25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ ** • ' ***** " * ^BM Deniz Gezmiş, 11 Kasun 1969'da Istanbul Adliye Sarayı'nda başka bir davadan bulunan ve kendisine karşı slogan atan Mücadele Sancağı'na bağh gençlere slogan atarak karşüık veriyor, (Soldaki fotoğraf). Bir olay sonrası gözaltına alınan Deniz Gezmiş, polis otosuna bindiriliyor. (ortadaki fotoğraf) Son karede ise Deniz Gezmiş, Gemerek'te yakalandıktan sonra polis ve askeri görevlilerin arasuıda görülüyor. Mahkemenin bağımsız olmadığını söyleyen Çelenk, görevlendirmelerin Guantanamo'yu anımsattığına vurgu yaptı 'Buyargılama değil infazdır'• • MECLIS TUTANAKLARI 'Yüce Meclis mahkemegibi karar vermez* TBMM'dc Deniz Gezmiş ve arkadaşla- n hakkındaki ölünı cezalannm görüşüldü- ğü 24 Nisan 1972 tarihli tutanaklardan seç- liğinıiz bazı bölümler şöyle: Nuri Erdoğan: Eğer bunlar sadece bir re- jim değişikliği istiyor idiyseler, o zaman bunları affetmekmümkünolabilirdi. Ancak onlar bir milleti öldürmek kastıyla hareket etmektedirler. Bu bir kin, aefret, iııtikaın his- sinin tczahürü değildir; bu, bir vatan kur- tarma mücadelesidir. Necdet Uğur: Yüce Meclis, bir mahke- me gibi karar vermiyor. Vüce Meclisbir baş- ka açıdan karar veriyor, bir toplumun gele- ccği açısından karar veriyor.(...) Şimdi böy- le düşünürsek, 10 seııe sonra, 20 sene son- ra bu toplumdaki bizinı yerimizde oturacak- lar, eğer bir başka türlü bakacaklarsa bu olaylara, oıılann elindcn niçin bu hakkı alı- yoruz da birtakım insanlan ölünı cezasına gönderiyoruz? Bırska lını. onlar da bir bak- sınlar (AP sıralarudan gürültüler). Nihat Erim (Bsşbakan): Hükümet şu an- da Türkiye'deki clüm cezalan ile ilgili Ce- za Kanunu maddelerinde hcrhangi bir de- ğişiklik öngörmemektedir ve böyle bir ta- san ile huzurunuza gelmek ııiyetindc deği I- dir (AP sıralamdan 'Bravo' sesleri, alkış- lar). Muammer Erten: Bu kanunun müzake- resine başladığımız saat 15.00'ten beri bu çatı altında gelecek nesillerin ibretle oku- yacağıpekçokkonuşmadinledik. (...)Mem- leket bir anarşinin kucağına atılmıştır. Asıl o zarnanki iktidar bundan mesuldür. O ik- ddann mesuliyetini bir tarafa atacaksınız, iktidarın başındaki başbakan çıkacak, "De- mokraside biraz anarşi var" diyecek ve memleket 12 Mart'ın eşiğine gelecek, anar- şi başlayacak, karşılıklı çatışmalar, öldür- me olaylan başlayacak, devlet kuruluşlan hükümete karşı yürüyecek... İsnırt Sezgin: Çıkaran sizsiniz... Muammer Erten: Yüriiyen Yargıtay üye- leri, Danıştay üyeleri, üniversite profesör- leri kendiliklerinden nıi çıktı sokağa? Ama onlan sokağa dökecek kadar olaylan o ha- le getirdiniz ki, niçin kendinizde aramıyor- sunuz? (...) Ama ölümcezası vermekle bun- lan kahraınan yapacaksınız ve bunlar hak- kında toplumumuzda gelecekte yeni hu- zursuzluklarasebepolacağma inanıyorum. Mustafa Kubilay İnıcr: Bu üç konni- nist soysuzun idamlan hakkındaki karara ge- linceyc kadar. daha önce çıkan ve sayısı hayli kabank idam infazlanna ses çıkar- mayan CHP ve onun genel başkanı, kamu- oyu tarafindan çok iyi bilinen sebeplerle adeta af havarisi kesilmiştir. İsnıel İnönü: Bunlar, suçlannın karşılı- ğı olan cezalan görmelidirler.. Bu cezalar hususunda özel bir kanaatimiz var. O da "Siyasi suçlardan dolayı idam cezası ya- pılnıasın" davasındayız. (...) Suçlulann ce- zalan müebbet hapse çevrilmelidir, nihayet bunlar genç, tecrübesiz, taşkın insanlardır, taşkuüıklannnı hiçbir netice veremeyece- ği kendilerine ve emsallerine öğretilmiştir. İlhan Egemen Darendelioğlu: Bugiin burada karara bağlayacağımız konu, elini kaııa bulamış, hıyaneti ve mutasavver cina- yeti tespit edilmiş 3 komünist anarşist hak- kındaki idam cczasınııı uygulanınasıdır, da- ha doğrusu bir formalitenin yerine getiril- mesidir. (...) Mehmet Ali Aybar: Eğer, Türkiye de- mokratik bir ülke yolunda çaba harcamak- ta ise vehlecek idam cezalan hedefimize ulaşmamızda bizi köstekleyecektir (DP sıralanndan "vah vah" sesleri). - Ne yazık ki kendisini çok güçlü hisscden iktidarlar tüm dünyada yargıyı kendi istedikleri kararlar doğrultusunda yönlendirebiliyor- lar. Sözün özü Deniz'leri yargdayan mahkeme bağunsız değildi nıi diyor- sunuz? - Bu görevlendirnıeler, bize Guan- tananıo'da kurulan, bağımsızlığı olma- yan, talimatla karar veren sözürn ona bir mahkemeyi anunsatnıaktadır. - O mahkemeyi bugünün Guan- tanamo'suna mı benzetiyorsunuz? - Evet... Dolayısıyla Deniz Gez- miş ve arkadaşlannın yargılanması diye bir şey yoktur, bu bir infazdır. Yine bu davada 146. maddenin öğeleri bulunmamaktadır. Öncelikli olarak olayda icra hareketleri yok. Yani anayasal düzeni ortadan kaldır- mak için Meclis'i basnıak ya da bu - na ait hazırlıklar yapmak gibi. Aksi- ne, gençler dönemin tüm sol siyasal akımlan gibi 1961 Anayasası'm sü- rekli olarak savundular. Anayasayı savunmak ve tam olarak uygulan- masını sağlanıak üzere Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kcmal yürüyü- şü yaptılar. Deniz sorgu ifadesinde Halil ÇELENK Deniz'leri Anlatıyor Mustafa BALBAY I • Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yargılanması diye bir şeyin olmadığını söyleyen Halit Çelenk, "Bu davada 146. maddenin öğeleri bulunmamaktadır. Öncelikli olarak olayda icra hareketleri yok. Yani anayasal düzeni ortadan kaldırmak için Meclis'i basnıak ya da buna ait hazırlıklar yapmak gibi. Aksine, gençler dönemin tüm sol siyasal akımları gibi 1961 Anayasası'nı sürekli olarak savundular" diyor. şunlan söylemekteydi: "....tddiana- mede bizim anayasayı cebren ilga- ya teşebbüs ettiğimiz ileri sürül- mektedir. (....) Bu ülkede anayasa- yı en fazla savunanlar bizleriz, Ana- yasayı ihlal edenler ise ortadadır. Anayasanın uygulanmasmı isteyen gene bizleriz. (...) lddia makamı bi- zim vermekte olduğuımız bağım- sızlık savaşına karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na karşı, reformlara karşıdır. (...) Onlar 36 nıilyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gcncin üzerinc yıkmaya çahşmış- lardır. Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum edcn hepiniz dahil, sizlersiniz. Çünkü Anıcrika sizin döneminiz sırasın- da Türkiye'ye girdi ve biçbiriniz se- sinizi çıkarmadınız. (...) Meydan- larda bunlara karşı bizler dövüş- mek mecburiyetinde kaldık, bizler kurşunlandık. Ve sonunda idam isteği ile buraya getirildik. (...) Tür- kiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk, varlığıınızı Türki- ye halkına armağan ettik. (...) Yap- tıklarımızın haklı olduğuna inanı- yorum.. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele vcrdik... Anaya- sanın başlangıç ilkesinde belirti- len ulusun zulme karşı direnme hakkını kuUandık..." - Çok güncel bir savunma! - Ayncasavunmalanndaodönem- de ülkcmizdc iki ccphe olduğunu söy- lüyorlar. Deniz Gezmiş vc arkadaşla- nna göre, birincisi yurtseverlerin, dev- rimcilerin cephesi, diğeri ise emper- yalizm, işbirlikçi sermaye, feodal mü- tegalibe ittifakından oluşan gerici cep- hedir. Deniz'ler, savunmalarında kar- şı devrimci cephenin 195O'de iktida- ra geldiğini, 1965 seçimleri ile Denıok- rat Parti mirasçısı olarak yeniden ik- tidara geldiğini, "1961 Anayasası- nın ise, DP'yi mahkûm ctmiş bir ha- reketin, bir ihrilalin yasası olduğu- nu" devrin başbakanı Demirel'in ise yaptığı konuşmalarda DP'nin devamı olmakla övündüğünü yazıyorlar. Ve soruyorlar: "Bu durumda meşru olan, 27 Mayıs ihtilali ve 1961 Ana- yasası mıdır yoksa AP ve Başba- kan Süleyman Demirel'in Başba- kanhğı mı?".Görülüyorki, onlar gc- riciliğc karşı 1961 Anayasasfnın ya- nındadırlar. Yürürlükteki anayasayı savunan insanlar nasıl olur da anaya- sayı ortadan kaldırmayı cezalandıran 146. maddeye aykırı suç işleyebilir- ler? Olaya hukuksal açıdan baktığı- mızda Deniz Gezmiş ve arkadaşlan- nın bu tür bir eylemle ilgilerinin bu- lunmadığını söyleyebiliriz. - Deniz Gezmiş vc arkadaşları anayasayı ihlaldcn idamla yargıla- nırken, 1961 Anayasasfnın tam ola- rak uygulanmasmı istiyorlar... Pe- ki anayasayı ilılalle ilgili dayanak var mı? - Böyle bir eylemin en ufak bir ka- nıtı yoktur. Yargılanan gençlerde yü- rürlükteki anayasayı ortadan kaldır- ma ya da ihlal etme kastı da bulun- mamaktadır. Ceza hukukuna göre kas- tın olmayışı suçu ve cezayı ortadan kal- dınr. Çünkü en esash unsur kasıthr. SÜRECEK Törene,Gezmişvcarkadaşlarnnnavukaü Çelenk, eşiylebiruktekatıldL(NECATlSAVAŞ) Binlerce yürek Karşıyaka Mezarlığı'nda bir araya geldi Üç fidaıı törenle amldı Haber Merkezi - Genç- lik önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf As- lan, idam edilişlcrinin 36. yıldönümündc Ankara'da gömütleri başında düzcnle- nen törenle amldı. ANKARA: Deniz Gez- miş, Yusuf Aslan ve Hüse- yin înan, dün çocuğu, gen- ci, yaşhsı, kadını, erkeği bin- lerce kişinin katıldığı tören- le, Karşıyaka Mezarhğı'nda- ki gömütleri başında, idaın edilişlerinin 36. yıldönü- münde amldı. Törene, Gez- miş ve arkadaşlannın avuka- tı Halit Çelenk, eşi Şckibe Çelenk ve kızlan, Gezmiş'in kardeşi Bora Gezmiş, lnan'ın babası llıdır tnan, yazar Alaattin Birgi ile ya - kın tarihi anlatan "Hatırla Sevgili" isimli dizide De- niz Gezmiş'i canlandıran Barış Koçak, Hüseyin lnan'ı canlandıran Oğuz Turgut Genç ile CHP ve DTP milletvekilleri katıldı. Katılmıcılar önce Karşıya- ka Mezarlığı 2 No'lu kapı- sında buluştu. Burada ha- zırlanan ses aracuun önün- de, Gezmiş ve arkadaşlan- nnı avukatı Çelenk bir ko- nuşma yapft. Çclcnk'in konuşmasının ardından Darbe Karşıtı Plat- fonn adına oıtak açıklama okuııdu. Sonrasmda ise De- niz'lcrin yol arkadaşlann- dan Mustafa Yalçıner bir konuşma yaparak, Gezmiş ve arkadaşlannı darağacına götürenlerin Türkiyc'yi kcn- di ilıtiyaçlanna göre şekillen- dirdiğini söyledi. İSTANBUL:68'lilerBir- liği Vakfı üyeleri, Dolma- bahçe'de bir araya gelerek, Deniz Gezmiş ve arkadaşla- n için denize karanfil attılar. CUMOK Istanbul Şubesi üyelerinin de destek verdi- ği eylem öncesi, devrimci- ler için saygı duruşunda bu- lunuldu. Burada açıklama yapan 68'liler Birliği Vakii Başkanı Sönmez Targan, devrimci ve yurtsever üç gençlik önderinin, 6 Mayıs 1972'de, ABD ve onun Tür- kiye'deki işbirlikçilerinin cinayetiyle Ankara Merkez Cezaevi'nde idam edildik- leriııi arumsattı. Gezmiş ve arkadaşlan Adana, Antalya, Mersin, Tunceli ve Gazian- tep'te de düzenlenen tören- lerle amldı. 68 Kuşağı önderlerinden Alparslan Ozdoğan ise, !•/.- mir Eski Buca Mezar- lığı'ndaki mezarı başında törenle amldı. ! Halit Çelenk, Deniz Gezmiş ve arkadaşlannı anlattı Tek amaçları, Türkiye insanlarının mutluluğuydu Ankara 'daki törene katılanlara scslenen Gezmiş ve arkadaşlannın avukatı Halit Çe- lenk'in konuşması: "Değerli Deniz, Yusuf vc Hüseyin dost- ları, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyo- rum. Bugfin burada toplanan insanları görünce çok sevindim. Bu gençleri sevcn- lerin bu kadar çok olduğunu bir kez da- ha öğrendim. Ancak bu konuya dair bir düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Burada toplanmak ve onlan anmak çok güzel bir şey. Ancak Deniz, Yusuf vc Hü- scyin'Ierin düşüncelerini, dünya görüşle- rini ve benimsedikleri ilkelcri de öğrcn- nıenin gerekli olduğu kanısındayım. Bu- nun için de onlar hakkında yazılan kitap- ları, öyküleri, anıları ve şiirleri okumak ve böylelikle onlan daha da yakından ta- nımak «crekir. Hatta bundan da ötc, bu öğrenmc süreci sonunda onlar gibi an- tiemperyalist ve bağımsızbkçı bir tavır da benimscnebilir. Bu üç genç ve arkadaşla- rı eğitimli, külrürlü ve bilinçli gençlcrdi. Tüm eylemleri ve çabalarınm amacı Tür- kiye insanlarının mutluluğu, yani halkın baskısız, özgür ve sömürüsüz bir dünya- da yaşamasuu sağlamaktı. Dünya görüş- leri, yani bilimsel sosyalizm, sımflarm ol- madığı ve yârin yanağından gayrı her şe- yin hakça paylaşridığı bir düzeni işaret etmekteydi. Hemen söyleyeyim ki onlar ön planda Türkiye'nin bağımsızhğını ve emperya- lizmin pençesinden kurtulmasını istiyor- lardı. Insanhğın düşmanı olan ve NA- TO'suyla, CENTO'suyla, askeri üsleriy- le, ikili anlaşmalarıyla, işbirlikçi siyasal iktidarlarıyla, ülkemizin üzerine bir ka- rabasan gibi çökmüş olan emperyalizme karşı mücadele etmeyi kendilerine görev edinmişlerdi. Amerika ile yapılan ikili anlaşmalar nedeniyle, cuıayet işleyen Ame- rikaular bile Türkiye'de yargılanmamak- 1a, Amerikan askeri üslerine üst düzey as- keri yetkililer bile girememekteydi. Ör- neğin; İncirlik Üssü'ne giden 3. Ordu Ko- mutanı olan Refik Tulga'nın askeri tesi- se yöneldiğinde; 'Giremezsiniz! Buraya ancak Amerikan uygruklu kişilcr girebilir' diyen bir Amerikan albay tarafindan yo- lunun kesildiği, 'Ben ordu komutanıyım. Bu- lunduğunuz bölgede giremeyeceğim yer ola- maz! Bu, hükümranlık haklanmaza teca- vüz değil mi' diyen Tulga'yı, Amerikah- nın 'Ama ikili anlaşmalar var. Bir viski al- maz mısınız Sayın Paşam' diye yanıtladı- ğı, komutanın bu yanıt üzerine üssü terk ettiği günler yaşandı bu ülkede. Bu uygu- lamaların ba/.ıları halen sürmektedir. lş- te Deniz'ler, bu nedenle yaşadıklan dö- nemde Dolmabahçe kıydarına gelen Ame- rikan 6. Filosu'nun bahriycülcrini deni- ze dökmüşler ve onların diktikleri Ame- rikan bayrağını indirerek, yerine Türk bayrağım çckmişlcrdir. Bugün Amerikan emperyalizmi, o gün- lere göre daha da küstahlaşmış, BüyükOr- tadoğu Projesi adı altında Kuzey Afri- ka'dan Ortadoğu'ya vc Çin sınınna dck ülkelerin yeraltı ve yerüstü servetlerine göz dikmiş, bu hcdcfinc anlaşmalarla ya da zor- la ulaşmaya çalışmaktadır. Irak ve Afga- nistan işgallcrinin nedeni budur. Bugüne dek yaklaşık bir milyonu aşkın insanın öldüğü Irak'ta, halk açlık ve sefalet için- de yaşamakta ve komşu ülkclere göç et- mek zorunda kalmaktadır. Bütün bunlar emperyalizmin zulmünü vc hunharhğını gittikçe arttırdığını göstermektedir. Bir başka deyişle, 'kuduran' emperyalizmle mücadele daha da güncel ve zorunlu bir hale gelnıiştir. Bize göre, yurtseverliğin ölçüsü tam bağımsızhkçı vc anticmperya- list bir duruştur. Bazıları soruyorlar: 'Denizler yaşasay- dılar, bugün ne düşünür, ne yaparlardı?' Bence Deniz'ler bugün yaşasalardı, ba- ğımsızhk ve emperyalizm karşıtı mücade- lelerini daha da kararlı ve örgütlü biçim- de sürdürürlerdi. 1 Mayıs'larda devrim- ci işçi ve emekçilerin yanında olurlar ve ayakların baş olma mücadelesini dcstek- lcrlerdi. Siyasal iktidarın, emperyalist odakların telkinleriyle, Türkiye işçi sımfının yülardan beri yürüttüğü savaşım- lar sonunda elde ettiği haklarını elindcn alma ve Cumhuriyetin tüm kazammlanm yok etme girişimlerine karşı, emekçilerin ve onlann örgütlerinin yanında saf tutar- lardı. Üniversitelerde satırlı ve bıçaklı sal- dınlara uğrayan sol görüşlü öğrcncileri savunurlardı. NATO'nun Afganistan iş- galinin, ABD'nin Irak işgalinin karşısın- da, Filistin halkının yanında saf tutarlar, Güney Amerika'da halkların ABD em- peryalizmine karşı yüksclttikleri mücadelcleri yürektcn desteklerlerdi. İnanıyorum ki onların bağımsızlıkçı ve antiemperyalist ilkelerinin başarıya ulaş- ması, toplumun hakça bir düzene ulaş- masının yolunu açacaktır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle