23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2008 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Anadil ve Anadili Eğitim dili, tüm ülkelerde, temsil yeteneği olan resmi dille yapılır. Örneğin, Anglelarla (İngiliz) tarihleri boyunca kavga eden İrlandalılar, bağımsız cumhuriyetlerinde bile İngilizce eğitim yaparlar. Çocuk, dışarıda İrlandaca (Irish) konuşur, ama okulda İngilizce. Unutmayalım, dil, gerçekliği yeniden oluşturur. il, ilkel toplumdan en gelişmiş topluma değin her insanın düşüncesini anlattığı toplumsal bir yapıdır. İnsanın ekinsel ve bilimsel donanımının bir parçasıdır. Bu donanımın en belirgin parçası da “anadili”dir. Anadilinin ne değin önemli olduğu, Carmichael’le çalışma arkadaşlarının çalışmalarında, deneysel olarak kanıtlanmıştır (bkz. Manuel de Psychologie de l’enfant, v. II, p. 887, P. U. F. 1952). Bu elkitabı (manuel), çocukların konuşmaya başlamaları üzerine değerli çalışmaları da içeriyor. Çocukların konuşmaları üzerine çalışma yapan D. Maccarty‘nin bulguları çok önemlidir. D. Maccarty, en erkencilerin “kız çocuklar” olduğunu gözlemlemiş. En önemlisi de yetimhanelerden ve kurumlardan gelen çocukların en geç konuştuklarını saptamasıdır. Bu çalışma, ailenin, insanın ekinsel donanımında ne değin önemli olduğunu gösteriyor. Ben, çocuk yuvalarındaki yavruların göz dillerinin, mimiklerinin bile nasıl ürkek ve çekingen olduğunu, acılarla gözlemlemişimdir. Dil, düşüncenin kendisidir. Gözlerin diliyse, insanın iç düşüncesinin yansısıdır. Ancak düşünce dil durumuna gelince, artık düşüncenin yasalarını yansıtmaz. Dilin yasaları, düşüncenin yasalarından ayrıdır. Düşünce, güç ve karmaşık bir durumla ya da sorunla karşılaştığında, kendiliğinden, evrensel amacı en iyi yansıtan “dil”e yönelir. Bu da “anadili”dir. Alain‘in söylediği gibi, anlağın (zihin) tüm olanakları dile mahkumdur. Dil, gerçekliği yeniden oluşturur. Öncelikle, eğitim ve öğretim izlencelerinde dilin bu işlevi etkin biçimde ortaya çıkar. “Eğitim ve öğretim anadille yapılmalıdır.” Bu önermedeki “anadil” kavramı, dilbilimine aykırı bir kavramdır. Çünkü “anadil” kavramıyla “anadili” kavramı birbirinden çok farklıdır. “Anadil” (Fr. langue mère), kendisinden bir ya da birçok dilin türediği “kök dil”dir. E. Sapir, “Le langage” adlı yapıtında, ekin Boşa Giden Yarım Yüzyıl!.. “Devrimin amacı, ülkenin tam bağımsızlığını gerçekleştirmek, halkın mutluluğunu sağlamak, gerçek bir halk yönetimi kurmak ve çağdaş uygarlığın düzenine varmak...” İşte 1961 yılı Haziran’ında yayımlanan Yön bildirisinde yer alan başlıca istekler: “Önce toprak reformu, köylü toprağın sahibi olacak; ortaçağdan kalan her türlü ilişki, bey, ağa, şeyh, tefeci yok edilecek; Herkes mesken sahibi olacak, kıyıların yağmasına son verilecek; Yeraltı servetlerimiz, büyük maden kaynaklarımız yabancı egemenliğinden kurtarılacak; Büyük sanayi devlet eliyle kurulacak.. bankalar, sigorta şirketleri devletleştirilecek; Dış ticaret devletleştirilecek; Vatandaşa insan haysiyetine yaraşır bir yaşama düzeyi ve güvenliği sağlanacak; İnsan sağlığı ticaret konusu olmaktan çıkarılacak. Halk çocuklarına en geniş okuma olanağı sağlanacak, kalkınmaya dönük ulusçu ve halkçı bir eğitim devrimi gerçekleştirilecek; Bütün irtica yuvaları kurutulacak; Devlet halkın hizmetinde olacak. Devlet yönetimi halkçı bir düzenle yeni baştan kurulacak. Eşit işe eşit ücret ilkesine dayanan personel devrimi yapılacak, Ülkenin dış ilişkileri ulusal savunma stratejisine göre yeniden düzenlenecek. Dış politika bütün devletlerle dostluk ve barış içinde ülkenin tam bağımsızlığını sağlamaya yönelecek, her türlü bağımlı ilişkilere son verilecek.” ??? İlhan Selçuk 12 Haziran 1970 günlü yazısında şöyle demişti: “Bu sıralanan tedbirlerin birine bile ‘hayır’ diyebilecek bir yurtsever düşünemiyoruz.” ??? Aradan tam 48 yıl geçti. O bildiriyi imzalayanların çoğu hâlâ yaşamakta. Bilmem o kişiler o zamanki görüşlerini koruyorlar mı, yoksa çoktan başka havalara mı girdiler. İstenen devrimci atılımların biri bile gerçekleşmediği gibi, tam ters uygulamalarla, yorumlamalarla tam bağımsız, halkçı bir Türkiye hayalleri, bugün bir masal gibi! ??? “Bütün yurtseverleri Atatürk geleneklerine uygun bir kenetlenme içinde eylem beraberliğine çağırıyoruz.” “Yön” bildirisi bu sözlerle biter! Boşa akıp gitmiş yarım yüzyıl sonra bile etkisini duyuran bir acı sesleniş!.. (Bu konuda daha çok aydınlanmak isteyenler, Muzaffer Ayhan Kara’nın “Yön’ün Devrim’i Devrim’in Yönü” kitabını okusunlar. Cumhuriyet Yayını) D Vecihi TİMUROĞLU ışığının yayılmasında başrolü oynayan beş dil olduğunu yazıyor: Eski Çince, Sanskritçe, Arapça, Grekçe ve Latince (bkz. agy, p. 191). Ekin ışığının yayılmasında bu diller değin rol oynamamasına karşın Türkçe de bir “anadil”dir. Estonca, Kırgızca, Uygurca, Kazakça vb. dillerin kök dili Türkçedir. “Anadili” (Fr. langue maternelle) insanın içinde doğup büyüdüğü toplumda, ailede öğrendiği dildir (bkz. Berke Vardar ve arkadaşları, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1980, Ankara). Anadili bilinci, toplumun ekinsel varlığını ve dilini, yabancı ekinlere ve dillere karşı korur. Anadil tektir Anadil (langue mère), bir kimse için öğrenime bağlıdır ve tektir. Ancak, “anadili” (langue maternelle) için durum farklıdır. İnsan, ikidilli de (bileng) olabilir. İlk çocukluktan başlayarak iki dilli ya da daha çok dilli (poliglot) yetişebilir. Aile içinde ve çevresinde, iki dili birden kılgılı (pratik) olarak öğrenir. Böyle insanlar, çocukluklarından başlayarak iki ya da daha çok dili kullanırlar. Çocukların ikidilliliği, ailesel olabileceği gibi, aile dışı da olabilir. Tek dilli (unileng) bir ailenin çocuğu, aile dışı ilişkilerinde, ikinci bir dili kullanmak durumunda kalabilir. Örneğin bir Türk çocuğu, uzak çevresinde alışveriş yaparken zorunlu olarak Zazaca, Çerkezce ya da başka bir dili öğrenebilir. Ayrıca aile içinde de ikinci bir dili kullanabilir. Örneğin Diyarbakırlı bir ailenin çocuğu, doğumundan başlayarak Türkçeyi ve Kürtçeyi birlikte kullanabilir. Hem de aile içinde. Bir de okulda ikidillilik söz konusudur. Örneğin, Almanya’ya göç etmiş bir Türk ailesinin çocuğu, aile içinde ve çevresinde Türkçe konuşurken okulda Almanca konuşur. Demek, ikidillilik birçok durumda oluşabilir. Ancak ailede fark gözetilmeksizin kullanılan iki anadili ikidillilikten farklıdır. Anadili, başka bilgilerin öğrenilmesinde güçlük çıkarmaz, oysa öbür iki durum, çocukta ruhsal sarsıntı yaratabilir. Çünkü ulusal bütünlük içinde oluşan ikidillilik, farklı iki düşünce dizgesi arasında “gidip gelme” yaratmaz, ama Atina’da doğup büyümüş bir çocuk, Türkiye’ye geldiğinde, okulda iki ayrı düşünce dizgesi arasında Yunanca ve Türkçe gidip gelir. Ulus toplumunun iki anadilili doğmuş çocuğu için eğitimde uyumsuzluk söz konusu değildir. Böyle bir güçlük, eğitimin yetersizliğinden kaynaklanır. Bu yüzden, ulus toplumunun eğitim dili parçalanamaz. İki anadilinden temsil yeteneği olanı, eğitim dili olur. Çünkü, o anadili, yüzlerce yıl, toplumun devlet dili olmuş, ekinsel ve bilimsel birikimini sağlamıştır. Alevi Kürt, hiçbir zaman, Kürtçe “gülbeng” okumaz. Dede, cemde Kürtçe öğütler verir, ama sazı eline aldığında, Türkçe gülbeng okur. Çünkü onun yaşam biçimini, inanç dizgesini temsil eden dil Türkçedir. İkinci “anadili”, kaynağında, yüzlerce yıl, eğitim ve öğretim kurumlarında temsil edilmediğinden, türkülerini bile ortak söylemişlerdir. İkinci anadilinde, önemli bir şair yetişememiştir. Osmanlı‘nın ekinsel baskısı olmamasına karşın Nefî, şiirini Osmanlıca yazmıştır. Osmanlı‘nın kendisi de Türkçeye hor bakmıştır, ama Türkçe, Anadolu’da temsil yeteneğini sürdürmüştür. Tarihsel gelişme yasalarının zorunlu gelişmesinin sonucudur bu. Tarihin zoru da yadsınamaz. Bu yüzden, Kürtçe eğitim istemi, toplumsal gerçeği yansıtmıyor. Bu ısrar, Kürt halkımıza da zarar veriyor. Eğitimin doğasına ve yapısına aykırı oluyor. Kürtçe, ikinci “anadili” olarak, isteğe bağlı okutulabilir. Hatta Türk çocukları bile, ikinci anadili olarak Kürtçe öğrenebilirler. Kaldı ki iki anadilili birçok Türk çocuğu vardır. Örneğin, ince bir şair olan İhsan Biçici, iki anadililidir. Birçok iki anadilili Çerkez çocuğu da var ülkemizde. Hatta üç anadilili Çerkez de tanıyorum. Eğitim dili, tüm ülkelerde, temsil yeteneği olan resmi dille yapılır. Örneğin, Anglelarla (İngiliz) tarihleri boyunca kavga eden İrlandalılar, bağımsız cumhuriyetlerinde bile İngilizce eğitim yaparlar. Çocuk, dışarıda İrlandaca (Irish) konuşur, ama okulda İngilizce. Unutmayalım, dil, gerçekliği yeniden oluşturur. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle