06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2008 SALI 4 HABERLER AKP hükümeti işçileri yine reddetti. 1 Mayıs yalnızca ‘Emek ve Dayanışma Günü’ olarak kutlanacak DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN “Lümpen Liberaller” Şimdi Ne Diyecekler? Altan Öymen ile meslekteki kıdem farkımız, yaş aralığımızın iki katından fazladır; çünkü o mesleğe daha 18 yaşında başlamış, çekirdekten yetişme bir gazetecidir. Altan yalnızca, iyi bir gazeteci, parlak bir yazar değil, aynı zamanda, yanında çalışanları fevkalade eğitmiş bir öğretmendir. Bir zamanlar sahibi ve yöneticisi olduğu ANKA Ajansı, ülkemizin en iyi “gazetecilik okul”larından biri haline gelmişti. Orada kısa süre de olsa çalışma olanağını ıskalamamış olsaydım, herhalde bugün meslekte bulunduğum yerden çok daha ileriye varırdım. Yazılarını yalnız fikir değil, aynı zamanda bilgi edinmek için okuduğum, bu usta gazeteci, hünerli yazar, pazar günkü köşesinde, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’in geçen perşembe TBMM Genel Kurulu’nda uğradığı saldırıyı ve olaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisine değiniyor, daha ziyade de ağırlığı sonuncu öğeye veriyordu. Haklıydı da; Kamer Genç’in linç edilmeye kadar varmasına ramak kalmış olan dövülmesi olayı Meclis tarihinde bir ilk değildi. Bundan kırk yıl önce 1968’de AP iktidarı döneminde, o zamanlar TİP milletvekili olan Çetin Altan kürsüde konuşurken saldırıya uğramış, canını zor kurtarmıştı. Görülüyor ki, lince uzanmasına ramak kalan ilk olay değil Genç’in dövülmesi. ??? Ama, iktidardaki partinin liderinin böyle bir dövülme olayına arka çıkması, saldırganları savunurken, yalnızca konuşmakla yetinen muhalefet milletvekilinin konuşmalarını şiddet olarak suçlaması, işte bu bir ilktir. Bakınız Tayyip Erdoğan gazetecilerin olayla ilgili sorularına ne yanıt veriyor: Benim partimin milletvekilleri hiçbir zaman şiddet uygulamaz. Şiddet uygulayan o şahsın kendisidir. Çünkü HER HAREKETİ ŞİDDETTİR. Yani Sayın Tayyip Erdoğan, herhangi bir muhalefet milletvekilinin, yasa ve anayasa korumasında olan kürsü dokunulmazlığının çiğnenmesini şiddet olarak görüp kınamıyor da, o dokunulmazlık zırhı ile korunmuş kürsü serbestliğinin kendisini şiddet olarak kabul ediyor. Pes doğrusu! Hem kendisine hem de milletvekili dokunulmazlığına sıkı sıkıya sarılan partisinin milletvekillerine pes! Yolsuzluk, resmi evrakta sahtekârlık, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma vb. gibi konularda dokunulmazlığı savunanların bizzat kendileri, TBMM kürsüsünden özgür eleştiri hakkının kullanılmasında, aynı dokunulmazlığı, neredeyse lince varacak ölçüde cebir şiddet kullanarak çiğniyorlar. Altan Öymen yazısının başlığında “Başbakan suçu ‘övme’ ve ‘teşvik etme’ fiilinin sorumlusudur” diyor. Haksız mı? ??? Hatta diyebiliriz ki, A. Öymen eksik bile söylemiş, çünkü bu aslında, muhalefet milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığının ihlalini de içeren anayasal bir suç. Olayın bu açık yanını koyalım bir tarafa, benim asıl merak ettiğim, bizim “lümpen liberaller”in şimdi ne diyecekleridir. Önce dilerseniz şu “lümpen liberal” deyiminin üzerinde duralım biraz. İlk kez Karl Marx tarafından kullanılan lümpen (paçavra) proletarya deyimi, proleter kardeşlerinin mücadelesine katılmadığı gibi, iktidarın satın aldığı ve gerici entrikaları için kullandığı toplumsal tortuyu ifade eder. “Lümpen liberaller” de, her ne kadar, düşünce ve girişim özgürlüğünü savunur gibi görünseler de, iktidarın özgürlüklere karşı, gerici manevralarının araçları olarak, onun her türlü gerici ve özgürlük karşıtı girişimini “düşünce özgürlüğü ve demokrasi” adına savunurlar. Bu tanımdan sonra, bu zevatı muhteremenin teker teker adlarını vermeye gerek yok. Bakınız medya tarlasına onlardan bolca bulabilirsiniz. İşte şimdi ben bu tür liberallerin, demokrasi adına övdükleri AKP’nin bu girişimini nasıl yorumlayacaklarını çok merak ediyor, bu konudaki yazılarını bekliyorum. “Daha çok beklersin!” dediğinizi duyar gibiyim. Eee, haklı söze ne nedir? Düzeltme: Pazar günkü yazımda Celine’in çevirmeni olarak yanlışlıkla Erhan Bener çıkmış. Çevirmen, ailecek yazar Bener’lerin en genci, yazar Yiğit Bener’dir. Düzeltir, hem okurlarımdan hem de değerli dostum Yiğit Bener’den özür dilerim. A.S. Tatil de yok Taksim de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümeti, işçilerin 1 Mayıs’ın resmi bayram olması ve Taksim’de kutlanması yönündeki isteklerini kabul etmedi. Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 1 Mayıs’ın yalnızca “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanacağını söyledi. Bakanlar Kurulu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina’da toplandı. Toplantı sonrasında açıklama yapan Çiçek, 1 Mayıs’ın Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararının imzaya açıldığını söyledi. Konuyla ilgili gerekli düzenlemelerin Çalışma ve Sosyal Gü ? Sendikaların istemine karşı hükümetin “1 Mayıs’ın tatil olmasını arzu etmediğini” açıklayan Hükümet Sözcüsü Çiçek, “Türkiye büyük bir ekonomik durgunluk içerisindeyken... Tatil olmanın 1 günlük kaybı 2 katrilyondan aşağı değildir” diye konuştu. Çiçek, kutlamaların yürürlükteki mevzuatlar çerçevesinde yapılması gerektiğini söyledi. venlik Bakanlığı tarafından yapılacağına işaret eden Çiçek, “Dolayısıyla bundan böyle 1 Mayıs’ı, dünyadaki emsallerine paralel olarak, hep birlikte Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlamış olacağız” dedi. Sendikaların 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması yönündeki isteklerine de değinen Çiçek, kutlamaların yürürlükteki mevzuatlar çerçevesinde yapılması gerektiğini söyledi. Çiçek, “1 Mayıs günü tabiatıyla kutlamalar yapılacaktır, toplantılar, mitingler yapılacaktır. Bizim arzumuz, bu toplantıların devletin, mülki makamların, valiliklerin, kaymakamlıkların daha evvel ilan ettiği yerlerde yapılmasıdır” diye konuştu. Siyasi partiler olarak kendilerinin de buna uygun hareket ettiklerini anlatan Çiçek, “Mesela biz mitingi hiçbir zaman Kızılay’da, Meclis’in önünde yapmadık partiler olarak. Bütün siyasi partilerimiz gitti Sıhhiye’de, Tandoğan’da ya da İstanbul’da ilan edilmiş yerlerde yaptı. Dolayısıyla ilan edilmiş yerlerde bu toplantıların yapılmasını hem arzu ediyoruz hem de destekliyoruz” dedi. Bütün sendikalardan sorumluluk ve vatanseverlik duygusu içerisinde hareket etmelerini beklediklerini söyleyen Çiçek, bu kutlamaların zaman zaman terör örgütleri tarafından istismar edildiğini ifade etti. Çiçek, bu nedenle kutlamalara katılacak yurttaşların da provokasyonlara karşı dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Çiçek, sendikaların, taleplerinin 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi ve Taksim’de kutlanması olduğunun anımsatılması üzerine, yalnızca 1 Mayıs’ın değil, tüm toplantı ve mitinglerin önceden belirlenmiş alanlarda yapıldığını söyledi. “1 Mayıs’ın tatil olmasını arzu etmiyoruz” diyen Çiçek, “Çünkü, tatilin getirdiği ilave bir sürü masraflar, yükler var. Türkiye büyük bir ekonomik durgunluk içerisindeyken, bütün dünya... Tatil olmanın 1 günlük kaybı 2 katrilyondan aşağı değildir” dedi. SENDİKALAR: ANKARA’DA ÇALIŞTAY Emekçiyle dalga geçiliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sendikalar, AKP hükümetinin 1 Mayıs’ı resmi tatil ilan etmemesi ve Taksim’de kutlanmasına izin vermemesine sert tepki gösterdi. Hükümetin kararı “skandal” olarak değerlendirilirken, “AKP emekçiyle dalga geçiyor” yorumları yapıldı. Açıklamalar şöyle: DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi: Kararı skandal olarak değerlendiriyorum. Toplumu önce umutlandırdılar. Bu konuya ilişkin birçok açıklamalar yaptılar. Beklentileri karşılamayan bir düzenleme yapıldı. Bu AKP’nin tavrını da ortaya koydu. Bu malumun ilan edilmesinden başka bir şey değildir. Bizim açımızdan 1 Mayıs, işçi bayramıdır ve tatil olması gerekmektedir. Alınan bu kararın bizim için hiçbir önemi ve anlamı yoktur. Bu kararın ardından şimdi, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak için daha fazla ısrar edeceğiz. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul: Hükümet, bizimle dalga geçiyor. Biz zaten yıllardır 1 Mayıs’ı emekçilerin birlik ve dayanışma günü olarak kutluyoruz. Bizim bu sıfatla kutladığımız bu güne isim takmakla hiç zahmet harcamasınlar. Hükümet “Korku üzerine siyaset yapmayın” diyor ama emekçiler gündeme gelince korku dağları yaratıyorlar. Biz 1 Mayıs’ta Taksim meydanında emekçiler ile birlikte günümüzü kutlayacağız. Bu bir inatlaşma ya da ısrar değil demokratikleşmeye katkıdır. Hükümet bir de “AB sürecindeyiz” diyor. AKP sadece kendisine demokrat. Söz konusu kendi olunca AB kriterleri, hak isteyen emekçi olunca AKP kriterleri. Türkİş Genel Sekreteri Mustafa Türkel de kararı doğru bulmadıklarını belirterek “Kabul edemeyiz. Bakanlar Kurulu kararı gözden geçirmek durumunda kalacaktır. Bakanlar Kurulu, tatilsiz 1 Mayıs kararıyla tüm dünyanın bildiği, kutladığı bir gerçeği ilan etmekten başka bir şey yapmamıştır. Bunu kamuoyuna anlatmaları mümkün olmayacaktır” diye konuştu. Babacan’dan Plassnik’e PKK sitemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avusturya Dışleri Bakanı Ursula Plassnik’e Türkiye’ye iade edilmeyen ve daha sonra kaçan Rıza Altun, Remzi Kartal ve Cihan Yıldız gibi PKK üyelerinin isimlerini sayarak sitem etti. Plassnik ise kendi yasaları doğrultusunda PKK ile mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Avusturya Dışişleri Bakanı Plasnik dün Ankara’da temaslarda bulundu. Plasnik ilk olarak sabah saatlerinde, Babacan ile birlikte Devlet Konukevi’ndeki TürkiyeAvusturya Komşuluk İlişkileri Çalıştay’ına katıldı. Çalıştayda ilk sözü alan Babacan’ın, Türkiye’nin üyeliğine en az destek veren ülkelerin başında gelen Avusturya’ya “AB müzakerelerindeki desteklerinden ötürü teşekkür etmesi” dikkat çekti. Babacan Ermenistan ile ilişkilere de değindi. Babacan, “Türkiye Ermenistan ile olan ilişkilerini normalleştirme arzusundadır. Özellikle yeni kurulmuş olan Ermenistan hükümetiyle Türkiye diyalog yollarını açık tutmaktadır” dedi. Babacan’ı dinleyen Plassnik ise Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan’ın “Türkiye ile diyaloğa hazırız” açıklamasını anımsatarak, Babacan’ın sözlerinden Türkiye’nin diyalog kapısını açık tuttuğunu anladığını söyledi. Babacan ve Plasnik bu toplantının ardından Dışişleri Bakanlığı’nda bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre Babacan, Plasnik ile yapılan baş başa görüşmede terör örgütü PKK’nin kasası Rıza Altun, örgütün yöneticilerinden Remzi Kartal ve Cihan Yıldız’ın Türkiye’ye iade edilmemesi nedeniyle sitemde bulundu. Bu sitem üzerine Plassnik, ülkesindeki kurumlar arasında yoğun koordinasyon olmadığı açıklamasını yaptı. Plassnik basın toplantısında da konu ile ilgili bir soruya PKK’yi AB ve Avusturya’nın terör örgütü olarak tanıdığını belirterek, “Avusturya’nın kararlılığı ile ilgili bir takım yanlış izlenimler olduğunu düşünüyorum” dedi. Plassnik buna karşı kendi yasaları çerçevesinde PKK ile mücadele edeceklerini söylemeyi de ihmal etmedi. Plassnik kapatma davası ile ilgili bir soruya ise “Laiklik konusundaki tartışmalar Türkiye’nin kendi içinde çözeceği bir durum. Bu konuda AB ve kurumlarının hakemlik yapması beklenmemeli” diye konuştu. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim’de kutlanmak isteyen Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) üyesi yaklaşık 100 kişilik bir grup dün akşam “Zengin dostu, yoksul düşmanı AKP’yi durdarmak için 1 Mayıs’a” pankartı açarak Taksim Tramvay Durağı’nda basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamayı okuyan ÖDP İstanbul İl Başkanı Sinan Tutal, 1 Mayıs’ta AKP’nin neoliberal politikalarına karşı işçilerin mücadelesinin yükseleceği bir gün olacağını belirterek, “1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Taksim meydanı emekçilere kapatılamaz, kapatılmamalıdır. İşçi sendikalarının 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlama kararını destekliyoruz”dedi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) ÖDP’den eylem Dinci basının hedefi CHP Kanaltürk televizyonuna para verildiği gerekçesiyle parti hakkında kapatma davası açılacağı ileri sürüldü. Yönetim sert tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi ile hükümete yakınlığıyla bilinen Star gazetesi dün manşetlerinden Kanaltürk televizyonuna para verdiği gerekçesiyle CHP hakkında kapatma davası açılacağını ileri sürdüler. CHP ise haberin “CHP’ye çamur atma” amacıyla yapıldığını vurguladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Meclis’teki basın toplantısında, gazetecilerin soruları üzerine “CHP’de yolsuzluk, usulsüzlük yoktur. CHP’nin yaptığı her iş yasalara uygundur, yasalara aykırı faaliyeti yoktur” dedi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay da şunları söyledi: “Bu konu tartışıldı. CHP, yasal çerçeve içerisinde ödeme yaptığını ifade etti. Bu tür spekülasyon ve dedikodularla, belki kimi basın organları, AKP’ye alternatif olarak CHP’yi de tartışmanın içine sokmak isteyebilir. Ancak bu konu, bir yıl öncesinin tartışma konusuydu. Birileri 1 yıl öncekini, birileri de 85 yıl öncekini tekrar tekrar gündeme getirerek kimi ilişkilerle ilgili CHP’ye çamur atmak istiyor. Bu doğaldır, zaten siyasal iktidarın başı olan Başbakan’ın yapmak istediği de budur. CHP’nin veremeyeceği hiçbir hesabı yoktur.” asirmen?cumhuriyet.com.tr DTP’li başkana 5 yıl hapis istemi ? DİYARBAKIR (AA) Batman’ın DTP’li Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan hakkında, terör örgütü yanlısı yayın yapan Roj TV’de yaptığı konuşma nedeniyle 5 yıl hapis cezası istendi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Kalkan’ın, 1 Mart 2008’de Belçika’da Roj TV’nin 5’inci kuruluş yıldönümü resepsiyonuna katıldığı, burada kendisiyle canlı yayında röportaj yapıldığı belirtildi. İddianamede sanığın röportajda terör örgütü PKK’nin propagandasını yaptığı kaydedilerek, Terörle Mücadele Yasası’nın 7/2 maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Siyasi katılmadı, oturum iptal oldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin 46. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle düzenlenecek olan “Yeni Anayasa Arayışları Bağlamında ParlamentoYargı Organı İlişkilerinin Değerlendirilmesi” başlıklı oturum, CHP ve MHP’nin “Bu ortamda katılmamız uygun değil” uyarısı üzerine iptal edildi. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle 25 Nisan’da “Yeni Anayasa Arayışları ve Yargının Konumu” konulu sempozyum düzenlenmesi planlanmıştı. Oturumda, AKP İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı da konuşmacı olarak katılacaklardı. Her tarihi dönemin simge isimleri vardır. İki gün önce kaybettiğimiz Gazanfer Bilge de bizim gençlik yıllarımızın, 1960’lı yılların unutulmaz isimleri arasındadır. Gazanfer Bilge Olimpiyat Şampiyonu bir güreşçidir. Biz üniversiteye geldiğimizde onun Olimpiyat Şampiyonluğu çok gerilerde kalmıştı. Gazanfer Bilge ilk altın madalyasını 1948 yılında kazanmıştı. Neredeyse 68 kuşağının doğduğu yıllarda o madalya sahibi olmuştu. O zaman Gazanfer Bilge neden 60’lı yılların simgesiydi? Bizim çocukluğumuzda ve ilk gençlik yıllarımızda olimpiyatlarda kazanılan madalyalar önemliydi. Yaşar Doğu, Hamit Kaplan, Adil Atan, Müzahir Sille ve tabii ki Gazanfer Bilge bu isimlerin başında geliyordu. Onları ismen biliyorduk, başarılarından haberdardık. Üniversiteye geldiğimizde Gazanfer Bilge ismiyle yeniden karşılaştık. Bu kez bizim hayatımızın önemli bir parçası olan İstanbulAnkara yolculukla Gazanfer Bilge Otobüsleri… rının vazgeçilmez simgesi Gazanfer Bilge otobüsleriydi. Biz 68’liler çok değişik eylemler nedeniyle İstanbulAnkara arasında mekik dokurduk. Gece otobüse biner, gündüz miting, gösteri, toplantı neyse katılır, çoğu zaman uyumadan akşam otobüsüyle geldiğimiz Ankara’ya, İstanbul’a dönerdik. Ben üniversite öğrencilik yıllarımı da okul değiştirmek yüzünden zaten Ankaraİstanbul arasında geçirmiştim. Önce Ankara’da Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’nde okumuş, oradan yoğun eylemler nedeniyle atılınca Sultanahmet’teki İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ne kayıt yaptırmıştım. Ertesi yıl Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanarak yeniden gittiğim kente, Ankara’ya dönmüştüm. ??? Gazanfer Bilge otobüsleri 15 liraydı. Bizim öğrenci bütçemize en uygun, en ucuz otobüslerdi. Her saat başında aralıksız olarak Ankaraİstanbul arasında çalışırdı. Ucuz olduğu için o kadar çok yolcu talebi karşısında sürekli ek seferler konurdu. Ankara’da Ulus gazetesinin yayınlandığı Ulus’taki Rüzgârlı Sokak’tan kalkardı Gazanfer Bilge otobüsleri. İstanbul’da ise yolcularını ya Harem’e bırakırdı ya da Topkapı’daki garajlara. Rüzgârlı Sokak o tarihe kadar Ankara’daki gazeteciliğin merkezi olarak bilinirken Gazanfer Bilge otobüsleriyle o özelliği geride kalmıştı. Güreşçilerin otobüsçü olduğu bir dönemdi. Yine şampiyon güreşçilerden Adil Atan’ın da iki şehir arasında çalışan otobüsleri vardı. “Atan Kardeşler” otobüsleri Gazanfer Bilge otobüsleriyle rekabet ederdi. Arada bir kavgalar, çatışmalar yaşanırdı otobüsçüler arasında. Gazanfer Bilge’nin ölümünü duyduğumda, benim için, muhtemelen bizim kuşak için tarihten bir yaprak daha düşmüş oldu. Şimdiki gençler ne Rüzgârlı Sokak’ı bilir, ne de Gazanfer Bilge otobüslerini. Bilmeleri gerekir mi, bence hayır. Ama bizim için bir ortak tarihtir Gazanfer Bilge. Büyük bir sporcu olarak, büyük bir otobüs firmasının kurucusu olarak ve hayırsever bir işadamı olarak onu unutmamız mümkün değil. Gazanfer Bilge’nin, o büyük sporcunun ölümüyle benim için, bizim kuşak için belki de bir tarihi dönem daha geride kalıyor. ??? Biraz Kitap: Ayşe Buğra, “Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika”, (İletişim Yayınları); Rafael de Nogales, “Osmanlı Ordusunda Dört Yıl 19151919” (Yaba Yayınları); Atilla Dorsay, “Sinema ve Unutulmayanlar” (Remzi Kitabevi); Berat Günçıkan, “Gölgenin Kadınları” (Feminist Kitaplık); Atilla Keskin, “İlticacı İzne Gitmek İsterse” (Tekin Yayınları); Simone Berteaut, “Kaldırım Serçesi Edith Piaf” (Agora Kitaplığı); Tarık Ali, “Karayip Korsanları Umut Ekseni” (Agora Kitaplığı); Hüseyin Korkut, “Ateş Manisa’ya Düştü” (İmge Kitabevi); Orhan Erinç, “Sıkmabaşın Başağrısı” (Cumhuriyet Kitapları); Mümin Sekman, “Limit Sizsiniz” (Alfa Yayınları); A. Freeman, B. Kagarlitsky, “Küreselleşmenin Krizi” (Yordam Kitap); “Yeni Bir Anayasaya Doğru Sivil Önermeler 2008” (Düşünce Suçuna Karşı Girişim); Orhan Kurmuş, “Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi” (Yordam Kitap); Tarık Minkari, “Kim Tutar Beni” (Tekin Yayınevi); A. Can Ataş, “Küresel Hegemonya ve İşgal Demokrasisi” (Güncel Yayıncılık)... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle