02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN2008 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul PB 25 Sinop Edirne 21 Adana 30 PB 27 Samsun Y 20 Mersin Kocaeli B 26 Trabzon Çanakkale PB 27 Giresun Izmir B 29 Ânkara 19 Diyarbakır Y 18 Şanlıurfa B B 25 Mardin B Manisa B 31 Eskişehir B 23 Siirt Aydın Denizli B __3? Konya B 23 HakkSrl Y B 29 Sıvas 17 Van Zonguldak B 20 Antalya PB 27 Kars Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Batı Kara- deniz'in iç kesimlori, Orta ve Doğu Karade- niz, İç Anadolu'nun do- ğusu, Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu ile Gü- neydoğu Anadolu'nun kuzeyi, sağanak ve gök gürültülü sağanak ya- ğışlı, diğeryerleraz bu- lutlu geçecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y B B B B 1b 15 14 20 19 20 23 26 Berlin B 24 Moskova PB Budapeşte B 28 Aşkabat Madrid 26 Astana B Viyana Belgrad _Y 26 Taşkent B B 28 Bakû PB Soyfa Roma PB 24 Bişkek B PB 24 Tiflis Atina Münih Y 29 Zürih PB 28 Kahire Y 24 Şam 0 Açık PafÇalı buluttu \ Bulutlu t Çok bulutlu ı Yağmurtu GOk gürültülü GUNCEL CÜNEYTARCAYUREK • Baştarafı 1. Sayfada Ne diyor hükümet sözcüsü; "Meclis'in 411 gibibü- yük çoğunlukla aldığı karara ve Meclis'inyetkisine mü- dahale edildi". Kim müdahale etti? Anayasa Mahkemesi! Öyleyse türban yasağını kaldıran anayasa deği- şikliğinin ret edilmesi "AKP'nin sorunu değil, birde- mokrasi sorvnudur, yasama erkine müdahale anla- mındadır. Evvela bunun netleşmesi lazımdır ve bu so- nın çözülmediği sürece Türkiye'de demokrasi nere- ye gidiyor sorusu sürekli gündemde olacaktır". Sonuç; "türban sorunu sadece AKP'nin değil, TBMM'nin sorvnudur ve TBMM bu sorunu çözmekzo- rundadır". Gerekçe belirlendi. Geriye, iktidarın istemi doğrul- tusunda TBMM'nin bu sorunu hangi yoldan veya bi- çimde çözmeye girişeceği kaldı. Çiçek Cemil, patronuna saygılı, üç aşağı beş yukarı ortaya çıkan çözüm olasılıklarını söylemiyor. Onu da RTE'ye bırakıyor. ••• Çiçek Cemil'in söylemleri arasında haklı denilebi- lecek bir vurgulama var. Diyor ki: "...Şunu da hepimiz kabul ediyoruz ki, bir demokratik ülkede herkesin yaptığı işin anayasa içinde ve çerçe- vesinde kalması şarttır..." Çok doğru. AKP türban sorununu çözeceğim diye anayasayi zorlayan önerilere bel bağlamasa, anaya- sa içinde ve çerçevesinde kalmayı sindirebilseydi, tür- ban türban diye anayasa içine sığmayan olanaklan zor- lamasaydı.. bugünleri yaşamayacaktık... Ama nerede? Başında kavak yelleri esen bir lider, yüzde 47 ile ne olduk delisi olan bir parti.. sonunda başını vurdu Anayasa Mahkemesi duvarlanna. Şimdi düştüğü çukurdan çıkabilmek için çoğunlu- ğu elinde tuttuğu TBMM'de diğer partilerin de katkı- sıyla iddiasını (türbanı) yaşama geçirmeye ve bu id- diayı çoğunluğun değil, bütün partilerin sorununa dön- üştürmeye çalışıyor. ••• Dolaylı ve dolambaçlı yoldan bütün partileri türban sorununun çözümüne, Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini budamaya ortak etme çabası içindedir AKP ama, ola- yı bir yasama sorununa dönüştürmeyi içeren -kendine özgü- gerekçeler sıralarken, her nedense türban sözcüğünü ağızlarına almamaya özen gösteriyorlar. Bir soru bir yanıt, olayı doğruluyor. Soru: "Gelinen noktada Anayasa Mahkemesi ile ya- sama arasındaki sorvnu aşmak için bir formülünüz var mı? Türban meselesi kapandı mı?" Çiçek Cemil'in uzun yanıtında türban sözcüğüne de, türban meselesinin kapandığına da değinen tek cümle yok. Ama Yüksek Mahkeme ile Meclis arasında var ol- duğunu öne sürdükleri sorunu çözmek üzerine, da- ha önce söylediklerini yineleyen bir araba dolusu laf var. Dönüp dolaşıp aynı kanıyı yineliyor: "Evvela tasar- 'rufuyapan TBMM'nin bu konuyu oturup gündemine alıp değerlendirmesi gerekir" diyor. Çiçek'in açıklamaları, dün RTE'nin yaptığı açıkla- maların, irdelemelerin önsözü gibi. Perşembenin gelişi çarşambadan bilindiği gibi; Çiçek, salı açıklamalarını pazartesiden duyuruyor. Fakat hükümet (RTE) adına konuşan sözcü Çiçek Cemil'e basın toplantısında şu soru yöneltiliyor: "...10 ve 42'dekideğişikliğibaşörtüsüya da türban ta- kan öğrencilerin önündeki engeli kaldırmak için yap- madınız mı, o ismi kullanmak istemiyorsunuz. Ikinci- si, ortada bir sorun varsa, 82 Anayasası net anlaşıl- mıyorsa, bu yetki kargaşaları yaşanıyorsa, bunun dü- zeltilmesi konusunda önümüzdeki dönemde atılma- sı gereken somut adımlar nelerdir?.." Sözcü, dakikalardır hükümetin (tabii partinin) bul- duğu yol ve yöntemleri anlatıyor, lakin basın toplan- tısındaki son soru bu anlatımların kamuoyunu tatmin etmeyecek düzeyde olduğunu vurguluyor. Hükümet, türban sözcüğünü ağzına almamakta ıs- rar ediyor. Çareyi yine çoğunlukta olduklan TBMM'nin bulacağını söylüyor. Tabii sorunun çözümünü bütün partilere bağlama çabasını, bu çabayı TBMM çatısı altına sürüklemeyi öngören iktidar görüşü kabul görürse... BİR MİLYON YENl HAK SAHÎBÎ Odemeler 2 ay daha ertelendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Konut Edin- dirme Yardımı (KEY) ödemeleri "hatalı bil- dirim" gerekçesiyle iki ay daha ertelendi. Tasfiyc halindcki Enılak Bankası'nın Yönctim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, KEY ödemele- riyle ilgili bazı kurumlann kendilerine hatalı bildirimler yaptığını, kendilerinin de bu hatalı bildirimleri kurumlara iade ettiklerini, kurum- lann eksik evraklar tamamlandığı zaman KEY ödemelerinden yararlanacak kişi sayısmın 1 milyon daha artabileceğini bildirdi. Hazi- nc'den sonımlu Devlet Bakanı Mehmet Şim- şek'e konuyu ilettiklerini belirten Sayın, "Sa- yın bakanımızdan iki ay daha süre istedik. Bu çerçevede temmuz ayı sonuna kadar ku- rumlardan evrak alacağız" diye konuştu. Rizelliler İngilizleri protesto etti • tstanbul Haber Servisi - lngiltere'nin Istanbul Başkonsolosluğu önündc toplanan Rize Der- nekler Federasyonu (RlDEF) üyesi bir grup, tn- giltere'deki bir operasyona "Rize" ismi veril- mesini protesto etti. Tepebaşı'ndaki başkonso- losluk binası önünde toplanan grup adına konu- şan RlDEF Genel Başkanı Ahnıet Yurtman, tn- gilterc'de yapılan, ülke tarihinin en büyük maf- ya ve uyuşturucu operasyonuna "Rize" ismi- nin verilmesinin Rizelileri üzdüğünü söyledi. EDEBÎYATIN BÜYÜK KAYBI DİSK 1946'dan beri iş kazalannda 55 bin kişinin öldüğünü açıkladı Tersane grevine destek Aytmatov yaşammı yitirdi İstanbul Haber Servisi - Tür- kiye Devrimci îşçi Sendikalan Konfederasyonu (DtSK) Örgüt- lenme Daire Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Tuzla tersa- nelerinde örgütlü Limter-lş Sen- dikası'nın tersanelerdeki ölümleri protesto etmek için 16 Hazi- ran'da gerçekleştireceği 1 günlük "uyarı grevini" destekledikleri- ni söyledi. Küçükosmanoğlu, DtSK Genel Merkezi'nde dün konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sela- hattin Aslan Tersanesi'nde taşe- ron fırmaya bağlı olarak çalışan thsan Turan'ın "Ağır ve Teh- likeli lşkolları Yönetmeliği" uygulanmadığı için zorunlu tati! olması gereken pazar günü de ça- lıştığını ve bu işgününde gemi parçalannın düşmesi sonucu ya- şammı yitirdiğini belirten Küçü- kosmanoğlu, Türkiye'de 1946'dan bugüne dek iş kazala- nyla ölen işçi sayısının 55 binc, sakat kalanlann sayısının da 145 bine ulaştığına dikkat çekti. 'Bu suskunluk neden?' İşçi ölüm ve yaralanmalarmın nedenini, işçi sağlığı ve iş gü- venliği önlemlerinin, işveren- lerce "maliyet unsuru" olarak görülmesi olduğunun altını çizen Küçükosmanoğlu, "Giderek ar- tan esnek ve kuralsız çalışma biçimleri, kayıtsız ve uzun ça- lışma süreleri işçi ölümlerinin en önemli nedeni. Öte yandan son yıllarda yoğunlaşan taşe- ronluk zinciri de iş kazalarına davetiye çıkarmakta. Ana iş- verenden iş almak için fiyatlan düşüren taşeron şirketler kâr ermenin yolunu işçiyi riske at- makta buluyor. Iş Yasası asıl işlcrde taşeron çakştınlmasına olanak vermemesine karşın, bu hüküm sisteıııli olarak ihlal edilerck asıl işlerde de taşeron çalıştırılıyor. Böylece işi olan ama işçisi olmayan az sayıda devasa şirketle bunlara bağlı işçisi olan yüzlerce küçük ta- şeron şirket ortaya çıkıyor" di- ye konuştu. Antidemokratik ya- salarla çalışan işçilerin "kaza" sonucu değil, "siyasi ve ekono- mik" gcrckçelerle "ölüme gön- derildiğini" vurgulayan Küçü- kosmanoğlu özetle şöyle ko- nuştu: "Devlet yüiardır piyasayı ciddi olarak denetlemediği ve sendikalar saf dışı bırakıldığı için on binlerce işçi yaşamını yitirdi. İş kazalarıyla ölen ve yaralanan işçi sayısı toplamı 200 bine ulaştı. 200 bin ölü ve sakat işçi karşısında bu sus- kunluk neden?" Limter-lş Sendikası üyeleri de dün Tuzla da düzenledikleri yürüyüşle işçilere greve katıl- malan için çağnda bulunarak, ta- leplerini içeren bildiri dağıttılar. YÜZBAŞI METİN YILDIZ 'Cinayeti herkes biliyordu' Istanbul Haber Servisi - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürüleceğini, Trabzon Jandarma Komutanlığı'nda görevli üst düzey rütbeli herkesin bildiği bir kez daha ortaya çıktı. Hrant Dink cinayeti sırasında Trabzon Jandarma Komutanlığı'nda istihbarat şube müdürlüğü yapan Yüzbaşı Metin Yıldız, Bolu Sulh Ceza Mahkemesi'nde talimatla alı- nan ifadesinde. Dink ana davasına sonradan dahil edilen sanık Coşkun Iğci'nin cinayete ilişkin verdiği bil- gilerin Albay Ali Öz'ün de katıldığı istihbarat toplantısmda konuşuldu- ğunu söyledi. Dink'in öldürüleceğini Başçavuş Okan Şimşek ve Uzman Çavuş Veysel Şahin'in kendisinc söyledik- lerini, bunu Albay Ali Öz ve bütün rütbeli subaylann katıldığı istihbarat toplantısında dile getirdiğini söyle- yen Yıldız, "Veysel Şahin daha ön- ceden tanıdığı Coşkun Iğci'nin Hrant Dink'in öldürüleceğini Yasin HayaPin bu iş için plan yaptığını söyle- di. Ben de ertesi günkü istihba- rat toplantısın- da ll Jandarma Komutanı Ali Öz'e bunu anlattım. 'Arkadaşlar bu konuyu sonra görüşürüz' dedi. Toplantıdan sonra Başçavuş Okan Şimşek'i odama çağırıp de- taylı görüştüm. İki gün sonra Al- bay Ali Öz'ün odasında bu işi ye- niden gündeme getirip konuyu te- yit etmeleri için Okan Şimşek'e talimat verdiğimi anlattım" dedi. Bir süre sonra Okan Şimşek'in ken- disinc, "Komutanım bu elde ettiği- miz bilgileri aşırı sağ faaliyetler unsuruna devredeyim mi" dediği- ni anlatan Yıldız, Şimşek'e konuyu kendisinin takip etmesi talimatını verdiğini, daha sonra kendisine her- hangi bir bilginin getirilmediğini ifade etti. Yıldız, soruşturma sıra- sında Şimşek ve Şahin'i korumak amacıyla hareket ettiğini, bu neden- le bu ifadeyi vermediğini belirtti. Gazeteci Uftık Güldemir anıldı Habertürk'ün kurucusu gazeteci Ufuk Güldemir, ölümünün birinci yıhnda meza- rı başında anıldı. Zincirlikuyu Mezarlı- ğı'ndaki anmaya, eşi Gaya Güldemir, kar- deşi Şafak Okaygün, Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti Başkanı (TGC) Orhan Erinç, işa- danılan Zeynel Abidin Erdem ve Can Kıraç, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül ile ga- zeteci dostları, yakınları katıldı. TGC Baş- kanı Erinç, Güldemir için "Gazeteciliğimi- ze yeni bir soluk getiren, gazeteciliğin gele- neksel yapısım korumakla birlikte ona ye- nilikler ekleyen çok önemli bir meslektaşı- mızdı" dedi. lşadamı Zeynel Abidin Er- dem, "Doğuyu, batıyı, insanlığı, kültürü, geçmişi ve geleceği birleştiren, insanları kendi önüne çıkarmasını bilen, Türkiye'de en iyi gazeteciük örneğine sahip bir insandı" diye konuştu. Güldemir'in eşi Gaya Gülde- mir de "Hepimiz onu çok özledik. Boşluğu- nu, eksikliğini çok hissediyoruz. Ona layık ol- maya çalışıyoruz" dedi. Anma törenine ge- lenlere, Güldemir'in anısına hazırlanan "Ufuk" adlı gazete dağıtıldı. (Fotoğraf:AA) BİŞKEK (AA) - Dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov, böbrek yetmezliği so- nucu tedavi gördüğü Almanya'nın Nün- berg kentinde hayatmı kaybetti. Kırgızistan Devlet Başkanlığı Basın Sözcüsü Dosalı Esenaliyev yaptığı açıkla- mada, Aytmatov'un yaşamım yitirdiğini bildirerek, yazann ölümü ile ilgili olarak Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev'üı bilgilendirildiğini söyledi. Aytmatov, bir Rus televizyon kanalının belgesel çekim- leri için gittiği Tataristan'ın başkenti Ka- zan'da 16 Mayıs'ta ani böbrek rahatsızlığı geçirmesi üzerine hastaneye kaldınlmış, ardmdan ambulans uçakla Almanya'ya nakledilmişti. Başbakan Recep Tayyip Er- doğan yayımladığı mesajda Aytmotov'un ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. 1928 yıhnda Kırgızistan'da doğan Ayt- matov, 2. Dünya Savaşı sırasında babasız kaldı- ğı dönemde çalışmaya başladı. Veterinerlik eğitiminin ardından, 1958 yıhnda Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne kabul edi- len Aytmatov, Sovyet Komünist Partisi'ne ve Yazarlar Birliği'ne ka- bul edildi. Çeşitli gaze- te ve dergilerde muha- birlik ve editörlük yapan yazar, 1963'te ilk Lenin Edebiyat Ödülü'nü,! 968'te de Büyük Sovyet Edebiyat Ödülü'nü kazan- dı. Aynı yıl Kırgızistan milli yazan seçil- di. Gorbaçov döneminde Sovyet Parla- mentosu Kültür ve Ulusal Diller Komitesi Başkanlığı ve Sovyet Yazarlar Birliği Sekreterliği görevlerinde bulunan Aytma- tov, Gorbaçov'un beş danışmamndan biri oldu. Ülkemizde de "Selvi Boylum Al Yazmalım" adlı eserinin sinemaya uyar- lanması ile tanınan Aytmatov, "Toprak Ana, Cemile-Sultan Murat, Elveda Gülsarı, Dişi Kurdun Rüyaları, Cengiz Han'a Küsen Bulut" adlı eserleriyle ge- niş okuyucu kitlesine ulaşmıştı. Hrant Dink. I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağım- sız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başka- nı Mümtaz Soysal, Kanaltürk'ün eski sahibi Tuncay özkan'ın BCP'yi devraldığı yönün- de çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Soysal yaptığı açıklamada, iddiala- nn gerçeğe aykırı olduğunu belirterek "Ger- çek, 'Cumhuriyetçi Seferberlik' çerçevesin- de 'Biz Kaç Kişiyiz' hareketinin BCP'nin genişlemesine katkısından ibarettir" dedi. Felçli öğretmenin Hollanda'ya iltica istemi tartışma yarattı UselileiMlen OSS protestosu Türkiye'de pasif ötanazi var MELTEM YILMAZ Ötanazi'nin yasal olduğu Hollanda'ya iltica isteminde bulunan felçli resim öğretmeni Tuğ- rul Cankurt'un durumunu (50) değerlendiren hekimler, Türkiye'de "hastayı yaşatacak ge- rekli ortamın hekim tarafından bilinçli bir biçimde sağlanmaması, hastanın yaşamını uzatacak önlemlerin yine hekim tarafından alınmaması" anlamına gelen pasif ötanazinin uygulandığını belirttiler. Ölümcül hastahğı olan ve dayanıhnayacak ölçüde acı çeken kişinin istemi üzerine doktorun yaşamına son verme- si anlamına gelen ötanazi konusunda bilim in- sanlannın görüşleri özetle şöyle: Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy: Türkiye'de hastayı yaşatacak gerekli ortamın hekim tarafından bilinçli bir bi- çimde sağlanmaması, hastanın yaşamını uzata- cak önlemlerin yine hekim tarafmdan alınmaması anlamına gelen pasif ötanazi uygulaması var. tstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevki Sözen: Ötana- ziyi hekim kimliğimle değerlendirdiğim takdirde bunun yanlış olduğunu, hastayı kaliteli bir bi- çimde yaşatmak gerektiğini savunuyorum. ı Ba5 tarafi 2. sı Sayın Köksal Toptan'ı evinde ziyaret ederek, tahminimizce ge- rekenin yapılmasını istedi. Toptan da ertesi gün, tüm Meclis'in baş- kanı olduğunu dikkate almadan, basın toplantısında, ne yazık ki AKP'nin söylemleri doğrultusun- da, karan "yetki aşımı" olarak ni- teledi. "Erkler arasında müda- hale olnıamahdır, yasamanın is- tenılerine dokunulması uygun değildir" dedikten sonra yeni bir anayasa yapılmah ve Meclis iki ka- meralı, yani senatolu da olmalıdır isteminde bulundu. Bu, Kopen- hag kriterlerinin çok üstünde olan, Hukukuıı Üstüıılüğü Yadsiıiamaz Perihan ERGUN 12 Eylül yönetimince altüst edilen 61 anayasanuzda vardı. Yedi yıl- dır iktidarda olanlarca gündeme getirilmesimn şimdi bu kaımaşada zamanı mı? Gene o günün bitiminde Ka- nal-D'nin 32. Gün programında, tartışma sırasında Fethullahçı Zaman gazetesi yazarının "Bu iptal, darbedir" savına, iktida- nn yeni anayasa taslağının baş- kanı olan Prof. Ergun Özbu- dun'un -hem de anayasacı ol- masma karşın- tam olarak katıl- ması akla zarar değil mi? Bir de SKY-Türk kanalında es- ki Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, "Yüksek Mahkeme yü- rürlükteki yasalara göre karar vermiş olmakla beraber, bunla- rın yorumlarını da dikkate al- malıydı. Bizinı Batı'dan alınıp cumhuriyetle yürürlüğe giren kanunlarımızın yorum yönü ek- siktir. Oysa Batı'da iki bin ki- taplık yorum vardır" diyerek ip- tali o da eleştirdi. Bcn de sayın Sel- çuk'a diyonım ki, Sincan'da el ele tutuşup yürüyerek, kaldınma otu- ran genç kızımızla oğlumuzu, Sa- karya'da Ankara Üniversitesi'nin kürek yanşçılarını tayt giydiklcri için linç etmeye kalkan mürteci yo- bazlan Batı hangi yorumla suçsuz bulacaktı? Sonuç olarak Türkiye büyük bir siyasi bunalım yaşıyor. Sağduyu- lan ve asırlann getirdiği tarihi bi- linciyle halkımız bu badireden çı- kacaktır. Yetcr ki ana muhalefetle ulusalcı ve cumhuriyetçi partilerimiz sivil toplum örgütlerini de yanlanna alarak işsizlik ve açlıkla kıvranan halkımıza kurtancı seçenekİer su- nabilsinler... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- kentte bir grup genç, 15 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek OSS'yi protesto etti. Dev- rimci Liseliler (Dev-Lis), Demokratik Gençlik Hareketi (DGH), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Eğitim Emekçileri Derneği, Genç-Sen Lise Platformu'nun yer aldığı 150 kişilik kortej, ellerinde eğitim sistemi aley- hine pankart ve dövizler taşıyıp, slogan ata- rak Atatürk Bulvan'ndan Yüksel Cadde- si'ne kadar yürüdü. Grup, basın açıklaması- nın ardından olaysız bir şekilde dağıldı. 7 ay sonra sorunlar başlar' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çanka- ya Belediyesi Konferans Salonu'nda yapı- lan Çankaya Kent Konseyi Toplantısı'nda konuşan Inşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan, Kurtboğazı ve Çamhdere barajlanndaki sular 2 aya kadar tükendiğinde Kızılırmak suyu nedeniyle so- runlann başlayacağının altmı çizdi. Ersan, Kizıhrmak suyunun içme suyuna dönüştü- rülebilmesi için ileri antma teknikleri kulla- mlması gerektiğini vurguladı. Adobe, Acrobat 9'u duyurdu • Istanbul Haber Servisi - Adobe'un dünya- mn en yaygm dosya biçimlerinden Acro- bat'ın son versiyonu 9'u, Çırağan'da yapı- lan seminerde tanıtıldı. Iş geliştirme Müdü- rü Evren Ann'ın sunduğu seminerde, bu formatın ileri üst düzeyde dağıtım ve güven- lik özellikleri vurgulandı. Bu sürümünde pdf portfolyo ile ses, video da dahil birçok farkh dosyayı içine alabiliyor ve bunlan il- gili programlann kuruhnasma gerek kal- maksızın gösterebilmesine olanak tanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle