05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER AB Komisyonu Başkanı’nın, Bartholomeus’u ziyaret edecek olması ‘ekümenik tartışması’ endişesi yarattı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Demokrasi ve Laiklik ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Morton Abramowitz ile Lehihg Üniversitesi öğretim görevlisi J. Barkey’in 5 Nisan tarihli Newsweek dergisinde yayımlanan yazılarını okuduğumda, kimi AB yetkililerinin demeçlerini gördüğümde olduğu gibi, yine hiç şaşırmadım. Bu zatlar için önemli olan Türkiye’deki iktidarın kendi çıkarlarına hizmet etmesi, Ankara’nın istekleri karşısında uysal bir çocuk olmasıdır. Onların ülkemizdeki “demokrasi” ve “istikrar”dan anladıkları budur. Dikkat edilince açıkça görülür ki bu ölçütlere uymayan iktidarlar dönemi ne demokratik sayılır, ne istikrarlı ne de ilerici... Artık “ilerici” sıfatı, küreselleşmenin büyük sermaye yararına dayattıklarını, sorgulamaksızın kabul eden, yerine getiren, kendi ulusal çıkarlarını hiçe sayıp, en kritik sektörlerde bile ulusal denetimi kaybetmeyi içine sindiren iktidarlardır. Demokrasiden murat ise, kendi kamuoyundan çok, dışarıdan yönetenlerin isteğine ve baskısına kulak veren onların tepkilerine açık olan rejimlerdir. Yukarıda sözünü ettiğim yazı, bütün bu özellikleri gayet açık biçimde gözler önüne seriyor. Bu tür tepkilerin sahipleri, içerdeki “entel liboş” (liboş sözcüğü salt liberal kavramını karalamamak için seçilmiştir, hakaret maksadıyla değil) uzantılarıyla birlikte garip bir karşıtlık da yaratıyorlar: “Laikler ve demokratlar.” ??? Bu ayırımın yapay olduğu, demokrasiyi bilen herkesin malumudur. İnanç özgürlüğünün güvencesi olan laiklik olmadan, hele hele dini yanı ağır basan toplumlarda demokrasi olamayacağını herkes bilir. Bilmeyenler de, yöneticilerin seçimle işbaşına geldikleri İran İslam Cumhuriyeti örneğiyle gerçeği öğrenebilir. Kısacası her demokratik rejim kaçınılmaz olarak, laik olmak zorundadır. Ama otomatik olarak bunun tersini, yani her laik rejimin demokratik olduğunu söylemek yanlıştır. Ama burada ince bir ayırımın özenle üzerinde durmak gerekir. Laik rejim toplumun bir bölümünün inanç özgürlüğüne saygı gösterirken öbürlerinin inançlarını görmezden gelemez. Öyle olduğu zaman, rejim kendi laik niteliğini yitirmiş olur. Bu yüzden katı laiklik deyimi, çağımızda anlamını yitirmiş bulunmaktadır. Belki de Fransa veya ondan esinlenmiş ülkelerin ilk laiklik dönemlerinde geçerli olan bu anlayış artık tarihe karışmış bulunmaktadır. Bir rejim inanç özgürlüğüne saygılı olabilir, bu açıdan da laik sıfatını hak edebilir, ama kimi siyasi veya bireysel özgürlüklere saygı göstermeyerek demokratik olmayabilir. Bu gerçeğin altını çizmeliyiz. ??? Bizim Türkiye’de savunduğumuzsa anayasanın 2. maddesinde de ifadesini bulmuş olan “laik, demokratik, hukuk devleti”dir. Bunların hiçbirinin birbirine önceliği ve üstünlüğü yoktur ve bunlar birbirlerinden ayrı olarak ele alınamazlar. O yüzdendir ki “Laikliği korumak için demokrasiyi feda edebilir miyiz” görüşü bir anlam taşımaz. Peki, bu niteliklerden biri ortadan kaldırıldığı zaman ne olacaktır? Tabii ki rejimin demokratik niteliği çiğnenecektir. O zaman bu niteliklerin herhangi bir erk tarafından çiğnenmemesi için ne yapılmalı? Örneğin laikliğin çiğnenmesi halinde, artık meşru müdafaa hali söz konusu olduğu düşünülerek iktidar darbeyle mi devrilmeli? O zaman yine 2. maddeye aykırı davranılmış olmayacak mı? Bizim demokrasimiz, bunun çaresini, anayasal ihlallerin anayasal yargı denetimiyle saptanması ve engellenmesi yoluyla bulmuştur ki birçok gelişmiş demokrasi de aynı şeyi yapmaktadır. Yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyla, laikliği demokrasiyle koruma mekanizmasını harekete geçirmiştir. Bu açık gerçeği görmeden yapılan yorumlar ve sınıflandırmalar, demokrasi kavramını kavramamış, çıkar amaçlı çıkışlar olmaktan öteye geçemezler. Barroso’ya müftü ısrarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun göreve geldikten sonra Türkiye’ye bugün yapacağı ilk ziyarette ana gündem Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecine dayalı reformları ve atılması gereken adımlar olacak. TBMM’de konuşma yapacak olan Barroso’nun, Fener Rum Patrikliği ve İstanbul Müftülüğü’nü de ziyaret etmesi planlanıyor. AB ile yapılan protokol ayarlamaları sürecinde Barroso’nun ilk önce sadece Patrik Bartholomeos’u ziyaret etmek istediği ancak “ekümeniklik” tartışması çıkmasın diye Ankara’nın da ısrarı ile İstanbul Müftüsü’nü ziyaretini de programına eklediği öğrenildi. AB’nin genişlemeden sorumlu üye ? AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Rehn’le birlikte Türkiye’ye gelecek olan Barroso’nun Patrikhane’yi de ziyaret etmek istediği öğrenilince, AB içinde “ekümenik” tartışmasının ortaya çıkmaması için ara yol formülü bulundu. Bu kapsamda Dışişleri Bakanlığı Barroso’ya İstanbul Müftüsü Çağrıcı’yı da ziyaret etmesinin daha uygun düşeceği bilgisini iletti. Barroso da bu istemi reddetmedi. si Olli Rehn’le birlikte gelecek olan Barroso, Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanvekili ve TBMM’de grubu bulunan partilerin genel başkanlarıyla görüşecek. Barroso CHP lideri Deniz Baykal ile 17.30’da, MHP lideri Devlet Bahçeli ile 17.50’de ve DTP Grup Başkanı Ahmet Türk ile 18.10’da Meclis’te bir araya gelecek. Barroso, İstanbul temasları kapsamında Fener Rum Patriği Bartholomeos’un yanı sıra İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı ile de bir araya gelecek. Ancak bu programın gerçekleşmesinin asıl nedeninin, protokol konusunda yaşanan sıkıntı olduğu öğrenildi. Barroso’nun programı dahilinde Patrikhane’yi de ziyaret etmek istediği Ankara tarafından öğrenilince, AB içinde “ekümenik” tartışmasının ortaya çıkmaması için ara yol formülü bulundu. Dışişleri Bakanlığı Barroso’ya İstanbul Müftüsü Çağrıcı’yı da ziyaret etmesinin protokol anlamında daha uygun düşeceği bilgisini iletti. Barroso da bu istemi reddetmedi. Dışişleri Bakanlığı’ndan edinilen bilgilere göre, AB Komisyonu Başkanı, temaslarında Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinde bir değişiklik olmadığı mesajını verecek. Böylece bazı AB ülkelerinin bu konudaki tereddütleri giderilecek. Ziyarete ilişkin değerlendirmeler şöyle: ? Ziyaret, AKP’ye yönelik kapatılma davasıyla ilgili değil. Ocak ayında planlanmıştı ancak şimdi gerçekleşebildi. AB kurumları aday ülkelerdeki tüm gelişmeleri doğal olarak ya kından izliyor. AB’den kapatma davasıyla ilgili resmen bilgi istenmedi. AB, Türkiye’deki kendi temsilciliği aracılığıyla bilgi sahibi oluyor. ? AB, hem üye hem de üyeliğe aday ülkelerdeki gelişmelerin AB’nin genel değerlerine uygun olmasını gözetiyor. Bunun yanında AB, Avusturya’da olduğu gibi halkın oylarıyla Meclis’e gelen partilere de uyarıda bulunabiliyor. Türkiye’de halen AB’ye uyum çerçevesi içinde yasalaşması gereken 200 yasa çalışması ve 600 kadar kararname bekliyor. ? Resmi görüşmelerin ana gündemi, AB’ye tam üyelik sürecinde yapılması gerekenler ve reformlar olacak. Kıbrıs’ın limanlarla ilgili iddiaları da gündeme gelecek. ‘RESMİ GÖRÜŞME’ HASSASİYETİ TBMM’de tezekli basın toplantısı CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Onur Öymen, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yönelik 12 milyar dolarlık bir yatırımdan söz ettiğini vurgularken “Benzer açıklamaları geçmişte çok duyduk” dedi. CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt de yanında getirdiği tezekleri göstererek “21. yüzyılın ayıbı olan tezekle ısınan çocuklarımız büyük şehirlerde okuyan çocuklarla yarışamadığı için ÖSS’de ve diğer eğitimlerde başarılı olamamaktadırlar” dedi. (Fotoğraf: AA) Baykal’dan Meclis’te randevu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya TBMM’de randevu verdi. TBMM’de milletvekillerine seslenecek olan Barroso, ana muhalefet partisi lideri Baykal ile de bir araya gelecek. AB tarafının görüşmenin Barroso’nun otelinde olmasını istediği, ancak Baykal’ın “ilke olarak otellerde görüşmelere karşı olması ve görüşme yerinin resmi olmasında yarar görmesi” nedeniyle TBMM’deki odasında randevu verdiği öğrenildi. Baykal’ın “Türkiye’de anayasal kurumların görevini yapması AB’nin iznine bağlı değildir” görüşünü Barroso’ya iletmesi bekleniyor. Güvenlik gerginliği Bu arada, ziyaret öncesinde güvenlik gerginliği yaşandı. Fransızca konuşan güvenlik görevlilerinin Baykal’ın 2. kattaki odasını inceledikleri ve görüşmenin güvenlik gerekçesiyle 1. kata alınmasını istedikleri öğrenildi. TBMM Protokol Müdürlüğü yetkililerinin ise “TBMM güvenlidir. Daha önce de devlet başkanları geldi. Genel başkanlar nerede isterse görüşme orada olur” diyerek bu isteği geri çevirdikleri öğrenildi. AB’nin çifte standardı Barroso ve Rehn’in AKP davasına ilişkin gözdağı niteliğindeki açıklamaları, ilerleme raporlarında Türkiye’ye önerilen yargı bağımsızlığı ve AİHM içtihatları ile çelişiyor BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve birliğin genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in bugünkü Ankara temasları öncesinde, “AKPnin kapatılmaması için gözdağı veren” açıklamaları, iki yetkilinin Türkiye’ye karşı önyargılı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Barroso ve Rehn’in açıklamaları, tarafsız olması gereken AB’nin siyasal açıdan AKP yanlısı tutumunu da tescil etti. Oysa, AB Komisyonu’nun 1998’den bu yana hazırlamakta olduğu “Türkiye’nin AB yolunda fotoğrafı” özelliğini taşıyan ilerleme raporlarında, yargı bağımsızlığına vurgu yapılırken, “Türkiye’nin AB yol haritası olan” 2005 tarihli Müzakere Çerçeve Belgesi’ne göre Türkiye’ye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarını kabul etmesi zorunluluğu getiriliyordu. Bu bağlamda da AİHM’nin Refah Partisi ve Leyla Şahin davalarındaki içtihatları göz önüne alındığında, AKP’nin kapatılması davasına ilişkin olarak AB Komisyonu’nun siyasal açıdan tepki göstermemesi gerekiyordu. la gelişme kaydetme yönünde çaba sarf etmesini; özellikle işkence ve kötü muamele ile mücadelede sıfır tolerans politikalarına ve ifade özgürlüğü, din özgürlüğü, kadın hakları, sendikal haklar da dahil ILO standartları ve azınlık hakları ile ilgili hükümlerin uygulanmasına ilişkin mevzuatı ve uygulama tedbirlerini konsolide etmesini ve genişletmesini beklemektedir” deniliyor. AİHM’nin içtihatları, Avrupa içtihat hukukunun başında yer alıyor. MHP’DEN UYGULAMAYA TEPKİ AKP oylarıyla Meclis’te konuşacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun bugün saat 17.00’de genel kurulda konuşma yapacak olması TBMM’de tartışma yarattı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, genel kurulda, Meclis Başkanlığı’ndan gruplarına gönderilen bir yazıda, “Barroso’nun saat 17.00’de genel kurulda konuşma yapacağının belirtildiğini’’ söyledi. Bu durumu eleştiren Vural, “Bu, milli irade olmadan burada birilerinin konuşması demektir’’ diyerek, Barroso’nun genel kurulda konuşabilmesi için milletvekillerinin onayının alınması gerektiğini söyledi. TBMM Başkanvekili Eyyüp Cenap Gülpınar, bunu zaten genel kurulun onayına sunacağını söyledi. Barroso’nun konuşma yapması, AKP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Müzakere belgesi... Müzakere Çerçeve Belgesi’nin “Müzakerelere İlişkin İlkeler” başlıklı birinci bölümünün dördüncü maddesinde, “Birlik, Türkiye’den, reform sürecini sürdürmesini ve Avrupa içtihat hukuku da dahil olmak üzere, özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı gibi ilkeler bakımından daha faz DENİZ BAYKAL: AB’de ‘nikâh’ değil, ‘kuma’ zihniyeti hâkim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Deniz Baykal, Diyarbakır’da örgütlü 17 sivil toplum kuruluşunun yöneticileriyle yaptığı görüşmede, “Biz, 1989’da Kürt raporu ile DGM soruşturmasını göze alarak devleti kimsenin etnik kökenine karışmamaya çağırmış partiyiz. Devlet etnik kördür, kimseyi asimile etmeye hakkı yoktur” mesajı verdi. Baykal, AB’ye karşı olmadıklarını vurgularken “Tek başına halay çekilmez. AB’de ‘nikâh olmasa da seni kuma olarak alacağım’ zihniyeti hâkim” dedi. Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları yöneticileri önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan ve Baykal’la görüştü. CHP İletişim Koordinatörlüğü’nden yapılan açıklamada bu toplantıda Baykal’ın verdiği mesajlar şöyle özetlendi: Kürt raporu hazırladık: Devletin görevi kimseyi etnik kökenler temelinde duyarlılıkları, etnisite farklılıklarını güçlendirmeye yönelik teşvik etmek de değildir. Kişisel kültürel haklar, kamusal alanın değil özel alanın olgusudur. Devlet etnik kördür: Devlete göre sadece yurttaş vardır. Devletin kimseyi asimile etmeye hakkı yoktur... Kimse kendi kimliğini diğerine empoze etmemelidir. GAP olağanüstü önemli: GAP; AKP iktidarının işbaşına geldiği günden bu yana en çok ihmal edilen bir proje olmuştur. Bu bölgenin ekonomik alandaki geri kalmışlığı konusunda devlet sorumluluğu üstlenmelidir. AB’de ‘kuma’ zihniyeti hâkim: Biz AB’ye değil, iktidarın bu konuda izlediği teslimiyetçi, haksızlığı hazmetme tavrına karşı çıkıyoruz. CHP, TCK’nin 301. maddesinde yapılmak istenen değişikliğin yabancıları memnun etmek için olduğu görüşünde ‘Dış baskıyla değişikliğe karşıyız’ ‘BAŞKANI BEKLEMEYİ UYGUN BULDUM’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanıvekili Güldal Mumcu, TCY’nin 301 ve 305. maddelerinde değişiklik öngören teklifi komisyona sevk etmemesine ilişkin eleştirilere, “Çok acil bir konu olmadığı kanaatindeyim. Meclis Başkanı’nı beklemeyi daha uygun buldum” yanıtını verdi.Mumcu dün Çek Parlamentosu Temsilciler Meclisi Avrupa İşleri Komitesi üyelerinden oluşan bir heyeti, makamında kabul etti. Kabulde gazetecilerin, yasa değişikliğini komisyona sevk edip etmediğine ilişkin soruları üzerine Mumcu, “Meclis Başkanı’nı beklemeyi daha uygun buldum. Çok acil bir konu olmadığı kanaatindeyim. Meclis Başkanı geldiği zaman da bu hallolabilir” dedi. Mumcu, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın bu konuyla ilgili kendisini arayıp aramadığına ilişkin soruyu ise yanıtsız bıraktı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanvekili, CHP’li Güldal Mumcu’nun, TCY’nin 301. maddesine ilişkin değişiklik teklifini komisyona göndermemesi AKP’lileri kızdırırken, CHP’den destek açıklamaları geldi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında konuşan CHP lideri Deniz Baykal, AKP’nin kapatma davasıyla ilgili dış baskıların “hükümet tarafından yönlendirildiği, tahrik ve teşvik edildiği izlenimine” dikkat çekti. Baykal, TCY’nin 301. maddesiyle ilgili olarak da “dış baskıyla” öneri getirildiğini vurgularken, “Cumhurbaşkanı’na yargısal bir görev verilmek istenmesi anayasa ile bağdaşmaz” görüşünü dile getirdi. Baykal, “AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso buradayken adım atma gayreti gösterilmek istendi. Büyük bir zaman baskısı yaparak Meclis’ten geçirmek istemeleri AB’ye mesaj verme ihtiyacından kaynaklanıyor” dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da yaptığı açıklamalada TCY’nin 301. maddesindeki değişiklik teklifine ilişkin olarak “(AKP) Türbanla ilgili anayasa değişikliği yaparken 301’i niye çıkarmadı? MHP ile pazarlık yapmıştı çünkü” dedi. Değişikliğin Barroso Türkiye’ye gelmeden yapılmak istendiğine de dikkat çeken Anadol, “301’i değiştirmek için bu kadar kararlısınız da niye bir Bakanlar Kurulu toplantısı sonunda hükümet tasarısı sevk etmiyorsunuz?” diye konuştu. Anadol, 301. maddeden soruşturma izninin Cumhurbaşkanı’na verilmesi konusunda, “Dış baskılarla TBMM kanun çıkarmaz. Cumhurbaşkanı’na bu yetkinin verilmesi, hukuken sakat bir durum’’ değerlendirmesini yaptı. etmek için’’ gündeme geldiğini, dış baskıların ürünü olduğunu söyledi. Öymen TBMM’nin dış baskılarla bir yasa değişikliğini görüşmesini “hazin” olarak niteledi. Öymen, “301. maddeyle ilgili bir iki dava açıldığında kıyameti koparan yabancılar, sadece birkaç isim söylüyorlar. Aynı maddeden Cüneyt Arcayürek, Melih Aşık için dava açılmış, hiç kimsenin ağzında isimleri yok. Çünkü himaye etmek istedikleri insanlar aleyhine dava açılınca tepki gösteriyorlar. Bu çifte standarttır’’ dedi. 301.maddeden soruşturmaya Cumhurbaşkanı’nın karar vereceğine işaret eden Öymen, bunun Cumhurbaşkanı’na “mahkemeler üzerinde mahkeme” görevi vermek anlamına geldiğini kaydetti. Öymen, “Eğer ‘Hukuk reformu yapmak lazım’ diyorsanız, bunu sizden önce söylüyoruz. AB’nin başka talepleri de var, mesela dokunulmazlıkların kaldırılması, niye kaldırmıyorsunuz?’’ diye konuştu. ‘Göze girmek istiyorlar’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen de teklifin, “Yabancıların gözüne girmek, yabancıları memnun C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle