06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 NİSAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özel olarak hiçbir adayı desteklemediğini belirten Öymen, Baykal’a karşı tek aday çıkarın mesajı verdi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT CHP’de saflar netleşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP kurultayı için geri sayım başlarken genel başkanlık yarışına hazırlanan 3 aday adayı “aday” olabilmek için gerekli olan 253 imzaya ulaşabilme çabalarını yoğunlaştırdı. Aday adaylarından Umut Oran’la yediği yemeğin ardından geçen hafta da Samsun milletvekili Haluk Koç’la görüşen eski CHP genel başkanı Altan Öymen, “Matematik bir gerçek var. Ben özel olarak birini desteklemiyorum. Aranızda anlaşın, tek aday olarak çıkın” mesajı verdi. CHP’nin bu hafta sonu yapılacak kurultayı için hazırlıklar son aşamaya geldi. CHP genel merkezinin kurultay için hazırlattığı afişlerde “Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün” “Cumhuriyeti kuranlar elbette Cumhuriyete sahip çıkarlar” “Yoksulluktan da yolsuzluktan da bezdi bu millet” sloganları yer alıyor. CHP’li il başkanları, 24 Nisan günü genel merkezde bir araya gelecekler. İl başkanları toplantısında CHP lideri Deniz Baykal’a destek mesajları verilmesi bekleniyor. Kurultayın ilk günü genel başkanlık seçimi yapılacak. Aday adayları Haluk Koç, Umut Oran, Ayhan Yalçınkaya ve Tolga Sıkıntı Veren Hikâye: Darbe Söylentileri Anayasa Mahkemesi’nin eski Başkanı Tülay Tuğcu’dan sonra, bugünkü Başkan Haşim Kılıç da, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında TBMM’den aranılan 367 oy koşulu için açılan dava nedeni ile Yüksek Mahkeme üyelerine baskı yapıldığına yönelik dedikoduları yalanladı. Tuğcu ve Kılıç’ın birbirlerine zıt dünya görüşlerine karşın, gerçeğin tanıklığında birleşerek tarihe düştükleri bu somut not, müfterileri utandırmıyor. Bir süreden beri ısrarlı bir biçimde gündemde tutmak istedikleri mahut darbe söylentilerini yinelemeyi sürdürüyorlar. Öylece bir taşla birkaç kuş vurmak istedikleri biliniyor. İçerde, iktidarın giderek daha da belirgin hale gelen her alandaki beceriksiz politikasını gündem değiştirerek gizlemeye dayanan propaganda stratejisi; demokratik seçenek yaratmayı beceremeyen parlamento içi muhalefetin tembelliğinden de yararlanmak istiyor. Dışarıda da, özellikle AB yöneticilerine, Erdoğan ile partisinin her an bir darbe tehlikesi ile tehdit altında olduğu izlenimi verilmeye çalışılıyor. Şayet öyle bir tehdit algılaması varsa bunu en iyi bilmesi gerekenler Cumhurbaşkanı ile Başbakan’dır. Darbeyi önlemek ve girişimin sahiplerini yargı önüne çıkartmak da, özellikle Hükümetin görevidir. Öyle bir darbe girişimini, bugüne kadar sergilendiği kadarı ile söyleyelim, mahut Ergenekon davasının içinde görmek mantık dışıdır. Zaten, sözde tehlikeden yazı ve yorumları ile söz edenler de, darbenin kaynağını 27 Nisan bildirisine kadar uzatmakta adeta söz birliği yapmaktadırlar. Böylece TSK’nin bir bölümü bugün emekli olmuş olan üst kadrosunu hedef alarak, bünyenin tümünü yıpratmaya çalışmaktadırlar. CHP GENEL BAŞKAN ADAYI HALUK KOÇ: Ankara’nın hesabı Anadolu’ya uymaz İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP genel başkan adayı Haluk Koç, kurultayda gerekli imzayı kolaylıkla toplayacaklarını ileri sürdü. Genel Başkan Deniz Baykal’ı halktan kopuk olmakla suçlayan Koç, “Birileri genel merkez binasına kendilerini kapatıyor. Ankara’daki hesap Anadolu’ya uymayacaktır. Akıllı binada oturan insanlar, her zaman akıllı olmuyor” dedi. Koç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaretin ardından örgütle bir araya geldi. Gazetemizin İzmir bürosunu da ziyaret eden Koç, adaylığının CHP’nin kötü Yarman tüzük gereği adaylık için zorunlu olan 253 imzayı bulamazsa Baykal tek aday olacak. Grubun büyük bölümü Baykal’dan yana görünüyor. İstanbul milletvekililleri Ali Topuz, Şinasi Öktem, Muğla milletvekili Ali Arslan, Aydın milletvekili Fatih Atay, Gaziantep milletvekili Yaşar Ağyüz aday adaylarından Haluk Koç’u destekliyor. Eski geyönetilmesine karşı “demokratik feryat” olduğunu söyledi. Çıkışının “ihanet kotasıyla” değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Koç, örgüt toplantısının CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yapılmasına izin verilmemesini de eleştirdi. Koç, Baykal’ın CHP’yi sonu belli olmayan maceralara sürüklediğini ileri sürerek “Ayçiçeğinin güneşe dönmesi gibi, partide bir iki kişinin dudağına bakma dönemi bitsin artık. Biz sol, sosyal demokrat, devrimci bir partiyiz. Bunu söylemekten çekinmemeliyiz. Partinin üst yönetimi, siyaseti şirazesinden çıkarıyor” dedi. için eski genel başkan Altan Öymen devreye girdi. Öymen’in bir süre önce Sarıyer’de bir balıkçıda Umut Oran’la yediği yemek basına “Sarıyer zirvesi” başlıklarıyla yansımıştı. Öymen 17 Nisan günü ODTÜ’de bir konferansa katılmak için geldiği başkentte, bu kez Haluk Koç’la bir yemekte bir araya geldi. Sheraton’daki yemeğe eski ADD Genel Sekreteri Hüse yin Emre Altınışık ile Koç’a destek veren eski Ankara milletvekili Yakup Kepenek de katıldı. Öymen bu yemekte adayların teke indirilmesi gereği üzerinde durdu. Öymen, aday adaylarıyla görüşmeleri konusundaki sorularımıza şu yanıtı verdi: ‘Oylar dağılmamalı’ “Adaylık için 253 imza gerekiyor. Bu, matematik bir gerçek. 4 kişi bir araya gelip anlaşsanız iyi olur. Kimin şansı varsa, daha yüksekse onun etrafında anlaşın. Ötekiler de onun PM listesine aday olarak girerler. Kazanırlarsa onunla birlikte çalışırlar. Ankara’da Haluk Koç’la yediğimiz yemekte de bunları söyledim. ‘Adayları teke indirin, aranızda toplanın. Aksi halde oylar dağılır. O kadar imzayı bulmak kolay değil. Tek aday olsun. Ben özel olarak birini desteklemiyorum. Kendi aranızda konuşun, anlaşın. Takdir size kalmış. Ama benim görüşüm bu’ dedim.” Altan Öymen, “CHP’de bir değişimin zorunlu olduğunu, bunun için herkese görev düştüğünü” vurgulayara “Partide değişim, gençleri de kapsayan bir atılım lazım. Bir yıl sonra yerel seçim var. Asıl önemli olan bu” görüşünü dile getirdi. nel başkan yardımcısı, Ankara milletvekili Eşref Erdem, Sinop milletvekili Engin Altay, Konya milletvekili Atilla Kart da aday adaylarından Umut Oran’a açık destek veriyor. Öymen devrede Umut Oran ile Haluk Koç arasında uzlaşma sağlanarak CHP lideri Baykal’ın karşısına tek adayla çıkılması Kurt masalı Ben şahsen bu kurt masalından fena halde sıkıldığım için, darbe tellallarının aracılığı ile üstelik tek başına iktidar olacak kadar güçlü olması gereken Hükümet’i göreve çağırmayı bir yurttaşlık görevi olarak gördüğümü söylemek istiyorum. Hükümet, ortada dolaştırılan bu söylentilere inanıyorsa, hedefin üstüne apaçık yürümeyi görev bilsin. Yok değil ise, tellalların susturulması için bir yandan kamuoyunu bilgilendirirken; öte yandan yasal yolları kullansın. Belki bu şeamet tellallığını yapanlar da, hatta Başbakan da çok açık olarak anımsamazlar. Türkiye 27 Mayıs 1960’tan sonra, o müdahale girişiminin hedefine ulaşamadığını ileri sürerek parlamenter düzene geçilmesini geciktirmek isteyen iki eseslı girişim ile karşılaştı. Parlamentonun çoğunluğu, 27 Mayıs müdahalesinin hedef aldığı eski DP iktidarının yerini alan Adalet Partililerden oluşuyordu. Hükümet, CHP ile AP arasında bir koalisyon tarafından kurulmuştu. Başbakan İsmet İnönü 22 Şubat 1961’de ve dahası 21 Mayıs 1961’de öyle bildiri ile yetinmeyerek sokak başlarını tutan, Çankaya Köşkü’nü saran, hatta ülkenin tek radyosu olan devlet radyosunu da ele geçiren ihtilalciler karşısında, demokratik parlamenter düzene içten inanmış bir Cumhuriyet Hükümeti ne yapması gerekiyorsa onu yaptı. Başkaldırıları bastırdı. Gerisini merak edenler yakın tarihi incelerler ya da mesela Nazlı Ilıcak’tan bir TV programında ayrıntıları ele almasını isterler. Ama artık bu önüne gelen emekli komutanı karalamayı ve darbe söylentilerini yineleyerek sürüye kurt geleceği masalını anlatmayı da bırakırlar. Artık herkes gerçeği, ama sadece gerçeği konuşmalıdır. Anayasanın 68 ve 69. maddelerinde yazılı kurallara aykırı davranmış olan AKP’nin Anayasa Mahkemesi’ndeki davasını askıya almak amacıyla uydurulan masallar, gündeme konulmak istenilen dış baskı girişimleri saklanamaz duruma gelmiştir. Bu girişimlerin nasıl tezgâhlandığını dün bir kez daha açıklayan MHP’li Tuğrul Türkeş’in parmağı, Avrupa Parlamentosu adına yayımlanmış olan bildirinin hazırlanması için AKP’nin bu kuruluştaki delegelerini ve özellikle delegasyon başkanını işaret etti. Şimdi Başbakan Erdoğan’a soracak olursanız, kendi milletvekillerinin ülkelerini dışarıda jurnalleyecek kadar alçalmadıkları yolunda bir yanıt alırsınız. Tıpkı Kamer Genç’i susturmak amacı ile linç girişimi yapanlara kol kanat gerdiği gibi, bu bildiri için de koruyucu melek görevini Başbakan yapacaktır. Çünkü Kamer Genç’i linç etmek isteyenler de, AB ya da ABPM’den girişim isteyenler de Başbakan’ın iktidarının önünü daha da açarak onu ülkenin en güçlü, dilediği anda anayasayı temelinden değiştirecek tek egemeni yapmak için onun tarafından TBMM’ye seçilmiş kimseler değiller mi? Buyrun sizlere bir milli egemenlik günü arifesinde, AKP’li lider vekillerinin görev emir belgeleri ile ilgili bir aslına uygundur belgesinin özeti. KAZANAN FİRMALAR TMO’DAN ENGELLEME İşte pirinç zenginleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın pirinçteki krize ilişkin “Pirinçte spekülatörleri ihbar edin” çağırısına, elindeki 31 bin 500 ton çeltiği satarak fiyat artışlarına neden olan Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) yanıt gelmedi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu’nun, geçen hafta içinde yaptığı basın toplantısına “sağlık gerekçeleriyle” katılmadığını açıklarken, TMO’nun “çeltik dağıtımı”na ilişkin listesi, kurum eliyle 1 ayda yüzde 100 civarında artan fiyatlardan hangi firmaların kazançlı çıktığını ortaya koydu. TMO’nun çeltik dağıtım listesine göre dağıtımdaki bazı dikkati çeken noktalar ve önemli miktarda çeltik dağıtılan firmalar şöyle: TMO’nun dağıttığı toplam 31 bin 452 ton çeltiğin yüzde 59.2’sine tekabül eden 18 bin 628 tonunu 8 firma aldı. Söz konusu 8 firmaya ortalama 2 bin 329 ton çeltik verilirken, geriye kalan 71 firma ortalama 181 ton çeltik alabildi. En fazla çeltik 4 bin 728 ton ile Göze Tarım’a verildi. Buna karşın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan’ın şaibeli mısır ithalatında iş yaptığı Akel Grup Şirketleri’nden AkÜn Gıda, Yetiş Gıda ve Akel Gıda’ya toplam 6 bin 595 ton çeltik dağıtıldı. En fazla çeltik dağıtılan firmalar arasında sekizinci sırada da, hükümete yakınlığıyla bilinen Torunlar Gıda yer aldı. Basına kuyruk sansürü Haber Merkezi Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü, ucuz pirinç kuyruğunu görüntülemek isteyen medyaya yasak getirdi. Gazeteciler ucuz pirinç kuyruklarının görüntülerini tel örgülerin arkasından çekti. Bu sırada gazetecilere ağır hakaretler edildiği, TMO önüne yanaşan sivil plakalı araca çuval çuval pirinç yüklendiği, ofiste çalışan görevlilerin evlerinin önüne pirinç paketleri bırakıldığı iddia edildi. TMO’nun Adapazarı Bürosu’nda dün sabahtan itibaren yeniden başlanan ucuz pirinç satışı sırasında ilginç görüntüler ortaya çıktı. Hürriyet internet sitesinde yer alan habere göre Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü, ucuz pirinç almak için oluşan metrelerce uzunluğundaki pirinç kuyruklarının medyada yer almasını engellemek için birimlerine kuyruk fotoğraf ve görüntülerinin çekilmemesi için yazı gönderdi. Gazeteciler bunun üzerine tel örgülerin arkasından yaklaşık 100 metreyi bulan pirinç kuyruklarını çekti. Vatandaşlar kuyrukta beklerken ofiste tanıdıkları olanlar ise aynı sıkıntıyı yaşamadı. TMO’da güvenliği sağlamakla görevli olan güvenlik görevlileri lojman sahası içerisinde bulunan evlere pirinç servisi yaptı. Güvenlik görevlileri önceden parasını aldıkları evlere pirinçleri götürdü. Haberde gazetecilerin içeri alınmadığı ofis sahasına 54 EH 847 plakalı resmi araçla gelen 3 memurun kuyruk olmayan ofisin arka kısmına aracı çekerek ucuz pirinçleri yükleyip ofisten ayrıldığı iddia edildi. Haberde, kapıda bekleyen gazetecilerin, “Resmi plakalı araçla özel işlerinizi hallediyorsunuz. Bu normal mi” diye soran gazeteciye öfkelenen resmi plakalı araçtaki memurun, “Evet pirinç aldık. Sana ne s. git” diyerek hakaret ettiği belirtildi. Adapazarı Ofis Müdürlüğü ise tüm bu olanlarla ilgili olarak açıklama yapmadı. Bu gelişmelerin ardından ofiste satış durdurularak kurumdaki bekçi kulübesine, “Pirinç satışına yarın sabahtan itibaren devam edilecektir” yazısı asıldı. Tunceliler Dayanışma Derneği üyeleri, Kamer Genç’e yapılan saldırıyı TBMM Dikmen Kapısı önünde yaptıkları basın açıklaması ile kınadı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ‘Linç girişimi AKP’nin zihniyetini ortaya koydu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Tuncelililer Sosyal Kültürel Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri, TBMM Dikmen Kapısı önünde yaptıkları basın açıklamasıyla AKP’lilerce Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’e yapılan saldırıyı kınadılar. Açıklamayı, Ankara Tuncelililer Sosyal Kültürel Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adına, dernek başkanı Bülent Akdağ okudu. Akdağ, Genç’e yapılan saldırının kesinlikle küçümsenemez olduğunu, çünkü bu vahim olayın, AKP’nin saklamaya çalıştığı zihniyeti tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğunu dile getirdi. Genç’e yapılan saldırının ardından, “Benim partimin milletvekilleri hiçbir zaman şiddet uygulamaz” yönünde açıklamalarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şiddeti haklı göstermeye çalıştığını vurgulayan Akdağ açıklamasında şunları kaydetti: “Akılları, mantıkları ve de vicdanları tutulan saldırganların hedefi, sadece Kamer Genç değildir. 17 Nisan akşamı Meclis’te yaşanan ‘linç zihniyeti’ ile ilgili pratik, 2002 yılından bu yana ülkemiz ile AKP hükümeti arasında yaşanan ilişkinin, bir kez daha tecelli etmesinden başka bir şey değildir. Yani Meclis’te yaşanan alçakca ‘linç girişimi’ AKP zihniyetini bütün insanlığa yönelik en gerçekçi aynasını bize göstermektedir. AKP hükümeti iş başına geldiği 2002 yılından bu yana bütün kurumlarda, başkalarının varlığına tahammül gösteremeyen çağdışı bir kadrolaşma içerisine girmiş, kendileri gibi düşünmeyen ve de kendi ideolojilerine uygun yaşamayan insanlara ‘linç zihniyeti’ni uygulamış, diğer taraftan da ‘Demokratikleşen Türkiye’ nağmeleri okumuştur.” TMO’nun Çeltik Dağıtımı Firmalar Göze Tarım AkÜn Gıda Durukan Gıda Memişoğlu Tar. Yetiş Gıda Torunlar Akel Gıda Ün Çeltik Fab. İlk 8 toplamı 79 firma toplamı Toplam miktar, ton 4.728 4.039 3.375 2.174 1.647 922 909 834 18.628 31.452 ‘Maraş’ı, Çorum’u yaratan zihniyet’ Akdağ, “Maraş, Çorum, Sıvas ve benzeri katliamları ortaya çıkaran zihniyet, 17 Nisan akşamı Meclis çatısı altında, Kamer Genç’e yönelik yapılan alçakça saldırıda, kendisini bir kez daha göstermiştir” diye konuştu. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net CHP’Lİ ÖZKAN’DAN UYARI ‘Hayvancılık yok olacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Resmi Gazete’de yayımlanan Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkındaki Kararname’nin derhal geri çekilmesini istedi. TBMM’de bazı CHP’li milletvekilleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyen Özkan, 2008 yılı hayvancılık desteklemelerinde, 2007’ye göre büyük bir düşüş olduğunu anlatttı. Özkan, “Yeni uygulama ile geçen yıl 1.3 milyar YTL olan hayvancılık desteklemeleri, bu yıl 750800 milyon YTL civarında olacaktır” diye konuştu. Süt, buzağı, suni tohumlama ve soğutma tankı desteklemelerinin tamamen kaldırılmasını eleştiren Özkan, şu görüşleri dile getirdi: “Buradan hükümeti uyarıyoruz. Böyle bir durumda ithalatların arkası kesilmeyecek. Yarın et, öbür gün süt diyerek hem Türkiye hayvancılığı yok edilecek, hem de ülkenin dışa bağımlılığı arttırılacaktır” dedi. ENTERNET / MEHMET SUCU Her sene olduğu gibi bu sene de internet haftasını idrak ettik. Pek çok yerde söyleşiler, sempozyumlar, konferanslar düzenledik. Afişler astık, broşürler dağıttık. İlkini 1998’de gerçekleştirdiğimiz İnternet Haftası’nın 11.’sini yapıyoruz; ama internet, yaklaşık olarak Türkiye’de 15 yıldır var. Bugüne kadar Türkiye’deki internet kullanımı şişirilmek için her şey yapıldı. Çiftçilere verilecek yardım için internet başvurusu zorunluluğu getirildi. Her başvuran, internet kullanıcısı sayıldı. Halbuki gariban çiftçi destek almak için kasabadaki internet kafeye gider kafe sahibine formu doldur mehmet?cumhuriyet.com.tr En Sansürcü Türkiye tur. Yani bu arkadaşın internetle aslında hiçbir ilgisi yoktur. Üniversite başvuruları, Anadolu, fen, özel lise sınavlarını ise hiç saymıyorum bile... Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Akgül ülkede nüfusun yüzde 25’inin interneti duymadığını, 12 milyon insanın günlük 1 doların altında gelire sahip olduğunu söylüyor. Bu sayıları anımsatma adına geçen hafta gazetemizde yayımlanan birkaç sayıya daha yer verelim. 70 milyonluk Türkiye’de 47 milyon kişi hiç bilgisayar kullanmadı. Bu sayının 27 milyonu kadın. İnterneti hiç görmemiş olanların sayısı 50 milyon. 35 milyon kadının yüzde 78’inin (27 milyon) internet kullanım oranı yüzde 0. 57 milyon kişinin evinde interneti yok. Kentlerde toplam 53 milyon olan bu sayı, kırda 64 milyona çıkıyor. Yine nüfusun yüzde 28’inin evinde dizüstü veya masaüstü bilgisayarı yok. 20 milyon kişi fiyatı yüksek olduğu için bilgisayar alamıyor. Düzenli internet kullananların yüzde 70’i, bu becerilerini deneme yanılma yoluyla edinmiş. Yine bilgisayar kullananların yüzde 68’i bu konuda herhangi bir kurs veya eğitim almamış. Megabit fiyatı 97 dolar ile OECD ülkeleri arasında en pahalı internet Türkiye’de. Bu fiyat Japonya ve Fransa’ya göre 30 kat daha yüksek. Hız konusunda ise bu ülkeler arasında en yavaşlarının başında yine Türkiye var. İnternet (ADSL) pazarında Türk Telekom TTNet aracılığıyla elde ettiği yüzde 98’lik pay ile tekel durumunda. Türkiye dünyada internetin yasak olduğu 15 ülke arasında yer almasa da özellikle son yıllarda video paylaşım sitesi YouTube başta olmak üzere internette en çok sansür uygulanan ülkelerin başında geliyor. Ve Türkiye, 5651 sayılı yasa ile bir internet sansür kurulu oluşturmaya çalışıyor. Türk yurttaşlarını internetteki zararlı içerikten korumak için kurulan daireye 90 kişilik kadro verildi. DPT Bilgi Dairesi Başkanlığı’nda ise 15 civarında uzman çalışıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle