getirip böyle bir istikrar sağlayacağını düşüncnlere hatırla- tılır. İki kutuplu, iki taraftan top- Itınuı geren siyaset anlayışı, ekoııo- mide, sosyal yaşamımızda, toplu- mun ruhsal yapısında da büyük sı- kıntılara yol açıyor" dedi. Yasadışı dinlemenin, "son derece ayıp oldu- ğunu ve demokrasiye yakışmaya- cağını" kaydeden Sezer, "Olacak şcy değil. Sayın Başbakan, sürekli demokrasiden söz eder ama hangi demokraside böylesine baskı, kor- ku kralhğı yaratma girişimi vardır, anlayabilnıiş değilim. CHP'nin de bu süreçte söyleyecekleri olacaktır. Türkiye, hak etmediği ve layık ol- madığı bir süreç yaşıyor. Sayın Başbakan'ın ve muhataplannın do- ğasından, bcıümsedikleri üslup ve si- yaset yapma anlayışlarından kay- naklanan gerginlik ortamı daha da tırmanıyor" açıklamasını yaptı. Sezer, basın toplantısında tanm sektörünün sorunlan üzerinde değer- lendirmeler yaptı. Türk tanmının çö- kcrtildiğini vurgulayan Sezer, şu gö- rüşlcri dile getirdi: "Tannıda, çokuluslu şirketle- rin egemenliği hızla artıyor. Türk çiftçisi dünyanın en pahalı maz- otunu, gübresini, sulama elektri- ğini kullanıyor. Buna karşılık Türk çiftçisine verilen destek her geçen gün azalıyor." OSS protestosuna sert müdahale Kendilerini Anti-ÖSS Organizasyonu diye ta- nıtan "Yüzde 52" grubu üyesi 2 öğrenci, Öğ- renci Seçnıe ve Yerleştirıne Sınavı'nı (ÖSS) Taksinı Meydanı'ııda protesto ederken polis tarafından gözaltına alındı. Uavayi fişek atarak başlayan protesto göstcrisinde öğrenciler, kol- larını hazırladıkları betoıı dolu varilc koydu- lar. Yere yataıı iki öğrenci "ÖSS'ye İnat Yaşa- sın Hayat", "ÖSS Kaldırılsın", "ÖSS'yi Kimle- riıı Kazandıgını Büiyoruz" sloganları attıkları sırada polisin sert nıüdalıalesi ile kaışılaslılar. Müdahaleye karşın basın açıklamasını okuına- ya çalışan öğrencilcrin ağızları polisler tarafın- dan kapatıldı. Öğrencilerin kollarını varilin içerisinden çıkarnıaya çalışan polislere öğrenci- ler, "Bizi Değil ÖSS'yi Kaldırın" şeklinde yanıt verdiler. Basın açıklamasını yapamayan öğren- ciler gözaltına alındı. (Fotoğraf. NİHAN tNAL) Gül9 Mustafa BirdenH kabul etti Çankaya Köşkü 'nde 1 saat süren görüşmenin ardından açıklama yapan Danıştay Başkanı, sadece nezaket ziyareti olduğunu söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkam Abdullah Gül, dün Danıştay Başkanı Mus- tafa Birden'i kabul etti. Gazete- cilerin görüşmenin ardından "hü- kümet-yargı gerilimini" anım- satması üzerine Birden, "Gergin- lik falan beninı yapımda zaten yok" dedi. Çankaya Köşkü'nde basına ka- palı gerçekleşen kabul, 1 saat sür- dü. Mustafa Birden'in, Cumhur- başkam Gül'e, Danıştay Başkanh- ğı'na seçilmesi dolayısıyla nezaket ziyaretinde bulunduğu bildirildı. Görüşmenin ardından eski Danış- tay Başkanı Sumru Çörtoğlu'nun kayınpederi emekli hâkim Ilasaıı Tahsin Çörtoğlu için Kocatepe Camisi'nde düzenlenen cenaze tö- renine katılan Birden, gazetecilerin soruları üzerine Abdullah Gül ile sadece nezaket ziyareti çerçeve- sinde görüştüklerini söyledi. Da- nıştay geleneklerinde her seçimden sonra Danıştay Başkam'mn Cıım- hurbaşkanı'nı nezaketen ziyaret ettiğini söyleycn Birden, "Ben de bu konuda randevu talcp ettim. Sayın Cunıhurbaşkanım o ran- devuya göre beni çağırdılar, otur- duk, bu talep konusu çerçcve- sinde görüşme yaptık" diye ko- nuştu. "Hükümet-yargı gerilimi- nin" gündeme gelip gehnediğinin sorulması üzerine Birden, "Ger- ginlik falan benim yapımda zaten yok. Sadece talep ettiğimiz ko- nuda görüştük" dedi. dikkate ahnmaksızın, itirazın ka- bulü yerine reddine karar vcril- mesinde isabet görülmemiştir." Adalet Bakanlığı, yazılı emir yolu- na gıtme gcrekçesi olarak jandamıa is- tihbaratına izleme iznini veren An! ;a- ra 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin an- cak kendi yargı çevresiyle ilgili ka ar verebileceğini savunurken aynı mah- kemenin emniyet istihbaratına yurt ge- nelinde izin vemıesine itiraz ctmeımsi ise dikkat çekti. Çünkü aynı mahke ne Ramazan Akyürek'in başında lu- lunduğu Emniyet İstihbarat Dair;si Başkanlığı'na jandarma bölgesini de kapsar şekilde izleme izni vermi fti. Adalet Bakanlığı'nm mahkemenin emniyete "kendi yargı çevresi lı- şında" ülke çapmda izin vermesine ti- raz etmeyip yalnızca jandarma kaa- rına itiraz etmesi dikkat çekti. JLASAD1ŞI DlNLEME Soruşturmş önergesi haurlığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosju) - TBMM Genel Kurulu'nda bug in görüşülecck olan AKP'nin araştın la önergesine destek verme karan al nı CHP, yasadışı dinlemelerle ilgili olarak aynca bir soruşturma önergesi de verme kararı aldı. CHP Genel Sekreteri Önd ;r Sav'ın dinlendiği kuşkusu üzerhe CHP lideri Deniz Baykal, Başbak uı Recep Tayyip Erdoğan lıakkın gensoru önergesi vereceklerini açık- lamıştı. AKP'nin araştırma önergp- si vennesi, Vakit gazetesinin Tele- kom'dan Sav'la 44 dakikalık bab- lantı olduğuna ilişkin belge alnıası ve emniyettcn "büyük gözaltı" ha- bcrlcri üzerine yeniden durum dp- ğerlendinnesi yapıldı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, dün düzenlediği ba- sın toplantısında AKP'nin araştırma önergesinin gündeme alınması için olumlu oy vereceklerini açıkladı Kıhçdaroğlu, "Ancak, konunı n bir araştırma önergesiyle geçişi i- rilnıesi uygun değil. AKP'nin s ı- mimiyetini soruşturma önerge- siyle test edeceğiz" dedi. Kılıçdaroğlu bir soru üzerine sp- ruşturma önergesini hem Başba- kan, hem de Içişleri Bakanı hakkıncla vermeyi düşündüklerini bildirci. Kılıçdaroğlu, "Soruşturma öner- gesini Sav'ın dinlcnıesiyle ilg li olarak mı vereceksiniz" sorusuna da "Hayır, tüm yasadışı dinleııı i- lerle ilgili olarak vereceğiz. Dal a önce Youtube'da yayımlanan g i- rüşmeler de var" yanıtını verdi. Bu arada, CHP Izmir Milletveki- li Ahnıet Ersin de tçişleri Bakan Beşir Atalay'ın yanıtlaması isto- miyle verdiği soru önergesiş- de,"Terör örgütlerini takip bi- hanesiyle tüm vatandaşları kap- sayan genel izleme, dinleme ye fişleme operasyonu ne zaniaıı baş- ladı, halen devam ediyor ııııı? skandaldan sonra isitfa etme; düşünüyor musunuz" sorularını yöneltti.. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@gmail.coı n Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü mahkeme kararlarıyla tüm Türkiye'yi izliyor. Işte size haberler: Jandarma Genel Komutanlığı, 15 Kasım 2007'de Ankara 11. Ağır Ce- za Mahkernesi'ne başvurarak, ülke çapında tüm telefonları izleme yet- kisi aldı. Jandarma, izleme yapabil- mek amaeıyla kararı, Telekomüni- kasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) bildirdi. Ancak TİB, 'karann tüm Tür- kiye'deki telefonları kapsadığı, bu nedenle de yasaya aykırı olduğu' ge- rekçesiyle, aynı mahkemeye itiraz et- ti. Mahkeme heyeti, TlB'in itirazını haklı bularak, Jandarma'nın tüm Türkiye'deki telefonları izleme kara- rını kaldırdı. Bunun ardından yine 11. Ağır Ce- za Mahkemesi, Jandarma'nın tale- biyle 27 Kasım 2007'de aldığı kararla bir kez daha izleme yetkisi verdi. TİB, Jandarma'nın aldırdığı bu karara da itiraz etti. Mahkeme bu kez Jandar- ma'ya verilen kararı onadı. Bunun üzerine karar kesinleşti. TİB de Jan- Polis ve Jandarma Tüm Türkiye'yi İzliyor... darma'ya ülke çapındaki tüm tele- fonları takip edebilmesine olanak tanıdı. Jandarma'nın yetkisi olmadı- ğı halde mahkemeden karar çıkart- tığı görüşünü savunan TİB, karan kal- dırtmak için Adalet Bakanlığı'na baş- vurdu. Bakanlık konuyu Yargıtay'a ta- şıdı. Yargıtay henüz bir cevap ver- medi. Yargı sürecine rağmen izle- meye devam eden Jandarma'nın telefon izleme kapasitesinin 50 bin ol- duğu belirtildi. ••• Bir başka haberde ise Emniyet İs- tihbarat Daire Başkanı'nın talebi doğrultusunda alınan bir mahkeme kararıyla, bir yıldır, Türkiye genelin- de kamu çalışanları hariç iletişim araçlarıyla yapılan tüm görüşme tra- fiğinin Emniyet'e verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Geçen yıl Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, EGM İstihbarat Dai- re Başkanı Ramazan Akyürek'in ta- lebi üzerine, Türkiye genelinde ileti- şim araçlarıyla yapılan tüm görüşme trafiğinin Emniyet'e iletilmesine ka- rar verdiği ortaya çıktı. Mahkeme, 25 Nisan 2007'de, Tür- kiye genelinde iletişim araçlarıyla yapılan tüm görüşmelerin detayları- nın (kimin kimi ne zaman aradığı, kaç dakika görüştüğü gibi bilgiler) EGM İstihbarat Daire Başkanlığı'na veril- mesine hükmetti. Mahkemenin 25 Nisan - 25 Temmuz 2007 arasında- ki 3 aylık dönem için verdiği karar, 26 Ocak - 25 Nisan 2007 tarihleri ara- sındaki görüşme detaylarının da Emniyet'e verilmesi için daha önce karar alındığını ortaya koydu. Emniyet'in üçer aylık dönemlerle sürekli bu yönde kararlar aldırdığı, son olarak Kasım 2007'de yeni bir karar alındığı ve uygulamanın sür- düğü iddia ediliyor. ••• Mahkeme, Emniyet Genel Mü- dürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na herkesi ve her türlü haberleşme ka- nalını izleme yetkisi verirken, iletişim araçlannın detay bilgilerinin takibi ko- nusunda sadece "kamu kurum ve ku- ruluşları adma kayıtlı telefonlarla ka- muda görevli amir ve memur konu- munda bulunanların resmi ve şahsi olarak kullanımında bulunan iletişim araçlarına ait bilgilerin görev ve ça- lışma kapsamı dışında bırakılması" is- tisnası getirildi. • • • Bu iki haberi birleştirdiğimiz zaman Emniyet'in ve Jandarma'nın ülke- mizdeki herkesi izleyip, gerektiğinde dinleyebildiğini, mahkeme kararıy- la kayıt altına alındığını öğreniyoruz. Bunun en temel insan haklarına ve özel yaşamın dokunulmazlığına ve hukukun temel ilkelerine aykırı ol- duğunu da belirtmek gerekiyor. Peki gerçekten bütün Türkiye'yi is- tedikleri an izleyen bu güvenlik ör- gütleri, bizlerin bu yolla güvenliğini mi sağlamış oluyorlar? Rahip Santoro da mahkeme k rarıyla son dakikaya kadar polis t rafından izlenmişti. Bu izlemenin gibi bir sonucu oldu? Cinayet mi er gellendi, cinayet şebekesinin üzer ne mi gidildi? Hrant Dink'i öldürmeyi planla yanların Jandarma ve Emniyet tara fından bilindiği ve izlendiği de orta ya çıktı. Peki ne işe yaradı? Tabii en ilginci, devlet memurları nın bu dinleme kapsamı dışında tu- tulması. Neden devlet memurların ı böyle bir ayrıcalık getirildi sorusun J ister istemez sormak durumundayı; Neden? Devletin hiçbir memurunun yasa- dışı bir faaliyeti olmadığına ve ola- mayacağına inanıldığı için mi? Peki onca faili meçhul cinayetir yargısız infazın arkasındaki devlet güçleri olduğu resmi raporlarla ka nıtlandığı halde tüm toplum dinle- nirken "resmigüçlerin" bundan mu af olması da ilginç değil mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle