02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Genekçe en kısa zamanda' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, türban düzenlemesinin iptali yönünde verilen karann gerekçesinin "Şartlann getirdiği elverişlilik ölçüsü içerisinde, en kısa sürede yazılarak kamuoyuna duyurulacağını" söyledi. Kılıç, gerekçeli karann ardından değerlendirmeler yapılmasının daha sağlıklı olacağım ifade ederek, gerekçeli karann en kısa sürede yayımlanması için hazırlıklann yapıldığını, yürürlüğün durdurulması karannın gerekçesininse bu hafta yayımlanabileceğini kaydetti. İnöniiye halk düşmanı dediler' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulunda söz alan CHP Milletvekili Muharrem Ince'nin, TRT'de program yapan Tamer Korkmaz'ın, Ismet lnönü için, "Millet düşmanı" dediğine dikkat çekti. AKP'li Lütfi Çırakoğlu'nun, "doğru" karşılığmı vermesi tartışmaya neden oldu. CHP'liler Çırakoğlu'nun özür dilemesini isterken, gerginliğin tırmannıası üzerine çalışmalara ara verildi. AKP'liler, oturumun açılmasmı engelleyerek Çırakoğlu'nun özür dilemesini önledi. TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ise, AKP'lileri kınadı. İP: Fethullahçı komplo • Istanbul Haber Servisi - lşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, Fethullah Gülen ve AKP yandaşı medyada yer alan, ÎP Genel Merkezi'ndeTSKile ilgili belgelerin bulunduğu yönündeki haberlerin gerçek dışı olduğunu ve bu belgelerin sahteliğini TSK'nin saptayabileceğini söyledi. îstanbuf îl Merkezi'nde dün basın toplantısı düzenleyen Gültekin, Gülen ve AKP medyasının tP'ye karşı yalan haberlere dayah bir karalama kampanyası yürüttüklerini belirtti. Budak: Yargıya baskı yapılıyor • tstanbul Haber Servisi - Tekstil-lş 1 Genel Başkanı Rıdvan Budak, yaptığı yazıh açıklamada, AKP iktidannın, Anayasa Mahkemesi'nin türban • karanyla yetkilerini aştığı ve yasama alanına müdahale ettiği iddiasıyla mahkeme karannı yok saymaya çalıştığını vurguladi. Budak, "AKP buyolla türbanı birkez daha politik malzeme olarak . kullanmaya çabalıyor. AÎHM'de, yaknı bir tarihte benzer bir karar vermiştir. Hiç kimse • AİHM'nin siyasal alana müdahale ettiğini söylememiştir. Bu, Anayasa Mahkemesi'ni baskı altına almaya çalışmaktır" dedi. Baykal, Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'ne yönelik eleştirilerini değerlendirdi 'Arabayı sen devirdin'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nı Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi'nin türbanla ilgili karanna sert eleştiriler yönelten Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'a "Arabayı sen devir- din. Anayasa Mahkemesi kaytarıyorsan seni anayasa- nın içine çekmek için var. Laiklikle oynamama basire- tini gösterin. Sakın ha; yar- gıya, Meclis'e, Anayasa Mah- kemesi'ne vesayet kurmaya kalkma. Haddini bil. Anaya- sayı değiştiriverelim, diyen- lerin tuzağına düşme" dedi. Baykal grup toplantısında yaptığı konuşmada, türban ka- ran üzerine "iktidara yandaş çevrelerde Anayasa Mahke- mesi'ni suçlayıcı bir kam- panya" açıldığına dikkat çe- kerken bu tepkilerin soyut bir yetki tartışmasından kaynak- lanmadığını kaydetti. Baykal, "AKP MYK, 'muhatap Mec- lis, Anayasa Mahkemesi ile Meclis kavga etsin', diye karar alıyor. TBMM Başkanı, er- tesi gün basın toplantısı yapıp, • Türban karannın ardından AKP yandaşı çevrelerin Anayasa Mahkemesi'ne karşı karalama kampanyasına başladığına dikkat çeken Baykal, "Her gerilünden sonra anayasayı, rejimi değiştirnıe tartışmaları yapılması hazımsızlık ifadesidir" dedi. Erdoğan'ın "Vesayeti kabul etmiyoruz" sözlerine yanıt veren Baykal, "Arabayı sen devirdin. Sakın ha; sen yargıya, Meclis'e, Anayasa Mahkemesi'ne vesayet kurmaya kalkışma" uyarısı yaptı. kendisinden beklentileri hiç tatmin etmeyecek düzeyde bir değerlendirme yapıyor. Kendileri bizzat yasama or- ganını yönlendirme faaliyeti- ne girenler, kuvvetler ayrılı- ğı şikâyeti ile milletin önüne çıkıyor. Bu öfke türbandan da kaynaklanmıyor, 5 yıl bu ko- nuda kıllarını kıpırdatmadı- lar. Sorun anayasamızın la- iklik ilkesini delmeye yönelik teşebbüslerin engellenmesi- ne yönelik kızgınhktır " dedi. Anayasada "olağanüstü güçlü bir laiklik düzenlemc- si bulunduğuna" dikkat çeken Baykal, "Herkes özgürce iba- detini de yapıyor, dini yayın yapan TV'ler, gazeteler var, siyasi istismarını yapan par- tiler var. Din elden gidiyor, diye tarihimizde isyanlar teş- vik edildi, suikastlar oldu. Bahriye Üçok, Muammer Ak- soy, Uğur Mumcu'nun öldü- rülmesinin altında, Danıştay cinayetinin altında bu zihni- yet yatıyor" diye konuştu. 'Haddini bil...' Laiklik ilkesini "arkadan dolanarak" ortadan kaldımıa girişimlerine tepki gösteren Baykal, şunlan söyledi: "9 mu büyük, 411 mi? Bunlar boş... Anayasa Mahkemesi'nin işi Meclis'in yaptığı yanlışı dü- zeltmek. Biz seçilir seçilmez, milletvekili oluyor muyuz, hayır. Yemin ediyorsun, ana- yasanın önünde diz çöküyor- sıın, ondan sonra milletveki- li oluyorsun. Milli irade, ku- rucu iradedir, anayasayı yan- sıtan, devleti kuran iradedir. Milli irade sadece sandıkta şe- killcnmez. Her gerilimden sonra anayasayı, rejimi de- ğiştirme tartışmaları yapıl- ması hazımsızlık ifadesidir. Anayasa Mahkemesi hep se- nin işine gelen kararı ahnak için mi var? Seni anayasamn içine sokmak için, kaytarı- yorsan seni çekip anayasamn içine sokmak için var." Baykal, Başbakan'm, parti- sine yönelik "Bize kuyu kazı- yor" sözlerine "Kuyu korku- su içine girmişsen etrafında- kilere bak.'Yürü bu yolda as- lanım, arkandayız', diyenlere bak. Uyardık, dinlemedin. Arabayı sen devirdin. 'Vesa- yeti kabul etmiyoruz', diyor. Sakın ha; sen yargıya, Mec- lis'e, Anayasa Mahkemesi'ne vesayet kurmaya kalkışma. Haddini bil, anayasa içinde yerini bil" karşılığını verdi. 'Siyaset uzun vadelidir' Erdoğan'ın dokunulmazlık konusunda da "tuzak" sözcü- ğünü kullandığına dikkat çeken Baykal, sözlerini "Türldye'nin dokunulmazlığa ihtiyacı ol- mayan insanlar tarafından yönetileceği günler gelecektir. Tuzak, kuyu arıyorsan sana tavsiyede bulunuyorum. Sa- kın ha; 'anayasayı değiştirive- relim, mahkemeye haddini bil- direlim, yetkilerini kısalım', diyenlerin tavsiyelerine kulak asıım. Durumu hazmet, si- yaset uzun vadeli iştir. Hiç merak etme, yanlışların he- sabı sorulur ama hiçbir şey ebedi değildir. Gün gelir hak- ların iade edilir, gereğini ya- parsın. Siyasetçiye korkmak yakışmaz. Sakın ha, kendine göre yargı düzeni yapmaya kalkışma, düzeni bozarsan altında kalırsın" dedi. MHP LÎDERİ DEVLET BAHÇELÎ Büyükanıt veyargıya yüklendi • Anayasa Mahkemesi'nin türban karanna "anayasal denetim, parlamento kayyumluğu değildir" diyerek tepki gösteren Devlet Bahçeli, karan "malumun ilanı" olarak nitelendiren askerleri de eleştirdi. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti- süıin grup toplantısında Anayasa Mahkeme- si'nin türban karannı değerlendirdi. Karann türban soru- nunu ortadan kaldırma- dığı gibi, "kangrene" çevirdiğini ileri süren Bahçeli, başta Genel- kurmay Başkanı Orge- neral Yaşar Büyükanıt olmak üzere bazı kuv- vet komutanlannııı, ka- rarla ilgili yaptığı "ma- lumun ilanı" açıkla- masını da isim venne- den eleştirdi. Bahçeli, şu görüşleri savundu: "Sorunların çözü- münde rehber olacak ilke de çözümsüzlüğü 'malumun ilanı' man- tığıyla kabullcnmek değil, toplum vicda- nının kabul edeceği çözümleri 'makulün ilanı' haline getirebil- mek basiretidir." Anayasa Mahkeme- si'nin siyasi düşünce- lerle türban karanm ip- tal ettiğini ileri süren Bahçeli, bu durumun mahkemenin "meşrui- yetini" tartışmalı hale getirdiğini ifade etti. Bahçeli, tartışılmasına karşın herkesin mah- keme karanna saygılı olmak durumunda ol- duğunu belirtirken bu karann artık bir "içti- hat" haline de geldiği- ni ve aynı konuda dü- zenleme yapılamaya- cağına işaret etti. Ancak anayasamn herkes ve her kurum için de bağlayıcı oldu- ğunu kaydeden Bahçe- li, "Demokratik hu- kuk devletinde, kay- nağını anayasadan al- mayan bir yetldyi kul- lanmaya yer yoktur. Anayasal denetim, parlamento kayyum- İuğu değildir" açıkla- masmı yaptı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART "Silâh Şiddetine Karşı Küresel Eylem Haftası" gelip geçerken yetkililer ne yaptı? •••• [email protected] Meclis'te türban tartışması Anayasa Mahkemesi 'nin karannı savunurken "Türk bayrağının rengini de değiştirebilir misiniz " diyen DSP 'li îçli 'yi, üzerine yürüyen AKP 'lilerden CHP ve DSP 'liler kurtardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Milletvekili Tayfun tçli'nin, TBMM Genel Kurulu'nda Anayasa Mahkemesi'nin türban karannı savunurken "Her şeyi yapmaya ka- dirseniz, Türk bayrağının rengini değiş- tirebilir misiniz" dcmesi üzerine gerginlik yaşandı. AKP'li Bayram Özçclik, Içli'nin üzerine yürürken CHP ve DSP'liler, kürsü önünde etten duvar oluşturdu. TBMM Genel Kurulu'nda söz alan Içli, parlamentonun yasama olgusuyla oynanması durumunda AKP'lilerin başına çok iş gele- ccğini söyledi. "Her şeyi yapacağımza ina- myorsunuz. Her şeyi yapmaya kadirseniz, al bayrağı değiştirebilir nıisin? Türk bayrağının rengini değiştirebilir misi- niz? Milli takımın formasını değiştirebi- lir misiniz" diye sözlerini sürdüren lç- li'nin üzerine yürüyen AKP'li Özçelik'i, ba- zı AKP'li milletvekilleri koluna girerek engelledi. CHP ve DSP'li milletvekilleri de kürsü önünde beklerken Başkanvekili Gül- dal Mumcu, oturama ara verdi. Aradan son- ra AKP Grup Başkanvekili Mustaf a Elitaş, DSP'lilcrc "Bindiniz bir partinin sırtına gelip burada her şeye konuşuyorsunuz" deyince gerilim yeniden yükseldi. Emine Ayna, anayasanın vahiylerden ve din kitaplanndan üstün kılınmasından rahatsız DTP'liler Erdoğan'ın izinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Baş- kanvekili Emine Ayna, Ana- yasa Mahkemesi'nin türban karanyla yetkisini aştığını ve si- yasi bir İcarar verdiğini savu- narak "Anayasa, vahiylerden ve din kitaplanndan üstün kı- lınmaktadır" dedi. Ayna, yaptığı konuşmada, 86 yaşındaki Türkiye Cumhu- riyeti'nin bugün yine bir kriz yaşadığını belirterek Türki- • Devletin dinleri, inançlan ve kültürleri yasaklama yetkisinin olmaması gerektiğini belirten Ayna, "Anayasa vahiylerden ve dini kitaplardan üstün kıhnmaktadır" diyerek 'Referansım Islamdır" diyen Erdoğan'a benzer bir üslup kullandı. ye'nin artık "krizler devleti" olarak anıldığuıı söyledi. Tür- kiye'de her sorunun, kuvvetler birliğini gözeten anayasa ne- deniyle yaşandığını ileri süren Ayna, Türkiye'nin antidemo- kratik ve antilaik bir ülke ol- duğunu ileri sürdü. Ayna, dev- letin dinleri, inançlan ve kül- türleri yasaklama yetkisinin ol- maması gerektiğini söyledi. Yaşanacak krizlerin temel ne- deninin AKP'nin demokrasi konusundaki "çıkarcı, ikiyüz- lü tutumu" olduğunu söyleyen Ayna, Anayasa Mahkemesi'nin türban karanyla yetkisini aştı- ğını ve siyasi bir karar verdiğini ileri sürdü. Ayna, şu görüşleri savundu: "Şu anlaşılmalıdır; dünyada dini inançlar bakımından insanlar tarafından değişti- rilemez olarak kabul ediîen dini kurallar bile çağa uy- durulnıaya çalışılırken; in- sanların yaptığı, onun da ötesinde askerlerin yaptığı cunta anayasasının dünyanın bulunduğu konuma, AB kri- terlerine, sosyal-kültürel- siyasal yasama asla ama as- la uymadığı biline biline mevcut anayasa değiştirile- memektedir. Çünkü değişti- rilenıez ve değiştirilmesi as- la teklif edilemez maddeler içermektedir. Yani anayasa vahiylerden ve dini kitap- lardan üstün kıhnmaktadır." POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Vardiya... Yaşamak için kullanılan sözcükler, zamansız ölümleri çağrıştırır insana... Bir gece rüzgân, vardiya saatlerinde öliimle bu- luşunca yabancı bir lacivert, suların üzerinde be- lirir... Tuzla tersaneleri'nde ölen bu kaçıncı işçi? Bir ay içinde dört, dokuz ayda 26... Sönmüş gözleriyle yürüyen karartının, bunca acı- larla yoğurulmuş çaresizliğine düşen insanlar, ölümü göze alıp bir lokma ekmek parası için ça- lışıyorlar. Ağrı, Ardahan, Bitlis, Hakkâri, Iğdır, Kars, Muş ve Van gibi kentlerde her dört işçiden üçü sigor- tasız... Yani kayıt dışı!.. Yani sosyal güvencesi yok!.. Ankara'da üç işçiden birisi kaçak... Ne dersiniz? Ege'den Akdeniz'e; Karadeniz'den Trakya'ya dek kaçak işçi oranı yüzde 50 Türkiye'de... Marmara Bölgesi sanayinin can damarı... Bu yörede kaçak çalıştırılan işçi oranı yüzde 42.4... Bir ülkenin insanlan asgari ücretin bile altında ça- lışmak zorunda kalıyorlar... İş ve aş!.. Güneydoğu'yu kuşatan yoksulluk Istanbul'un, Ankara'nın, Izmir'in varoşlarını kuşatıyor... Erzak torbalarıyla doyurulan halk, din eksenli bir siyasal partiyi "kurtancı" olarak görürken, sol par- tiler olup bitenleri sadece seyrediyor... Talan ve vurgun düzeni işliyor "Allah nzası" için, havuzlarda toplanan paralarla yeni bir sermaye sınıfı yaratıhyor... Daha dün adı sanı belli olmayan fırmalar or- taya çıkıyor... Işsiz kalan bir babanın iki yaşındaki kızını öldü- rüp intihar etmesinin nedenlerini tartışmayan bir top- lum, bu gibi olayları önemsemez!.. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 2 bin 300 lira... Çukurova'da, Gediz'de, Amik'te, Söke'de pa- muk çapalamaya giden ırgatlann gündeliği 15 li- ra değil mi? Tuzla tersanelerinde kaçak çalışan işçiler ne alı- yor günde? 17 lira!.. Köşe dönücüler, Hazine ve orman alanlarını ta- lan edenler, Kaz Dağları'nı, Madra Dağı'nı, Ko- zak Yaylası'nı, Toroslar'ı, Efemçukuru'nu, Tur- gutlu Dağları'nı çokuluslu şirketlere teslim eden- ler bu gerçeği neden görmezler? Kadını kapatan, yaşamdan uzaklaştınp evine tut- sak eden kafa "Allah nzası" için küplerini dol- durduklarından... ••• Gök gürültüsüyle uyandığım bir sabah, yağmur olanca hızıyla yağıyor, ardından dolu salonun pencere camlarına vuruyordu... Televizyon açıktı... Sönmüş gözleriyle genç bir adam uzatılan mik- rofona şöyle diyordu: "Bir ekmek 1 YTL oldu; beş ekmek 5 YTL... Ben ayda 500 YTL alıyorum..." O anda yaşamak için kullanılan sözcükleri ara- maya başladım ama bulamadım. Derin bir uykunun kapısında bekler gibi oldum genç adamın sözlerini duyunca... Sonra uzun uzun düşündüm... O genç insan için "laiklik kavramı", "demok- rasi", "özgürlük"lerin bir anlamı olabilir miydi? Evine beş ekmek götürmek zorunda olan genç, salt ekmek derdine düşmüştü... Dört kişilik ailenin açlık sınırının 2 bin 300 YTL olduğu Türkiye'de genç adam 500 YTL kazanıyordu ayda... Ben yaşamı eski aşk şiirlerine benzetmeye başladım artık... Devlet, açlık sınırını 2 bin 300 YTL olarak açık- larken, bu ülke nüfusunun yüzde 80'inin aç ol- duğunu vurguluyor... Böyle bir toplurhda nasıl geliştireceğiz demok- rasimizi, söyler misiniz? Çocuklanmızın yannlanndan kuşku duyar olduk!.. Din eksenli siyasetçiler işte bu olguyu bildik- leri için, yoksul varoşlarda, kırsal kesimde "ta- rikatçı yapılanmaya" destek veriyorlar... Amaç örgütsüz bir toplum yaratmak, dinsel öğeleri yaşamın bîr parçası haline dönüş- türmek... Başardılar bunu!.. Erzak kamyonları şimdiden dolaşmaya baş- ladı Anadolu'da, büyük kentlerin varoşlarında... Sol partiler ise bu olguyu kavrayamadılar... örgütsüz bir toplum... örgütsüz bir sol.. ••• Günlerdir 30 yaşındaki işsiz babanın iki ya- şındaki çocuğunu öldürüp intihar etmesini dü- şünüyorum... Hiç kimse derinliğine inmedi, hiçbir TV kanalı bu olayı irdeleyen tartışma programı yapmadı... Ben bir an için gözlerimi kapadım... Tuzla tersanelerindeki ölümler... Batman'da, Iğdır'da şafak sökmeden iş bekleyen işsizler... Yıllar önce Adana'da ırgat pazarına gitmiş- tim... Şafak sökmek üzereydi... Onlann öyküsünü anlatmıştım Çukurova'yı ya- zarken... Şimdi Adana'nın, Izmir'in, Istanbul'un, Anka- ra'nın ve Türkiye'nin her kentinin ırgat pazan var... Bir ekmek 1 YTL... Yaşamak için kullanılan sözcükler, zamansız ölümleri çağrıştırıyor bana... Vardiya saatleri, yabancı lacivertin suların üs- tüne düştüğü vakitlerde... [email protected] Faks numaramız: 02126 343 72 69 14 Haanan'da İnciriik'teyiz' • İstanbul Haber Servisi - Küresel Banş ve Adalet Koalisyonu sözcüsü sanatçı Jülide Kural, ABD'nin lncirlik Üssü'nde 90 adet kullamma hazır nükleer başlık bulundurdu- ğunu belirtti. Kural, "Biz nükleer başlık is- temiyoruz. Bunun için 14 Haziran'da lncir- lik Üssü'nde olacağız. "Gizli kararnamelere hayır" diyoruz. tncirlik Üssü'nün ABD'nin Irak'ta işlediği cinayetlere ev sahipliğine artık yeter diyoruz" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle