22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2008 SALI 12 ÇEVRE TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'ran '2008 Çevre Durumu Raporu' alarm veriyor Çevre sorunları doğayı giderek yok ediyor İstanbul Haber Servisi - TMMOB Çevre Mühendisleri Oda- sı'nın "2008 Çevre Durumu Ra- poru"na göre dünyada ve Türki- ye'de her geçen gün artan ve çeşit- lcnen çevre sorunları zaten sınırlı olan doğal varlıkların daha da azal- masına hatta yok olmasma neden oluyor. Ulusal düzeydeki çevre sorunla- nnın başında bugün; iklim değişik- liği, su varlığımızın kıtlığı ve kir- lenmesi, biyolojik çeşitliliğin yok ol- ması, çarpık kentleşme, doğal ve kül- türel varlıkların tahribi geliyor. Çevre Durum Raporu'nun Türki- ye'nin karşı kai"şıya olduğu çevre so- runlan sıralamasında en başta su kay- naklan yer alıyor. Türkiye'nin artan su ihtiyacını karşılamak için su var- lıkları üzerindeki baskının giderek ar- tış gösterdiğine dikkat çekilerek, Türkiye'nin su kaynakları açısından artık zengin bir ülke olmadığına vurgu yapılıyor. Su fakiri Raporda, 1995-2002 yılları ara- sında, yüzey ve yeraltı suyu kay- naklarından çekilcn su miktannda yüzde 32.9 oranmda bir artış görül- düğü belirtiliyor. Yılda kişi başına diişen kullanılabilir su miktarının 1000 metreküpten dalıa az olduğu ül- kelerin "su fakiri" olarak tanım- landığı kaydedilen raporda şöyle denildi: "Kişi hasıııa düşen yıllık su mik- tarına göre ülkemiz su azlığı ya- şayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık kullanıla- bilir su miktarı 1500 nıetreküp ci- varında. Tahnıinlere göre önü- müzdeki 20 yıl içinde, ülkemizde- ki nüfus 87 milyona ulaşacak, yıl- lık kişi başına düşen su rezervi isc 1042 metreküp olacak. Bu ra- kam, su fakiri olarak tanımlanan ülkelerdeki yıllık kişi başına düşen su miktarına çok yakın." Devlet Su tşleri Genel Müdürlü- ğü'nün çalışmalanna göre sektörler itibarıyla 2003 yılı su tüketimi ve 2030 tahminine göre ise önümüzdeki 25 yıllık dönemde su gcrcksiniminin bugünkündeıı yaklaşık üç kat daha S'-'/U- fazla olacağı ifade edildi. Türkiye'nin su kaynaklannın ka- litesinin bozulmasının başlıca ne- dcnleri arasında; doğal varlıkların aşın kullanımı, çarpık kentleşme, plansız sanayileşme, evsel, endüs- triyel ve tarımsal kaynaklı faaliyet- ler yer aldığının altı çizildi. Türkiye'nin önemli tarım ve en- düstri merkezlerini kapsayan akar- su havzalarında yer alan su kay- BILIMDIR K0NMD LORENZ VE INSAN KÖPEKLE TANIŞTI Köpekle ve kediyle "yeniden tanışmaya" hazır mıyız? Bu kitabı okuyup bitirdiğimizde şöyle bir durup düşüneceğiz: Öteki canlılann bizim sosyo- kültürel dünyamızın birer süsü, aksesuan olmadığını anlayacağız. jter 256say1a, 16 YTL ISBN 978-9944-150-06-4 KONRAD LORENZ HZ. SÜLEYMAN1N YtZÜĞl Ünlü davranışbilimci Konrad Lorenz'in çalışmalarına layık görülen Nobel ödülüne vesile olan bu kitap, karşımıza bir "eğlenceler parkı" çıkarmakla kalmıyor son derece sağlam bir davranışbilim metni de sunuyor. 2^4 sayfa, 16 YTL ISBN: 975-6747-93-5 KONRAD LORENZ IŞTE İNSAN Saldırğanlığın Doğası Üzerine Bu kitap, "gri kazlann babası", davranışbilimin duayenleıinden Konrad Lorenz'in "manifestosu"! Lorenz sadece kendi dilinde 24 baskı yapan kitapta, akla dayalı, gerçek ahlaki bir insan toplumu olmanın vazgeçilmez şartını ortaya koyuyor İnsan artık o saçma kibrini bir yana bırakıp kendi gerçek "tarihi" ile barışmak zorundadıri Bunun yolu da, türlerin evrim (türeyim) tarihindeki kendi yerini kabul edip kavramaktan geçer. Çünkü bu tarih, en başta seleksiyon ve mutasyonun, türlerin evrimini destekleyici görevler yükleyebildiği "saldırganlık dürtüsü" (içgüdüsü) olmak üzere, bütün davranış kalıplannı (ritüelleri) bulup geliştiren, değiştiren ve yönlerini yeniden tayin eden; insanlığın kültür-uygarlık döneminde ortaya çıkan davranışlann kaynağını oluşturan o milyonlarca yıllık sürecin tarihidir. 440 sayfa, 24 YTL ISBN: 978-9944-150-44-6 IIOIMAIt V. DITHIRTH BAŞUNfilÇTA HÎDROJEN VARDI Hoimar von Ditfurth, üçlü dizinin ilk kitabı olan bu yapıtta, big-bang'den başlayarak büyük patlamanın ardından evrenin bir köşesinde ortaya çıkan bir gezegenin ve onun üzerinde başlayan hayatın öyküsünü aynntılı bir biçimde ve bilimsel zorlamalara giımeden anlatıyor. Dünyada bir milyondan fazla kişinin okuduğu kitap, evreni ve evrimi anlamanızı sağlamakla kalmayacak bu konuda aklınıza takılan sorulann yanıtlannı bulmanıza da yardımcı olacak. HOİMAR V. DİTFURTH 510sayfa, 20 YTL ISBN: 978-9944-150-17-0 UVI11JGH Ş Bllfncimizfn Evrimi Beynimiz, hazır, bitmiş bir şekilde gökten düşmedi. Bakınca anlaşılıyor bu. Beynimiz yaklaşık bir milyon yıl önce, yavaş yavaş kendi varlığının bilincine varmaya başlarken, en azından I milyar yaşındaydı. Öznenin yaşantısında ilk kez dünyanın bir tür izdüşümü, bir tür kopyası ya da imgesi ortaya çıktığında, bu imgenin neye benzeyeceği konusundaki kararlar evrimce çoktan alınmıştı... Her halükârda bunlar biyolojik kararlardı... 542 sayla, 23 YTL ISBN. 378-9944-150-22-4 naklarının kalitesi, "Su Kirliliği Kontrolü Yönetnıeliği"nde belirti- len, "Kıta İçi Su Kaynaklannın Sı- nıflarına Göre Kalite Kriterleri" sınır değerleri baz alınarak sınıflan- dınldığında, II. Sınıf (az kirlenmiş su) ve IV. Sınıf (çok kirlenmiş su) arasında değiştiği kaydedildi. 8.5a milyon m5 su çeklldl Türkiye lstatistik Kurumu Baş- kanlığı (TÜİK) verilerine göre 2004 yılında, Türkiye'de, belediyeler, imalat sanayii ve enerji üretimi te- sisleri tarafından su kaynakların- dan yaklaşık olarak 8.54 milyon metreküp su çekildiği, çckilen top- lam su miktannın yüzde 56'sının be- lediyeler, yüzde 30'unun enerji üre- timi tesisleri, yüzde 14'ünün ise imalat sanayii tarafından kullanıldığı kaydedildi. TÜlK'ın 2004 yılı verilerine gö- re, tüm kaynaklardan temin edilen toplam su miktan ele almdığında; de- nizlerin yüzde 36 oranı ile en büyük su temini kaynağı olduğu, denizle- ri yüzde 24 ile barajların, yüzde 19 ile kuyu sulannın, yüzde 16 ile kay- nak sulannın izlediği anlatıldı. Akar- sular, göller, göletler ve diğer kay- naklann ise toplam talebin yalnızca yüzde 5'ini karşılayabildiği kayde- dildi. Temiz enerji platformuna katılım çağnsı tstanbul Haber Servisi - Yürütme kurulunda Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Çevre Platfonnu, Eğitim-Sen, DİSK, çiftçi Sendikalan Konfederasyonu gibi çok sayıda dernek, meslek odası ve sivil toplum kuruluşunun bulunduğu Temiz Enerji Platfonnu'na tüm duyarlı kişi ve kuruluşların katılması için çağrı yapıldı. Platfonn tarafından hazırlanan çağn metninde, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin somut olarak yaşandığına, ancak buna bağlı olarak artan çevre duyarlılığını görünür kılacak etkinliklerde süreçle ilgili uyumsuzluklar gözlendiğine dikkat çekildi. Enerji tercihleri Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli etkeninin uygulanan enerji politikalarının enerji kaynakları ve kullanımına ilişkin tercihler olduğuna vurgu yapılan metinde, "Hükümet ülkemizde 1000 MW ve daha büyük kapasiteli nükleer ve kömüre dayalı güç santrallarının devlet desteğiyle kurulmasını tcşvik cden ve 15 yıl elektrik satın alma garantisi sağlayacak olan yasa tasarısını TBMM'den geçirdi. Ülkemizin dört bir yanında termik ve nükleer santrallar kurulması için hazırlıklar giderek hızlanıyor" denildi. Şebeke kayıpları I» Yayın-Oafiıtım B 212 272 45 46 Merkez: Prof. Nurettin Mazhar Öktel SokakNo: 2ŞİŞİİ Tel: 0 212 343 72 74 AnkaraŞube: Atatürk Bulvarı No: 125 Kat: 4 Bakanlıklar Tel: 0 312 419 50 20 İzmir Şube: H. Ziya Bulvarı 1352. Sokak No: 2/3 Pasaport Tel: 0 232 441 12 20 C< Cumhuriyet Kitapları Toplam su üretiminin bir bölümünün boru hatlannda ve rezervuarlarda meydana gelen sı- zıntılar ve kaçaklar nedeni ile kayboluyor ol- ması da halen çok önemli bir sorun. TÜİK Baş- kanlığı'nca 2004 yılında elde edilen "Belediye tçme ve Kullanma Suyu Teıııel Gösterge So- nuçları"na göre; içme ve kullanma suyu şe- bekesi için şebekeye çekilen ile kullanıcılara dağıtılan su miktarı arasındaki fark alınarak he- saplanan şebeke kayıpları ortalama yüzde 55 olarak belirlendi. Antma tesisleri yetersiz TÜlK'in "Belediye İçme ve Kul- lanma Suyu Tenıel Gösterge So- nuçlan^'na göre; içme vc kullanma su- yu arıtma tesisi ile hizmet vcrilen nü- fusun toplam belediye nüfusuna ora- nı 2004 yılı verilerine göre yüzde 42. Halen nüfusun yüzde 58'i içme ve kul- lanma suyu arıtma tesisi hizınetınden yoksun. 987 belediye yani belediye- lerin yüzde 31'i de bu hizmetten ya- rarlanamıyor. Son yıllarda kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen belediye sayısında görece artış olduğu görülmekle birlikte, kanalizasyon şebekesi ile hizmet ve- rilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranında benzer seviyede artış görül- medi. Türkiye geneline bakıldığında, 2004 yılında, atık su antma tesisi ile hizmet verilen nürusun toplam nüfusa oranı yüzde 36 olarak belirlendi. Yani top- lam nüfusumuzun yüzde 64'üne atık su antma tesisi hizmeti verilemiyor. Çeşitlilikyok oluyor Dünyanın her yerinde biyolojik çeşitliliği azaltan veya onu olumsuz yönde etkileyen nedenlerin hemen hepsinde doğrudan veya dolayh olarak insan faktörü önemli rol oynuyor. Türkiye'de endemik bitkiler açısından çok zen- gin olmasına karşın zenginliği oluşturan bu türlerin ba- zıları ciddi tehditlerle karşı karşıya. Dünya Koruma Birliği (IUCN 2001) kriterlerinc göre endemik türlerimizin yaklaşık 600 kadan "Kritik CR", 700 kadan da "Teh- likedc EN" kategorisinde yer almakta. Tehdit altında olan bu türlerin etkin korunması konusunda alınan tedbirler yetersiz. Son verilere göre Türkiye'de 460 kuş, 161 memeli, 141 sü- rüngcn, 480 deniz bahğı ve 236 tür de tatlı su balığının ya- şadığı tespit edildi. Türkiye'de memelilerden 5 tür, 32 alt tür, sürüngenlerden 16 tür ve alt tür, tatlı su balıklarmdan ise 70 tür ve alt tür balık endemik. Türkiye'de doğal yayılış gösteren ceylan ve yaban koyununun doğal popülasyonlan yok olmuş du- rumda. Alageyik ve sırtlanm da son 20-30 yılda yok ol- duğu tahmin ediliyor. Ayrıca panter, hazar kaplanı ve as- lanın Anadolu'da soyunun tükendiği biliniyor. Yeni tehlike: GDO www.cumhuriyetkitaplari.com Genetiği Değiştirilmiş Organizma- lar (GDO) Türkiye'nin yeni tanıştığı sorunlardan birini oluşturuyor. Özellikle mısır, buğday, soya fasul- yesi gibi ürünlerde yeni büyük bir pazar olarak algılanan Türkiye'nin bu konuda yaptığı hazırhklar yeterli değil. GDO'yla ilgili en önemli kay- gılardan biri; aktarılmış genlcrin do- ğal bitki türüne atlayarak, bulunduk- ları çevredeki doğal türlerde genetik çeşitliliğin kaybına neden olmalan, ekosistemdeki tür dağılımını ve dcn- geleri bozmalan. Küresel ısınmanın uluslararası or- tamlarda kabul görmeye başlamasıy- la, uluslararası pazan kontrol eden çokuluslu tohum şirketleri, bitkilerin kuraklık, aşırı soğuk ve sıcak, sel, tuzluluk gibi olağan dışı çevre ko- şullarında hayatta kalmasını sağla- yacak genlerin patentini alıyor. Şirketlerin, "iklim genleri" olarak adlandırılan bu genlerin kullanım hakkını kazanması, mutfağımıza gi- ren gıdaların çeşidini azalttığı gibi tarım aktivitcsinin 10 bin yıllık biri- kimini yok etme tehlikesini ortaya çıkanyor. Bu tabloya ve ülkemizde bu alan- da izlenen politikalara bakıldığında, tanmın çokuluslu tohum, gıda ve ta- nm tekellerinin kontrolüne geçmesi, AKP hükümetinin uluslararası lobi- lerle kurduğu bağımlıhk ilişkileri, hükümetin tohumu, gıdayı, biyolojik çeşitliliği koruyamayacağını açıkça göstermekte.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle