04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakandan savunma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tçışleri Bakanı Bcşır Atalay, TBMM Genel Kunılıı'nda 1 Mayıs'ta yaşanan olaylara ilişkin elcştirilcri yanıtiarkcn, tcrör örgütlcrincc cylcnı yapılacağına ilişkin istihbarat aldıklarıııı behrterek DİSK bınasına vc hcrhangi bir partı bınasına bonıba atılmadığını ileri sürdü. "Polısc çok yüklcniyorsunuz. Pohs hcpımizin güvenhği için var; bizc de lazım" dıyen Atalay, polisin müdalıalesınin ycrindc olduğunu savundu. Baydemir beraat etti • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - lngıltcrc'nin başkcnti Londra'da PKK lideri Abdullah Öcalan'm posterinin asılı bulunduğu bir toplantıda yaptığı konuşma nedcniylc Diyarbakır 4. Ağır Ccza Malıkcmesi'ndc yargılanan Diyarbakır Büyükşehir Beledıye Başkanı Osman Baydemir beraat etti. Eskı DEP nıillervekili Leyla Zana'mn gcçcn yılkıNcvruz kutlamalannda yaptığı konuşma nedcniylc 2 yıl hapis cczası almasıyla ılgıli gerekçeli karar da açıklandı. Kararda, tcrör örgütlerinin övülmesinın düşünce açıkJama özgürlüğü kapsamında olmadığı bclirtildi. Soylu'dan Çiller mesajı • Yurt Haberleri Servisi- Dcmokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Tansu Çillcr'c sıyasct mesajı verdi. Bodrum'da, Ortakcnt-Yahşı Beledıye Başkanı Mehmct Kocadon'u zıyarct cdcn Soylu burada yaptığı konuşmada, Tüıkiye'de son günlerde bir çatışnıa ortaını yaratılmak ıstendığıni, hükıimctin de gerginlığı arttıncı tavır ortaya koyduğunu söyledı. Türkiye'nin, bir polis devleti olmasının kabul edilemcyeceğinı vurgulayan Soylu, Çiller'ın partiye dönmcsı yönündc ıstekler ohıştuğunu behrterek "Çiller siyasetc dönmck istiyor, gelmek istiyor ve bu konuda kamuoyu oluşuyorsa başımızın üstiınde yeri var" dcdı. Şimşek'e ret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazmcden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şımşek'in, "kışılık haklarına saldında bulunulduğu" ıddiasıyla gazetemiz yazan Özgen Acar alcyhindc açtığı 10 bin YTL'lik manevi tazmınat davası Ankara 21. AsliyeHukuk Mahkemesi tarafindan reddedildı. Davanın dünkü dunışmasına Şımşek'in avukatı Muammcr Ccmaloğlu ıle gazetemiz yazan Acar'ın avukatı llsu Çatak katıldı. Cemaloğlu, davanın kabulüne karar venlmesini isterken, avukat Çatak ise davanın reddcdilmesinı talep cttı. Yargıç Alımct Metın Tözün, davanın reddedildığinı açıkladı. Belde, 1994'te gerçekleştirilen 'alternatif yılbaşı' kutlamasıyla gündeme gelmişti Çavuşbaşı, tarikatüssü oldu İstanbul Haber Servisi - lsmaılağa cenıaatıııin mer- kezi halınc gelen Beykoz Ça- vuşbaşı beldesi, 1994'te de Cüppeli Ahıııet Hoca'nın tarikatın lideri olduğu dö- nemde yapılan "alternatif yılbaşı" kutlamasıyla gün- deme gelmişti. Tarikat mü- ntlcnnın Vatan gazctesı mıı- habirlerine saldırısıyla ycni- den gündeme gclen Çavuş- başı beldcsinde "Cumhuri- yet Çıknıazr, "Tayyip So- kak "ve "Fetih Sokak" ısım- lerinüı verılmesi tarıkata göz yumulmasının somut göstcr- gesı olarak dcğerlendınlıyor. Cüppeli Ahmct Hoca ola- rak bilinen Ahıııet Mahniut Ünlü tarafindan yaptırılan, • Müritlcıin Vatan gazetesi muhabirlerine saldırısıylayeniden gündeme gelen bcldcde 'Cumhuriyet Çıkmazı', Tayyip Sokak' ve 'Fetih Sokak' isimlerinin vcriimesi taıikata göz yumulmasının somut göstergesi olarak değerlendiriliyor. 15 dönüm arazi içindckı "Fe- tih" külliyesının temelı 1993'te atılmıştı. Orman ala- nı sürcklı yangınlar çıkar- mak yoluyla işgal edılerek ge- nışletildi. İ994'ün yılbaşında Cüp- peli Ahmet Hoca, alternatıf- kutlamalar ıçın lsmaılağa cc- maatmın üyelerını külliye- nm tamamlanan zemın ka- tında toplanmaya çağırdı. Bu toplantıya cemaatlcn bıııler- ce kişı akın cdıncc jandarma müdahülc etti ve külliyenin varlığı resını makamlarca da bilmır hale geldi. Beykoz Çavuşbaşı'ndaki Çengeldere köyünde 20 bin kışılık cami, medrcse ve Ku- ran kursundan oluşan "Fetih" adındakı dev külliye için ce- maat tarafindan 1 trilyona yakın kayııak harcandı. Sit alanmdakı kaçak külli- yenin hemen karşısmda, yine Cüppeli Ahmet Hoca'nm 40 adet tripleks villa inşaatı da birlikte sürdü. 28 Şubat sü- recınin başladığı ilk günlerde külliye mühürlendi, ardın- dan Milli Eınlak'e devredil- di. DSP azınlık hükümeti dö- neminde spordan soramlu Devlet Bakanı Erdoğan Top- rak, bedensel cngelli spor- culann merkezi olması için Maliye Bakanlığı'ndan kül- liyeyi devraldı. Bedensel en- gelli sporculara spor kom- plcksi yapılması için temel at- ma töreni bile yapıldı. Ancak AKP hükümetinin işbaşına gelmesinden sonra spor kompleksi olması bek- lenen külliyenin kapısına yi- ne kilit vuruldu. Sonunda külliye Milli Eğitim Bakan- hğı'na dcvredildi vc lisc oldu. Bu arada Cüppeli Ahmct Ho- ca'ııın 40 tripleks villası da zengin tarikat üyelerine sa- tıldı. Bu villaların yıkımı ko- nusunda kimse gercğini yap- madı. Yeni şeyhe yeni villa 'Orantısızgüç'e suç duyurusu İstanbul Barosu Çağdaş Avukatlar Grubu ve Türkiye Komünist Par- tisi (TKP) tstanbul ll Örgürü, 1 Mayıs'taki saldırılarla ilgili olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, lçişleri Baka- nı Beşir Atalay, lstan- bul Valisi Muammer Güler, tstanbul Emni- yet Müdürü Celalettin Cerrah ve görevlerini kötüye kullanan polisler hakkında suç duyuru- sunda bulundular. Şişli Adliyesi önünde açıkla- ma yapan avukatlar, "Yaşasın 1 Mayıs" slo- ganlarıyla DtSK binası- na yürüdüler. TKP'liler de sorumlulara istifa çağrısında bulundular. Ilıııılı îslam tepkisi AB Komisyonu Başkanı Barroso 'nun Türkiye 'ye ilişkin sözleri tepki çekti. CHP 'li Öymen, Türkiye 'nin 80yıIdır laiklikle ilgili sorunu olmadığını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun "Türkiye'de yaşaııanlar çok önenıli. Sadece kendisi açısından değil, bölgesi ve dünya nüfusunun bü- yük çoğunluğu Müslünıan olan bir ül- kenin yapısal anlamda laik ve dcmo- krarik olmasının mümkün olup ol- mayacağını göstereceği için çok önem- li" şekliııdeki sözlcrı tcpkı çekti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Türkiye'nin 80 yıldan bu ya- na laik vc dcmokratık bir ülke olduğu- nu vurgularken laiklikle sorununun da bulunmadığını söyledı. Öymen şöylc ko- nuştıı: "Bu, AB'nin Türkiye'yi hiç an- lamadığını gösteriyor. Buradaki bü- tün sıkıntı, dinin politikaya alet edil- mesidir. Herkes anayasaya saygı gös- terse hiçbir sıkıntı olmayacak. Yani Türkiye'nin laiklikle Müslümanlık arasında bir tercih yapma sorunu yok" AB'nin Türkiye'deki laik düşün- ce yapısına salıip kışilcri "aşırı laik" di- yc clcştirdiğınc de dikkat çeken Oymcn, "AB, AKP'yi kolluyor, çünkü AKP'den aldıkları tavizlcri şimdiye kadarki hiçbir Cumhuriyet hükü- nıetinden alanıadılar" dedi. Emekli Büyükelçi Turhan Fırat, AB'nin Türkıye'ye yönelık tııtumunda 7aman ıçerisınde değişıklıkler olduğu- nu söyledı. Fırat, "Eskiden 'Türkiye üyc olmak ıçın şunları ycrinc getirmcli' di- yorlardı. Şinıdi 'Türkiye AB üyesi olacak şekilde gclışecek mı gelişmeye- cek mi' demeye getiriyorlar" dedi. Fı- rat, hükümetın Barroso'ya ne demek is- tediğini sorması ve bu yaklaşımın kabul edilemeyeceğini iletmesi gerektiğini de vurguladı. Fırat, AKP'nin iktidara gel- mesinin ardından laik Cumhuriyetin içinin boşaltıldığını vurguladı. 'AKP gurur duysun' Emekli Büyükelçi tnal Baru, AKP ile birlikte ortaya ılımlı Jslam söyleminin çıktığına dikkat çekti. Batu, "AKP'nin dini siyasete alet etmesiyle birlikte ye- ni bir bahane daha ortaya çıktı. On- ceden Kıbrıs ve Ermeni sıkıntısı söy- leniyordu. Şimdi de ılımlı tslam ko- nıısıınu gündeme getirecekler. Şimdi AKP kendisiyle iftihar etsin" dedi. Ismailağa cemaatinin lide- ri Mahmut Hoca'nın da bu- rada iki villa almasıyla Ça- vuşbaşı yine tarikat yuvası olarak gündeme oturdu. Mah- mut Hoca olarak bilinen Mahmut Ustaosmanoğlu için tarikatın 3 miiridi, şeyh- lcrinı Çavuşbaşı'na getirmek amacıyla 2006'da harekete geçti. Önce ilk kez bilgisayarlı Kuran kursu sistemine geçen, çağdaş imam hatipli Yusuf Demirci'nin zorla tayini sağ- landı. Tarikatın görevlendir- diği kişi için müftülükten "Fahri Öğretici" yazısı alıp camıde imarna yardımcı yap- tılar. Müfredat dışına çıkan fahri öğreticiye tepki gösteren Demirci, müftülüğe başvura- rak fahri öğreticiyi uzaklaş- tırdı. Bunun üzerine Nakşibendi tarikatının lsmaılağa kolu, imam Demirci aleyhine imza topladı. 500 haneli beldede 20 imzayla il müftülüğüne baş- vuran müritler, Demirci hak- kında soruşturma açtırdı. Ma- hallelinin imamı isteyen 350 imzalı dilekçesi ise sorunu çö- zemedi. Demirci, 2007'de bir başka camiye atandı. Sank ve cüppe baskısı Mahmut Hoca'nın semte taşınmasıyla cuma ve pazar günleri sarıklı, cüppeli ve kara çarşaflı tarikat üyeleri mahalleye akın etmeye baş- ladı. Baklacı Mahallesi sa- kinleri birbildiri hazırlayarak cuma ve pazar günleri öğle namazı sırasında Çavuşbaşı Fazilet Camisi'ne gelen sa- nklı vc cüppeli kişilcrin ken- dilerine baskı uyguladığına dikkat çektiler. Bildiride, daha önce Fa- tih'in Çarşamba beldesinde oturan ve Nakşibendi tarika- tı lideri Mahınut Ustaosma- noğlu'nun 2007 Mayısı'nda yaklaşık bir milyon Avro de- ğerinde iki binayı satın alarak bu bölgeye yerleştiği vurgu- landı. Çavuşbaşı Bcldc Bcledi- yesi'nin 9 Şubat 2000'de al- dığı kararla tarikat merke- zindeki sokaklann adlan de- ğiştirilerek "Cumhuriyet Çıkmazı", "Tayyip Sokak" ve "Fetih Sokak" isimlennin vcrilmesiyle ilgili değcrlen- dirme yapan Belediyc Baş- kanı Hanefi Dilmaç, "Sokak isimlerinin verilmesinde yanlışlık olmuş. Ana cad- delere verilnıesi gereken isimler çıkmaz sokaklara verilmiş. Böyle bir isim ol- mamah" dedi. 'İŞÇİ S1NIFININ DAYANIŞMASI SAĞLAN1R' Sendikalaryabancı sendika kurulmasına itiraz etmedi ÇelebVdengeçmiş olsun ziyareti DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 1 Mayıs günü polis nıü- dahalesi sonucu kolu kırılan muhabir arkadaşımız Ali Deniz Uslu'yu ziyaret etti. Uslu'ya geçmiş olsun dileklerini ileten Çelebi, sorumluların bir an önce yakalaııarak cezalandırılma- sını istedi. Çelebi, gazetecilerin çok zor şartlar altıııda çahştı- ğını söyleyerek, 1 Mayıs'ta polisin medyaya yönclik sert tııtu- munun halkııı haber alnıa özgürlüğünü de engıilediğini be- lirtti. Çelebi, sürecin takipçisi olacaklarını vurgulayarak bir daha böyle olumsuzluldarın yaşanmanıası dilcğindc bulundu. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yabancılara Türkiye'de sendika kurma yolunu açan sendi- kalar yasa tasansı işçi sendikala- rından destek buldu. Sendikalar düzenle- meyle "tşçi sınıfımn daha geniş bir zemin- de dayanışmasının sağlanmış olacağı" gö- rüşünde birleşti. Hükümetle yapılan görüşmelere DİSK adı- na katılan Genel Sc- kreter Yardımcısı Pe- rihan Sarı, yabancıla- ra sendika kurucusu ol- ma hakkının AB uyum süreciyle bağlantıh olduğunu, mütekabiliyet esasına göre birlik üyesi ülkelerden birinin vatandaşınm bir diğer ül- kede sendika kurabilcccğini söy- ledi. San, "Bunlar korkulacak • Tasarıya destek veren sendikalar "işçi sınıfının dayanışmasının sağlanmış olacağı" görüşünde birleşti. konular değildir. Olayı işçi sını- fının dayanışması şeklindc yo- rumlamak lazım. Yabancı ser- maye nasıl gelip örgütleniyorsa, uluslararası bir işçi fe- derasyonunun Türki- ye'de temsücilik açma- sı da işçi sınıfıyla daya- nışma anlamını taşı- yor" dedi. Görüşmelerde kendi- leri için önem taşıyan bir konunun da işletme ve iş- yeri barajı olduğunu be- lirten San, ışyerinde top- lusözleşme yapabılmek için işçilerin yandan 1 fazlasının, işletmelerde de tek tek işyerlerinde örgütleııme ve işçile- rin yandan 1 fazlasının üye olma- sı gerektiğini ammsattı. San, bu oranın daha aşağılara çekılmcsini ıstedıklerini söyledi. DUZ YAZI ORHAN BİRGİT Yargıtay Başkanrndan Geciken Adalete Eleştiri Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, bir sempozyum için gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin başkentinde, yargı sisteminin iş yükünden sıkıntısı olduğunu yineliyor. Yar- gıtay'a yılda 1 milyonun üstünde dosyanın gel- diğini söyleyerek bu durumu, "dünyanın hiç- bir yerinde olmayan bir rakam" olarak açık- lıyor. Gerçeker'in hemen herkes tarafindan bilinen şikâyetleri arasında anayasal sistemde var olan güçler ayrımına son zamanlarda özen gösteril- memesini çağrıştıran kimi eleştiriler de var. Ay- nntıya girmiyor ama; sanırım bilinen çevreler ta- rafindan sık sık kullanılan "yargıçlar hüküme- ti" türünden suçlamalara güçler ayrımına özen göstermeyen ve her sorunu iktidarda olan er- kin arkasındaki oy oranı ile çözmek isteyenle- re de örtülü yanıtlar veriyor. Başkan, "kuvvetler ayrılığı ilkesinin sağlıklı olabilmesi için mutlaka yargı bağımsızlığının olması gerekir" diyor. Ama bununla da yetin- meyerek bu görüşünü güçlendirmek amacıyla şöyle devam ediyor: "Yani bağımsız bir yar- gıda yürütmenin, yani hükümetin etkisi ol- maması lâzım." Sayın Gerçeker'in bu uyarı anlamındaki söz- leri bir genellemeyi mi içeriyor? Yoksa özel- likle Başbakan'ın 3 Mayıs günkü Milliyet'te yer alan o, "Danıştay saldırısında bütün kanıtlar Ergenekon'u gösteriyor" açıklamasında sal-" dırı davasını karara bağlayan Ankara Ağır Ce- za Mahkemesi'ne yönelmiş olan şifreli siteme yüksek yargının tepkisini mi? Yanıtı okurların değerlendirmelerine bırakarak Gerçeker'in Yargıtay'da çoğalan işgücü ile ilgili sözlerinin asıl anlamını aramayı sürdüreyim. Yılda 1 milyon dosyayı karara bağlamakla yü- kümlü olan yüksek yargı, elinde olmayan ne- denlerle adalet dağıtımını geciktiriyor. Oysa ge- ciken adaletin adalet olamayacağını en iyi bil- mesi gerekenler de yine adalet mensuplan de- ğil mi? Yani yargıçlar ve savcılar. Yargıtay Başkanı, yargıya güven olması için yargının iyi çalışmasının üstünde duruyor. Söz buraya gelmişken dünkü Hürriyet ga- zetesinde yer alan bir yargı haberini büyüteç al- tına alayım. 11 aydır adalete hesap vermek için beklemek(!) Ünlü, ama doğrusu benim ne olduğunu tam olarak anlayamadığım Ergenekon soruştur- masının 41 tutuklu sanığından ikisinin 11 aydan bu yana kaldıkları Tekirdağ F Tipi Ceza- evi'nden getirilerek yeniden sorgulandıkları ile ilgili bir haber bu. Çok partili yaşama geçilmesinden bu yana In- san Hakları alanında hâlâ sorunlar yaşayan bir ülkenin bireyleri olarak her zanlının bir an önce yargıç önüne çıkmasının kişinin en doğal hak- kı olduğunu 2008 yılında bile bir yazının konu- su yapmak, hepimize acı vermelidir. Ben 6-7 Eylül olaylarında Kıbrıs Türktür Ce- miyeti'nin yöneticileri olarak İstanbııl Sıkıyö- netim Komutanlığı tarafindan tutuklananlar ara- sındaydım. Adı üstünde sıkıyönetim; yani demokratik hak- ların ve yasaların askıya alındığı olağanüstü bir dönem. Harbiye Askeri Cezaevi'nde sorgusuz sualsiz yatıyoruz. Bizımle görüşmeleri caydırı- cı önlemlerle engellenen avukatlarımızdan ge- len haber doğrultusunda ortak bir telgraf ile du- rumumuzu CHP Genel Başkanı Ismet Inönü'ye duyurduk. Sıkıyönetimin uzatılması için TBMM'de yapılan görüşme sırasında rahmetli inönü, kürsüye çıkmış ve "Hikmet Bila, Oıtıan Birgit, Hüsamettin Canöztürk, Nedim Üstdiken ile arkadaşların- dan bir telgraf aldım. En masum insan hak- kını kullanmak istiyorlar. Yargı önüne çıkmak istiyorlar" demişti. Ismet Paşa'nın bu uyarısı, etkisini gösterdi. Yargılanma sürecinin başlamasına hız verildi. O zamandan bu yana, bu "en masum insan hak- kı"na niçin duyarlı olunması gerektiğini, kendi özgürlüğü açısından test etmiş bir kişi olarak özellikle savunuyorum. Türkiye, elbette ABD'nin 11 Eylül sanıkları- na reva gördüğü Guantanamo düzeninin uy- gulandığı bir ülke değildir ve olamaz. Söz ko- nusu soruşturmanın yürütülmesinde görev alan savcı sayısı yetersiz ise, o eksikliği tamamlamak, özellikle Adalet Bakanlığı'nın görevi olmalı, zan- lıların içinden yargı aşaması sırasında aklana- cak; ya da tutuklu kaldıklan süreden az ceza ala- caklar karşısmda o hep övünerek söylediğimiz "hukuk devleti" olma tutkusu kâğıt üzerinde kal- mamalıdır. Devlet hlç ml pardon demez? Biz Türk vatandaşları, devletimizin herhangi birimiz için acımasızca uyguladığı o özgürlük- lerimizi kısıtlama önlemlerinden sonra, yargı önünde aklanmış olmayı yeterli mükâfat olarak kabul etmeye öylesine alışmışız ki... özellikle po- litik davalarda, haksız yere elimizden alınmış olan özgürlüğümüz için hesaplaşmayı nedense hep öteki dünyaya bırakıyoruz. Başbakan, bu Ergenekon soruşturması için konuşmalarında adeta özel bir şifre kullanıyor. Olayı sıradan bir çete girişiminin ötesinde reji- me yönelik sağlam altyapısı olan büyük bir teh- dit olgusu gibi sunmaya özen gösteriyor. Ken- disıne yakın olan ve özel bir akşam yemeği ma- sasında birlikte söyleşme imtiyazına mahzar kıl- dığı gazeteciler de, bizim gibi konunun cahili du- yarsız meslektaşlarını eleştiri hedefi yapmayı alışkanlık haline getiriyorlar. Belki de, özellikle bu iki nedenle, ben de artık bu 11 aydır süren soruşturmanın, bir an önce dava aşamasına gel- mesini merakla bekliyorum. Hem de öyle bazı çevrelerin "Bu davanın açıl- ması ağustos ayını bulur" demelerinin altın- da özel bazı anlamlar da aramadan... Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle