02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2008 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B PB 24 25 28 21 28 28 28 28 20 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB B B PB PB B PB B 16 18 17 16 24 24 24 18 25 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB PB B B Y 25 24 24 25 22 22 14 12 12 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz’in doğusu, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Gümüşhane, Bartın ve Erzincan çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta 3 ila 5 derece artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB Y PB Y Y PB Y 5 6 8 12 12 12 12 15 12 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB PB Y PB Y PB Y 13 18 17 14 20 28 16 24 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm PB PB B PB PB PB PB B B 19 20 19 25 20 19 22 28 28 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu AÇI MÜMTAZ SOYSAL Bitlis Bitti mi? KUŞ uçuşuyla Ankara’nın 1100 kilometre doğusundaki küçük bir kentin dertlerini başkenttekiler kolay kolay duyar mı? Hele dramatik terör olayları pek yoksa. Ama, tek bir sigara fabrikasından başka dişe dokunur hiç sanayi kuruluşu olmayan bir yerde o tek fabrikanın da kapanacak olmasından daha dramatik olay olabilir mi? Evet, Tekel’in altı fabrikası şubatın son haftasında BAT adlı İngilizAmerikan şirketine satıldıktan sonra en büyük darbeyi yiyecek olanlar, Bitlis’teki o fabrikanın işçileridir. Başka yerlerdeki tütün işçileri çalışacak bir yer bulabilirler ama, Bitlis’tekiler ne yapacak? Üstelik, 300 işçinin üçte biri de kadın. Hangi fabrikaya gidip çalışacaklar? Bitlis kenti, Van Gölü kıyısındaki Tatvan ilçesinden de çaresiz. Birkaç araba tamirhanesi ve küçük atölyeden başka hiçbir şey yok. Satış ihalesinin ardından işçinin, kadınlı erkekli, haftalarca fabrikaya kapanıp direnmesi boşuna mı? Ayrıca, küçücük ilin çeşitli yerlerinde tütün yetiştiren 12 bin 250 üreticinin aileleri de tasalı. Tekel’den başka alıcıları olmadığı için, fabrika kapanınca onlar da işsiz kalacak. Çünkü, tütünden başka ürünlerde de olduğu gibi, yabancı sermayenin derdi, üretmek değil, tiryaki cenneti sayılan ve bu bakımdan dünyada sekizinci bilinen Türkiye’nin sigara pazarını ele geçirmek. ysa, gerçek sigara tiryakileri, rahmetli Bülent Ecevit’in vaktiyle hep söylediği gibi, en iyi sigaranın Bitlis tütününden yapıldığını söyleyeceklerdir size. Ama yabancı şirket bu gibi inceliklere vakit ayıracak değildir; başka yerlerde ürettiği ve daha güçlü bağışıklık yapması için kimyevi işlemlerden geçirdiği sigaraları, sağlığı konusunda hiçbir endişe duymayacağı tüketiciye satabilmektir onu ilgilendiren. Bu açıdan bakınca, nikotin düşmanı olanlarımızın sigara fabrikaları satıldı diye sevinmesi kadar yanlış bir şey olmaz. Yabancılara satış, tiryakiliği arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Olacak olan, bu ülkeye özgü ender tütün türlerinden biri olarak başka türlü değerlendirilebilecek bir ürünün daha kökünü kurutmaktan başka bir şey değildir. Türkiye, doğasının zenginliklerini böyle teker teker kaybetmeye mahkum mudur? Bir halkın devleti kendi toprağına karşı bu denli hoyrat olabilir mi? zimli ve uzmanlaşmış insanlar eliyle iyi yönetilse ülke dışında muazzam gelir kaynağı olabilecek bir sanayi dalını, üstelik işçiyi ve üreticiyi mutsuz ederek yabancılara kaptırmak hangi akla hizmettir? Devlet, üstüne düşen sosyal görevleri yerine getirmek için para kazanmak ve mali gücünü arttırmak zorundadır. Başkalarını zengin etmek ve kendi vatandaşını kaderiyle baş başa bırakmak gibi bir gelişme nerede görülmüştür? ‘Utanç’ İtalyan basınında Bacca’nın öldürülmesi nedeniyle Türkiye’de duyulan derin şok ve utanca yer veren gazeteler, benzer olayların tüm metropollerde yaşanabileceğini belirtiyor NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA İtalya’nın en yüksek tirajlı gazetesi “Corriere della Sera” Pippa Bacca’nın trajik sonunu birinci sayfadan vermiş. Yanında da, “Avrupa’nın en dişi kabinesine” ilişkin haberler var: “Zapetero hükümetindeki kadın bakan sayısı, erkekleri solladı.” İki haberin ortasına “İspanya’daki devrimci dişi hükümetin” çarpıcı simgesi “hamile bakan Carme Chacon”un fotoğrafı yerleştirilmiş. 37 yaşında, yedi aylık hamile bakana “savunma bakanlığı” koltuğu verilmiş. Fotoğrafın yanında, Chacon’un ayrıca “Katalan” olduğu belirtiliyor. Genç, hamile, azınlığı temsil eden bir kadın, kabinenin “en erkek bakanlıklardan birine” Savunma Bakanlığı’na getiriliyor... Ve bu haber, Pippa Bacca’ya “tecavüz eden”, yetmezmiş gibi boğazlayan cani sapık Mustafa Karataş’ın ifşaatlarıyla yan yana gösteriliyor... GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Farklı dünyalar Sayfaya bakar bakmaz insanın üzerine çöken ilk izlenim: “Tanrım tam da işte ak ve kara gibi. Bu ne farklı dünyalar böyle!” duygusu oluyor. Kadın erkek eşitliğini, Avrupa’nın gerisine örnek teşkil edecek şekilde hayata geçiren, bunu bir “modernizm yarışına” dönüştüren bir ülke ile “Ortaçağ karanlığının kadın düşmanlığında” yaşayan bir dünyadan gelen, birbiriyle taban tabana zıt “iki kadın haberi”... İspanya’ da kadına biçilen yer ve değer ile; Türkiye’ de reva görülen yer ve değer arasında bilinçaltı/bilinçüstü karşılaştırmalardan kendinizi alıkoyamıyorsunuz... “Corriere della Sera”, faşizm kurbanı Lorca’nın “Kanlı Düğün” yıllarından bu yana İspanya’nın kat ettiği baş döndürücü mesafe ile Türkiye’den bir “Kanlı Gelin” öyküsünü yan yana getirerek, sanki bize bir turnusol testi sunuyor: “Bakın bu iki dünya hâlâ ne denli örtüşmez, ne denli farklı ve ne denli aşılmaz sınırlarla birbirinden ayrılıyor!” demeye getiriyor... O Pippa Bacca’ya ayrılan haberin içinde gerçi böyle doğrudan bir yorum yok. Hatta bu trajik olay karşısında Türkiye’ de duyulan derin şok ve utanç, İtalyan gazetelerinde istisnasız döne döne vurgulanıyor. Satıraralarında benzeri olayların, Roma periferisi dahil; dünyanın tüm metropollerinde yaşanabileceği ziyadesiyle hatırlatılıyor.... Ama “sunum” böyle; bu şekilde. Sunumun böyle olmasının ardında da, Türkiye’nin nerdeyse artık bir “seri şiddet” ülkesi olması yatıyor. Pippa Baca bağlamında şimdilik kimse açıklıkla dile getirmiyorsa da kuşkusuz düşünüyor: Rahip Santoro cinayeti, Hrant Dink Cinayeti, Pippa Bacca cinayeti... “Kadın olanın”, “azınlık olanın” her an şiddet ve tehdit altında olduğu bir ülke imajı... Buna ilaveten bir de kara efsane “Midnight Express”i katarsınız; kafalarda oluşan “Türkiye çağrışımının” ne olduğunu kolayca kestirebilirsiniz. Türkiye’de kuvvetle hissedilen “utanç duygusu” zaten bunun sonucu. Türk sanatçılar bölündü Türkiye’deki “utanç korosuna” aykırı düşen tek ses; İtalya’da çok sevilen ve büyük bir popülarite tabanına sahip olan Serra Yılmaz’dan geliyor. “Corriere del la Sera”ya demeç veren Yılmazözetle: “Bu utanç çığlıklarına doğrusu anlam veremiyorum ve katılmıyorum!” diyor: “Böyle bir olay maalesef dünyanın her yerinde olabilirdi. Olayın kahramanlarının illaki de bir Türk ve İtalyan olması gerekmiyordu. Fail ve kurbanın her ikisinin de ‘Türk’ ya da ‘İtalyan’ olduğu sıradan bir cinayet olayı olabilirdi bu. Bu nedenle şahsen ‘Türk olarak’ utanmam gerektiğine inanmıyorum...” Rakip gazete “Repubbiica” ile söyleşi yapan bir başka Türk sanatçısı Şükran Moral’in duruşu Serra Yılmaz’ın kinden tamamıyla farklı: “Ülkemi gayet tabii çok seviyorum ama maalesef Türkiye’de böyle şeyler olabilir!” diyor Moral: “Pippa’yı tanısaydım, kendisine bu yolcuğu yapmamasını salık verirdim. Pippa Türkiye’nin karanlık çehresiyle karşılaşmış ve bunu yaşamıyla ödemiştir. Türkiye’de kadın cinselliğinden korku duyan bir kadın düşmanlığı vardır...” Pippa Bacca A [email protected] Açlık her yerde ? Baştarafı 1. Sayfada CHP’den sosyal güvenlik protestosu CHP İstanbul İl Gençlik Kolları, TBMM’de bugün görüşülmeye devam edilecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasa Tasarısı’nı siyah örtüye sarılmış tabutla protesto etti. CHP’li gençler, “IMF değil, yaradan emekli etti” yazısı astıkları tabutu omuzlarında taşıyarak Beşiktaş’taki Atatürk Cumhuriyet Demokrasi Anıtı önünde toplandılar. “Mezarda emekli olmayacağız”, “Amerikan imamı, kaça sattın vatanı”, “Vatan namustur satılamaz” sloganları atan CHP’li gençler, “Genciz, güçlüyüz, Atatürkçüyüz”, “Vatanı ve Cumhuriyeti satan Cumhuriyet yıkıcıları derhal yargılansın” yazılı pankart ve dövizler taşıdılar. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Bangladeş’te halkın temel gıda maddesi olan pirinç karneye bağlandı. Filipinler, Endonezya ve Kamboçya gibi ülkelerde de pirinç satışlarında sınırlamaya gidildi. ABD gibi gelişmiş ülkelerdeki fiyat artışları sınırlı kalmasına karşın özellikle yoksul ülkelerdeki gıda fiyatlarındaki artışlar karşısında halk gıda için çatışmaya başladı. İnsanlar, zamları ve hayat pahalılığını protesto etmek için önce Mısır’da, ardından Haiti ve Tunus’ta isyan etti. Mısır’ın başkenti Kahire’nin 100 kilometre kuzeyindeki Mahal el Kübra’da yükselen gıda fiyatlarını protesto eden işçiler iki gün boyunca polisle çatıştı. Olaylarda yaralanan bir çocuk hayatını kaybetti. Ardından, Haiti’de kıtlık nedeniyle ayaklanma çıktı. Ürdün’de ise BM çalışanları maaşlarının enflasyon karşısında eridiği gerekçesiyle greve gitti. Tam 7 bin BM görevlisi grev yaptı. Haiti’nin başkenti Port au Prince’de bir hafta önce başlayan açlığı ve fiyat artışlarını protesto olayları, önceki gün yağmaya dönüştü. ‘Aç’ Haitililer Başkanlık Sarayı’na saldırdı, ancak sarayın çevresini kordon altına alan BM İstikrar Gücü’ne bağlı askerler, protestoculara göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Saraya yaklaşamayan halk, eli silahlı grupların öncülüğünde kent merkezindeki cadde ve dükkânları yağmalamaya başladı. ha daha okusaydım, dedim. Özakman, yazın sanatının bütün inceliklerini kullanarak Çanakkale Savaşları’nı somut, dokunulabilir, doğal hale getirmiş; Diriliş kitabı sanki etten kemikten, heyecandan ruhtan oluşmuş. Zaten en büyük mucize en doğal olan şeydir. 1915’e dek, 200 yıldır yenilmeyen İngiliz armadasının komutanları Ege açıklarına varınca, İstanbul’a ulaşma tarihi veriyor: 14 gün sonra! Sonuç? Çanakkale geçilmez! Nasıl geçilmez? Güruhla değil ruhla... Özakman öylesine çarpıcı rakamlar veriyor ki; örneğin Seddülbahir cephesinde bir gecede 5 bin askerimiz şehit oluyor... “Bugün savaşsız, çatışmasız geçti” denilen günlerdeki şehit sayımız 300... Kalelerin insan bedeninden yapıldığı bir savaş! Özakman sık sık şu vurguyu yapıyor: Onlar Çanakkale askeriydi! Çanakkale ile birlikte yepyeni bir ruh doğmuştu. Bu, vatan ruhuydu! ??? Çanakkale’de “vatan” kavramının yanı sıra bir doğum daha yaşandı: Mustafa Kemal... Özakman, Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşları’ndaki yerini, ağırlığını öylesine somut, sade ve gerçekçi anlatıyor ki; efsaneler yavan kalır! 25 Nisan 1915 günü, üstlerinden emir beklemeden savaşa katılıyor ve en kritik anda, İngilizlerin “işi bitirdik” demesine ramak kala, oyunu bozuyor... Sonrasında savaşın nasıl seyredeceğine ilişkin öngörülerini üstlerine anlatıyor, çoğuna inandıramıyor ama yılmıyor... Ya o, Hamilton’ın “son vuruşu” hesapladığı çıkarmayı boşa çıkarma harekâtı... Sonunda cephenin en üst komutanlarının da üzerinde birleştiği gerçek: Bölgedeki tüm güçlerin komutanlığını Mustafa Kemal üstlenmeli! Mustafa Kemal, “bu kadar yetki çok gelmez mi” diyenlere verdiği “az gelir” yanıtının hakkını sonuna kadar veriyor ve emperyalist güçler geldikleri gibi gidiyor! Özakman, Yahya Çavuş’tan Hüseyin Avni’ye Çanakkale’nin öteki kahramanlarının da hakkını veriyor. Birkaçı hariç Çanakkale’nin bütün komutanlarının Kurtuluş Savaşı’na katılması da buradaki “doğumun” bir başka göstergesi... ??? Diriliş için “bugünün kitabı” da diyebiliriz! Bir örnek: Askerlerimiz Çanakkale’de kahramanca savaşırken İstanbul’da yönetim makamlarındaki kimileri şu duayı ediyor: “İngilizler kazansa da onların mandasını kabul edip rahat etsek!” İngilizler kaybedince üzülüyorlar... Çanakkale, 1. Dünya Savaşı’nın en kritik cephelerinden biriydi. Bugün adı konmamış bir 3. Dünya Savaşı’nı yaşıyoruz. Türkiye yine kritik cephelerin başında geliyor. Ülke deyim yerindeyse tam bir “geriliş” içinde. Yönetim makamlarındakiler, Türk insanının duygularını hiçe sayıp AB’den gelen kurtarıcılara sarılıyorlar. Turgut Özakman her ne kadar “biraz geç yazdım” dese de tam zamanında yayımlanmış bir kitap. Bugünkü “geriliş” ortamından mutlaka bir “diriliş” çıkmalı... Çıkacak... Atatürk’ün deyişiyle muhtaç olduğumuz kudret Çanakkale’de mevcut... ankcum?cumhuriyet.com.tr Yeşil giyisilerle gömülecek İtalyan sol entelektüellerin gazetesi “Manifesto” da haberi, Fatih Akın’ın “Duvara Karşı” filminin İtalyancadaki adı “Türk Gelin” başlığı ile vermiş... Türk basınında kullanılan “İtalyan Gelin” başlıklarını başka deyişle, “Türk Gelin” başlığına çevirmiş.., Burda da satır arasındaki vurgu gene hem Akın’ın filminde Türk kadının yaşadığı “baskı ve şiddet cehenemine” yapılan bir gönderme; hem de tam da anladığınız anlamda! Türkiye’nin “şiddet, baskı ve ölüm kültürüyle” yapılan bir “tecavüz ve ölüm izdivacı” çağrışımı var.... Bu trajik olayda karşımıza çıkan ilginç bir başka metafor da Pippa Bacca’nın ailesinin sanatçı için özellikle “yeşil bir tabut” istemesi. İslamın kutsal rengi “yeşil”, Pippa’nın meğer en sevdiği renkmiş. Takıntılı bir “yeşil” tutkunu olan Pippa Bacca’ nın tüm özel eşyalarının hepsi çanta, elbise. ..vs “yeşil” renkteymiş. Geçmişte bir İrlanda seyahatinde “yeşile” gönül veren Pippa’nın bu tercihinde herhangi bir İslami yön ya da vurgu yok. Ama tesadüf işte... İtalya’da cumartesi kaldırılacak cenazede, Milano’lu sanatçı “yeşil” bir tabutta, “yeşil” giysilerle gömülecek... SHP lideri, siyasi partiler ve seçim yasalarını eleştirdi İlhan Selçuk ameliyat olacak ? Baştarafı 1. Sayfada Karayalçın: Ülke tek partili hale getiriliyor İstanbul Haber Servisi Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçın, seçim sisteminin yaklaşık son 30 yıldır Türkiye’de bir temsil krizi yaşattığını belirterek “Yıllarca Türkiye’yi iki buçuk parti yönetti. Bugün ise daha tehlikeli bir süreç gelişiyor. Türkiye hızla tek partili hale getiriliyor” dedi. Kongreye tek aday olarak giren Sarıyer İlçe Başkanı Ali Sönmez, yeniden başkanlığa seçildi. Karayalçın, dün SHP Sarıyer İlçe Örgütü’nün 3. Olağan Kongresi’ne katıldı. Konuşmasının başında gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’a “geçmiş olsun” dileğinde bulunan Karayalçın, “İlhan Ağabeyimizi seviyoruz. İlk kez kendisi için Ağabey sözcüğünü kullanıyorum” dedi. Siyasi Partiler ve Seçim yasalarını eleştiren Karayalçın, “Bu yasalar Türkiye’nin siyaset alanını oluşturuyor. Bu ni bu iki partinin temsil etmesi mümkün değildir” diye konuştu. Karayalçın, baraj sistemi ile 12 Eylül anlayışının korunmaya çalışıldığını söyleyerek, bu düzenlemeyle Türkiye’nin hızla tek parti anlayışına doğru sürüklendiği uyarısında bulundu. Karayalçın, CHP’ye yönelik de 22 Temmuz genel seçimlerinde solda birlik çalışmalarını engellediği eleştirisinde bulundu. BM askerleri havaya ateş açıyor Giderek artan yağmalama ve şiddet olayları nedeniyle başkentte yaşam durdu. Yağmanın diğer kentlere sıçramasından çekinen BM askerleri, olayları havaya ateş ederek durdurmaya çalışıyor. Şiddet olayları sırasında birbiriyle de çatışan grupların cesetleri başkent sokaklarında. Tunus’un orta kesimlerindeki Redeyef’te, hayat pahalılığı ve işsizliği protesto eylemlerinde polis ile göstericiler arasında üç gündür şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Öte yandan küresel ısınmanın da etkisiyle dünya çapında artan açlık ve yoksulluk riski, Hollywood yıldızlarını da harekete geçirdi. ABD’de hükümet, sivil toplum örgütleri, gönüllü gruplar ve Hollywood yıldızlarının desteğiyle yoksul kadınlara destek olmak için 1.5 trilyon dolarlık bir fon oluşturulacağı duyuruldu. Oluşturulacak fon hakkında bilgi veren Kadın Kalkınma Birliği (WFDA), söz konusu kaynağın dünya çapındaki 1 milyarı bulan yoksul kadınlar için kullanılacağını açıkladı. ‘AKP kayıp yaşayacak’ AKP iktidarının, seçmenin oy verme eğilimleri irdelendiğinde bu yerel seçimlerle birlikte iktidardan düşeceğini anlatan Karayalçın, “AKP 3 Kasım’da kazandı, 2004 yerel seçimlerinde başarısını sürdürdü. 22 Temmuz genel seçimlerinde yine tek başına iktidar oldu. Eğer seçmen eğilimi 58 yıllık geleneğini sürdürürse, AKP 11 ay sonraki yerel seçimlerde büyük bir kayıp yaşayacaktır” dedi. Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesi’ne gelerek Başyazarımız Selçuk’a geçmiş olsun dileklerini ileten ve ziyaretçi defterini imzalayan bazı isimler ise şöyle: CHP İstanbul Milletvekili Sacit Yıldız, SHP Parti Meclise üyeleri Doğan Çakmak ve Barış Özkan, sanatçı Rahmi Saltuk, İşadamı Hayyam Gariboğulu, Prof.Dr. Sabati Özdemir, Avukat Esin Özdemir ve Nazım Hikmet Kültür Vakfı’ndan Moris Gabbay. Milliyet yazarı Melih Aşık, yazar Muzaffer İzgü, 1997’de hayatını kaybeden gazeteci Mustafa Ekmekçi’nin kızı ve ailesi, Selçuk’un yakın arkadaşı doktor Alparslan Berktay gazetemizi arayarak Selçuk’a geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Faks ve telefonla gazetemize ulaşarak Selçuk’a geçmiş olsun dileklerini ileten okurlarımızın isimleri ise şöyle: Prof. Dr. Güven Arsebük, Ali Özcan, SelmaReha Bavbek, NurselAtilla Mora, Ferudun Tokalp, Nuran Medoğlu, Talat Başar, Selma Karatapan, Musa Tutal, Arap Eroğlu, Cemil Halis, Murat Erdoğan, Hasan Karagören, FüsunİlhanSenih Onur, Erdal Özgüç. MEB’den ‘OKUT’ açıklaması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı, Okul Kütüphane Otomasyon Sistemi’ndeki (OKUT) skandal boyutlara ulaşan harf hatalarının düzeltildiğini açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in talimatıyla başlatılan incelemede, yanlışlığın kasıtlı yapılmış olarak değerlendirmenin projeye haksızlık olduğu belirtilirken, sisteme nereden girildiği belli olduğundan kasıt ya da suistimal olanlar hakkında işlem yapılacağı kaydedildi. ‘alan’ siyaseti tekelci bir yapılanmaya sürüklüyor. İki, bilemediniz iki buçuk partinin güçlü olduğu bir sistem öngörülüyor. Her seçimde biri gidecek, diğeri gelecektir. Oysa, toplumun tüm kümelenmeleri C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle