04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 2008 PAZARTESİ 6 HABERLER YTL ’nin aşırı değerlenmesi ve maliyetlerin yükselmesiyle ihracatı da duran esnaf zararına satışlarla çıkış yolu arıyor Tahtakale’ de kepenkler iniyor ? Türkiye’yi de sarsan küresel kredi krizinden Tahtakale esnafı da nasibini aldı. YTL’nin aşırı değerlenmesi, nakliye ve üretim giderlerinin yükselmesi, siyasi çalkantılar, enflasyonda dengelerin kurulamaması, Çin mallarının etkisi Anadolu’dan gelen müşterinin ayağını Tahtakale’den kesti. Maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle ihracatı durduran esnaf ithalatçı oldu. MURAT GÜLDEREN Anadolu esnafıyla ticaret bağları kopan Tahtakale, hükümetin esnafı ihracatçı durumdayken ithalatçı konuma düşürdüğünden yakınıyor. İplikçisinden plastikçisine, züccaciyecisinden oyuncakçısına kadar Anadolu’ya mal veren çoğu esnaf “Eskiden Anadolu’ya gidecek kamyonlar hemen her gün kuyruk oluştururdu. Şimdi ise koskoca Tahtakale’de Anadolu kamyonları birkaç taneyi geçmiyor” diyor. 30 yıldır Tahtakale’de esnaflık yapan oyuncakçı Azam Özkan, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte kâr ve ciroda her yıl kayıp yaşadıklarını belirterek “YTL ’nin aşırı değer kazanması maliyetlerimizi aşırı ölçüde yükseltti. Burada üretilen bir ürünü dışarıdan getirtmek daha mantıklı geliyor. Ancak çok ucuza mal satmamıza rağmen insanlar ellerini ceplerine sokamıyor” diye konuştu. Hükümetin yanlış para politikasının iç piyasayı tamamıyla tıkadığını vurgulayan Özkan, “Anadolu da bizden mal alana kadar Uzakdoğu’yu, Rusya’yı tercih ediyor. Bu da bizim üretimimizi düşürmemize neden oluyor” dedi. Tahtakale esnafının yüzde 60’ından fazlasının iflas ettiğini de iddia eden Özkan, şöyle konuştu: “Kimse artık çek senet ödeyemiyor. Vadeler uzatılabildiği kadar uzatılıyor. Fiyatlarımız yıllardır yerinde sayıyor. Kiralar ödenemiyor. Siftah dahi yapılamayan günler olabiliyor. Çark artık dönmüyor. Hedef kâr etmek değil borçları kapatmak, eve ekmek götürebilmek oldu. Esnafın buna rağmen burada kalma nedeni sırf piyasadan silinmemek.” İDDİ NAKİT SIKINTISI YAŞIYORUZ tada sattığımız ürünleri şimdi 3 ayda zor satıyoruz” dedi. İsmini vermek istemeyen tekstil makineleri satıcısı ise “Tahtakale’de birçok esnaf kepenk indirdi. Dükkânı terk eden esnafın yerine bir başkası gelmiyor. Uzun süredir birçok dükkân boş. Ciromuz her yıl yüzde 50 oranında azalıyor. Siftahsız günlerimiz oluyor” diye konuştu. ‘Cirom yüzde 70 azaldı’ POsman lastikçi esnafı Avşar “Benim iki yıl önce yaptığım cirodan tam anlamıyla yüzde 70 oranında azalma oldu. Bunun sebebi siyasi gerginlikten, global piyasadaki çalkantılardan, bankaların kontrolsüzce kredi kartı dağıtmasından ve hükümetin para politikasından kaynaklandığını görüyoruz. Eskiden Anadolu’ya mal götürmek için buraya gelen kamyonlar sıraya dizilirdi. Şimdi ise haftada 510 araba ancak geliyor” dedi. SATIŞLAR ZARARINA Tahtakale’den Bağcılar’daki İSTOÇ Ticaret Merkezi’ne taşınan esnaflardan plastik üreticisi Ahmet Zengin de şu sıkıntıları aktarıyor: “İSTOÇ’ta yer alan 4 bin 500 dükkânın yüzde 60’ı ise dolu gibi görünüyor. Ancak siftah etmeden dükkân kapatanlar var. Enflasyon yok diyorlar ama hammadde fiyatları olağanüstü derecede arttı. Pasta o kadar daraldı ki insanlar artık zararına satış yapıyor. Dönen çek senetlerin haddi hesabı yok. Kimse yarın ne olacağını bilemiyor. İSTOÇ’taki en büyük fabrikalarda dahi vardiyalar üçte bire düştü.” C Tahtakale’de tuhafiye ve aksesuvar ürünleri satan Feyyaz Bayar da son yıllarda cirolarında dörtte üç oranında bir düşüş olduğunun altını çizerek “Satışlarımız gün geçtikçe azalıyor. Ciddi nakit sıkıntısı yaşıyoruz. Anadolu’da da durum aynı. Onlar da ellerindeki ürünleri satamıyorlar. Mal fazlaları var. Önceleri 1 haf Günü siftah bile yapamadan kapatan yurt esnafı 2000 krizinde yaşanan yazar kasa eyleminin tekrar edilebileceği uyarısını yapıyor ‘Durgunluk değil kriz yaşıyoruz’ Yurt Haberleri Servisi Ekonomideki kriz derinleşirken bundan en çok yarayı esnaf alıyor. 2001 krizinden daha kötü durumda olduğunu anlatan esnaf, hükümete isyan ediyor. Birçoğu günü siftahsız kapatıyor, bazıları da çözüm olarak çalışanlarını işten çıkarıyor. İşsiz sayısı her geçen gün artarken akşam evlerine ekmek götürebilenler kendilerini şanslı sayıyor. Büyük bölümü ise yarının daha da kötü olmasından endişe duyuyor. Yurdun çeşitli kentlerindeki muhabirlerimizde farklı alanlarda ticaret yapan esnafla görüşerek sorunlarını aktardı. Esnaf, ekonomik krizle ilgili sıkıntılarını şöyle dile getirdi: ‘Sonu isyana gider’ Gaffar Şen (Elektronikçi, 49/Mersin): En büyük krizde bile bu kadar durgunluk yaşamadık. Burası dönmezse, yazarkasayı götürüp Başbakan’a vermek zorunda kalacağız. Bunun sonu isyana gider. hizmetlerinden yararlanamıyor, ilaç alamıyoruz. Böyle devam ederse, işletmemizi kapatmak zorunda kalacağız. Faruk Kara (Tüp bayii, 33): Eskiden günde 80 tüp satıyordum. Şimdi 2530 tüp ancak satabiliyoruz. Bunların çoğu da veresiye. Bir yıl önce 30 kişi çalışıyorduk, şimdi 8 kişiye düştük. Gelinen nokta çok kötü. Halit Yeşilbaş (Su bayii, 37): Başbakan milli gelirin 9 bin dolara çıktığını, enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü söylüyor. Alakası yok. Su temel ihtiyaç malzemesi. Bizim işimiz kötüyse, diğerlerini hak getire. Her geçen gün işlerimiz daha kötüye gidiyor. Giderlerimiz artıyor ama biz zam yapamıyoruz. Zaten zam yapsak, hiç satış yapamayız. Her gün geçmişi daha çok arıyoruz. Holdinglere 1 kuruş faizle kredi veriyorlar, bize 10 lira faizle kredi veriyorlar. Bu iş kepenkleri indirmeye kadar gider. Ersan Erbaş (Oyuncakçı, 27): Bırakın 50 liralık oyuncak satmayı 50 kuruşluk oyuncak satmadan dükkânı kapattığım oluyor. 4 ay öncesine kadar karın tokluğuna işletiyordum bu dükkânı şimdilerde boğazımdan kısarak işletiyorum. Mehmet Aziz Algüllü (Mobilyacı; 61): Şu an yaşadığımız durgunluk değil, kriz. RDU: Doğan Enginyurt (Terzi): 33 yıllık esnafım, ilk defa gelecekten umudum kalmadı. 2001 krizinde üniversitede 2 çocuk okutuyordum, şimdi ikisi de iş sahibi, yine geçinemiyoruz. Gelecek yılın fındık parasını bile aldığım borçlar nedeniyle şimdiden tükettik. ‘2000 krizini arattı’ Galip Oral (Boya satıcısı/Ordu) : 2000’li yılların başında yaşadığımız krizleri arar olduk. O dönem bile bu kadar sıkıntı yaşamadık. Raflardaki malı satıyoruz, sattığımız fiyatın yüzde 50 fazlasına yenisini alamıyoruz. Bu kriz kolay kolay atlatılmaz. sonra sürekli gerilemeye başladı. İsmail Kayırgan (Demir atölyesi işletmecisi, 53): Demir atölyesinde aynı aileden üç kişiyle birlikte çalışıyoruz. Küçük ve orta büyüklükteki atölyeler şimdilerde aile üyelerinin çalışmalarıyla ayakta kalmayı başarıyor. İmalat sektöründe faaliyet gösteren küçük atölyeler kâr beklentisi olmadan sadece kapanmamak için mücadele ediyor. Ziya Samancı (Yorgancı, 44): Yorgan, yastık ve tekstil üzerine babadan kalma atölyemizde imalat yapıyoruz. İmalatçı açısından her geçen yılın bir önceki yılı aratır hale geldi. 2001 yılına kadar bu imalathanede dört işçi çalışıyordu. Şimdi ise ben ve oğlum, atölyemizi ayakta tutarak karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Mustafa Adalı (Ayakkabıcı, 37): Artık, insanların kılık kıyafetlerini yeniledikleri bayramlar öncesinde bile satışlar durgun. Girdi masraflarının artması ve vergiler belimizi büküyor. Var olan imalatçılar krizlere dayanmaya çalışıyor. ANTALYA: Yılmaz Şahin (Konfeksiyon mağazası sahibi, 39): Ben her şeyimi bu mağazada kazandım, şimdi her şeyimi de yine de burada kaybediyorum. En kötüsü umutsuzluk. Yarına dair umudum yok. Bitmiş durumdayız. Zaten Antalyalıların gelip alışveriş yapmasını beklemiyorum. Onlarda da para yok. Ama hemen karşımdaki durakta günde onlarca turist otobüsü geliyor. Hiçbiri de bu mağazalara girmiyor. Murat Şimşek (Kuyumcu,24): Baba mesleğini 10 yıldır sürdürüyorum. Ama iş yok. Neredeyse yüzde 3040 oranında azaldı. Para kazanmıyoruz. Ancak temel ihtiyaçlarımızı giderecek kadar cebimize para giriyor. Önümüzdeki günlerde daha da kötü olmasından endişe duyuyorum. Şevket Türkay (Şekerlemeci, 50): Ben yaklaşık 20 yıldır bu işi yapıyorum. Ekonominin en kötü gittiği dönemlerden birini yaşadığımızı düşünüyorum. ğu İskenderun Otogarı’na 10 dakikada bir yolcu zor geliyor. 3 yıl öncesine kadar günde 120 otobüsün kalktığı İskenderun Otogarı’nda, şimdi günde 6070 araç kalkıyor. Bunların doluluk oranı da yüzde 40. Her gün birileri yok oluyor. Personelimiz yüzde 30 azaldı, ciromuzdaki azalma ise yüzde 70’e ulaştı. Vasfi Eroğlu (Parfümeri, 52): 25 yıllık esnafım. Ve bugünkü tabloda esnafın durumunun hiç iyi olmadığını biliyorum. İşler çok durgun ve buna karşın maliyet girdileri arttı, kazanç da düştü. Esnaf, devlete ve masraflarını karşılayabilmek için çalışıyor. 2001 krizinde yazar kasa fırlatan esnafın bugünkü durumu, o dönemden çok daha kötü. Giderek de kötüye gidiyor. 20072008 MART Kapanan şirket sayısı yüzde 53 arttı Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin, Açılan Kapanan Şirket İstatistiklerine göre, 2008 yılı Mart ayında 2007 yılı Mart ayına göre açılan şirket sayısı yüzde 1.61 oranında azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 53.07 oranında artış gösterdi. 2008 yılının ilk 3 ayı incelendiğinde ise geçen yılın aynı dönemine göre açılan şirket sayısının yüzde 3.15 arttığı, kapanan şirket sayısının da yüzde 22.94 arttığı ortaya konuldu. İstatistiklere göre, 2007 yılının ilk 3 ayında 29 bin 8 şirket açılıp, 10 bin 629 şirket kapanırken, 2008 yılının aynı döneminde, 29 bin 923 şirket açılıp, 13 bin 67 şirket kapandı. Ocakmart dönemi iller bazında incelendiğinde en fazla şirket 10 bin 759 ile İstanbul’da açılırken, 3 bin 239 şirket kapandı. Aynı dönemde, Ankara’da 983, İzmir’de 538, Ardahan’da 961, Adana’da 955, Muğla’da 595 şirket kapandı. ESKİŞEHİR: Rıza Taşdelen (Kuyumcu): Bir yıl içinde çarşıda 7 kuyumcu işi bıraktı. Bu gidişle daha da bırakacak olanlar var. Kimse altın almıyor. Herkes altın satmaya geliyor. Altın almaya para yetiştiremiyoruz. Behçethan Aktaş (Lületaşı işletmecisi): Piyasalarda müthiş bir durgunluk var. Lületaşı dünyada sadece Eskişehir’de çıkıyor. Ama ekonomideki durgunluk, lületaşı piyasasına da yansıyor. Umudumuz turizm için ülkemize gelen yabancılarda. Yabancı turistler de olmasa, her halde lületaşı yok olur. Figen Aksoy (Bijüteri): Son altı ayda işler yüzde 80 civarında azaldı. Yaptığımız satışlar ile dükkânın kirasını, çalışanların maaşlarını ve giderleri çıkaramıyoruz. Bütün esnaf cepten yiyor. Yetkililerin, ekonominin kötü gidişini görmeleri gerekiyor. Batmamız, herkesi etkiler. Suat Er (Eskişehir Şoförler Odası Başkanı): Kamyoncu esnafı yok oldu. Mazot parası bulamayan kamyoncu, mazota yağ karıştırarak, giderlerini düşürmeye çalışıyor. Kamyonun ömrü kısalıyor ama, kamyoncu yaşamak için bu işi yapmaya mecbur. O MERSİN: Ali Karadaş (Züccaciyeci, 52): Ben 30 yıllık esnafım. 70’li yıllardaki krizde de, 1991’deki Kuveyt krizinde de bu kadar kötü olmamıştık. Son iki gündür siftah yapamadan dükkânı kapatıyorum. Birisi üniversitede 3 çocuk okutuyorum. Şu an cebimde 80 kuruş var. Yerine göre kâr marjı almadan mal satıyorum. Sırf hareket olsun diye. Ama bu da yetmiyor, satış yapamıyorum. Osman Özdoğan (Mobilyacı, 39): BURSA: Özgür Güneş (Market/kantin işletmecisi, 32): Geçen yıla oranla satışlarımızda yüzde 35’lik bir düşüş oldu. Giderlerimiz ise yüzde 50’yi aştı. Kira, vergi gibi maliyetlerimiz sürekli artıyor. Ekonomide hükümetin bahsettiği pembe tablodan eser yok. İşler o kadar kötü ki, BağKur primlerini ödeyemez duruma geldik. Bu nedenle sağlık KONYA: Hasan Acıbadem (Branda imalatçısı, 34): Son altı yılda küçük esnaftaki istihdamın azalması yüzde 60’lara vardı. Şu anda işyerimizde işçi çalıştıramıyoruz. Kapanmamaya karşı direniyoruz. Eskiden altı işçi istihdam ediyorduk. Şimdilerde ise sadece kendimiz çalışıyoruz. 2003 yılına kadar artarak devam eden işler, 2003 yılından İSKENDERUN Ahmet Coşkun (Şehirlerarası yolcu taşımacılığı işletmecisi, 50): 35 yıldır şehirlerarası yolcu taşımacılığı işletmeciliği yapıyorum, ama sektörün yaşam savaşı verdiğini ilk kez görüyorum. 14 şehirlerarası firmanın bulundu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle